|  | Şiir-Çile |  | 
|  08-22-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Şiir-ÇileÇile Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam, Gezdirsin boşluğu ense kökünde Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde     Pencereye koştum: Kızıl kıyamet Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı Sonsuzluk, elinde bir mavi tulbent, Ok çekti yukardan, üstüme avcı Ateşten zehrini tattım bu okun, Bir anda kül etti can elmasımı   Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un, Kustum, öz ağzımdan kafatasımı Bir bardak su gibi çalkandı dünya; Söndü istikamet, yıkıldı boşluk   Al sana hakikat, al san rüya İşte akıllılık, işte sarhoşluk Ensemin örsünde bir demir balyoz, Kapandım yatağa son çare diye   Bir kanlı şafakta, bana çil horoz, Yepyeni bir dünya etti hediye Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor; Makânı bir satih, zamanı vehim   Bütün bir kahinat muşamba dekor, Bütün bir insanlık yalana teslim   Nesin sen, hakikat olsan da çekil Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam Otursun yerine bende her şekil; Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın, Benliğim bir kazan ve aklım kepçe, Deliler köyünden bir menzil aşkın, Her fikir içimde bir çift kelepçe   Niçin küçülüyor eşya uzakta? Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl? Zamanın raksı ne bir yuvarlakta? Sonum varmış, onu öğrensem asıl? Bir fikir ki sıcak yarad kezzap, Bir fikir ki, beyin zarında sülük   Selam sana haşmetli azap; Yandıkça gelişen tılsımlı kütük   Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol Ey yedinci gök, esrarını aç Annemin duası, düş de perde ol Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç Uyku, katillerin bile çeşmesi; Yorgan, Allahsıza kadar sığınak   Teselli pınarı, sabır memesi; Size şerbet, bana kum dolu çanak   Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet, Sırrını ararken patlayan gülle? Yeşil asmalarda depreniş, şehvet; Karınca sarayı, kupkuru kelle     Akrep nokta nokta ruhumu sokmuş, Mevsimden mevsime girdim böylece   Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş, Fikir çilesinden büyük işkence   Evet, her şey bende bir gizli düğüm; Ne ölüm terleri döktüm, nelerden Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm, Yetişir çektiğim mesafelerden Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz; Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık   Her gece rüyamı yazan sihirbaz, Tutuyor önümde bir mavi ışık   Büyücü, büyücü ne bana hıncın? Bu kükürtlü duman, nedir inimde? Camdan keskin, kıldan ince kılıcın, Bir zehir kıymak gibi, beynimde   Lugat, bir isim ver bana halimden; Herkesin bildiği dilden bir isim Eski esvaplarım, tutun elimden; Aynalar söyleyin bana, ben kimim? Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa, Arzı boynuzunda taşıyan öküz? Belâ mimarının seçtiği arsa; Hayattan muhacir; eşyadan öksüz? Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kafdağı, Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim, Dev sancılarımın budur kaynağı Ne yalanlarda var, ne hakikatta, Gözümü yumdukça gördüğüm nakış   Boşuna gezmişim, yok tabiatta, İçimdeki kadar iniş ve çıkış   Gece bir hendeğe düşercesine, Birden kucağına düştüm gerçeğin   Sanki erdim çetin bilmecesine, Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin   Açıl susam, açıl Açıldı kapı; Atlas sedirinde mavera dede   Yandı sırça saray, ilahi yapı, Binbir avizeyle uçsuz maddede   Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik; Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur   İçiçe mimari, içiçe benlik; Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur Nizam köpürüyor, med vakti deniz; Nizam köpürüyor, ta çenemde su   Suda bir gizli yol, pırıltılı iz; Suda ezel fikri, ebed duygusu   Kaçır beni ahenk, al beni birlik; Artık barınamam gölge varlıkta   Ver cüceye, onun olsun şairlik, Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta   Öteler öteler, gayemin malı; Mesafe ekinim, zaman madenim   Gökte saman yolu benim olmalı; Dipsizlik gölünde, inciler benim   Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök Heybem hayat dolu, deste ve yumak   Sen, bütün dalların birleştiği kök; Biricik meselem, Sonsuza varmak     Necip Fazıl Kısakürek26 Mayıs 1905'da doğdu  Maraş'lı bir soydan gelen Necip Fazıl'ın çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının İstanbul Çemberlitaş'ta ki konağında geçti  İlk ve orta öğrenimini Amerikan ve Fransız kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde (Askeri Deniz Lisesi) tamamladı  Lisedeki hocaları arasında dönemin ünlülerinden Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi (Akseki), İbrahim Aşkı gibi isimler vardı  | 
|   | 
|  | 
|  |