Meryem Suresi |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Meryem Suresi=19 Meryem Suresi= 1- Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd 2- Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadır 3- Bir zamanlar o, Rabbine gizlice (içinden) yalvarmıştı 4- Şöyle demişti: "Ey Rabbim! Şüphesiz (artık öyle bir durumdayım ki) benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım(ın saçı) bembeyaz alev gibi tutuştu Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadım " 5- "Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek varislerden endişedeyim Karım da kısır bulunuyor Onun için katından bana bir çocuk ihsan et " 6- "Ki bana da mirasçı olsun, Yakub ailesine de mirascı olsun Rabbim, onu sen rızana kavuştur " 7- (Allah şöyle buyurdu): "Ey Zekeriyya! Şüphesiz biz sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz Bundan önce ona hiçbir adaş yapmadık " 8- Zekeriyya: "Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?" dedi 9- (Allah yahut Cebrail ona şöyle) dedi: "Dediğin gibidir, (fakat) Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak bana kolaydır Nitekim bundan önce seni yarattım Halbuki sen hiçbir şey değildin " 10- Zekeriyya şöyle dedi: "Rabbim! Bana alâmet ver " Allah: "Senin alâmetin, sapasağlam olduğun halde, üç gün, üç gece insanlarla konuşamaz hale gelmendir " buyurdu 11- Nihayet (birgün konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı çıktı da onlara "Sabah ve akşam (Rabbinizi) tesbih edin" diye işaret etti 12- "Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl" (dedik) ve daha çocukken ona hikmet verdik 13- Hem de katımızdan bir merhamet ve (günahlardan) paklık verdik, o çok takva sahibi idi 14- Anne ve babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, zorba ve isyankâr değildi 15- Doğduğu gün, öleceği gün ve dirileceği gün ona selam olsun 16- (Ey Muhammed!) Kur'ân'daki Meryem kıssasını da an (insanlara anlat) Hani o, ailesinden ayrılarak (evinin veya mescidin) doğu tarafında bir yere çekilmişti 17- Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu Biz ona meleğimiz (Cebrail)i gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü 18- Meryem: "Ben senden Rahmân (olan Allah) a sığınırım Eğer Allah'dan korkuyorsan (dokunma bana)" dedi 19- Melek: "Ben, sana temiz bir oğlan bağışlamak için, Rabbinin gönderdiği bir elçiyim" dedi 20- Meryem: "Benim nasıl çocuğum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmamıştır Ben iffetsiz de değilim" dedi 21- Melek: "Bu, dediğin gibidir Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasız çocuk vermek), bana pek kolaydır Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kılacağız Hem, bu önceden (ezelde) kararlaştırılmış bir iştir " dedi 22- Nihayet (Allah'ın emri gerçekleşti) Meryem İsa'ya gebe kaldı ve o haliyle uzak bir yere çekildi 23- Sonra doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi 24- Melek, Meryem'e, aşağı tarafından şöyle seslendi "Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir ırmak akıttı " 25- "Hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine devşirilmiş taze hurmalar dökülsün " 26- "Ye, iç, gözün aydın olsun Eğer insanlardan birini görürsen, ben Rahmân (olan Allah)a bir oruç (susmak) adadım Onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım" de 27- Sonra Meryem onu (İsa'yı) yüklenerek kavmine getirdi Onlar (hayretler içinde şöyle) dediler: "Ey Meryem! doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın " 28- "Ey Harun'un kızkardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz bir kadın değildi " 29- Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi Onlar; "Biz beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?" dediler 30- (Allah'ın bir mucizesi olarak İsa şöyle) dedi: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yaptı " 31- "Beni, nerede olursam olayım mübarek kıldı Hayatta bulunduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti " 32- "Beni anneme hürmetkar kıldı Beni zorba ve isyankar yapmadı " 33- "Doğduğum gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün selam ve emniyet benim üzerimedir " 34- İşte hakkında (yahudilerle hıristiyanların) ihtilaf edip durdukları Meryemoğlu İsa'ya dair Allah'ın sözü budur 35- Çocuk edinmek asla Allah'ın şanına yakışmaz O bundan münezzehtir O, bir şeyin olmasını dilerse, ona sadece "ol" der, o da oluverir 36- "Şüphesiz benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'tır O halde ona ibadet edin, işte dosdoğru yol budur " 37- Ne var ki, fırkalar (yahudi ve hıristiyanlar) kendi aralarında ihtilafa düştüler O büyük (dehşetli) günü görecek kâfirlerin vay haline! 38- Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler 39- (Ey Muhammed!) İnsanların pişmanlık duyacağı ve işin bitmiş olacağı (kıyamet) günü ile onları uyar Onlar hâlâ gaflet içindedirler, onlar iman etmezler 40- Şüphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacağız Ve onlar da mutlaka bize döndürüleceklerdir 41- Kur'ân'da İbrahim'i(n kıssasını da) an Şüphesiz ki o, sıddık (özü, sözü doğru) bir peygamberdi 42- O, bir zaman babasına şöyle demişti: "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?" 43- "Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi O halde bana uy da, seni doğru bir yola eriştireyim " 44- "Babacığım! Şeytana tapma, çünkü şeytan Rahmân (olan Allah)a âsî oldu " 45- "Babacığım! Doğrusu ben korkarım ki, sana Rahmân'dan bir azab dokunur da şeytana (cehennemde arkadaş) olursun " 46- Babası "Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Yemin ederim ki, eğer (onları kötülemekten) vazgeçmezsen, seni muhakkak taşlarım (gerçekten veya söz ile sana taş atarım) Haydi uzun bir müddet benden uzak ol" dedi 47- İbrahim şöyle dedi: "Selâm sana olsun, senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim Çünkü o, bana çok lütufkârdır " 48- "Ben, sizden ve Allah'tan başka taptığınız şeylerden çekilip ayrılırım da Rabbime dua (ibadet) ederim Rabbime yalvarışımda mahrum kalmayacağımı umarım " 49- İbrahim, kavminden ve onların Allah'tan başka ibadet ettikleri şeylerden uzaklaşınca, biz ona İshak'ı ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u ihsan ettik Ve hepsini de peygamber yaptık 50- Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik 51- Kur'ân'da Musa'yı da an; Şüphesiz ki o, ihlaslı bir kuldu ve gönderilmiş bir peygamberdi 52- Biz ona Tur dağının sağ yanından seslendik ve onu hususi bir konuşmada bulunmak üzere kendimize yaklaştırdık 53- Rahmetimizden de ona, kardeşi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik 53- Rahmetimizden de ona, kardeşi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik 54- Kur'ân'da İsmail'i de an; çünkü o, vaadine sadık bir kuldu ve gönderilmiş bir peygamberdi 55- Ailesine ve çevresine namaz kılmayı ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti 56- Kitapta İdris'i de an; çünkü o, çok sadık (özü, sözü pek doğru) bir peygamberdi 57- Biz onu yüce bir yere yükselttik 58- İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrail'in soyundan, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir Kendilerine Rahmân (olan Allah)ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı 59- Sonra bunların ardından öyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taşkınlıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir (Cehennemdeki "Gayya" vadisini boylayacaklardır ) 60- Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır 61- O cennet, Rahmân (olan Allah)ın kullarına görmedikleri halde vadettiği "Adn" cennetleridir Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır 62- Onlar orada boş bir söz işitmezler Ancak "Selam" işitirler Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır 63- İşte kullarımızdan takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur 64- "(Cebrail dedi ki: Ey Muhammed!) "Biz senin Rabbinin emri olmadıkça inmeyiz Önümüzdeki ve ardımızdaki (bütün geçmiş ve gelecek şeyler) ve bunların arasındakiler hep O'nundur Rabbin de (seni) unutmuş değildir?" 65- O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir O halde, O'na ibadet et ve O'na ibadet etmekte sabırlı ol Hiç sen Allah'ın ismini taşıyan başka birini bilir misin? 66- Halbuki insan şöyle der: "Ben öldüğüm zaman, ileride gerçekten diri olarak (mezardan) çıkarılacak mıyım?" 67- O insan, daha önce hiçbir şey değilken kendisini yoktan var ettiğimizi hatırlamaz mı? 68- Rabbine andolsun ki biz onları (öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden kâfirleri) şeytanları ile beraber elbette ve elbette mahşerde toplayacağız Sonra onları muhakkak cehennemin etrafında dizleri üstü hazır bulunduracağız (ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler ) 69- Sonra her zümreden Rahmân'a karşı en ziyade isyankâr hangileri ise, muhakkak ayırıp atacağız 70- Sonra o cehenneme atılmaya layık olanların kimler bulunduğunu elbette biz daha iyi biliriz 71- İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka herkes cehenneme varacaktır Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür 72- Sonra Allah'dan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız 73- Âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman, o inkâr edenler, iman edenlere dediler ki :"Bu iki zümreden (Mümin ve kâfirlerden) hangisi mevki bakımından daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir?" 74- Halbuki biz, kendilerinden evvel, mal ve gösterişce daha güzel nice asırlar halkını helak etmişizdir 75- Onlara de ki: "Kim sapıklık içinde ise, Rahmân ona mal ve evlatça ziyadelik ve azgınlığında mühlet verir Nihayet kendilerine vaad edilen azabı, yahut kıyamet günü cehennemi gördükleri vakit, artık bilecekler kimin mevkii daha fena ve yardımcıları daha zayıfmış 76- Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır, sonuç bakımından da daha hayırlıdır 77- Şimdi âyetlerimizi inkâr eden ve "Elbette bana mal ve evlat verilecektir " diyen adamı gördün mü? 78- O (kâfir), gaybı mı bildi? Yoksa Rahmân (olan Allah) katından bir söz mü aldı? 79- Hayır, asla öyle değil; biz onun söylediklerini yazacağız ve azabını çoğalttıkça çoğaltacağız 80- O söylediği (mal ve evlat gibi) şeyleri de hep elinden alacağız ve o, tek başına bize gelecektir 81- Onlar, kendilerine kuvvet ve şeref kazandırsın diye, Allah'dan başka ilâh edindiler 82- Hayır, (zannettikleri gibi değil) tapındıkları ilâhlar onların ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine dönüp düşman olacaklardır 83- Görmedin mi? Biz şeytanları o kâfirler üzerine musallat ettik Onları (günaha) kışkırtıp duruyorlar 84- Öyleyse onların hemen azaba uğratılmalarını isteme Biz onların (ecel) günlerini sayıyoruz 85- O gün, takva sahiplerini, heyet olarak Rahmân'ın huzuruna toplayacağız 86- Suçluları da susuz olarak cehenneme süreceğiz 87- (O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır 88- (Yahudilerle hıristiyanlar) "Rahmân, çocuk edindi" dediler 89- Yemin olsun ki, siz çok çirkin bir şey söylediniz 90- Az kalsın, söyledikleri sözden gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar parçalanıp dağılacaktı, 91- O Rahmân'a çocuk isnad ettiler diye ![]() ![]() 92- Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yaraşmaz 93- Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki (kıyamet günü) Rahmân'ın huzuruna kul olarak çıkmasın 94- And olsun ki Allah onların hepsini kuşatmış, kendilerini ve yaptıklarını bir bir saymıştır 95- Kıyamet günü onların herbiri Allah'ın huzuruna tek başına çıkacaktır 96- İman edip, salih amel işleyenler var ya, Rahmân (olan Allah) onları (gönüllere) sevdirecektir 97- (Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın 98- Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik (Şimdi) onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onların hafif bir sesini işitiyor musun? |
|
|
|