|  | Meyvecilik |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   MeyvecilikMeyvecilik Ziraatin meyve ağaçları yetiştiriciliğiyle uğraşan kolu  Meyveciliğin çok eski bir tarihi vardır  Göçebe olarak yaşayan insanlar, hayatları boyunca gezdikleri yerlerde yabani halde bulunan meyveliklerden meyve toplayarak yemişlerdir  Saklanmaları kolay olan fındık, ceviz, badem, fıstık gibi meyveleri de toplayarak saklamışlardır  Daha sonra meyve ağaçlarının yetiştirilmesinin uzun zaman aldığını görünce, meyve ağaçlarının bulundukları yerlere yerleşmişlerdir  Böylece insanların göçebelikten kurtulmasında meyve ağaçlarının da rolü büyük olmuştur   Meyveciliğin bundan sonraki gelişme dönemi, orman içindeki meyve ağaçlarının korunarak, meyveliklerin kurulması şeklinde olmuştur  Zamanla ormanlarda bulunan genç ağaç ve fidanlar sökülerek, evlerin önüne veya yakınına dikilmiştir  Bu dönemden sonra meyve ağaçlarının tohumla ve bitki parçalarıyla üretimleri başlamıştır  Yenilen meyvelerin atılan çekirdeklerinden yeni ağaçların meydana geldiğini gören insanlar, tohumla meyve ağaçlarını üretmeye başlamışlardır  Köksüz olan çeliklerin veya ağaçlardan kestikleri taze dalların toprakta yeşerip, köklendiklerini görerek de vegatif olarak üretimi öğrenmişlerdir  Budama ve aşı gibi tekniklerse bundan sonra geliştirilmiştir   Birçok meyvenin anavatanı Türkiye'dir  Yapılan arkeolojik kazı sonuçlarına göre bundan 4-5 bin yıl önce Anadolu'da ileri bir meyvecilik tarımının yapıldığı tesbit edilmiştir  Bu devirlerde incir, zeytin, muz, keçiboynuzu, üzüm, ceviz, kestane, ayva, antepfıstığı, elma, armut, erik, badem gibi meyveler yetiştirilmiştir   Meyvecilik daha sonra Türkiye'den Avrupa'ya, oradan da Amerika'ya geçmiştir  Meyvecilik ziraatinde en ileri dönem ise, bitki fizyolojisi, kimya, bitki ıslahı gibi alanlarda meydana gelen ilmi gelişmelerin, meyveciliğe uygulanmasıyla başlamıştır  Son yıllarda ise büyümeyi düzenleyen hormon terkipli maddelerin bulunup uygulanması ve atom enerjisinden faydalanılarak yapılan çalışmalar, meyveciliğin gelişmesini daha da ileriye götürmektedirler   Meyve özelliklerine göre meyve grupları: Meyve türleri, meyve özelliklerine göre dört gruba ayrılmaktadır   1  Yumuşak çekirdekli meyve türleri: Elma, armut, alıç, muşmula, üvez, yenidünya (malta eriği) gibi meyveler bu gruba girer  Bu gruptaki meyveler, elmada olduğu gibi, yalancı meyvedir  Burada meyveyi çiçeklerdeki yumurtalığı meydana getiren asıl meyve yaprakları (karpeller) değil, çiçek çanağı meydana getirmiştir  Bu çiçek çanağının büyüyüp etlenmesi suretiyle meyve dış kabuğu ve meyve eti hasıl olmuştur  Asıl meyveyi teşkil edecek karpeller ise meyvenin içindeki kıkırdağımsı çekirdek evini meydana getirirler   2  Sert çekirdekli meyve türleri: Erik, kayısı, kiraz, şeftali, vişne, kızılcık, iğde, zeytin gibi meyvelerdir  Bu gruptaki meyve türlerinin meyveleri, hakiki meyvelerdir  Meyveler doğrudan doğruya yumurtalıktaki karpellerden meydana gelir  Bu karpel gelişirken dış kabuğu meyvenin iç kabuğunu (pericarp), iç dokusu meyvenin sulu ve etli kısmını (mesocarp), iç kabuğu (endocarp) ise, meyvenin içindeki çekirdeğin sert dış kabuğunu meydana getirir   Üzümsü meyve türleri: Üzüm, frenküzümü, bektaşiüzümü, çilek, ahududu (ağaç çileği), böğürtlen, beyaz dut, incir, nar gibi meyvelerdir  Bu gruptaki (türlerin meyveleri botanik yapıları bakımından farklı üç kısma ayrılır: Hakiki üzümler: Meyveleri sulu ve yumuşak olur  İçinde tohumu yani çekirdeği bulunur  Üzüm ve frenküzümü gibi   Toplu üzümler: Bunlarda meyve küçük küçük, birçok üzümün bir meyve ekseni etrafında toplanmasıyla meydana gelmiştir  Ahududu, böğürtlen gibi   Yalancı üzümler: Bunlarda da çiçek tabanı etlenerek meyveyi teşkil etmiş ve bunun üzerine küçük birer cevizden başka bir şey olmayan hakiki meyveler oturmuştur  Çilekte olduğu gibi  Diğer bir şekilde de bir çiçek ekseni üzerinde bulunan birçok çiçeklerin çanak yaprakları etlenmiş, sulanmış ve şekerlenmiştir  Yine küçük birer cevizden ibaret olan hakiki meyvecikler bu çanak yaprakların içerisinde gömülü kalmıştır  Dutta durum bu şekildedir   Türkiye'de meyveciliğin yeri ve önemi: Meyvecilik Türk çiftçisinin önemli bir gelir kaynağıdır  Bu sebeple Türkiye'de meyve sahaları her geçen yıl biraz daha artış göstermektedir  1983 yılında 1 milyon 453 bin hektar olan meyvelik saha, 1988 yılında 1 milyon 531 bin hektara çıkmıştır   Meyveciliğin milli ekonomideki yeri: Tarım sektörü içinde meyvecilik değer itibariyle tarla bitkileri ve hayvancılıktan sonra üçüncü sırada yer almaktadır  Bağbahçe mahsüllerinin toplam ziraat geliri içindeki oranı % 16'dır   Meyveler, Türkiye'nin dış ticaretinde de önemli bir yer tutar  Değer olarak Türkiye ihracatının % 20'sini meyveler meydana getirmektedir  İhraç edilen meyveler arasında en önde fındık, kuru üzüm, incir ve antepfıstığı gelmektedir  Taze meyvelerden de turunçgiller ve taze üzüm ihracatı ilk sıradadır   Meyve ziraatinin yapıldığı bölgeler: Bazı çok soğuk bölgeler dışında Türkiye'nin hemen her yerinde meyvecilik yapılabilmektedir   Karadeniz kıyısı boyunca, fındık, elma, erik, şeftali, mandalina yetiştirilir  Türkiye'de en çok fındık bu bölgede elde edilir   Marmara bölgesinde zeytin, şeftali, incir, mandalina ve bağ ziraati geniş çapta yapılmaktadır  Akdeniz kıyısında turunçgil, muz, zeytin bahçeleri bölgenin çok önemli gelir kaynaklarıdır  GüneydoğuAnadolu'da fıstık ve zeytin tarımı büyük bir iktisadi zenginliğe sahiptir   Kıyılardan Anadolu'nun içerisine gidildikçe geniş ve dar alanlar üzerinde, sulak vadiler boyunca meyvecilik yapılmaktadır  Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Fırat, Dicle, Yeşilırmak, Kızılırmak, Sakarya, Seyhan ve Ceyhan vadileri çok önemli meyve sahalarını teşkil eder   Türkiye tür zenginliği yanında büyük bir çeşit bolluğuna da sahiptir  Elmalarda çeşit sayısı 500'ü, armutlarda 600'ü, eriklerde 200'ü ve şeftalilerde 100'ü bulmaktadır   Türkiye'deki bu çeşit zenginliği dünyanın diğer ülkelerinde çalışan meyve ıslahcılarına damızlık materyalı sağlıyacak kadar kaynak teşkil etmektedir  Ayrıca Türkiye diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi, meyvecilik yönünden de bir gen merkezi durumundadır   Türkiye'de yetişen önemli standart meyve çeşitleri şunlardır: Elmalar: Grafenştayn, Kırmızı Astrahan, Amasya, Hüryemez, Kanada renet, Karasakı, Kombiyuti, Starking, Golden Ferik elması ve Demir elma   Ayvalar: Ekmek, Karaali, Şeker gevrek, Tekkeş ve Limon ayvası   Erikler: Burbank, Frenk, Formoza, Klimaks, Köstendil, Redayç, Santaroza ve Üryani eriği   Fındıklar: Badem fındık, Sivri fındık, Tombul fındık   Fıstıklar: Uzun fıstık   İncirler: Akçe inciri, Göklop inciri, Sarılop inciri   Kayısılar: Çöloğlu, Derande, Hacıhaliloğlu, Luvizet, Nansi, Pavyo, Şam, Şekerpare, Tokaloğlu   Kirazlar: Cemal, Dalbastı, Karabodur, Napolyon, Sultani, Turfanda, Kara kiraz   Vişneler: Kütahya vişnesi, Macar vişnesi   Şeftaliler: Mayıs çiçeği, Amisten şeftalisi, Karmen şeftalisi, Gürcü güzeli, Elberta, Alyanak hülü, Hale, Leyt elberta, Kromel aktober, Tüysüz şeftali   Portakallar: Şeker portakalı, Alanya portakalı, Yafa portakalı, Vaşington ve Valansiye portakalı   Mandalinalar: Yerli mandalina, Rize mandalinası   Limonlar: Lamas limonu, Yediveren limonu   Narlar: Tirbeyi narı   Meyvecilik Tekniği: Bahçe yerinin seçimi: Başarılı bir meyvecilik yapabilmek ve kuruluşta yapılacak hataların zararlarını uzun yıllar çekmemek için, bahçe tesis edilecek yerin seçiminde şu hususlara dikkat edilmesi gerekir: Çevre şartları (Ekoloji): Bahçe yerini seçerken ekoloji şartlarının, yani çevrenin, iklim ve toprak şartlarının, yetiştirilecek meyve üzerine olan uygunluk derecesinin incelenmesi çok önemlidir   Mesela, GüneydoğuAnadolu'da elma, erik yetiştirmek istenildiği zaman kuzeye bakan ve 1000 metreden yüksekçe vadiler; fıstık, badem, kayısı yetiştirilmek istendiği zaman, kuzeyden başka yönler ve Özellikle batı yönleri ile 600-1000 metre arasındaki yükseklikler; zeytin, incir, nar yetiştirilmek istendiği zaman güneye bakan alçak, doğu ve kuzeyi kapalı vadiler seçilir   Ege bölgesinde, soğuk ılıman iklim meyve türleri yetiştirilmek istendiği zaman, 1000 metre yükseklikler ve tercihan kuzeyler; zeytin, incir için alçak yerler ve güney ve batı yönler seçilir   Orta Anadolu'da soğuk ılıman iklim türleri için kuzeye bakan dar vadiler, sıcak ılıman iklim türleri için güney vadiler seçilir   Ekonomik şartlar: Bahçe yerini seçerken ekonomik şartları bakımından dikkat edilecek hususların başında ulaştırma ve pazar durumları gelir  Mahsülün taze olarak piyasaya sunulması halinde ulaştırma şartları bakımından çok dikkatli ve hesaplı olmak icap eder  Bundan başka; incir, üzüm, şeftali, kayısı gibi meyvelerin taze olarak geniş ölçüde ihraç için yetiştirilmeleri arzu edildiği takdirde, ihraç merkezlerinde soğuk hava depoları ve soğuk hava tertibatlı ulaştırma vasıtalarına ihtiyaç vardır   Meyvecilikte toprağın özellikleri: Her toprakta verimli bir meyvecilik yapılamaz  Çünkü meyve ağaçlarının her birinin kendine has özel istekleri vardır  Genel olarak, derin, nemli ve fazla su tutmayan, kolay işlenebilen ve humusça zengin topraklar meyvecilik ziraati için elverişli topraklardır   Meyve ağaçlarının kökleri türüne ve iklimine göre 1-8 metre derine gittiğinden, meyvecilikte toprak derinliğinin büyük önemi vardır  Genel olarak armut, kiraz, ceviz gibi derin köklü ağaçlar için en az 2 metre; ayva, elma, erik gibi yüzlek köklü ağaçlar içinse en az 1 metre kalınlığında bir toprak tabakasının bulunması lazımdır   Bahçe toprağını seçerken taban suyunun yüksekliğine de dikkat etmek gerekir  Taban suyu bir metreden daha yukarı yükselen yerlerde meyvecilik yapılmaz   Elma, erik, ayva gibi yüzlek köklü ağaçlar için taban suyunun en çok bir metrede; armut, vişne, şeftali gibi ağaçlar için 2 metrede; kayısı, badem, ceviz gibi ağaçlar için 3-5 metrede olması lazımdır   Meyvelik kurulacak topraklarda toprağın asitliği de çok önemlidir  Meyve ağaçlarının çoğu en iyi 6-8 pH derecesinde gelişir  Asitliği hafif topraklarda vişne, fındık, kestane, frenküzümü, ahududu daha iyi gelişir  Bu topraklarda kireci seven kiraz, kayısı, badem, zeytin gibi meyve ağaçları yetişmez   Meyvecilikte çoğaltma usulleri: Meyvecilikte çoğaltma iki yolla yapılır: 1  Eşeyli (Generatif) çoğaltma: Generatif çoğaltma, tohumla üretme şeklidir  Süs ve orman ağaçlarının çoğu tohumla üretilir  Buna karşılık meyve ağaçları genellikle vegatif yoldan çoğaltılır  Çünkü tohumla üretildikleri zaman yozlaşırlar  Tür ve çeşit özelliğini kaybederler   2  Eşeysiz (Vegatif) çoğaltma: Meyve ağaçlarının kök sürgünleri, daldırma, çelikler ve aşı ile üretilmesidir  Meyve ağaçlarından kök, dal, sürgün, göz gibi vegatatif organların köklenme özelliği gösterenler, kendi kökleri üzerinde yetiştirilebilirler  Fındık, zeytin, incir, ayva, erik ve bazı elma ve armut türleri gibi  Vegatatif organları köklenme özelliğinde olmayan veya geç köklenenler aşı ile çoğaltılır  Fıstık, badem, ceviz, elma, armut, turunçgiller gibi   Meyvecilikte dikim: Meyve ağaçlarında dikim genel olarak üç şekilde yapılır   1  Kare şeklinde dikim: Bu şekilde ağaçlar bir karenin dört köşesine dikilir  Bu durumda gerek sıra aralarında ve gerek sıra üzerlerinde mesafeler aynı olur  Kapama bahçeler için en uygun ve en çok kullanılan bir dikim şeklidir  Çünkü, hem ağaçların kökleri ve taçları iyi büyür ve hem de toprağın çiftle ve motorlu vasıtalarla iki taraflı olarak çaprazına işlenmesi kolay olur   2  Dikdörtgen şeklinde dikim: Bu şekilde ağaçlar bir dikdörtgenin köşelerine düşer, yani ağaçların mesafeleri, sıra aralarında sıra üzerlerinden daha geniştir  Bu dikim şekli ara ziraati yapılan yerlerde uygulanır   3  Üçgen şeklinde dikim: Bu şekilde ağaçlar, kenarları birbirine eşit bir üçgenin köşelerine dikilir  Böylece ağaçların birbirlerine olan mesafeleri her yandan tamamiyle eşit olur  Ağaçlarda en sık dikimi sağladığı için yerden en fazla faydalanmayı mümkün kılar  Toprağı kıymetli olan, yerlerde, özellikle, kurak bölgelerdeki sulu bahçelerde kuraklığa hassas çeşitler için tercih edilen bir dikim şeklidir   Dikim zamanları: Meyve ağaçlarının en uygun dikim zamanı kış uyuma devreleridir  Yani, yapraklarını döktükten sonra ilkbaharda tekrar su yürüyünceye kadar geçen zamandır   Akdeniz kıyı bölgesi gibi kışın don yapmayan bölgeler dışında Türkiye'nin bütün diğer bölgelerinde en uygun dikim zamanları sonbahar ve erken ilkbahardır  Yani, don tehlikesinin olmadığı zamanlardır  Kışları fazla ve şiddetli don yapmayan yerlerde sonbahar dikimi tercih edilmelidir   Dikim aralıkları: Meyve bahçesi kurarken ağaçlara verilecek dikim aralıkları, ilerde ağaçlar normal büyüklüklerini aldıkları zaman sıklaşmayacak ve normal kalacak şekilde olması lazımdır  Fazla sık dikilen bahçelerde ağaçlar iyice güneşlenmediğinden dallar pişkinleşemez   Ağaçlara verilecek dikim aralıkları iklim şartlarına, toprağın kuvvetine, dikilecek fidanın tacının şekline ve kalemin büyüme gücüne göre değişir  Muhtelif boyda yetiştirilen meyve türleri için ağaçlar arasında bırakılması lazım gelen mesafeler, cetvelde gösterilmiştir   Meyvecilikte gübreleme: Meyvecilikte bol ve kaliteli meyve elde etmek ve meyve ağaçlarının verimlilik sürelerini uzatmak için düzenli bir gübrelemeye ihtiyaç vardır   Gübrelemede genel olarak organik ve anorganik (ticaret) gübreleri kullanılır  Ahır gübresi, çürüntü (komposto) ve yeşil gübre, başlıca organik gübreleri teşkil ederler   Meyve bahçelerinin gübrelenmesinde bu organik gübreler her zaman yeterli olmaz, toprağın besin ihtiyacını karşılamak için ticaret gübrelerine de ihtiyaç vardır   Ticaret gübreleri ihtiva ettikleri besin maddelerine göre azotlu, fosforlu ve potaslı olmak üzere üç ayrı gruba ayrılır   Azotlu gübrelerden amonyum nitrat içinde % 35 azot ihtiva eder  Dönüme 18-20 kg kullanılır  Bütün topraklara iyi gelir   Amonyum sülfat içinde % 20 oranında azot bulunur  Dönüme 20-40 kg kullanılır   Kalsiyum nitrat, % 15,5 azot ihtiva eder, dönüme 20-50 kg kullanılır   Sodyum nitrat (Şili güherçilesi) ise % 16 azot ihtiva eder, kireçli topraklarda kullanılır   Fosforlu gübrelerden süperfosfatın içinde % 18 oranında fosfor asidi vardır  İlkbaharda dönüme 15-25 kg olarak verilir   Tomas unu ise içinde % 16-18 oranında fosfor asidi ihtiva eder, kireci az asitli topraklarda dönüme 20-30 kg olarak kullanılabilir   Potaslı gübrelerden kaynıt, içinde % 12-15 potas bulunan bir ham potas taşı olup, dönüme 40-60 kg kullanılır  Sonbaharda verilir   Potasyum sülfat % 48-50 potas ihtiva eder, dönüme sonbaharda olmak üzere 27-40 kg verilir  Potas tuzlar ise % 30-40 potas ihtiva eder, dönüme 20-40 kg olarak kullanılır   Meyve bahçelerinin gübre ihtiyacı iklim ve toprak şartlarına, çeşitli ağaçların özel isteklerine, işletme şekillerine, ağaçların yaş ve mahsül durumlarına göre değişiklik gösterir   Meyvecilikte hasat: Hasat olgunlaşmış meyvenin ana bitkiden koparılmasıdır  Meyve hasadında en önemli nokta, maksada uygun hasat zamanını tayin etmektir  Bu ise meyvenin tür ve çeşit özelliğine, pazar durumuna ve değerlendirme şekline göre değişir  Burada temel prensip, mümkün olduğu kadar, çeşit özelliğine mahsus lezzet ve kokunun meyvede belirdiği ve en yüksek randıman alınabileceği bir zamanda hasadı yapmaktır   Hasat geç yapılırsa meyvelerin dayanma kabiliyeti azalır, çabuk yumuşar ve kepeklenir, buna karşılık erken hasadın da mahzurları vardır  Bu durumda meyveler anbarda buruşur, ağırlıklarını kaybeder, kalitesi düşük olur, ağaçlarda randıman düşer, kabukta çürüklük nisbeti artar   Hasat zamanını tayin etmede çeşitli usuller vardır  Fakat bunlardan en iyisi meyvelerin rengine ve etine bakarak bu zamanı tayin etmektir   Hasat, meyveleri teker teker elle kopararak yapılır  Fakat meyveleri saplarıyla birlikte koparmaya, örselememeye ve aynı zamanda meyve dallarında zarar yapmamaya dikkat edilmelidir  Üzeri puslu olan meyvelerin güzelliğini gidermemek için, mümkün olduğu takdirde toplarken saplardan tutulmalıdır   Hasatta, hasat merdivenleri, hasat sepetleri veya çantaları, çengelli sırık, makas, çeşitli taşıma kapları ve vasıtaları kullanılır   Kaynak: Rehber Ansiklopedisi | 
|   | 
|  | 
|  |