Prof. Dr. Sinsi
|
Hata (Neo-Spiritüalizm'de)
Hata Neo-spiritüalizm`de "insanın nefsani ( nefsaniyete ait, Nefsaniyet SufizmSufi ve Neo-spiritüalizmNeo-spiritüalist terminolojilerde kullanılmış bir terim olup, Neo-spiritüalist görüşte "ruhun maddeye bağlanmasıyla ruhta maddeye karşı oluşan bir çekimin tatmini hırsı" veya "maddenin bir araç olduğunun unutularak amaç edinilmesiyle, bencilce duyguları tatmin etmek hırsı" olarak tanımlanır Nefsaniyet sesinin karşıtı vicdan sesi olarak kabul edilir
vicdanına aykırı) hareketleri ve manevi faaliyetlerle ilgili Bireyde veya ahlâki özne ya da failde var olan doğru ve yanlış duygusu
Çeşitli filozoflar tarafından farklı şekillerde tanımlanan vicdanla, dini bir çerçeve içinde bazen Tanrının sesinin bir yansıması, hümanizm çağında insanlara neden sakınmaları gerektiğini bildiren insani bir meleke veya aklın sesi, bu ikisi arasında kalan dönemlerde de özel bir ahlâk duyusu anlatılmak istenmiştir
vazifelerini yerine getirmesini aksatıcı hareketleri olarak tanımlanır
Kötü bir amaçla kasten yapılan hareketler hata teriminin kapsamına girmez Hata, dünya yasaları ve yaşamının gereklerinden biridir Kimsenin bu kuralın dışına çıkamadığı belirtilir Şu halde tüm iyi niyet ve düşüncelere rağmen, insanlar hatasız olamayacaktır Fakat bu, hata iyi bir şeydir veya tekrarlamamaya çalışmak boşunadır anlamına gelmez
Deneyim ve hata birbirini yürüten ve bütünleyen iki öğedir Deneyim, kısmen, idrak edilmiş ve tekrarlamama gücü gösterilebilmiş hatalarla edinilmiş bir birikimdir Hata ise, varlığın bir alandaki görgü ve deneyim eksikliği sonucunda yaptığı bir harekettir Dolayısıyla varlık için yapılması olası hataların sayısı, varlığın sözkonusu alandaki görgü ve deneyiminin artmasına paralel olarak azalır Bu, bir doğa yasası gereğidir İnsan için, hata olasılığının sıfır olduğu, hatanın var olmadığı bir yaşam mevcut olsaydı, buna ruhsal tekamülü sağlaması bakımından, bir deneyim yaşamı denemezdi ve böyle tekdüze (monoton) bir yaşam insana tekamül olanağı sağlayamazdı
Hata "Dünya okulu" öğrencileri için tekamülün değerli bir aracı ve gerekli bir zorunluluğudur (Neo-spiritüalist görüşe göre, Dünya, birçok bakımından, okulu andıran bir
tekamül ortamıdır ) Onların doğal bir hakkıdır Onların bu hakkının ellerinden alınması demek, deneyim kazanmalarına olanak verilmemesi demektir
Dr Tekâmül
Bedri Ruhselman yeryüzündeki tekamül sürecinde hata, Dr Bedri Ruhselman (1898, İstanbul - 16 Şubat 1960, İstanbul), hekim, keman virtüözü ve neo-spiritüalizm'in ya da Türkçe'deki adıyla, deneysel yeni-ruhçuluğun (neo-spiritualisme expérimental) kurucusudur Avrupa ve A B D 'nde spiritizm ve deneysel spiritüalizm adıyla bilinen, reenkarnasyonu ilke edinen ruhçuluğu geliştirmiş, ruhçuluğa yeni kavramlar getirmiştir Son kitabı henüz yayınlanmamıştır
ıstırap ve deneyim öğelerinin birbirleriye olan ilişkilerini, yürümeye yeni başlayan bir çocuk örneğine başvurarak şöyle açıklar: Yürümeye yeni başlayan bir çocuk, yürüme veya koşma girişiminde sık sık düşer ki, bu düşmeleri, hareketlerinde hatalar yaptığını gösterir Fakat, her seferinde bir tarafını incittiği için ağlayan bu çocuk o düşme hataları sayesinde yürüyebilmeyi ve koşabilmeyi öğrenecektir
Hata,ıstırap ve deneyim üçgenine bir örnek
Çocuğun yürümeyi öğrenmesi süreciyle insanın deneyim kazanması süreci arasındaki benzeşim şöyle açıklanır:
Çocuk madem ki dünyada yaşamak için yürümek zorundadır, şu halde yürümesini öğrenmek için düşe kalka da olsa yürüme girişimlerinde bulunmak zorundadır Aynı şekilde, insan tekâmül etmek, yani görgü ve deneyimini artırmak için doğru ya da yanlış birtakım girişimlerde bulunmak zorundadır Çocuk, düşme hataları yapacaktır ki, doğru dürüst yürümek ve koşmak konusunda görgü ve deneyimini artırabilsin Aynı şekilde, insan hatalar yapacak ki, tekâmül yolunda görgü ve deneyimini artırabilsin Çocuk, bilmeden veya elinde olmadan hatalar yapacak, düşecek ve bir tarafını incitmekle çektiği acılardan ders ala ala, bir daha düşmemek için hata yapmamaya çaba gösterecektir Aynı şekilde, insanın, yaptığı hatalardan ötürü duyduğu pişmanlık, vicdan azabı ruhunda derin izler bırakacak ve onu otomatik olarak, aynı hataları tekrarlamama sürecine sokacaktır Her düşüşünde duymuş olduğu acıdan ders alan çocuğun, yürüyebilme sürecini hızlandırması için, bir daha düşmemeye elinden geldiğince dikkat etmesi gerekir Aynı şekilde insan da, çektiklerinden ders alıp aynı hataları tekrarlamama yolunda çaba harcamalıdır (Aynı hataları bile bile tekrarlayanlar, doğal olarak, kendilerine aynı ıstırapları tekrar çekecekleri bir Istırap çeşitli felsefi ve dini sistemlere konu oluşturmuş, Mistisizm, Ezoterizm ve Spiritüalizm`de önem verilen ve ruhsal gelişimi sağlayıcı, öğretici niteliğiyle ele alınan bir kavramdır Istırap konusunun işlendiği bu alanlarda, ıstırap, elin sobaya değmesi veya kesici bir aletle yaralanması gibi fiziksel bedenle ilgili maddi acılar anlamından ziyade manevi acılara ilişkin bir kavram olarak ele alınır
mukadderat hazırlamış olurlar )Çocuğun "hata yapma olasılığım var" diye hiç yürüme girişiminde bulunmaması veya çevredekilerin buna izin vermemesi yaşamın gereklerine aykırı olup dünya yasalarına uymaz (Önemli bir kısmı ibadet, inziva ya da meditasyon gibi mistik uygulamalarla geçen bir yaşamda hata yapma olasılığı düşük gözükse de, girişim ve deneyim olanağı da azaldığından ruhsal gelişimin yavaşlaması sözkonusudur ) Dolayısıyla pasif değil, aktif, toplumdan soyutlanarak değil, toplum içinde, sosyal, çalışkan, girişken bir yaşam geçirmek ruhsal gelişimin hızlı olmasına olanak verir Sosyal etkinlik ya da girişimler hataların sayısını arttırmakla birlikte, ruhsal gelişimi hızlandırıcı bir etkendir Kısacası, insan görgü ve deneyimini artırabilmek için doğru veya yanlış birtakım girişimlerde bulunmak zorundadır Öte yandan varlığın hata yapma kaygısıyla girişimlerden kaçmaması gerekir
Hatayı düzeltmenin ilk adımı:Kendine Mukadderat terimi çeşitli inanç sistemlerinde, mistisizmde ve kimi felsefi akımlarda farklı anlamlarda kullanılmış bir terimdir Terimin genellikle, kişinin gelecekte karşısına çıkması kesinleşmiş olaylara istinaden "takdir olunmuş olanlar", "karşılaşılması kaçınılmaz olanlar" ya da "karşılaşılması kaçınılmaz hale gelmiş olanlar" anlamlarında kullanıldığı görülmektedir İlk bakışta kader sözcüğüyle eş anlamlı olduğu sanılabilirse de, farklı görüşlerin bu terime yükledikleri anlam farklıdır
dürüstlük
Hataya ilişkin olarak üzerinde durulan bir başka konu da hatanın kabulü konusudur Yani, kişinin hatasını düzeltebilmesi için öncelikle hata yaptığını anlamış olması, hatasını idrak etmiş olması gerekir ki, bunun için de, öncelikle kişinin kendi kendisine karşı dürüst olması, hatalarını tarafsızca araması, hatalarını hiçbir bahane veya mazeret ileri sürmeden bulmaya çalışması gerekir Neo-spiritüalist görüşe göre, kişinin hata yapıp yapmadığı konusunda en önemli kılavuzu vicdanı; en önemli teşhis aracı ise hatalarını bulmak üzere başvurduğu, Dürüstlük T D K sözlüğünde "doğruluk" olarak, diğer sözlüklerde ise "özü sözü bir olma", "olanı olduğu gibi yansıtma, "gerçeği saklamama", "bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmama" olarak tanımlanır Eski Türkçe`deki karşılığı samimiyettir
vicdan ve muhakeme (akıl) yeteneklerini kullandığı nefis denetlemesi adıyla bilinen yöntemdir
Dürüstlük hakkında bir vecize
M K Atatürk konuya ilişkin olarak şöyle der:
"``Hatalarını kabul edenler hatalarını anlamış, pişman olmuş, bir daha aynı hatayı işlememeye karar vermiş kimselerdir Fakat suçlarını tevile (bahane ve mazeretle saptırmaya) ve savunmaya kalkışanlar aynı yolda devam edeceklerdir demektir`` " (M K Atatürk)
Ayrıca bakınız
Dürüstlük
Nefis denetlemesi
Kaynakça
Mukadderat ve İcabat, Bedri RuhselmanAtatürkçülük, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul,1984
Bu makale, online kullanıcı topluluğu tarafından oluşturulan ve düzenlenen özgür ansiklopedi projesi Wikipedia'nın Türkçe versiyonu Vikipedi'deki Hata (Neo-spiritüalizm'de) maddesinden kopyalanmıştır Bu makale, GNU Özgür Belgeleme Lisansı ilkeleri kapsamında özgürce kullanılabilir
|