08-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Halet Efendi
Osmanlı devlet adamlarından 1760 yılında İstanbulda doğdu Asıl adı Mehmed Saiddir Hâlet Efendi denmekle meşhur oldu Kırımlı Kâdı Hüseyin Efendinin oğludur
Hâlet Efendi, Şeyhülislâm Şerif Efendinin yanında yetişti Bir müddet Atâullah Efendinin sonra da rikâb-ı hümâyun reisi Mehmed Râşid Efendinin mühürdâr yamağı oldu Bir müddet sonra Ohrili Mir-i Mirân Ahmed Paşanın hizmetine girdi Burada da uzun süre kalamadı İstanbula dönüp Galata Mevlevihânesi şeyhi meşhur şâir Gâlib Dedenin dergâhına girdi Sonra, deryâ tercümanı Kallimaki vâsıtasıyla Fenerli Rumlarla dostluk kurdu Beylik kesedârı maiyetine girerek hâcegânlık rütbesi aldı Kısa süre sonra baş muhâsebeci ve orta elçi olarak Parise gönderildi Üç seneden fazla Pariste kaldı Akkada Cezzâr Ahmed Paşaya yenilen Bonapart, mağlubiyetini bir türlü hazmedemediğinden Hâlet Efendiye yüz vermedi 1807 târihinde İstanbula döndü Divân-ı hümâyun beylikçiliğine bir süre sonra da rikâb-ı hümâyun reisliğine getirildi Bu vazifesi sırasında İngilizlerle gizli ilişkisi olduğu ortaya çıkarılınca Kütahyaya sürüldü ise de sonra İstanbula döndü
Bağdat Vâlisi Süleyman Paşanın yerine vezirlik rütbesi ile Said Beyin vâli tâyinini temin etmek maksadıyla memur olarak Bağdata gönderildi Bir müddet sonra tekrar İstanbula dönünce rikab-ı hümâyun kethüdâlığına tâyin edildi
Fenerli Rumların bâzılarına kâtiplik yaptığından, onların lehinde, devlet aleyhine bâzı yolsuz hareketlerde bulundu Fenerli Rumlardan elde ettiği paralarla servetini çoğaltarak yeniçerilere para dağıtıp taraftar topladı Mora İsyanında Rumlar tarafını tutarak Tepedelenli Ali Paşayı kötüledi ve idâm edilmesine sebeb oldu İkiyüzlü politikaya devam ederek yeniçeriliğin ilgâsında dâimâ İkinci Mahmûd Hana muhâlif oldu Yeniçeri ocağını elinde tutarak, kendisine dayanak noktası yaptı
Hâlet Efendi, zamanındaki âlimlerin en büyüğü Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdîyi de halifeye çekiştirerek devlet için tehlikeli olduğuna iknâya çalıştı Fakat İkinci Mahmûd Han; "Din adamlarından devlete zarar gelmez " diyerek sözüne itibâr etmedi Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri bunu duyunca halifeye hayır duâda bulunup, "Hâlet Efendinin işi, pîri Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmiye havâle olundu Onu huzuruna çekip cezâsını verecekdir " buyurmuştur Az zaman sonra Sultan İkinci Mahmûd Han, Mora İsyanına sebeb olduğu için Hâlet Efendiyi Konyaya sürdü 1823 (H 1238) senesinde Hassa hasekilerinden Ârif Ağa tarafından idâm edildi
Hâlet Efendi zekî, hitabeti kuvvetli biriydi Son derece kindar olup, muhaliflerini, menfaatine dokunanları bilhassa makâmına rakip gördüklerini aslâ affetmezdi İkinci Mahmûd Hana da devamlı muhâlefet etmiştir Bunu devâm ettirebilmek için de yeniçeri ocağının ileri gelenlerini çeşitli hediyelerle elde etme yolunu seçmiştir Yeniçeri ocağının yeniden tâmirine karşı çıkmış ve isyan çıkartmakla tehdit etmiştir Bunun hâricinde bir şâir olarak evini her zaman âlimlere ve şâirlere açmış ilmî ve edebî meseleler üzerine münâzara etmiştir
Hâlet Efendinin "Zînetül-Mecâlis" adlı Dîvânı ise birçok kasidelerden, bilhassa talebesi olduğu hocalarını öğmek için yazdığı şiirlerden meydana gelmiştir Bu eser matbu olup 1842de basılmıştır Galata Mevlevîhânesi içinde bir sebil ile bir kütüphâne yaptırmıştı Bu kütüphânenin kitapları bugün Süleymaniye Kütüphânesinde ayrı bir kısım olarak bulunmaktadır
|
|
|