Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
askeri, jül, kariyeri, sezar

Jül Sezar Askeri Kariyeri

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Jül Sezar Askeri Kariyeri




Askeri kariyeri

Sezar adı, sahip olduğu askeri yeteneklerden dolayı tarihçiler tarafından tarihin en önemli asker taktisyen ve stratejistleri olarak kabul edilen Büyük İskender, Sun Tzu, Hannibal, Cengiz Han ve Napolyon Bonapart'la birlikte anılmıştır Sezar, gerek Galya savaşları sırasındaki Gergovia savaşında, gerekse iç savaş sırasındaki Dyrrhachium savaşında taktik açıdan göz alıcı zaferler kazanmıştır Ancak, Sezar'ın taktik dehası kendini Galya Savaşları sırasındaki Alesia kuşatmasında, iç savaş sırasındaki Farsalus savaşında, Pompey'in sayıca fazla birliklerini geri püskürtmesiyle ve Pharnaces'in ordusunu Zela savaşında yok etmesiyle göstermiştir
Sezar'ın hangi topraklarda ya da hangi hava koşullarında olursa olsun seferlerindeki başarısının sırrı, komuta ettiği Lejyonların sahip olduğu sıkı ama adil disiplindi Sezar birinci sınıf piyade ve süvarilere sahip olmanın yanında müthiş Roma ağır *****larına ve üstün mühendislik yetenekleriyle donatılmış bir orduya sahipti Aynı zamanda manevra yapan birliklerin ulaştığı hız efsane haline gelmişti; Sezar'ın ordusu bazen bir günde o zaman için inanılmaz bir sürat olan 40 mil (yaklaşık 64 km) yol alabiliyordu Sezar'a ait Galya Savaşı Üzerine Yorumlar adlı kitapta anlatılanlara göre, oldukça sarp ve yüksek bir plato üzerine kurulmuş olan bir Galya şehrinin kuşatması sırasında, Sezar'ın mühendisleri sert kayadan bir tünel açmış ve şehrin su çektiği kaynağa ulaşıp yönünü değiştirerek ordunun kullanımına tahsis etmişti Su kaynağı kesilen şehir bir süre sonra teslim olmak zorunda kalmıştı
İç savaş




Gaius Julius Caesar'ı tasvir eden bir gravür


MÖ 50 yılında Pompey'in önderliğindeki Senato, prokonsüllük görevinin sona erdiği gerekçesiyle Sezar'a Roma'ya geri dönmesi ve ordusunu terhis etmesi emrini verdi Dahası, Senato Sezar'ın in absentia (gıyabında) ikinci kez konsül seçilmesini de yasakladı Sezar, konsüllerin kullandığı dokunulmazlık hakkı ya da ordusunun gücü arkasında olmadan Roma'ya girmesi halinde kovuşturmaya uğrayacağını ve politik olarak marjinalize edileceğini düşünüyordu Pompey, Sezar'ı başkaldırı ve vatana ihanetle suçladı Sezar'ın 10 Ocak MÖ 49'da generallerin ordularıyla geçmelerinin yasak olduğu Rubicon nehrini "Lejyon XIII Gemina" ile geçmesiyle Roma'da iç savaş başlamış oldu Plutarch, Sezar'ın Rubicon'u geçtiğinde Atinalı bir oyun yazarı olan Menandros'a ait á¼?νερρίÏ?θÏ? κύβοÏ? deyişini kullandığını söyler[59] Suetonius bu deyişin Latince karşılığını alea iacta est yani "ölüm yaydan çıktı" olarak verir[60]
Güneye kaçan Metellus Scipio ve Genç Cato'nun da aralarında bulunduğu Optimatlar, özellikle Kuzey İtalya'daki şehirlerin çoğunluğunun teslim olmasının ardından yeni toplanan birlikler sayesinde biraz nefes aldılar Samarium'da giriştikleri bir lejyon toplama girişimi, lejyonun kayda değer bir çarpışmaya katılmadan teslim olmasıyla sonuçsuz kaldı Sezar'ın sahip olduğu tek lejyon olan Onüçüncü Lejyon'dan çok daha fazla bir güce sahip olmasına rağmen Pompey'in savaşmaya pek niyeti yoktu Sezar, Senato ve Lejyonlarını kıstırarak Pompey'i kaçmadan yakalama umuduyla onu Brindisium'a kadar kovaladı Pompey onu atlattı ve Sezar'ın barikatları yıkmasından hemen önce limandan demir alarak kurtulmayı başardı
Limanda bulunan tüm gemiler Pompey tarafından birliklerinin tahliyesi için kullanıldığından onu takip etmek mümkün değildi ve bunu üzerine Sezar yönünü Hispania'ya çevirdi Roma'yı Marcus Aemilius Lepidus'un prefect'liğine ve İtalya'nın geri kalanını tribün Marcus Antonius'un kontrolüne bırakan Sezar, şaşırtıcı bir hızla 27 gün içinde Hispania'ya ulaştı ve kendisine katılan iki Galya Lejyonu ile Pompey'in vekillerini bozguna uğrattı Hemen ardından Pompey'le hesaplaşmak üzere doğuya, Yunanistana doğru ilerledi 10 Temmuz MÖ 48'de Dyrrhachium'da yapılan savaş sırasında tahkimat hattının yıkılması nedeniyle neredeyse felaketle sonuçlanabilecek bir bozgundan kıl payı kurtuldu Sezar, kısa süre sonra yapılan Farsalus savaşıyla kendisinden çok daha güçlü (Sezar'ın piyadelerinin iki katı piyade ve kayda değer miktarda süvari fazlası) olan Pompey'i MÖ 48 yılında kesin olarak yenilgiye uğrattı
Roma'da Sezar diktatör olarak atanırken Marcus Antonius da onun Magister Equitum'u olarak göreve başladı Bu göreve atanmasından sadece 11 gün sonra diktatörlükten istifa eden Sezar, Publius Servilius Vatia ile ikinci kez Konsül seçildi
Sezar, Pompey'i Kral XIII Ptolemaios'un hizmetinde çalışan eski bir Romalı subay tarafından öldürüleceği İskenderiye'ye kadar kovaladı Ardından XIII Ptolemaios ve onun kız kardeşi, karısı ve aynı zamanda vekil kraliçe olan Firavun Kleopatra VII arasındaki iç savaşa müdahil oldu Bunun sebebi belki de Ptolemaios'un Pompey'in katlindeki rolüdür Sezar Kleopatra'nın tarafını tuttu Anlatılanlara göre XIII Ptolemaios'un mabeyincisi Pothinus tarafından kendisine hediye olarak takdim edilen Pompey'in kesik başına ağlamıştı Her halükarda, Ptolemaik güçler MÖ 47 yılında yapılan Nil Savaşı ile Sezar tarafından yenildiler ve hemen ardından Sezar'dan Caesarion adlı bir çocuğu olduğundan şüphelenilen Kleopatra, tahta çıkarıldı Sezar ve Kleopatra İskenderiye iç savaşı sırasında elde ettikleri zaferi MÖ 47 yılı baharında Nil üzerinde düzenledikleri bir zafer alayı ile kutladılar Kraliyet kayığına eşlik eden 400 gemi, Sezar'a Mısır Firavunlarının sahip olduğu ihtişamı yansıtmayı amaçlıyordu
Sezar ve Kleopatra hiç evlenmediler zira Roma kanunlarına göre bunu yapmaları mümkün değildi Evlilik kurumu sadece Roma yurttaşları arasında yapıldığında geçerli oluyordu ve Kleopatra Mısır kraliçesiydi Sezar'ın evliliği 14 yıl önce bir çocuk sahibi olmadan sona erdiğinden Kleopatra ile olan ilişkisi Romalılar tarafından zina olarak değerlendirilmedi ve Sezar, Kleopatra ile olan ilişkisini sorunsuzca sürdürebildi Kleopatra Roma'yı birkaç kez ziyaret etti ve bu ziyaretlerinde Sezar'ın Romanın hemen dışında, Tiber kıyısındaki villasında ikamet etti
MÖ 47 yılının ilk aylarını Mısır'da geçiren Sezar, daha sonra Ortadoğu'ya yöneldi ve Pontus kralı II Farnekes'i yok edeceği Zela Savaşı'nı kazandı Ardından Pompey'in Afrika'da kalan senatoryal destekçileri ile hesaplaşmak üzere Afrika'ya geçti Kısa süre sonra MÖ 46 yılında yapılan Thapsus Savaşında Metellus Scipio (bu savaşta öldü) ve Genç Cato'ya (intihar etti) karşı görkemli bir zafer kazandı Bununla beraber, Pompey'in oğulları Gnaeus Pompeius ve Sextus Pompeius, Sezar'ın eski Legatesi ve Galya savaşlarının iki numaralı komutanı Titus Labienus ile birlikte Hispania'ya kaçtı Sezar takibe devam etti ve geri kalan son muhalifleri de MÖ 45 yılı Mart ayında yapılan Munda Savaşı ile yok etti Bu süre zarfında, Sezar MÖ 46 yılında Marcus Aemilius Lepidus'la üçüncü ve MÖ 45 yılında meslektaşı olmadan dördüncü defa Konsül seçildi
İç savaşın ardından
Hispania'da seferde olduğu sırada, Senato Sezar'a in absentia (gıyabında) onur payeleri vermeye başladı Sezar düşmanlarını yasaklamak yerine hepsini affettiği için kendisine karşı güçlü bir muhalefet yoktu 21 Nisan tarihinde Munda'da elde ettiği zaferin onuruna büyük oyunlar ve kutlamalar düzenlendi




Sezar, Roma sikkeleri üzerine kendi büstünü resmettiren ilk kişidir


MÖ 45 yılı Eylül ayında İtalya'ya geri dönen Sezar vasiyetini hazırladı ve yeğeni Gaius Octavius'u (Octavian) unvanı da dahil olmak üzere sahip olduğu herşeyin mirasçısı olarak tayin etti Sezar ayrıca Octavian'ın kendisinden önce ölmesi durumunda ikinci varis olarak Marcus Junius Brutus'u belirledi
Sezar devlet sübvansiyonlu hububatın satın alınmasını sıkı bir şekilde düzenledi ve alıcıların sayısını belirli bir rakamda sabitleyerek hepsini kayıt altına aldırdı Fakirler için ayrılan tahıl paylarının satılmasını da yasakladı MÖ 47-44 arasında emekli askerleri için arazi tahsisi ve Roma dünyası boyunca emekli asker kolonileri kurulmasıyla ilgili planlar hazırladı
Sezar MÖ 63 yılında, görevleri arasında takvimi ayarlamak da bulunan Pontifex Maximus seçilmişti Bu yetkiyle mevcut takvim sistemi üzerinde gerçekleştirdiği revizyon, yaptığı en etkili ve uzun soluklu reformlardan biri olarak tarihe geçti Sezar MÖ 46 yılında her dört yılda bir artık yıl hesabına dayalı 365 günlük takvim sistemini geliştirdi (Jülyen takvimi olarak bilinen bu takvim Papa XIII Gregory tarafından 1582 yılında revize edilerek günümüzde kullanılan Gregoryen takvimi oluşturulmuştur) Bu reformun bir sonucu olarak 455 gün uzunluğundaki standart bir Roma yılı mevsimlere bölünmüş oldu Gregoryen takviminin 7 ayına Sezar'ın onuruna "July" (Latince Iulius'tan türetilmiştir) adı verilmiştir[61] Bu dönemde Sezar Forumu ve içinde bulunan Venüs Genetrix Tapınağı ile birlikte pek çok kamu binası inşa edildi
Suikast girişimi




Morte de Césare (Sezar'ın ölümü), Vincenzo Camuccini tablosu


Antik biyografi yazarları Sezar ve Senato arasında ki gerilimi ve onun olası krallık iddiasını ayrıntılı biçimde tasvir ederler Bu olaylar Sezar'ın Senatoda bulunan politik rakipleri tarafından suikast sonucu öldürülmesinin başlıca nedenidir
Plutarch farklı bir anlatımla, Sezar'ın Senatoya adına tevcih edilen onurların olması gerekenden daha fazla olduğunu bildirdiğini ancak nankör birisi olarak görülmemek için bu pozisyonları kabul ettiğini aktarır Kendisine Pater Patriae ("Vatanın Babası") unvanı da verilmiştir Üçüncü kez Diktatör seçilmiş ve hemen ardından aslında onu on yıllık bir süre için diktatör yapacak şekilde birbirini izleyen dokuz tek yıl için Diktatör olarak atanmıştır İlave olarak üç yıllık bir süre için praefectus morum (ahlak prefect'i) seçilmiştir
Sezar, Senato tarafından "ömürboyu diktatör" anlamına gelen Dictator Perpetuus olarak adlandırılmıştır Cumhuriyet tarihinde İlk kez olmak üzere, ön yüzünde bu unvan ve Sezar'ın profilden figürü arka yüzde ise tanrıça Ceres ve Sezar'ın unvanı olan Augur Pontifex Maximus bulunan bir Roma denarius'u basılmıştır Cumhuriyet döneminde konsüllerin ve diğer kamu memurlarının imajlarının sikkeler üzerine basılması alışılagelmiş bir durum olsa da Diktatör unvanın sikke üzerine ilk kez basılıyor olması oldukça anlamlıydı
Cassius Dio, MÖ 44 yılında bir senatör heyetinin Sezar'a tevcih ettikleri yeni onursal payeleri bildirmek üzere onu ziyaret ettiğinden bahseder Sezar heyeti ayakta karşılamak yerine Venüs Genetrix Tapınağında oturarak kabul etmeyi tercih etmişti Dio'ya göre bu durum gücenmiş senatörlerin Sezar'a suikast düzenlemesinin başlıca nedeniydi Yine Dio'nun yazdığına göre Sezar'ın yandaşları bu hareketin nedeni olarak Sezar'ın ağır bir ishal geçiriyor olmasını göstermiş ancak düşmanları onun hiç kimsenin yardımı olmadan eve gittiğini gördüklerini iddia etmişlerdir
Suetonius, Sezar'ın ayağa kalkmamasının nedeni olarak Cornelius Balbus tarafından engellenmesini gösterir Suetonius ayrıca yüce Sezar Roma'ya döndüğünde toplanan kalabalıkla ilgili bir hikaye anlatır; Kalabalıktan birisi Sezar'ın Rostra'da bulunan heykeline defne dalından bir çelenk koymuştu Tribünler Gaius Epidius Marcellus ve Lucius Caesetius Flavius duruma müdahale etmiş ve bu çelengin Jüpiter ve hükümdarlığı sembolize etmesi nedeniyle kaldırılmasını emretmiş, bunu duyan Sezar da tribünleri sahip oldukları resmi güçten men etmişti Suetonius'a göre Sezar bu noktanın bir adım ötesi olan krallık unvanından ilgisini kesememiştir Suetonius ayrıca kalabalıktan birisinin Sezar'a Latince kral anlamına gelen "rex" şeklinde hitap ettiğinden bahseder Sezar'ın bu sesleniş üzerine "Ben Sezar'ım, Kral değil", şeklinde bir kelime oyunu ile cevap verdiği rivayet edilir Ayrıca, Sezar Lupercalia festivali sırasında Rostra'da konuşma yaparken, onunla birlikte konsül seçilmiş olan Marcus Antonius defalarca başına bir çelenk takmaya çalışmıştır Sezar bu çelengi Jüpiter Opitimus Maximus'a sunmak üzere bir kenera koymuştur
Plutarch ve Suetonius'un bu olayları tasvir ediş şekilleri aşağı yukarı aynıdır ancak Dio, Sezar'ın heykeline çelenk ya da diadem takmak isyeyenlerin tribünler tarafından hapse atıldıklarını yazar Ayrıca Sezar'a "rex" diye bağırılması olayının Alban Tepesinde gerçekleştiğini ve bağıran grubun yine tribünler tarafından hapse atıldığını yazar Plebler, bağıran kişinin fikirlerini özgürce söyleyememesini protesto etmişlerdir Sezar, Tribünleri Senatonun huzuruna çıkarmış, olayları senatörlerin oyların sunmuş ve hemen ardından da onları görevden alarak isimlerini kayıtlardan çıkarttırmıştır
Suetonius ilave olarak Lucius Cotta'nın, Part ülkesini ancak bir kralın fethedebileceği kehanetine dayanarak, Senato'ya Sezar'ın kral olarak kabul edilmesini içeren bir öneri sunduğunu aktarır Sezar gerçekten de Part Ülkesini fethetmeye niyetlenecek ve bu durum ikinci üçlü yönetim sırasında Marcus Antonius'un hayli başını ağrıtacaktı
Brutus, arkadaşı ve karısının kardeşi Cassius ve diğer adamlarla birlikte kendilerine Liberatores adını vererek suikast planını hazırlamaya başladılar Şamlı Nikolaos tarafından kağıda dökülerek günümüze ulaşması sağlanan pek çok plan üzerinde tartışmalar yapıldı:


"
Suikastçiler asla açık açık biraraya gelmediler ancak küçük gruplar halinde bir birlerinin evinde toplandılar Suikastin yeri ve zamanı hakkında beklenebileceği gibi çok sayıda tartışma yapıldı ve öneriler gündeme geldi Bazıları bu denemenin Sezar'ın yürüyüş yapmaktan en çok keyif aldığı Via Sacra'da, tek başına yürürken yapılmasını önerdiler Bir diğer fikir ise suikastin, Sezar'ın, yeni seçilen magistraları atamak için Campus Martius'da bulunan bir köprüden geçişi sırasında yapılmasıydı; Bir kura çekilecek ve kurada çıkan Sezar'ı köprüden aşağı iterken diğerleri koşup onu öldürecekti Üçüncü bir plan ise Gladyatör oyunlarının gelmesini beklemekti Suikast teşebbüsü için kullanılacak *****ların ortaya çıkması durumunda bile, bu oyunların doğası gereği dikkat çekmeyeceği öngörüsü bu fikrin avantajlı yanıydı Ancak çoğunluğun fikri Sezar'ın, sadece senatörlerin girmesine izin verilen ve senatörlerin giydiği togaların suikastte kullanılacak Hançerleri saklamak için gayet uygun oluşu nedeniyle, Senato binasında öldürülmesi yönündeydi Günün kazananı bu plan oldu
"





Sezar'ın öldürülmesinden iki gün önce Cassius suikastçilerle bir toplantı yaptı ve eğer birileri planlarını öğrenirse hançerlerini kendilerine saplamalarını söyledi
Suikast




Sezar'a ait diyabaz büst


15 Mart MÖ 44 tarihinde bir grup senatör, Senatoya gücüne geri vermesini rica eden bir dilekçe taslağını okuması için Sezar'ı foruma çağırdı Ancak dilekçe bir kandırmacaydı Suikast planını dehşet içindeki bir Liberator, Servilius Casca'dan bir gece önce kısmen öğrenen ve işlerin kötüleşmesinden korkan Marcus Antonius, Sezar'ı merdivenlerde engellemek için foruma gitti Ancak Sezar'ın yolu Campus Martius'da bulunan Pompey Tiyatrosundan geçerken bir grup senatör tarafından kesildi ve Sezar doğu portikosuna bitişik bir odaya doğru yönlendirildi
Sezar sahte dilekçeyi okumaya başladığı sırada dilekçeyi kendisine sunmuş olan Tillius Cimber, Sezar'ın togasını aşağı indirdi Sezar, ağlayarak Cimber'e "ama bu bir vahşet!" ("Ista quidem vis est!") dediği sırada, Casca hançerini çekti ve diktatörün boğazını bir yandan diğer yana kesti Sezar hemen etrafından döndü ve Casca'nın kolunu yakalayarak "Casca, seni hain, ne yapıyorsun?" dedi[62] Korkudan donakalmış olan Casca, Yunanca "Kardeşlerim, yardım edin" diye bağırdı ("á¼?δελÏ?Î*, βοήθει!", "adelphe, boethei!") Tam bu sırada aralarında Brutus'un da bulunduğu grubun geri kalanı da Sezar'ı bıçaklamaya koyuldular Sezar kaçmaya çalıştı ancak gözleri kandan göremez olduğundan ayağı takıldı ve yere düştü; adamlar, Sezar portikonun alt merdivenlerinde savunmasız bir şekilde kalana kadar hançerlerini saplamaya devam ettiler Eutropius'a göre bu suikaste müdahil olan kişi sayısı altmışdan fazlaydı Sezar 23 defa hançerlenmiştir[63] Suetonius'a göre bir doktor, aldığı yaralardan sadece ikincisinin yani boynuna aldığı yaranın ölümcül bir yara olduğunu ispatlamıştı [64]
Diktatörün son sözlerinin ne olduğu kesin olarak bilinmemektedir ve bu konu tarih boyunca bilim adamları ve tarihçiler arasında bir tartışma konusu ola gelmiştir Genellikle en bilinen versiyonu Latince bir deyiş olan Et tu, Brute? ("Sen bile mi Brutus?" ya da "Sen de mi, Brutus?") şeklindedir ve Shakespeare'in Julius Caesar adlı oyunundan alınmıştır Aslında tam olarak makaronik bir satırın ilk parçası olarak: "Et tu, Brute? öyleyse yıkıl (öl) Sezar" şeklindedir Shakespeare'in versiyonunu Romalı tarihçi Suetonius'un Sezar'ın son sözlerinin Yunanca bir deyim olan "καὶ Ï?ύ, Ï?Î*κνον;"[65] ("Kai su, teknon? olarak okunur": Türkçesi "Sen de mi çocuğum?" şeklindedir) olduğunu iddia eden versiyonu takip eder[66] Diğer taraftan Plutarch Sezar'ın hiçbir şey söylemediğini ve suikastçilerin arasında Brutus'u gördüğünde togasını başının üstüne çektiğini aktarır[67]
Plutarch, suikastten sonra Brutus'un bir şeyler söylemek için yoldaşı senetörlerin önüne geçmek istediğini ancak onların binadan kaçmayı tercih ettiklerini iddia eder[68] Brutus ve beraberindekiler bağırarak Capitol Tepesine doğru yürüdüler ve sevgili şehirlerine şöyle seslendiler; "Roma Halkı, bir kez daha özgürüz!" Olacakların farkına çoktan varan Roma yurttaşları kendilerini evlerine kilitlediğinden bu sevinç çığlıkları sessizlikle karşılandı
Sezar'ın üzerinde 23 adet yara izi olan balmumundan bir heykeli foruma dikildi Toplanan kalabalıktan birinin başlattığı yangın, forumun ve komşu binaların ciddi biçimde zarar görmesine yol açtı Takip eden kaos sırasında Marcus Antonius, Octavian ve diğerleri beş seri iç savaşta karşı karşıya geldi ve tüm bunlar Roma İmparatorluğunun doğumuyla sonuçlandı
Suikastin sonuçları




Jül Sezar'ın tanrılaştırılmasını tasvir eden bir 16 yüzyıl gravürü


Sezar'ın öldürülmesi, suikastçilerin öngöremediği şekilde Roma Cumhuriyetinin sonunu hızlandırdı Sezar'ın oldukça popüler birisi olduğu Romanın orta ve alt sınıfları, küçük bir kibirli entelektüel grubunun savunucularını ve hamilerini öldürmesinden dolayı oldukça öfkeliydi Antonius her ne kadar olaydan 1600 yıl sonra Shakespeare'in kaleme aldığı gibi ("Dostlarım, Romalılar, yurttaşlarım, beni dinleyin ") bir konuşma yapmamış da olsa, Sezar'ın ölümünün ardından ortaya çıkan bir kamuoyu tepkisi olarak avam tabakasına hitap eden dramatik bir methiye sunmuştur Sezar'dan farklı bir eğilime sahip olan Antonius, üzgün Romalı ayaktakımını belki de Roma'nın kontrolünü tek başına ele geçirmek niyetiyle Optimates mensuplarının üzerine saldı Ancak Sezar tek mirasçısı olarak yeğeni Octavian'ı işaret etmiş ve onu Romanın en zengin yurttaşlarından biri yapmanın yanında oldukça güçlü bir Sezar unvanını da ona miras bırakmıştı Gaius Octavian aynı zamanda Büyük Sezar'ın evlatlık oğlu olması nedeniyle Roma halkının çoğunluğunun da sadakatine sahipti Sezar öldüğü sırada henüz 19 yaşında olan Octavian, Antonius'un Decimus Brutus ile iç savaşın ilk raundu için anlaşması üzerine pozisyonunu gözden geçirdi Marcus Antonius daha sonra Sezar'ın sevgilisi Kleopatra ile evlenecekti
Yunanistan'da bir ordu toplamaya başlayan Brutus ve Cassius ile savaşabilmek için Antonius'un hem Sezar'ın savaş için ayırdığı yedek akçelerine hem de bu ikisine karşı girişeceği bir eylemin Sezar adına olduğuna dair iddiasının meşruluğunun desteklenmesine ihtiyacı vardı Bunun için Octavian, Antonius ve Sezar'ın sadık süvari komutanı Lepidus arasında ikinci ve son Triumvirlik oluşturuldu İkinci Üçlü Yönetim ilk iş olarak Sezar'ı Divus Iulius unvanını verdiSezar'ın merhametinin onun ölümüne yol açtığı iddiasıyla Sulla devrinden beri kullanılmayan "yasaklamalar" devreye sokuldu Bu yasaklar daha çok Brutus ve Cassius'a karşı girişilen iç savaşın finansmanını sağlamak için kullanıldı ve bu ikisi nihayet Antonius ve Octavius tarafından Philippi'de yenildiler İç savaşın üçüncü aşamasında, Octavian'ın karşısında artık Antonius ve Kleopatra vardı İç savaş, Antonius ve Kleopatra'nın Actium Savaşında Octavian tarafından bozguna uğratılması ile sona erdi ve böylece Octavian, Caesar Augustus adıyla ilk Roma İmparatoru oldu Sezar aslında Part Ülkesini, İskit Ülkesini, Kafkasyayı ele geçirmeyi ve Germania üzerinden Doğu Avrupaya gitmeyi planlıyordu Bu planlarına uğradığı Suikast engel olmuştur[69]

Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.