Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ankara, geleneği, seymen, seymenlik

Seymen Ankara Seymenlik Geleneği

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Seymen Ankara Seymenlik Geleneği




Ankara seymenlik geleneği
Genel bilgi
Anadolu'nun çok eski yerleşme sahalarından olduğu, arkeolojik ve antropolojik belgelerle ortaya konmuş bulunan Ankara, 1071 Malazgirt Zaferi'ni takip eden yıllardan itibaren Türklerin hakimiyetine girmiş; Danişmentliler'in, Anadolu Selçukluları'nın ve Osmanlılar'ın hakimiyetleri sırasında önceleri Büyük Anadolu Eyaletine, sonraları eyalet içindeki bir sancağa merkez olmuştur
Bugün üç milyonu aşkın nüfusa sahip, modern bir başkent olan Ankara'nın ekonomisi önceleri tarıma dayalıydı Tahıl ve meyve yetiştirilir, özellikle Ankara keçisi ve koyun beslenirdi Ankara keçisi nin yumuşak ve parlak kılından dokunan kumaşlar İstanbul'a gönderilir, oradan Mısır ve Avrupa'ya sevk edilirdi Tarihi 17yüzyıla kadar uzanan bu dönem içerisinde Ankara balı, armudu, keçisi, çiğdemi ve kedisi ile ün salmıştı
Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk'ün Ankara'ya gelmesi (27 Aralık 1919) ile bu şehrin kaderi değişmiş, takibeden yıllarda (23 Nisan 1920) Türkiye Büyük Millet Meclisi burada toplanmış ve 13 Ekim 1923 tarihinde kabul edilen bir kanunla da Ankara devlet merkezi olmuştur
Gittikleri yerlerde kendi kültürlerini koruyan ve geliştiren Oğuz Türkleri, yerleştikleri Ankara ve çevresinde de adet, gelenek ve göreneklerini yaşatmışlardır Bu geleneklerden biri de "Seymenlik Geleneği" dir (Seğmenlik - Seğmen)
Şehrin devlet merkezi olması neticesinde meydana gelen hızlı teknolojik gelişmeler, tabi olarak kültür yapısını da etkilemiştir Ancak, söz konusu değişme ve gelişmeler şehrin geleneksel kültürü içerisinde özel bir yeri bulunan "Seymenlik geleneği" hayatını devam ettirmiştir 21 yüzyıla beş milyonluk nüfusa sahip büyük ve modern bir başkent olarak girmeye hazırlanan Ankara'da seğmenlik geleneği bugün bir dernek çatısı altında korunarak, yürütülmektedir Ankara'da faaliyet gösteren derneklerden biri olan Ankara Seymenler Kulübü ile bu geleneksel kurumu ilelebet yaşatma çabası içerisindedir
Efe, (Efelik) mecaz anlamda men, cesur, kahraman, cengaver insan anlamına gelmektedir Efeler fenalıktan kaçınan, iyiliği ve yardımı seven, kahraman, gözüpek, men ve fedakar insanlardır
Bu karakterleriyle çevrelerinde saygınlık kazanmışlardır Eskiden anne ve babalar yeni yetişen çocuklarını efelere teslim ederlerdi Efeler küçük delikanlıların kötü yerlere alışmalarını önler; terbiyelerine, tutum ve davranışlarına dikkat ederler, onlaa*rın büyüğünü sayan, küçüğünü koruyan, vatanına ve milletine yararlı insanlar olmaa*ları için özen gösterirlerdi Efeler arasında kendisini en fazla sevdirip saydıranlar "Efe Başı" seçilirdi Efebaşları, efeleri düzenler ve idare ederlerdi 15-16 yaşındaki delikanlı efelere Ankaralılar "Yeni Yitme" derlerdi Yeni yitmelik unvanı askerliğin bitimine kadar sürerdi 35 yaşına kadar da Delikanlılık Efelerin milli günlerde, düğünlerde atlı ve yaya olarak bir araya gelmelerine "Seymen Alayı Düzülmesi" denirdi"Seymen Alayı Düzülmesi"ni Enver Behnan ŞAPOLYO şöyle anlatmaktadır"Ankara halkı, tarihin pek eski devirlerinden beri Seymen Düzülme adı verilen bir Türk ananesini mill vicdanında gizli bir sihir olarak yaşatmakta idi Seymen alayı, daima kızılca günlerde kurulurdu Yani mill felaket günlerinde, bir beyliğin ve devletin yıkılış sıralarında, halk yeni bir devlet kurmak ve başlarına Çağı devam eder, 35 yaşından yukarı efelere de "Dölekleşiyor (ihtiyarlıyor)" tabiri ile Kart Traş Efe denirdi
Ege bölgesindeki efelere, Zeybek, orta Anadolu ve özelikle Ankara efelerine de Seymen adı verilirdi Yeni bir reis seçmek için Seymen Alayı kurardı Bu alay yeni devleti kurar, yeni reisi seçerdi
Seymen düzülme, toplu ve mill bir galeyan anıdır Bunun ufak bir şekli de bayram ve düğünlerde kurulurdu Seymenler o gece "Sinsin" denilen bir ateş oyunu oynarlardı O gece bir dağ yamacında veyahut bir tepede büyük bir ateş yakarlar, Maşatama denilen demirden yapılmış büyük bir çanağın içine yağlı çıra koyarlar bu ateşin etrafında davul ve zurna çalarak Zeybek oynarlar Bu ateşin üstünden atlayarak bir nevi tura oyunu oynayarak sabahı ederler Bazen bu ateşe koç atarlardı
Seymen düzülmeyi yalnız Ankara ait bir topluluk değil, Orta Anadolu Türklerinin müşterek bir galeyanıdır Selçuklu devletinin Konya'da Osmanlı devletinin Söğüt'le kuruluşu bu ananeye çok benzemektedir Selçuklu aynı şekilde atlı seymen alayları önünde, bir torbadan bir çocuğa ok çektirilmek suretiyle, kendi okunu çekerek bey olmuştu Osman Bey ise, yine atlılar karşısında bir ak keçeye oturtularak dokuz defa havaya kaldırılarak karargahta dolaştırılmıştı Kımızlar sunulup, and içilerek Bey tanındı Bu muhakkak Efeleri eteğinde Bayındır, Ayaş'la Kayı, Hüseyin Gazi dağı eteğinde Peçenek, Yazır, Dodurga, Bala'da Avşar, Çubuk'ta Kargın, Çavundur, Eymir Gölü, Bökdüz köyleriyle Ankara'yı çevrelemiştir Bütün bu köy adları Oğuzların yirmi dört boyunun adlarıdır Köylerin pek çoğu Oğuzların Beydili aşiretine mensuptur
Anadolu, tarihte böyle çok galeyanlı günler geçirmiş, Seymen düzülerek, yaya allı ve *****lı olan delikanlıları bir reis etrafında toplamıştır Kuvvetle muhtemeldir ki Selçuk İmparatorluğu yıkılırken (Anadolu Selçukluları) yine böyle bir galeyan olmuş, Osman Bey'i aynı şekilde Kayı Aşiretinin başına bey seçmiştir O güne ait elimizde yazılı bir belge olmamakla beraber, Etnolojik tetkiklerle, halkta yaşamakta olan aneneleri tesbit etmekle, kaybolmuş tarihi hakikatleri de meydana çıkarabiliriz
Seymen düzülme adeti eski Türklerden kalma bir adettir, 2 Mahmud'un kurduğu "Sekban" teşkilatı "Seymen" kelimesinden alındığını iddia edenler de vardır İstanbul'da Şehzade Camii'nin karşısında Çukurçeşme civarında eskiden bir "Seymenler Mezarlığı" olduğu da söylenilmekte Çünkü bütün Ankara civarı köyleri Oğuz boylarıyla doludur Çubuk'la Kınık, Elmadağ ir İstanbul esnafı arasında Ahi teşkilatında (Ahilik) bulunan "Seğmen"lerin de Ankara Ahileriyle bir münasebeti vardır Rumelide "Seğmen bekçi, muhafız" manasında kullanılmaktadır
Ankara'da ise "Seymen", efe, yiğit ruhlu ve atlı manasında kullanılmaktadır Zeybek kelimesi de Seğmen kelimesiyle alakalıdır Seymen düzüleceği zaman, Efeler kahvesi önüne sancak dikilir Bu bayrak Seymen alayının kurulmasına işarettir Eski Türkler de otağ önüne tuğ ve sancak dikerlerdi Mustafa Kemal'in günün sabahı da sancak dikildi O zaman Efeler kahvesi Ulucanlar'a giden yolun üzerinde bulunan Sarı Ahmed'in kahvesi idi Esasen civar köylerden Seymenler de akın akın Bu günlerde Kalecik Seymenlerinin başında Sülük, Zirlilerin başında Saraylı Ahmet, Yozgat'tan yeni Cehli Rıza uşakları, yani kızanlarıyla Ankara'ya gelmiştir

Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.