Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kaspar hauser muamması

&Quot;Kaspar Hauser Muamması&Quot;

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

&Quot;Kaspar Hauser Muamması&Quot;




"Kaspar Hauser Muamması" 19yüzyıl başlarında Nüremberg-Almanya'da yaşanmış gerçek bir olaya dayanıyor
26 Mayıs 1828'de Nüremberg sokaklarında gizemli bir çocuk ortaya çıkar Hiç konuş(a)mamakta ve elinde bir not tutmaktadır Daha sonra anlaşılacağı üzere hayatının ilk 17 yılını tamamen insanlardan uzak, hücre gibi biryerde geçirmiştir Okuma yazması olmadığı gibi konuşmasını, hatta yürümesini bile bilmiyordur Adeta dünyaya 17 yaşında gelmiş gibidir Bir anda ahalinin ilgi odağı olur, nerden geldiğine, kim olduğuna dair bir sürü komplo teorisi ortaya atılır Hatta Baden bölgesinin veliaht prensi olduğu dahi iddia edilir (Daha sonra yapılan DNA çözümlemeleri bu olasılığı dışlamış)

Kaspar Hauser, Baden Prensi mi, değil mi?

DNA tekniğiyle, 160 yıl sonra çözülen bir vakayı, Alman profesörler Türk meslektaşlarıyla paylaştılar





Geçtiğimiz günlerde, Münih Üniversitesi'nden birkaç profesör İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nü ziyaret etti Ziyaret sebepleri, Avrupa'yı 160 yıldır meşgul eden bir olayı Türk meslektaşlarıyla paylaşmak istemeleriydi Olaya konu olan kişi, Kaspar Hauser'di Kaspar Hauser, Baden Prensi miydi, değil miydi?




Avrupa'da özellikle de Almanya'da, 160 yıldır Hauser'in Baden Prensi olup olmadığı tartışmaları vardı Bu tartışmayı, Rus Çarı'nın kızı Anastasia'nın yaşadığı iddialarına benzetenler de oluyordu İki olay da tarihte birer muammaydı


Öykü 1825 yılında Almanya'nın Nürnberg şehrinde başlıyordu Nürnberg halkı, birgün sokaklarda doğru düzgün yürüyemeyen ve hemen hemen hiç konuşamayan bir çocuğun varlığını fark etmişlerdi


Çocuk sadece, ??babam gibi süvari olmak istiyorum?? diyor başka da birşey söyleyemiyordu Önce onu deli zannederek yakalayıp, kuledeki bir hapishaneye kapatmışlardı Orada, su ve ekmekten başka hiçbirşey yemek istemediğini ve çok az kelime bildiğini farketmişlerdi


Halk, onu sanki sirkteki bir hayvanmış gibi izlemeye gidiyordu Nürnberg kent doktoru, onunla pekçok kez görüşmüş ve neticede bu çocuğun aptal ya da akıl hastası olmadığı sonucuna varmıştı


Eklem yerlerinde bazı kusurlar vardı Sanki, uzun bir süre iki büklüm ve rahat hareket edemez bir biçimde yaşamıştı Nürnberg Belediye Reisi, bu kişiyle görüşmesinin sonunda, 16 yıl boyunca iki büklüm bir biçimde tutsak yaşadığını, bu süre boyunca sadece su ve ekmek yediğini ve iki tahta at oyuncağa sahip olduğunu açıklamıştı


BIÇAKLANARAK ÖLDÜRÜLDÜ


Bu öykü Almanlar'ın romantik duygularına hitap etmiş, nereden ve kimin soyundan gelmiş olduğunu merak etmeye başlamışlardı Bu garip çocuk daha sonra, ünlü bir profesöre emanet edilmiş ve eğitilmeye başlanmıştı Kısa sürede entellektüel olarak büyük bir gelişme kaydetmişti


Bir ara profesörün karısına cinsel tacizde bile bulunmuş, herkes buna şaşmıştı Hatıralarımı yazmak istiyorum dediği bir sırada, 1830 yılında bıçaklı bir saldırıya uğramış, bunu maskeli bir kişinin yaptığını söylemişti


Olay aydınlatılamamıştı 1833 yılında, bu kez bir parkta göğsünden bıçaklanarak yaralanmış ve dört gün sonra da ölmüştü İşte bundan sonra çılgınca hipotezler geliştirilmeye başlandı


TACIN VARİSİ KİM


Bunlardan bir tanesi bu çocuğun, Grand Düşes Baden'in oğlu olduğuydu Çünkü bu soyun çok özel bir yaşamı ve tarihçesi vardı Grand Dük Karl Von Baden, Napolyon'un üveykızı, Stephanie Beauharnais ile evliydi Stephanie, tarihte en az Napolyon kadar adından söz ettirmiş Josephine'in kızıydı Bu evlilikten iki kız, iki de erkek çocukları olmuştu


Tacın gerçek varisi öyküsü anlatılan Prens Kaspar Hauser olmalıydı Ancak, doğumundan birkaç hafta sonra ölmüştü İkinci prens Alexander ise, doğumundan bir yıl sonra ölmüştü Baden'de kraliyet erkek çocuklara geçtiğinden kız çocukları Josephine ve Marie hanedanın devamını sağlayamamışlardı


Bu sülalede Josephine ve Marie'nin ve daha sonraki dört kuşağın da hep kız çocukları olmuş ve bu sayede mitokondrial DNA ile ailenin soyağacının izlenebilme imkánı sağlanmıştı Mitokondrial DNA sadece anneden kız çocuklarına geçen bir genetik özellikti


Bu ailenin günümüzde yaşayan iki kadını, kan örneği vererek yıllarca süren bu muammaya son verecekti


Her ikisi de kesintiye uğramamış bir şekilde, Stephanie Beauharnais'yi izleyen kuşaklardan geldiğinden, bu iki kişinin kan örneğindeki mitokondrial DNA'yla çalışılarak, Beauharnais'nin mitokondrial DNA özelliklerine ulaşılabilecekti


KANLI ELBİSELERDEN DNA


Bu DNA örnekleri ile, Kaspar Hauser olduğu iddia edilen kişinin, doğumundan iki ay sonra öldüğü söylenen gerçek prens olduğuna dair söylentilere son verilebilecekti


Kaspar Hauser olduğu iddia edilen kişiden, hangi DNA örneği alınabileceği bir soru işaretiydi Prof Dr Eisenmenger'in aklına parkta saldırıya uğrayan meçhul insanın kanlı elbiselerine ulaşabileceği geldi


Bu elbiseler, Aunsbagh'ta bir müzede saklanıyordu Elbiseler sürekli güneş ışığında kaldığından onları incelemek akıllıca olmayacaktı


Buna karşılık iç çamaşırları dış ortamla temasta değildi ve kan lekesi bulunan bu çamaşırlardan yararlanmak mümkündü Bu kişi, göğsünden bıçaklandığında kan küloduna kadar inmişti


Bu külottan 4x4 büyüklüğünde bir kare kesildi İkiye bölünerek, bir parçası Mühin Adli Tıp'a diğeri ise İngiltere'ye gönderildi Bunun sebebi, iki ayrı laboratuvarın birbirinden bağımsız olarak çalışarak aynı sonuca varıp varamayacağıydı


İlk olarak, kanın sığır ya da tavuk kanı olup olmadığı tetkik edildi Bunun sebebi müzede çalışan bir kadının, zaman zaman solan kan lekesinin üzerine daha canlı gözükmesi için tavuk kanı sürdüğünü söylemesiydi Bu havyanlara ait kan bulunamamakla beraber, kanın bir insana, bir erkeğe ait olduğu saptandı


Stephanie Beauharnais'nin soyundan gelen ve kendilerinden kan örneği alınan kadınların mitokondrial DNA özellikleri birbirlerinin tıpatıp aynıydı ve dolayısıyla beş kuşak önceki anneannelerinin mitokondrial DNA özellikleri ile aynı olmak zorundaydı


Münih ve İngiltere'de elde edilen sonuçlar da birbirlerine paraleldi Kaspar Hauser'e ait olduğu iddia edilen kan lekesiyse Stephanie Beauharnais'nin incelenen 700 mitokondrial DNA bazından 9 tanesinde farklılıklar göstermişti Dolayısıyla, Nürnberg sokaklarında dolaşan o garip çocuğun Baden hanedanından olması mümkün değildi Geride boşa yazılmış 2000 kitap, 15000 makale ve filmler kalmıştı


Tabii bir de Nürnberg sokaklarında dolaşan o garip çocuğun gerçekte kim olduğu



O ÇOCUK KİMDİ?


Münih ve İngiltere'de elde edilen sonuçlar aynıydı İncelenen 700 mitokondrial DNA bazından 9 tanesinde farklılıklar vardı Nürnberg sokaklarında dolaşan çocuğun Baden hanedanından olması mümkün değildi Geride boşa yazılmış 2000 kitap, 15000 makale ve filmler kalmıştı Bir de Nürnberg sokaklarında dolaşan o garip çocuğun gerçekte kim olduğu



160 YILLIK BİLMECE



Almanya'da yayınlanan ünlü Der Spiegel dergisinin editörü, 1995 yılında Münih Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Wolfgang Eisenmenger'i aramış ve Kaspar Hauser bilmecesini çözmek için yardım edip edemeyeceklerini sormuştu Profesör Eisenmenger, her adli tıp uzmanın böyle bir davayı incelemek isteyeceğini söyleyerek teklifi hemen kabul etmiş zira Hauser hakkında bugüne dek 2000 kitap, 15000'e yakın makale ve 25 film yapılmıştı Hatta, en çok toplum dışına itilmiş kişilerin hayatlarını konu alan filmleri yöneten, Alman yönetmen Werner Herzog, ??The Mystery of Kaspar Hauser?? (Kaspar Hauser'in Gizemi) filmiyle, Cannes'da ödül bile almıştı



KASPAR HAUSER



1812-1833 yıllarında Almanya'da yaşayan, nereden geldiği ve kim olduğu bir türlü saptanamamış kişidir 16 yaşlarında, Nürnberg sokaklarında doğru düzgün yürüyemeyen ve konuşamayacak bir halde dolaşırken, halk tarafından deli zannedilerek kuleye kapatılmıştır 1833 yılında bıçaklanarak öldürülmesinden sonra, Baden prensi olduğuna dair söylentiler çıkmıştır



MİTOKONDRİAL DNA



Mitokondrial DNA hücre çekirdeğinin dışında, mitokondrilerin içinde yer alır


Çekirdek içindeki DNA, hem anneden hem de babadan alınan genetik bilgiyi içerdiği halde, mitokondrial DNA yalnız anneden alınan genetik bilgiyi kapsar


Mitokondrial DNA son yıllarda kimlik tespiti açısından büyük önem taşımaya başlamıştır


Kan lekesi, kıl, kemik, diş gibi biyolojik kalıntıların kime ait olduğunun saptanması bunun başında gelir


Ancak, bu tür örneklerin incelenmesinde çeşitli zorluklarla karşılaşılır


Çünkü her zaman o kimsenin anne ve babasının bulunması mümkün olmaz


Buna karşılık yalnız annesi, ya da anne soyundan bir akrabası varsa, mitokondrial DNA çalışılarak, örneklerin o ailenin bir ferdine ait olup olmadığı anlaşılabilir


Mitokondrial DNA analizlerinin en faydalı yanı, çok eski tarihlerde ölmüş ya da öldürülmüş olan kişilere ait kalıntıların kimlik tespitinde kullanılabilmesidir


Örneğin Vietnam savaşında öldürülmüş Amerikan askerlerine ait kemikler, ailelerine mitokondrial DNA analizi ile iade edilmiştir


Rus Çarı Romanov ve ailesine ait olduğu iddia edilen kemikler mitokondrial DNA analizi ile incelenerek, kemiklerin gerçekten o kimselere ait olduğu ortaya çıkartılmıştır


Türkiye'de adli amaçlı mitokondrial DNA analizleri yalnız İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nde yapılmaktadır


İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü, şu günlerde Münih ve Atina Üniversiteleri ile birlikte, Avrupa mitokondrial DNA bankasının alt yapısını oluşturmaya çalışıyor

Kaynak:Kaspar Hauser Muamması

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.