İbadetler Niçin Teklif Edilmiştir |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İbadetler Niçin Teklif EdilmiştirİBADETLER NİÇİN TEKLİF EDİLMİŞTİR Hemen hepimizin küçük yaşlardan duyduğu şu klişe ifade güçlü bir şekilde beyinlerimizde yer etmiştir: "ALLÂH`ın senin ibadetlerine ihtiyacı yoktur! Her ne yaparsan kendin için yapmak zorundasın!" Şu çok basit ifade, gerçekte, çok muazzam bir gerçeğin; "İslam Dini"nin açıkladığı Allâh`ın yaratış SİSTEM ve DÜZENİNİN, en basite indirgenerek anlayışımıza yansıtılmak isteniş formülüdür! Ne var ki, maâlesef biz bu gerçeği hiç bir zaman farketmemişizdir! Allâh`ın bizim ibadetimize ihtiyacı yoksa, niçin ibadet etmeliyiz?ibadete neden ihtiyacımız var? Niçin namaz, oruç, hac ve diğerleri? İnanın, bütün insanlar için, en âcil olarak farkedilmesi zorunlu konu budur! Biz, yanlış bir bilgilenme sonucu olarak, sanıyoruz ki bütün bu çalışmaları, yukarıda ötelerde bir yerde oturmakta olan TANRI`nın gönlünü hoş edip, onun rızasını kazanıp, bizi cennnetine sokması, ya da kafası kızıp cehennemine atmaması için yapmalıyız!!! Oysa, ne ötelerde bir yerde oturup, bizi sınayan ve sonunda da hoşuna gitmezsek cehennemine atacak olan Tanrı var; ne de kandırabilirsek cennetine sokacak ilâh! Düşünün ki İslam adına ilk bize öğretilen şey Kelime-i TEVHİD`dir; ve üzücüdür ki onun gerçek anlamının dahi farkında değiliz! "Lâ ilâhe illAllâh" sözünü "Allâh`tan başka tapılacak tanrı yoktur" diye derinliğine ve sonuçları düşünülmeden çevrildiği için, "Allâh`ın tapılacak tek tanrı" olduğunu varsayıyoruz Oysa Kelime-i Tevhid`in gerçek anlamı şudur: "Tanrı yoktur sadece Allâh vardır"! Yani, Hz Muhammed Aleyhisselâm biz şu gerçeği farkettirmeye çalışmıştır: Tapınılacak ve birşeyler umulacak bir tanrı kavramı geçerli değildir; sadece Allâh vardır! İşte gelmiş geçmiş bütün tasavvuf ehli kişiler, bu gerçekten yola çıkarak o yüce mertebelere ermişlerdir Mevlâna Celâleddin`den Hacı Bektaş Velî`ye,imam Caferi Sâdık`tan Abdülkâdir Geylanî`ye kadar! Hakikat erenleri, Allâh`ı ötelerinde bir tanrı sanma gafletinden kurtulmuşlar; her şeyin Allâh`ın takdiriyle kendi esmâsından meydana gelmiş olduğunu farketmişler; yaradılmışa sevgi ve hizmetin Yaratana olduğunu hissederek yaşamışlardır! Halka hizmetin Hakka hizmet olması da bu mânâ yönündendir Allâh, her şeyi, takdiriyle, kendi esmâsından yarattığına göre; yaşadığımız âlemdeki tüm doğa düzeni ve kanunlar gerçekte “Allâh düzeni ve sistemi”dir! Öyle ise farketmeliyiz ki, ne kadar içinde yaşadığımız sistemi ve düzeni anlayabilirsek, o oranda Allâh nizâmını tanımış oluruz Allâh, ezelde, içinde yaşamakta olduğumuz bu sistemi ve düzeni yaratmış, şartlarını oluşturmuş; bundan sonra da bize Nebi ve Rasûlleri aracılığı ile neler yaparsak nelerle karşılaşacağımız hakkında bilgi eriştirmiştir! Bizim için bugün iki yol vardır önümüzde, gelecekte pişmanlık duymamak için; 1Allâh Rasûlü’nün neler getirdiğini, niye bunları getirdiğini çok iyi anlayarak yaşamımıza buna göre yön vermek Ya da 2Allâh Rasûlü’nün dediklerinin hikmetini hiç anlamadan, körü körüne, uygulayarak kendimizi yarına hazırlamak Evet, farketmeliyiz ki, "İslâm Dini"nde ibadet adı verilen çalışmalar, ötedeki bir tanrıya yaranmak amacıyla teklif edilmemiş olup; tamamiyle Allâh'ın yaratmış olduğu bu sistemin işleyişi dolayısıyla öngörülmüş çalışmalardır Alınan gıdalar nasıl vücudun ihtiyacını karşılama amacına dönükse, bir tanrının hoşuna gitmek gayesine yönelik değilse; tesbitlerimize göre ibadet adı verilen çalışmalar da aynı şekilde, beyin kapasitesinin gelişmesi, ruhun güçlenmesi ve kişinin ölümötesi yaşama hazırlanması amacına dönüktür! Ya bu çalışmalarla kendinizi ölümötesi yaşam koşullarına hazırlarsınız; ya da ne gerekçeyle olursa olsun bunu ihmal eder, sonuçlarına katlanırsınız! "TANRI ve tanrılık anlayışının geçersiz olduğunu farketmek inanın ki yaşamımızın en önemli gerçeğidir! --ahmed hulusi--islam |
|