Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
antik, aten, aton, dini, mısır, tanrısı, zentuk

Antik Mısır Tanrısı Aton (Aten, Zentuk) Ve Aton Dini

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antik Mısır Tanrısı Aton (Aten, Zentuk) Ve Aton Dini




"Aton, uludur, birdir, tektirO'ndan başkası yokturBir tanedir,O'dur her varlığı yaratanBir ruhtur Aton, görünmeyen bir ruhTa başlangıçta vardı Aton,Tek varlıktı oHiç bir şey yokken o vardıHer şeyi o yarattıEzelden beri süregelen varlığı,Ebediyete kadar sürecek,Gizlidir Aton, kimse görmemiştir onuİnsanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman" Akhenaton [1]
Aten veya Aton veya Zentuk, 4 Amenhotep (Akhenaton, Akhenaten, 4Amenofis) tarafından ortaya çıkarılan [2] dinî inanışın tek ve yarı-soyut tanrısıdır Tıpkı günümüzde büyük kitlelere ulaşmış olan kutsal kitaplı dinlerde olduğu gibi tek yaratıcı olarak kabûl edilmiştir[3] Firavunlar arasında en az bilgiye sahip olunan gizemli Akhenaton, çeşitli Mısır tapınaklarını kapatarak, belirsiz ve sûretsiz Tanrı Aton için tapınaklar yapmıştır [4]
Firavunların saltanatı, 3000 yıldan fazla sürdü ve bu arada otuz hükümdar sülalesi birbirini izledi MÖ 1364 yılına gelindiğinde, 18'inci sülaleden Ameophis IV (Akheneton) tahta çıktı Bu sırada Mısırlılar, başta Amon (Güneş Tanrısı) olmak üzere birçok tanrıya tapıyorlardı[5] Akhenaton, babası gibi bir asker değil, her şeyden önce bir düşünürdü Zamanının büyük bölümünü Amarna'da, karısı Nefertiti ile birlikte yeni bir dinin "gerçeklerini" bulmaya çalışarak geçiriyordu [6] Yusuf Peygamber'den yaklaşık 300 yıl sonra Mısır'ın tahtına oturacak olan Akhenaton, tahta çıkışından beş yıl sonra kendisi 41 yaşındayken Mısır'ın çok tanrılı inanç sistemini temelinden yıkacak icraatlarda bulunmaya başladı [7] Moneist (tek tanrılı) bir temeli olan ve yaratıcı ilah Aton'un dışında tüm tanrıları reddeden yeni bir dini kurdu [11] Halkına, ilâh'ın tek ve bir olduğunu, isminin de ATON olduğunu ilân etti Adını, Aton'un hizmetkârı anlamına gelen AKH-EN-ATON şeklinde değiştirdi [7] Bu dönüşüm, kısmen güncel muhâlefetin etkisinden ve özellikle Amon rahiplerinin girişimleriyle ayaklanan alt sınıfların baskısından kaçma amacını taşıyor olabilir Yeni başkent, Teb'in 500 kilometre kuzeyindedir ve daha önce hiçbir Tanrı ya da Tanrıça'ya adanmamış bâkir topraklardan kurulmuştur Aton'un Ufku anlamını taşıyan "Akh-et-Aton" şehri, Amon rahiplerine karşı girişilen mücâdelenin merkezî rolünü üstlenecektir[8]
Yeni başkente taşınılır taşınılmaz; Teb, başkent niteliğini kaybetmiştir Akhenaton, mücâdelesinde bir adım dâhî geri adım atmayarak, Aton dışındaki Mısır ilâhlarının isimlerini âbidelerin üzerinden sildirmeye girişir ki, babası Amen-hotep'in de bu politikalardan kaçamadığı gözükür[6] Teb, Uzun süre sonra bu dönemde ilk kez önemini yitirmiştir Çünkü Akhenaton, aynı zamanda Amon'un şehrinden de nefret etmekte, onu Tağut'un / kâfirliğin sembolü olarak görmektedir[9]
Akhenaton, Mısır'ın geleneksel dinini kaldırıp yerine Aton olarak bilinen bir tek güneş tanrısına tapınmayı getirdiği için "Sapkın Firavun" olarak bilinir Odanın çevresine dört koruyucu tılsım (sihirli tuğla) yerleştirilmiştir ve bunların birinde de firavunun adı yazılıdır Odanın kuzey duvarındaki bir nişte, kapaklı dört küp Akhenaton'un küçük eşi Kiye'nın iç organlarının saklanması için konulmuş; ama üzerlerindeki yazılar silinmiştir Mezarın döşemesi üzerinde bulunan kil mühür izlerinde Akhenaton'un halefi Tutankhamon'un (MÖ 1333-1323) adı yazılıdır[10]
Akhenaton, tahta geçtiğinde râhip sınıfının gücünün krallıktan fazla olduğunu ve yönetimi ellerinde tuttuklarını fark etmiş ve bundan kurtulmak istemişti Bir başka kaynağa göre ise Firavun, bir güneş râhibi olan amcasının etkisindeydi [11] Başkenti Teb'den, şimdiki adıyla el-Amarna'ya taşıdı[12] Amarna'ya "Aton'un Ufku" anlamına gelen "Akn-et-Aton" adı verildi, sonra "Amon'un Büyük Râhipliği" makamını kaldırdı[11] Akhenaton'un tek bir tanrıya inanması, halkını tedirgin etmişti Özellikle Akhenaton'un düşmanları, onun eski firavunlar kadar güçlü olmayı amaçladığına ve artık büyük ölçüde râhiplerin eline geçmiş olan dinsel gücü yeniden kazanmaya çalıştığına inanıyorlardı Onlara göre tek bir tanrıya tapmak çok, yanlıştı[6] Teb'de bir isyân çıktı; ama ordu, bastırdı Akhenaton, kararlıydı Yeni dinin esaslarını belirledi ve mistik şiirler yazdırdı İnancının temelinde yalana karsı gelerek gerçeğe ulaşma düstûru vardı ve Tek Tanrı'ya olan sevgi, derin duygularla anlatılıyordu; mezar taşlarında "Ey biricik Allah ,senden başkası (ve senden başka bir ilâh) yoktur" yazıları bulunmuştur[11]
Kralın eylemlerinin meşrûiyeti, mitoslarla desteklenmiştir Anlatılardan çıkardığımız ölçüde; Aton kültü, henüz Akhenaton'un doğuşundan önce, ailesi tarafından tertip edilen bir ritüelle gerçekleşmiştir Babası, Akhenaton henüz doğmadan yaptırmış olduğu sun'î bir göl içinde, altın ile yaldızlanmış bir kayığı dolaştırmış, bu kayığın ismine de Teye, "Aton" ismini vermişti Spekülasyonu biraz daha ileriye götürecek olursak, anne ve babanın, Amon-Re rahiplerinin nüfuzundaki güçlenmeden rahatsızlık duyarak, iktidârı "kendilerinin mutlak hâkimiyetine" dönüştürebilme gayretlerinden dolayı oğullarını genç yaşta güçlü bir eğitime tabi tuttukları söylenebilir[8]
Firavunların halka benimsettirdiği resmî din, eski ve geleneksel olan her şeye katıksız bir bağlılığı zorunlu kılıyordu Oysa Akhenaton, resmî dini benimsemiyordu Tarihçi Ernst Gombrich, şöyle yazıyor:"Eski geleneğin kutsadığı bir çok alışkanlığı kaldırıp, halkının, garip bir biçimde betimlenmiş sayısız tanrısına saygı göstermek istemedi Onun için tek bir yüce tanrı vardı, o da Aton'du Aton'a taptı ve onu güneş biçiminde imgeleştirtti Öteki tanrıların râhiplerinin etkisinden korunmak için, sarayını bugünkü El-Amarna'ya taşıdı" [13]
Putperestlikle mücâdelesinde çok kararlı olan Akhenaton, Karnak'taki Amon tapınağını kapattı Yerine GEMATON (Aton'u bulduk) adında başka bir mâbed inşâ ettirdi Akhenaton'un kendisinin iman ettiği ve halkının da iman etmesini istediği ilâh, yalnızca Mısır halkının ilâhı değil, bütün insanlığın ilâhıydı Bütün evrenin yaratıcısıydı Güneş'i ve Ay'ı da O yaratmıştı[11] İlâh'ın Bir, isminin ise Aton olduğunu halkına ilan etti Tapınaklardaki bütün putların kırılmasını, duvarlardaki tanrı (!) isimlerinin kazınmasını emretti Ameophis (İmparatorluk tanrısı Amus razı olsun) olan adını Akheneton ( - İslamiyet'teki Abdullah adı gibi - Aton'un hadîmi, yâni hizmetkârı) olarak değiştirdi Akheneton'un inandığı ve halkının da inanmasını istediği İlah, kendi ifâdesine göre, yalnız Mısırlıların değil, bütün insanların, bütün kainatın Yaratıcı'sıydı Güneş'i, Ay'ı, yıldızları yaratan "O" idi
Akhenaton, bir şiirinde Rabbine şöyle sesleniyordu:
“Aton… Gündüz gibi ışıklı AtonGözlerimiz sana bakıyor Seni görüyor sana karşıSen, benim kalbimdesinFakat [onlar,] seni tanımak istemiyorlarSadece ben, senin kulun Akhenaton, Seni tanıyorumOnlara araştırma gücü ver!Senin gücün, senin planın, sonsuzdurDünya Sana ait ve SeninÇünkü onu Sen yarattın
Bir başka şiirinde de şöyle der:
“Senin nûrunla bütün yollar açılırBalığın suda zıplaması, Sen'dendirSenin nûrun, rûhların kalbine nüfûz eder
Halkın, krallara ulûhiyet verme fikrini de yıkmak isteyen Akhenaton, dînî törenlere tüm halkının gözü önünde eşi ve çocuklarıyla birlikte katıldı[11] Kraliçe Nefertiti, o dönemin en güçlü kadınlarından biriydi Kocası Akhenaton'la aynı eşit haklara sahipti Bazı kararları kocasının yerine verebiliyordu Bir kraliçenin firavunla aynı yetkiye sahip olması da Mısır'da alışılmış bir durum değildi Bundan halk ve din adamları, rahatsızdı Çok tanrılı dinden Tek tanrılı dine geçişte eşine verdiği destek yüzünden düşmanları artmıştı Akhenaton, bu dini reformu başaramamıştı; ama yine de Akhenaton, dünyanın ilk tek tanrılı dine inanan insanı olarak anılır[14]
Şurası bir gerçektir ki, bir firavunun bir anda tüm tanrıları - özellikle de Amon'u - reddedip Aton'u yüceltmesi, Mısır için gerçekten gerek gündelik hayatta, gerek siyâsî açıdan büyük bir şok olmuştur Bu, aynı zamanda cesaretli bir harekettir Çünkü Akhenaton, inancını kabul ettirirken o dönemde büyük güç sahibi Amon rahiplerini boyun eğdirebilmiştir [9]
Ancak Akhenaton, tüm diğer tanrılara gösterdiği tepkiyi Thot'tan esirgemiş gözükmektedir Bu, kısmen Hermopolis'te kurulan yeni başkentinin ulaştığı başarı sonrasında "şehrin koruyucu tanrısına duyduğu" minnet borcunun ürünü olabilir Akhenaton'un sarayından çıkan heykellerden bir tanesinde Thoth, "şebek" tasviriyle gösterilmekte, bu figürün hemen önünde bulunan bir yazıcı ise koruyucu Tanrısı'ndan aldığı güçle kaydetmektedir Akhenaton, bilgeliğin ve her türlü kültürel verinin yaratıcı Tanrısı'nı reddetmeyi göze alamamış olmalıdır Tam aksine düzülen övgü sözleriyle kutsallığı kabul edilen Thoth'a: "sırlara vâkıf" pâyesi verilmesi sürdürülmüştür[15]
Zamanın kaynakları, Aton dinini getirdikleri için ilâhların (!) onlara ceza verip erkek çocuğu vermediğini firavunun da ilâhları simgeleyen putları yıktırıp hepsinin yerine Aton kültürünü getirdiğini belirtirler Yani ilâhların (!) verdiği cezaya isyân eden firavun, onların varlıklarını da reddediyor Sonuçta Nefertiti'ye verilen cezâ, onu çok derin bir üzüntüye ve mutsuzluğa sevk etmiştir[14]
Güneş Tanrı Aton'a tek tanrı olarak tapılmasını devlet dini yapmaya uğraşan, bu uğurda başkenti ve kendi adını bile değiştiren (Amenhotep adı Güneş Tanrı'nın hizmetkârı anlamına gelen Akhenaton'a dönüşmüştür) bu firavun, sanatçıları gerçekçiliğe yöneltti İnsanları oldukları gibi, yürürken, oynarken, konuşurken yani kısaca doğal halleriyle göstermelerini istedi Bu dönemde geleneksel fantastik Mısır sanatı, daha gerçekçi ürünler vermeye başladı Edebiyatta hiciv ve mizâh gelişti Hatta şiirlerde açık-saçıklık dönemi başladı Adını bilmediğimiz Mısırlı kadın şairler, son derece kışkırtıcı şiirler yazdı[16]
Akhenaton'a ilk karşı çıkanlar Mısır'ın çok kudretli bir tabakası olan râhiplerdi demiştik Ancak Akhenaton, onların ve o güne kadar firavunların yaşadığı Teb şehrinden ayrılarak kendisine Amorna (El-Amarna) şehrini kurdu Ölünceye kadar da burada yaşadı[11]
Akhenaton, büyü ve sihri yasakladı Ölümden sonra da tek hâkimin Aton olduğuna inanıldı Yeni dine inanan, Aton'un büyüklüğü ve tebliğine iman eden kişi, öte dünyada da mutlu olacaktı Buna rağmen Akhenaton, tanrı oğulluğu sıfatını dareddetmedi ve yüzyıllar sonraki Hz İsa'yı anımsatan bir tür peygamberlik yaklaşımı içindeydi Ama önemli bir yön daha vardı, kişi Tanrı'ya asla bir ihtiyâcını karşılamak için hitap etmezdi Aksine, doğanın güzelliğine ve Yaratıcı'nın iyiliğine heyecân ve aşk duyan biri olmalıydı Gökten akan ve yaşamın kaynağı olan Nûr'a tapılırdı Eşit olarak yayılan aydınlık, adalet kavramını simgelerdi ve bu Nûr, Gerçeklik Ülkesi'ne bağlıydı, burada da Anadolu Tasavvufu'nun bâzı çizgileri ister istemez akla geliyor Bir yazıtta söyle denir; "Ey yaşamın başlangıcı olan Aton, yeryüzünü güzellikle doldurursun, ışığın yarattığın her şeyi aydınlatır ve her şey senin aşkının bağlarıyla bağlanır, her göz kendi üstünde seni görür, Ey Sen ki, tek ilahsın ve hiçbir benzerin yoktur, sen dünyayı kalbinin istediği gibi yarattın" Anlaşılıyor ki; Akhenaton ,Tek tanrı düşüncesinin simgesi olarak güneşi ve ışınlarını seçmişti Tapılan bir heykel veya put yoktu Bu yeni din, yuvarlak kırmızı bir güneş ve ondan çıkarak yere inen ve uçlarında el şekilleri bulunan ışınlar olarak simgelendi[11] Aton'un da sembolü, - tıpkı Ra gibi - güneş kursuydu[17]
Ancak Teb'in önde gelenleri, O'nun bu dini tebliğ etmesine müsaade etmediler Akhenaton ve ahâlisi, Teb şehrinden uzaklaşarak Tell El-Amarna'ya yerleştiler Burada "Akh-en-Aton" adında yeni ve modern bir şehir inşa ettiler IV Amenofis; yani "Amon'un Hoşnutluğu" anlamına gelen adını, Akh-en-aton yani "Aton'a Boyun Eğen" olarak değiştirdi Amon, çok tanrılı Mısır dininde en büyük toteme verilen isimdi Aton ise, Amenofis'e göre "göklerin ve yerin yaratıcısı" idi, ki bu sıfatla Allah'ı kast etmiş olması kuvvetle muhtemeldir[13]
Aton, İbranilerin Adon (Adonay) dediği tanrıyla da aynıdır Adon, daha sonra İbrânîler tarafından "Öyle Olsun" anlamına gelen "Amen" kelimesine dönüştürülmüştür Kelime kökü olarak Sümer'in Mutlak tanrısı Anu'dan türediği düşünülür[4]
Bu tanrının somut bir betimlemesi yoktu Duvarlarla çevrili, üstü açık bir tapınakta tapınılırdı [2] Sanatkârlara tâlimat vererek, eserlerinde gerçekçi bir yaklaşım izlemelerini emretti Böylece abartılı resimler ve kabartmalar yapılamayacaktı Her şey, sade ve olduğu gibi resmedilecekti[11]
Resmi Tanrı'nın yalnızca ismi değil, sembolik yapısı da değişir, şahin başının yerine güneş diski konumlanır Bu bir tarafa, eski inanışların aksine Akhenaton, Aton adına put yapılmasını yasaklar Yani herhangi bir yerde Aton'a ait bir heykel gözükmemekte, buna karşın "büyüğünden küçüğüne" çeşitli derecelerde yer alan memurların, Kral'dan aldıkları güçle, başta Amon olmak üzere eski Tanrıların isim ve putları üzerinde önüne geçilmez bir yıkım eylemi uyguladıkları saptanmaktadır Dokuz senenin sonunda Amon rahiplerinin elindeki tüm nüfuz ve maddi birikim yok olmuştur
Elbette henüz 13 yaşında iktidara gelen bir hükümdarın böylesi bir kararlılık göstermesi şaşırtıcıdır Bununla birlikte, böylesine büyük bir sorumluluğun arkasında ne kadar iyi eğitilmiş olursa olsun 13 yaşında bir çocuğun bulunduğunu düşünmek, aynı oranda yanıltıcıdır Kendisini tüm tebasının "babası ve annesi" olarak tanımlayan Kral, yeni Tanrı'nın dişil niteliğine daha önce görülmedik düzeyde önem vermiştir[8]Akhenaton devrimi, Mısır'ın seçkin dininin, iç savaşlar ve dış istilalardan sonraki en önemli yıpranış durağını simgelemektedir Amon-Ra dini iktidarına karşı tepkili bir halkın, saraya sızmak suretiyle gerçekleştirdiği bir komplo şeklinde tasarlanabilecek bir devrim, elbette eninde sonunda spekülasyondur Ancak şu bir gerçektir ki, olan bitenden hoşnut olmayan kesimin başında, Mısır inanç sistematiğinin gördüğü zararı saptayan ve alt sınıfların yağmasının doruğunu hisseden din adamları sınıfı gelecektir Amon-Ra iktidarının, halk içindeki konumlanması ve gösterilen tepki, bizi kaçınılmaz biçimde, sınıf savaşımının önemli bir dönemecine götürür Çok sayıda tasvirin doğruladığı ölçüde, Akhenaton devrimi, halk ile kraliyet ailesi arasındaki kaynaşmayı vurgulamaktaydı Eskinin birleşmez parçaları, sınıf gerçeği, yöneten ve yönetilen odakları, Aton'un öncülüğünde eşsiz bir hoşgörü ile bir araya gelmişti Bu kesin propagantif nitelikli yorumlar, halkın içinden çıkmasına karşın, iktidara geldiğinde hala halk için düşünebilmeyi ve halk içindeki ideallerini yaşatmayı başaran bir kadının soyut-gerçekdışı tablosunu bir tarafa bırakmamızı zorunlu kılar Tarihsel deliller, Akhenaton'un toplumdaki huzursuzluklara, paralı askerlerle müdahale ettiğini gösterir[8]
Aton, her işinin ucunda bir el olan bir Güneş olarak çizilirdi [2] Diğer tanrıların aksine, tek tanrı Aton'un insânî tasviri yoktur Bu da semâvî dinler ile paralellik gösterir [9] Ama uzun soluklu bir inanış olmamıştır[2] Amon Rahipleri, ülkenin içinde bulunduğu bir ekonomik krizden de faydalanarak Akhenaton'un gücünü elinden almak istediler Düzenlenen bir komplo ile Akhenaton, zehirlenerek öldürüldü Ondan sonra gelen firavunlar da hep rahiplerin etkisi altında kaldılar [13] Tarihte ilk soyut tek tanrı inanışını yerleştirmeye çalışan Akhenaton'un ölümünden ( MÖ 1352 ) sonra, Amon rahipleri yeniden etkinlik sağlayarak, bu inanışı yok ettiler ve Mısır'ı eski inanışına döndürdüler[3] Akhenaton "sapkın firavun" olarak ilan edilmiş ve bu inanış Tutankhamon tarafından ortadan kaldırılmıştır Eski tanrılara geri dönülmüştürAyrıca Akhenaton ve Aten hakkındaki tüm belgeleri yakılmış, Aten tapınakları yıkılmış ve Amarna şehri talan edilmiştir[2]
Akhenaton'un ölümü sonrası, Aton inancı da son bulmuştur İktidar boşluğunu fırsat bilen Amon rahipleri, Smenkhare ve Ay'ın ölümünden sonra çocuk yaştaki Tutankhaton ve karısı Ankhesenpaaton'u tahta çıkarmışlardır Burada çok ilginç bir olayla karşılaşıyoruz Aton döneminde doğmuş olan bu kişinin adları, sırf "lanetli tanrı"nın adını taşıdığı ve halka kötü bir izlenim bıraktığı için Amon rahipleri tarafından değiştirilmiş ve Tutankhaton / Tutankhamon adını almış, Ankhesenpaaton ise Ankhesenamon adını almıştır[9]
Akhenaton'un ölümünün ardından kral olan Smenkhare'nin kısa sürede ölmesinin ardından, olasılıkla Amon rahiplerinin desteğiyle başa geçen Tutankhamon, "Restorasyon Fermanı"nı yayınlamıştır Bu fermana göre, Aton yasaklanmasa bile, tarihin derinliklerinde yok olup gitmeye mahkum edilmiştir Kralın yeni naipliği Aya isminde, eski kralın danışmanlarından birisi tarafından üstlenilir Tutankhamon'un ölümü de, Akhen-aton gibi, kuşkuludur Genç yaştaki ölümünün, tam da Amon karşı devriminin gereklerinin ardından gelişi dikkat çekicidir Bu bir tarafa, Firavun'un mezarının Teb'deki Kral mezarlarının dışında, gizlenme amacıyla kazılmış olması, tarihsel sürecin doğal işlemediğini göstermektedir Ancak tarihsel gerçeklerden çok, popüler kültürün ilgisini çeken, gizemli öykülerdir ve XX yüzyılın hemen başında Eski Mısır'a duyulan korku, Tutankhamon aracılığıyla ete kemiğe bürünmüştür Bu XX yüzyılın korku endüstrisinin en önemli başvuru kaynaklarından birisi olarak gözükmektedir Firavun 1923 yılında Tutankhamon'un mezarının Lord Carnarvon ve ekibi tarafından açılışının ardından yaşananlar çok sayıda spekülasyonun konusu olmuştur Henüz başlangıçta, Tutankhamon'un cenaze salonunu giriş kapısının üzerindeki yazı, tüyleri diken diken eder niteliktedir: "Burada dinlenen firavunu ebediyeti içinde rahatsız edecek kişiye ölüm kanatlarıyla dokunacaktır" [8]
Akhenaton'dan sonra başa asker kökenli firavunlar geçti Bunlar eski geleneksel çok tanrılı dini yeniden yaygınlaştırdılar ve eskiye dönüş için önemli bir çaba harcadılar Yaklaşık bir yüzyıl sonra da Mısır tarihinin en uzun süre hükümdarlık yapacak firavunu II Ramses başa geçti Hz Musa gelene kadar da batılın hükmü Mısır'da sürdü Ramses, birçok tarihçiye göre İsrailoğulları'na eziyet eden ve Hz Musa ile mücadele eden firavundu [13]
Akhenaton, kendisi ve ailesi için yaptırdığı mezarda yapılan bütün incelemeler herhangi bir mumyalama işleminin gerçekleşmediğini göstermektedir Onun ölümünden sonra, güçlü ruhban sınıfı eski çok tanrılı dinlerini canlandırdılar ve kendilerinden alınan iktidar gücünü geri kazandılar Çok geçmeden eski tanrıların yeni heykellerini yaptırarak tapınaklara yerleştirdiler Başkent yeniden Teb'e nakledildi ve bu şekilde bir muvahhidin çabaları yok oldu gitti [11] Ancak Mısır'da indirilen tevhid bayrağı, yaklaşık bir asır sonra gelecek güçlü bir el tarafından yeniden dalgalandırılacaktı Bu, Hz Musa'nın eliydi[7]
Teoloji ve Aton Dini Felsefesi
Aton teolojisinin özü, Aton'a hitaben yazılmış ve günümüze dek korunan ilahilerde yer almaktadır Aton, hayatın kaynağı olarak nitelenirken, güzelliğin, ihtişamın, parlaklığın ve büyüklüğün özü ona atfedilmektedir Aton'un çekip gitmesi ve dinlenmesi anlamına gelen batım anından sonra ise, dünya tehlikelerle, aslanlar, yılanlar ve hırsızlıklarla tehdit altındadır Ancak hepsinden önemlisi Aton'un yaşam veren gücü, bir Mısırlı'yı ayakta tutan geçim kaynaklarına sunduğu destektir:"Bütün davarlar otlarla yaşarBütün ağaçlar ve nebatlar gelişirBütün kuşlar sazlıklarda kanat çırpar/Kanatlarını seni takdis için açarlarBÜtün koyunlar ayak üstü oynarKanatlı her şey uçar/Ve hepsi, senin aydınlığın sayesinde yaşar "Aton, yalnızca insanın yaşamsal öğelerinin değil, bizzat insan yaşamının da yaratıcısıdır Kadının içindeki yavruyu, yani insanı yaratan Aton, çocuğa anne karnında dahi, göz kulak olan varlıktır Aton çok uzakta, yaptıklarının çoğu insanın anlayışına kapalı bir şekilde yaşar"Ey biricik ilah ki, kuvvetine bir kimse malik değilSen bu arzı istediğine göre yarattınVe sen yalnızdın/İnsanlar; büyük, küçük bütün davarlarYeryüzündeki herşey kiAyakları üzerinde yürürVe yüksekle olan herşey kiKanatlarıyla uçarSuriye ve Nubiye memleketlerindeMısır diyarındaHerkese layık olduğu yeri seçersinBütün ihtiyaçları verirsin"Aton, yalnızca milletlerin değil, tüm yaşamın kaynağı Nil'in de yaratıcısıdır Nil ki halkı diri tutandır ve onu yeraltında yaratan Aton'dur Kabile Tanrılarından sıyrılan ve evrensel bir Tanrı tasavvurundaki bu ilk nokta Aton'a adanmış şiirde açık bir şekilde gözükmektedir O, tüm milletleri yaratıcısı olarak, onlara hayat veren olarak değerlidir Mevsimleri de yaratan Aton'un diğer Tanrılar karşısındaki üstünlüğü de çeşitli vesilelerle açıklanmaktadır Belki de Zerdüşt'ten çok daha önce, Tanrı'la doğrudan diyalog yöntemi gözükür Akhen-aton, kendisini Tanrı'nın oğlu olarak nitelerken ondan bir takım dileklerde bulunmakta, başarı için onun rızasını dilemektedir"Oğlun Akhen-aton'un koruSen ona, tedbirinle ve kudretinle akıl verdinCihan senin elindedir, yarattığından beri"İlerleyen bölümlerde ise bu yakarış, çok daha açık bir şekilde gözükmektedir:"Sen bunları oğlun içinSenden gelen oğlun içinDoğruluk içinde yaşayan hükümdar için/Ömrü uzun olsun Akhen-aton içinOnun sevgili kral kızı karısı, İki yurdum kraliçesi Nefertiti için yarattınVe bunlar refah içinde devam eden bir ömür sürüyor"Akhenaton'un iç siyasetteki kararlılığı dış siyasetteki baskılarla sarsıldı Barışçıl bir öğretiye sahip olan bu Firavun zamanında Mısır, Asya topraklarını kaybetti Doğu'nun kralları iç siyasetteki hareketliliği ve rahiplerin hoşnutsuzluğundan beslenen iç huzursuzluğu kendilerine destek bilerek Mısır ülkesine seferler düzenledi Ordudaki güçsüzlüğün ve dış istilalara karşı başarısızlığın kökeninde, saltık olarak Kral'ın barışsever politikalarını görmek hatalıdır Özellikle, bir din devriminin gerektirdiği maddi masrafların Kral'ın orduya yönelik harcamalarını kısıtladığı gerçektir Yeni bir din, yeni bir başkent, yeni yükümlülükler ve dini organizasyonun baştan aşağıya yenilenmesi Akhenaton, tüm dünyanın ağzını sulandıran askeri güçsüzlüğünün üzerine gidemeyecek kadar meşgul gözükmektedirKaranlık bir komplonun sonucunda güçlü bir devrim girişiminin sona erişi, kaçınılmazcasına eskinin ani geri dönüşünü doğurdu Sonraki Firavun, Amon'a iade-i itibar yapan Tutankhamon zamanında Teb'e geriye dönüldü ve Amon rahibi ile ilişkiler düzeldi Akhen-aton'un ölümü çok sayıda edebi metni destekleyen spekülasyonlara açıktır Kral'ın genç yaşta ölüşü, kendine naib olarak belirlediği damadı Smenhkara'nın çok kısa bir zaman içinde devrilişi ve yerine Tutankh-Amon'un gelişinin ardından Amon rahiplerine nüfuzlarının geriye verilişi, spekülatif tarihçiler için olduğu kadar, edebiyatçılar açısından da önemli fırsatlar içermekteydi Böylesi bir edebi metine yakışır trajedi ise, Amon rahiplerinin eski Kral'a "o cani" lakabını uygun görerek, mumyasını horlamaları oldu Kral, mezarından çıkarılarak, annesinin mezarına fırlatıldı 1907 yılında, burada bulunan Akhenaton'un ayaklarının dibinde, bir tablet bulundu"Senin ağzından gelen tatlı nefesi kokluyorumSenin güzelliğini her gün görüyorumBütün hazzım, şimal rüzgarıyla da gelen senin tatlı sesini işitmek" [8]
Eski Mısır'a yaşlı bir adam gençlerin bulunduğu bir yere gelince gençler oturdukları yerden kalkmak zorundaydılar Erkekler sünnet oluyorlardı Domuz eti yemek günahtı Tapınağa girmeden önce el ve ayaklarla yüz belirli bir ritüele uygun olarak yıkanıyor, yani abdest alınıyordu Cinsel ilişkiden sonra da mutlaka yıkanmak lüzumu vardı (gusül abdesti)
Mısırlıların ahiret hakkındaki bu inanışlarının tevhid inancıyla ve hak dinle bir paralellik gösterdiğini fark etmemek mümkün değildir Sadece ölümden sonraki hayata inanç bile eski Mısır medeniyetine de hak dinin ve tebliğin ulaşmış olduğunu fakat bu dinin sonradan bozulmaya uğradığını, tek tanrı inancının da bu bozulmayla birlikte çok tanrı inancına döndüğünü ispatlar niteliktedir Nitekim dönem dönem insanları Allah'ın birliğine ve O'na kul olmaya çağıran uyarıcıların eski Mısır'a da gönderildiği bilinmektedir Bunlardan biri, hayatı Kuran'da detaylıca anlatılan Hz Yusuf'tur Hz Yusuf'un tarihi, İsrailoğulları'nın Mısır'a gelmeleri ve burada yerleşik düzene geçmelerinin başlangıcını teşkil etmesi açısından da son derece önemlidir [13]
Hz Yusuf'un Akheneton'dan önce Mısır'da yaşadığını biliyoruz Demek ki Akheneton'un ortaya çıkmasını, Hz Adem'den beri süregelen ve Hz İbrahim'le devam eden ve son peygamber Hz Muhammed'e (sav) kadar uzanan Allah'ın vahyettiği Hak Dine bağlamak uygun olacaktır[13]
Başvurulan Kaynaklar
[1] sozluksourtimesorg/showasp?t=aton[2] trwikipediaorg/wiki/Aten[3] trwikipediaorg/wiki/Aton[4] Akhenaton (IV Amenotep, Akhenaten, Nefer-kheperu-Ré)[5] misirrehberigentr/misir-firavunlarihtml[6] http://wwwnuveforumnet/1592-firavuun-hizmetkari/[7] Eski Mısır'da Tevhid İzleri[8] http://wwwdikinenet/indexphp?opti=141&Itemid=28[9] wwwitusozlukcom/gosterphp/@920639[10] 55 Numaralı Mezarın Sırrı[11] Ölüler Kitabı 1 (Mısır)[12] Tutankamon'un Laneti[13] mitolojiinfo/eski-misir/eski-misir-dini-inancinedir[14] Kraliçe Nefertiti[15] Hornung, "Ezoterik Mısır", Kırmızı Kedi Yayınları s 18 [16] Eski Mısır Şiiri Üzerine Kısa Bir İnceleme[17] Heliopolis (Güneş Kenti, Annu)[18] wwwhaber10com/makale/9236/[19] wwwkurannesliinfo/bilgibankasi/yaziasp?id=724

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.