|  | Dinin Kaynağı |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Dinin KaynağıDin de dâhil olmak üzere bütün kavramlara iki şekilde bakmak mümkündür: 1) Dinin İlâhî ve yüce kudret tarafından konulduğuna inanan düşünce, 2) İnsanın herşeyden üstün olduğuna inanarak, dini bizzat insanın ürettiğine inanan görüş  Buna göre ilerlemeci ve evrim teorisine dayanan ikinci görüşe göre, insanlık her geçen gün iyiye giden geri dönülmez bir akışın içindedir  İnsan, ilkel döneminde tabiat ve tabiî hâdiseler karşısında çaresiz kaldığından birtakım görünmez güçlerin var olduğuna inanmış ve bunları maddîleştirerek zamanla tapınmaya başlamış, böylece putperestlik ortaya çıkmıştır  Bu yüzden insanlığın ilk dinine animizm (ruhlara tapma) adı vermişlerdir  Ölü ruhların, bedensiz varlıklarını devam ettireceği inancı atalara tapınmayı doğurmuş, buradan yağmur, ateş, kar gibi tabiat olaylarını idare eden çeşitli tanrıların varlığına inanılmış, zamanla bu tanrıların birleştirilmesiyle tek tanrı inancı ortaya çıkmıştır  Dinin insan tafından uydurulup üretildiği anlayışına dayanan bu görüşlerin iddiaları şöyle maddeleştirilebilir: “Eskiden kabileler kendilerini belli bir hayvan veya bitkiyle kan bağı içinde akraba sayar ve onlara saygılarını tapınma biçiminde gösterirlerdi  ” “Din toplumsal bir süreçtir  Toteme (kutsal olan şey) gösterilen saygı insanların kendi birliklerini temsil ettiği içindir  O halde dinin temel fikri kutsaldır  Kutsal olan da toplumun kutsal kabul ettiği şeydir  ” “Din insanın kendi kişiliğini bulurken hissettiği güçsüzlüğe karşı bir şeylere güvenme ihtiyacından doğmuştur  ” “İnsanın kendi düşüncesini insan üstü bir plana aktarmasıyla din ortaya çıkmıştır  Yani insanların ruhun ölmezliğine inanmaları, adalete olan susamışlıkları, insanların bir adaletin tecellisine olan inançları din mefhumunu ortaya çıkarmıştır  “Din baskı altındaki insanların iç çekmesi, kalpsiz dünyanın kalbi, ruhsuz dünyanın ruhudur  Din halkın afyonudur  ” “Sonuç olarak din, ilkel insanın zayıflığının ürünüdür  İlkel ve çok tanrılı dinler tarihin ilk dönemlerinde yaşanmış olup, din de insanla birlikte evrim geçirmiştir  Din herhangi bir varlığın değil, bizzat insanın kendisinin ürünüdür  Teknolojinin ve tabiî bilimlerin gelişmesiyle insan, tabiat üstünde hâkimiyet kurmuş, tabiat olaylarına bilimsel açıklamalar getirmesi sonucu zamanla din, işlevini yitirecek, insan hayatının belli bir safhasında artık ihtiyaç olmaktan çıkacaktır  ” Tüm bu ve benzeri inançlar Allah’a inanmayan, hak dini kabul etmeyen, ateist, laik, materyalist, komünist ideolojileri benimsemiş olan insanların ortak inancıdır  İslâm inancına göre dinin kurucusu Allah’tır  Bütün vahiy kaynaklı dinler Allah tarafından gönderilmiş, ilk günkü saflıklarını korudukları müddetçe yürürlükte kalmıştır  İlk insan, aynı zamanda ilk peygamberdir  Dolayısıyla insanlığın ilk dini çok tanrılı değil; tek tanrılıdır  Yani tevhid dinidir  Allah’ın varlığı ve birliği, zat ve sıfatları, melek inancı, kitap inancı, peygamber inancı, âhiret inancı vahiy kaynaklı dinlerde değişmemiş, sadece şeriatler değişmiştir  Bunun içindir ki, Hz Adem’den, Peygamberimiz Hz  Muhammed (s  a  v  )’e kadar tüm peygamberlerin getirdiği hak dinlerin ortak adı İSLÂM’dır  Fakat peygamberler halkın arasından ayrıldıktan sonra, insanlar hak dinden uzaklaşmış, birtakım sâlih insanlara, yıldızlara, ağaçlara, hayvanlara, taşlara, hevâ ve heveslerine tapınmaya başlamışlardır  Hak dinlerde meydana gelen bu sapmayı ortadan kaldırmak için Allah Teâlâ, merhametinin bir sonucu olarak peygamberler göndermiş, bu elçiler insanları tevhid inancına tekrar tekrar dâvet etmişlerdir  Yani insanlığın çok tanrı inancından tek tanrı inancına doğru gelişme gösterdiği anlayışı İslâm inancına aykırıdır  İslâm i’tikadında insanlığın ilk dini tevhid dinidir  www  spatyom  com | 
|   | 
|  | 
|  | Dinin Kaynağı |  | 
|  08-20-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Dinin KaynağıSn  Mahzi'ye teşekkürler    konuyu açıp paylaştığı için  Sn  Kether'e teşekkürler    kendi bakış açısı ile yorumlayıp, konuyu açtığı için  Bizde iki kelam edelim; Din,İnsanlıgın düşünce sisteminin bir ürünü ,İnsanların tarihi süreç içinde geliştirdigi etik degerler bütünü '''Degildir''' Bir defa bunu ortaya koyalım  Bütün dinler incelendiginde ''Bir grup Yüce Göksel Zat'' ile karşılaşılır  Bu ''Gökten Gelen'' zatlar,başlangıçta direk devreye girmişler; Bizzat toplumu egitmişlerdir  Yakın çaglara dogru da    Sonradan peygamberler eliyle Dünya insanlarına parçası oldukları Kozmosa uyumlu bir yaşantı kurabilmelerinin yol ve yöntemlerini din başlığı altında ögretmişlerdir  Yani,Din aslında bireyin kendini geliştirmesi, Dünya ve Ahiret hayatının kozmosa uyumlu olabilmesinin temel esaslarını belirten bir anayasadır  Çok çeşitli dinler olması ise sadece bir ''zan''dır  Zahiridir  Aslında tüm dinler özde birdirler  Böyle olmalarıda gayet dogaldır    Niye? Çünkü Tüm Kozmosta bir TEK yaratıcı var,ve    O'nun kurdugu ve yönettigi işleyen bir tek sistem vardır  Belli bir olgunluga gelenin dine gereksinim duymaması meselesi Arif için Din yoktur cümlesinde gizlidir  Ama,burada da din vardır,çünkü    Zaten dinlerin amacının ''Öznesi'' budur  Arif olmak,İnsan-ı Kamil olmak  O insan ibadetten uzaktır,çünkü zaten, aklı ve vücudu ile her daim zikr halindedir  | 
|   | 
|  | 
|  |