Altın Gelecek |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Altın Gelecekİsa’nın bir sözü vardır: “İste ki o sana verilsin, ara ki bulasın, kapıyı çal ki sana açılsın” Bunlar güzel sözler ama ancak çok yüzeysel bir düzlemde Bir şiirsellik içeriyorlar ve bir gerçeklik payları da var ama maalesef ben onlarla aynı fikirde değilim Bu sözleri yeniden yazacak olsak ben şöyle derdim: “İsteme ki sana verilsin” Çünkü istemek arzulamaktır, istemek talep etmektir, istemek sabırsızlıktır İstemek güven demek değildir, aşk demek değildir Aşk asla istemez ama her şey ona sunulur Asla istemez, ama her zaman anlaşılır “Arama yoksa onu kaçırırsın” Çünkü her arayış seni kendinden uzaklaştırır; her yol seni kendinden uzağa götürür “Arama, sadece ol, bulmuş olursun” Çünkü aradığın şey senin içinde Bu uzakta olan bir şey değil, arayanın ta kendisi Aranması gerekmiyor çünkü o arayanın ta kendisi İstediğin veya aradığın anda değil sessiz olduğun anda o senindir, sen osun “Kapıyı çalma, çünkü her kapı çalış seni dilenciye çevirir” Çünkü çalınan tüm kapılar başkalarının kapılarıdır Ve bu başka birinin evinde bulunacak bir şey değildir; senin içindedir Çalman gereken hiçbir kapı yoktur Sadece kesinlikle merkezinde olmalısın; o zaman kapılar hep açık olacaktır Lao Tzu veya Chuang Tzu böyle söylerdi İsa da Doğu’da doğmuş olsaydı, biliyorum ki o da aynı şeyi söylerdi Batı’nın atmosferi böyledir; tüm arayış nesneye yöneliktir ve kimse arayanın kendisini umursamaz Muazzam zekâlara sahip, yaşamlarında büyük buluşlara imza atan müthiş bilim adamları vardır ama kendilerini tamamen ıskalarlar Bunun nedeni hep bir şeylerin arayışı içinde olmalarıdır; oysa kişinin kendisi zaten oradadır — sadece rahat bir bilinçte, bir oluruna bırakmışlık halinde olmak gerekir Hakikati aramayı ciddi bir fenomene dönüştürme Rahat davran, unutma rahat, doğrudur Güçlü rüzgarlar seni oraya buraya sürüklüyorsa, onlara direnme: Onlar sen direndiğin için güçlü görünüyorlar Rahatla ve bırak seni götürsünler Onlarla git, bütününle git Lao Tzu bir ağacın altında otururken, sararmış bir yaprağın yavaş yavaş ağaçtan düşüşünü izleyerek aydınlandı Rüzgar onu bir oraya bir buraya götürüyordu ve o buna karşı hiç direnmiyordu O tümüyle her yere gitmeye razıydı — çünkü aradığın hakikat her yerdedir Bunu görmek için gereken tek şey rahatlamış bir bilinçtir O rüzgârlar sana karşı değil, senin dikkatini dağıtmak için değil Sorun senin direncindir Sen arayışını çok ciddi bir hale getirdin Biraz daha oyuncu bir havada ol Rüzgarla birlikte dans et; direnmeden onun seni ister kuzeye, ister güneye, ister doğuya, ister batıya götürmesine izin ver Bu direncinin altında senin egon yatıyor İnsanlar, “Ego nedir?” diye sorarlar O senin varoluşa karşı gösterdiğin dirençtir “Peki egosuzluk nedir?” O senin rahatça varolma halin, bir oluruna bırakma halidir Rüzgar seni nereye götürürse tam olarak git, isteyerek, sevinçle, dans ederek, şarkı söyleyerek git Rüzgarın seni götürdüğü yerde hakikati bulacak değilsin Onu kendi direnmeyişinde, oluruna bırakışında, oyunculuğunda, ciddi olmayışında, kahkahanda bulacaksın Hastalıklı insanlar insanlığa fazla uzun süre hükmetti — psikolojik olarak, ruhani olarak hastalardı — ve herkesi fazlasıyla ciddileştirdiler Benim tüm yaklaşımım ise oyunculuğa, ciddi olmamaya, ve rahat olmaya yönelik Rahatlama duadır Dirençsizlik egosuzluktur Sen yoldan çıkmazsın Bunun için öncelikle bir yol olması gerekir Hakikati bulmak bir hedef değildir, bir hırsa dönüştürülemez Hakikati bulmak kendini bulmaktır Ve ancak rahatlamış bir haldeyken kendini bulabilirsin Kim senin dikkatini kendinden başka bir yöne çekebilir? Rüzgar seni kuzeye veya güneye götürebilir ama seni kendinden başka bir yöne götüremez; sen neredeysen oradasındır Eğer yaşamı oyuncu bir ruh haliyle yaşıyorsan en büyük duayı, yolsuz yolu öğrenmişsin demektir Hedef diye bir şey yok Gitmen gereken bir yer veya bulman gereken bir şey yok Yalnızca öylesine derin bir rahatlama haline gelebilmelisin ki kendi içine yerleşebilesin Tam da o yerleşmenin sayesinde yuvaya dönmüş olacaksın wwwspatyomcom |
Altın Gelecek |
08-20-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Altın GelecekArama yoksa onu kaçırırsın” Çünkü her arayış seni kendinden uzaklaştırır; her yol seni kendinden uzağa götürür “Arama, sadece ol, bulmuş olursun” Çünkü aradığın şey senin içinde Bu uzakta olan bir şey değil, arayanın ta kendisi Aranması gerekmiyor çünkü o arayanın ta kendisi İstediğin veya aradığın anda değil sessiz olduğun anda o senindir, sen osun “Kapıyı çalma, çünkü her kapı çalış seni dilenciye çevirir” Çünkü çalınan tüm kapılar başkalarının kapılarıdır Ve bu başka birinin evinde bulunacak bir şey değildir; senin içindedir Çalman gereken hiçbir kapı yoktur Sadece kesinlikle merkezinde olmalısın; o zaman kapılar hep açık olacaktır Lao Tzu veya Chuang Tzu böyle söylerdi İsa da Doğu’da doğmuş olsaydı, biliyorum ki o da aynı şeyi söylerdi Batı’nın atmosferi böyledir; tüm arayış nesneye yöneliktir ve kimse arayanın kendisini umursamaz mükemmel bir anlatım arayış yolu adına oldukça bilge sözler rayış uzağa sürükler oysa bulmak istediklerimiz içimizdedir kendimizden uzaklaşmamalıyız |
|