Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
astral, düşünürlerinin, islâm, seyahat

İslam Düşünürlerinin Astral Seyahat

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İslam Düşünürlerinin Astral Seyahat




Mevlana Celalettin Rumi, ruhun uykuda bedenden ayrıldığını söyler ve Mesnevi'sinde bu düşüncesini şöyle belirtir: "Can; atlarınızı eğersiz koyar, bu sır ölümün kardeşidir, sırrıdır Ama gündüzün geri gelmesi için ayaklarını uzun bir bağla bağlar Can; boşlukta astar gibi gizlidir, bedense yorgan altında döner durur Sen bedensiz bir bedene sahipsin"

İbni Sina, insanın ruhla bedenden oluştuğunu belirtir Ve şöyle der: "Beden nefsin çalışmasına uygun bir hale gelince, ruh bedene gönderilir, istenirse bedenden ayrılır Tamamen ayrılınca bir daha yok olmaz"

Tasavvufi çalışmalarda ruh ve beden ilişkisinin üzerinde özellikle durulur Mesnevi'nin birçok yerinde, Ahmed Efla-ki'nin "Ariflerin Menkıbeleri" adlı eserinde ve sayısız evliya, ermiş ve veli öykülerinde; ruhun gerek istenildiği zaman, gerekse istemeden bedenden ayrılabildiği anlatılmıştır Genellikle bu olay keramet ve mucize olarak nitelendirilir Şeyh Bedrettin, "Varidat" adlı eserinde bunu açıkça anlatır:

"Bazen kendimi latifleşmiş hissederim, fizik bedenim o varlığın bir kopyasıdır Bu latif varlık, beden şeklinde görülür Tıpkı buharın yoğunlaşmadan evvel görülememesi gibi, buhar yosunlanınca bulut olur, görülür"

Diğer Dinlerin Astral Çıkış Hakkındaki Görüşleri
Hint Öğretileri’nde insanın üç bedenden oluştuğundan sözedilir Bunlar fiziki, esiri ve ruhsal bedenlerdir Taoist düşüncede insan vücudunda, evrenin mutlak enerjisinin bir zerresinin depolandığı ve bu enerjinin ruhsal bir varlık olduğu ifade edilir Bu ruhsal enerji, eğitim ve öğrenim sonucu fizik beden dışına çıkarılabilir Doğu inançlarının ve öğretilerinin dışında, batıda da aynı yaklaşımlar görülür Hz İsa’nın havarisi St Paul, insanda ruhsal ve doğasal iki beden olduğunu söylemiştir
İsa Peygamber, İncil’de şöyle demektedir:
“Öyle bir adam bilirim ki, bedenin dışında mı? Bilinmez…” (İncil, 2/12:3)
1195′te İtalya’da yaşayan ünlü Aziz StAntuan’ın mucizeleri arasında, bedenini bir kilisede bırakıp, başka bir kiliseye gittiği ve orada göründüğü olayı yer almaktadır

Değerli Kardeşlerim:
1- Allah’ın veli kullarının yaptığı gibi ruhunu terakki ettirip cesedine galip getirmek Bu tarz bir ruh yükseltmesi sizi korkutmasın Çünkü, Allah’ın istediği ve sevdiği bir tarzdır

2- İstidrac dediğimiz dinden uzak olan bazı şahısların yaptığı gibi bir ruh - beden ayırımına gitmektir Bu tarz ise çok zor olmakla beraber tehlikelidir Bazen istenmeyen ve beklenmeyen bir sonuç ile karşılaşılabilir

Fakat asıl olan ibadet vasıtasıyla nefs-i emaresini terbiye etmek ve ruhunu bu yolla terakki ettirmektir Bu hem sünnettir Hem de selametli ve sağlıklı hem de ibadet olan yoldur

İnsan beden (vücut) ve ruhun birleşiminden oluşur Beden et ve kemik olan aslı toprak olup, topraktan gelen kimyasal ve fiziksel değişime uğramış proteinler sayesinde yaşayan, ölünce yine toprak olacak olan bir yapıdır

Ruh ise Allah’tan gelen, vücudu canlı, gören, hisseden kılan ilahi bir emirdir

Ölü bir insan düşünelim Eli, kolu, beyni, gözleri, kalbi vücudu tam olarak yerindedir Bu insana fıkra anlatsak, bilmece sorsak, korkunç hikayeler anlatsak, hüzünlü olaylar anlatsak bir tepki verir mi bu ölü insan

Canlı iken her fıkraya gülen, hüzünlü her olaya üzülen, korkan, sevinen, üzülen bu insana ne olmuştur Daha doğrusu can alıcı soru şu: Ölürken bedendan eksilen nedir ki o olmayınca neşe, sevinç, hüzünde olmuyor İşte o ruhtur

Demek ki duygularımızı var eden, hissiyatın kaynağı olan ruhtur Yoksa sevinme, üzülme, fikir, düşünce gibi kavramları, kuru bir vücut organları arasındaki elektrik akımı ile izah etmek imkansızdır Ruhla duygu vardır Ruh emaneti geri alınınca, duygu, his, düşüncede vücudu terk eter

Astral seyahat; Ruhun bedenimizi belirli bir süre terk ederek çeşitli yerlere düşünce hızı ile gidip, gittiğimiz yerlerde meydana gelen olayları izleyebilmeye denmektedir Ancak esasında ruh bedenden ayrılmamaktadır Ruh bedenden ayrılmadan da başka yerlerde bulunabilme özelliğine sahiptir Nitekim nefislerini terbiye etmiş insanların ruharı bir anda bir çok yerde bulunabilmektedir Abdulkadiri Geylani Hazretleri aynı anda kırktan fazla yerde görülebilmiştir

Kur'an-ı Kerimin mucizeliğinin bir yönünü de, onun ifade buyurduğu hakikatlerin, özellikle Allah'ın isim ve sıfatlarının o sonsuz tecellilerini ve hakikatlerini anlatırken, hiçbir çelişkiye meydan vermemesidir Bu konuyu açıklayan Bediüzzaman, bu uçsuz bucaksız yansımaların büyük bir âhenk ve uyum içerisinde olduğunun şahitlerinden bazılarını da manevî/ruhânî olarak "astral" seyahatlerde bulunan keşif ehli, irfan ve hikmet sahiplerini kabul etmektedir

O, özetle şöyle der:

Kur'an'ın bahsettiği o geniş hakikatler, bütün dal-budaklarıyla, amaçları ve ortaya koydukları sonuçlarıyla, çok geniş bir yelpazede, o kadar tenasüple birbirine uygun, birbirine lâyık, birbirini kırmayacak, birbirinin hükmünü bozmayacak, birbirinden tevahhuş etmeyecek /birbirine karşı yabancılık çekmeyecek bir surette Allah'ın isim ve sıfâtlarını, iş ve fiillerini öyle bir tarzda beyan eder ki, bütün ehl-i keşif ve hakikat ve daire-i melekûtta cevelân eden/Allah'ın memleketinde seyahat eden bütün irfan ve hikmet sahipleri, Kur'ân'ın o beyanlarına karşı "Sübhânallah" deyip "Ne kadar doğru, ne kadar mutabık, ne kadar güzel, ne kadar lâyık" diyerek tasdik ediyorlar (bk Sözler, s 435-25 Söz-)

"Zemin/yer ile gökler, bir hükûmetin iki memleketi gibi birbirine alâkadardırlar Ortalarında ehemmiyetli irtibat ve mühim muameleler vardır Zemine lâzım olan ziya/ışık, hararet/ısı ve bereket ve rahmet gibi şeyler semadan geliyor, yani gönderiliyor Vahye istinat eden bütün edyân-ı semaviyenin/Semavî dinlerin icmâı ile ve şuhuda istinad eden/keşif yoluyla gördükleri hakikatlere dayanan bütün ehl-i keşfin tevatürüyle, melâike ve ervah semadan zemine geliyorlar" (Sözler, s177 - 15 Söz-)

"Bundan, hisse karib/gözle görmeye yakın bir hads-i kat'î ile/kalbe birden gelen ve onu tatmin eden bir ilham ile bilinir ki, sekene-i arz/yeryüzünde ikamet edenler için, semaya çıkmak için bir yol vardır Evet, nasıl herkesin akıl ve hayal ve nazarı her vakit semaya gider Öyle de, ağırlıklarını bırakan ervâh-ı enbiya ve evliya veya cesetlerini çıkaran ervâh-ı emvat, izn-i İlâhî ile oraya giderler (Sözler, agy)

"Metafizik gerilim" kavramı, kendi bağlamında daha iyi anlaşılır Ancak genel anlamı şöyledir: "Metafizik" kelimesi, fizik ötesi, manevî âlemleri, gayb âlemlerini, berzah, ahiret gibi fizik ötesi âlemleri ifade etmektedir "gerilim" kavramı, "elektriğin gerilim hattı" tabirinde olduğu gibi, yüksek bir enerji voltajını ifade etmektedir

Buna göre benzetme yoluyla kullanılan "Metafizik gerilim" kavramından şunu anlamak gerekir: İman dürbünüyle manevî âlemlere, fizik ötesi âlemlere, Allah'ın isim ve sıfatlarının hakikatlerine bakıldığında, oralarda insanı derhal kendine çeken, bir güzelliği, bir çekim alanını, akılları çarpan, gönülleri çelen, vicdanları kendine meftun eden bir cazibe merkezini, yüksek manevî bir "elektrik gerilim hattını" görecek ve ona kapılacaklardır Adeta kendinden geçip bir nevi transa geçecekler

Çoğu kaynaklardan derleyip topladım anlaşılır bir biçimde açıklıyor herşeyi

Kaynak: Sorularlaİslamiyetcom

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.