Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
astronomi, boyu, çağlar, dalları, sistemi

Astronomi (Çağlar Boyu,Dalları,Sistemi...)

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Astronomi (Çağlar Boyu,Dalları,Sistemi...)




Astronomi





Astronomi (gök bilimi, gökbilim), kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözleyen bilim dalıdır Astronominin sınırlı ve özel bir alanı olan gök mekaniği ile karıştırılmaması gerekir Astronomi daha açık bir deyişle, yörüngesel cisimleri ve Dünya atmosferinin dışında gerçekleşen, yıldızlar, gezegenler, kuyrukluyıldızlar, kutup ışıkları, galaksiler (gökadalar) ve Kozmik mikrodalga arkaplan ışıması gibi gözlemlenebilir tüm olay ve olguları inceleyen bilim dalıdır Evrende bulunan her çeşit maddenin dağılımını, hareketini, kimyasal bileşimini, evrimini, fiziksel özelliklerini ve birbirleriyle etkileşimlerini inceler

Astronomi terimi eski Yunanca'daki astron ve nomos (άστρον et νόμος) sözcüklerinden türetilmiş olup, «yıldızların yasası» anlamına gelir Asteroitlerin ve kuyruklu yıldızların keşfindeki katkıları gözönüne alınırsa, astronomi amatörlerin de halen etkin bir rol oynayabildikleri nadir bilim dallarından biridir

Gök bilimi yeryüzündeki en eski bilimlerden biri olarak kabul edilir Arkeolojik bulgular en eski çağlarda bile insanların gök biliminin konuları hakkında bilgileri olduğunu ortaya koymaktadır Neolitik çağda insanlar ekinoksların periyodik karakterini, mevsimlerle ilişkisini ve bazı takımyıldızları bilmekteydiler Modern gök bilimi gelişimini, özellikle antik çağdaki ve onları izleyen matematikçilere ve Ortaçağ?ın sonunda keşfedilmiş gözlem aletlerine borçludur Başlangıçta ayrılmaz bir ikili sayılan ve paralel olarak ilerleyen astroloji ve gök bilimi zamanla yollarını birbirlerinden ayırmak zorunda kalmışlardır



Antik Çağ'da astronomi





Antik Çağ'da gök biliminin gelişimindeki önemli hususlar olarak şunlar söylenebilir :

Astronomi önceleri yalnızca, çıplak gözle görülen gök cisimlerinin gözlemi ve hareketleri hakkındaki öngörülerden oluşuyordu Eski zamanlarda gözlemler çıplak gözle yapılıyorsa da o zamanlar günümüzdeki gibi sanayi ve ışık kirliğinin bulunmayışı insanlara büyük bir avantaj sağlıyordu Bu yüzden antik çağda yapılan gözlemlerin günümüzde yapılması neredeyse olanaksız derecesinde zordur

Eski insanların dairesel tarzda dikmiş oldukları 6500 yıllık megalitlerin (Nabta Playa, Stonehenge) astronomik gözlem amacıyla kullanıldıkları sanılmaktadır

Eski çağlarda astronomide ilerlemiş uygarlıklardan bazıları, Çin, Hint, Sümer, Kalde, Mısır, Toltek, Zapotek ve Maya uygarlıklarıdır

Rig-Veda'da Güneş'in hareketine bağlanan 27 takımyıldızdan ve 13 bölümlü zodyaktan söz edilir

Mayalar ise teleskopları olmadıkları halde Venüs?ün evrelerini ve tutulmalarını tam olarak saptayabilmişlerdi

Antik Yunanlar'ın gök bilimine yaptıkları en önemli katkı, yıldızları kadir derecelerine göre sınıflandırmaya çalışmış olmalarıdır



Ortaçağ'da gök bilimi







Ortaçağ?da astronomi bilgilerinin İslam bilginlerince geliştirildiği ve bu bilgilerin sonradan Batı'ya aktarıldığı görülür[kaynak belirtilmeli] Astronomiyi geliştiren bu İslam bilginlerinden başlıcaları şöyle sıralanır :

Fergani (805?880), Gök cisimlerinin hareketleri üzerine yazılar yazdı, ekliptiğin eğikliğini hesaplamasını sağladığı gözlemlerde bulundu

Kindi (801?873), filozof ve ansiklopedici bilgin, astronomi üzerine 16 eser yazdı

Battani (855?923), astronom ve matematikçi

Hasib El-Mısri (850?930), Mısırlı matematikçi

Harezmi (780-850): Türkistanlı matematikçi

Ebubekir Er-Razi (864?930), İranlı bilgin

Farabi (872?950) büyük filozof ve bilgin

Khujandi 10 yüzyılın sonunda Tahran yakınında bir gözlemevi inşa etti

Ömer Hayyam (1048?1131), cetveller hazırladı, takvimi geliştirdi

Ibn El-Haytham (965?1039), matematikçi ve fizikçi

Biruni, (973?1048), matematikçi, astronom ve ansiklopedici

Tusi (1201?1274), filozof, matematikçi, astronom ve ilahiyatçı; trigonometrinin kurucularından biri olarak kabul edilir

Gıyaseddin Cemşid (1380?1429), (Özbekistan)

Uluğ Bey (1393 - 1449) Timur İmparatorluğu'nun 4 hükümdarı Matematikçi ve astronom

Ali Kuşçu (1403 - 1474) Türk astronom, matematikçi ve dilbilimci

Gök bilimin gelişmesinde devlet adamlarının yapmış olduğu kişisel girişimler de önemli bir yer tutmaktadır Selçuklular döneminde yaşamış olan Kırşehir emiri Caca Bey burada kendi adıyla kurmuş olduğu medresede gök bilimin gelişmesine imkân sağlayacak ortamı oluşturmuştur



Rönesans'ta gök bilimi


Kopernik Güneş merkezli güneş sistemi modelini fikir olarak ortaya attı

Koperniğin fikri Galile ve Kepler tarafından savunuldu, geliştirildi ve düzeltildi

Kepler Güneş?in çevresindeki gezegenlerin hareketini belirleyen bir yasalar sistemi olduğunu düşünen ilk kişi oldu

Çekimi hareket yasalarıyla tanımlayan Newton oldu Böylece gezegenlerin hareketine makul bir açıklama getiren ilk kişi de o oldu Aynı zamanda yansıtıcı teleskobu icat etti


Günümüzde astronomi





Astronomi 19 ve özellikle 20 yüzyılda baş döndürücü bir hızla ilerlemiştir Yakın zamanlardaki keşif ve gelişmelerle ilgili olarak şunlar söylenebilir:

Teleskopların geliştirilmiş olmasının yanı sıra, diğer bilim dallarındaki ilerlemelerin de gök bilimine yardımcı olmaları sayesinde, evrenin gizleri bir bir açığa çıkmaktadır

Astronomideki en önemli gelişmelerden biri, tayfölçümü de denilen spektroskopinin (maddelerin ışıkla olan etkileşimlerini anlamaya çalışma, maddelerin soğurduğu ve yaydığı ışığı, yani elektromanyetik dalgaları saptayarak maddenin yapısı hakkında sonuçlara varma tekniği) yani yıldız ışığının elektromanyetik spektral analizine başlanmış olmasıdır

Diğer yıldızların ışıklarının analizi, bu yıldızların ışığının temelde Güneş?in ışığından farksız olduğunu, fakat yıldızlar arasında sıcaklık, kütle ve boyut bakımından son derece büyük farklılıklar bulunduğunu göstermiştir



Evrenin genişlemesi, galaksiler giderek birbirinden uzaklaşmaktadır

20 yüzyılın başında diğer galaksilerden ayrı bir birim olarak galaksimizin varlığı kanıtlanabilmiştir

Ardından Hubble yasası ile evrenin bir genişleme içinde olduğu saptanmıştır; galaksiler giderek birbirinden uzaklaşmaktadır

Kozmolojik termik ışıma (fosil ışıması) ve kimyasal elementler ve izotoplarının maddeden ayrılmasını açıklayan farklı nükleosentez teorileriyle büyük ölçüde astronomi ve fiziğe dayalı olan Büyük Patlama kuramı yoluyla kozmoloji özellikle 20 yüzyılda büyük gelişmeler göstermiştir

20 yüzyılın bu alandaki son gelişmeleri olarak, radyoteleskopların, radyoastronominin, modern bildirişim araçlarının ortaya çıkması sayılabilir Bunlar sayesinde, elektromanyetik dalgalarla uzayı aşan parçacıkların spektroskopik analizi yapılabilmiş ve böylece uzak gök cisimleri üzerinde yeni deney türleri olanaklı hale gelmiştir


Astronominin dalları, alanları, konuları


Antikçağdaki başlangıç döneminde gök bilimi yalnızca astrometriden, yani yıldız ve gezegenlerin gökyüzündeki konumlarının ölçümünden ibaretti Daha sonra Kepler ve Newton?un çalışmaları gök cisimlerinin kütle çekimi etkisi altındaki hareketlerinin matematik yoluyla öngörülmesini sağlayan gök mekaniğini doğurdu Bu iki alandaki (astrometri ve gök mekaniği) çalışmaların çoğu, önceleri, elle yapılan işlemlerden oluşuyordu Günümüzde ise bu çalışmalar bilgisayarlar ve fotoğraf aygıtları ile yapılabilmektedir ki; bu da gök cisimlerinin konum ve hareketlerinin çok büyük bir hızla saptanabilmesini sağlamaktadır Bu yüzden modern astronomi daha ziyade gök cisimlerinin fiziksel doğasını gözlemlemleye ve anlamaya yönelmiştir

20 yüzyıldan itibaren profesyonel gök bilimi iki alana ayrılma eğilimi göstermiştir : gözlemsel astronomi ve teorik astrofizik Gök bilimcilerin çoğunun her iki alanda da çalışıyor olmasıyla birlikte, profesyonel astronomlar giderek bu iki alandan birinde uzmanlaşma eğilimi göstermektedirler Gözlem gök bilimi esas olarak verilerin elde edilmesiyle ilgilenir Teorik astrofizik ise esas olarak gözlemlenen fenomenleri anlamaya ve öngörülerde bulunmaya çalışır Teorik astrofizik gözlem astronomisine bir tamamlayıcı etken olarak astronomik oluşumları açıklamaya çalışır da denilebilir

Gök biliminin bir dalı olan astrofizik, yıldızların gözlemiyle sınıflandırılan fiziksel fenomenleri tanımlar, belirler Günümüzde gök bilimcilerin hepsi de belirli bir astrofizik bilgisine sahiptirler ve gözlemleri de hemen hemen her zaman, yine astrofizik bağlamında incelenir Bununla birlikte, kendilerini yalnızca astrofiziği incelemeye vermiş araştırmacılar da yok değildir Astrofizikçilerin çalışması astronomik gözlem verilerini analiz etmek ve onları fiziksel olgulara indirgemektir

Astrofiziğin bir dalı olan kozmoloji, evreni fiziksel bir sistem olarak inceler; yani evrenin doğuşu ve büyümesi, evrimi, gökcisimlerinin fiziksel ve kimyasal özellikleri ve konumlarının hesaplanması ile ilişkilidir Astronomi gözlemleri salt astronomi ile ilişkili değildir; aynı zamanda genel görelilik kuramı gibi fizikte çok önemli yeri olan kuramların sınanması için de gözlemsel veri sağlar

Kullanılan inceleme yöntemi, amaç ve konuya göre birbiriyle iç içe olan, genel gök bilimi, astrofizik ve uzay bilimleri gibi birçok dala ayrılır Gök biliminde inceleme alanları aynı zamanda şu iki kategoride ele alınır:

Konuya göre astronomi Genellikle uzayın bölgelerine göre (örneğin galaktik gök bilimi) ve ilgili meselenin tiplerine göre dallara ayrılır (yıldızların oluşumu, kozmoloji)

Gözlem tarzına göre astronomi Saptanan partiküllerin tipine (ışık, nötrino) veya dalga genişliğine (radyo dalgaları, gözle görünen ışık, kızılötesi ışınlar) göre dallara ayrılır


Gözleme göre astronomi


Tayfta soldan sağa doğru sırasıyla,

γ ışınları, x ışınları , morötesi ışınlar , insanın gözüyle gördüğü ışık, mikro dalgalar, radyo dalgaları bulunur





Galaksi


Galaksi veya gökada, kütleçekim kuvvetiyle birbirine bağlı yıldızlar yıldızlararası gaz, toz ve plazmanın meydana getirdiği yıldızlararası madde ve şimdilik pek anlaşılamamış karanlık maddedenoluşan sistemdir Tipik galaksiler 10 milyon (cüce galaksi)ile bir trilyon (dev galaksi) arasındaki miktarlarda yıldız içerirler ve bir galaksinin içerdiği yıldızların hepsi o galaksinin kütle merkezini eksen alan yörüngelerde döner Galaksiler çeşitli çoklu yıldız sistemlerini, yıldız kümelerini ve çeşitli nebulaları da içerebilirler Çevresinde gezegenler ve asteroitler gibi çeşitli kozmik cisimler dönen Güneş, Samanyolu galaksisindeki yıldızlardan yalnızca biridir

Tarihsel olarak galaksiler gözle görülen biçimlerine göre sınıflanmışlardır Bu sınıflamada sık karşılaşılan biçimlerden biri, ışık profili elips şekilli olan eliptik galaksidirbu referans -404 not found- ile sonuçlanıyor Sarmal galaksiler, tozlu ve kıvrımlı kolları olan disk şekilli yapılardır Düzensiz ya da olağan dışı biçimli galaksiler ise "tuhaf galaksiler" olarak bilinir ve tipik olarak, komşu galaksilerin kütleçekimine bağlı biçim bozulmasıyla oluşurlar Birbirlerine yakın galaksilerin arasındaki bu tür etkileşimlerle sözkonusu galaksiler birleşebileceği gibi, yıldız oluşumu olaylarında "patlama" diye adlandırılabilecek ölçüde fazla artışların tetiklenmesiyle yıldız patlama galaksileri (İng, starburst galaxy) de gelişebilir[not 1] Ayrıca, düzenli bir yapıya sahip olmayan küçük galaksilerden de düzensiz galaksiler olarak bahsedilebilir[

Gözlemlenebilir evrende 100 milyardan (1011) fazla galaksi olduğu sanılmaktadır Galaksilerin çoğu 1000 ile 100000 parsek arasındaki bir yarıçapa sahip olup, genellikle birbirlerinden milyonlarca parsek uzaklıklarda bulunurlar Galaksilerarası uzay ortalama yoğunluğu m3 başına bir atom bile düşmeyecek derecede az olan bir gazla doludur Galaksilerin çoğu, kütleçekimi etkisi sayesinde birbirlerine bağlı ?kümeler? adı verilen topluluklar oluştururlar; onlar da yine kütleçekimi etkisi sayesinde birbirlerine bağlı süperkümeleri oluştururlar Bu daha büyük yapılar da, evrende büyük boşlukları çevreleyen tabakalar ve ipliksi yapılar olarak düzenlenmiştir

Karanlık madde henüz çok iyi bir şekilde anlaşılamamış olmakla birlikte, öyle görünüyor ki, galaksilerin çoğunun kütlesinin yaklaşık % 90?ını karanlık madde oluşturmaktadırGözlem verileri bazı galaksi merkezlerinde dev kara deliklerin mevcut olabileceğini ortaya koymaktadır Anlaşıldığına göre, Samanyolu galaksimiz da çekirdek kısmında böyle bir karadelik içermektedir


Dünya atmosferi





Dünya atmosferi veya Havaküre Dünya'nın kütleçekimi ile gezegenin çevresini sarmalayan bir gaz tabakasıdır Yaklaşık %78'i azot, %205'i oksijen, %093 argon, %1 su buharı ve kalan kısmı diğer bazı gazların karışımından oluşmuştur Bu gaz karışımına genel olarak hava adı verilir Morötesi güneş ışınımını emmek ve gece ve gündüz sıcaklıklarını dengelemek suretiyle Dünya'daki yaşamı korur

Atmosfer ve dış Uzay ile kesin bir sınır yoktur Yavaşça incelir ve gözden kaybolur Atmosfer kütlesinin üç çeyreği gezegen yüzeyinin 11 km içerisindedir Amerika'da 80,5 km üstünde seyehat eden insanlar astronot olarak gösterilirler Bir altitute 120 km (400000 ft) sınırını gösterir ki orada atmosferik etkiler tekrar giriş esnasında fark edilir Karman line 100 km'de (328000 ft) sık sık atmosfer ve dış uzay arasında sınır olarak kullanılır

Dünya atmosferinin sıcaklığı yükseklikle değişir


Gök bilimci


→"Yıldız bilimci" sözcükleri bu sayfaya yönlendirilmiştir İncil'deki Yıldız bilimciler için, Müneccim Krallar sayfasına bakınız

Astronom, astrofizikçi ya da gök bilimci, astronomi ya da astrofizik üzerine araştırmalar ve çalışmalar yapan bilim insanıdır

Tarih öncesi çağlardan bu yana gökyüzü, dünyanın her yerindeki kültürlerden insanların ilgisini çekmiştir Bu kültürlerden bazıları, birbirinden bağımsız olarak, gökyüzündeki cisimlerin gözlemlenmesine kendini adamış olan kâtip veya rahiplere destek vermeye başlamışlardır Gezegenlerin hareketlerinin gözlemlenmesi ve gelecekteki hareketlerinin tahmini antik astronominin başlıca uğraşı olmuştur Batıda, astronominin antik Mezopotamya'da ortaya çıktığı düşünülmektedir Babil kayıtları üzerine yakın zamanda yapılan araştırmalar, bunların kusursuz olduğunu göstermektedir



Galileo Galilei, teleskobik astro*nominin kurucularından olan İtalyan astronom

Yaklaşık 1750'lerden önce, astroloji ile astronominin birbirine çok yakın kabul edildiğinin anlaşılması önemlidir Kimi yer ve zamanlarda, bu ikisine aynı gözüyle bakılmıştır

Diğer pek çok bilim alanında çalışan kimselerden farklı olarak astronomlar, üzerinde çalıştıkları cisimlerle temas kuramaz Bunun yerine, keşif yapmak için detaylı gözlemlere başvururlar Genel olarak astronomlar, gözlem yapmak için teleskop ya da diğer görüntüleme ekipmanları kullanmaktadırlar

Kaynakça





Galileo Galilei, teleskobik astro*nominin kurucularından olan İtalyan astronom







Kaynak: Vikipedi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.