Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dünyada, medyumluk

Dünyada Medyumluk

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dünyada Medyumluk




GELECEĞİ GÖRMENİN BİLİMSEL YÖNÜ PARAPSİKOLOJİ
Parapsikoloji bir bilimdir JB Rhine eşi L Rhine tarafından 1930’lu yılların başında ABD Duke Üniversitesinde parapsikoloji tanımıyla deneysel çalışmalar ve araştırmalar yapılmaya başlanmıştır
Bu çalışmalar temelde telepati, hipnoz, manyetizma, duru görü, duru işiti, telekinezi gibi normal üstü oluşumların insan bedeninde nasıl meydana geldiğini araştırmak üzere doğmuştur
6 his gibi açıklanamayan ve fiziksel olarak ispatlanamayan bu fenomenler (bilinmezler) böylece deneylenecek, ölçümlenecek ve bilimsel olarak izah edilebilecekti Çünkü extrasense adı verilen duyarlılıkları fazlalaşmış, normal 5 duyu ötesindeki hassasiyete sahip kişiler insanlık tarihi boyunca ilgi odağı olmuşlardır
Parapsikoloji çalışmalarının başında kişiler yani denekler, birbirlerinden ayrı odalara oturtularak birbirlerine telepatik mesaj göndermeye çalışmaktaydılar Burada verici olan kişi bir imgeyi ya da işareti zihninde devamlı ve canlı tutarak diğer odadaki kişiye göndermeyi hedefliyordu Diğer odadaki alıcı ise gönderilen mesajı almaya çalışıyordu Bir süre sonra anlaşıldı ki iki insan arasındaki telepatik bağ çalışmalar arttıkça kuvvetlenmekte alıcı ;vericinin gönderdiği düşünceyi rahatlıkla alabilmekteydi

Daha sonraki yıllarda çalışmalar yoğunluk kazanmaya başlayacaktı Birbirinden değişik yetenekteki kişiler gözlem altında tutunarak yetenekleri bilimsel verilerle açıklanmaya çalışılacaktı Parapsikoloji araştırmaları ve sonuçları bilim dünyasında hayretler uyandırıyor, halk büyük bir merakla gelişmeleri yakından takip ediyordu Ülkemizde ise bu çalışmalar 1950 yıllarında sonra gerçekleşmeye başlayacaktı
Parapsikoloji alanında en fazla üzerinde durulan konu kahinlik yani gelecekten haber verme konusu olmuştur Bu konu kendi içinde 2 ayrı şekilde ele alınır
Kehanet Akılsal Kehanet ve Sezgisel Kehanet olarak 2 alanda incelenir
Akılsal kehanet daha çok astroloji, el çizgileri ile incelenen, yazı çizgileri ile incelenen, yüz hatlarıyla incelenen gibi niteliklerden yola çıkılarak elde edilen tahmin yürütme biçimidir
Ama asıl kehanet sezgisel kehanettir burada kahin gelecekle ilgili görüntüler almakta ve bu görüntüleri deşifre etmektedir Parapsikoloji de buna “durugörü” adı verilir Duru görü de kişi aniden beynine düşen ve gözlerinin önüne gelecekten gelen görüntüleri alır Bu neredeyse bir yıldırım hızıyla gerçekleşir ve önceden biliş hasıl olur
İçsel sezgiler,duru görü yeteneği ve haberci rüyalar sezgisel kehanetler grubuna girer Aslında her insanda sezgi gücü yani 6 his vardır Dolayısıyla medyumluk yeteneği bulunmaktadır Fakat bu yeteneği kimin ne kadar kullanacağı ve nasıl kullanacağı bilinmemektedir
Parapsikolojinin en çok üzerinde durduğu duru görü yeteneği kendi içinde de 3’e ayrılmaktadır
Duru görü yeteneği ile çok uzaktaki mekanları görebilmek kapalı olan yerlerin içine girebilmek o anda olmakta olayları bir kamera gibi izleyebilmek mümkün olabilmektedir
1- Basit Duru Görü: Medyumun bu yeteneği ancak etrafında ki veya yakın çevresindeki kişi ve olayları izlemesine olanak tanır Geçmiş, gelecek - zaman ve mekan hakkında ayrım yapamaz
2 – Mekan İçindeki Duru Görü: Medyum burada bu yeteneği ile uzaktaki olayları görür yerleri tanır Kapalı mekanların içini görür Olaylar ve ayrıntılar hakkında bilgi verir
3- Zaman İçinde Duru Görü: Bu yeteneği ile medyum geçmişte olmuş olayları ya da gelecekte olacak olayları algılar ve görürTabi ki kehanet gelecek ile ilgili görülenlerdir
Geleceğe ait bilgilerin alınabilmesi şuur üstü bir durum olduğu düşülmektedir Bu konuda bilim adamları sayısız deneyler yapmış ve geleceği görmenin izahını değişik bakış açılarıyla anlatmışlardır
Bu kişiler tıpkı yetenekli bir ressamın, müzisyenin, yazarın az sayıda olması gibi nadirdirler Herkes yazı yazabilir, kitap çıkarabilir ama okuyucusu olmaz Hemen herkes elinde kalem önündeki kağıda bir şeyler çizebilir Hatta güzel resim de yapabilir ancak başarılı ve ün yapmış, aranılan ressam olamaz Herkes parayla yaşamı boyunca çok yakından ilişkidedir ve herkes zengin olmak ister ama olamaz Bazıları ticarethane kurar ama çok azı büyük şirketlere sahip olur ve büyük bi işadamıdır Buradan da anlaşıldığı gibi her birimiz doğarken değişik meziyetlerle doğarız Önemli olan bu meziyetlerimizi nasıl geliştireceğimiz ve nasıl kullanacağımızdır
Emanuel Swedenborg
İsveçli bilim adamı, filozof, mistik ve medyum
29 ocak 1688, Stockholm'de doğdu, 29 mart 1772 tarihinde Londra'da öldü

1709'da Uppsala Üniversitesi'ni bitidikten sonra beş yıl boyunca İngiltere, Hollanda, Fransa ve Almanya'da matematik ve doğa bilimleri öğrenimi gördü Bu ülkelerde yeni gelişen bilim dallarının temsilcileriyle tanıştı
İngiltere'de Halley kuyruklu yıldızını keşfeden gökbilimci Sir Edmund Halley ile birlikte çalıştı Gezegenlerin oluşumunu açıklayan "nebula varsayımı"nı (nebular hypothesis) ortaya attı
Yeni liman inşa yöntemleri, denizaltı ve uçak tasarımları geliştirdi Yerküre üzerindeki boylamların Ay'a bakılarak belirlenmesini sağlayacak bir yöntem üzerinde çalıştı 1719'da soyluluk ünvanı aldı ve Swedberg olan soyadını Swedenborg olarak değiştirdi
Ellili yaşlara geldiğinde, bedensiz varlıklarla ruhsal irtibata geçebileceğini ve kendisinin bu tür irtibatlarda bulunduğunu ileri sürdü Tüm tezahürlerde ilahi bir kaynağın söz konusu olduğu görüşündeydi
1759'daki büyük Stockholm yangınını Londra'da bulunduğu sırada, 'durugörü' medyumluğuyla bildirdi Bu paranormal olaya ünlü filozof Imanuel Kant da tanıklık etti
1749-71 yılları arasında yazdığı 30 kadar Latince kitabının çoğunu imzasız yani kendi adını belirtmeden yayımladı
Dinsel yazıları ruhsal tebliğler olarak kabul edilen Swedenborg'un "Cennet Harikaları ve ve Cehennem Üzerine" adlı kitabının, ruhsal irtibatlarla aldığı vizyonlara dayandığı belirtilmektedir
Swedenborg'un görüşleri Honoré de Balzac, Charles Baudelaire, Jorge Luis Borges, R W Emerson, William Blake ve William Butler Yeats başta olmak üzere birçok şair ve yazara esin kaynağı olmuştur
Ingo Swann
İsveç asıllı ABD'li ressam, "coğrafi durugörü" medyumu, yazar ve parapsikoloji araştırmacısı
14 Eylül 1933, Telluride, Colorado'da doğdu 14 Eylül 1933, Telluride, Colorado'da doğdu ABD'de ki psişik araştırmalara yeni bir boyut kazandırdığı kabul edilir
Salt Lake City, Westminister College'da sanat ve biyoloji öğrenimi gördü Askerliğini Uzak Doğu'da yaptı Askerliği sırasında Uzak Doğu (Japon, Tayvan ve Kore) sanatıyla ilgilendi, 1958'den itibaren profesyonel ressamlık yapmaya başladı
Çocukluğundan beri psişik deneyimler geçirmiş olduğundan, 1960'ların, sonlarında Amerikan Psişik Araştırma Derneği'nin (ASPR) 'durugörü' 'telepati' ve 'ölüm-ötesi deneyimi' araştırma programlarına süje olarak katıldı
ASPR'de ve daha sonra Stanford Araştırma Enstitüsü'nde (SRI) yapılan deneylerde, 'coğrafi durugörü' yeteneğiyle deneyin yapıldığı yere çeşitli uzaklıklarda bulunan bölgelerin durum ve koşulları hakkında bilgi vermekle kalmadı, Jüpiter ve Satürn gibi gezegenlerin coğrafi özellikleri hakkında da bilgi vermeyi başardı
Swann'ın gezegenler hakkında verdiği bu psişik bilgiler, sonradan, astronomik doğrulanmıştır
Kimilerine göre Swann'ın en ilginç paranormal yeteneği, kendisine coğrafi enlem ve boylam verilen noktada ne olduğunu görebilmesiydi
Swann bu yeteneğiyle, soğuk savaş döneminde, Antarktika'da buzlar altında bir Rus denizaltısının gizli olduğunu bilebilmiş ve Ruslar, Amerikalılar'ın bunu nasıl keşfedebildikleri konusunda şaşkınlıklarını gizleyememişlerdir
Ressamlık yeteneği de olduğundan Swann, zaman zaman, coğrafi durugörü yoluyla edindiği izlenimleri resim halinde de ifade etmektedir ABD'nin birçok kentinde sergilediği eserlerinden bazıları bu tür "paranormal eser"lerdir
Jeane Dixon
3 Ocak 1918 doğumlu Jeane Dixon, Los Angeles'de doğdu ve büyüdü
Metapsişik ve parapsikolojik alanda araştırma yapan araştırmacı ve bilim adamlarının çoğu, Jeane Dixon ile çeşitli deneyler yapmışlardır Alınan sonuçlar her zaman şaşırtıcı ve açıklanamaz nitelikte olmuştur Jeane çok değişik şekillerde kehanetlerde bulunmaktadır Bazen kristal küresine konsantre olarak, bazen karşısındaki kişinin elini tutarak, bazen de durduk yere gözünün önünde açılan bir ekrandan film seyreder gibi, gelecekteki olayları görmektedir
Babası ile annesi olan Frank ve Emma Pinckert, çocuklarını, Avrupa geleneklerine göre yetiştiren, Alman göçmenlerdi Jeane'nın olağanüstü psişik yetenekleri hemen konuşmaya başlar başlamaz ortaya çıktı
Birgün annesine, siyah kenarlı mektupla oynayıp oynayamayacağını sormuştu Şaşıran annesi kendisine, öyle bir mektup görmediğini söyledi Fakat on gün sonra, Emma Pinckert'e Almanya'daki babasının öldüğünü bildiren siyah kenarlı bir mektup geldi
Bir başka olayda Jeane, o sıralarda evden birkaç yüz kilometre uzaklıktaki Chicago'da bulunan babasının eve gelirken, siyahlı beyazlı bir köpek getireceğini söyledi Gerçekten de babası eve, siyah beyaz tüyleri olan Colley cinsi bir köpekle döndü
Jeane sekiz yaşına gelince, annesi onu, Luther Burbank'ın evinin bitişiğinde yerleşmiş olan, Bohemyalı bir kadının kampına götürmüştü Küçük kızın sol elinin çizgilerini inceleyen falcı kadın; çocuğun inanılmayacak yeteneklerle dünyaya geldiğini söyleyerek ona bir kristal küre hediye etti
O günü takip eden günlerde Jeane bu küreyi bir oyuncak gibi hiç yanından ayırmadı Zaman zaman onunla konuşuyor zaman zaman içinde bir şeyler görmeye çalışıyordu Bu arada çevrede Jeane'yi görmek isteyen insanların sayısı artıyordu Jeane 9 yaşındayken bir kadın kendisinden öğüt almak istediğini söyleyerek evlerine geldi Kadın mesleği olan sinema oyunculuğundan vazgeçip bir butik açmak istediğini, sinemada başarılı olamadığı için Jeane'ye bu konuda ne yapması gerektiğini sormaya geldiğini ifade etti Jeane, kristal küresine baktı ve kadını deste deste paralarla birlikte gördü Genç kadına:
"Butik projesinden vazgeçin, sinemaya devam edin," dedi Kısa bir süre sonra, Marie Dressler adı, sinemaların duvarlarında parladı ve zengin oldu
1962 yılında Reagan'a birgün başkan olacağını söylemiştir Dixon 26 Ocak 1997'de 79 yaşında iken kalp yetmezliği sonucu ölmüştür
Andrew Jackson Davis
1826-1910 yılları arasında yaşamıştır ABD'li durugörüve duruişiti medyumu, ruhsal şifacı; kimilerine göre ABD'deki spiritualizmin teorik temelini oluşturan kişidir
"Poughkeepsie kahini" adıyla da tanınan Davis'in öğretisinin temelini 1845-1847 yılları arasında trans halinde yaptığı 157 konuşma oluşturur ki, 'tebliğ' olarak nitelendirilen bu konuşmalar, "Doğa'nın Prensipleri" ("Principles of Nature") adıyla 1847'de yayımlanmıştır
800 sayfalık bu kitaptaki öğreti, kimilerince E Swedenborg'un kozmoloji anlayışı ile sonraları Karl Marx'ı (1818-1883) etkileyecek olan Charles Fourier'in (1772-1837) komünal yaşam ve üretim tezlerinin bir sentezi olarak yorumlanır
Kitapta yer alan "Bir taraf maddi bedende, diğer taraf yüksek planların birinde olduğu halde ruhların birbirleriyle temasa geçmesi mümkündür" ifadesiyle Davis'in, 1848'de Fox Kardeşler ile başlayacak olan spiritualizmin doğuşuna ilişkin kehanette bulunduğu ileri sürülür 1840'lı ve 1850'li yıllarda, Davis ve arkadaşları tarafından yayımlanan "The Univercoelum" adı gazetede yer alan yazılar, spritualizmin ABD'de yayılmasında önemli bir işlev görmüştür
"Yüce Harmoni: Doğal, Spiritüel ve Göksel Evrenin Felsefi Bir Vahyi" adlı 2135 sayfalık ve 5 ciltlik yapıtı ise ABD'de spiritualizmin başyapıtlarından biri olarak kabul edilir Davis, yapıtında "Summerland" (Yazülkesi) adını verdiği ruhsal alemin Hristiyanlığın cenneti ya da cehennemiyle bir ilişkisi bulunmadığını öne sürer ve buradaki varlıkların da yaşamlarını "ruhsal beden"leriyle sürdürerek gelişim ve mükemmellik peşinde koştuklarını belirtir
Öte yandan kimileri, Davis'i, kitabındaki "beşeri cinsler arasında mutlak bir eşitlik vardır," temasını işleyen anlatımlarından ötürü ilk kadın hakları savunucularından biri olarak kabul ederler Davis, spritualizm hareketinin yönlendirici öncülerinden biri olmasına karşın, dinsel dogmalara karşı çıktığı için, spritualizmi dinsel bir çerçeve içinde benimseyenlerce yeterli ilgiyi görmemiştir
Wolf Messing
10 Eylül 1899, Kalwaria, Varşova'da doğdu, 1974, Moskova'da öldü Polonya asıllı Rus psişik Durugörü ve prekognisyon yetenekleri de olmakla birlikte,
özellikle, düşünce aktarımı ve telkin yetenekleri son derece güçlü bir psişik olarak ün yapmıştır
Yoksul bir Musevi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi Paranormal yetenekleri çok küçük yaşlarda ortaya çıktı Gençliğinde, dünyayı dolaşmak amacıyla biletsiz olarak bindiği trende, kontrolörü, telkin yeteneğiyle, bir gazete parçasının bilet olduğuna inandırdı Berlin'de bir süre tiyatrolarda çalıştı
16 yaşında Viyana'da, Albert Einstein ve Sigmund Freud ile tanıştı Onlarla telepati, düşünce aktarımı ve telkin deneyleri yaptı
1915'ten itibaren on yıl boyunca dünyanın çeşitli ülkelerini dolaştı 1927'de Hindistan'da, Gandhi ile düşünce aktarımı deneyi yaptı Ülkesine döndükten sonra düşünce aktarımı deneylerini halka açık olarak yaptı, 'durugörü' yeteneğiyle kimi ünlü kişilerin kayıp eşyalarını buldu Spiritüalizmin izleyicisi olmamakla birlikte, ruhsal irtibat seanslarına katıldı
Alman-Rus ilişkilerinin iyi olduğu ve Hitler ile Stalin arasında bir saldırmazlık anlaşmasının yapıldığı dönemde, İkinci Dünya Savaşı'nın çıkacağına, Avrupa'nın Naziler tarafından işgal edileceğine, 1945'te savaşın sona ereceğine ve "Sovyet tanklarının Berlin sokaklarını çiğneyeceği"ne ilişkin kehanetlerinden ötürü, hakkında Hitler tarafından ölüm emri çıkartıldı Polonya sınırındaki tüm Nazi kontrol noktalarından düşünce aktarımı ve telkin yeteneklerini kullanarak geçti ve Sovyetler Birliği'ne sığındı Stalin'in odasına yine bu yetenekleri sayesinde, tüm nöbetçileri atlatarak girmeyi başardı
Sonraki on yıl boyunca Sovyetler Birliği'nde büyük bir ün ve servet edindi İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyet Hava Kuvvetleri'nin iki savaş uçağı almasını sağladı Savaş sonrasında Sovyet Bilimler Akademisi'nde yoğun biçimde deney ve incelemelere tabi tutuldu
Eileen Jeanette Garrett
17 Mart 1893, Beau Park, İrlanda'da doğdu15 Eylül 1970, Nice, Fransa'da öldü İrlanda asıllı ABD'li ünlü medyum Prekognisyon vedurugörü yetenekleriyle isim yaptı
Psişik yetenekleri çok küçük yaşlarda ortaya çıktı 1924-29 yılları arasında, Londra'daki İngiliz Psişik Bilimler Koleji'nde, James Hewat MacKenzie (1869-1929) ile birlikte çalışarak durugörü, duruişiti ve telepati yeteneklerini geliştirdi
1930'da Fransa'da düşen, "R-101" adıyla bilinen hava gemisinin, içindekilerin tümünün ölümüyle sonuçlanan kazasını medyumik yeteneğiyle önceden haber verdi
1926-1929 yıllarında gördüğü üç vizyonla, faciayı tüm ayrıntılarıyla betimlemiş ve hava gemisinde gerekli bakım yapılmadan böyle bir yolculuğun yapılmaması gerektiğini ilgililere bildirmiş olan Garrett, kazayı, olduğu anda da paranormal olarak algılamıştı Daha sonra yapılan bir dizi ruhsal irtibat seansında, Garrett'e R-101'in düşüş nedenlerine ilişkin 'tebliğler' verilmiş ve bu tebliğlerde verilen bilgiler sonradan kaza yerinde yapılan incelemelerle doğrulanmıştı
Garrett, 1939-40 yıllarında Fransa'da bulundu ve 1941'de Amerikan Psişik Araştırma Derneği'nin (ASPR) daveti üzerine ABD'ye gitti Aynı yıl, "Tomorrow" adlı bir edebiyat dergisi yayımlamaya başladı Daha sonra "Creative Age Press" adlı yayınevini kurdu ve ilk kitabı olan "Telepathy"yi yayımladı
1940'larda Dr J B Rhine ve W McDougall'la çalışmalarda bulundu Dr Rhine, Garrett'le yaptığı çalışmalara ilişkin olarak, "Bu, parapsikolojide bir dönüm noktasıdır" diyordu
Garrett'in yaşammın son dönemlerindeki önemli çalışmaları şöyle özetlenebilir:
• 1951'de yaşamının sonuna dek başkanlığını sürdereceği Parapsikoloji Vakfı'nı kurdu
• 1952'de Andrija Puharich ile çalışmalarda bulundu ve bu çalışmalarda önemli durugörü fenomenleri ortaya koydu
• 1953'te Hollanda'da, Utrecht Üniversitesi'nin yönetiminde, ilk Uluslararası Parapsikoloji Kongresi'ni organize etti
• 1960'larda, 'durugörür realite' kuramıyla tanınan ABD'li psikolog Lawrance LeShan ile çalıştı
Metapsişik ve parapsikolojik araştırmalara önemli katkıları olmuş bulunan Garrett dünyanın en ünlü medyumlarından biri olarak kabul edilmektedir
Aralarında, G Bernard Shaw, H G Wells, D H Lawrence, Aldous Huxley, Carl Gustav Jung ve Sir Arthur Conan Doyle'un da bulunduğu isim yapmış kişilerle tanışmış, birlikte çalışmış ve bu kişileri etkileyerek, onların yaşamları ya da yapıtları üzerinde izler bırakmıştır Garrett 1949'da yazdığı, "Adventures in the Supernormal" (Normalötesi Maceralar) adlı kitabının önsözünde şöyle diyordu:
"Benim bir yeteneğim var, buna ister psişik güç deyin, ister başka bir şey Ne denildiği benim için önemli değil Ben, yıllardır bana gösterilen saygı, kuşku, acıma gibi tepkilerle ve bana açıkça yöneltilen hakaretlerle birlikte yaşamaya alıştım
Yani sizin anlayacağmız, 'şarlatan'dan 'mucizeler yaratıcısı'na kadar türlü adlarla anıldım Yalnızca şunu söyleyebilirim: Ben bunların hiçbirisi değilim!"
Leonora E Piper
1857-1950 yılları arasında yaşayanABD'li medyum Psişik araştırmalar tarihindeki en tanınmış zihinsel medyumlardan biridir
Medyumik yeteneğe sahip olduğu, 1884'de, gözleri görmeyen ruhsal şifacı J R Cocke tarafından transa sokulmasıyla anlaşıldı Transa girer girmez, erkek sesiyle, bir bedensiz varlıktan 'tebliğ' aktarmaya başladı
1885'te, ünlü psikolog William James'in (1842-1910) dikkatini çekti James, Piper ile çok sayıda ruhsal irtibat seansı düzenledikten sonra hazırladığı raporda, "Bayan Piper, gözlerinin, kulaklarının ve zihninin -uyanık durumdayken- normal kullanımı ile elde edemeyeceği bilgiler aktarmaktadır" diyordu
1887-89 yıllarında Amerikan Psişik Araştırmalar Derneği (ASPR) ve 1889-90 yıllarında Psişik Araştırma Derneği (SPR) tarafından uzun süre deneylere tabi tutuldu Bu kurumların ve aralarında Sir Oliver J Lodge ve Richard Hodgson'un da bulunduğu birçok araştırmacının, hakkında hazırladığı raporlar bin sayfayı geçmiştir
1911'den itibaren 'yazıcı medyumluğa' başlayan Piper'ın yazıcı medyumluğuyla alınan tebliğlerden bazıları, 'çapraz iletişim' (değişik yerlerdeki medyumların -aynı veya farklı zamanlarda- aynı bedensiz varlıkla irtibatları sayesinde birbirine paralel veya birbirini tamamlayıcı bilgiler almaları) fenomeninin tanınmasını sağlamıştır Piper, adını, "sahte medyum"ların ortaya çıkarılmasına katkıda bulunmuş olmasıyla da duyurmuştur
Eusapia Palladino
1854-1918 yılları arasında yaşayan İtalyan fiziksel medyum Fiziksel medyumlar içinde psişik araştırmacılar tarafından en uzun zaman deneylere tabi tutulmuş olandır
Napoli'nin küçük bir köyünde yoksul bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi Annesini doğumu sırasında kaybetti Medyumik yeteneklere sahip olduğu, aile içinde düzenlenen ruhsal irtibat seansları sırasında, Napolili spiritualist Enrico Damiani tarafından saptandı
Yaklaşık 20 yıl boyunca aralıksız olarak, Avrupa'da ve Amerika'da, çok sayıda psişik araştırmacı ve bilim adamı tarafından incelendi Palladino, 'seans' sırasında, diğer medyumların çoğundan farklı olarak, seans odasının köşesine medyumlar için kurulan 'kabine'nin dışında otururdu ve kimi kuşkucular bununla da yetinmeyip Palladino'nun el ve ayaklarını bağlardı Bu çok sıkı denetlenen koşullarda ortaya koyduğu medyumnik tezahürlerden ötürü kimi araştırmacılarca "kabine kraliçesi" olarak anılmıştır
Palladino'nun deneylerde ortaya koyduğu fenomenleri incelemiş bilim adamları arasında en tanınmış isimler olarak, İtalyan suçbilimci ve psikiyatr Cesare Lobrosso, Fransız fizyolog Prof Charles Richet ve nörolog Prof Enrico Morselli gösterilir
Bu bilim adamları Palladino'nun 'materyalizasyon' , 'levitasyon' , 'ektoplazma' , 'darbeler' , eşyaların yer değiştirmesi (psikokinezi) ve 'doğrudan yazı' fenomenlerini incelemişler ve ayrı ayrı hazırladıkları raporlarda Palladino'nun ortaya koyduğu medyumik fenomenlerin gerçek olduğunu açıklamışlardır
MauriceBarbanell
3 Mayıs 1902, Londra'da doğup 17 Temmuz 1981'de aynı şehirde ölen İngiliz medyum, spiritualist, yayıncı ve yazar
1920'de, içinde bulunduğu bir edebiyat topluluğunun kendisini görevlendirmesi üzerine spiritualizmi araştırmaya başladı Bu amaçla çeşitli ruhsal irtibat seanslarına katıldı Kendisinin de -kendiliğinden- transa girip bir bedensiz varlıkla irtibat kurması üzerine medyumluk yeteneği olduğu ortaya çıktı İrtibat kurduğu bedensiz varlık, tebliğleri sonraki yıllarda uluslararası üne kavuşacak, "Silver Birch" takma adlı bir bedensiz varlıktı O günden itibaren medyum olarak sayısız ruhsal irtibat seansında bulundu
1932 Mayısı'nda dünyanın tek bağımsız spiritualist gazetesi olarak kabul edilen Pychic News'ı kurdu Daha sonra, metapsişik alanı konu edinmiş olan Two Worlds dergisinin de yöneticiliğini yaptı
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu çok sayıda ülkeyi ziyaret ederek çeşitli topluluklara spiritualizm üzerine konferanslar veren Barbanell, aynı zamanda, iyi bir konuşmacı olarak kabul edilir Yayımlanmış 10 kitabı bulunmaktadır
John W Dunne
İngiliz Rüya Medyumu
Gelecek ile ilgili olayların rüyalarda görülebilmesiyle ilgili araştırmalarıyla tanınmıştır
Geleceği önceden görebilmek meselesi yeni bir konu değildir Asırlardan beri bazı sıradışı insanların kehanet gücüne sahip olduklarına inanılmıştır Hatta inanışın da ötesinde, tarih içinde örnekleri de görülmüştür
W Dunne: "insanlar geleceği görebilme gücüne acaba farkında olmadan sahip midir?" diye sormaktadır Acaba henüz olmamış fakat ileride olacak bazı olaylar bir an için gözümüzün önünden geçiyor ve biz bunu farketmiyor muyuz?
W Dunne'nun hazırlayarak bilim adamlarına sunduğu raporda, rüyalarda gelecekten haber alınabileceğiyle ilgili kanıtları ortaya koymaya çalışmıştır John W Dunne, İngiltere'nin ilk askeri uçağının planını çizen dünyaca tanınmış bir uçak mühendisidir
1928'lerde yayınladığı "Zamanla Bir Tecrübe" adlı eserde, W Dunne, geleceği görme sahasında yaptığı araştırmalarını açıklamıştır O yıllarda bilimsel çevrelerden çok miktarda eleştiri almasına rağmen aynı zamanda birçok psikolog ve fizikçi için yeni araştırma sahaları açmıştır
W Dunne bir şeyi daha evvel görmüş olmak duygusunun, aynı deneyimin daha önce bir rüyada insanın başından geçmiş olabileceğini iddia etti Kendisini bu araştırmalara sevkeden, görmüş olduğu bir rüyası olmuştur
W Dunne o rüyasında kendisini bir adadaki dağın yamacında görmüştü Dağın üzerindeki çatlaklardan duman ve buhar sütunları yükseliyordu Bu manzara karşısında: "Tanrım bütün dağ infilak edecek" diye bağırmaya başlamıştı Rüyanın daha sonraki bölümünde W Dunne kendisini başka bir adada bulmuştu Ölüm tehlikesindeki adalıları taşıyarak gemiler aramakla meşguldü Kendisine yardım etmeyen Fransızlarla kavga ediyordu
Bu rüyayı gördüğünde Afrika'nın tenha bir köşesinde bulunuyordu Oraya gelen gazetelerde şu satırları okudu: "Martinigue'deki yanardağı patlamasında 40000'den fazla insanın öldüğü tahmin ediliyor" W Dunne yazının geri kalan bölümünde patlamanın rüyasında gördüğü şekilde olduğunu okudu Rüya gerçeğe uygundu Bu olay üzerine uzun zaman düşünen W Dunne, seneler sonra ikinci bir rüya gördü
Bu rüyasında: "Yüksek demir parmaklıklarla çevrili iki tarlanın arasındaki yolda yürümekteydi Aniden tarlanın birindeki bir at kişnemeye ve hiddetle tepinmeye başladı Parmaklığa göz atan W Dunne'nin içi rahatladı Hayvan bunun üzerinden atlayamazdı Fakat birkaç dakika sonra arkasında nal sesleri duyarak başını çevirdiğinde, azgın atın arkasından geldiğini gördü"
Ertesi gün mühendis kardeşi ile balığa çıkmıştı Yolda giderken bir aralık kardeşine: "Şu ata bak" diye haykırdı Etrafına bakındığında, rüyasında gördüğü yerde atın durduğunu hayretler içinde farketti Yüksek parmaklığın arkasında da rüyasında olduğu gibi bir at çılgınca tepinmekle meşguldü
W Dunne: "Her şey rüyamdaki gibi olacak değil ya Bu atın parmaklığı aşabileceğini zannetmiyorum" dedi Fakat daha sözlerini bitirmemişti ki, at, parmaklığın üzerinden atladığı gibi üzerlerine saldırdı İki kardeş zar zor kaçarak kendilerini kurtarabildiler Bu olay W Dunne'i çok etkilemişti Atın saldırması değil, rüyasının gerçekleşmesi onu oldukça rahatsız etmişti
W Dunne bu türden rüyalar görmeye devam etti Rüyalarda şaşılacak bir şey yoktu Şaşılacak olan bu rüyaların gerçekleşmekte olduğuydu! W Dunne ilk önceleri geleceğe ait olayları görme duyusunun yalnız kendisine ait olduğunu zannediyordu Ama bu tip olaylarla karşılaşan arkadaşlarım dinledikten sonra, bu olaylarla karşılaşan çok sayıda kişinin bulunduğunu farketti Bu da onu araştırmaya ve olayın ardındaki gizemi çözebilmek için büyük bir çabaya yöneltti
İlk araştırmaları, insanın geleceği görmesine engel olan şeyin uykuda bazı şartlar altında ortadan kalkabildiği gerçeğiyle karşılaşmasını sağladı
Fakat herkes bu şekilde geleceği göremiyordu Kaldı ki birçok kişi uykudan uyandıktan sonra rüyalarım unutuyordu Bu da ayrı bir sorundu Belki de birçok kişi gelecekle ilgili bilgiler almakta fakat daha sonra uyanınca bunu unutmaktaydılar
W Dunne çalışmalarını sürdürürken rüyalarını unutmamak için kağıdını kalemini yatağın kenarında bulunduruyor ve gördüğü rüyaların tümünü uyandıktan sonra derhal not ediyordu Tanıdıklarına da, rüyalarını bu şekilde kaydetmelerini söylüyordu
Oxford Üniversitesi'nin öğrenceleri arasında yapılan bu tip deneyler; şaşırtıcı sonuçlar verdi Geleceğe ait rüyaların geçmişe ait olanlardan çok daha fazla olduğu ortaya çıktı!
"Zamanla Bir Tecrübe" adlı eserini bu araştırmalara dayanarak yazdı W Dunne daha sonraları, rüyaların geleceği öğrenmek için tek yol olmadığına karar verdi Çok geçmeden uyanıkken de geleceğe ait bazı kehanetlerde bulunabildiğini keşfetti Örneğin bazen hiç okumadığı bir kitabı eline alarak bunun içindeki olaylardan bahsedebiliyordu
W Dunne gördüğü rüyaların gerçekleşmesinden çok etkileniyordu Bu olaylar, kendisine görünmeyen bir alemin görünmeyen bazı prensiplerini görünür kılıyordu Ve sonunda insanın içinde büyük bir sırrın saklı olduğu gerçeğini kabul etti
W Dunne, Yaşamı boyunca çok sayıda insanın haberci rüyaları ile ilgili geniş araştırmalar yapmıştır
URİ GELLER
20 Aralık 1946'da TelAviv'de doğdu İsrailli psişik Kimilerince eşsiz bir medyum olarak nitelendirilir Özellikle, psikokinezi yeteneği sayesinde gerçekleştirdiği, el değdirmeden metal bükme gösterileriyle tanınmıştır
'Prekognisyon' ve 'psikokinezi' yetenekleri üç yaşındayken, evlerinin bahçesinde yaşadığı bir paranormal deneyim sonrasında ortaya çıktı Çocukluğundan itibaren, kendi ifadesiyle "bir eğlenme aracı" olarak, talih oyunlarında isabetli tahminlerde bulunma, el değdirmeden saatleri ileri/geri alma ve metal nesneleri bükme gibi birçok paranormal tezahür ortaya koydu
Orduda bulunduğu sırada askerler için düzenlediği "gösteriler"le ilgilenen bir tiyatro organizatörü, savaş sonrasında kendisi için ülke çapında bir turne düzenledi Bu turne sırasında oldukça ün kazandı ve İsrail televizyonunda paranormal gösteriler yapmaya başladı 1970'lerin sonunda ünü İsrail dışına taşmıştı 1971 'de ABD'li psişik araştırmacı Dr Andrija Puharich ile tanıştı
Bu tanışmanın ardından Puharich'le ABD'ye gitti ve 1972'de, Kaliforniya'daki Stanford Araştırma Enstitüsü'nde (SRI), eski astronot Edgar D Mitchell, parapsikolog Russell Targ ve Harold Puthoff'un denetiminde çok sayıda deneye tabi tutuldu
Deneyler sırasında çeşitli metal nesnelerin el değdirilmeden bükülmesinin yanısıra, kül tablası, kağıt tutacağı, fotoğraf makinesi vb nesnelerin materyalize ve demateryalize olmasına tanık olunmuştu 1973'te Cambridge Üniversitesi'nde oluşturulan uluslararası bir bilim kurulu Puharich'le birlikte, yetenekleri üzerinde çalıştı Bu çalışmalardan sonra Puharich, kendinde saptanılan etkiye "Geller Etkisi" adını verdi ve kendisini dünyaya "ESP ve PK yeteneklerine sahip eşsiz bir medyum" olarak duyurdu
Puharich 1974'te yayımladığı "Uri" adlı kitabında, Geller'in sıradan bir medyum olmadığını, dünyadışı bir uygarlıkla ilişkisi bulunduğunu da ileri sürmüştür
23 Kasım 1973'te BBC televizyonunda çıktığı bir programda, milyonlarca izleyicinin karşısında metal nesneleri PK yeteneğiyle büktü ve bozuk saatleri işler duruma getirdi
Programdan sonra BBC'yi arayan yüzlerce izleyici, program sırasında kendi evlerindeki kimi metalik nesnelerin de eğilip büküldüğünü ve bozuk saatlerinin çalışmaya başladığını bildirmiştir
Yetenekleri 1974-75 yıllarında, Londra'daki Birbeck Koleji Fizik Bölümü'nde, Prof John Hasted, matematik profesörü John Taylor ve teorik fizik profesörü David Bohm tarafından incelendi Deneylerde, özellikle ağzı kapalı plastik tüpler içindeki metal çubukları bükmesiyle dikkat çekti
Bu üç bilim adamı, hazırladıkları raporlarda, Geller'in şaşırtıcı biçimde normalüstü yeteneklere sahip olduğunu kabul ettiklerini açıklamışlardır
1970'lerin sonlarında halka açık gösterilere son verip, yalnızca bilimsel incelemelere katılmaya başlamıştı Bir süre, bazı madencilik firmalarına, yeraltındaki doğal kaynakların yerlerinin belirlenmesi konusunda danışmanlık yaptı 1980'lerin başlarında Londra'ya yerleşti
Yaşam öyküsü, "Mindbender" adıyla, 1995'te, ABD'li yönetmen Ken Russell tarafından sinemaya uyarlanmıştır

alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla

Dünyada Medyumluk

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dünyada Medyumluk




Aborjine medyumların geleceği görmediki sırrında benim bir fikrim var,Biraz diyeceklerimde kuran kerimde etkili çünkü gaybI Allah'dan başka kimse bilemez diye bir ayet olduğu için,şöyle bir fikir geliştirdim aslında medyumlar gördükeleri bizim göremediğimiz mükemmel bir işlevBir insan topu havaya (ve izleyenlerin hiç yerçekimini hissetmedikleri varsayılm)attığı anda ben bir kehanet ortaya atabilirim bu top yere düşecek diye ve 5 sn sonra yerdedir topMedyumların fikirlerininde bu şekilde olduğuna inanıyorum

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.