Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
köprüsünün, sırat, önemi

Sırat Köprüsünün Önemi Nedir?

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sırat Köprüsünün Önemi Nedir?




Sırat Köprüsünün Önemi Nedir?


“Sizden hiç biriniz müstesna olmamak üzere ille oraya (cehenneme) uğrayacaktır Bu, Rabb'inin üzerine kat’i olarak aldığı, kaza ettiği (bir şey) dir Sonra takvaya erenleri kurtaracağız, zalimleri ise orada diz üstü düşmüş bir halde bırakacağız” (Meryem; 71-72)


Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur: “Cehennem üzerine Sırat Köprüsü kurulur Bu köprüden, ümmetiyle ilk geçecek olan peygamber benim O gün peygamberlerden başkası konuşamaz Peygamberler de: “Allah’ım ümmetime selamet ver, sen onları koru!” diye dua ederler Cehennemde demir çengeller vardır Seden ağacının dikenine benzerler Yalnız bunlar çok büyüktürler Büyüklük derecelerini yalnız Allah bilir Herkesi isyanına göre cehenneme çekerler Onlardan bir kısmı ameline göre helak olur, yok olur, ateşte erir Bir kısmı hardal tanesi kadar kalır ve sonra kurtulur” (Buhari, Müslim)


Sırat Köprüsü, mahşer gününde cehennem üzerine kurulan köprüdür Dünyadaki köprüler sabit ve herkes için aynı olmalarına karşı, ahiretteki bu köprü kişilere ve onların amellerine göre değişkendir Çünkü o takva sahipleri için en güvenli köprü durumundadır Fısk ve fücur ehli için ise, hadis-i şerifte ifade edildiği gibi:


“Kıldan ince ve kılıçtan keskindir” (Ahmed b Hanbel, Beyhaki)


Ateş çukurunun üzerine kurulan bu ince, keskin köprüyü görmek, sonra onun üstünden geçmek zorunda kalmak, inkarcı ve günahkarlara binlerce ölümden beter olan korkuları bir arada yaşatır Bu korkularda boşa gider Çünkü, bu insanlar köprünün değişik yerlerinden yuvarlanıp cehenneme düşerler Veya cehennemden çıkan katran gibi siyah bir kelle, kuşun yemini kapması gibi bu insanları tek tek ağzına alıp cehenneme indirir Ya da zebaniler çengel atıp onları baş aşağı çekerler


İbn Mes’ud (RA)’dan rivayetle Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur: “Allah evvelkileri ve sonrakileri, (yani bütün insanları) o belirtilmiş gündeki -kıyamet günündeki- duruşma için toplar Kırk sene ayakta, gözleri hayret ve dehşetle bakar oldukları halde haklarında verilecek hükmü beklerler Allah-u Zülcelal, bulutların arasında arşdan kürsiyle tecelli eder, sonra bir görevli melek şöyle seslenir: “Ey insanlar! Sizi yaratan, size rızık veren, kendisine ibadet etmenizi ve hiçbir şeyi ortak koşmamanızı emreden Rabbinizin, herbirinizi dünyada iken kulluk ettiği şeye kavuşturmasına razı değil misiniz? Bu Rabbimizin adaleti değil midir?” “Evet!” derler ve her topluluk kulluk ettiği ve dünyada gönlünü bağladığı şeye gider


Dünyada taptıkları şeyler kendilerine gösterilir Bunun üzerine onlardan bir kısmı dünyada iken taptıkları güneşe, bir kısmı aya, bir kısmı taşlardan yapılma putlara ve kulluk ettikleri şeylerin benzerlerine giderler


İsa (AS)'ya tapanlara İsa (AS)'nın şeytanı; Üzeyr'e tapanlara Üzeyr'in şeytanı gösterilir Geriye Muhammed (SAV) ve onun ümmeti kalır Onlar için de Rabbü’l Alemin tecelli ederek onlara yaklaşır ve: “Niçin siz de insanların gittiği gibi gitmediniz?” buyurur


“Bizim göremediğimiz bir ilahımız var” derler


“Onu görseniz tanır mısınız?”


“Onunla bizim aramızda alamet (nişan) vardır Onu görsek tanırız


“O alamet nedir?”


“Açılacak olan perdedir” Tam o esnada perde açılır


“Bütün müşrik olanlar, gösteriş yapanlar yere kapanırlar Geride sığır boynuzu gibi, boynuzları olan bir grup kalır, secde etmek isterler fakat yapamazlar (Gözleri düşkün bir halde kendilerini bir zillet saracaktır) Halbuki vaktiyle (dünyada) başları selamette iken secdeye çağırılıyorlardı da kabul etmiyorlardı” (Kalem; 42-43)


Sonra Allah-u Zülcelal mü'minlere: “Başınızı kaldırın” diye emreder Başlarını kaldırırlar Allah amelleri nisbetinde nurlarını verir Onlardan kimine büyük bir dağ gibi önünde giden; Önünü aydınlatan nuru verilir Kimine bundan daha küçüğü verilir Kimine de nuru, hurma ağacı büyüklüğünde, kimine bundan daha küçük Onların sonuncusuna ayak baş parmağını gösterecek kadar nur verilir Nuru bir aydınlatır bir söner, önünü aydınlatınca bir adım atar, sönünce durur Allah-u Zülcelal Hazretleri onları cehennemin yanından geçirir Hatta cehenneme kılınç ağzı kadar yaklaşırlar


Allah-u Teala “geçin” diye emreder Nurları oranında süratle geçerler Onlardan kimi göz açıp kapayacak kadar bir zamanda, kimi şimşek gibi, kimi bulut gibi, kimi yıldızların kayması gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi atın koşuşu gibi geçerler


Kimi de -normal bir insanın- yaya olarak yürüyüşü gibi gider Nuru ayağını görecek kadar verilen kimse yüzü elleri ve ayakları üzerinde başını ayağına doğru eğer Bir eli sürüklenir, bir eli -bir yere- takılır Bir ayak sürüklenir, bir ayak bir yere takılır Derken yanlarına oradan kurtuluncaya kadar cehennem ateşi dokunur Güçlükle geçer kurtulunca cehennemin kenarında durup: “Hiç kimseye vermediği nimetleri bana veren Allah-u Zülcelal'e hamdolsun Cehenneme yaklaşmışken beni kurtardı” der Cennet kapısının yanındaki nehre götürülür Orada yıkanır Cennettekilerin kokusu ve renkleri ona gelir Kapının aralığından cennette olanları görünce:


“Rabbim! Beni cennete koy!” der Allah Teâlâ:


“Ben seni cehennemden kurtardım, -şimdi- cenneti mi istiyorsun?”


“Ya Rabbi! Benimle cehennem arasında bir perde yarat ki, cehennemin sesini işitmeyeyim” diye yalvarır -Sonra- cennete girer Önünde yükselen bir makamı görünce: “Rabbim! Bu makamı bana ver” der Hak Teala: “Onu verince başkasını istersin” buyurur


“İzzetine yemin ederim ki, başkasını istemeyeceğim, Ondan daha güzel makam mı var?” der Orası kendisine verilir, oraya yerleşir Onun ilerisinde başka bir makam görür ki, önceki gördüğüne nisbetle çok daha üstündür


“Rabbim! Bu makamı bana ver


“Onu verince başkasını da istersin


“Kudretine yemin ederim ki, istemem Oradan daha güzel hangisi var ki?” Orası kendisine verilir Oraya yerleşir ve susar Allah-u Zülcelal:


“Niçin sustun?” buyurur


“Rabbim! Senden çok şey istedim Daha fazlasını İstemeye utanıyorum


“Sana dünyanın on misli kadar versem istemez misin, razı olmaz mısın?”


“Sen kudret sahibisin, benimle alay mı ediyorsun ?”


“Hayır, gerçek söylüyorum Ona gücüm yeter Beni insanlara ulaştır” der Hak Teala:


“İnsanların yanlarına git” buyurur Cennette hızla yürür, insanlara yaklaşınca ona, İnciden yapılmış yüksek bir köşk gözükür Hemen secdeye kapanır Allah-u Zülcelal:


“Sana ne oluyor? Başını kaldır” buyurur


“Bana Rabbim gözüktü” der Kendisine:


“Orası senin makamlarından, köşklerinden bir tanesidir” denilir Sonra bir adama gelince ona secde etmek için hazırlanır Ona:


“Dur, -secde etme-” denilir


“Senin meleklerden biri olduğunu sanıyorum


“Ben senin hazinedarlarından ve hizmetçilerinden birisiyim Emrimde bin kahya var” der


Hemen önünden yürür, ona köşkün kapısını açar Köşk; köşkün tavanları, kapıları, kilitleri ve anahtarları oymalı incidendir Onun karşısında kırmızı yakutla işlenmiş yeşil cevherden yetmiş kapılı bir köşk görünür Her kapı, rengarenk pırlantalarla işlenmiş, yeşil cevahirden bir salona çıkar Oralarda koltuklar, yataklar nadide güzel eşler, hizmetkârlar, güzellerin üzerlerine giydiği yetmiş kat ince elbiselerin altından bacaklarının iliği görünür


Kendileri de o kadar güzel olurlar ki, birbirlerine baktıklarında ayna gibi vücutlarından kendilerini görürler O güzel simalardan bir an gözünü ayırıp tekrar bakınca yetmiş kat daha güzelleşmiş görür O, dilbere:


“Gözüme yetmiş kat daha güzelleşmiş görünüyorsun” der O da:


“Sen de benim gözüme yetmiş kat daha güzelleşmiş görünüyorsun” diye karşılık verir Kendisine:


“Karşına bak” denilir Bakınca:


“Görebildiğin yüz senelik mesafeye kadar olan herşey senin mülkündür” denilir


Bu hadisi dinleyen HzÖmer (RA): “Ey Ka'b! Ümmü Abdin oğlu neler anlatıyor işitiyor musun? Cennet ehlinden en alt makamlarda olana bunlar verilirse, makamı yüce olana neler verilir?” dedi O da: “Ey Emir'el Mü'minin! Onlara gözlerin görmediği, kulakların işitmediği şeyler verilir” dedi ve hadisi zikretti (İbn Ebi'd-Dünya, Taberani, Hakim)


Evet Sırat Köprüsü'nü geçen insanlar için böyle mükafatlar vardır Bütün insanlar cehennemin üzerine kurulan sırat köprüsünden mutlaka geçecektir Bu köprünün başı haşr mevkifinde, sonuda geniş bir sahanın bitişiğindedir Merdivenleri vardır Onunla

cennet kapısına çıkılır Onun uzunluğu İbn Hacer’in Fethu’l-Bari isimli eserde belirttiğine göre yirmibeşbin senedir


Şeyh Ebu Cafer şöyle anlatmıştır: “Sanki uykuda ben kendimi cehennemnin durak yerleri üzerinde durur gördüm de oradaki büyük korkulara nazar ettim, bu korkular üzerinden nasıl geçileceğini nefsimde düşünür gördüm Bunun üzerinden arkamdan bir sözcü bana: “Ey Abdullah! Arkandaki yükü bırak ve geç diyordu Ben o kimseye: “Yüküm nedir?” diye sordum O kimse bana: “Dünyayı bırak ve geç!” dedi”


Gerçekten Sırat Köprüsü'nü selametle geçmek isteyen kimse, dünyadan yüz çevirip Allah-u Zülcelal’in razı olacağı şekilde yaşamalıdır Sırat Köprüsü'nü geçişte insanlar birkaç çeşittir Kimi cehenneme düşmekten kurtulur, kimi ona düşer Bunlarında bir kısmı ebediyen kalacaktır Kafir ve münafıkları gibi…


Kimi de Allah-u Zülcelal’in uygun gördüğü bir zamana kadar kalır Sonra ordan çıkar Bunlar da asi mü’minlerdir Bunlarda amellerine göre geç veya erken çıkarlar Kurtulanlardan ileri gelenleri amelleri günahlarından racih olan ve günahlardan salim olanlardır Bunlar göz çıp kapayıncaya kadar kısa bir zaman içerisinde sırat köprüsünün üzerinden geçeceklerdir Sonra şiddetli rüzgar gibi geçenler olur, sonra kuşun uçuşu gibi geçenler olur, süratle koşan at gibi geçenler olur Bir kısmı süratle veya normal yürür geçer Bir kısmı da emeklemekle üzerinden geçer Hülasa dünyada doğru yol üzerinde sebat nisbetinde ahiretteki sırat köprürüsünün üzerindeki sebatta o nisbettedir


Sırat köprüsünde bu geçişte kafirler cehenneme düşecek ve bu sebeple üzüntü duyacaklardır Ayrıca mü’minlerin kurtuluşu Allah-u Zülcelal’in ihsan ve keremiyledir Çünkü o, mü’minlere karşı çok şevkatli ve merhametlidir


Dünyada iken, İslam yolunda ayrılmayan kimse Sırat Köprüsü'nü kolaylıkla geçer, oradan geçerken hiçbir engelle karşılaşmaz, hiçbir zahmet çekmez Hatta Sırat Köprüsü'nü geçtiğinden bile haberi olmaz Bunlardan haberi olmadığı için: “Sırat köprüsü nerededir, cehennem nerededir?” diye meleklere sorar Meleklerde: “Sırattan geçtin, cehennemin ateşi imanındaki nur ile söndüğü için onu bilmiyorsun” diye cevap verirler


Kim ki, dünyadan doğru yoldan ayrılır, sapıklığa kapılarak kötü yoldan giderse, ahirette sırat köprüsünden geçerken büyük bir yükün altında ezilir, çeşitli korku ve endişelerle karşılaşarak azaplar ve ızdıraplar içinde kıvranır Unutmayalım! İnsanın dünyada yaşadığı hayatın her anının hesabını vereceği o büyük gün mutlaka gelecektir


O gün Allah'a ve karşılaşacakları bu güne inanmış olanları sırat köprüsünü selametle geçecek ve cennet nimetlerine kavuşacak, inkar edenler ise sırat köprüsünden aşağı düşecek ve cehenneme gireceklerdir Ayet-i kerimede:


“Beni zikredin, bende sizi zikredeyim” (Bakara; 152)


buyurulmuştur Bizim O’nu zikretmemiz, dünyadayken O’nun emirlerine itaat edip, salih amelleri işleyip günahlardan kaçınmamızdır O’nun bizi zikretmesi ise, bu zor yerlerdede imdadımıza gelmesi ve bizlere yardım etmesidir


O halde akıllı bir insan gibi nefsine sor; sırat köprüsünden yıldırm hızıyla geçerek Allahın hazırladığı nimetlere mi kavuşmak, yoksa sırat köprüsünden yuvarlanarak, şiddetli azap ve pişmanlığın olduğu cehenne düşmek mi ister Tabiki nefis güzel olanı O zaman anlatılanları sadece okumakla kalma, kalp gözüyle görerek yaşa ve o gün için salih amel işleyerek hazırlık yap


Çünkü her şeyin üzerinde insanın en büyük kazancı kuşkusuz Allah’ın rızasıdır



Alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla

Sırat Köprüsünün Önemi Nedir?

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sırat Köprüsünün Önemi Nedir?




Sırat Köprüsü'nden Kaç Çeşit Geçiş Olur?

Sırat Köprüsü'nü geçişte insanlar birkaç çeşittir:

Kimi cehenneme düşmekten kurtulur, kimi ona düşer Bunlarında bir kısmı ebediyen kalacaktır Kafir ve münafıkları gibi…Kimi de Allah-u Zülcelal'in uygun gördüğü bir zamana kadar kalır Sonra ordan çıkar Bunlar da asi mü'minlerdir Bunlarda amellerine göre geç veya erken çıkarlar

Kurtulanlardan ileri gelenleri amelleri günahlarından racih olan ve günahlardan salim olanlardır Bunlar göz çıp kapayıncaya kadar kısa bir zaman içerisinde sırat köprüsünün üzerinden geçeceklerdir Sonra şiddetli rüzgar gibi geçenler olur, sonra kuşun uçuşu gibi geçenler olur, süratle koşan at gibi geçenler olur Bir kısmı süratle veya normal yürür geçer Bir kısmı da emeklemekle üzerinden geçer

Hülasa dünyada doğru yol üzerinde sebat nisbetinde ahiretteki sırat köprürüsünün üzerindeki sebatta o nisbettedir Sırat köprüsünde bu geçişte kafirler cehenneme düşecek ve bu sebeple üzüntü duyacaklardır Ayrıca mü'minlerin kurtuluşu Allah-u Zülcelal'in ihsan ve keremiyledir Çünkü o, mü'minlere karşı çok şevkatli ve merhametlidir

Dünyada iken, İslam yolunda ayrılmayan kimse Sırat Köprüsü'nü kolaylıkla geçer, oradan geçerken hiçbir engelle karşılaşmaz, hiçbir zahmet çekmez Hatta Sırat Köprüsü'nü geçtiğinden bile haberi olmaz Bunlardan haberi olmadığı için: “Sırat Köprüsü nerededir, cehennem nerededir?” diye meleklere sorar Melekler de: “Sırattan geçtin, cehennemin ateşi imanındaki nur ile söndüğü için onu bilmiyorsun” diye cevap verirler

Kim ki, dünyadan doğru yoldan ayrılır, sapıklığa kapılarak kötü yoldan giderse, ahirette sırat köprüsünden geçerken büyük bir yükün altında ezilir, çeşitli korku ve endişelerle karşılaşarak azaplar ve ızdıraplar içinde kıvranır Unutmayalım! İnsanın dünyada yaşadığı hayatın her anının hesabını vereceği o büyük gün mutlaka gelecektir O gün Allah'a ve karşılaşacakları bu güne inanmış olanları Sırat Köprüsü'nü selametle geçecek ve cennet nimetlerine kavuşacak, inkar edenler ise Sırat Köprüsü'nden aşağı düşecek ve cehenneme gireceklerdir

Sırat Köprüsünden Nasıl Geçeceğiz?

Ahirette cehennemin üzerinde kurulacak olan sırat köprüsünden herkesin muhakkak geçeceği hususu Kur’an-ı Kerim'de beyan olunmuştur Ebu Said şöyle demiştir:

“Duyduğuma göre sırat köprüsü, kıldan ince ve kılıçtan keskindir” (Buhari, Müslim, Nesai)

Bir rivayete göre, Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur:

Sonra (sırat’ı) rüzgar gibi, sonra kuş gibi geçeceksiniz Sonra insanlar amellerine göre geçeceklerdir Peygamberiniz sırat köprüsünün üzerinde durup; Rabbim selamete erdir, selamete erdir! Diyecek, nihayet amelleri kendilerini geçirecek derecede olmayanlar, sıratı yavaş olarak yani sürünerek geçeceklerdir” (Buhari, Müslim, Tirmizi)

Ahirette bu korkunç köprüyü geçmek zorunda kalmaktan başka bir azab ve sıkıntı bulunmasa, o tek başına bu dünyada aklını başına almaya, gaflet ve sefaletten uzak durmaya, takva ve salih amele dört elle sarılmaya yeterli sebebdir Kaldı ki, ahiretin bunun gibi pek çok azab ve sıkıntıları vardır Cehenneme düşüp orada yanmak ise, tarifi imkansız bir azaptır

Hz Peygamber (SAV) Sırat Köprüsü'nü açıklarken şöyle buyurmuştur:

“Bütün insanlar Sırat Köprüsü'nün üzerinden geçmek zorundadırlar Köprü dikenlidir Onun sağında ve solunda duran zebaniler (balık avlamak için denize olta ve ağ atar gibi) kalabalığın üzerine büyük çengeller ve kancalar atarlar ve bunlara takılanları çekip cehennem çukuruna atarlar Mü’minlarden de (iman ve amellerine göre) kimileri onun üzerinden yıldırım süratiyle geçerler, kimileri rüzgar süratiyle geçerler, kimileri koşan atın süratiyle geçerler Kimileri hızlı yürüyerek geçerler Kimileri yavaş yavaş yürüyerek geçerler, kimileri yüz üstü sürünerek geçerler Kimileri de düşerler” (Müttefekun Aleyh)

Nitekim Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerime de şöyle buyurmuştur:

“Sizden biriniz müstesnâ olmamak üzere ille oraya uğrayacaktır Bu, Rabb'inin üzerine kat’i olarak aldığı, kaza ettiği (bir şey) dir Sonra takvaya erenleri kurtaracağız, zalimleri ise orada diz üstü düşmüş bir halde bırakacağız” (Meryem; 71-72)

Ebu Hureyre (RA) Resulullah (SAV)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Cehennem kıpkırmızı oluncaya kadar bin sene yakıldı Sonra bin sene daha yakıldı, ateşi beyazladı Bin sene daha yakıldı, karanlık gece gibi simsiyah oldu" (Tirmizi)

Yine Ebu Hureyre (RA) Resulullah (SAV)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Ademoğullarının yakıp yararlandığı şu ateş, cehennem ateşinin yetmiş defa soğutulmuş parçasıdır" Ashab: "Bu ateş cehennem için yeterdi" deyince, Resulullah (SAV) şöyle buyurdu: "Cehennem ateşi bu ateşin üzerine altmışdokuz kez artımıdır Hepsi de bunun sıcaklığı gibidir, ateş iki kez denize batırılıp çıkarıldı, eğer Allah (CC) öyle yapmasa idi, onun aşırı sıcaklığından dolayı, kimse yararlanamazdı" (Tirmizi)

Ey nefsim!

Sen o zamanı düşün ki, Sırat Köprüsü'nden geçerken simsiyah olan cehennem ateşinin alevleri yukarıya doğru çıkar Köprü kıldan ince, kılıçtan keskindir Sen hangi cür'etle ayağını onun üzerine koyacaksın? Bir yandan kalbin çarpar, ayakların titrer, öte yandan sırtladığın günahların yürümene engel olur O günahlarla karada bile yürüyemezsin ki, nerede kaldı bu köprünün üzerinde yürüyebilesin Daha ayağının birini köprünün üzerine koyunca keskinliğini anladığın vakit halin nice olur?

Halbuki önündeki insanların birçoğu köprüye adım atar atmaz hemen cehenneme düşerler Sen de geçerken, cehennemin içinden gelen: "Yandım, mahvoldum" sesleri, feryad-u figanlar kulağının içinde çınlar Bir yandan kancalar seni yakalayıp, aşağı çekmeye çalışır Senin de ayağın kayarsa halin nice olur? Artık pişmanlık fayda vermez Sen de: "Vay, başıma gelenlere" diye bağırıp durursun

"İşte korktuğum başıma geldi Ne olaydı da dünyaya gelmeseydim Geldim, kötü yolda değil, iyilerin yolunda olsaydım Keşke toprak olup yok olsaydım ve unutulup gitseydim" dersin!

Ey nefsim!

Eğer senin üzerine Allah'ın kuvveti, kudreti, azameti ve yardımı olmazsa, sen o sırat köprüsünden nasıl geçebilirsin?

Sırat Köprüsünden Geçecekler

Sırât cehennem üzerinden cennete doğru bir köprüdür Sırât hakkında birçok sahih hadîs-i şerif vardır Ashâb-ı Kirâm sırâtın mevcudiyeti husûsunda icmâ ve ittifak etmişlerdir Şerîatta vuku'u böyle sâbit ve ashâb-ı ikrâmın ittifak eylediği şeyleri inkâr ve te'vîl eylemek, İslam dinini hafife almaktırBundan Allâhü Teâlâ'ya sığınırızEhl-i sünnet âlimleri; Meryem sûresinin " Hem içinizden hiç biri yoktur ki, mutlak ona varacak olmasın" âyet-i kerîmesini, Sırât üzerine uğramak ile tefsir etmişlerdir

Birçok hadîs-i şerîflerde ( sırat köprüsü kıldan ince, kılıçtan keskindirCehennemin üzerine kurulur) diye bildirilmiştirİmâm Müslim'in bildirdiği hadîs-i şerîfte: " Herkesten önce ben ve benim ümmetim sırat köprüsünden geçeriz Sırât üzerinden geçerken peygamberlerden başkası bir şey söyleyemez

Onlar da, yâ Rabbi,ümmetlerimize selâmet ihsan eyle! derler" buyuruldu Mükellef olan bütün insanlar sırat üzerinden geçeceklerdir Kimi göz açıp kapayıncaya kadarlık zamanda, kimi yıldırım gibi geçerKimi rüzgar gibi, kimi kuş gibi, kimi koşan at gibi,kimi yürüyen at gibi, kimi emekleyerek; arkasına günahı yüklenmiş olduğu halde geçerKimide geçemeyip cehenneme düşer Kafirler sırat üzerinde cehenneme düşerler Münâfıklar, mü'minlerle berâber bir miktar giderler, Allâhü Teâlâ onlara bir karanlık verir

Mü'minlerin önlerinde ve sağ taraflarında olan nurlarının ziyâlarından kendilerine aydınlık olması için, mü'minlere seslenip: " Ey mü'minler, bize bakınız, nûrunuzdan alalım" derler

Alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.