|  | Tekrar Doğuş Araştırması |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Tekrar Doğuş AraştırmasıBayan X 37 yaşında  Hayatı boyunca gözünün önüne anlamını tam olarak çözemediği bazı kişilerin yüzleri ve çeşitli olaylar gelmiş  İçindeki bir his onun daha önce bir rahibe olarak Kapadokya bölgesinde yaşadığını söylemiş sürekli  Hatta içindeki bu sese daha fazla dayanamayarak bu bölgeye gitmiş ve bazı incelemelerde bulunmuş  Oraya gittiği zaman daha önce buralarda yaşadığı konusundaki hisleri daha da güçlenmiş  Kendisiyle tanıştığımda bana bu konulardan bahsetti ve ben de hipnoz yapmayı önerdim  Amacımız hipnoz ile, eğer varsa önceki hayatı hakkında bilgi almaktı  Kabul etti ve hipnozu gerçekleştirdim  Bayan X hipnozda anlatmaya başlıyor: "5 yaşındayım   Büyük nehrin kıyısında arkadaşım ile oynuyoruz  Çok mutluyuz  " Bu sırada yüzünde çocuksu bir gülümseme beliriyor  Nerde, nasıl bir yerde yaşadıklarını soruyorum, anlatmaya devam ediyor: "Yeraltı şehirlerinde yaşıyoruz  Şehirlerin aralarındaki mesafe çok uzak değildi  Altta tünelleri vardı  Tünelleri aydınlatmak için yukarıdan delik delerlerdi, içini toprakla baca gibi sıvarlardı  Üstten aşağıya ışık yansırdı  Öyle yaparlardı ki tünel hiç karanlık olmazdı, hep aydınlık olurdu  Geceleri ise topladığımız özel bazı otlardan döverek yaptığımız ve topraktan yapılma geniş çanaklar içine koyarak yaktıklarımızla aydınlanırdık  " Banyo ihtiyaçlarını nasıl giderdiklerini soruyorum: "Hamamımız vardı bir tane  Oradan sürekli sıcak su akardı  İçinde tam ortasında büyük bir havuz vardı  Herkes çoluk çocuk içine girer oynardık içinde  O suyun biraz ötesinde soğuk buz gibi bir su vardı  Yeni doğan bebekler kutsanmak amacıyla bu suya batırılıp çıkarıldı  Bu bir inançtı  Sıcak suyun yanında o su çok özeldi  İkisi de yeraltından gelen kaynak sulardı  Hamam çok büyüktü  Erkek-kadın çoluk-çocuk herkes orda yıkanırdı  Aralarda kayalar vardı  Aralar kayalarla bölünmüştü  Bunların her biri bir kabileye aitti  İki mahalle vardı rahibin dedesi ile benim dedemin bulunduğu  " Rahip kim diye soruyorum  Sevdiği kişi olduğunu söylüyor ve devam ediyor: "Dedelerimiz bir at meselesi yüzünden savaşmışlardı, kavgalıydılar  Biz arkadaşımla çocukken en çok hamamın etrafında buluşup oynardık  Daha sonra dedem beni manastıra kapatarak rahibe yaptı  Ancak erkek arkadaşımda benimle görüşebilmek için rahip oldu  " Bu sözlerden Bayan X'in önceki hayatında Hristiyan olarak doğduğunu anlıyorum  Neler yediklerini, düğünlerini, çocuklarını soruyorum  Devam ediyor: "Taştan, topraktan yapılmış yemek kapları vardı  Özel lüle taşına benzeyen (kaşık amaçlı) yemek yediğimiz  Etler hep aynı yerde ve kapta pişerdi  Bu kap çok büyüktü  Pişen etler soğuk suya yakın bir bölümde saklanırdı  Burası soğuktu  Hayvanlarda kesilip özel bir tuza yatırılır ve pişmeden önce yine burada saklanırdı  " "Düğünlerde özel figürleri olan danslarımızı yapardık  Müzik üç çeşit çalgı kullanılarak yapılırdı  Biri otlar ve taşlardan yapılmış iki tokmakla çalınandı (davul benzeri)  Bir tanesi U şeklinde taştan yapılmış ve aralarına kuzu derisi gerilmiş (lir benzeri) parmakla çalınırdı  Üçüncüsü ise yine ot, taş ve hayvanlardan yararlanılarak yapılan üflenerek çalınan bir aletti  " "Düğünlerde erkekler aynı, kadınlar da aynı elbiseleri giyerdi  Damat ve gelinler genellikle canlı özel giysiler giyerdi  Bitkilerden elde edilen özel boyalarla boyanmış, tek renklerden oluşan  En son evlenen gençler, o anda evlenenlere mutluluğu devrederlerdi  Bu bir gelenekti  " "Her çocuk doğduğunda şenlik yapılırdı  Bir ara çocuklara bir hastalık musallat olmuştu  Toplu çocuk ölümleri olmuştu  Özel ayin yapılırdı  Bir çocuk herkes tarafından bakılırdı  Düşman olduğumuz bir komşunun çocukları için bile aynı durum geçerli idi  " "Bir dönem sonra önce hamamın sonrada soğuk suyun suyu çekildi  Başka bir yerden yeni bir kaynağın ağzını açtılar ancak suların çekilmesinden bir süre sonra büyük bir deprem oldu  Benim bulunduğum üste yakın şehir ve manastır sağlam kaldı, ancak yerüstüne çıkışlarımız kapandı  Göçükte 5-6 gün kadar kaldık  Taştan yapılma su testilerinde yetecek kadar suyumuz ve daha önce yaptığımız ekmeklerle yaşadık  Her şeyimiz topraktan yapılıyordu  Dağdan toplanan bir bitkiyi döverek ekmek yapardık  En çok onu yerdik  Et de yiyorduk, inek ve kuzu değildi ama onlara benzeyen bir hayvan  " Bu hayvanın domuz olduğunu tahmin ediyorum ve devam etmesini söylüyorum: "Rahip daha aşağıdaki şehirlerde kalmıştı ve öldüğünü sanıyordum  5-6 gün sonra kara pelerinli bazı adamlar gelip bizi göçükten çıkardılar ve beni ve kilisedeki diğer rahibeleri zorla götürdüler  At ve eşeklerle uzaklara bir yerlere götürüldük  Büyük malikane gibi bir yere geldik  Bize köle olduğumuzu ve artık onlar için çalışacağımızı söylediler  Bana ev işleri yaptırmaya başlamışlardı  Her gün ekmeklik bitki dövüyordum  Diğer rahibelerin çoğu birilerine satıldı  " "Bu kişiler bizden daha medeniydiler ve kölelerin emeklerini kullanarak daha rahat yaşıyorlardı  Özel bir içkileri vardı, üzümden yapılan beyaz-sarı renkli bir içkiydi  Bunu içince çok vahşi oluyorlardı  Kadın kölelere sapıkça şeyler yapıyorlardı  Onları zorla birden fazla kişiyle ilişkiye zorluyorlar, sonrada karanlık yerlere götürüp bağlayıp kesiyorlardı  Ben akıllıydım, onları içtikleri zaman hiç gitmedim, hep saklandım ve onun için ayakta kaldım  Bu içkinin içine ayrıca özel bir bitkiden kesip damlatılan bir sıvı katarlardı  Bu çok zor bulunduğu için sık kullanmazlardı, dağda bulunurdu  " Bir süre susuyor, sonra devam ediyor: "Bir çok arkadaşımın öldüğünü gördüm  Günlerim çok sıkıntıyla geçiyordu  Sonra bir gün çok ateşlendim, ateşim çok yükseldi ve kendimi aşırı sıcak hissetmeye başladım  Sonra kendimden geçtim  Parlak ışıklı bir yere doğru gitmeye başladım  Orası ile bu yaşamım arasındaki zaman çok uzundu, çok bekledim  Ot gibi beklemek diyebilirim  Hiç bir şey yoktu orada ama bir şeyleri hep seyrediyordum, tüm dünyayı geziyordum, hızla dolaşıyordum  Orda bedenim yoktu, elbisem yoktu, çıplaktım  Hep rahibi bulmayı umdum, onu bekledim   " "Hatırlamaya çalışıyorum da bir şeyi farkettim kocaman karıncaları taştan leğen gibi bir şeyin içine koyduğum suda yüzdürüyordum en büyük oyuncağım buydu    " "O karıncalar bizim otlardan yapılan ekmeklerimizi yerdi kızardım onlara çünkü onlar beni ısırırdılar    bende suyla ısırdıkları acılarının gidip ısırışlarınınn gıdıklama şekline dönüşmesini arzulardım o nedenle hep oynardım bu şekilde çünkü beni hep ısırırdı onlar    " Şimdi söyleşimize devam ediyorum  Ölüm sonrası boşlukta beklerken ikinci kez hayata çağrıldığını anlatmaya başlıyor: "Bir birleşmede dünyaya gelmek üzereydim ama onlar beni istemediler, attılar  Yasak bir aşktı çünkü  Kadın beni düşürdü  Ancak o kişi bir daha çocuk sahibi olamadı  İki kişinin birleşmesi sonucu ben kendimi orda buluyorum ama fazla duramıyorum orda  Hatta şeyi hatırlıyorum, o yasak aşkı  Kadının başka çocukları vardı, adamında  Arabistan'daydı  Kadının kocası ölmüştü, adam evliydi  Karısına hep başkasını almaktan söz ediyordu  Adamın karısı zengindi özel bir malikanede yaşıyorlardı  Mal bölüşülmesin diye beni istemediler  " "Birleşme anında sanki ruhumun bedeni oraya çağrılıyor, ama ruhum yine olduğu yerde hep beklemede, gönderilmeyi bekliyor  Şifrelerim, bilgilerim sonra geliyor  Ruhların tümünün elbisesi aynı, önce hep aynı elbise geliyor, sonra 3  ay'da cenin içine bilgiler geliyor  " Bayan X ile söyleşimi burada noktaladım, çünkü yaklaşık 1 saat süren çalışma deneği yormaya ve gerilmeye başlamasına neden olmuştu  Sizlere bu ilginç deneyimi hiçbir değişikliğe uğratmadan bayan X'in hipnozda anlattığı şekilde aktarmaya çalıştım  Tekrar doğuş ve ölümötesi hakkında merak ettiğiniz bazı konulara açıklık getirmek amacıyla kısaca şunları söyleyebilirim: 1 Ölüm yeni bir başlangıçtır ve doğumdan farklı bir şey değildir  Dünyada doğmak bu alemden ayrılmak, dünyada ölmek ise bu alemde doğmaktır  Yaşam ve ölümötesinin toplamı sabittir  2 Buradaki alemdeki (ölüm ötesi) her varlığın ihtiyacı olan yaşam deneyimini yaşaması şarttır  | 
|   | 
|  | 
|  | Tekrar Doğuş Araştırması |  | 
|  08-20-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Tekrar Doğuş Araştırması3 Öldükten sonra kişiler kendilerini ışıklı bir topun içinden geçerken görüyorlar  Anlatılan en önemli ortak nokta burasının bir ışık dünyası olduğu  Her tarafta huzur verici ışıklar hissediyorsunuz  Göz almayan, gölgesi olmayan bir ışık dünyası  Düşüncelerden ışıklar çıktığı görülüyor  Ve tüm varlıklar bu ışıkların renklerine göre birbirlerinin düşüncelerini okuyabiliyorlar  4 Kaderimizi kendi eylemlerimizin getirdiği sonuçlarla kendimiz yaratıyoruz  Yaptığımız her şey, yeni bir etki yaratıyor  Böylelikle kader bizim için değişmez bir alın yazısı olmuyor  5 Tüm varlıklar ölümötesi hayata ilahi esnek bir bağla bağlı  Bu bağ sonsuza dek uzanıyor ama hiç kopmuyor  Zaman, uzaklık ve mekan; görülmeyen alemi ölçemiyor ve ayıramıyor  6 Tekrar doğanlar veya ölümü tadıp tekrar dirilenlerin tümü henüz yapması gereken görevleri tamamlamamış olan kişiler  Bu kişiler öldüğünde, normal sürecini tamamlamış varlıkların bulunduğu bölüme çok fazla yaklaşmalarına izin verilmiyor  Zamanı gelince tekrar karşılanacağı otoriter bir şekilde söylenerek dünyadaki maddesel hayata tekrar geri gönderiliyor  7 Bu bölümdeki ışıklı varlıklar size hayatınızın bazı kısımlarını gösteriyorlar, özellikle yapmamanız gereken şeyleri  Utandığınızı hissediyorsunuz  Bu yanlışların telafisi için maddesel yaşama geri dönmeniz ve devam etmeniz gerekiyor  Bunların tümü benliğinizi bir çeşit sevgi akımıyla kaplıyor  8 Orada bulunduğunuz süre içinde, insanlara ve hayvanlara yaptığınız hataların, onlar üzerindeki acıları sizde tekrar yaşatılıyor  Onların ne kadar acı çekebileceğini bilmediğiniz size anlatılıyor  9 O güzel bölgeyi ve huzuru bırakarak tekrar dünyaya dönmeye başladığınız an geliyor ve hızla geri dönüş ya da aşağıya düşüş başlıyor  Bu tekrar dünyaya gelmek yani doğmak   10 Genelde zamansız ve bir çeşit hazırlıksız ölümlerde (intihar, kaza, cinayet vb) size tekrar doğma şansı veriliyor  Bu deneyimi yaşayanlar o bölgeye geçebilmek için hiç bir hazırlığın olmadığını söylüyorlar  Dünyada yaşayanlara yapması gereken vazifelerinin olduğu, ama en önemlisi değer yargılarını, düşüncelerini ve sevgisini tanıması öğütleniyor  Gerçek değerlerin manada aranması gerektiği, maddede aranmaması gerektiği hissettiriliyor  Alıntıdır | 
|   | 
|  | 
|  |