Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aids, eğer, etki, vücuda

Aids Nedir? Vücuda Nasıl Etki Eder?

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aids Nedir? Vücuda Nasıl Etki Eder?




AIDS, Acquired Immuno Deficiency Syndrome kelimelerinin kısaltması olarak ortaya çıkmış ve Edinilmiş Yetersiz Bağışıklık Sistemi Sendromu olarak Türkçe'ye çevrilmiştirAIDS ilk olarak 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde keşfedilmiştirKeşfinden hemen sonra hızla yayılarak; erkek, çocuk, siyah, beyaz, Latin, Asyalı, zengin, fakir demeden bir çok insanın ölümüne neden olmuşturGünümüze kadar AIDS'ten 225000 kişinin öldüğü kaydedilmiştirBu sayı her 13 ila 15 ayda ikiye katlanmaktadırAIDS için halen kesin olarak bilinen bir tedavi yöntemi bulunmamaktadırAIDS'ten korunmak bu tehlikeli ve ölümcül virüsün yayılmasını önlemek için uygulanabilecek tek yoldur HIV, Human Immune Deficiency Virus, vücut bağışıklık sistemi virüsü, AIDS tamamen vücut bağışıklık sistemi ile ilgili olduğundan, hastalığa sebep olan virüse bu isim verilmiştirVirüs, insan vücudunun hastalıklara karşı direncini sağlayan bağışıklık sistemini etkisiz hale getirmektedirVücut bağışıklık sisteminin etkisiz hale gelmesi, virüsten etkilenmeden önce kolayca başedebildiği deiğer hastalık mikroplarıyla artık çarpışamayacak duruma gelmesi demektirBu da basit bir enefeksiyonun bile ölümcül hale gelmesine sebep olabilirAIDS hastalarının yarısından çoğu bağışıklık sistemlerinin etkisiz hale gelmesi yüzünden basit enfeksiyonlara yenilerek hayata veda etmişlerdir İnsan vücudu bir defa HIV virüsü ile enfekte olmuşsa artık bu virüsün hiçbirşekilde yok edilmesi yada vücuttan atılmasımümkün değildirFakat,virüsün etkilerine engel olmak için bir takım ilaçlar geliştirilmiştir Bunlardan ilki ve ençok bilineni AZT (Zidovudine) adı verilen ilaçtır Bu ilaç virüsün çoğalmasını engellemektedirAZT AIDS virüsünün meydana getirdiği belirtilerin görünmesini engellemekte ve AIDS'li hastanın yaşamının kısmende olsa uzamasını sağlamaktadır Bilim adamları AIDS'le savaşabilmenin diğer yollarını aramaya devam etmektedirlerSon yıllarda bu konuda büyük gelişme kaydedilmiştirAIDS'e karşı korunmak için aşıların testleri halen deneysel aşamadadır1990 yılının başlarından itibaren bu konuda başarılı sonuçlar kaydedilmektedir AIDS dokunma, öpüşme, solunum gibi dış kontaklarla bulaşan bir hastalık değildirBu nedenle insanların AIDS'li hastalara yaklaşmaması yada onları toplumdan dışlaması hem gereksiz hemde yanlış bir tutumdur Çünkü AIDS'li bir hastaya dokunarak veya yanında bulunarak AIDS'e yakalanmanın mümkün değildirAyrıca AIDS evcil hayvanlardan, tuvaletlerden, yüzme havuzlarından, tabak yada bardaklardan bulaşıcı özellik göstermezBu nedenle insanların bu konularda korkutulması yada yersiz bir kaygıya neden olunması çok yanlıştırAIDS'in ana bulaşma yolu seksüel birleşme, uyşturucu kullanıcılarının enjektyörlerini paylaşması ve çok da az olsa kan transferidirNe yazık ki, AIDS hastalığına yakalanmış hamile bir kadının daha doğmamış bebeğide bu hastalığa yakalanmış demektir Neden AIDS'i daha önce duymamıştık? AIDS 1981 yılına kadar tanımlanmış bir hastalık değildiAIDS'in izinin sürülmesidoktorların bu bilinmeyen hastalığı yeterli derecede tanımasıyla başladıAIDS'in ilk rastlandığı 1981 yılında ABD'de 316 kişinin AIDS hastalığına yakalandığı tesbit edilmiştirBeş yıl sonra 1986 Ağustos'unda 23000 vaka rapor edilmiştirHastalığın artışı büyük bir hızla devam etmiş ve 1990'larda sadece ABD'de 60000 nin üstünde AIDS hastası tesbit edilmiştirBu hızlı artış, bilim adamları, doktorlar ve hükümetler için bir alarm sinyali olmuş ve onları konuyla ciddi biçimde ilgilenmeye itmiştirAIDS'in gerçek kökeni bilinmemektedir Çünkü AIDS yeni gelişmiş bir hastalıktır AIDS'in kökeni hakkındaki en geçerli görüş hastalığın Afrika kökenli olduğudurAfrika'da ki yeşil maymunların taşıdığı bir virüs insanlarda rastlanan AIDS virüsüne çok benzemektedirBilimsel tahminler maymunlarda rastlanan virüsün doğal ortamda organizmalar içinde yaşamını sürdürerek, mutasyon geçirdiği ve burdanda insanlara geçtiği üzerinde yoğunlaşmaktadırGörülen mutasyonun çok nadir olduğu da görüşler arasında yer almaktadırBir başka görüş ise virüsün biyolojik silah olarak üretilmek istendiği fakat sonucun etkisi uzun sürede görüldüğü için araştırmalara devam edilmediği, ve bir ara nasıl olduysa labaratuvar dışına çıkarılarak insanlara bulaştırıldığı üzerinedir Yeşil maymunlar Afrika'nın çoğu bölgesinde lezzetli bir yemek olarak görülmektedirVirüsün maymunlardan insana iyi pişmemiş organlardan yada etlerin pişirilmeye hazırlanırken meydana gelebilecek kesik vb gibi yaralardan bulaşmış olabileceğide düşünülmektedirÇünkü bilindiği gibi virüsün bulaşma yollarının en önemlilerinden biri kandırHastalığın ilk insana bulaşması böyle olmuşturBundan sonra hastalık diğer insanlara seksüel birleşme ve uyuşturucu kullanımı ve kan transferleri sırasında yayılmıştırAfrika devletlerinin bir çoğu bu görüşün mantıklı olduğunu savunmaktadırBu olayların hiçbiri ırkla ilgili değildirŞunu unutmamak gerekir ki tek bir kişi değil tüm insanlık AIDS'in gelişmesinden sorumludur; ve bizde bu sorumluluğu paylaşmaktan ve bu öldürücü virüsün yayılmasını engellemekten sorumlu sayılırız


AIDS Vucüda Nasıl Etki Eder?

AIDS'e neden olan virüs ilk defa 1983 yılında DrLuc Montagnier tarafından kaydedilmiş daha sonra Paris Pasteur Enstitüsündeki bilim adamları tarafından izlenmeye devam edilmiştirEnstitü araştırmacıları virüse Lymphadenopathy-AssociatedVirüs (LAV) adını vermişlerdirÇünkü bilim adamları virüse bir hastanın lenf düğümlerinde rastlamışlardı Bu araştırmalarla aynı zamanlarda, başka bir yerde DrRobert Gallo ve meslekdaşları Ulusal Kanser Enstitüsü'nde yaptıkları araştırmalarda AIDS virüsünün izine rastladılarDrGallo ve meslekdaşları virüse Human T-Cell Lymphotropic Virüs III (HTLV-III) adını verdilerGallo ve personeli yeni tanımladıkları bu virüse benzeyen diğer virüsleride ayırarak ayrılan virüsler HTLV-I ve HTLV-II isimlerini verdilerYeni tanımlanan bu virüsün etiketlenmesinden sonra Uluslararası Virüs Sınıflandırma Komitesi (International Commite on The Taxonomy of Viruses) virüsün adını Human Immuno Deficiency Virüs HIV olarak belirledi Halen tıbbi topluluklar virüsün tanımlanmasında bu ismi kullanmaktadır
HIV diğer virüslerden çok farklıdırHIV virüsü retrovirüsler olarak bilinen özel bir aileye mensuptur Retrovirüslerde diğer virüsler gibi sıkıca paketlenmiş bir genetik yapıya ve protein kılıfına sahiptir Retrovirüsler genetik bilgilerini Deoxiribonukleikasit DNA yerine Ribunükleikasit RNA larında saklarlar Retrovirüsler kendilerini eşlemek, yani viral RNA larından yeni bir DNA oluşturmak için "reverse transcriptase" adı verilen bir enzimi kullanırlarYani oluşturulan DNA virüsün etkilemek istediği hücrenin DNA sıyla birleşirVirüsün oluşturduğu DNA ile birleşen hücre DNA'sı provirüs olarak adlandırılır

Yukarıdaki şekilde hücre RNA'sının (RU5-U3R) konak hücreyle (LTR) birleşerek provirüsü (U3RU5LTR) oluşturması gösterilmektedirProvirüs hücrenin genetik yapısının tamamını kendi kendini sürekli yenilemek için kullanırBu durumda retrovirüsler diğer virüslerde olduğu gibi yeni virüsler oluşturabilmek için gerekli mekanizmayı bulaştıkları hücreden temin ederler HIV virüsünün ilk hedefi T-4 yardımcı hücresi (AKYUVAR) adı verilen beyaz kan hücreleridirAkyuvarların görevi bağışıklık sistemini yöneterek istenmeyen organizmalara karşı vücudu korumaktırHIV virüsü vücuda herhangi bir şerkilde bulaştıktan sonra, eğer hemen aktifleşirse, akyuvar hücrelerine saldırır ve hücrenin içine girerHücrenin içine girmesiyle birlikte akyuvar hücresinin genetik maddesini kullanarak kendini eşlemeye ve çoğalmaya başlarYeni virüs partikülleri kendilerini kan akıntısına bırakarak enfekte edecek yeni akyuvar hücreleri aramaya başlarlarBir akyuvar hücresinin içinde HIV bulunması bu hücrenin görevini kısmen yada tamamen yapamaması anlamına gelmektedirAkyuvar sayısının azalması vücut bağışıklık sisteminin normal zamanda kolayca başedebileceği enfeksiyonlarla artık başedemeyecek duruma gelmesi demektirBu fırsatçı enfeksiyonlarla ilgili komplikasyonlar kişinin ölümüne neden olabilmektedirAşağıdaki şekilde HTLV-III Human T-Cell Lymphopatic Virüsünün şematik yapısı görülmektedir

Beyaz kan hücrelerinin diğer bir çeşidi olan makrofajlarda AIDS virüsü tarafından enfekte edilebilirMakrofaj hücreleri kan dolaşım sisteminin dışında kalan bölgelerde mevcut olan organizmalarla savaşırlarMakrofaj hücreleri beyine dahi taşınabilirlerHIV virüsü makrofaj hücrelerini kullanarak beyine girdiğinde glial hücrelerine saldırırBu hücreler sinir sistemi için yapısal destek ve izolasyon sağlayan hücrelerdirEğer virüs bu hücrelerin büyük bir kısmını yok ederse, kişinin akıl ve düşünme fonksiyonları tekrar onarılamıyacak bir hal alır HIV virüsü hakkında açıklamalar kişiden kişiye farklılık göstermektedirÇünkü enfeksiyonların sınırı insanların yakalandığı mantarsal, bakteriyel ve viral hastalıklarla birlikte çok geniştirFakat çok sık duyduğumuz iki hastalıkKaposis Sarcoma ve Pneumocystic Carinii Pneumonia'dir Kaposis Sarcoma kan hücresi kanseri olarak bilinirKan kanseri hastalarının derilerinde portakal rengi bölgeler oluşmaya başlarBu bölgelerin vücut içinde olması ve dışarıdan görünmemeside olasılıklar dahilindedirZamanla oluşan bölgelerin sayısında ve büyüklüğünde iki kat artma görülürHastalık zaman geçtikçe vücudun her tarafını sarar Pneumocystic Carinii Pneumonia AIDS hastalarında en çok görülen fırsatçı enfeksiyondurHastalığa protozoan adı verilen tek hücreli mikroskopik bir canlı organizma neden olurPCP hastalrında hastalığın ortaya çıkmasıyla beraber şiddetli yorgunluk, kilo kaybı, ateş, kuru öksürük ve nefes almakta güçlük görülmeye başlarHastalığın şiddetli olması nedeniyle hastanın mutlaka bir hastanede kontrol altına alınması gerekirPCP'de diğer AIDS ilgili hastalıklar gibi tedavi edilebilir; fakat bağışıklık sistemi ve ilgili problemlerin yok edilmesi mümkün olmamaktadır AIDS hastaları, şakınlık, hafıza kaybı, denge kaybı, kekeleme, felç gibi problemeler oluşturabilen bazı enfeksiyonlardan kolayca etkilenebilirlerBu problemler beyinin direk olarak HIV virüsü ile etkilenmesinden yada texaplasmosis (cryptoccoccal meningitis) adı verilen bir hastalıktan kaynaklanmaktadırGörülen diğer hastalıkların HIV enfeksiyonu taşımayan kişilerde görülmesi çok nadirdir AIDS tedavisinin bulunma süresi araştırmalar devam ettikçe değişmektedirBu arada araştırmacılar virüs ve hastalık hakkında daha fazla tecrübe edinmektedirlerYapılan araştırmalar AIDS'in ortaya çıkma süresinin ortalama 7 ila 8 yıl olduğunu söylemektedirBazı vakalarda bu süreden daha sonra AIDS hastalığının görünmeye başladığı doğrulanmıştırHalen kayıtlarda 10 yıl önce AIDS virüsü ile enfekte olmuş ve daha hiçbir AIDS belirtisi göstermemiş hastalar mevcuttur

alıntıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.