08-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dr.Mikao Usui
Dr Usui, 1800’lü yılların sonuna doğru Japonya’da yaşamıştır Zen Budizm ile ilgilenen bir aileye mensuptur Tıp eğitimi yaptığı söylenmektedir Daha sonraki yıllarda, Kyoto şehrinde Doshisha Üniversitesinde müdürlük yaptığı sanılmaktadır
Bu yıllarda, bir öğrencinin “İsa’nın hastalara nasıl şifa verdiği” sorusu üzerine, bunun nasıl olduğu konusundaki arayışlarına başlamıştır Bu arayışları sırasında, birçok seyahat yapmıştır: Chicago’da 7 yıl Teoloji eğitimi almış, Çince ve Sanskritçe öğrenerek eski Çin ve Hint yazıtlarını incelemiştir Seyahatleri sırasında Budist tapınaklarında çalışarak ve şifacılıkla ilgili sorularına yanıt arayarak bütün Japonya’yı gezmiştir Gezdiği ve kaldığı tapınaklarda kutsal yazıları incelemesine izin verildiğinden bulduğu bazı bilgileri not alabilmiştir
Tibet’e giderek oradaki tapınaklarda da araştırmalarına devam etmiş ve konuştuğu bütün rahiplerden aynı bilgiyi edinmiştir Evet, daha önceleri fiziksel bedeni iyileştirme yolları biliniyordu; fakat zamanla ruhsal şifaya daha çok önem verildiği için bu bilgiler unutulmuştu Seyahatleri sırasında tanıştığı bir Zen rahip, O’nu kendi tapınağına davet ederek orada çalışabileceğini söylemiştir Rahip de aynı konu ile ilgilenmekte ve Usui’ye bu konuda destek olmakta idi
En sonunda bir Hint yazıtında, şifa veren yüksek enerji kaynağı ile temas kurabileceği bir formül buldu Fakat, bu sadece bir formüldü O’na, şifayı anlama ve kullanma yeteneğini vermiyordu O zaman bu formülü uygulamaya karar verdi ve kutsal bir dağ olan Koriyama’ya doğru yola çıktı Zirveye ulaştığında yirmi bir tane taş topladı Her gün bir tanesini attı Orada kaldığı yirmi bir gün boyunca oruç tuttu, meditasyon yaptı, dualar okudu, sutralar söyledi ve Tanrıdan kendisine ışığını göstermesini istedi
Yirmi birinci gün son taşı attıktan sonra hala şifa gücünü öğrenememişti Geri dönmek için hazırlanmaya başladı Gecenin gün doğumundan önceki en karanlık haliydi Ufka doğru bakarken parlak, beyaz bir ışığın kendisine doğru geldiğini gördü Işığa baktığında ışığın farkındalığı olduğunu ve kendisiyle temas kurduğunu anladı Işık, kendisine bu gücü verebileceğini, bilgileri aktaracağını, ama bunun için O’na çarpması gerektiğini, o zaman da ölebileceğini, bunu kabul edip etmediğini, sordu Karar verme fırsatı tanınmıştı Uzun süredir aradığı şifa yeteneğine kavuşabilmek için ölüm riskini göze aldı Işık, O’na alnından çarptı Usui, kendini kaybederek düştü Çarpma esnasında gerekli bütün bilgileri aldı Ne kadar baygın kaldığını bilmeden yattı Tam bilincine ulaştıktan sonra geri dönmeye karar verdi
Yolculuğu esnasında kaydı ve ayağı kesildi İçgüdüsel olarak elini ayağına koyduğunda kanama durdu ve acısı geçti Yolda bir kasabada dinlenmek için mola verdi ve yirmi bir gün oruç tutmuş olmasına rağmen hiç rahatsız olmadan yemeğini yedi Kendisine servis yapan bayan, şiddetli bir diş ağrısından yakınıyordu Usui, izin isteyerek ellerini kızın yanağına koydu ve diş ağrısını dindirmeyi başardı Yaşadığı yere vardığında hasta olan yakın bir arkadaşı üzerinde de yeni bilgi ve becerilerini uyguladıktan sonra, kendisine sunulan bu özel armağanı Kyoto’nun yoksul mahallelerindeki dilenci ve yoksulların tedavisi için kullandı
Ancak bu tedavileri uygularken bedenin tedavisinin yeterli olmadığı, ruhun ve zihnin tedavisinin de aynı ölçüde önemli olduğu, kendisine hatırlatıldı Bu mistik deneyiminden birkaç yıl sonra, bir meditasyon esnasında Reiki’nin beş prensibi ile aydınlandı
Geri kalan hayatını, bu tedavi modelini geliştirmeye ve öğretmeye adadı Her kültür ve din tarafından kabul edilecek bir metot geliştirmesi gerektiğini biliyordu Reiki’yi tüm dogma ve dini inançlardan bağımsız kılarak evrensel hale getirdi
Japon imparatoru Tenna, Usui’yi çalışmalarından dolayı doktora ile ödüllendirmiştir
1930’lu yıllardaki ölümüne kadar on altı öğretmene üstat uygulama yeteneğini vermiştir Dr Chujiro Hayashi bunlardan biridir Dr Hayashi, daha sonra ikinci büyük üstat seçilmiştir
|
|
|