Prof. Dr. Sinsi
|
Bronnikov Metodu (Holografik Öğrenim Teknikleri)
Melik Duyar bunun uydurmaca olduğunu söylüyor
hatta videosu bile var hile olduğunu iddia ediyor karar sizin aşağıda bir röportaj var uzun ama okumaya değer
Bu Teknikle Öğrenilenler Sizleri de Çok Şaşırtacak  !
Aylin, 12 yaşında, tatlı kendi halinde bir kız Holografik beyin teknikleriyle gözleri kapalı renkleri tanıyor, elleriyle okuyor, toprağın altını görüyor, fotoğraflarına bakıp kişinin yaşayıp yaşamadığını söylüyor Bu teknikleri ona, annesi Sevda Barankuş öğretiyor Arıtan Yayınları’nın sahibi Aydın Arıtan da bu konuda pek çok kitap yazdığını, Sevda Hanım’ı yakından takip ettiğini söylüyor
Ben “Olmaz, olmaz!” dedim ama gerçekten oldu Gördüm, gözümün önünde yaptı Olayın gerçekleştiği yer Cities’in en altındaki kafe Aylin, 12 yaşında, tatlı, kendi halinde bir kız Holografik beyin teknikleriyle bir sürü bize çok acayip gelen şey yapabiliyor Annesi bunun Aylin’e özel olmadığını, herkesin yapabileceğini söylüyor Neler mi yapıyor? Gözlerine bant takıyor, eline verdiğin her şeyin rengini söylüyor Görmeden  Sadece dokunarak  Enerjisini hissederek  Fotoğraflara bakıp kişilerin yaşayıp yaşamadığını söyleyebiliyor  Yine gözleri kapalı, dergilerin üzerinde yazan şeyleri okuyabiliyor Bunlar benim tanık olduklarım O gün kafede, Sevda Barankuş, Arıtan Yayınları’nın sahibi Aydın Arıtan, Aylin, fotoğraflarımızı çeken Senih ve Sertab Erener’dik Sertab da tanık oldu bir sürü şeye Bu röportaj yarın da devam edecek Aylin başka şeyler de yapabiliyormuş Neler olduğunu öğrenebilmeniz için bu röportajı okumanız gerekiyor  
Hikayanin en başından başlayalım  
-Adım Sevda Bakankuş Ben bir iş kadınıydım Tekstil mümessilliği yaptım, iki sene önce önüme bu proje geldi
Neydi bu proje?
-“Holografik beyin teknikleri ” Rusya’da bir sürü merkezde uygulanıyor O merkezlere de “İnsan Gelişim Akademileri” deniyor Kapalı gözlerle renkleri görebiliyorsunuz, ellerinizle okuyabiliyorsunuz Amaç, çok azını kullandığımız beynimizin kapasitesini yüzde 80’e kadar çıkarmak  
Kim getirdi bunu?
- Yabancı bir hanım
Ne dedi?
- “Türkiye’de bunu açalım” dedi Ben tabii heyecanlandım, çünkü önce tamamen yatırım olarak baktım, tutar diye düşündüm İçeriğiyle ilgili değildim
Sonra?
- Rusya’dan hocalar geldi İlk önce yakın çevremize eğitim vermeye başladık Ben yavaş yavaş işin içine girdim Ve öyle bir nokta geldi ki, teknikleri öğrendim Eğitimleri kendim verecek düzeye geldim Daha doğrusu bu teknikleri Türkiye’ye daha uygun bir program haline getirdim Artık yoluma yalnız devam ediyorum  
(Röportajın bu noktasında ne yalan söyleyeyim, karşımdakinin bir “şarlatan” olduğundan neredeyse emindim Hiç ama hiç inandırıcı gelmedi söyledikleri  )
İnsan, bu teknik sayesinde ne öğreniyor?
- Kendisinin farkına varıyor Ne kadar güçlü olduğunu kavrıyor Ama ben bu bilgileri karşımdakine öğretirken ona bir lütufta bulunmuyorum, sadece beyinde kullanmadığı alanları nasıl kullanabileceğini öğretiyorum İnanın, bu da çok olağanüstü bir şey değil, herkes yapabilir Önce tabii her insanın beyninde bir bilgisayar bulunduğunu ve onu nasıl açacağını öğretiyoruz  
Pardon? Ne bilgisayarı? Nasıl yani?
- Beynimizde bir biyoekran var O açılıyor, her şeyi görüyoruz ve orada her şeyi yapabiliyoruz
Siz de benim buna inanmamı mı bekliyorsunuz!
(Arıtan Yayınları’nın sahibi Aydın Arıtan söze giriyor  )
- Ben de Sevda Hanım’ın seminerlerine katıldım O Rus hocalardan teknikleri öğrendim Hatta çocuklarım ve hanım da katıldı Bu arada, ben bu konuda pek çok kitap yazdım, hatta diyebilirim ki “hologram” ve “holistik” konusunda Türkiye’de en çok yazan insan benim Sevda Hanım “Böyle böyle bir eğitime başlıyoruz” deyince, dahil olduk Birkaç aşamalı bir eğitim Önce bir biyoenerji çalışması yapıldı Bu çalışma, zihinle beden arasındaki ilişkiyi gevşetmek ve beyne daha geniş kullanım imkânları tanımak için yapılıyor Bu 10 ders devam etti
Peki siz beyninizin atıl bölümlerini kullanabiliyor musunuz?
- Maalesef Hayata analitik baktığım için o süreçler bende iyi işlemedi Ama eşimde ve çocuklarımda işledi Çocuklarım, kapalı gözlerle renkleri görüyorlar Birazdan Sevda Hanım’ın kızı Aylin size birtakım örnekler gösterecek Benim size anlatmak istediğim şu: Birazdan göreceğiniz şeyler Aylin’e özel değil, bunu kavramanız çok önemli, sadece Aylin yapabiliyor değil, bir sürü çocuk yapabiliyor Biz bu teknikleri okullarda uygulamak üzere bir program yaptık, çünkü çocuklar çok hızlı öğreniyor Biz burada bir çağ dönüşümünden söz ediyoruz Yeni bir çağ başlıyor Ve bunlar birtakım evrensel bilgiler Bugüne kadar beynin daha geniş alanlarını kullanma imkânları tapınaklarda ve tarikatlarda sır olarak saklandı ve sembollerle anlatıldı Çünkü insanlar bunu anlayabilecek düzeyde değillerdi Şimdi hazırız
Öyle bir söylediniz ki, kendimi Dan Brown’ın kitaplarının içinde hissettim  
- Eskiden bu tür bilgilere ulaşmak için çok uğraş vermek gerekirdi Yunus mesela, 40 sene eğri olmayan odun taşıdı dergahına Bir şeye odaklanarak egolarını indirmeye çalışmışlar Ama şimdi öyle teknikler söz konusu ki, 6-7 yaşındaki çocuklar bile bunu kolayca öğrenebiliyorlar
(Adam ciddi, kendinden emin, önünde bugüne kadar yazdığı bir sürü kitap duruyor, söylediklerine yüzde 100 inanıyor Sözü, tekrar Sevda Hanım alıyor  )
- 50 yıl içinde inanılmaz şeyler olacak İnsanlar birbirlerini çok daha iyi anlayacaklar Çünkü gizli olan hiçbir şey kalmayacak Evrende her şeyi birbirine bağlayan iki güç var, sevgi ve enerji Sevginizi ve enerjinizi verdiğiniz her şeyle bağlantı kurabilir, ona her istediğinizi yaptırabilirsiniz
Benim anlayabileceğim gibi anlatır mısınız?
- Hepimiz bir bütünün parçalarıyız Sizde de, bende de, çiçekte de, taşta da, suda da, yaprakta da evrenin bütün bilgisi var Yani aslında sen benim, ben sensin Ama içinde bulunduğumuz görev alanları itibarıyla bazı kodlarımız açık, bazı kodlarımız kapalı Mesele sahip olduğumuz güçlerin farkına varabilmemiz, kendimize dönerek, enerjimizi belli bir norma getirerek, bu bilgileri bir CD okur gibi okuyabilmemiz  
Hadi beyefendinin bir sürü kitabı var, ama sizin iki sene öncesine kadar bu konuda bilginiz yok, nasıl oluyor da şimdi uzman gibi konuşuyorsunuz  
- Ben de bilmiyorum bu sorunun cevabını  
(Aydın Bey atlıyor  )
- Ben size Sevda Hanım’la ilgili gözlemimi söyleyeyim, ilk tanıştığımızda bu işlerden gerçekten anlamıyordu Arkasından da söylüyorum, yüzüne de, resmen zihninde bir açılma oldu Şimdi bu konuda yıllarca kafa patlatmış, bir sürü kitap okumuş biri gibi konuşuyor, beni de şaşırtıyor, pek çok şey öğreniyorum kendisinden, üst düzey bir bilgiye sahip
(Sevda Hanım hafif utanıyor  )
- Bunlar bana bir şekilde geliyor Bakın, öğrendiklerimi önce kendi yakınlarım üzerinde uygulamaya başladım Kim mi onlar? Kızlarım Gece saat 12’de onları arabaya alıyordum ve diyordum ki, “Evet kızlar, biriniz sağa oturun, biriniz sola Şu andan itibaren gözleriniz kızıl ötesi dürbün, hadi bakalım yol boyu yere bakın, yerin altında ne görüyorsanız bana söyleyin  ” Size neler gördüklerini söylesem küçük dilinizi yutarsınız  
Bir dakika! Ne gördüklerini bir kenara bırakalım da, gözlerini nasıl kızıl ötesi dürbün yaptılar onu anlatabilir misiniz?
- İnternetten kızıl ötesi dürbün resmi indirdik, beyinlerine yükledik, sistemi çalıştırdık
Öyle oluyor mu? Ben de Angelina Jolie’nin resmini indireyim o zaman  
- O başka bir şey Ama mesela saati de beyninize kurabiliyorsunuz  
? Nasıl yani?
(Aydın Bey cevaplıyor  )
- Bakın, insana tuhaf geliyor ama benim çocuklarım da saat yüklediler beyinlerine “Şu anda saat kaç?” diyorsun, “18 15 baba” diyor “Nereden biliyorsun evladım?” diyorum, “Beynimdeki ekranda yazıyor” diyor Dijital olarak görüyormuş Çocuklarımın yalan söyleyecek hali yok Oluyor bunlar Pek çok insan istediği saatte uyanabilir mesela, o da bir tür beynin programlanması  
(Sevda Hanım topa giriyor  )
- Zihninizdeki ekranda dijital bir saat kuruyorsunuz ve diyorsunuz ki, “Beni şu saatte uyandır ve Vivaldi çalsın  ”
Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?
- Hayır Ayşe Hanım, bizim beynimiz tüm bunları yapabiliyor Beyninize bir video kamera kuruyorsunuz ve diyorsunuz ki “Şu anda bir doğum günü partisi yapılıyor, hediyeler veriliyor bunu kaydet, yarım saat sonra tekrar bakacağım ” O arada başka işler yapıyorsunuz, yarım saat sonra beyninizdeki o kasedi tekrar seyrediyorsunuz Biz tüm bunları yapabilecek kadar mükemmel yaratılmışız Daha bir sürü şey yapabiliyoruz, suyu da ekran gibi kullanabiliyoruz Çünkü su da bilgi taşıyor Bir gün bunu fark edince, ateşe dayanıklı cam kaba su koydum, Aylin’i çağırdım, dedim ki, “Tek bir noktaya odaklanıyorsun  ” Gerisini Aylin anlatsın  
(Masada bu ana kadar suskun duran 12 yaşındaki tatlı kız çocuğu konuşmaya başlıyor  )
- Önce küçük bir nokta görüyorum, sonra o yavaş yavaş çizgi haline geliyor ve bir anda genişliyor, ekrana dönüşüyor Normalde o ekranı kendi zihnimde görüyorum Ama suda da görebiliyorum Normal bir bilgisayar ekranı gibi, çok farkı yok, sadece daha hızlı açılıyor Ve orada istediğim her şeyi görüyorum, istersem film izliyorum, istersem müzik dinliyorum MP3 gibi de çalışıyor, istediğim şarkıyı kaydediyorum, çalıyorum, beğenmezsem bir ötekine geçiyorum
Aylincim, bütün bunlar sana tuhaf gelmiyor mu?
- Yok hayır Ablam da beyninde ekran açabiliyor
Sizi dinliyorum   Ama bütün bu konuştuklarımızı normal karşılamamı beklemeyin benden  
(Sevda Hanım anlayışlı davranıyor  Anlayayım diye tane tane konuşuyor   )
- Evrendeki her şey kayıt altında Konuştuklarımız, gördüklerimiz, yaşadıklarımız, düşüncelerimiz, her şey Bunları nasıl okuyabiliriz, nasıl öğrenebiliriz? Belli enerji normlarına gelerek Ama okumak istediğimiz şeyi, açık ve net belirtmeliyiz ki, o bilgileri istediğimiz kaynak önümüze doğru olarak getirsin Bu çalışmalar devam ederken, birden- bire depremlerde göçük altında kaybettiğimiz insanlar geldi aklıma “Nasıl yapabiliriz?” derken, bir deprem programı hazırladım Aylin gibi biyoekranlarını kullanabilenler, o binaları şeffaflaştırabilirler ve enkaz altında yaşamayı sürdüren insanların nerede olduklarını görebilirler Kurtarma ekipleri de, vakit kaybetmeden o insanları kurtarabilirler Bu projeyle AKUT’u (Arama Kurtarma Derneği) aradım Nasuh Bey (Mahruki), “Buyrun gelin” dedi Yine aynı ekip gittik, Aydın Bey, Aylin ve ben Nasuh Bey, Aylin’in yaptıklarını gördü Ve onlara bir eğitim verdik
Ne kadar sürdü?
- 15 gün Ama her akşam İki, üç gruba ayrıldık AKUT’un Iğdır sorumlusuna suyun altında görmeyi öğrettim
Öğrendi demeyeceksiniz inşallah!
- Öğrendi, zaten hazırdı Toprakla ilgili de ufak bir çalışma yaptım Onlara esas olarak şunu anlatmaya çalıştım: “Siz isterseniz bütün vücudunuzu ve ellerinizi bir ekran gibi kullanabilirsiniz Enerjinizle bir başkası üzerindeki her şeyi hissedebilirsiniz Ellerimiz sadece el değil Ayşe Hanım, bunlar aynı zamanda ekran Bununla okuyabilir, her şeyi hissedebiliriz Beynimizi da radar gibi kullanabiliriz Yalova Üniversitesi’nde bir kızımız var, onun da barometresi mükemmel çalışıyor Biz hepimiz kendimizle yeniden tanıştık Kaybolan bir insanı bulmamız bile mümkün Beynimize navigasyon sistemi kuruyoruz Sonra bir otomotiv şirketine program hazırladım, şöyle düşündüm, yine Aylin’le yaptığımız bir egzersizde, binmediğimiz bir arabanın sadece resminden kilometresini okudu Üstelik aynı arabanın fren balatalarının bittiğini de gördü O zaman dedim ki, “Biz pekala bundan bir aerodinamik program yapabiliriz  ” Oturdum o programı hazırladım Önce o şirketin oralı olmayan çalışanları, sonra biyoekranları açılınca pek bir memnun oldular Onlar da bir resme bakıp fren balatalarının bitip bitmediğini anlayabilir hale geldiler
Nasıl olabiliyor bu?
- Bütün otomobil parçalarını tek tek elleriyle beyinlerine kaydettirdim Beyin, eşleştirme yöntemiyle çalışıyor Siz, beyne bir şey tanıtıyorsunuz, o, onu önceki kayıtla karşılaştırıyor Gerçek otomobilin resmini ve içini alıyor, diğeriyle eşleştiriyor Arada oluşan fark, hatayı gösteriyor Bakın, size anlatamadığım daha bir sürü şey var, yarın bir gün bunlardan dolayı başıma iş gelsin istemiyorum Mesela Uludağ’da bir helikopter düşüyor, biz evde kendimizi parçalıyoruz Çünkü Aylin ekranını açıp orada kişinin nerede ve ne halde olduğunu görebiliyor
(Aydın Bey lafa girmek için derin bir nefes alıyor  )
- Bu işin, şahsi bir beceri olmaktan çıkıp, bir teknoloji haline gelmesi lazım Biz bu aşamadayız Bir sürü insana deli saçması gibi gelebilir ama görecekler, yaşam böyle bir düzene doğru gidiyor
(Birden Aylin’e dönüyorum ve şöyle diyorum  )
Aylincim, annenin zoruyla mı bu işlere girdin, nedir?
- Yok hayır, zorla yapılacak bir şey değil ki Annem bu işe girdiğinde çok meraklandım Bana da öğretmeye başladı, gittikçe daha çok ilgimi çekti Sonra annem ortağından ayrıldı, aklına sürekli yeni şeyler geliyordu, onları benim üzerimde uyguluyordu Daha doğrusu fikirlerini bizimle paylaşıyordu Onun sayesinde kapalı gözlerle renkleri tanıyorum Kağıtlara isim yazıyoruz, kapatıyoruz; yine gözlerim kapalı o isimleri okuyabiliyorum Diyelim ki ablam mutfağa gidiyor, artık görüş alanımda değil, gözlerimi kapatıyorum, onun mutfakta ne yaptığını görebiliyorum Elini kaldırıyor mesela, dili çıkarıyor, el sallıyor, hepsi benim ekranımda beliriyor  
Kızma ama ben inanmıyorum!
- Yapalım isterseniz Mesela renkleri kapalı gözlerle göreyim
Tamam
En sıcak renk sarı, sonra kırmızı geliyor
(Aylin gözlerini kalın, siyah bir bantla kapatıyor Ve önüne koyduğumuz her şeye bir dokunup rengini söyleyiveriyor Kırmızı ajanda, mavi kitap, turuncu anahtarlık, bordo cüzdan, pembe çakmak, bir dergi kapağındaki bütün renkler  Acayip şaşırıyorum Çünkü beklemediğim bir hamleydi Nasıl oluyor! Bu kızın gözleri kapalı  Resmen elleriyle görüyor  )
Nasıl yapabiliyorsun? Renklerin enerjisini biliyorsun da o yüzden mi?
- Evet Eğitimin ilk başında renkleri öğrendik En sıcağı sarı, sonra kırmızı geliyor, öyle gidiyor Onların enerjisini bilince görmeye gerek kalmıyor, dokununca anlıyorsun Ve ekranımda o renk beliriyor Bunu çok kolay yapabiliyorum Daha zorunu deneyelim Masaya renkli bir sürü şey koyun, bir iki tanesini çıkarın ben size hangi renkleri çıkardığınızı söyleyeyim  
Yapabilir misin gerçekten?
- Evet
(Yapıyor Resmen yapıyor “Turuncu ve kahve gitti” diyor Ben dumur oluyorum!)
Bu nasıl oluyor?
- Oluyor işte Annem öğretti
Peki o yapabiliyor mu?
Yok hayır, o öğretebiliyor
Sen bize şu beynindeki ekranı bir anlatsana  
- Plazma televizyon gibi Önceleri yavaş açılıyordu şimdi pıt diye açılıyor
Ekran beyaz mı?
- İstediğim renk yapabiliyorum Her şeyi o ekrana kaydediyorum, bazen de tekrar geri alıp izliyorum Fotografik hafızam da var Bir şeyi bir saniye görmem yetiyor Ekranımda beliriyor, ona bakıp uzun uzun anlatabiliyorum İsterseniz bir kağıda isimler yazın, ben onların enerjilerini bir hissedeyim, sonra onları karıştırın kapalı olarak önüme koyun, ben size o isimleri söyleyeyim
(Minik kağıtlara, Suna (ablam), Ömer (sevgilim), Veronika (annem), Ayşe (ben), Alya (kızım), Mehmet (rahmetli babam) yazıyorum, dokunuyor, karıştırıyorum, ters çevirip önüne koyuyorum, gözleri kapalı elleriyle okuyor, herkesin ismini doğru biliyor Ama aralarından Mehmet’in soğuk olduğunu söylüyor Yani kalbinin durmuş olduğunu, yani öldüğünü  )
Bu özelliğini okulda kullanmıyor musun? İmtihana girmeden önce filan  
- Yok hayır istesem yaparım ama yapmıyorum Annemle, İstanbul Milli Eğitim Müdür Yardımcısı’nın yanına gittik, o zaman bir iki şey yaptım, çok şaşırdı Ama ben arkadaşlarıma yapmıyorum, söylemiyorum da Çünkü yanlış anlamalar oluyor
Kendini bir tür falcı ya da geleceği gören biri olarak hissediyor musun?
- Hayır, hiç
Sen nasıl tanımlıyorsun bu durumu?
- Ben sadece annemin bana öğrettiklerini uygulayabiliyorum Benim bir ekranım var, oradaki bilgileri okuyabiliyorum Ama annemin öğrettiği başka çocuklar da bunu yapabiliyor, bir tanesi daha 6 yaşında
Bu egzersizlere ne kadar zaman ayırıyorsun?
- İki günde bir çalışıyoruz
Peki hiç küçük intikamlar için kullanmak istemedin mi?
- Ben yapmadım ama ablam yapmış Beden eğitimi öğretmeni takla attırıyormuş, ablam atmak istememiş, “Senin ne ayrıcalığın var, atacaksın” demiş, bizimki de ekranını açmış, “Bacağına ağrı girsin” demiş, birazdan öğretmen “Bacağım ağrıyor kızlar, siz devam edin” demiş, geçip oturmuş Benim bazen canım sıkılıyor binaları şeffaflaştırıyorum, su boruları, elektrik hatları nereden geçiyor ona bakıyorum  
Bunlar yormuyor mu seni?
- Çok uzun süre yaparsam evet ama sonra tekrar bio enerji egzersizleri yapıyorum ve geçiyor
radika
07-12-2009, 21:12
Benim kızım da elleriyle okuyor
Huriye Yurt 35 yaşında 7 yaşında bir kızı var 14 sene önce ıstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bitirdi ve psikolog olarak çalışmaya başladı Parapsikoloji ve metafizik merakı onu bu alanda çalışmalara yönlendirdi Son 10 yıldır da ıstanbul’da özel bir okulun rehberlik servisi koordinatörlüğünü yapıyor Bir öğretmen arkadaşı vasıtasıyla 2 yıl önce Sevda Bakankuş ve “Holografik Beyin Teknikleri”yle tanışıyor O günden sonra hayatında karşılaştığı bazı değişiklikleri bakın nasıl anlatıyor:
ılk karşılaştığımızda Sevda Akankuş bana “Sizinle bugün tanıştık ama bir gün mutlaka yeniden bir araya geleceğiz ve siz bu projenin tanıtımında bana yardımcı olacaksınız” dedi Ben öyle bir şey düşünmediğim için kibarca gülümsemekle yetindim
Aradan bir yıl falan geçtikten sonra böbreğimde büyük bir problem çıktı Doktor alınması gerektiğini söylüyordu Ortak öğretmen dostumuzdan hastalığımı öğrenen Sevda Bakankuş aradı ve “Bir resminizi gönderin de kızım Aylin’le birlikte size yardımcı olmaya çalışalım” dedi ıçimden “Haydi canım sen de  ” dedim ama benimle ilgilenmeleri de hoşuma gitmedi değil
ıki gün sonra tekrar arayıp “Sakın böbreğinizi aldırmaya kalkmayın çünkü taşlardan birini kırdık” dedi Sadece teşekkür ederim diyebildim Ama sintigrafi, röntgen ve ultrason sonuçları aynı sonucu verdi, sol böbreğimde artık kocaman üç taş yerine yalnızca iki taş görünüyordu Sevgili doktorum olmaz öyle şey dedi ama ameliyatla iki taş alındı Ben rahatladım Ve Sevda Bakankuş’a bu işi öğrenmek istediğimi söyledim
Zihnimde ekran açma çalışmalarına başladık ama ben hâlâ başaramadım Ama kızım kimse bir şey öğretmeden kapalı gözlerle görmeyi becerdi Sonra birlikte çalıştılar ve kızım artık eliyle görebiliyor
Hayalim, bu tekniğin okullarda öğretilmesi Çocuklar saniyelik bakışlarla bilgileri zihinlerine kaydedebilecek, arta kalan zamanlarını sosyalleşmeye ayırabilecekler Zihinlerindeki klasörlerde depoladıkları bilgileri istedikleri zaman geri çağırabilecekler ışlemlerini zihinlerindeki hesap makinelerinde yapabilecekler Ezberci ve sığ değil, yaratıcı öğrenciler olabilecekler Ülkemizin böyle bir yeni nesle ihtiyacı var ınşallah bir gün olacak  
Nasuh Mahruki: Kızcağız gözü kapalı renkleri görüyor, ben ona kefilim
Sevda Bakankuş’tan eğitim aldınız mı?
- Tabii Beni aradı, “Böyle böyle bir teknik var, sizin işinize yarayacağını düşünüyoruz” dedi Ben üniversitede çok yoğun felsefeyle uğraştım Doğu kültürleri, Asya kültürleri  Himalayalar’a çok seyahat ettiğim için, işin metafizik tarafına da kaydım ılgim vardır yani “Neden olmasın? Deneyelim Ben de öğrenmek isterim” dedim Sevda Hanım çok tatlı bir hanımefendi, kızı Aylin de acayip sempatik biri Aylin’de bir yetenek olduğu kesin, ben de kendi gözlerimle gördüm Ama o yeteneğe ulaşabilmek ne kadar herkesin harcıdır onu bilemem  
Renkleri kapalı gözle görmesinde, birtakım şeyleri elle okuyabilmesinde bir numara, bir hile olabilir mi?
- Yok hayır Kızcağız gözü kapalı renkleri görüyor Bu kesin Ona ben de kefilim Bizim arkadaşlarımızdan bazıları renklerin enerjisini elleriyle hissetme konusunda aşama kaydettiler Başka birtakım şeyler de oldu Bu metodun adı Bronnikov Metodu Zaten “The Bronnikov Method” diye adamın kendi web sayfası var Bu konuda dünyada kendini çok geliştirmiş insanlar var Palavra filan değil 
ıtiraf ediyorum Hayatım biraz kaydı
Biraz değil çok Beni gören, arayan, mail atan, “N’aber nasılsın?” diye herkes, Sevda Barankuş’a ulaşmak istiyor, benden onun telefon numarası rica ediyor Ama arkadaşlar! Ondan izin almadan, “Al numarası bu!” diyemem ki Kadın da haklı olarak istemiyor Bir iki gün içinde bana bir internet adresi verecek, ben o adresi yayınlayıp aradan çekileceğim, siz eğitim mi alırsınız, onunla tanışır mısınız, artık n’aparsanız yaparsınız, sizin bileceğiniz iş  
Benim bu konudaki hissiyatıma gelince, hem deli saçması diyorum hem de bazı şeyleri gözlerimle gördüğüm için (Aylin’in kapalı gözlerle renkleri ayırt edebildiği ve okuyabildiği kesin) gelecekte bu tür şeyler olabilecekmiş gibi geliyor Benim de kafam karıştı Ama tanık olduğum şeylerde yamuk yoktu Sanırım ben şuna inanıyorum: Evet, beynimizin çok az bir yüzdesini kullanıyoruz, konsantrasyonla, çalışmayla, belli tekniklerle bu oranı yükseltmek mümkün Aşağıda, Sevda Barankuş’tan eğitim alan insanların görüşleri yer alıyor Ben elçiyim, elçiye zeval olmaz, size iletiyorum Sertap da o kafedeydi onun görüşlerini de aldım, Nasuh Mahruki’ye de arayıp bu konudaki fikirlerini
sordum  
Füsun Başak/Muşavir
ılk şaşkınlığım avucumdaki enerjiyi hissetmemdi
Sevda Bakankuş ile hangi vesileyle tanıştınız?
Eğitimle ilgili tanıtıma geldiğinde tanıştık
Size birileri kapalı gözlerle renkleri söylemenin mümkün olduğunu söylese ne derdiniz?
Delisiniz derdim! Kesinlikle inanmazdım Zaten tanıtım seanslarında, bu konuda eğitimli kişilerin, renkleri kapalı gözlerle bildiği görünce inanmadım Bir bit yeniği aradım
Sonra?
Sonra  Ben de bu eğitimi aldım Ve doğru olduğunu bizzat kendim gözlemledim
Sizin ekranınız açıldı mı?
Öyle olduğunu söylüyorlar
Nasıl yani? Ya açılmıştır ya açılmamıştır  
Açıldı Her şey, avuçlarımdaki enerji yoğunluğunu hissetmemle başladı Ellerimiz de ekran gibi Yeryüzünde her eşyanın ve herkesin farklı bir enerjisi var, biz bunu bilmeden yaşıyoruz Daha bir sürü şeyi bilmiyoruz Egzersizleri sık sık yaparsanız, bu enerji yoğunluğunu, ellerinizle hissediyorsunuz ve gözünüz kapalı bir sürü şeyi zihninizdeki ekranda görebiliyorsunuz
Sevda Bakankuş’tan öğrendiklerinizi kendi işinizde nasıl kullanıyorsunuz?
Sağlıkla ilgili sıkıntılarım olduğunda kullanıyorum Rahatsız bölgemdeki enerji farkını hemen hissediyorum ışte de kullanıyorum
Nasıl?
Bu eğitimi aldığımdan beri, gözlem yeteneğim gelişti Artık baktığım herhangi bir karedeki bütün ayrıntıları, farkında olmadan kayda alıyorum Eğitimlerde bu tür şeyler öğretiliyor Eğer o kareyle ilgili yeni bir bilgi gerekiyorsa, bize öğretilen teknikle, o kareye yoğunlaşıyorum, tekrar görüntü olarak gözümün önüne getiriyor ve neye ihtiyacım varsa, okumaya ya da izlemeye başlıyorum Bunu başarmak müthiş bir şey  
Ezber mi bu yaptığınız?
Hayır Beyninizle fotoğraf çekmek gibi bir şey Ekranla kastedilen o  
Bütün bu olan biteni nasıl açıklıyorsunuz?
Enerjinizi ve düşüncelerinizi bir noktaya yoğunlaştırdığınızda, yeryüzündeki her dataya ve görüntüye ulaşabiliyorsunuz Biliyorum, mantıkla düşününce bu söylediklerim bilim kurgu filmi ya da bir hayal gibi geliyor ama teknikleri çalıştığınızda, gerçekten ufak tefek sonuçlarını hemen görüyorsunuz Ama pratik yapmak gerekiyor Ekranınız açıldıktan sonra ezgersizlerle bir sürü şey yapabilmeniz mümkün Bazen şok edici sonuçlara da tanık oluyorsunuz  
Yusuf Gökmen / Honda Çifkurtlar Genel Müdürü
Zihindeki ekranla otomobillerdeki arızaları teşhis edebiliyoruz
Siz nasıl tanıştınız Sevda Bakankuş’la?
Kendisi servis müşterimiz
Verdiği eğitimi duyunca ne yaptınız?
Güldüm “Olur mu efendim öyle şey!” dedim, kesinlikle inanmadım Ama serviste çalışan arkadaşlarımın kendisinden eğitim almasını sağladım
Neden?
E çünkü Sevda Hanım eğitim vermeye çok istekliydi Arkadaşlarım da itiraz etmedi Eğitim esnasında arkadaşlarımın yaşadıklarını duyunca, fikrim yüzde 100 değişti Artık şuna inanıyorum: Her şey imkan dahilinde yeter ki kendi enerjimizin farkına varalım
Arkadaşlarınız size ne anlattılar?
Zihinlerinde ekran açmayı öğrendiklerini Şimdi daha uzun soluklu bir eğitim almak istediklerini söylüyorlar
Ne faydasını görmüşler?
Otomobillerdeki arızaları teşhis edebildiklerini belirtiyorlar
Siz bütün bu olan biteni nasıl açıklıyorsunuz?
Hepimizin bir enerjisi var Ama bu enerjiyi adamakıllı kullanmayı bildiğimizi sanmıyorum Konsantrasyon önemli Zihnimizin gelişime açık olması gerekiyor “Olmaz böyle şey!” diye kestirip atmamamız gerekiyor Çocukken bize cep telefonları da hayal gibi geliyordu Gerekli eğitimler verildiğinde, beynimizin farklı kısımlarını kullanabileceğimize inanıyorum
Nilgün Erışık/Ev kadını
Kadınlara bakıp hamile mi, değil mi anlıyorum
SEVDA Bakankuş’un verdiği eğitimi duyunca, çok da şaşırmadım aslında Nedense, böyle şeylerin olabileceğine dair hep inancım vardı Mesela görme özürlü insanların bir kısmının renkleri ayırabildiğini biliyordum Hatta çamaşır yıkarken renklilerle beyazları karıştırmadıklarını  Ondan eğitim aldım ve bir sürü şey öğrendim, eğlendim de öğrenirken Ekranımın açılıp açılmadığını bilmiyorum Ama kadınlara bakıp, hamile olup olmadıklarını artık anlayabiliyorum Olumlu düşünceyle, kötülüklerin engellenebileceğini de biliyorum Enerji diye bir şey var, orası kesin, onu iyiye ya da kötüye çevirmek bizim elimizde
Gülgönül Bozoğlu Üniversitede Eğitmen
Saat, barometre, pusula gibi cihazları beynimde kurduk
ESKıDEN olsa, bunun bir düzmece olduğunu düşünürdüm Ama artık renklerin enerjisine inanıyorum Çünkü ben de gözlerim kapalı renkleri söyleyebiliyorum Sevda Bakankuş ile hafıza kullanma ve fotografik hafıza çalıştık Saat, barometre, pusula gibi cihazları beynimde kurduk Yapabildiklerimi görünce hayır şaşırmadım, üzüldüm! Meğer neler yapabiliyormuşuz Bunca yıl kendimizin farkına varmamış olmamız ne acı Ben öğrendiklerimi işimde kullanmıyorum Ama günlük hayatta kullanıyorum Ailemdeki kişilere, yakın arkadaşlarıma check up yapıyorum Rahatsızlıkları varsa onlarla ilgili çalışıyorum Aylin kadar gelişmiş durumda değilim, daha sınırlı benim yapabildiklerim Bu, evren-yaratan ve yeteneklerimiz ile ilgili Naçizane, kendimce bazı saptamalarım oldu tabii: Kullanım kılavuzu olmayan bir enerjimiz var Sevda Bakankuş’ta da bunu kullanmak ile ilgili bazı ipuçları var Yalnız bu eğitimde “alabilmek” de önemli Hevesli ama başaramayan arkadaşlarımız da oldu
Sertab Erener
Varoluş bütün bu dinamikleriyle var
Sen ne diyorsun Sertab? Bak sen de tanık oldun her şeye  
Valla ne denir ki? Şu yaşadığımız hayatı bir gerçeklik olarak kabul ettiğimiz zaman, bu gördüklerimiz mucize gibi oluyor Ama varoluş aslında bütün bu dinamikleriyle var Biz çok sınırlı bir şey algılayıp onu da “realite” olarak kabul ediyoruz Oysa bu algıyı kırdığın zaman her şey mümkün Aylin’in yaptıkları gibi  
Nasuh Mahruki
Uydurmasyon değil, bu kızda bir yetenek olduğu kesin
Sevda Bakankuş size eğitim vermek istediğini söyleyince ne dediniz?
“Neden olmasın? Buyurun gelin” dedim Birkaç çalışma yaptık onunla Ama bende ekran filan açılmadı
Ya Akut’taki diğer arkadaşlar  
Onların da ilgisini çekti Bir kısmı birtakım şeyler yapabildi
Uydurmasyon değil yani  Aylin gerçekten kapalı gözlerle okuyor ve renkleri ayırt edebiliyor  
Yok, uydurmasyon değil, kızda bir yetenek olduğu kesin Bronnikov yöntemi diye internete girerseniz bu konuda yazılmış pek çok makale bulursunuz Zaten eller, enerji alıyor biliyorsunuz, Doğu mistisizminde de var bu Ama tabii uzun çalışmalar ve meditasyon gerekiyor
Hadi, gözleri kapalı sadece enerjiler-den renkleri bilmek bir derece, ama gözleri kapalı okumak  O nasıl oluyor?
Fotografik hafıza olabilir Bir an görüyor, onu bir şekilde beynine alıyor ve sonra ekran gibi izliyor O da bir eğitim meselesi Her şeyi açıklayamıyoruz, mesela görme özürlü insanların önüne çeşitli engeller koyuyorlar ve onları teste tabi tutuyorlar Onlar engellere yaklaşıyor ve duruyorlar Görmedikleri halde önlerinde bir çukur olduğunu nereden biliyorlar? Bir şekilde biliyorlar Alexandra David Neel diye çok meşhur bir ıngiliz kadın vardır, Tibet’e erkek kılığında kaçak girer ve yıllarca Budist tapınaklarında yaşar, o teknikleri çok ileri seviyede öğrenir Sonunda öyle bir seviyeye ulaşır ki, üzerine giydiği ıslak kıyafetleri çok kısa sürede iç ısısıyla kurutur Doğu bilgeliğinde daha bir sürü böyle şey var Bronikkov, bu teknikleri alıyor, 20 yüzyıl insanın kullanacağı bir formata getiriyor Ve bunun kursunu veriyor Sevda Bakankuş’ın öğrencilerine öğrettiği de bu  
Çocuklara daha kolay öğretilebileceği doğru mu?
Neden olmasın? 2012’yle ilgili teoriler var biliyorsunuz, bir dönüşüm olacak, yeni bir çağ başlayacak deniyor Bu konudaki bir başka yaklaşım da şöyle: Bizler 5 duyumuzu kullanabiliyoruz ama 6 his dediğimiz şey, yani üçüncü gözümüzün açılması ve daha farklı bir algı kapasitesine geçmemiz, bu yeni çağla birlikte mümkün olacak Hatta, ındigo çocuklardan söz ediliyor Onların çok yüksek bir algıyla dünyaya geldikleri, bu tür teknikleri bizden daha kolay hayata geçirecekleri söyleniyor
|