Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
alanlar, hipnozun, kullanıldığı

Hipnozun Kullanıldığı Alanlar

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hipnozun Kullanıldığı Alanlar




Tıpta Tedavi Amaçlı Kullanım Haricinde Kullanıldığı Alanlar


-Diş Hekimliği

-Spor

-Eğitim

-Sanat

-Endüstri

-Kötü alışkanlıklar

-Askeri alan


DİŞ HEKİMLİĞİNDE HİPNOZUN KULLANILMASI


Konu ile ilgili ilk çalışmalar Burgess (1952) tarafından başlatılmıştır Bu çalışmaları da diş hekimliği psikolojisi ile hipnoz arasındaki köklü ilişkiye değinilmiştir HİPNODONTİK terimini literatüre tanıtan kişi Moss (1956) olmuştu Bu terimi tanımlarken; Diş biliminde hipnozun kullanımı ve yararlılıklarını ihdas eden bir dal olduğunu söylemiştik Ayrıca diş hekimliği pratiklerinde kullanılan telkin ve diğer yöntemleri de bu kapsamın içinde mütalaa etmiştir


Konu ile ilgili dikkate değer ilk kitap 1950 ve 1958 yılında yayınlanmıştır Stolzenberg tarafından yayınlanan 1950 tarihli bu kitap "Psychosomatics and Sugestion Therapy in Dentistry" ismi ile basılmıştır 1958 yılında Shaw tarafından yayınlanan diğer kitabın ismi ise "Clinical Applications of Hypnosis in Dentistry" dır Show'a göre diş hekimliği pratiklerinde ciddi hipnoz indüksiyon tekniklerine ihtiyaç kalmadan, basit telkinler vasıtası ile bir çok dental işlem yürütülebilmektedir Ancak daha ciddi ve komplike problemleri olan bazı hastalarda hipnotik indüksiyon yöntemi tercih edilmelidir


Ament (1955) yayınladığı bir çalışmasında hipnozun dental pratiklerde kullanılması ile ilgili olarak ilginç bir yaklaşım getirmiştir "Time Distortion" uygulaması ile, koltukta pratik için saatlerce kalmak zorunda kalan hastalara bu süre kısaltılmaktadır Hasta hipnotik transa alınmakta ve zamanın çok çabuk geçtiği konusunda verilen telkinler ile hastanın uzun pratik zamanını çok kısa algılaması temin edilmektedir Hastanın pratik işlemleri bittiğinde transtan çıkartılmakta ve hastaya ne kadar süre geçtiği sorulmaktadır Hastalar işlem süresinin çok kısa sürdüğünü ve çok rahat ettiklerini ifade etmektedirler


Diş gıcırdatması genellikle gece uykusunda veya alkolün etkili olduğu dönemler boyunca ortaya çıkan ciddi bir problemdir Bilinç altındaki dürtülerden oluşan bu diş gıcırdatmaları sonucunda sağlıklı dişler tahrip olur, mine tabakaları zedelenerek hastalıklı bir diş takımı oluşur


"Briksizm" olarak adlandırılan diş gıcırdatması bilinçaltındaki stress ve gerilimin bir nevi ifadesidir Uykuda iken bu gerilim ve sıkıntı kendini bu şekilde ortaya koyar Hipnoz altında iken sağlanan derin solunum çalışmaları, hastaların bir kısım stress ve gerilimlerini atmak için yeterli olmaktadır Bazen de direk baskılama yöntemi şeklinde verilen telkinler vasıtasıyla semptomlar kontrol altına alınabilmektedir Direk baskılama yöntemi bilinçaltındaki gerilim nedenleri veya olayı ortaya çıkaran gerçek nedenler tesbit edilemediğinde uygulanmalıdır


Bazı vakalarda semptom değiştirme uygulanabilir Diş gıcırdatması olan hastalara posthipnotik telkinler ile, diş gıcırdatması yerine el parmaklarını herhangi bir yere vurma ve fiskeleme şeklinde semptom ikame edilebilir Veya daha başka uygun bir alternatif semptom bulunabilir


Bazı vakalarda ise otohipnoz ve ototelkin yöntemi kullanılmaktadır Uyku zamanı geldiğinde hastalar kendi kendilerine ototelkin vererek, dişlerini gıcırdatmıyacaklarını telkin eder ve uyurlar Uyku süresince dişlerini gıcırdatmadıkları tesbit edilmiştir


Bazı vakalarda kişiler hipnotik transa alınmakta ve bir müddet sonra telkin ile normal uykuya geçmesi sağlanmaktadır Hasta normal uykuya geçtikten sonra diş gıcırdatması başlamaktadır Bu hastalar hemen uyandırılmakta ve diş gıcırdatması kesilmektedir Ardından tekrar uyumalarına izin verildiğinde, diş gıcırdatmasının süratli bir şekilde tedavi olduğu gözlemlenmiştir


Kuhne (1959) ve Sinyer (1960) hasta ile hekim arasındaki psikolojik süreçleri ve karşılıklı ilişkileri incelemiştir Singer özellikle Adler tarafından geliştirilen bazı teknikler üzerinde durmuştur


Secter (1960) hipnozun diş hekimliğinde kullanım alanlarını göstermiş ve özellikle öğürme ve geğirme refleksinin tedavisinde hipnozun kullanımını göstermiştir Hipnoz geğirme ve öğürme refleksinin kontrolünde kıymetli bir yöntemdir Konu ile ilgili bir çok çalışma yapılmıştır Bunlar arasında Ament (1971) Chastain (1965), Stolzenberg (1959-1961), Wegand (1972) sayılabilir Barlett (1971) direk telkin vasıtası ile öğürme refleksinin önüne geçilebileceği belirtilmiştir


Bilindiği gibi ağzı çok hassas kişilerde normal dişlere karşı bile bir öğürme duygusu oluşmaktadır Bu tip hastaların muayenesinde herhangi bir organik neden bulunamamıştır Ayrıca çeşitli diş protezleri ve apareyleri kullanan bazı hastalarda da durum aynıdır Bunlarda da dayanılmaz bir öğürme refleksi başlayabilmektedir


Konunun daha da vüzuha kavuşabilmesi için bir vaka takdimi yapmakta yarar vardır Crasilneck (1971) ten naklettiğim bu vakada hastamız otuz yaşlarında, iki çocuk annesi, evli bir bayandır Hastamızın dişleri ileri derece bir hassasiyete sahiptir İlkokuldan bu tarafa dişlerine dışardan gelebilecek herhangi bir uyarı çok rahatsızlık vermektedir Bu nedenle dişlerini fırçalamak ve temizlemek hemen hemen imkansız bir hale geliyordu Zaman zaman almak zorunda kaldığı soğuk ve sıcak içeceklere tahammül edemiyordu Her türlü farklı uyarı hastayı rahatsız ediyordu


Hasta tüm bu şikayetlerden kurtulmak ümidiyle hipnoterapi ile tedavi olmak istiyordu Hasta bu hassasiyeti nedeni ile diş kürdanı, diş ipi gibi temizleyici şeyler de kullanamıyordu Tüm bunların yanında hastanın dişlerine cerrahi bir müdahale yapılmak zorunluluğu da ortaya çıkmıştı Cerrahi öncesi muayenenin yapılması ve cerrahi sonrası oluşacak ağrıyı düşünmesi bile hastayı ileri derecede rahatsız ediyordu Bu düşünceler altında hasta yüksek bir gerilim içine giriyor ve depresyona eğilim gösteriyordu Hastanın ağzı ve dişleri ile ilgili sahip olduğu stress ve reaktif depresyon haricinde herhangi bir psikolojik sıkıntısı ve rahatsızlığı olmadığı gözleniyordu Tüm bu şartlar altında, samimi bir dille diş doktoruna şöyle diyordu: "Dişçiye gitmektense bir bebek doğurmayı tercih ederim Bebek doğurmak bu işlemin yanında benim için daha kolay gelmektedir" Hasta ile yapılan görüşmeden sonra hastaya hipnodonti çalışması yapılmaya karar verildi

Alıntı Yaparak Cevapla

Hipnozun Kullanıldığı Alanlar

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hipnozun Kullanıldığı Alanlar




El yükseltme testi vasıtası ile oluşturulan hipnotik indüksiyon yöntemi başarılı olmuştu Hastada eldiven anestezisi oluşturuldu Hastanın gözleri açık bir şekilde parmakları üzerinde ağrılı uyaran verildi Hekimin tırnakları vasıtasıyla, hastanın parmaklarına verilen ağrılı uyaranlarda hasta hiçbir ağrı hissetmediğini duyumsadı ve gözlemledi Bu şekilde hasta hipnoanestezi vasıtası ile ağrıyı kontrol edebileceğini gördü Parmaklarda oluşturulan bu anestezi hali, vücudun diğer bölgelerine de rahatça yapılabilir veya taşınabilirdi Aynı anestezik ve analjezik etki ağız içine de ulaştırılabilirdi Bunun üzerine hastaya verilen otohipnoz ve ototelkin telkinleri sayesinde, ağzındaki hassasiyeti azaltması önerildi

Hasta, günlük olarak yaptığı uygulamalar ile ağzı içindeki hassasiyeti azaltmayı başardı Dışarıdan gelen uyarılara karşı artık bir tepki olmuyordu Her geçen gün alınan sıcak ve soğuk sıvılara karşı tahammül artıyor ve ağrı duyusu azılıyordu Sonuçta hasta diş hekimliği ile ilgili yapılacak her türlü manipülasyona fiziki ve ruhsal olarak hazır olduğunu söyledi

Hastanın durumunu tesbit edebilmek için her gün hekimin bürosuna uğraması söylenerek günlük raporlar alındı Hasta her gün iki kez otohipnotik transa giriyor ve kendisine öğütlenen telkinlerin yerine getiriyordu Bu telkinlerde ağzı ve dişleri ile ilgili desensitizasyon telkinleri mevcuttu Hasta transtan çıktığı zaman hissettiklerini şu şekilde dile getiriyordu: "Uykunun derin bir aşamasına ulaşıyorum Ancak, düşündüğüm ve yaşadığım her şeyi detaylarına kadar hatırlıyorum" Trans esnasında yaşanan olayların tamamının hatırlanması bir çok kişide meydana gelmektedir Bazıları az şey hatırlarken, bazıları hiç bir şey hatırlayamamaktadır

Bu aşamada hastaya; ağzı içinde yapılmasına tahammül edemeyeceği bir işlemin veya düşüncenin olup olmadığı soruldu Hasta bu soruya şöyle cevap verdi: "Dişlerimin arasından havanın geçmesine veya emilmesine asla tahammül edemem Böyle bir işleme bir saniye bile dayanabileceğimi zannetmiyorum" Hastanın bir sarsıtıcı ve anlamsız görünen cevabı için doktoru ototelkinlere devam etmesini söyledi

Hasta yine günlük raporlarını vermesi için büroya uğruyordu Hassasiyet, ağrı, korku ve huzursuzluk bir hafta sonra tamamen sona ermişti İki hafta sonra herhangi bir komplikasyon olmadan hipnoanaljezi ve hipnoanestezi sayesinde hastanın ağzındaki cerrahi işlem başarılı bir şekilde tamamlandı Hastaya verilen posthipnotik telkinler ile cerrahi sonrası tüm olumsuz duyguları hissetmesinin önüne geçildi Bir hafta sonra hasta kendi haline bırakıldı Hasta zaman zaman ağzından ve dişlerinden kaynaklanan problemlerle karşılaştığında otohipnozu kullanmaktadır Bu şekilde problemlerin üstesinden gelmektedir

Kişiler ne kadar sağlam yapılı olsalar da, diş ile ilgili uygulamalar ve işlemler insanlarda her zaman bir sıkıntı ve stress kaynağı olmuştur Hiç bir kimse güle oynaya dişçi koltuğuna oturmaz İstemese de, sevmese de zorunluluk nedeni ile o koltuğa ve hekimin uygulamalarına tahammül eder

Bazılarına göre oral kavitenin fonksiyonları çok önemlidir Özellikle Freud ve takipçilerinin üzerinde durduğu temel konu, psikolojik gelişimdeki oral aşamanın durumudur Bebeğin gelişmesinde oral aşamanın rolünden büyük olduğunu iddia etmektedirler Bir çok nevrotik problemi ve kişilik yapısının bu erken çoçukluk döneminde ortaya çıktığını iddia etmektedirler Bu dönemde meydana gelen sapmalar, saplantılar ve fiksasyanlar, bir çok patolojik bireyi doğurmaktadır Buna bağlı olarakta oral kavitenin hassasiyetleri ortaya çıkmaktadır

Bir çok alışkanlık oral karakter eğilimlerinin yansımasına bağlıdır Fazla yemek yemek, sigara içmek, alkol almak bunlara bağlıdır Oral fiksasyon bazı homoseksüel fantazilerin gelişmesine ve bazı depressif formların ortaya çıkmasına neden olabilir

Bazı nevrotik problemlerde de olduğu gibi, normal psikolojik gelişim esnasında ağız boşluğunun bu psikolojik önemi yanında, diş uygulamalarında insanların psikolojik bir sıkıntı ve gerilim içine girmesi insanları şaşırtmamalıdır Çünkü oral boşluk gelişimin erken dönemlerden itibaren, en önemli bir iletişim merkezi ve odağı olmuştur Bunun da ötesinde, insanın hayatiyetini devam ettirmekte gerekli olan yiyecek ve gıda alımı, konuşmanın temini, hatta sevginin ifadesi bu bölgenin bir fonksiyonudur Böyle önemli bir bölgenin, diş uygulamalarına tabi tutulması, cerrahi işleme sokulması insanda elbette huzursuzluk ve gerilim yarartacaktır (Pavasi, 1963; Raginsky, 1958; Sandar, 1961) Tüm bu bilinçaltı gelişim ve düşüncelerinin etkisi altında birey, kendisine uygulanacak işlemlere gereğinden fazla önem atfederek, yoğun bir stress altına girebilir Bilinçaltındaki olumsuzluk dolu duygularını fiziksel bir ağrıya dönüştürebilir (Castillo, 1960)

Bazı hastalar yıllardır baskıladıkları bu fantazi ve duygularını veya oral gerilimlerini, diş uygulamalarına projekte ederler Böyle kişilerde sonuçta anksiyete oluşur, gerilim artar ve normal bir işlem şeklinde oluşması beklenen diş uygulamaları karmakarışık bir duygular kombinezonu halini alır

Bu tip vakalarda hekimler hastanın psikolojik dinamiklerini keşfetmeye çalışmalıdır (Barlard, 1961) Hasta niçin ve neden böyle bir semptom geliştirmektedir Niçin böyle bir savunmaya gerek duymaktadır Hipnoanaliz yöntemi ile hastaların bilinçaltındaki duyguları keşfedilir ve sembolizasyon mekanizması ortaya çıkarılabilir Hastaların psişik dinamikleri ortaya çıkarıldıktan sonrada, onlara uygulanan bir tedavi yöntemi izlenir

Jacoby (1968) yayınladığı çalışmalarında 300 hastasını daha önceden hazırladığı teyp kasetleri sayesinde hipnotik transa aldığını ve dental işlemlerini başarı ile yaptığını belirtmiştir Stoptos (1958) hastalarında özel problemler çıktığında hipnodontiyi uyguladığını ve başarılı olduğunu söylemiştir Smith (1965), dental uygulamalarda hipnodontiyi çocuklar üzerinde denemiş ve çok olumlu sonuçlara ulaşmıştır

Corchrar ve Secter (1965) dört yıl boyunca histerik olarak tad duyusunu kayeden bir hastayı hipnodonti yöntemiyle tedavi ettiklerini belirtmişlerdir

Stolzenery (1961) hipnotik yaş gerilemesini kullanarak iki hastadaki "diş fobisi"nin kaynaklarını araştırmıştır Her iki hastada da erken dönemde uygulanan bir diş cerrahi operasyonunun bu korkudan sorumlu olması beklenirken, sonuç böyle çıkmamıştır Her iki hastada kulaktan duyma ve toplumsal etkilenme sonucu "Diş fobisi"nin oluştuğu görülmüştür

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.