Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
felsefesi, matrix

Matrix Felsefesi

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Matrix Felsefesi




MATRİX
(THE MATRIX)
Geçtiğimiz yıllarda -bu sene de ikinci bölümüyle- en çok seyredilen ve beğeni toplayan filmlerden biri olan Matrix'de (The Matrix), yapay zeka (artificial intelligence) olarak ifade edilen makinelerin dünyayı ele geçirdiği ve insan ırkını sadece bir enerji kaynağı olarak kullanarak, insanlara hayali bir dünya yaşattıkları senaryo edilmektedir İçinde bulunduğumuz dönemde ikincisinin yayına girmesiyle birlikte geniş izleyici kitleleri tarafından izlenen "Matrix", sanal gerçeklik oluşturan bir bilgisayar programının çok gelişmiş bir şeklini ifade etmektedir
"Neo" takma ismiyle anılan filmin başrol oyuncusu, bu sistemin içinde, büyük bir yazılım şirketinde bir bilgisayar programcısıdır Burada yaşadığı ve 20 yüzyılın son yıllarında geçen hayatının gerçek olduğunu zannetmektedir Halbuki gerçek bedeni 2199'lu yıllarda içi sıvı dolu, dışı zarla kaplı kapsül benzeri bir mekanda tutulmaktadır Burada kendisine ne gösterilirse onu görmekte, ne hissettirilirse onu yaşamaktadır Aslında bedeni çok farklı bir ortamda ve zamanda olmasına rağmen, kendisini şehir kalabalığı içinde işine gidip gelen, bilgisayar programlarıyla uğraşan bir kimse olarak düşünmektedir Kısacası "Matrix" denilen yapay bir dünyada, kendini gerçek bir hayat yaşıyor zannetmektedir
Gerçeklerin -Neo'nun hayali bir dünyada yaşadığının- farkında olan "Morpheus" adındaki karakter, film boyunca Neo'ya gerçekleri anlatmaktadır Örneğin ona şimdiye kadar gördüğü, duyduğu, kokladığı, tadını aldığı, hissettiği şeylerin fiziksel bir gerçekliğinin olmadığını; bunların, beyninin içinde kendisine gösterilen hayali görüntüler olduğunu delilleriyle açıklamaktadır İlerleyen bölümlerde filmin karakterleri arasında geçen, bu yöndeki konuşmalardan örnekler verilecektir
Sanal Gerçeklik ve Elektrik Sinyallerinden Oluşan Dünya

Resimdeki kişi ayağında kar kayağı, etrafında da kar olmadığı halde, kendisine verilen yapay sinyallerle kendini dağda kayak yapıyormuş gibi hissetmektedir Üstelik bu kişi sanal bir ortamla muhatap olduğunun farkında olmasına rağmen, kendini bu şekilde hissetmekten alıkoyamamaktadır

Günümüz teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, "dış dünya" veya "madde" olmadan, algıların çok gerçekçi olarak yaşanabileceğine dair çeşitli örnekler elde edilmiştir Özellikle son yıllarda büyük bir gelişme gösteren "sanal gerçeklik" kavramı, bu konuda oldukça ikna edici deliller sunmaktadır
Sanal gerçeklik, en basit şekliyle, bilgisayarda canlandırılan üç boyutlu görüntülerin, bazı aygıtların yardımıyla insanlara "gerçek bir dünya" gibi gösterilmesidir Bugün birçok alanda farklı amaçlarla kullanılan bu teknolojiye, bu nedenle "yapay gerçeklik", "sanal dünyalar", "sanal ortamlar" gibi isimler de verilmektedir Sanal gerçekliğin en önemli özelliği, özel aletler kullanan bir kişinin gördüğü görüntüyü gerçek zannederek, aldanmasıdır Bu nedenle son yıllarda sanal gerçeklik ifadesinin İngilizce karşılığının başında "immersive" kelimesi de kullanılmaktadır ve bu kelimenin anlamı "dalmak, kaptırmak"tır (Immersive Virtual Reality: Kaptıran Sanal Gerçeklik)
Sanal dünyanın oluşturulması için gerekli olan aletlerde kullanılan sistem, beş duyumuz için geçerli olan sistemle aynıdır Örneğin, kullanıcının eline taktığı eldivenin içindeki mekanizmanın etkisiyle, parmak uçlarına bazı sinyaller verilir ve bu sinyaller beyine iletilir Beyin bu sinyalleri yorumladığında bu kişi, çevresinde hiç olmadığı halde ipekli bir kumaşa veya yüzeyinde birçok girinti ve çıkıntı bulunan, kabarık desenli bir vazoya dokunduğunu hissedebilmektedir
Sanal gerçekliğin kullanılmaya başlandığı önemli alanlardan biri de tıptır Michigan Üniversitesi'nde geliştirilen bir teknikle doktor adayları ve özellikle acil servis personeli yapay bir ameliyathane ortamında eğitilmektedir Bu uygulamada, bir odanın zeminine ve duvarlarına ameliyathane ile ilgili görüntüler, ameliyathanenin ortasına ise bir ameliyat masası ve bir "hasta"nın görüntüsü yansıtılmaktadır Doktor adayları ise üç boyutlu gözlüklerini takarak bu sanal hasta üzerinde ameliyata başlamaktadırlar Bir sonraki sayfada yer alan resimlerden de anlaşılacağı gibi, bu resmi gören bir insan, hangisinin gerçek hangisinin sanal olduğunu anlayamayacaktır

Michigan Üniversitesi'nde geliştirilen bir teknikle doktor adayları ve özellikle acil servis personeli yapay bir ameliyathane ortamında eğitilmektedir Doktor adayları üç boyutlu gözlükler takarak, sanal hasta üzerinde ameliyat yapmaktadırlar

Günümüz teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, "dış dünya" olmadan, algıların çok gerçekçi olarak yaşanabileceği görülmüştür: İnsanlar olmadıkları ortamlarda bulunduklarını, yapmadıkları şeyleri yaptıklarını hissedebilmektedirler

Matrix isimli filmde de, filmin iki kahramanı, bir koltukta yatar vaziyette iken sinir sistemlerine bir bilgisayar bağlandığında kendilerini bambaşka mekanlarda görmektedirler Bir sahnede, uzakdoğu sporları yaparken, bir başka sahnede ise kendilerini bambaşka kıyafetler içinde çok kalabalık bir caddede yürürken bulmaktadırlar Filmin kahramanı Neo, yaşadıklarının gerçekliği karşısında, bunların bir bilgisayar tarafından oluşturulan görüntüler olduğuna inanamadığını söylediğinde ise, bilgisayardaki görüntü dondurulmakta ve bu kişi gerçek sandığı dünyanın aslında bir görüntü olduğu konusunda ikna edilmektedir
Filmin bir sahnesinde, gerçekte başına kablolar bağlanmış şekilde, kötü giysiler içinde, oldukça eski bir koltukta uzanan Neo, bilgisayar programı yüklendikten sonra, kendisini bambaşka kıyafetlerle bambaşka bir yerde bulmaktadır Kötü görünümlü giysileri değişmiş, saçı uzamıştır Bulunduğu simülasyon ortamında, gerçek halinden tamamen farklı bir görünüme bürünmüştür
Morpheus : Bu inşaa, bizim yükleme programımız Herşeyi yükleyebiliriz Giysi, donanımlar, silah, eğitim simülasyonları, ihtiyacımız olan herşeyi
Neo : Şu anda bir bilgisayar programının içinde miyiz?
Morpheus : Buna inanmak çok mu zor? Giysilerin farklı Kolların ve kafandaki bağlantılar gitmiş Saçın değişmiş Şu andaki görüntün geçici bir benlik resmi Dijital benliğinin zihinsel bir projeksiyonu
Konuşmalarından anlaşıldığı gibi filmdeki Neo adlı karakter, gördüklerinin hayal olamayacak kadar gerçekçi olmasından dolayı gerçeği kabullenmek istememektedir Bunun üzerine gerçeklerin bilincinde olan Morpheus ile aralarında şöyle bir konuşma geçer:

Neo : Bu gerçek değil mi? (koltuğu göstererek)
Morpheus : Gerçek nedir? Gerçeği nasıl tanımlarsın? Eğer hissedebildiğin, koklayıp, tadıp, görebildiğin şeylerden söz ediyorsan, gerçek, beyne iletilen elektrik sinyallerinin yorumlanmasıdır
Morpheus adıyla anılan bilge kişi tarafından, Neo'ya gerçek olduğunu düşündüğü dünyanın, aslında simülasyondan başka bir şey olmadığı gösterilir Buna, gördüğü her ayrıntı dahildir Arabalar, şehir gürültüsü, trafik, gökdelenler, okyanus, insanlar, kısacası herşey sadece bilgisayar programı ile zihinde meydana gelen bir canlandırmadan ibarettir Dikkat edilecek olursa Morpheus adlı karakter, yukarıdaki sözlerinde, gerçek zannedilen algıların beyne iletilen elektrik sinyallerinin yorumu olduğunu bilimsel olarak anlatmaktadır



Bu konu ile ilgili kitaplarda yer alan açıklamalardan bir kısmı şöyledir:
  • Yaşadığımız dünya ile ilgili tüm bilgilerimiz bize beş duyumuz aracılığı ile gelir Yani biz gözümüzün gördüğü, elimizin dokunduğu, burnumuzun kokladığı, dilimizin tattığı, kulağımızın duyduğu bir dünyayı tanırız Doğumumuzdan itibaren bu duyulara bağlı olduğumuz için "dış dünya"nın, duyularımızın bize tanıttığından farklı olabileceğini hiç düşünmemişizdirOysa, bugün birçok bilim dalında yapılan araştırmalar son derece farklı bir anlayışı beraberinde getirmiş, algılarımız ve algıladığımız dünya ile ilgili ciddi şüphelerin oluşmasına neden olmuştur

    Bu yeni anlayışın çıkış noktası ise şudur: Bizim "dış dünya" olarak algıladıklarımız, yalnızca elektrik sinyallerinin beyinde yarattığı etkilerdir Elmanın kırmızılığı, tahtanın sertliği, dahası anneniz, babanız, aileniz, sahibi olduğunuz bütün mallar, eviniz, işiniz ve bu kitabın satırları yalnızca ve yalnızca beyninizdeki elektrik sinyallerinden ibarettir (Evrim Aldatmacası, II baskı, s 198)

  • Tüm algıladıklarımız beynimizde bize özel olarak tekrar oluşturulur Dolayısıyla "etrafımdaki dünyayı algılıyorum" derken, zihnimizde oluşan kopya renklerden, şekillerden, seslerden ve kokulardan bahsederiz
    Biz, "görüyorum" derken, aslında gözümüze gelen uyarıların elektrik sinyaline dönüşerek beynimizde oluşturduğu "etkiyi" görürüz Yani "görüyorum" derken, aslında beynimizdeki elektrik sinyallerini seyrederiz Hayatımız boyunca gördüğümüz her görüntü birkaç cm3'lük görme merkezinde oluşur Okuduğunuz bu satırlar da, ufka baktığınızda gördüğünüz uçsuz bucaksız manzara da, bu küçücük yerde meydana gelmektedir (Evrim Aldatmacası, II baskı, s 200)
    Bizim gördüğümüz, dokunduğumuz, duyduğumuz ve adına "madde", "dünya" ya da "evren" dediğimiz kavramlar, sadece ve sadece beynimizde oluşan elektrik sinyalleridir (Evrim Aldatmacası, II baskı, s 203)
    Bu noktada şaşırtıcı bir gerçekle daha karşılaşırız: Beynimizde, gerçekte ne renkler, ne sesler, ne de görüntüler vardır Beynimizde bulabileceğiniz tek şey elektrik sinyalleridir Bu, felsefi bir görüş değildir; algılarımızın işleyişi ile ilgili bilimsel bir açıklamadır (Hayalin Diğer Adı: Madde, s 16)
  • Görme olayı oldukça aşamalı bir biçimde gerçekleşir Görme sırasında, herhangi bir cisimden gelen ışık demetleri (fotonlar), gözün önündeki lensin içinden kırılarak geçer ve gözün arka tarafındaki retinaya ters olarak düşerler Buradaki hücreler tarafından elektrik sinyaline dönüştürülen görme uyarıları, sinirler aracılığı ile, beynin arka kısmındaki görme merkezi adı verilen küçük bir bölgeye ulaşırlar Bu elektrik sinyali bir dizi işlemden sonra beyindeki bu merkezde görüntü olarak algılanır Yani görme olayı, gerçekte beynin arkasındaki küçük, ışığın hiçbir şekilde giremediği, kapkaranlık bir noktada yaşanır (Evrim Aldatmacası, II baskı, s199-200)

Ne kadar gerçekçi olurlarsa olsunlar, tüm algılarımız zihnimizin birer yorumudur Yunusların denizdeki gösterisini izleyen bir kişi aslında beynindeki üç boyutlu, canlı, renkli görüntüleri izler

Görüldüğü gibi Matrix filminde işlenen konu, sitede yer verdiğimiz bilimsel gerçeklikle aynı paraleldedir Gerek filmdeki konuşmalarda gerekse yukarıdaki alıntılarda belirtildiği gibi, biz sadece, bize beynimizde gösterilen görüntülerle muhatap oluruz Ne kadar gerçekçi olurlarsa olsunlar, tüm algılarımız zihnimizin birer yorumudur Dolayısıyla seyrettiğimiz, parçası olduğumuz bu görüntülerin yapay sinyallerle oluşturulup oluşturulmadığından hiçbir zaman emin olamayız Diğer bir deyişle gerçekle hayal arasındaki farkı asla söyleyemeyiz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.