08-19-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
2008'İn En İyi Kitapları [İlk 10]
2008'in En İyi Kitapları [ilk 10]
Şahın Bütün Adamları adlı kitabında İran’daki darbeyi açıklıkla kaleme alan, Türkiye’yi anlattığı Hilal ve Yıldız’da dışarıdan bakış açısıyla Türkiye’yi anlama çabası taşıyan Kinzer, bir gazeteci olarak önemli bir kitaba daha imza atmış
Şiirler tutuklulardan on yedisinin avukatı olan ve kitabın editörlüğünü üstlenen Marc Falkoff’un tabiriyle ‘bazı eksiklikler içeriyor’ Çoğu tecrit edilmiş olarak hapishanede tutulan, pek çoğu işkence görmüş insanların kaleminden çıkan bu kitap zevk almak için okunacak bir kitap değil; delil olarak okunması gereken bir kitap Kimi şiirlerin Radikal yazarı Gündüz Vassaf tarafından çevrildiğini belirtelim
  Yoksullar, kendi hallerini, gördükleri muameleyi, dünyayı, memleketi, zenginleri, kadınları-erkekleri, dini-maneviyatı, milleti-milliyeti nasıl algıladıklarını anlatıyor Yoksulların kendi anlatımları ve hikâyeleri üzerinden, yoksulluk hallerinin farklı yönlerinin analizi de yapılıyor: “Garibanların dünyası”: Türkiye’de yoksulların kültürel temsilleri (Necmi Erdoğan); “Yok-sanma”: Yoksulluk-mâduniyet ve fark yaraları (Necmi Erdoğan); “Olmayanın nesini idare edeceksin?”: Yoksulluk, kadınlar ve hane (Aksu Bora); Yoksulun evi (Ersan Ocak); Yoksulluk ve milliyetçilik (Kemal Can); Yoksulluk ve dinsellik (Ahmet Çiğdem)  
‘Soykırım’ tartışmalarının kilit isimlerinden biri olan Akçam, ‘Osmanlı Belgelerine Göre Savaş Yıllarında Ermenilere Yönelik Politikalar’ altbaşlığını verdiği kitabında Talat Paşa imzalı telgrafları tek tek açıklayarak 1915’teki tehcirin o dönemki Türkleştirme politikalarının son merhalesi olduğunu söylüyor Üstelik bunun bizzat Talat Paşa eliyle hazırlanan bir proje olduğunu anlatıyor Kitaptaki en can alıcı belgelerden biri de kitaba adını veren Talat Paşa’nın “Ermeni meselesi hallolunmuştur, Fuzuli mezalimle millet ve hükümetin lekedar edilmesine lüzum yoktur” telgrafı Murat Bardakçı’nın 2008’in son günlerinde çıkan kitabı Talat Paşa’nın Evrak-ı Metrükesi’yle birlikte okunabilir  
Eleştirinin Sis Çanı, Semih Gümüş’ün 2005-2006 yıllarında yazdığı ‘sis dağıtan’ yazılardan bir seçme ‘Eleştirinin üzerindeki sis ne zaman dağılacak?’ sorusuna şöyle bir yanıt vermiş Gümüş: “Eleştirinin üstündeki sis beni, eleştiriyi ve eleştirmenleri ilgilendirmiyor Önce bunu anlamamız gerekir Bu, edebiyat ve kültür dünyamızın sorunu Yıllardan beri eleştirinin yalnızca eleştirmenlerin değil, bütün edebiyatın sorunu olduğunu vurguluyorum Ne zaman romancılar, öykücüler, şairler aynı zamanda öteki yazarlar ve okudukları kitaplar üstüne düşünüp yazar, o zaman eleştirinin üstündeki sis de dağılmaya başlar Ben sis çanını 1991’de ilk kitabım yayımlandığı günden beri çalıyorum ”
İlk kitaptan tanıyıp çok sevdiğimiz Behzat Ç ve ekibi, kötü bir Renault Toros’la Sakarya Caddesi’nden Ayaş’a kadar altını üstüne getiriyor Ankara’nın Behzat Ç , Son Hafriyat’ta yine romanın başkahramanı ancak ilkinden farklı olarak romanın sonlarına dek -ilk romanda kızının intiharı nedeniyle yaşadığı travmadan dolayı- hiç konuşmayan, söylemek istediklerini hareketleriyle anlatan bir başkahraman olarak çıkıyor karşımıza Kahramanımızın karşısında ise ‘kötülerin kötüsü’ (romanı okuyunca öyle olmadığını anladığımız) Red Kit var
Maureen Freely, Aydınlanma’da 1960’lardan başlayıp 2005’e uzayan bir dönemi anlatıyor Yazar, dönemi bilenlerin çok iyi hatırlayacağı ‘sandık cinayeti’nden esinlenerek kurguladığı hikâyesinin arka planında Türkiye Cumhuriyeti’nin son otuz yıllık tarihi anlatıyor 60’lı ve 70’li yılları Türkiye’de geçiren Freely, ilhamını o zaman yakından tanıdığı Türk aydınlarından almış
Paul de Man’ın 1971’de yazdığı, edebiyat eleştirisinin vazgeçilmezlerinden biri niteliğindeki bu kitap, bütün halinde 37 yıl sonra Türkçeye çevrildi Edebiyatla biraz daha yakından ilgilenen okurun başucunda durmalı  

Bir sokak hikâyesi gibi başlayan roman giderek bir aşk hikâyesine dönüşüyor Üçüncü safhada bir kaçış hikâyesi Onu izleyen süreç ise, okur açısından hiç de şaşırtıcı olmayacaktır ki, mafyöz bir hikâyeyi andırıyor
|
|
|