08-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Konfüçyüsçülük Tarihi
Tarihi
Savaşan Devletler Dönemi'nde tartışılmış ve yasaklanmış olup kısa ömürlü Qin Hanedanlığı döneminde Çin devletini yönetmek için İmparator Han Wudi tarafından politik sistem olarak seçilmiştir Tang Hanedanlığı döneminde etkisini kaybetmesine rağmen Konfüçyüsçü doktrin, ortodoks Çin'in ana görüşü olarak 20 yüzyıla kadar kalmıştır 20 yüzyılın başında modernizm öncüsü radikal Çin düşünürleri tarafından aleyhinde yazılmış ve Çin'in çağdaşlaşmasına engel olduğu öne sürümüşlerdir Bu hareket, Çin Halk Cumhüriyeti'nde yapılmış olan Kültür Devrimi sırasında doruk noktaya ulaşmış olup kıtasal Çin'de daha sonra yeniden canlandırılmış, artık hem ilgi görmüş, hem de üzerinde tartışmalar artmıştır
19 ve 20 yüzyıla yetişen Konfüçyüsçülük, öncelikle ona Song ve daha sonraki hanedanlıklarda yeni canlılık kazandıran, Zhu Xi'nin önderliğindeki Neokonfüçyüsçü ekolden türemiştir Neokonfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizm fikirlerini mevcut Konfüçyüsçü fikirlerle birleştirerek o zamana kadar görülmemiş karmaşık bir metafizik oluşturmuştur Aynı zamanda birçok Konfüçyüsçü şekiller, kendilerinin Budist ve Taoist inanç sistemlerine karşı olduklarını lan etmişlerdir
M Ö 551-M Ö 479 yılları arasında yaşamış olan Konfüçyüs, bir bilgin ve sosyal filozoftu Öğretileri 2500 yıl boyunca Doğu Asya'yı derinden etkilemiştir Bununla beraber Konfüçyüs ve Konfüçyüsçülük arasındaki ilişki çok zayıftır Konfüçyüs'ün ideaları hayatı boyunca kabül görmemiş, kendisi sık sık hiçbir derebeyi tarafından ona iş verilmediğinden şikayet etmiştir
Buda, Sokrat ya da İsa gibi diğer tanınmış kişileride de olduğu gibi insanlığın Konfüçyüs'ün fikirleri günümüze kadar değişmeden gelememiştir Bunun yerine insanlar, mürit ve talebelerinin bu kişiler hakkındaki anıları bilinmektedir Bu faktör, Konfüçyüs'ün ölümünden 2 yüzyıldan fazla geçtikten sonra Qin Hanedanlığı zamanında "Kitap yakımı ve bilginlerin gömülmesi"yle yapılan farklı düşüncede olanlara baskıyla daha da zorlaşmıştır
Fakat bugün kalan artıklardan Konfüçyüs'ün düşüncelerden kabataslak çizebiliriz Konfüçyüs, yaşadığı problemli zamanlar hakkında kaygılanan entelektüel bir kişiydi Kendisi hayatı boyunca düşüncelerini yaymak ve o zamanlar hüküm süren ve birbiriyle hakimiyeti ele geçirmek için çarpışan birçok kralı etkilemek için dolaştı durdu
772-221 yılları arasında hüküm süren Doğu Zhou Hanedanlığı'nda hüküm süren kral, zamanla gücünü kaybetmişti Oluşan iktidar boşluğunda hükümdarlar, birbirleri üzerindeki hakimiyeti elde etmek için çarpışıp duruyorlardı Misyonunun önemine derinden inanarak yola çıkan Konfüçyüs, yılmadan Zhou'nun Dükü gibi eski zamanların ünlü bilgelerin erdemlerini dile getirirdi Konfüçyüs, baş kaldıran bir kişinin davetini kabul ederken yeni bir hanedanlık kurmak için gerekli gücü biraraya getirmeye çalışarak "doğuda bir Zhou hanedanlığı kurmak" için çalıştı (Analektler XV, 5) Konfüçyüs'ün "taçsız kral" olduğunu söyleyen deyimden de anlaşılacağı üzere hiçbir zaman düşüncelerini uygulamaya koyma imkanı bulamadı Birçok kere devletlerden sınırdışı edildi ve sonunda yurduna dönerek hayatının son bölümünü ders vererek geçirdi Konfüçyüs'ün Analektleri, düşüncelerini bugün anlayabilmek için elimizde olan asl kaynaklara en yakın kaynak, düşünceleriyle hükümdarlar ve müritleriyle sürdürdüğü tartışmaları kısa pasajlar halinde verir Analektler'in nasıl yorumlanacağı konusunda hayli tartışma yapılmıştır
Birçok Batılı filozofun aksine Konfüçyüs, dinleyicilerini ikna etmek için tümdengelime dayanan akıl yürütmeye değil, analoji ve atasözleriyle belagat sanatını kullanmıştır Çoğu zaman bu öğretim teknikleri değişik bağlamlarda kullanılmıştır Bu yüzden Batılı okuyucular, bu felsefeyi açıkça anlaşılamayan bulanık düşünceler olarak görürler Buna rağmen Konfüçyüs, "herşeyi delen bir birlik" aradığını ve "yolunu birleştiren tek bir ipin" varlığından (Analektler XV, 3 ve IV, 15) bahseder Gerçek Konfüçyüsçü bir sistem, ilk kez müritleri ya da onların müritlerince oluşmuş olabilir Felsef açıdan verimli Yüz Düşünce Okulu döneminde Konfüçyüsçülük'ün ilk büyük ve önemli temsilcilerinden olan Mensiyüs ve Xun Zi, Konfüçyüsçülük'ten törel ve politik bir öğreti yapmışlardır Her ikisi de çağdaş olan düşüncelerle mücadele etmek ve hükümdarların güvenini tartışıp akıl yürüterek kazanmak durumundaydılar Mensiyüs, Konfüçyüsçülük'e insan tabiatı, iyi yönetim için gerekenler, ahlaklılığın ne olduğu konusunda daha geniş bir yorum getirerek insan tabiatının iyi olduğunu iddia eden idealist bir öğretiyi yaymaya başlattı Xun Zi, Mensiyüs'un birçok fikrine karşı çıkarak insan tabiatının kötü olduğu ve dolayısıyla eğitim görmesi ve dinsel törenlere uyması gerektiği ideası üzerine yapısal bir sistem kurmuştur Ancak bu eğitimden geçtikten sonra insan, insanlara iyi davranmayı öğrenmiş olur Han Feizi ve Li Si gibi Xun Zi'nin bazı müritleri, erdeme dayanan Konfüçyüslük yerine yasaya dayanan totalitarist olan legalizmi savunmuşlar ve böylece Qin Shi Huang'ın Çin'i birleştiren ve herkesin her hareketini kontrYayınevi : ´l altına alan devlet sistemini ortaya koymuşlardır Bu yüzden Konfüçyüs'ün birleşme ve barış rüyası, Çin'de onun düşüncelerine neredeyse tam ters olan legalizmle gerçekleşti denebilir
Kaynak : Wikipedia
|
|
|