Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
antonio, düşüncesi, gramsci

Antonio Gramsci Düşüncesi

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antonio Gramsci Düşüncesi




Düşüncesi
Gramsci, özellikle Batı Marksizmi'nin temel düşünürlerinden birisi olarak, 20 yüzyılın en önemli Marksist kuramcılarından olarak kabul edilmektedir Gramsci hapiste olduğu sürece 30'dan fazla defter ve toplam 3000 sayfa tarih ve analiz yazısı yazdı Bu yazılar Hapishane Defterleri olarak adlandırıldı Hapishane Defterleri, Gramsci'nin İtalya tarihini ve milliyetçiliğinin izlerini sürerken aynı zamanda Marksist kuram, eleştirel kuram (critical theory) ve kendi adıyla anılan eğitim kuramıyla ilgili bazı düşüncelerini de içerir Ele aldığı temel konular:

Kapitalist devleti inşa aracı olarak Hegemonya,
İşçi sınıfı içinde entelektüellerinin çıkabilmesine yol açabilmek için, halk işçi eğitimi gereksinimi,
Egemenliğin doğrudan ya da zor yoluyla gerçekleştiği siyasi toplum (polis, ordu, yasal sistem, vb), ile egemenliğin ideoloji ya da rıza yoluyla gerçekleştiği sivil toplum (aile, eğitim sistemi, sendikalar, vb) ayrımı,
'Mutlak tarihçilik',
Ekonomik determinizm eleştirisi,
Felsefi maddecilik eleştirisi

Hegemonya
Hegemonya daha önceden Lenin gibi Marksistlerce kullanılan demokratik bir devrimde işçi sınıfının önderliğini belirten bir kavramdı, fakat Gramsci tarafından Ortodoks Marksizm'in öngördüğü 'kaçınılmaz' sosyalist devrimin 20 yüzyıl başlarında niçin olmadığını açıklayan keskin bir analiz ile geliştirildi Gramsci'ye göre hegemonya; eğitim, kilise, politik partiler, sendikalar, vb gibi rızanın kaynağını oluşturan "özel kurumlar"a özerklik alanı tanıyan, dayanıklı ve bağımsız sivil topluma dayanmaktadır
Kapitalizm, öyle görünüyordu ki, her zaman olduğundan bile güçlü durumdaydı Kapitalizm Gramsci'ye göre salt şiddet, siyasi ve ekonomik zor yoluyla değil aynı zamanda ideolojik olarak burjuva değerlerinin herkesin 'ortak düşüncesi' haline geldiği egemen kültür yoluyla da yönetiyordu Böylece bir uzlaşma kültürü gelişiyor ve işçi sınıfındaki kişiler kendi iyiliklerini burjuvazinin iyiliğiyle özdeşleştiriyor, karşı çıkmak bir yana statüko-mevcut durumun devamına yardımcı oluyorlardı
İşçi sınıfının kendi öz kültürünü geliştirmeye gereksinimi vardı Böylece burjuva değerlerinin toplum için 'doğal' ya da 'normal' değerleri temsil ettiği kanısı yıkılacak ve ezilen ve aydın sınıfları proletarya davasına çekecekti Lenin'e göre kültür siyasi amaçlara 'yardımcı' idi, ancak Gramsci için iktidarın temeliydi ve ilk olarak kültürel egemenlik elde edilmeliydi Gramsci'nin görüşüne göre, modern koşullarda kazanmak isteyen sınıf, entelektüel ve ahlaki önderliği ele almalı, değişik güçlerle ittifak ve uzlaşmalar gerçekleştirmek için kendi dar 'ekonomik-toplu' çıkarlarının ötesinde davranmalıydı O, bu sosyal güçlerin birliğine Georges Sorel'den aldığı bir terimle 'tarihsel blok' dedi Bu blok belli bir sosyal düzen için rızanın altyapısını oluşturur Baskın sınıfın kurumlar, sosyal ilişkiler ve düşünceler bağı yoluyla egemenliğini (hegemonyasını) yeniden ve yeniden üretir Gramsci, altyapı ilişkilerini sürdüren ve parçalayan bir üstyapının önemini vurgulayan bir kuram geliştirdi
Gramsci Batı'da burjuva kültürel değerlerinin Hıristiyanlık'la bağı olduğunu belirtti, bu nedenle egemen kültüre karşı polemiklerinin çoğu dini norm ve değerlere ilişkindi İnsanların bilinçlerindeki Roma Katolikliği gücü ve Kilisenin eğitilmişlerin dini ile daha az eğitilmişlerin arasında gittikçe büyüyen aşırı uçurumun giderilmesi için çabası onu etkilemişti Rönesans hümanizmindeki dinin saf entelektüel eleştirisini Reformasyonun kitlelere yansıyan elementleriyle birleştirmenin Marksizmin görevi olduğuna inanıyordu Gramsci'ye göre, Marksizm ancak halkın ruhani ihtiyaçlarını karşılarsa dinin yerini alabilecekti ve bunu başarmak için onların yaşadığı deneyimin ifadesi olarak dini tanımak zorundaydı
Aydınlar ve Eğitim
Gramsci aydınların toplumdaki rolü sorununa düşüncesinde çok ağırlık verdi Bütün insanlar aydındır, herkes entelektüel ve akılcı yeteneklere sahiptir, ancak herkes aydınların sosyal işlevini yapamaz, deyişi ünlüdür Modern aydınların sadece konuşmacılar olmadıklarını, fakat eğitim ve medya gibi ideolojik aygıtlarla toplum inşasına ve egemenlik üretilmesine yardımcı olan yöneticiler ve düzenleyiciler olduğunu iddia etti Daha da öte, (yanlış olarak) kendini toplumdan ayrı bir sınıf gibi gören 'geleneksel' aydınlar ile her sınıfın kendi safları arasından 'organik' olarak ürettiği düşünce grupları arasında ayrım yaptı Böyle 'organik' aydınlar sadece sosyal hayatı bilimsel kurallara uygun tanımlamazlar, daha çok kitlelerin kendilerinin ifade edemediği duygular ve deneyimleri kültür dili yoluyla seslendirirler İşçi sınıfı kültürü yaratma ihtiyacı Gramsci'nin işçi sınıfı aydınları geliştirecek bir tür eğitim çağrısıyla ilişkilidir Bu aydınlar sadece Marksist ideolojiyi proletaryasız tanıtmakla kalmayacaklar, fakat daha çok kitleler içinde zaten var olan düşünsel etkinliğin mevcut durumu eleştirisini yaparak yenileyecekler de Gramsci'nin bu amaçlarla eğitim sistemi ile ilgili düşünceleri, sonraki onyıllarda Brezilya'lı Paulo Freire'nin kuramlaştırdığı ve çalıştığı eleştirel pedagoji (critical pedagogy) ve halk eğitimi (popular education) tasarımı ile örtüşmektedir Bu nedenle, yetişkin ve halk eğitiminin partizanları Gramsci'yi günümüzde de önemli bir ses olarak görürler
Devlet ve Sivil Toplum
Gramsci'nin egemenlik (hegemonya) düşüncesi onun kapitalist devlet kavramıyla bağıntılıdır, onun zor artı rıza ile hükmettiğini öne sürer Devlet dar hükümet anlamıyla anlaşılmamalıdır; bunun yerine, siyasi kurumlar ve yasal anayasal denetim arenası olan 'siyasi toplum' ile genelde 'özel' ya da 'devlet-dışında' bir alan olarak görülen 'sivil toplum' arasında bölümlendirir İlki zorlama alemidir ve ikincisi ise razı olma (rıza) Bununla birlikte, bölünmenin sadece kavramsal olduğunu ve ikisinin gerçekte çoğu zaman çakıştığını vurgular
Gramsci modern kapitalizm altında, burjuvazi ekonomik denetimini, sivil toplum içindeki sendikaların ve kitlesel siyasi partilerin siyasi alanda belli taleplerinin karşılanmasına izin vererek sağlar Böylelikle, burjuvazi, yakın ekonomik çıkarlarının ötesine geçerek ve egemenlik biçimlerinin değişimine olanak vererek, 'pasif devrim' işine girer Gramsci bu hareketleri reformizm ve faşizm olarak konumlandırır, Frederic Taylor ve Henry Ford'un 'bilimsel yönetim' ve 'montaj bandı' gibi yöntemleri de bunun örnekleridir
Machiavelli'den alıntılayarak, 'Modern Prens'in (devrimci parti) işçi sınıfının organik aydınlar yetiştirmeyi ve sivil toplum içinde alternatif egemenlik (hegemonya) sağlayacak kuvveti olduğunu ileri sürer Modern sivil toplumun karmaşık yapısı burjuva egemenliğini altedecek ve sosyalizme götürecek yegane taktiği 'durum savaşı' (siper savaşına benzer) olduğu anlamına gelir; Bolşeviklerce yürütülen 'eylem savaşı' (ya da cepheden saldırı) Çar Rusyasında bulunan 'başlangıç' sivil toplumuna özgü daha doğru bir stratejiydi
Bu ikisi arasındaki çizgilerin bulanık olabileceği iddiasını taşımasına rağmen Gramsci, Jakobenler ve Faşistler tarafından yapıldığı gibi, siyasi toplumu sivil toplumla özdeşleştirme sonucu ortaya çıkan devlet-tapınmasına karşı uyarmaktadır Proletaryanın tarihi görevinin bir 'düzenlenmiş toplum' yaratmak olduğuna inanır ve 'devletin yok oluşu'nu, sivil toplumun kendini düzenleme yeteneğinin tümüyle gelişimi olarak tanımlar
Tarihsellik
Gramsci, erken dönem Marks'ı gibi, tarihçiliğin kuvvetli bir taraftarıydı Onun görüşüne göre, bütün anlam, insanın pratik etkinliği ('praxis') ile bir parçası olduğu "nesnel" tarihi ve sosyal süreçler arası ilişkiden kaynaklanıyordu Düşünceler toplumsal ve tarihi içerikleri dışında, işlev ve kökenlerinden ayrı anlaşılamazlar Dünya ile ilgili bilgilerimizi düzenlediğimiz kavramlar temelde bizim şeylerle olan ilişkilerimizle şekillenmez, aksine bu kavramları kullananların toplumsal ilişkileriyle şekillenir Sonuçta, "insan doğası" gibi değişmeyen bir şey yoktur, oysa tarihsel olarak değişiklik gösteren böyle bir düşünce vardır Daha da öte, felsefe ve bilim insandan bağımsız bir gerçekliği "yansıtmazlar", yalnızca aslında verili bir tarihi durumun gerçek gelişme eğilimini ifade ettikleri kadar "doğru" olurlar
Marksistlerin büyük çoğunluğu ortak olarak şuna inanırlar: doğru ne zaman ve nerede bilinirse bilinsin doğrudur ve bilimsel bilgi (Marksizm buna dahil) doğrunun güncel anlamda ilerlemesiyle tarihsel olarak çoğalır ve bu nedenle üst yapının aldatıcı alemine ait değildirler Buna karşın Gramsci'ye göre, Marksizm toplumsal pragmatik anlamda "doğru"dur, yani proletaryanın sınıf bilincini seslendirmekle, kendi zamanlarının "doğru"sunu diğer kuramlardan çok daha iyi ifade etmiştir Bu anti-bilimsel ve anti-pozitivist duruş, Benedetto Croce'nin etkisi nedeniyleydi Bununla birlikte, Gramsci bir "mutlak tarihçilik" yandaşıydı; bu Hegelci ve Croce'nin idealist tınılı düşünce ve tarihi "kader"e metafizik sentez yapma eğiliminden ayrılıyordu Gramsci doğrunun tarihi yorumunun, relativizmin bir biçimi olduğu suçlamalarını reddetmiştir
"Ekonomizm" Eleştirisi
"Kapital'e karşı devrim" (The Revolution against Das Kapital) adlı hapis öncesi ünlü makalesinde Gramsci, Rusya Ekim Devrimi'nin, sosyalist devrimin kapitalist güçler üretiminin tam gelişimini beklemek zorunda olduğu düşüncesini geçersiz kıldığını ileri sürdü Bu onun, Marksizmin deterministik bir felsefe olmadığı görüşünü yansıtıyordu Üretim ilişkilerinde nedensel "öncelik" (primacy) ilkesinin, Marksizmdeki bir yanlış anlaşılma olduğuna inanıyordu Hem ekonomik hem de kültürel değişimler "temel tarihi süreçlerin" ifadesidirler ve hangi alanın diğerinden öncelik taşıdığı yanıtlanması zordur İşçi hareketinin ilk yıllarında yaygın olan kaderci anlayış, yani "tarih yasaları"na göre kaçınılmaz olarak zafere ulaşılacağı, Gramsci'nin görüşüyle, savunma eylemlerine zorlanmış baskı altındaki bir sınıfın tarihsel koşullarının bir ürünüydü ve işçi sınıfı inisiyatifi ele almaya hazır hale gelir gelmez bir engel olduğundan bırakılmalıydı Marksizm "pratik felsefesi" olduğundan, toplumsal değişim nesnesi olarak görünmez "tarihi yasalar"a yaslanılamazdı Tarih insan pratiğine yapılır ve o nedenle insan isteği içerir Herhangi bir verili durumda, bununla birlikte, istek-gücüyle tek başına istenilen hiçbir şey elde edilemez: işçi sınıfı bilinci eylem için gerekli gelişme aşamasına ulaştığında, isteğe bağlı değiştirilemeyecek tarihi koşullarla yüz yüze gelecektir Bunlarla birlikte, sonuçta birçok olası gelişmeden hangisinin gerçekleşeceği tarihi kaçınılmazlıkla önceden belirli değildir
Maddecilik Eleştirisi
İnsan tarihi ve ortak pratikin (praxis) herhangi bir felsefi sorunun anlamlı olup olmadığını belirlediği inanışıyla, Gramsci görüşleri, kendisi bunu açıkca ifade etmese de, metafizik maddecilik ve Engels ve Lenin'ce geliştirilen kavrama 'kopya' algı (perception) kuramına zıttı Ona göre Marksizm kendi içinde ve kendisi için olan, insanlıktan bağımsız bir gerçeklikle uğraşmaz İnsan tarihi ve insan pratiği dışında bir nesnel evren kavramı, ona göre, Tanrı inanışına benzerdi: hiçbir nesnellik olamazdı, ancak yalnızca gelecek komünist toplumunda kurulabilecek evrensel bir ortaköznellik (intersubjectivity) olabilirdi Doğal tarih böylece sadece insan tarihiyle bağıntılı olarak anlamlıydı Onun görüşüne göre, felsefi maddecilik, aynı ilkel ortak anlayış gibi, eleştirel düşünce yokluğunun sonucuydu, ve Lenin'in iddia ettiği gibi, dini boşinanların karşısındadır denilemezdi Bunun aksine, Gramsci Marksizm'in bu tartışmalı ham kaba biçimini sorun etti: proletaryanın bağımsız bir sınıf olarak durumu kendi felsefesi olan Marksizmi, çoğu kez halk boşinanları ve ortak inançları şeklinde ifade edilebilmektedir anlamına gelir Bununla birlikte, eğitimli sınıfların ideolojilerine etkili şekilde karşı çıkılmalı, böylece Marksistler felsefelerini daha karmaşık bir tarzda sunmalı ve karşıtlarının görüşlerini gerçekten anlamaya çalışmalıdır

Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.