Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anarşizm, gelenekler

Anarşizm Gelenekler

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Anarşizm Gelenekler




Gelenekler

Mutualizm

Mutualizm, 18 yüzyılda İngiliz ve Fransız işçi hareketleri ile ortaya çıktı ve ardından Fransa'da Pierre-Joseph Proudhon, ABD'de diğer bazı düşünürlerle bağlantılı olarak anarşist görünüm kazandı Birleşik Devletler'de, örneğin Benjamin Tucker ve William B Greene gibi bireyci anarşistler üzerinde etkisi görüldü

Mutualizmin önemli kavramları arasında; federasyon, karşılıklılık, özgür ortaklık, gönüllülüğe dayanan sözleşmeler, kredi ve para reformu bulunur Birçok mutualistin görüşüne göre hükümet müdahalesinin olmadığı bir serbest piyasa - emek değer teorisine göre - kar, kira ve faizi kaldırarak, fiyatları emek maliyetlerine çeker ve şirketler için işçilerin rekabeti yerine; firmaların ücretleri arttırarak işçiler için rekabet ettiği bir düzen sağlanır

Mutualizm, kimi zaman bireyci ve kollektivist anarşizm arasında bir yerlerde bir sentez olarak görülür Bu düşünce mutualistlerin kendi eserlerinde dile getirilmiştir "Mülkiyet Nedir?" adlı eserinde Proudhon "özgürlük" kavramına eşdeğer olarak komünizm ve mülkiyetin diyalektik sentezi olan "anarşi" kavramını önerir Pierre-Leroux'tan esinlenen Greene, mutualizmi üç felsefenin sentezinde arar:"komünizm, kapitalizm ve sosyalizm Sonraki bireyci anarşistler mutualist terimini "sentez" temasına çok az vurgu yaparak kullandılar

Proudhon'dan önce, Josiah Warren'de başarısız Owencı deneyimin ardından benzer görüşler öne sürmüştür 1840 ve 1850'lerde, Charles A Dana ve William B Greene, Proudhon'un çalışmalarını ABD'de tanıttı Greene Proudhon'un mutualizm kavramını ABD koşullarında yeniden değerlendirdi ve Benjamin R Tucker'a bundan bahsetti [10]

Kollektivist Anarşizm

Kollektivist anarşizm (daha geniş anlamda komünal anarşizmle karıştırılmaması gerekir [11]) özellikle Mikhail Bakunin ve Birinci Enternasyonal'in anti-otoriter kesimi ile ifade edilen anarşist akımdır Ayrıca Johann Most da bu yaklaşımın üyelerindendir [12]

Mutualistlerden farklı olarak kollektivist anarşistler üretim araçlarının her türlü özel mülkiyetine karşıdırlar ve mülkiyetin kollektifleştirilmesini savunurlar Fakat kollektifleştirme, gelir paylaşımına kadar genişletilmemelidir, çünkü işçiler anarko-komünizmin "herkesin ihtiyacına göre" anlayışından farklı olarak çalışma zamanına göre ücretlendirileceklerdir 1880'li yılların ilk bölümünde, Avrupa anarşist hareketinin büyük kısmı temelde ücrete dayalı işçiliğin kaldırılması ve emeğine göre değil, ihtiyaca göre dağıtımı savunan anarko-komünist düşünceye bağlı bulunurken, İspanya'nın erken dönem anarşist hareketi bazı dönemlerde kollektivizmi benimsemiştir Kollektivist anarşistler çalışma tazminatlarını desteklerler ve ihtiyaca göre komünist paylaşımı devrim sonrası süreçte olanaklı görürler [13] Kollektivist anarşizm, devletsiz, kollektivist toplum için birlikte mücadele ettiği ve kendisiyle aynı dönemde yükselişe geçen marksizmin işçi diktatörlüğüne mesafeli yaklaşmış onu reddetmiştir[14]

Bireyci Anarşizm

Farklı geleneklerden oluşan bireyci anarşizm [15] bireysel bilincin ve bireysel çıkarın herhangi bir kollektif organ ya da kamu otoritesi tarafından engellenmemesi gerektiğine inanır [16] Bireyci anarşizm, sosyal, sosyalist, kollektivist, komünalist akımların ortak mülkiyet düşüncesine karşı mülkiyetin bireylerin elinde bulunmasına olumlu yaklaşır[17] Bazı önemli temsilcileri: Henry David Thoreau[18], Josiah Warren ve Murray Rothbard'dır Ayrıca genelde William Godwin'de bireyci anarşist olarak değerlendirilir[19] Godwin, yardımseverlik düşüncesini savunurken bunun yanında her bireyin, kendi emek ve mülkiyeti üzerinde bireysel söz hakkını dile getirmiş ve sonunda ortadan kalkmasıyla sonuçlanacak olan hükümetin zamanla küçülmesine yol açacak ilerlemeci akılcılığa inanmıştır

Max Stirner ise en tanınmış ayrıca ilk bireyci anarşisttir,[20] Ego ve Mülkiyet adlı eserini 1844'de yazan Stirner'in bu eseri felsefesinin kurucu metnidir[20] Stirner'ın felsefesi bireyci anarşizmin egoist formudur; ona göre tanrı, devlet, ahlak kuralları ve toplumu dikkate almadan [21] istediği gibi eyleyen bireyin, toplum üyelerine karşı hiçbir sorumluluğu yoktur [22] Stirner'a göre haklar insan aklındaki korkulardır ve toplum denen şey yoktur; "bireyler onun gerçekliğidir" Mülkiyeti haklarla değil, güç ve kudretle sahip olunan varlıklar olarak görür [23] Stirner merhametsizliğe saygının gösterileceği egoistler birliğini insanları biraraya getirecek örgütlenme modeli olarak görür[24]

Daha az radikal olmak üzere[25] farklı bir bireyci anarşizm türü, Boston anarşistleri'nce savunuldu Bunlar, serbest piyasa ve özel mülkiyeti destekliyorlardı [26] Özgürlüğün ve mülkiyetin korunmasını özel sözleşmelerle sağlama taraftarıydılar [27] Bunun yanında emeğin, maaş karşılığı takasını öngörüyorlardı,[28] buna rağmen devlet tekelinde kapitalizmin (devlet garantisinde tekel olarak tanımlanır[29]) emeğin karşlığını sağlamayacağı uyarısınıda yapıyorlardı

19 yüzyılda dahi Amerikalı bireyciler arasında çeşitli konularda görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştı ve bu yüzden bireyci anarşizm açısından belirli bir teoriden bahsetmek mümkün görünmemektedir Örneğin Tucker entelektüel mülkiyet haklarına karşı çkarken; Spooner desteklemekteydi [30] Tucker sadece kullanıldığı sürece toprak mülkiyetini savunurken, Byington ve Spooner mülkiyet konusunda bu tür bir kısıtlamadan bahsetmiyordu [31][32]

Önemli bir ayrışma, 19 yüzyılda Tucker ve bazı başka anarşistler, doğal haklar düşüncesini terkedip, Stirner'in felsefesi ışığında "egoizm"i benimsediklerinde görüldü [33] [34] Bu yüzyılın ardından "bireyci anarşizmin doruk dönemi kapandı" [35] Fakat, bireyci anarşizm, daha sonra Murray Rothbard ve 20 yüzyılın ortalarında anarko kapitalislerce daha geniş bir çerçevede özgürlükçü hareket akımlarından biri olarak çeşitli değişikliklerle benimsendi [36][37]



Anarko-Komünizm

Anarko komünistler kollektif üretim araçlarına sahip özyönetimli komünlerden oluşan ve siyasal organizasyon biçimi olarak doğrudan demokrasinin işlediği, diğer komünlerle federasyon ilişkisinin geçerli olduğu bir toplumun olabilecek en özgür toplumsal örgütleme biçimi olduğunu savunurlar[38] Fakat, bazı anarko komünistler, doğrudan demokrasinin çoğulcu yapısına karşı durmuş, bunun bireyesel özgürlüğü engellediğini dile getirmiş ve konsensusa dayanan bir demokrasi anlayışını öne sürmüşlerdir [39]

Joseph Dejacque ilk anarko komünistlerdendir ayrıca Dejacque kendini özgürlükçü olarak ifade eden ilk anarşisttir [40] Diğer anarko komünistler Peter Kropotkin, Emman Goldman, Alexander Berkman ve Errico Maletesta'dır

Anarko komünizm düşüncesinde, karın paylaşılması veya ücret yoluyla emeklerinin karşılığında işçilerin doğrudan bir tazminat alması öngörülmez, bunun yerine komünün artı değerine ve kaynaklarına özgürce erişim hakkı verilir[41] Kropotkin ve daha sonra Murray Bookchin'in dile getirdiği düşünceye göre; bu tür bir toplum üyeleri kendiliğinden gerekli bütün görevleri yerine getirecektir çünkü komünal girişimin ve karşılıklı yardımlaşmanın yararlarını, baskı ve sömürünün nedenlerini görecekler ve onun ilgasını talep edeceklerdir [42] Özel mülkiyetin baskı ve sömürünün kaynağı[43][44] olarak gösteren Kropotkin buna karşı , "barınaklar, toprak ve fabrikalar artık özel mülkiyet olmayacak, komüne veya ulusa ait olacaklar" [45] sözleriye ortak mülkiyeti savunmuştur

Anarko komünizmin anarşizm ideolojisi içindeki konumu tartışmalıdır, çünkü bireyci ve anarko kapitalist anarşistler onu özgürlük düşüncesi ile uzlaşmaz görürler[46] Anarko sendikalistler ise anarko komünist toplumu, kendi amaçlarıyla uyumlu bir hedef kabul ederler; örneğin, İspanyol CNT, Isaac Puente'nin 1932 tarihli El Comunismo Libertario [38] adlı eserini devrim sonrası toplum için manifestoları olarak kabul ettiler

Platformizm de, örgüte olan acil ihtiyacı dile getiren Nestor Makhno geleneğinden bir anarşist komünizm eğilimidir Makhno'ya göre bu örgüt "anarşist hareketin üyelerinin çoğunluğunu kendine katarak, anarşizm için ortak bir taktiksel ve siyasal hat çizecek ve hareketin bütünü için rehber görevi görecektir" [47]

Anarko Sendikalizm

20 yüzyılın başlarında, anarko sendikalizm, anarşizm içinde farklı bir düşünce akımı olarak yükselişe geçmiştir Önceki anarşizm akımlarından farklı olarak emek hareketine odaklanan anarko sendikalizm, radikal sendikaları devrimci toplumsal değişimi sağlayacak güç olarak görür, kapitalizm ve devleti, işçilerin özyönetimine dayanan yeni bir toplumla alaşağı etmek temel amacıdır Anarko sendikalistler ücret sistemini ve üretim araçlarının özel mülkiyetini sınıf ayrımını yarattıkları gerekçesiyle reddeder Sendikalizmin önemli ilkelerinden bazıları; işçi dayanışması, doğrudan eylem (genel grev ve işyeri işgalleri gibi) ve işçilerin özyönetimidir

Rudolf Rocker erken dönem anarko-sendikalist düşünürlerdendir Rocker bu hareketin kökenine dair düşüncelerini ortaya koyduğu 1938 el yazmaları Anarko-sendikalizm'de hareketin ne istediğini ve emeğin geleceği için neden önemli olduğunu dile getirmiştir [48] 20 yüyılın başlarında önemli yer tutan hareket günümüzde özellikle Fransa ve İspanya'da olmak üzere birçok sendikalist örgüt aracılığıyla etkinliğini sürdürmektedir

Yeşil Anarşizm

Hareketin temel sorunu endüstri öncesi toplumu hatta bazen tarım öncesi toplumu yeniden canlandırmaktır[49] İnsanları doğal yaşamdan yabancılaştıran teknoloji ve ilerleme düşüncesiyle ifade edilen endüstri toplumu, bu ekolün eleştirilerinde önemli yer tutar Felsefesinde Ludditelerin politik eylemlerinin ve Jean-Jacques Rousseau'nun yazılarının etkileri görülür Fakat bunlardan daha fazla, primitizm ortaya çıktığında, Frankfurt Okulu'nun Marksistleri Teoder Adorno ve Herbert Marcuse'ün düşünceleri ile Marshall Sahlins, Richard Lee, Lewis Mumford, Jean Baudrillard ve Gary Snyder gibi antropologların düşünceleri bu ekolün şekillenmesinde önemli yer tutmuşlardır

Kendilerini primitivist olarak adlandıran bazı yeşil anarşistler, doğal yaşama tam bir dönüş ve göçebe avcı-toplayıcı hayat tarzını savunurken,[50][51] birçok yeşil anarşist ise gündemine sadece endüstri toplumunun ortadan kaldırılmasını alır, evcilleştirmeye veya tarım etkinliğine karşı kesin bir karşı duruş sergilemezler İlk kategoride teorisyenlere, Derrick Jensen ve John Zerzan örnek gösterilebilir Birçok yeşil anarşist devrim sonrası gelecek ile bağlantılı bu sorunları bir kenara bırakıp, bugünün dünyasının karşı karşıya olduğu sorunlara ve toplumsal devrim konusuna odaklanmıştır

Günümüzde birçok anarşist yeşil anarşizmin en yetkin şekli olarak Murray Bookchin'in toplumsal ekoloji düşüncesini izlemektedir Bu akım (aydınlatma endüstrisi, tarım ve sürdürülebilir şehircilikle birlikte) gelişmiş ekolojik toplum düşüncesine ve sınıf çatışmasına dayalı anarşizm olarak ifade edilebilir

Anarşizm (Önadsız)

Tarihçi George Richard Esenwein'in cümleleriyle anarşizm (önadsız): anarşizmin sıfatsız formudur, yani komünist, kollektivist, mutualist veya bireyci gibi belirleyici sıfatların olmadığı bir düşünce akımı Diğerleri için [Anarşizm (önadsız)] sadece, farklı anarşist ekollerin birarada varolmasına tolerans gösteren bir tutumu ifade eder[52] Bu düşünce farklı anarşist ekoller arasında ortak noktaları vurgular ve bunları anti otoriter inançlar çevresinde birleştimeyi amaçlar İfade Küba doğumlu Fernando Tarrido del Marmol tarafından 1889 kasım ayında, farklı anarşist hareketler arasında şiddetli tartışmaların yaşandığı bir dönemde, uzlaşmaya çağrısı sırasında kullanılmıştır [53]

Voltairine de Cleyre (başlangıçta kendini bireyci anarşist olarak ifade etmiş sonra ise çağdaş herhangi bir ekolle kendini tanımlamamakla birlikte anarşizmin kollektivist eğilimlerine yaklaşmış) anarşizm (önadsız) akımın bir temsilcisidir[54] Cleyre'e göre sosyalizm ve komünizm her ikisi de belirli bir düzeyde ortak eylemi ve yönetim organını gerektirir ki bu anarşizm idealiyle tam anamıyla tutarlı olmayan yeni yönetimsel düzenlemeleri doğurur ayrıca Cleyre Mülkiyete dayanan bireycilik ve mutualizm benim özgürlük anlayışıma uyuşmayan bir özel polisin gelişimini içerir [55] sözleriyle diğer akımlarla arasındaki ayrışma noktalarını vurgular, ancak sözlerini bu hareketleri anarşist olmayan hareketler olarak tanımlamaya kadar götürmemiştir

Ekolün diğer bir temsilcisi Errico Maletesta, anarşistlerin hipotezler üzerine çatışmaya girişmek gibi bir lüksünün olmadığını söyleyerek anarşizmi (önadsız) bütünleştirici bir hareket olarak savunmuştur[56] Ekolün çağdaş temsilcisi olarak Fred Woodworth kabul edilir [57]


Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.