|  | Atina Kentin Yapısı Ve Görünümü |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Atina Kentin Yapısı Ve GörünümüKentin yapısı ve görünümü Ortadoğu'dan bakıldığında Atina ilk Avrupa kentidir  Avrupa'dan bakıldığında ise Batı'dan Doğu'ya geçişin ilk belirtisidir  Ama Atina'yı Doğu ile Batı'nın bir karışımı olarak değerlendirmek de yanlıştır  Atina kendine özgü tarihiyle bir Yunan kentidir  Atina'nın nüfusu 1830'lardan sonra gözle görülür biçimde arttı  1920'lerde Anadolu'dan gelen göçmenler, daha sonra da II  Dünya Savaşı ile 1946-49 arasındaki iç savaş sırasında kırsal bölgelerden kente akın, bu artışı hızlandırdı  1960'lara gelindiğinde Atina büyük ve kozmopolit bir kent görünümüne bürünmüştü  Halkın çoğunluğu Ortodoks mezhebine bağlıdır  Atina'daki ruhani meclisçe yönetilen Yunan Ortodoks Kilisesi, Yunan dilinin, geleneklerinin ve edebiyatının canlı tutulmasında başlıca rolü oynayan kurumlardan biridir  Atina, Yunan Bağımsızlık Savaşı sırasında tümüyle boşaltılmıştı  1833'te yalnızca Akropolis'in kuzeyindeki küçük, dağınık evlerde 4 bin dolayında Atinalı vardı  Bavyera'dan Yunanistan'a kral olarak getirilen 18 yaşındaki Otho, kentin iki katlı tek taş yapısında oturmak zorunda kalmıştı  Otho Alman mimarlara bir saray yaptırdı  Sarayın aşağısında geniş bir bahçe alan (Sintagma Meydanı) düzenlendi  Victoria dönemi Londra'sında egemen olan mimarlık üslubunda binalar yapıldı  Buna Atina'da Otho üslubu denmektedir  Bu dönemde yeni başkentin yıllık büyüme hızı yüzde 7'ye ulaştı  Nüfusu 1907'de 167,479 oldu  Omonia Meydanı'nın açılmasını, Atina-Pire demiryolunun yapımı izledi  Sarayın Alman mimarlarının yaptıkları Atina Akademisi, Atina Üniversitesi ve Ulusal Kitaplık binaları Yunan Canlandırmacılığı üslubundadır  Atina'nın düzenli gelişimi 1920'lerde Türkiye'yle Yunanistan arasındaki Ahali Mübadelesi'yle altüst oldu  1 milyonu aşkın Rum Anadolu'dan Yunanistan'a göç etti  Yeni gelenler Atina ve Pire'nin çevresinde gecekondu bölgeleri oluşturdular  Nüfusu 473 binden 718 bine çıkan kent güneyde Pire'ye, kuzeyde Kifisia köyüne doğru büyümeye başladı  1940'larda Alman işgali sırasında kent bakımsız ve harap kaldı  Pek çok kişi açlıktan öldü  İşgalin sona ermesiyle başlayan iç savaş boyunca da kentin bu durumu sürdü  1950'lerde Atina'da bir inşaat patlaması baş gösterdi  Rasgele yapılan apartmanlar kentin görünümünü önemli ölçüde değiştirdi  Bir anayol şebekesi düzenlendi, açık alanlar neredeyse tümüyle ortadan kalktı  Eskiden kentin dışında kalan Likavittos Tepesi, kentin bir parçası oldu  Kent deniz yönüne doğru büyüyerek Pire'yle birleşti  Nazım plan, büyüme hızına uygun olarak birkaç kez genişletildi ve kent merkezindeki arsa fiyatlarında büyük artışlar oldu  Trafik sıkışıklığı önemli ölçüde arttı  Marathon'daki yapay göl kentin su gereksinimini karşılamaya yetmeyince, Mornos Nehrine bir baraj yapıldı  Atina'nın hızlı değişimine karşın, 1931-60 arasında bütünüyle onarılan antik Agora ile çevresindeki caddelerde ve Akropolis'in kuzeyinde yer alan Plaka'da hala eski kentten izler bulmak olasıdır  Kaynak : Wikipedia | 
|   | 
|  | 
|  |