Prof. Dr. Sinsi
|
Karadeniz'in Turizm Cenneti Köstence
Ülkenin sahil başkenti olarak bilinen Köstence, 6 yüzyılda Yunanlı göçmenler tarafından kurulmuş ve Romalıların egemenliğinde gelişmiş
Köstence (Constanta) ismini Roma İmparatoru Constantin'den alan kent, ikinci adı olan Tomis'i halen kullanıyor Kente 15 yüzyıldan 19 yüzyıla kadar Osmanlılar hakim olmuş 1877- 1878 yılları arasındaki Bağımsızlık Savaşları'yla bölge Romanya sınırlarına dahil oldu Liman kenti olması nedeniyle hızlı bir gelişim gösteren Köstence, 1 ve 2 Dünya Savaşı sırasında yıkımı uğradı İkinci Dünya Savaşı'ndan itibaren Sovyet Komünist rejimi altına giren kent, altyapı açısından gelişme gösterdi Tersaneler, demiryolları ve fabrikalar kuruldu, filolar oluşturuldu Kentin sahilleri turizm için de uygun hale getirildi Son yıllarda turizm merkezi bir kent görümüne bürünen Köstence, önemini her geçen gün arttırmaktadır
Nüfusu 500 bini bulan Köstence'de Romen uygarlığının yanı sıra, ulusal azınlıklar olarak tanımlanan Tatarlar, İtalyanlar, Yunanlılar ve Türkler de yer alıyor Ama Köstence, Türkler için diğer azınlıklara göre çok daha büyük önem taşıyor 1938 yılında Romanya'dan Türkiye'ye göçmen olarak gelen Türkler, yakınlarına işte bu liman kentinde veda etmişler Resmi dil olarak Rumence'nin konuşulduğu Köstence'de yaygın olarak Türkçe ve İtalyanca'ya da rastlanıyor Şehrin özellikle kırsal kesimlerinde hala Eski Türkçe konuşan Türkler yaşıyor
Görülecek yerler
Mamaia: Köstence'ye 5 kilometre mesafedeki turizm merkezi Mamaia, bölgenin en eski, en renkli ve en hareketli tatil beldesi Kent, restoranlar, plajlar, barlar ve kahvelerle bezeli Karadeniz'e sahili olan Mamaia'nın diğer tarafından bulunan Siutghiol Gölü burayı bir yarımadaya dönüştürüyor Sahilin hemen gerisinde irili ufaklı 60'tan fazla otel, restoran, gece kulübü, bar yan yana dizilmiş Kentin neredeyse tüm eğlence mekanları burada bulunuyor
Sörf, yatçılık, su kayağı gibi su sporlarının yapıldığı beldede öne çıkan plajlar Neptun ve Costinesti
Tuna Deltası: UNESCO'nun çabalarıyla 1990 yılında biyosfer rezervasyonu ilan edilen Tuna Deltası, Köstence'ye sadece 1 5 saatlik bir yolculuk mesafesinde bulunuyor Kıyılarında tilki, vizon, yaban kedisi, ayı, kurt gibi hayvanların yaşadığı delta, özellikle bölgeye özgü kuş ve balık türleriyle ilgi çekiyor Deltada 3400'den fazla tür hayvan yaşıyor
Sahil boyunca irili ufaklı göletlerdeki çamur şifalı kabul ediliyor Sabahın erken saatlerinden itibaren buraya gelenler vücutlarını çamura buluyorlar
Doğal Tarih ve Arkeoloji Müzesi: Müze, Yunan ve Roma medeniyetlerinin izlerini bünyesinde barındırıyor Müze ziyaretçileri burada İki Yüzlü Nemesis, Fortuna ve Pontus, Fantastik Yılan Glykon heykellerini görebilir Bu müzenin bitişiğinde M S 4 ve 7 yüzyıllar arasında kentin ticari merkezinin yer aldığı bölgedeki mozaikler sergileniyor
Eski Kumarhane (Cazinoul): Limanda bulunan, Art Nouveau stilindeki yapının açılış tarihi 1911'e dayanıyor Kumarhane, mimarlar Petre Antonescu ve Daniel Renard'ın ortak eseri Görkemli mekan, çiftlerin ve ailelerin güneş batımını keyifle izlemek için gittiği noktaların başında geliyor
Ovidius Meydanı ve Heykeli: Aşkın, özlemin, sürgünün şairi Romalı Publius Ovidius Naso, ünlü şiiri Trista'yı, Köstence'deki sürgünü sırasında yazdı "Aşk sanatı" adlı öğretici yapıtıyla zinayı teşvik ettiği öne süren şair, Roma İmparatoru Augustus tarafından sürgüne gönderilmişti Anısı, kendi adını taşıyan meydandaki heykelle yaşatılıyor
Akvaryum: 1958'de açılan Akvaryum'da, Karadeniz ve Tuna deltasında yaşayan 60 tür balık ile dünyanın en önemli mersinbalığı koleksiyonlarından biri yer alıyor
Konaklama
Köstence'de her bütçeye uygun otel veya pansiyon bulunuyor 1990 yılından sonra Delta'daki otellerin çoğu modernize edilmiş Su üzerinde dolaşan oteller de bulunuyor Bunlar arasında Delta 2 ve Delta 3 Pelikan tesisleri, Sulina'daki Sulina Oteli ve Maliuc kasabasındaki Salcia otelleri yer alıyor Uzlina'daki köy pansiyonları da seçenekler arasında yer alıyor
Kent merkezindeki büyük oteller ise şunlar: Laki (4 yıldız), Balada Nej (4 yıldız), Bulevard (4 yıldız), Capri (4 yıldız), İbis Hotel (4 yıldız), Oxford (3 yıldız), Cora (2 yıldız)
Yeme-içme
Oldukça zengin olan Romen mutfağı, özellikle köylerde geleneksel yapısını koruyor Misafirler, ev sahipleri tarafından tuz, ekmek, bir bardak şarap ya da erik rakısıyla karşılanıyor Lahana sarması, mitiei (bol sarımsaklı ızgara köfte), mamaliga (mısır unu lapası), tokitura (et yemeği) ve balık en çok tüketilen yemekler arasındadır
Börek, krep süzet ve bir çeşit kek olan kozanak (paskalya çöreğine benzeyen kek) da oldukça sevilir Romanya bağcılık ve şarapçılık açısından da oldukça gelişmiş durumda
|