06-27-2008
|
#1
|
b@ron
|
İki Gülücüğün Kırmızı İzi...
Ne gidecek kadar cesur,
Ne kalacak kadar güçlü
Kendi kendime yabancı
Bir masal yolcusuyum 
Şahdamarımın atışında bir aşk bu  Bir masal perisinin sihirli değneğinin ucundaki ışıltılı yıldız ” Hayır” diyemez insan bu parlak coşkuya  Sonra bir gün gelir yeniliverir kahraman, yüreğini kötülüğün bürüdüğü devin hoyratlığına  Al ipekli, gümüş sicimlerle sardım sarmaladım seni bir kuytu köşede, ellerin uzanamayacağı bir saraya  Hapsoldun sevdama çarpışan iki gözün yarattığı bir zindanda  Gönüllü tutsağın oldum, esaretinde seni yalnız bırakmamak adına!
Alazlanan bir yüreğin
Çatlak sesi kulaklarımda
Özünü eritip akıtmış
Yangınımın en alevli yerine
Emanetin; yüreğin, göz yaşların sımsıkı tutundu sevdalı gecelerime Korkma birtanem, hiç üzer miyim kanımla adını yazdığım, alt tarafı bir yumruk büyüklüğündeki parçamı  Kanatır mıyım sanıyorsun? Boğar mıyım gözyaşlarını kanımla  Kutsal tüm bedenim Dudaklarınla mühürledin
Ben sende saklı,
Sen kaderime büyük harflerle yazgılı
Yenilmeyen bir de AŞK var
Yaman mı yaman bir deli savaşçı
Zamanın acımasız hükümdarlığına yenilir bu aşk dediler Kilometrelerin koca kuyusunun içinde yitip gider  Gözden ırak olan gönülden de ırak olur diye kandırmaya çalıştılar  Birbirimizin yapraklarına dolanan iki sarmaşık olduk Mesafeler uzayınca, yeşillerimiz yeni filizler verdi Denizler ayırmaya kalksa, sarmaşıklar yüzmeyi öğreniverdi! Yoklukları, barındırdığı o deli tutkuyla varlığa çevirdi Ve asla yenilmedi 
Gözbebeğinle seviştim ben ilkin,
Kalbimi öptü gülen bir çift kahve çekirdeği
Belki bu yüzden hiç silinmedi bedenimden
İki gülücüğün kırmızı izi
|
|
|