|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| mevlanadan, tebessüm, tefekkür, örnekleri |
Hz. Mevlânâ'dan Tebessüm Ve Tefekkür Örnekleri... |
|
|
#1 |
|
fatmanur
|
Hz. Mevlânâ'dan Tebessüm Ve Tefekkür Örnekleri...Güzel sesli bir hafız Kur'an okuyordu Kulağına gelen bu güzel sesten etkilenen Hz Mevlânâ da gözyaşıyla dinliyordu Bu sırada elini ağzına kapayarak esneyen bir adam, Mevlânâ'nın bu gözyaşlarına bir mana veremeyerek sordu:-Efendi Hazretleri niçin ağlıyorsunuz, ağlanacak bir şey mi var ortada? Mevlânâ esneyen adama anlayacağı dilden cevap verdi: -Güzel sesli hafızlardan gelen Kuran sesi bana, cennet kapısının açılış sesi gibi geliyor da onun için ![]() ![]() ![]() Esnemeyen devam adam da başını sallayarak: -Bana da cennet kapılarının açılış sesi gibi geliyor, dedi Mevlânâ küçük bir düzeltme yaptı:- Aramızda ince bir fark var, dedi Senin duyduğun ses, cennet kapısının açılış sesi değil kapanış sesi olmalıdır Çünkü dedi, açılış sesi gözyaşı döktürür, kapanış sesi ise uyku getirir![]() ![]() ![]() __________________________________________________ _ Papazın biri pazarda alışveriş yaptığı satıcıyla sıkı bir pazarlık yapmış,satıcı da arkasından bunlar ne cimri adamlar, diye söylenmeye başlamıştı Mevlânâ, bu cimri sözünden dolayı satıcıyı ikaz etti:-Papazın arkasından böyle konuşma Onlar senin dediğin kadar cimri değiller Aksine çok cömert insanlar Baksana dedi, onlar İslam'ı da, imanı da, cenneti de size bırakmışlar Bundan daha büyük cömertlik olurmu![]() ![]() _________________________________________________ Mevlânâ'nın cübbesinin gevşeyen düğmesini dikiyordu hanımı Kera Hatun O zamanki halk söylentisine bakarak 'Efendi dedi, ağzına bir çöp al da bir uğursuzluğa uğramayasın düğme dikme sırasında!' Mevlânâ halk arasındaki uğursuzluğu çöple önleme âdetini şöyle cevapladı:-Hanım sen hiç merak etme, düğmeni dikmene bak Uğursuzluk benim yanıma yaklaşamaz Çünkü ben ağzıma çöp yerine ihlası aldım İhlas Suresi var ağzımda!_________________________________________________ Bir ara rahatsızlanan Mevlânâ, 'Artık gitme zamanı geldi!' diye söyleniyordu Hanımı, 'Aman efendi ne gitmesi? Dileriz Rabb'imiz sana daha yüzlerce sene ömür versin ' deyince sesini yükselten Mevlânâ şöyle ikazda bulundu:-Hanım ne diyorsun sen? Biz firavun muyuz, Nemrut muyuz ki yüzlerce sene ömür istiyorsun bizim için? Biz şu dünya hapishanesinden kurtularak Sultan-ı Enbiya'nın meclis-i münevverine davet edilmeyi her an bekliyoruz ![]() ![]() ![]() __________________________________________________ _ Bilindiği üzere Hazreti Mevlânâ'yı derin ve anlaşılması güç sözleriyle etkisi altına alan Şems-i Tebrizi'den talebeleri ve halk şikâyetçi olmuş, hatta Mevlânâ'yı kendilerinden koparan sapıkça sözlerin sahibi biri diyerek Şems-i Tebrizi'ye düşmanlık beslemeye dahi başlamışlardı İşte böyle bir devrede Hazreti Mevlânâ talebeleriyle birlikte giderken, yol kenarında önündeki kemiği yiyerek yavrularını emziren bir köpek görünce birdenbire durur Yanındaki talebelerine dönerek:-Biliyor musunuz, der, içinde bulunduğumuz hali şu gördüğümüz tablo ne güzel izah ediyor Şöyle devam eder:-Bu yavrular der, şu koca kemiği yemeye kalksalar inci gibi ince dişleri kırılır, helak olurlar Ancak anne güçlü dişleriyle o kocaman kemiği rahatça kırıp un ufak ederek yiyip süte çeviriyor ve yavrularına faydalı bir gıda olarak sunuyor![]() İşte der, Şems'in sözleri de bana o kemik gibidir O sözleri ancak ben hazmederim, sizleri o sözlerle ben beslerim O halde siz Şems'in sözlerine değil, benim süt gibi yorumlarıma kulak verin, o sözleri benden dinleyin!__________________________________________________ ___ Mevlânâ, Allahü teâlânın yarattığı bütün mahlûkâta merhamet sâhibi idi Bir gün Nefîsüddîn Sivâsî`ye bir kuruş verip ekmek aldırdı Ekmeği eline alıp bir virâneye gitti Nefîsüddîn de gizlice onu tâkibe başladı Sonunda, Mevlânâ`nın o ekmeği yeni yavrulamış bir köpeğe kendi elleriyle yedirdiğini gördü Mevlânâ dönüşünde, Nefîsüddîn`in kendisini tâkib ettiğini anlayıp; "Bu hayvan yedi gündür açtır ve yavrularına şefkatle bakmış ve hiç yanlarından ayrılmamıştır Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde; "Merhametlilerin en büyüğü olan Allahü teâlâ, kullarından merhametli olanlara merhamet eder Ey ümmet ve Eshâbım! Siz de O`nun yarattıklarına merhamet ediniz ki, size de semâ ehli merhamet etsin" buyurdu Nefîsüddîn bu sözler üzerine ağlayarak Mevlânâ`nın ellerini öptü ve hayvanlara bile bu kadar merhametli olan siz, tabiatiyle ahbâb ve dostlarınıza da merhamet edersiniz " dedi Bunun üzerine Mevlânâ; "Evliyâullahın merhameti pek çoktur; bütün mahlûkâta ve ahbâblarına da şüphesiz merhamet eder " buyurdu![]() __________________________________________________ _ Selçuklu Sultânı Rükneddîn, Mevlânâ`ya beş kese altın gönderip almasını arzu etti Talebelerinden Mecdüddîn, Mevlânâ`ya altınları arz edince; "Beni hakîkaten seviyorsanız, bu altınları dışarıdaki çamurun içine atın!" buyurdu Talebeleri bu emri derhal yerine getirdiler Dünyâya kıymet veren bâzı kimseler, bu altınları almak için çamurun içinde aramaya başladılar Fakat üstleri, başları, yüzleri çamurdan görünmez hâle geldi Mevlânâ, talebelerine onların bu vaziyetlerini göstererek; "Bu altınlar, şu gördüğünüz dünyâ ehlinin üstünü başını batırdığı gibi, âhiret ehli olanların da kalbini karartır, kirletir Çeşitli günahlara sevkedip, ibâdetlerden alıkoyar Bu sözlerimi yanlış anlamayınız Dünyâ için çalışmayınız demek istemiyorum Dünyâ malının muhabbetini kalbinize koymayınız diyorum Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyâya, yarın ölecekmiş gibi âhirete çalışmak lâzım geldiğini herkes bilir Burada dikkat edilecek nokta; hırs ve tamâ yapmadan kanâat üzere bulunmaktır Dünyâda, âhiret saâdeti için çalışmalı, kazanmalı, niyeti düzeltmelidir Çünkü İslâmiyet, insanlara faydalı olmayı emreder En büyük saâdet, en büyük sermâye, helâlinden kazanıp, hayır ve hasenât yaparak âhirete göndermektir Buna rağmen asıl sermâye, mal, mülk, para sâhibi olmak değil, ilim, amel, ihlâs ve güzel ahlâk sâhibi olmaktır " buyurdu![]()
__________________
Ya Rahman!
Sen öyle rahmet edersin ki rahmetinin bir cilvesi cennetim olur Rahmetinden bir parıltı sonsuz mutluluğumdur Rahmetinin bir damlası herkesin rızkına kefil olur Su çorak gönlüme merhametini indir Su fani ömrümü sonsuzluğa eriştir ![]() ![]() ![]() |
|
|
|