"Ş" Harfiyle Başlayan Deyimler |
|
|
#1 |
|
[KAPLAN]
|
"Ş" Harfiyle Başlayan Deyimler![]() ![]() "Ş" Harfiyle Başlayan Deyimler![]() ![]() ![]() Şad olmak: Sevinmek, mutlu olmak "Seni gördük, şad olduk "Şafak atmak: Aniden önemli bir durumla karşı karşıya kaldığını anlamak, bu sebeple tedirgin olmak "Onu yanımdan kovunca bende şafak attı "Şafak sökmek: Güneşin doğmaya başlamasıyla gece karınlığının yavaş yavaş kaybolup ortalık aydınlanmaya başlamak "Şafak sökmeye başlayınca yola çıkmaya karar verdiler "Şaha kalkmak: 1 Atın ön ayaklarını yerden kesip arka ayakları üstünde yerde durması 2 Coşmak, kükremek, baş kaldırmak "Azgın at şaha kalkarak binicisini sırtından yere attı "Şaka gibi gelmek: Bir türlü inanamamak "Bütün olup bitenler şaka gibi geliyordu onlara "Şaka götürmemek: 1 Şakadan hoşlanmamak 2 Bir iş ya da durum dikkatsizliğe, önemsenmemeye gelmemek "Bu iş şaka götürmez beyler, dikkat edin!"Şaka kaldırmak: Kendisine yapılan şakalara katlanmak, dayanmak ![]() Şaka maka (derken): "Ciddiye almıyor, ağırlığını duymuyor, gerektiği gibi önemsemiyorduk ama sonunda gerçekten önem vermemiz gerektiği ortaya çıktı" anlamında kullanılır ![]() Şakası yok: 1 Tehlikeli 2 (O) hatır gönül tanımaz, gerekeni yapar, ciddi bakar olaya "Şakası yok bu adamın, hemen buradan gidelim "Şakaya getirmek: 1 Oldukça önemli, ciddi bir şeyi açıktan söylemeyip şaka yollu söylemek 2 Önemli bir meseleyi şaka yaparak geçiştirmek "İşi şakaya getirip unutturmaya kalkma emi!"Şakaya vurmak: Ciddî bir söz ve davranışı şaka yoluyla geçiştirmek ![]() Şamar oğlanı: Herkesin hıncını aldığı, dövdüğü, çattığı, söylendiği kimse "Yeter artık, şamar oğlanı olmaktan kurtar kendini!"Şamata koparmak: Gürültü, patırtı yapmak ![]() Şapa oturmak: Güç bir duruma düşmek, çıkmaza girmek "Şimdi şapa oturduk işte, yardım alacak kimse de yok ortalıkta "Şart koşmak: Bir işin yapılmasını önceden bir şarta bağlamak "Para almadan, vermeyeceğini şart koş ona "Şeref vermek: Onurlandırmak, yapıp ettikleriyle övünç kaynağı olmak ![]() Şerefini korumak: Onurunu, kişiliğini gözetmek ![]() Şeşi beş görmek: Yanlış görmek, görüşünde aldanmak "Şeşi beş gördüm her hâlde "Şeyhin kerameti kendinden menkul: Çok büyük işler yaptığını belirtiyor ama bunu doğrulayacak ne kanıt ne de kimse var ortalıkta ![]() Şeytana uymak: Dinin emirleri dışına çıkmak, haram olan işlere bulaşmak, doğru yoldan ayrılmak "Şeytana uyup da tekrar kumara başlayacak diye korkuyorum "Şeytan diyor ki!: "İçimden şu kötü işi yap, doğru yoldan ayrıl eğilimi geçip duruyor" anlamında kullanılır "Şeytan diyor ki git şunu bir güzel döv "Şeytan dürtmek: Durup dururken uygunsuz, kötü bir davranışta bulunmak "Güzel güzel oynarken arkadaşına vurup kaçtı, şeytan dürttü her hâlde "Şeytan görsün yüzünü: "Onunla hiç görüşmek, bir arada bulunmak istemiyorum" anlamında kullanılır ![]() Şeytanın art bacağı: Çok afacan ve yaramaz (çocuk) ![]() Şeytanın ayağını kırmak: 1 Aksiliği, uğursuzluğu yenmek 2 Herhangi bir sebepten ötürü yapamadığı bir şey yapmak "Haydi, şu şeytanın bacağını kır da bize gel "Şeytan kulağına kurşun: İyi bir durumdan, işten gidişten söz ederken "Aman nazar değmesin, Allah kötülerin şerrinden korusun, şeytandan uzak bulundursun " anlamında kullanılır![]() Şeytanın yattığı yeri bilmek: Çok kurnaz ve açıkgöz olmak; bilinmesi, hatırlanması güç şeyleri bilmek; pek çok şeyden haberdar olmak "O ne tilkidir bilemezsin, şeytanın yattığı yeri bile bilir "Şıp diye geçmek: Ansızın, birdenbire geçmek ![]() Şifayı bulmak (veya kapmak): Hastalanmak "Burnum akıyor, yine şifayı kapacağız desene "Şimdiden tezi yok: Hemen, hiç durmadan, hiç vakit kaybetmeden "Şimdiden tezi yok, ne yapılacaksa yapılmalıdır "Şimşekleri üzerine çekmek: Söz ve davranışlarıyla çevresindekileri kızdırmak; rahatsız etmek; sert eleştirilerine, saldırılarına hedef ve neden olmak "Boşu boşuna şimşekleri üzerine çektin "Şirazesinden çıkmak: Bozulmak, çığırından çıkmak, düzenini yitirmek ![]() Şom ağızlı: Hemen her olayı kötüye yoran, kötü şeyler olacağını söyleyen, ileri sürdüğü ihtimallerin gerçekleşmesinden korkulan kimse "Milleti korkutup durma, kapa şu şom ağzını da rahatlayalım "Şöyle bir: Üstünkörü, gelişigüzel, üzerinde durmayarak "Şöyle bir baktım vitrindeki elbiselere"Şöyle böyle: 1 Ne iyi ne kötü, orta derecede 2 Hemen hemen, aşağı yukarı, yaklaşık olarak "Şöyle böyle üç yıl oldu onunla görüşemedik "Şundan bundan: Belli belirsiz, önemsiz şeyler "Eh işte, şundan bundan konuşup durduk "Şunu bunu bilmemek: İtiraz dinlememek, mazeret kabul etmemek, bahane istememek "Şunu bunu bilmem, yarın akşam sizi bekliyoruz "Şunun şurası: Küçümseme, azımsama, yakın bir yer belirtmek istendiğinde kullanılır "Şunun şurası on adımlık yer, gelmeyecek misin?"Şüphe kurdu: Kişinin içini kemiren, onu tedirgin eden kuşku "Onu arkadaşlarıyla birlikte gönderdim ama yine de içimi bir şüphe kurdu kemirip duruyor![]() |
|
|
|