Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
depresyon, kanser

Kanser Ve Depresyon

Eski 08-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kanser Ve Depresyon





Kanser Ve Depresyon;


Bireysel farklılıklar olsa bile dünyanın hemen her yerinde, kanser gibi yaşamı önemli derecede tehdit eden hastalıklar insanın yaşamını trajik olarak kesintiye uğratırKanser ile ilgili deneyimler, insanların bu hastalık ile ilgili bir takım psikolojik uyum süreçleri yaşadıklarını ortaya çıkarmıştır


Tanı Öncesi;

* Tanı

* İlk tedavi

* Tedavi sonrası

* İlerleyen hastalık ve son dönem


Tanı Öncesi;

Bu dönemde hasta için kanser tanısı bir soru işaretidir ve hastanın hekimi tarafından hastanın sorununa yönelik bir dizi tetkik ve incelemelerin yapıldığı dönemdirHastanın, bu dönemde belli düzeyde bir kaygı yaşaması normal uyum sürecinin içinde yer alabilirAncak, günlük yaşam kalitesini bozacak şekilde sürekli uyarılmış hali tedavi gerektirebilir


Tanı İle İlgili Dönem;

İdeal olan, tanısal fazda hekimin yeni kanser tanısı almış hastaya tanısını dürüst ve gerçekci bir biçimde söylemesidirAncak, bazı olgularda hastanın anlama yeteneğine bağlı olarak durumu birkaç vizit sırasında anlatılabilirBu fazın erken dönemlerinde hasta kendisini ve geleceğini etkileyen önemli bir kriz karşısında önce şaşırır, şok olur, olanlara inanamaz, inkar eder, öfkeye kapılır, kederlenir, uyku düzeni bozulurKarışık duyguların hakim olduğu yas dönemi birkaç hafta sonra yerini uyum çabalarına, savaşma isteğine ve umutlara bırakır Ancak, bazen bu belirtiler daha şiddetli ve süresi uzun olup, kişiye bir toparlanma şansı vermeyecek kadar ağır seyrederBu durum, hastanın tedavi planını olumsuz etkilerÖrneğin, erken dönemde hemen bütün hastaların durumu inkar etmesi tedavi gerektiren bir durum değil iken, inkarın uzayıp hastanın tedavisini reddetmesine yol açması ya da dirençli depressif semptomları psikiyatrik bir konsültasyonu gerektirebilirÇünkü, bu tür durumlarda hastalar hekimini, arkadaşlarını ve ailesini reddedebilirKanser tanısı sonrası hayatın anlamı değişir ve hastalık dışında bir şey düşünmek olanaksız hale gelirPsikiyatri konsültanları bu sorunlar için başa çıkma stratejileri geliştirmeyi ele alırlar, hastaların acılarını, korkularını ifade etmelerini sağlayarak onları dinlerler



Tedavi İle İlgili Dönem;

Cerrahi tedavi sırasında ağrı, ölüm ve anesaaai ile ilgili korkular yer alırHastalar bu dönemde göğüslerini, uterus, kol ya da bacaklarını kaybedebilirler ve bu durum onların aktivitelerini, işlerini yapmalarını, sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir Radyoterapi ile ilgili olarak, tedavinin yapıldığı ortam, makinelerle ilgili korkular ve radyoterapinin yan etkilerine ilişkin kaygılar yer alırKilo kaybı, saç dökülmesi, kemoterapide kullanılan ilaçların yoğun yan etkileri ilgili korkular ise kemoterapi sırasında görülürCinsel yaşam, fertilite ( üreme ) ile ilgili konular da risk taşır



Tedavi Sonrası Dönem;

Tedaviler ve iyi sonuçlarla birlikte yeni umutlar, üstesinden gelinecek güçlükler bu endişeleri tamamen ortadan kaldırmasa da azaltır, zamanla endişeler, kuşkular daha az düşünülür ve günlük hayatın akışı daha fazla önem kazanmaya başlarAncak bu akışı bozan, kansere yakalanan kişinin tedavi sonrası ciddi anksiyete ve depresif belirtiler yaşamasıdır İlk tedavi sonrası hastaların karşılaşacağı en önemli tehdit, kanserin tekrarlama ( kanser hücrelerinin vücudun başka bir organına atlaması ) olacağı korkusudurÇok sayıda hasta, hekimlerin yeterli tedavi etmediği veya tümördeki aktivitenin tam olarak yok edilmediği düşüncesi ile kanserin tekrarlıyacağı endişesini yaşarBu korku ile hastalar, hemen her türlü basit ağrı ve acıyı kanser ile ilişkilendirirlerÇok sayıdaki hasta için remisyon döneminde yapılan her türlü check-up, rutin kontroller, her bir hekim ziyaretleri, muayene ve tetkiklerde çıkabilecek hastalığa ait bir işaret beklenti anksiyetesine neden olur


Hastalığın tekrarlama ya da sonuç alınama haberini alan hastada yine şok olma, inanmama, inkar, sinirlilik, anksiyete ve depressif belirtiler görülürBazı hastalarda ise uykusuzluk, anoreksia, yorgunluk, anksiyete ve irritabilitenin eşlik ettiği ciddi reaktif depresyon tabloları görülür



İlerleyen Hastalık Dönemi;

Bu dönemde, hasta hastalığının önlenemez bir biçimde ilerlediğini fark ederBu nedenle, hastalık ile ilgili yeni bilgilere, hekimlere ve alternatif tedavi yöntemlerine gereksinim duyar



Son Dönem;

Bu dönemde hastalığının artık geriye dönüşü olmayan bir sürece girdiğini fark ederHasta için bu dönemde ortaya çıkacak dayanılmaz ağrılar, acılar ölüm ya da bilinmeyenden korkma söz konusudur

Kansere yakalanan kişilerin hemen hemen beşte birini depresyona duyarlı kılan bazı etmenler, hastalığı yenme isteğine egemen olabilirlerKanser tanısı ile başa çıkabilme gücü ya da kanser hastalarında depresyon riski oluşturan etkenler bir çok değişkenle ilgilidir


Hasta İle İlgili Özellikler;

Yaş, cinsiyet, eğitim, kişilik özellikleri, psikiyatrik öykü (depresyon, madde kullanımı, anksiyete bozuklukları, psikotik bozukluk)


Hastalığa Ait Özellikler;

Yeti yıkımı yapan belirtiler, kanser yerleşimi, prognoz, ağrı, yaşam kalitesinin ne oranda düştüğü (yaşam amaçları, kariyer, evlilik aile gibi Nutriyonel/endokrin, nörolojik


Tedavi İle İlişkili Özellikler;

Kortikosteroidler, opioidler, kemo-terapi (vincristine, vinblastine gibi), antiviral ilaçlar, antifungal ilaçlar


Çevresel Özellikler;

Sosyal destek eksikliği, duygusal alanda destekleyici olarak algılanan bir kişinin olmaması, ekonomik güçsüzlük, yaşam stresleri, ailede kanser öyküsü


Tanı Güçlükleri;

Kanserli hastaların psikiyatriste başvurmada çekinceleri olduğu ya da kanserli hastalarla çalışan ekibin ruhsal sorunları tanıma ve psikiyatri konsültasyonu istemede güçlükleri olduğu bilinen bir gerçektirBir hastanın günlük yaşamını etkileyen ve yaşam kalitesini düşüren herhangi bir sorun olduğunda ya da psikiyatrik bozukluk saptandığında zaman yitirmeden tedaviye başlamak, hastanın bu dönemini daha rahat geçirmesini sağlarKanserli hastalarda psikiyatrik morbidite ( hastalanma) % 38-47 arasında değişebilen oranlarda bildirilmektedir


Kanserli hastalarda en sık görülen ruhsal bozukluk depresyondur; sıklığı için % 45-58 gibi çok geniş bir aralık içinde değişen oranlar bildirilmiştirSıklığın bu kadar değişken oluşu, araştırmaların farklı tanı yöntemleri ve hasta grupları ile yapılmasına bağlıdırUyum bozukluğunu ayıran ve fiziksel olarak iyi durumdaki hastalarla yapılan çalışmalarda oranlar düşüktür



-Alıntıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.