Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
analizipdt®, depresyon, psikososyal

Depresyon Ve Psiko-Sosyal Analizi(Pdt®)

Eski 08-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Depresyon Ve Psiko-Sosyal Analizi(Pdt®)





Çağın hastalığı olarak bilinen depresyon aslında varlığı bilinmeyen bir rahatsızlık mıydı ? yoksa son zamanlarda artışa bağlı olarak mı bu kadar gündeme oturdu?

Aslında depresyon olarak bilinen durum toplumumuzda hep vardı Ama biz bunu depresyon değil, keyifsizlik, can sıkıntısı, halsizlik gibi anlamlarla tanımladık Yıllar boyu genel olarak benzer semptomlarla kendini hissettirdi İşte genel belirtiler:

1Depresif duygu durum

2İlgi Kaybı

3Uyku Bozukluğu

4İştah-kilo değişikliği

5Halsizlik-enerji kaybı

6 Ajitasyon

7Değersizlik-kararsızlık-suçluluk hisleri

8Dikkat toplamada güçlük-unutkanlık

9Ölüm ve intihar düşünceleri

Depresyon bir düşünce ve duygulanımın hayata uygulanmasıdır Yani düşüncelerimiz genel olarak olumsuzlaştığında, hayata genel olarak bakış açımız umutsuzluk, çaresizlik, isteksizlik-,hayatın anlamsızlığı olarak şekillenir Depresyonun çıkış nedenleri arasında, kayıp, üst üste yapılan hatalardan dolayı suçluluk, kendine yöneltilen aşırı eleştiri,hedefleri aşırı büyütüp ulaşamamanın verdiği yetersizlik ve çaresizlik duygusu, yaşanılan olaylara tepki verememekten dolayı bunların birikerek kaldırılamaz hale gelmesi,aldatılma, ekonomik kayıplar,ilgi-sevgi eksikliği,bedensel yetersizlik duygusu gibi genel olmakla beraber herkese özgü nedenle depresyon çıkmaktadır Özellikle son zamanlarda insanların olaylara, haksızlıklara yeri ve zamanında tepki vermemesinden kaynaklanan bir depresif birikim daha da fazla görünmektedir Kişi yaşanılan durumla ilgili sıkıntıları o an içine atmaktadır Bu nedenle biriken bir kendini ifade edememe, derdini anlatamama, haksızlığa uğrama, acizlik,kullanılmış duygusu vb gibi düşünce ve duyguları alt yapısını içinde oluşturmaya başlar Özellikle burada dikkat edilmesi gereken nokta ise “sabır ve taviz” in birbirine karıştırılmasıdır Şimdi bu yazıyı okurken hemen düşünebilirsiniz hayatımda sabır ve tavizi nerede karıştırıyorum ? sabır, bir çocuğu yetiştirmek gibidir Onu büyütürken belli şeyleri yapabilmesi için emek ve bekleriz taviz ise bu çocuğu büyütürken her dediğine evet demektir Sonrasında ise neden bu kadar tepkisiz kaldım veya neden bu kadar açık kapı bıraktım diye suçu kendinde bulmaktırDepresyondaki durum buna benzemektedir Yaşantılarımızda keşkeler fazladır Suçluluk duygusu genelde keşkeler ile başlatır cümleleri Depresyona giren kişi ağırlıklı olarak “pişmanlık, suçluluk, değersizlik, önemsizlik, işe yaramazlık, kullanılmışlık gibi düşünceleri taşır Bu düşünceler, kişide, üzüntü, keder, isteksizlik, yaptığı işten zevk alamama,içe kapanma, sorunlardan kaçmak ve bir şeyler yapmamak için hep uyumak ve evden çıkmamak gibi duygu ve davranışlar gösterirler Aslında bu konuda yapılan çalışmalarda da çok ilginç bilgilere ulaşmıştır mesela herkesin hayatında 3-4 kere depresyona girdiğini, fakat kişinin bunun adının depresyon olduğunu bilmediğini göstermiştir

Sosyal yaşantımızda bizi depresyona sürükleyen aslında birçok neden bulunmaktadırÜlkemizdeki insani ilişkiler, aile yaşamları, aşk, iş ilişkileri, ekonomik-kültürel yaşam gibi tüm noktalarda depresyona maruz kalmamak elde değil Özellikle ekonomik krizin kol gezdiği şu anlarda sosyal ve ekonomik depresyondan söz edebiliriz Toplumsal değişimler ister istemez ruh halimizi ve düşüncelerimizi etkilemektedir Bunun nedeni ise mutluluğu hep dışarıda arayan bir toplum haline dönüşmemizdiroysa dışarıdakiler ve ötekiler bizden çok da mutlu değiller Biz varolan aile, millet ve realitemizle barışıp onunla mutlu olmaya çalışmalıyız

Ekonomik kriz neden depresyon yapmaktadır ? çünkü mutluluğu alışverişlerde, giyimlerde, oyun salonlarında,lüks tüketimlere bağladığımız için ekonomik depresyon,bireysel olarak ruhsal-düşünsel depresyona dönüşebiliyor hemen Oysa şu bir gerçek ki şuana kadar Türkiye”de kimse açlıktan ölmediFakat yüksek derecede haz ve mutluluğunu ekonomik değerlere bağlayan bir toplum haline dönüştükmutluluğumuzu ekonomik güce bağladıkGüce tapan güçten anlar misali hayatımızın tüm kontrolünü ekonomiye devrettik
Ekonomik krizin baş gösterdiği son günlerde işini kaybeden, gelirinde düşüş yaşayan, kart ödemelerini aksatan, bir gecede sıralaması değişen insanların ruhsal durumunu analiz ettiğimizde hayata bakış açılarındaki fark ortaya çıkmaktadırekonomik temelli yaşamı merkez alan insanların bu tip krizlerde daha kaygılı ve depresif olduğunu söyleyebiliriz
Yine ekonomik krize bağlı olarak aile yapılarında artçıların olması kaçınılmazdır Erkek egemen toplumda baba rolünün kazanç ile özdeşleşmesi sonucu bu tip krizlerde babanın karizmasını çizdirmektedir Hem çocuğun hem de annenin gözünde baba değer kaybetmenin veya kaybetme kaygısından dolayı yoğun olumsuz duygu düşünceler yaşamaktadır Yapılan araştırmalarda ,boşanmaların temelinde ekonomik etkenlerin daha yüksek çıktığı tespit edilmiştir

Bu ekonomik ilişkinin bir de bireysel ilişki örneği var Bir ilişkide karşıdakini ne kadar hayatının merkezine koyar isen seni o kadar çok etkiler Her hareketi senin ruh durumunu alt üst eder İşte aynı durum burada da geçerlidir

İzlenilen kanallar, izlenilen haberler, hep aldatılmışlık, cinayet, terk edilme dolu kadın programlarının varlığı gizli bir depresyonun habercisidir İnsanların ruh hali, izledikleri film, dinledikleri müzik, elbise rengi vs her şeyi etkiler Bu nedenle depresyonun nedenlerini sadece bir nedene bağlamamak lazım Bazen şartları farkında olmadan kendimiz hazırlarız

Yine sosyal açıdan güvenin zedelenmesi vardır Toplumsal güvenin azalması, insanların birbirine güvenememesi ,kişinin kendini daha da çaresiz ve yalnız hissetmesine neden olmaktadırBu durum büyük şehirlerin birer yalnız kalabalıklar yığınına dönüşmesine neden olmaktadır Akraba ilişkilerinin azlığı, ekonomik-cinsel araçlı ilişkiler vs birer üzüntü nedeni olabilmektedir Fakat bu genel bir durum değildir Başından her hangi bir olumsuz yaşantı geçmemiş insanlarımız bile bugün topluma karşı büyük bir güvensizlik hissetmektedir Temele indiğimizde kitle iletişim araçlarının verdiği trajedi dolu haberler ve mesajlardır Şuna inanıyorum ki, mesela yaşadığınız yerdeki insanların % 90 ı güvenilecek insanlardır Ama bizim önyargılarımız ve korkularımız bizi yönlendirdiği için bazı şeyleri aşamamaktayız

Peki kendimizi nasıl korumalıyız? Depresyon, biyolojik boyutunu bir kenara bırakırsak temelde olayları yorumlamak ve onlara kendimize göre bir anlam vermek ile oluşur Mesela aynı olaya
*herkes neden aynı tepkiyi vermez ?
*Benim yaşadıklarımı arkadaşım yaşıyor olsaydı ona ne derdim?,
*Bu olayla ilgili hangi eski düşüncelerim ve duygularım aktive oldu ?,
*Olay müdahale alanımın dışında mı? Dışında ise neden kendime pay çıkarıyorum?
* Daha önce bu tip bir durumda nasıl baş ettim?
*daha önce bundan daha zor olayları nasıl atlattım ?
gibi sorular ile durumumuzu analiz edip, cevaplar ile sağlıklı bir bakış açısı geliştirebiliriz ( bu konuda bilişsel-davranışsal terapi ile sonuçlar alınmaktadır )

Depresyonun bu kısa belirtileri ve tanımından sonra depresyondan çıkış için neler yapabiliriz buna değinelim(genelde teorik temelli makaleleri okumaktan çok sıkıldığım ve bilgi olarak kısa ve öz açıklamalardan yana olduğum için bu şekilde de yazmayı tercih ediyorum)
Ø Depresyonda bireyin isteği azalmıştır Burada beynin çalışma sistemi biraz daha farklıdır Normalde biz bir şeyi önce ister sonra yaparız Ama depresyonda iken yaparak isterizYani dışarı çıkmak için istek duymuyor isek, dışarı çıkma konusunda ısrar etmeliyiz Çıktıktan sonra bize iyi geleceğini” iyi ki çıkmışım” diyeceğimizi iç konuşmamızla kendimize telkin etmeliyiz
Ø Depresyonda yaşam ile ilgili hem siyahları görürüz Depresif ruh halimizden dolayı hayatın hep olumsuz,kötü giden yönlerini görürüz Düşüncelerimiz hep umutsuzlukla doludur Problemleri büyütür gücümüzü küçümseriz Bu nedenle bu yazıyı okuduğumuzda bu sürecin hayatımızın genelini değil sadece yaşadığımız anı kapsadığını fark etmiş oluruz
Ø Depresyonda olduğumuz dönemde olaylara sağlıklı ve objektif bakamayacağımız için bu dönemlerde hayatımızda önemli kararlar almamalıyız Evlilik, iş hayatı,çocuk vs gibi konularda iyileşme süreci bitmeden karar almamamız gerekir Genelde bu dönemde eşinden ayrılmak isteyen, depresyon nedeni olarak eşini gören, depresyondan çıkmak için çocuk yapmak isteyen, yeni işe girmek ya da işten ayrılmak isteyen danışanlarımız olmaktadırBu durum evliliğini kurtarmak için çocuk yapmaya benzer Son umut artık sıfır yaşındaki çocuktur
Ø Depresyon döneminde kişi yaşadığı olumsuz ruh halini ve düşünceleri mutlak olarak bir nedene dayandırmak isterBu nedenle farkında olmadan kendince mantıklı bir neden bulur Bu durumlarda gerçek nedenleri bulmak için bir uzmandan yardım almak gerekir
Ø Depresyon sürecinde iştah bozulur Aşırı yemek yemek olduğu gibi yemekten kesilmek semptomlardandıryemekten kesilmek, yenilen maddeden zevk almamak, damak tadının bozulmasının göstergesidir Fakat iştah azalması arttıkça beden direnci düşeceği için depresyonun artışı görülürAyrıca halsizlik ve yorgunluk olacağı için depresyondan çıkma gecikir
Ø Depresyon hayatı değerlendirme sürecidir Bu nedenle doğru düşünme, olayları facialaştırmadan ve çarpıtmadan doğru bakmak için sadece ilaç desteği yetmezYapılan araştırmalarda İlaç desteği alanların terapi alanlara oranla sonradan yinelenmesi daha yüksek çıkmıştır
Ø Kişi depresyonda olduğunda az emek veren ve mutlu edici aktiviteler yapar Bunun ene büyük göstergesi son zamanlarda bilgisayarda oyun ve internet kullanımıdır Yoğun kullanım geçici olarak mutlu etse de temelde depresyonun uzamasına ve sorunun etkisinin büyümesine neden olur kişi chatta zayıf kalmış tüm yönlerini istediği gibi tatmin etmekte, istediği kimliğe bürünüp istediği değeri ve ilgiyi yaratabilmekte ise de yine de geçici bir çöüm olmakta olup , reel hayata döndüğünde kendi gerçeklerinden rahatsı olup tekrar sanala kaçarak mutlu olmaktadır Bu durum depresyonun sürmesine neden olmaktadır
Ø Depresyonda kişinin yoğun geçmişi sorgulamak ve hatalarını önüne koymak isteği vardır Akılsal çıkarsamalar ile bunu fark etmek ve değiştiremediğimiz şeyler ile uğraşmaktan vazgeçip kabullenmek en sağlıklı yöntemdir
Ø Depresyonda bilişsel çarpıtmalar çok fazla ve abartılır Olayları abartılı olarak vahimleştirmek,çözülemeyecek gibi düşünmek,umutsuzluk gibi bakış açıları oluşmaktadırBunların çözümü için kendimize sormamız gereken bazı sorular vardır
Ø Depresyonda iken verilen ilaçları günlük ruh halimize göre değil, belirtilen miktarda ve süre içinde aralıksız kullanmalıyızGenelde hastaların kendini biraz iyi hissettiklerinde seansa gitmedikleri ve ilacı bıraktıklarını tespit ediyoruz Bu durum tedavinin tamamlanmasını engeller
Depresyon çağımızın hastalığı olarak kabul edilmektedir Çünkü modern çağını düşünce ve yaşam biçimi depresif yaşama sürükleyicidirAma unutmayalım ki yaşam tarzımız, hayatımızda seçtiğimiz ilişkiler, hayatı değerlendirme tarzımız, yaşamdan beklentilerimizle alakalıdır Tabiî ki çocukluk yaşantısının etkisi büyük ve etkileyicidirFakat uzman desteği ile bu problemin de çözümü mümkün Kendimizi depresif ruh haline teslim etmemeliyiz
Çocukluğumuzun kötü geçmesi ve olumsuz yaşantılarımızın olması hayatımızın devamının buna bağlı olarak devam edeceği anlamına gelmez Zor zamanlarımızla hemen geçmişimize sığınmamalıyız
Sonuçta en mutlu insanlar çocukluğunu 4/4 lük yaşayanlar değil, şu anını 4/4 lük yaşanlardır Hayatta her şeye rağmen mutlu olabilmek bir başarı ve azimdir İnsanların savaşlarda, kıtlıklarda bile mutlu ve umutlu olabildiklerini devamlı görebiliyoruz
Depresyonun başka bir boyutu ise reel benlik ile ideal benlik makasının geniş olmasıdıryani var olan gerçeğimizle ulaşmaya çalıştığımız veya olmaya çalıştığımız ben arasındaki farkın fazla olması bizi hayal kırıklılığı nedeniyle depresifleştirmektedir Hedefe ulaşamama, istediklerini yapamama, istediği gibi davranamama gibi olumsuz sonuçlar bireyde yetersizlik, becerememe gibi kendine dönük düşünceleri doğurur Peki ne yapmalıyız? …
** aslında hep dediğimiz gibi öncelikle var olan reel benliğimizle barışık olup kendimizi olduğumu gibi kabul etmeliyiz Yani potansiyelimizi, bulunduğumuz sosyal-kültürel-ekonomik vs düzeyimizi en başta kabul etmeliyiz Kabul ettikten sonra somut gerçekçi ve ulaşılması mümkün ve kısa süreli hedefleri belirlemeliyiz Böylece hem sonuçları kısa sürede görür hem de ulaşmak için daha çok çaba sarf ederiz
*Depresyon bir süreçtir Sonuçta kronik olmadığı sürece belirli bir zaman diliminde biter Bu sürenin uzunluğu kişinin azmine ,yardım almasına,çevresel desteğe, yaşadığı sosyal ortamın özelliğine bağlıdır Ama her zaman kişinin tek başına baş etmesi mümkün olmayabilir Tek başına baş etmek, hem umutsuzluğu ve iyileşmeye olan inancı azaltır hem de özgüven kaybına neden olur
Depresyon için söylenecek çok şey varfakat genel mantık hayata ve olaylara verdiğimiz anlam ve onları yorumlamaktır

Saygı ve sevgi ile

Serhat Yabancı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.