Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
karbonat, sodyum

Sodyum Karbonat

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sodyum Karbonat





XVIII Yüzyılda en verimli iki sanayinin madencilik ve dokuma olduğunu hatırlatalım Kimya, dokuma alanında, lavoisier'den önceki yıllarda da büyük rol oynamıştı O kadar ki, bu yüzyılın sonlarına kadar kimya her şeyden önce kumaş boyama sanatıydı diyebiliriz O dönemde şu boyayıcı maddeler kullanılmaktaydı:


Meksika'dan, Kanarya Adalarından ve Hindistan'dan ithal edilen kırmız böceği; Meksika ve Antiller'den bakam ağacı; Hindistan ve Uzak Doğu'dan çivit, Brezilya'dan brezil Orta Doğu'dan mazı, vb Bazen kumaş, boyayı kendiliğinden emerdi, bazen de boyadan önce kumaşı yağlardan arıtmak gerekiyordu Kısacası, dokuma eskiden beri bilime dayanan bir teknik olmuştu


Kumaşları yağlarından arıtmakta şapın ne gibi yararları olabileceğini ilk sezen, İngiliz Wtlliam Petty (1623-1687) olmuş ve: "Şap, kumaşla boya arasında bir bağdır," demişti Ama boyamada en yararlı çalışmaları yapanlar Fransızlar oldular Fizikçi Cisternay Du Fay (1698-1739) boya ve şap oranını tam olarak tespit etti Kimyagerler "Jean Hellot (1685-1766), Pierre-Joseph Macquer (1718-1784) ve İngiliz meslektaşları Bancroft (1744-1818)" yüzlerce yıllık tekrarların dışında bir teknik bulmaya çalıştılar "Boya Sanatının öğeleri" adlı eserin yazarı olan büyük kimyacı Claude Berthollet (1748-1822), Lavoisier'nin görüşlerine dayanarak kimyaya, bilime dayanan bir yöntem kazandırmaya çalıştı


İki başka teknik daha boyaya sıkıca bağlıydı: Birincisi, deri sanayisinde de kullanılan şap üretimi Şapın 1461'de Kilise topraklarında keşfedilmiş olması nedeniyle, üretimi XV yüzyılın sonuna kadar Papalığın tekelinde kalmış, üç yüz yıl içinde de bütün Avrupa'ya yayılmıştı İskoçyalı Kimyacı Peter Spence 1845'te modern yöntemi keşfedinceye kadar şap üretiminde bir değişiklik görülmedi İkinci tekniğe gelince; bu, kumaşların beyazlaştırılmasıydı Soldurma işlemi, kumaşları uzun zaman güneşe sermek yoluyla sağlanıyordu Berthollet, Gobelins'deyken bunu klorun etkisinde bırakmakla elde etti Sonra da klorlu tuz bileşimi icat ederek bunu, Paris yakınındaki Javel köyünde sanayi çapında üretmeye başladı Ev kadınlarının o gün bugündür kullandıkları Javel çamaşır suyu böylece bulunmuş oldu


Kumaşları dokumak ve boyamakla iş bitmiyordu, bunları bir de yıkamak gerekiyordu XVIII yüzyılın sonuna kadar, yıkama bir sorun olmamıştı Venezüela ve Mısır'dan gelmekte olan sodyum karbonattan ya da İspanya kıyılarında çıkarılan bir deniz bitkisini yakarak sabun imal ediyorlardı Bundan başka potasyum ve sodyum külleri de cam ve kâğıt üretiminde, yünlerin yağlardan arıtılmasında kullanılmaktaydı


Ne var ki Devrim öncesinden başlayarak İspanya ile ticaret yavaşlamış ve birkaç yıl sonra da büsbütün durmuştu O kadar ki, sodyum karbonatın yerini tutabilecek bir madde bulmak zorunluydu 1788'de Bilimler Akademisi, bulana prim vaat etti 1790'da Nicolas Leblanc (1742-1806) adlı bir aday çıktı Orleans dükünün özel doktoru olan Leblanc, nötr tuzlar hakkında kayda değer araştırmalar yapmıştı Şimdi de deniz tuzunu, yüksek ısıda kömürün ve sülfirik asitin etkisinde tutarak yeni bir madde imal etmeyi teklif etmekteydi Fakat elde edilen madde kaliteli olmakla birlikte çok miktarda, pis kokulu bir kalıntı bırakıyordu ve bundan kurtulmanın nasıl mümkün olabileceğini kimse kestiremiyordu


Bu, en sonunda pratik bir güçlüktü, ama Bilimler Akademisi bunu bahane ederek bilgine primi vermedi Leblanc'a güveni sarsılmayan tek kişi, efendisi Orleans düküydü Hatta Saint-Denis'de bir fabrika kurup bu maddeyi üretebilmesi için kendisine 200000 frank sermaye verdi Ama şanssızlık Leblanc'ın yakasını bir türlü bırakmıyordu Devrim sırasında Orleans dükü tutuklandı ve giyotinle idam edildi Bütün mallarına el konulduğundan, fabrika elden gitti Böylece mucit günden güne yoksulluğa düştü Sonunda 1804'te haklarını tanıdılar, ama bu defa da kapitalistler elinden tutmak istemediler Herkes tarafından terk edilmiş ve umutsuz kalmıştı Leblanc bu duruma dayanamayıp intihar etti


Leblanc yönteminin sakıncalarının kolaylıkla giderildiğini ve nice sanayicinin onun sayesinde servet sahibi olduğunu düşünecek olursak, bu karayazı insanı daha çok üzüyor Mucitin ailesi yoksulluk içinde yaşarken vatandaşlarından Jean Darcet adlı biri (1777-1886), 'mamulü' verimli olmaktan çıkaran kalıntılarından kurtarmanın yolunu buldu O sırada işi İrlandalı James Muspratt ele aldı (1793-1886) Sırasıyla eczacı çıraklığı, Wellington ordusunda asker ve İngiliz donanmasında subay adaylığı yapmış olan bu serüvenci, 1822'de Liverpool'a yerleşmiş ve Leblanc yöntemiyle sodyum karbonatı imal etmeye karar vermişti Darcet'nin yöntemini geliştirip buna yenilerini de ekledikten ve birçok mali güçlükler atlattıktan sonra bu maddeyi sanayileştirmeyi başardı Malını bütün dünyaya kabul ettirmek için uzun yıllar çabaladı ve XIX yüzyılın ortalarına doğru kesin başarıya ulaştı 1863'te bütün dünyaya yılda 300000 ton mal satmaktaydı Sodyum karbonat gelişmiş, büyük kimya sanayii kurulmuştu


Yine aynı yıl içinde yani 1863'te yarım yüzyıldan beridir laboratuvarları uğraştıran bir buluş daha sanayiide bomba etkisi yaptı: Yirmi beş yaşında bir Belçikalı kimyager daha kolay ve daha ucuz bir üretim yöntemi öneriyordu


Bu genç mucit Ernest Solvay (1838-1922) idi 1836'da İskoçya�da, daha sonra Viyana, Leeds ve Paris'te denenip de mali felâketlere yol açan bir yöntemi başarıya ulaştırmıştı Bu, tuzu amonyak ve karbonik gazla işlemekten ibaretti Reaksiyon sodyum bikarbonat vermekte, bundan da, ısıtılarak istenilen karbonat elde edilmekteydi Hemen şuna işaret etmeliyiz ki, bu yöntemin basitliği bir görünüşten ibaret olup aslında Solvay'ı uzun zaman uğraştırmıştı Solvay'ın yönteminin gerçek bir ihtiyaca karşılık verdiğine de inanmamız gerekir Çünkü birkaç yıl içinde Belçika, ABD Almanya, Rusya ve daha birçok ülkelerde üst üste fabrikalar kurulmaya başlandı Böylece Üretim 1875'te 40000 tona, 1895'te 1000000 tona yükseldi 1902'de de dünyada üretilen 1800 000 ton sodyum karbonatın 1650000 tonu Solvay yöntemiyle elde edilmekteydi


Solvay, zavallı Leblanc'ın tersine şanslı çıkmış, büyük bir servet, ün ve sevgi kazanmıştı Ama bunları iyiye kullanmasını bildiğini de hemen eklemek gerekir Her şeyden önce, çok zengin bir sanayici olduktan sonra bile bilim aşkını kaybetmedi Aynı zamanda büyük bir insanseverdi Brüksel ve Paris'te enstitü ve kurumlar kurdu 1911'de de bütün dünya fizikçilerim Belçika'nın başkentinde toplayacak bir kongreler sistemi meydana getirdi katkısının özellikle büyük etki ve sonuçları olmuştur Planck, Rutherford, Bohr gibi bilginler buluş ve icatlarını burada açıklamışlar ve bu toplantılar Curie, Einstein, Jeans, Langevin, Perrin, Poincare ve daha başka ünlü bilim adamlarının bir araya gelmelerine fırsat hazırlamıştı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.