Prof. Dr. Sinsi
|
Bazı Bilimadamlarının İlginç Özellikleri
Bilimadamları da hepimiz gibi insanlardır Onların da zaafları,aşırı davranışları ve bir takım saplantıları olabilir Bu özelliklerin çoğu bize garip görünebilir Aslında bunların hepsi normaldir Zira onlar kendi konularında çok farklı olsalar da sonuçta bize benzerler Almış olduğum notlarda bana ilginç gelenlerin birkaçını paylaşmak istiyorum![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Carolus Linnaeus,kendisini aşırı derecede üstün gören bir kiÅŸiliÄŸe sahipti Övünmeyi o kadar ileri götürmüştü ki,dünyaya o güne dek kendisinden daha büyük botanikçinin gelmediÄŸini ileri sürmüştü BulduÄŸu sınıflandırma sisteminin, bilim dünyasının en büyük baÅŸarısı olduÄŸunu sık sık açıklıyordu Onun bu gibi övünmelerine şüpheyle bakan kiÅŸileri affetmez,adlarını zararlı otlara vereceÄŸini söylerdi Linnaeus’un bir diÄŸer aşırı özelliÄŸi ise sekse olan yoÄŸun ilgisiydi Bazı çiftkabuklular ile diÅŸilerin cinsel organları arasındaki benzerlik onun ilgisini çok çekiyordu Bir midye türünün belli bölümlerine vulva,labia, pubes,anüs ve himen gibi isimler vermiÅŸti Bitkileri sınıflandırmasını üreme organlarının doÄŸasına göre yapmıştı Bir de bu bitkilere aşırı seviyede insanlara özgü cilveler yakıştırmıştı Çiçekler ve çiçek davranışları için yaptığı açıklamalarda ‘rastgele cinsel iliÅŸki’,’kısır metres’ ve gerdek yatağı’ gibi benzetmeler yapardı Bu durumda elbette birçok kiÅŸi kendisini yadırgıyordu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Benjamin Thompson’un yaÅŸamı boyunca edindiÄŸi unvan ve yaptığı görevlerin listesi hayli uzundur Sosyal yaÅŸamında kont ve sir ünvanları aldığı gibi devlet adamlığı ve askerlik yapmış,bu arada bilim tarihine adını da yazdırmıştır 1772 yılında,zengin bir dul olan Sarah Walker ile evlendi New Hampshire’de bugün Concord olarak adlandırılan Rumford’a yerleÅŸti Henüz 19 yaşındaydı ve karısı kendisinden 14 yaÅŸ büyüktü O tarihlerde yürütülen bağımsızlık savaşında Ä°ngiltere kralına baÄŸlı kalanlardan biri oldu ve Ä°ngiliz yönetimine sadık kaldı Ãœstelik Ä°ngiltere hesabına casusluk yaptı 1776 yılında,hürriyet davasına kayıtsız durduÄŸu gerekçesi ileri sürülerek tutuklanma tehlikesi ile karşı karşıya kalınca ailesini geride bırakarak Ä°ngiltere’ye kaçmak zorunda kaldı![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
1805 yılında Fransa’da iken Lavoisier’in dul eÅŸi ile evlendi Ancak bu evlilik yürümedi BoÅŸandıktan sonra Fransa’da yaÅŸamaya devam etti![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Edmond Halley,günümüzde,adının verildiği kuyrukluyıldız nedeni ile anımsanır Oysa bu kuyrukluyıldızı kendisi keşfetmemişti 1682 yılında gördüğü bu cismin 1456,1531 ve 1607 yıllarında başkaları tarafından görülmüş olan kuyrukluyıldızla aynı olduğunu anladı Onun yörüngesini hesapladı Bu gök cismi
1758 yılına kadar,yani ölümünden 16 yıl sonrasına kadar henüz adlandırılmamıştı Halley gerçekten çok yönlü bir bilimadamı idi Gezegenimizin tarihlendirilmesi konusundaki ilk ciddi önerilerden birisini yaptı Dünya denizlerindeki toplam tuz miktarının,her yıl eklenen tuz miktarına bölünmesi ile elde edilecek sayının okyanusların yaşını ortaya çıkaracağını ileri sürmüştü Böylece Yerküre’nin yaşı konusunda kabaca bir fikir edinebilirdik Ancak o tarihlerde ne denizlerde ne kadar tuz olduÄŸu,ne de her yıl eklenen tuz miktarını bilen yoktu Böyle bir araÅŸtırma yapma olanağı da yoktu Gemi kaptanlığı, kartograflık ve darphanade kontrolörlük gibi iÅŸleri yaptığı gibi derin deniz dalgıç hücresi gibi icatları da vardı GeniÅŸ ilgi alanına afyonun etkileri bile girdiÄŸi gibi balıkları dört mevsim taze tutmaya yarayan metot da geliÅŸtirmiÅŸti![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Edwin Powel Hubble, Chicago Ãœniversite’sinde okurken matematik ve astronomi konusunda lisans derecesi aldı Bu yıllarda iyi bir boksör olarak tanınıyordu Ayrıca atletizmin pekçok dalıyla da ilgiliydi Öğrenimini tamamladıktan sonra Ä°ngiltere’ye gitti Oxford Ãœniversite’sinde hukuk öğrenimine baÅŸladı Ä°ngiltere’de üç yıl kalıp döndükten sonra 1913’te avukatlık yaptı Ancak bu iÅŸten kısa süre sonra vazgeçti Lisede öğretmenlik ve basketbol koçluÄŸu gibi uÄŸraşılarda bulundu Ama kısa bir süre sonra hepsinden bıktı Gene astronomiye döndü Çalışma yeri Wisconsin’deki Yerkes Gözlemevi’ydi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Alçakgönüllü bilimadamları için bir örnek: Vardığı sonuçlara düşünerek ulaÅŸan Einstein,herkes tarafından merak edilen bir kiÅŸiydi Bir gün ÅŸair Paul Valery, fikirlerini kaydetmek için bir defter tutup tutmadığını sorunca biraz ÅŸaşırmış ’Hiç lüzum yok ki’ diye cevap vermiÅŸ ’Aklıma nadiren bir fikir gelir’
DiÄŸer bir örnek: Dalton özel yaÅŸamında da Quaker’ların mütevazi davranış kurallarını uyguluyordu 1826 yılında bir Fransız kimyacı onunla tanışmak için Manchester’e geldi Ãœnü bu kadar yaygın olan Dalton’u büyük bir enstitü binasında bulacağını sanmıştı Sora sora ÅŸehrin arka sokaklarından birinde bulunduÄŸunu öğrendi Oraya varınca küçük çocuklara temel aritmetik dersleri verdiÄŸini gördü Oldukça ÅŸaşırıp Bay Dalton’la mı karşı karşıya olduÄŸunu sordu Zira aritmetiÄŸin ilk 4 kuralını küçük bir çocuÄŸa öğreten bu kiÅŸinin Avrupa’da nam salan kimyacı olduÄŸuna inanamıyordu Ama Dalton,aradığı kiÅŸinin kendisi olduÄŸunu söyledi Küçük çocuÄŸun aritmetiÄŸini düzeltinceye kadar biraz oturmasını rica etti![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
1800’lü yılların başında Ä°ngiltere’de güldürücü gaz olarak bilinen diazot monoksit kullanımı oldukça yaygınlaÅŸmıştı Ä°nsanlara son derece keyifli bir sarhoÅŸluk duygusu verdiÄŸinden herkes bu gazı solumak için fırsat kolluyordu Nitekim 50 yıl boyunca özellikle gençler,uyuÅŸturucu olarak diazot monoksit kullandı Tiyatrolarda gönüllüler sıkı nefesler çekip neÅŸeleniyorlar ve komik sendeleyiÅŸlerle izleyenleri eÄŸlendiriyorlardı Bu gaz ancak 1846 yılından sonra anestezik olarak kullanılmaya baÅŸlandı Ä°ÅŸte diazot monoksit gazının neÅŸe veren sarhoÅŸluÄŸuna kendini kaptıranlardan birisi de Humphry Davy oldu Ama aynı zamanda bu gazın herhangi bir hastalığa neden olup olmadığını da sınıyordu Amonyak ile azotun asit ve oksit bileÅŸiklerinin bileÅŸimini inceledi Bilim ve edebiyat çevresindeki dostlarını, diazot monoksitin solunum etkilerini bilim dünyasına açıklamaları için ikna etti Bu arada hidrojen ve karbon monoksitten oluÅŸan ve çoÄŸu kez yakıt olarak ta kullanılan su gazını deneme amacıyla solurken neredeyse yaÅŸamını yitiriyordu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Othniel Charles Marsh ve Edward Drinker Cope,özellikle fosil konusunda uzmanlaÅŸmış kiÅŸilerdi Her iki bilim adamının ortak yönleri fazlaydı Ä°kisi de şımartılmış,hırslı,bencil,kavgacı,kıskanà §,güvensiz ve mutsuz kiÅŸilerdi BaÅŸlangıçta birbirlerine hayranlık duyuyorlardı Çok iyi dostluk kurmuÅŸlardı Öyle ki fosil örneklerine birbirlerinin adını veriyorlardı 1868 yılında bugün bile bilinmeyen nedenlerle araları bozuldu Aradan daha bir yıl geçmeden birbirlerine olan nefreti o kadar arttı ki sonraki 30 yıl boyunca bitmeyecekti Ä°lk 10 yıl karşılıklı nefretleri sessiz bir savaÅŸ gibiydi Ama 1877 yılında olayların boyutu büyüdü O yıl,Arthur Lakes adlı bir öğretmen, arkadaşı ile kırlarda yürüyüş yaparlarken Morrison civarında birtakım kemikler buldu Kemiklerin dev bir ‘keler’e ait olduÄŸunu anladı Bu kemiklerin bir kısmını Marsh’a,bir kısmını ise Cope’a gönderdi Çok memnun olan Cope, Arthur Lakes’e 100 dolar yolladı ve bu keÅŸfinden özellikle Marsh’a bahsetmemesini istedi Zor durumda kalan Arthur Lakes, Marsh’a baÅŸvurdu ve elindeki kemikleri Cope’a göndermesini rica etti Marsh istenileni yaptı ama bu olayı hayatı boyunca unutmadı Bu olay ikisi arasında sürmekte olan savaşı daha sert hale getirdi Bazen emirlerindeki kazıcı ekiplerini birbirlerine taÅŸlatıyorlardı Bir gün Cope,Marsh’a ait sandıkları açmaya çalışırken yakalanmıştı Her ikisi de yazmış oldukları yazılarında birbirlerine hakaret ediyorlardı Her biri diÄŸerinin bilimsel baÅŸarısını küçümsüyordu Aslında bu durum çok ilginç bir sonuç veriyordu Ä°ki araÅŸtırıcının birbirlerine olan nefreti çalışmalarını hızlandırmıştı Onların bu rekabeti sayesinde,Amerika’da yaÅŸadığı bilinen dinozor türlerinin sayısı 9’dan 150’ye çıkmıştı Hemen hemen her dinozor,bu ikisinden biri tarafından bulunmuÅŸtur Bazen hırslarına o denli kapılıyorlardı ki,zaten bilinen bir ÅŸeyi yeniden keÅŸfediyorlardı Artık yapmış oldukları sınıflandırma karmakarışık hale gelmiÅŸti Bu iÅŸin düzene sokulması yıllarca sürmüştür![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
William Thomson(Lord Kelvin),soÄŸuma olayını Yerküre’in yaşının belirlenmesine uygulamak istiyordu Yerküre’in GüneÅŸ’ten koptuÄŸunda onunla aynı sıcaklıkta olduÄŸunu ve sürekli soÄŸuduÄŸunu varsayıyordu 1862 yılında Yerküre’in yaşının 200 milyon yıldan fazla olamayacağını hesapladı Kesin olarak 98 milyon yıl olduÄŸunu söyledi Zaman içinde yeni yeni rakamlar öne sürdü 1897 yılındaki tahmini 24 milyon yıldı 1899 yılında bu sürenin 20-40 milyon yıl arasında olduÄŸunu ileri sürdü Oysa jeolojik bulgular bu sürenin 200 milyon yıldan çok daha fazla olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtu Bu konuda kesin bir rakam önerememesi, Yerküre’in gerçek yaşının çok ötesinde tahminler yapması o günlerin bilim dünyası içinde normaldi Zira henüz radyoaktivite olayı bilinmiyordu Yerküre’in GüneÅŸ’ten bağımsız bir ısı kaynağına sahip olduÄŸu anlaşılmamıştı En önemlisi,GüneÅŸ büyüklüğünde bir cismin en fazla birkaç on milyon yıldan uzun süre boyunca ve yakıtını tüketmeden nasıl yandığını açıklayacak bilgi yoktu Herkes GüneÅŸ ve gezegenlerin genç olması gerektiÄŸini düşünüyordu Kelvin,yaÅŸamı boyunca 600’den fazla bilimsel makale yazdı 69 tane patent sahibi oldu YaÅŸamının son yıllarında fizikte ortaya çıkan yeniliklere ilgisiz kaldı Hatta karşı çıktı![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Newton gerçekten tuhaf bir kişi idi Yalnız yaşıyordu Neşeli olduğunu,güldüğünü gören yoktu Herkese şüpheyle bakıyordu Dalgınlığı dillere destan olacak şekildeydi Bazı sabahlar uyanınca eğer aklına bir fikir gelmişse saatlerce yataktan çıkmazdı Üniversitede kendi laboratuvarında acaip deneyler yapıyordu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bir keresinde sadece merak ettiÄŸi için bir çuvaldızı gözyuvasına sokmuÅŸtu Niyeti gözle kemik arasında kalan bölgeye,yani gözün arkasına dek ulaÅŸmaktı Mucize eseri bir ÅŸey olmadı Ancak gözüne eziyet etmeye kararlı gibiydi Nitekim bir gün,görüşünü nasıl etkileyeceÄŸini anlamak için dayanabildiÄŸince GüneÅŸ’e baktı Tabii ki sonra karanlık bir odada günlerce kalmak zorunda kaldı Ama bunların yanısıra üstün bir aklı vardı Daha öğrenci iken,o günlerin matematiÄŸini kısıtlayıcı olarak niteliyordu Tamamen yeni bir biçim olan diferansiyel ve integral hesaplarını buldu Garip huyları gençliÄŸinde de olduÄŸu için bu hesaplarından 27 yıl kimseye bahsetmedi Aynı ÅŸekilde optik alanında ışığı incelemiÅŸ,spektroskopi biliminin temellerini atmıştı Ancak bulduÄŸu sonuçları 30 yıl açıklamadı Nedeni,bazı kiÅŸilere olan küskünlüğü idi Özel ilgisinin sadece bir kısmı gerçek bilimle ilgili olmuÅŸtu Hayatı boyunca çalışmaya harcadığı zamanın yarısı simya ve dinsel uÄŸraÅŸlardı Ãœstelik bu konuları içtenlikle ele almıştı Ariusçuluk denilen son derece sapkın bir mezhebin gizli üyesi idi Ä°sa’nın ne zaman geri geleceÄŸini,kıyametin ne zaman kopacağını inceledi Bu konularla ilgili matematiksel ipuçları yakalamaya çalışıyordu Hz Süleyman’ın Kudüs’teki kayıp tapınağının zemin planını yıllarca inceledi Orijinal metinleri daha iyi tarayabilmek için kendi kendisine Ä°branice öğrenmiÅŸti Aynı coÅŸkulu çalışmasını simyada da sürdürdü![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
1936 yılında ünlü ekonomist J M Keynes, Newton’a ait not dolu bir sandığın sahibi oldu Açık arttırma ile satın aldığı bu sandığı merakla açtı Ancak notlarda optik ve gezegen hareketlerine iliÅŸkin bilgiler yoktu Adi metallerin kıymetli metallere çevrilmesine yönelik çalışmalar vardı Ãœstelik bu yazılar kararlı bir arayış yansıtan uslupla yazılmıştı Zaten bu durum 1970’li yıllarda kanıtlandı Newton’un saç teli üzerinde analiz yapıldı Ãœzerinde doÄŸal seviyenin 40 misli yoÄŸunlukta civa bulundu Civa, simyacıların en çok incelediÄŸi bir elementtir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
James Hutton,yeni kayaçları ve kıtaları yaratıp,sıradaÄŸları yerden yükselten nedenin Yerküre’nin içindeki ısı olduÄŸu sonucuna varmıştı 1785 yılında birörneklilik ilkesini geliÅŸtirdi Birörneklilik ilkesine göre,yer yüzeyi biçimleri,jeolojik çaÄŸlarda gerçekleÅŸen uzun fiziksel,kimyasal ve biyolojik süreçlerin sonucunda oluÅŸur YaÄŸmur,akarsu,gelgit ve yanardaÄŸ gibi doÄŸal süreçlerin Yer’in geliÅŸimi üzerindeki etkisine iliÅŸkin olarak yıllarca sürdürdüğü çalışmalarının,gözlemlerinin ve tartışmalarının sonuçlarını topladığı bu makalesini 7 Mart 1785 yılında Royal Society’de okudu Ayrıca jeolojik olguların gözlenebilir jeolojik süreçlere dayanılarak açıklanabileceÄŸini ileri sürüyordu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Ancak J Hutton yazılarını çok karmaşık bir dille kaleme alıyordu Cümleleri çok uzundu,imla kurallarına hiç dikkat etmiyordu Öyle ki bu yazıları okuyup anlamak hemen hemen olanaksızdı Bu özellikteki yazısını okumaya başladığında toplantıya katılanların hiç ilgisini çekmedi Hatta onun hangi konudan bahsettiğini bile anlamadılar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Charles Lyell aşırı miyoptu Hemen hemen tüm yaşamı boyunca gözlerini kısmaktan ötürü baş ağrıları çekti Zaten son yıllarında görme duyusunu tamamen kaybetti Diğer bir huyu da düşüncelerine odaklanmayı başaramadığı zaman eşyalar üzerinde garip pozisyonlara girmesiydi Örneğin iki koltuğa birden uzanıyordu,veya başını koltuğun minderine yaslayıp ayağa kalkıyordu Düşüncelere daldığı zaman ise oturduğu koltukta öyle aşağılara kayardı ki kaba etleri neredeyse yere değerdi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
19 yüzyılın baÅŸlarında bilimle ilgilenen ülkelerde,özellikle Ä°ngiltere’de maddi durumu elveriÅŸli bilim adamları fırsat buldukça kırsal bölgelere gidiyorlardı Kılık ve kıyafetleri ise arazide iken bile tıpkı kentlerde olduÄŸu gibiydi Öyle ki Oxford profesörü Papaz William Buckland,saha araÅŸtırmalarına akademik cüppesi ile katılıyordu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Papaz William Buckland,bilimsel konulara önemli katkılarda bulunmasına rağmen daha çok garip davranışları ile anımsanır Özellikle vahşi hayvanlar koleksiyonu çok ünlüydü Bazıları oldukça iri ve tehlikeli olan bu hayvanlar hem evinin içinde hem de bahçesinde serbestçe dolaşırlardı Ayrıca doğada bulunan ve kendisinin eline geçirebildiği her hayvanın tadına bakmakla da ünlüydü Herhangi birgün evine gelen konuğun,sofrada fırında pişmiş hintdomuzu,fareli börek,kızarmış kirpi ya da haşlanmış deniz salyangozu bulması mümkündü Papaz William Buckland,bir tek köstepeği sevmiyordu Bir diğer tutkusu fosilleşmiş dışkı idi Koprolit denilen bu maddenin en önemli otoritesi idi ve bunları özel bir masa üzerinde sergiliyordu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Henry Cavendish,1731 yılında Fransa’nın Nice ÅŸehrinde doÄŸmuÅŸ bir Ä°ngiliz vatandaşıdır Annesi ve babası tarafından büyükbabaları Devonshire ve Kent dükleri idi 1742 yılında Londra yakınlarında bulunan bir ilahiyat okuluna girdi 1749-1753 yılları arasında Cambridge Ãœniversitesi’nde bir koleje devam etti ise de Ä°ngiltere Kilisesi’ne baÄŸlılık sözü vermekten kaçındığı için burayı bitiremedi Babasının 1783 yılında ölümüne kadar onunla birlikte yaÅŸadı Baba-oÄŸul oldukça sade bir yaÅŸam sürdürüyorlar ve beraberce bilimsel araÅŸtırmalar yapıyorlardı Henry Cavendish 40 yaşında iken kendisine miras kalan bir servet sonunda birdenbire zengin oldu Bir baÅŸka bilimadamının deyiÅŸiyle,hem tüm bilginlerin en zengini,hem de tüm zenginlerin en bilgini durumuna gelmiÅŸti![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Zenginlik,yaşam tarzını fazla değiştirmedi Harcamalarının çoğunu kitaplar ve bilimsel araçlar için yapıyordu Evini büyük bir laboratuvara çevirmişti![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Zamanla büyük bir kitaplık kurdu ve burasını bilimadamlarının yararına sundu Giyimine hiç özen göstermezdi Bilimsel yeteneÄŸi çok kuvvetli idi Ama çalışmaları fazla yaygınlık kazanmadı 1760 yılında Royal Society’e üye olarak kabul edildi 1766 yılında çeÅŸitli gazların elde edilmesine ait makalelerden baÅŸlayarak yayımlamak amacı ile yazdığı konular olduysa da,pek çok araÅŸtırmasının ayrıntılarını yayımlamadı Son derecede ketum bir kiÅŸiydi Bilimsel alanın pek çok konusunda yaptığı deneylerden ve öngördüğü tezlerinden bahsetmezdi Oysa bu deney ve öngörüleri kendi zamanından en az yüz yıl ilerisindeydi James Clerk Maxwell 19 yüzyılın sonlarında onun notlarını yayımlamasaydı,yaptıklarının büyük kısmından kimsenin haberi olmayacaktı![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Elektrik akımını ölçme olanağı olmadığı için kendi vucudunu ölçü aracı olarak kullanırdı Akım şiddetini anlayabilmek amacıyla elektrotların uçlarını elleriyle tutuyor,elektrik şokunu parmaklarında mı,bileklerine kadar mı,yoksa dirseklerine kadar mı duyduğuna bakıyordu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Henry Cavendish,çok aşırı derecede çekingendi Herhangi bir insanla temas etmesi onun açısından büyük rahatsızlığa neden oluyordu Bir gün kapısı çalınıp açtığında Avusturya’dan gelen bir hayranını karşısında bulmuÅŸtu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Gelen kiÅŸinin övgü dolu sözlerine birkaç dakika dayanabilmiÅŸ,hemen bahçeye kaçmıştı Konutuna geri dönmeye ancak saatler sonra ikna edilebilmiÅŸti Evin kahyası ile görüşmesi ancak mektuplaÅŸarak mümkün oluyordu Ä°nsan içine çıkması sadece bilimsel toplantılarda gerçekleÅŸiyordu O da diÄŸer konukların sıkıca uyarılmaları ile saÄŸlanırdı Kimse ona yaklaÅŸmamalı,hatta bakmamalıydı EÄŸer bir konu hakkındaki görüşlerini merak eden olursa,ona sanki tesadüfen rastlamış gibi yaklaÅŸmalıydı Tabii ki bu görüşme oldukça kısa sürerdi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Max Planck,yaÅŸantısı boyunca mutsuz olaylarla karşılaÅŸtı Çok sevdiÄŸi ilk karısını 1909 yılında kaybetti Büyük oÄŸlu Karl,1916 yılında,Birinci Dünya Savaşı’nda cephede öldü Çok baÄŸlı olduÄŸu ikiz kızları vardı Biri doÄŸum yaparken öldü Hayatta kalan diÄŸer kızı,kardeÅŸinin bebeÄŸini bakmak üzere aldı,ama eniÅŸtesine aşık oldu Evlendiler ve iki sene sonra doÄŸum yaparken o da öldü 1944 yılında Berlin’deki evi müttefik bombardımanları sırasında isabet aldı Bütün notlarını, günlüklerini,kitaplarını ve belgelerini kaybetti Aynı yıl,hayatta kalmış tek oÄŸlu olan Erwin,Hitler’e karşı giriÅŸilen suikasta katıldığı gerekçesi ile kurÅŸuna dizildi Ä°kinci Dünya savaşının bitmesinden sonra Göttingen’e yerleÅŸen Max Planck,1947 yılında öldü![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
Richard Owen,1824 yılında tıp eÄŸitimi için Edinburg’a gitti Anatomiye merakı aşırı derecedeydi Sık sık yasakları çiÄŸniyor,kadavralardan aldığı parçaları gizlice evine götürüyordu Hem tip olarak hem de huy olarak insanlara sevimli gelmezdi Herkes onun soÄŸuk karakterli ve küstah davranışlı olduÄŸunda hemfikirdi Amacına ulaÅŸmak için düşünmeksizin herÅŸeyi yapacağından kuÅŸku duyulmuyordu Ancak anatomi alanındaki tartışma götürmez yeteneÄŸi tüm olumsuzluklarını perdeliyordu DiÄŸer taraftan R Owen’ın neden olduÄŸu problemler birbirinin peÅŸisıra ortaya çıkıyordu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Thomas Huxley 1857 yılında Churchill’s Medical Directory’in yeni baskısında bir ÅŸey fark etti R Owen’ın ismini rehberde görmüştü Londra’daki Madencilik Okulu’nun KarşılaÅŸtırmalı Anatomi ve Fizyoloji Profesörü olarak görünüyordu Oysa o mevkide Thomas Huxley’in kendisi bulunmaktaydı AraÅŸtırınca bu bilginin yayıncılara R Owen’ın ilettiÄŸini öğrendi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
O günlerde Hugh Falconer adlı bir doÄŸabilimci,heryerde ÅŸikayet edip duruyordu Zira kendi keÅŸiflerinden birini R Owen sahiplenmiÅŸti Bu tip iddialar sürekli ortalıkta dolaşıyordu Birkaç kiÅŸi,kendi örneklerini R Owen’a incelemesi için verdiklerini,ancak onun kendi çalışmalarını sahiplendiÄŸini söylüyorlardı En dikkat çekici olay ise bir hekimin başına gelenler oldu Gideon Mantell uzun yıllar çalışarak çok sayıda fosil biriktirmiÅŸ ve kayıtlara geçirmiÅŸti Ancak ÅŸanslı bir kiÅŸi deÄŸildi,iÅŸleri hep ters gitti Zaman içinde karısını,çocuklarını,hekimliÄŸini ve fosil kolleksiyonunu kaybetti Zavallı adam Londra’ya taşınmıştı ki kısa bir süre sonra bir kaza geçirdi Bir at arabası kendisine çarpınca,belinden sakatlandı R Owen sistemli bir çalışmayla Mantell’in katkılarını kayıtlardan sildi Onun yıllar önce adlandırdığı türlere yeni isimler verdi ve keÅŸifleri kendisi üstlendi
R Owen’ın kuÅŸkulu iÅŸlerinin sonu gelmiyordu Royal Society’nin bir komitesi ,ki baÅŸkanı da R Owen’di,ödül verecekti Belemnit adlı nesli tükenmiÅŸ bir yumuÅŸakça için yazılan bildiri birincilik kazanmıştı Bu bildiriyi yazan R Owen’di ve kendisine Kraliyet Madalyası verilmesi kararlaÅŸtırıldı Oysa belemnit 4 yıl önce Chaning Pearce adındaki amatör bir doÄŸabilimci tarafından keÅŸfedilmiÅŸti Ãœstelik bu keÅŸfin bildirisi Jeoloji DerneÄŸi’nin bir toplantısında sunulmuÅŸtu Ä°ÅŸin ilginç tarafı o toplantıya R Owen’ın kendisi de katılmıştı Ama ÅŸimdi, Royal Society’e kendi bildirisi gibi sunuyordu Bir de bu yaratığa kendi adını da veriyordu: Belemnites owenii Durum ortaya çıkınca Kraliyet Madalyası gene de elinden alınmadı
Bütün bu olayların intikamını Thomas Huxley aldı Büyük gayretlerle, R Owen’i Zooloji DerneÄŸi ve Royal Society’nin komitelerinden attırdı Ä°ÅŸte R Owen’ın British Museum’da doÄŸa bilimleri bölümlerinin yöneticiliÄŸine geçmesi böyle oldu Bu dönemdeki çalışmaları bilimin bulgularını halkın her kesimine sunmak için oldu Nitekim 1880 yılında hizmete açılan DoÄŸa Tarihi müzesi onun eseridir 1892 yılında öldü![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
*
1761 tarihinde bilim dünyası Venüs geçiÅŸini gözlemlemeye hazırdı Bilim adamları Sibirya’ya,Çin’e,Güney Afrika’ya,Endonezya’ya ve bunun gibi yüzü aÅŸkın bölgeye doÄŸru yola çıktılar Fransa,Ä°ngiltere,Ä°sveç,Rusya,Ä°taly a,Alman ya ve daha pek çok ülkeye mensup bilim adamları dünyanın dört bir tarafına gözlem için koÅŸuyorlardı Bu olayda dikkati çeken en önemli özellik,bilimsel bir çabanın tarihte ilk kez uluslar arası iÅŸbirliÄŸi ile yürütülmesidir Ancak o dönemlerin ÅŸartları içinde hemen hemen her yerde pekçok sorun oluÅŸtu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Savaşlar,hastalıklar,gemi kazaları ve bunlara benzer pekçok nedenlerle bilimadamlarının büyük kısmı yollarda kaldı Hedefledikleri noktalara ulaşmayı başaranların da sorunları bitmemişti Gözlem yapmaya yarayacak aletleri kırılmış veya iklim değişikliği nedeniyle bozulmuştu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Jean Chappe adındaki Fransız gözlemci Sibirya’ya ulaÅŸmak için aylarca yol gitti Son derece kırılgan aletlerini her türlü sarsıntıdan korumak için özel bir çaba gösteriyordu Fayton,gemi ve atlı kızaklar üzerinde geçen yolculuktan sonra nihayet Sibirya’ya ulaÅŸtı Gözlem yapacağı noktaya varması için geçmesi gereken patika sular altında kalınca yoluna devam edemedi Su baskınının nedeni,bahar yaÄŸmurlarının anormal oluÅŸundan dolayı nehirlerin taÅŸmasıydı Jean Chappe hiç olmassa bulunduÄŸu yerden gözlem yapabilmesi için aletlerini gökyüzüne çevirince, yerli halk sel felaketinden onu sorumlu tuttu Bu insanlara göre o garip aletler ve o garip yabancı uÄŸursuzluk getirmiÅŸti Jean Chappe gözlem yapamadan kaçmak zorunda kaldı![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bir diÄŸer Fransız gözlemci Guillaume Le Gentil Venüs geçiÅŸini Hindistan’da gözlemlemek için bir yıl önce yola çıkmıştı Ortaya çıkan birçok nedenden ötürü geçiÅŸin gerçekleÅŸeceÄŸi gün,o hala denizdeydi Sürekli sallanan gemi üzerinden gözlemde bulunması olanaksızdı Ama 1769 yılında olacak diÄŸer geçiÅŸi izlemek amacı ile yoluna devam etti Hindistan’da bulunduÄŸu 8 sene içinde geliÅŸmiÅŸ bir gözlemevi kurdu Aletlerini dikkatle hazırladı Nihayet geçiÅŸin gerçekleÅŸeceÄŸi gün olan 4 Haziran 1769 günü sabah uyandığında hava çok güzeldi Ama Venüs geçiÅŸi baÅŸladığı sırada bir bulut kümesi tam da GüneÅŸ’in önünde durdu Tam 3 saat 15 dakika boyunca yerinden kıpırdamadı Le Gentil bir nebze olsun gözlem yapamamıştı Buna raÄŸmen büyük bir soÄŸukkanlılık göstererek aletlerini topladı ve en yakın limana gitti Bu sefer de yolda dizanteriye yakalandı Dönüşü bir yıl gecikti Tam 11,5 yıl sonra evine vardığında dertlerinin bitmemiÅŸ olduÄŸunu gördü YokluÄŸunda akrabaları ölümünü ilan etmiÅŸ ve malvarlığına el koymuÅŸlardı
|