Giritli Limon Ağacım |
08-17-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Giritli Limon AğacımBakanlık, destekli belgesel mübadeleyi ve yaşayanlarda bıraktığı izleri anlatıyor Benim Giritli limon ağacım Seni nerelere dikeyim Dikeyim, dikeyim Seni kalbime dikeyim… “Birinci kuşak yeni yerine alışmaya çalışır, ikinci kuşak kazanmaya bakar, üçüncüsü ise köklerini aramaya çıkar!” Ahmet Yorulmaz Bu belgesel projesi, temel olarak, Lozan’da 30 Ocak 1923’te imzalanan "Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine Dair Mukavelename ve Protokol"e bağlı olarak Türkiye’de yaşayan Rumlarla, Yunanistandaki Türklerin nüfus mübadelesinin bugünkü kültürel uzantılarını konu alacaktır Osmanlının çok etnisiteli yapısı, bugün Balkanlar’da süren sorunlar, geçmişte yaşanmış, benzer bir deneyim olarak Mübadelenin günceleşmesini beraberinde getiriyor Bu çok etnisiteli yapı, günümüzde farklı ulusların sınırları içinde kalmış grupların, bireylerin toplumsal kimliklerinin oluşmasında hala ciddi bir motif olarak varlığını sürdürmekte Toplumsal katmanların alt gruplarını oluşturan alt kimliklerin, salt kimlik bildirgeleri olarak ele alınması, bu konumu dar kalıplara sıkıştırmaktadır Alt kimlikler dediğimiz motifler, bugün gerek Türkiye gerekse Yunanistan’ın kültürel, ideolojik oluşumlarında ciddi izler bırakmıştır Bu konularda Yunanistan’da kapsamlı çalışmalar yapılmıştır: Göçmenlerin müzik alanındaki (Rebetika müzik) etkileri, Anadolu yemek kültürünün etkileri, linguistik açıdan günlük konuşulan dile etkileri, siyasete, ticarete, tarıma, kısaca tüm yaşam alanlarına etkileri konusunda, birçok araştırma yapılmış, yayınlar çıkarılmış ve çeşitli araştırma merkezleri kurulmuştur Türkiye söz konusu olduğunda bundan söz etmek pek olası değildir Bu konuda ciddi çalışmalar yapanlar olmakla birlikte, özellikle kurumsal açıdan çok zayıf kalınmaktadır BU film projesi, işte bu ayağa dönük çabalardan biri olarak ele alınabilir Kendimizi tanımlarken ötekine gereksinimimiz var, bunu onunla birlikte yapmak, bizi bize daha iyi anlatacaktır Öykü, ikinci nesil mübadil iki kadını anlatır Kadınlardan biri Türkiye’de, diğeri Yunanistan’da yaşamaktadır Yurdanur 60’lı yaşlarda Girit mübadili bir ailenin ikinci nesil çocuğu Yaşamının her alanında Girit kültürünün izleri var Örneğin çok güzel yemekler yapıyor Yaptığı tüm yemekler özgün Girit yemekleri Neşelendikçe hala Rumca türküler söylüyor Düzenli olarak Giritliler derneğine gidiyor Hiç görmedikleri “memleketlerini” annelerinin, babalarının dilinden birbirlerine anlatıyorlar İrini, 70’li yaşlarda İzmir mübadili bir ailenin çocuğu Büyüklerinden dinlediği Küçük Asya felaketi öyküleri ile büyümüş Çok az da olsa Türkçe biliyor Hayatında hiç Türkiye’ye, İzmir’e gitmemiş O da derneğe giderek, “memleket” türküleri söylüyor Filmin omurgasını iki ana karakter oluşturur Anlatılmak istenen her konu, karşılıklı şarkılar aracılığı ile anlatılır İkinci, üçüncü ve dördüncü nesil mübadiller ile “bugün” durum ne, onun fotoğrafıdır aslında aranan Dördüncü nesil mübadil çocukları ve çocuklarla ebeveynlerinin ilişkileri filmin gerilim noktalarını oluşturur Bazıları için Giritli olmanın hiçbir önemi ve izi yoktur Buna karşın, örneğin yemeklerinde baskın bir Girit kültürü gözlenir Film boyunca kendilerini nasıl tanımladıkları, ebeveynlerinin kimlikleri, kendi kimliklerindeki baskın motiflerin neler olduğu sorusu yanıtlanmaya çalışılır Konunun anlaşılabilmesi için, arka planda mübadelenin ne olduğu, nasıl gerçekleştiğine ilişkin tarihsel bilgiler de aktarılır Filmin finalinde Yurdanur ve birkaç arkadaşı Girit’i, İrini ve onun birkaç arkadaşı İzmir’i görürler Yıllarca özlemini çektikleri yerleri gördüklerinde “hissettikleri” bütün soruların yanıtıdır |
|