|  | İlk Sigarayı Türkler İçmiş |  | 
|  08-17-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İlk Sigarayı Türkler İçmişOsmanlı, tütünle 17  yüzyıl başında tanıştı  Tütünün Osmanlı pazarına girişiyle, IV  Murat tarafından yasaklanması bir oldu  Ne var ki yasak uzun sürmedi  Tütün kullandığı için sürgüne gönderilen Bahai Efendi, 1646'da şeyhülislam olur olmaz, tütünün serbest bırakılmasına ilişkin fetvayı verdi   Osmanlı hinterlandında ilk tütün ticaretini başlatan, Mısır Valisi İbrahim Paşa idi  Tütünün sigara formunu kazanmasının da bu döneme, yani 19  yüzyılın ilk yarısına rastladığı iddia edilir  Akka Kalesi'nin, Fransızlar tarafından kuşatılması sırasında İbrahim Paşa askerlere moral olsun diye tütün ve nargile gönderir  Nargile bombardımanda parçalanınca, askerler tüfek fişeklerinde kullanılan kâğıda sararak tütün içmeye devam ederler  1853-56 arasında yaşanan Kırım Savaşı'nda, İngiliz ve Fransız askerleri de tütünü gazete kâğıdına sararak içmeyi öğrenirler   Cibali Sigara Fabrikası'nda 1920'lere kadar yalnızca gayrimüslim kadınlar çalışabiliyordu   Derken 1881'de sigara fabrikaları kurulmaya başlanır  Doğuda üretilen tütünler, Batılı ülkelerde fazlasıyla talep bulduğundan ve pahalıya satıldığından sigara markalarında da Doğulu isimler kullanılır  1886'da Dresden'deki Yenice fabrikasında üretilen sigaralara Salem adı verilir örneğin  İzmir, Adana, Samsun ve tabii İstanbul, Osmanlı'nın en önemli tütün üretim ve işleme alanlarıdır   Muharrem Kararnamesi ile ödenemeyen borçların tasfiyesi için 1881'de oluşturulan Düyunu Umumiye idaresi tütün gelirlerine de el koyar  Cibali Sigara Fabrikası 1884'te, Fransız sermayesiyle Reji İdaresi (Memalik-i Mahruse-i Şahane Duhanları Müşterekülmenfaa [kâr ortaklığı] Reji Şirketi) tarafından kurulur  Tütün çiftçisinin Reji İdaresi'nden ruhsat alması, dahası ürününü yalnızca şirkete satması şart koşulur  Başka alıcı bulamayan üretici, tütünü değerinden çok ucuza satmak zorunda kalır  Kaçak üretim ve satış kaçınılmazlaşır  Üstelik bu konudaki denetimi de, şirket adına Osmanlı güvenlik güçleri yapacaktır  1940'larda yapılan bir istatistikte 42 yıl süren Reji İdaresi boyunca kaçakçı, kolcu ve zabıtadan ölenlerinin sayısının 20 bin olduğu iddia edilir   Tekel işletmesi, Türk tütününün ününü dünyada koruyabilmek için tanıtıma 1980'lere kadar önem veriyordu   `Demokratik' bir ihtilalle Sultan II  Abdülhamit'in 1908'de II  Meşrutiyet'i ilan etmesini sağlayan İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin, ilk işlerinden biri de Reji İdaresi'ni tartışmaya açmak olur  Maliye Nazırı açıkça Reji'yi eleştirdiğinde, Paris'te kıyamet kopar  Reji'nin kamulaştırılmasından korkan Fransız Dışişleri Bakanı Stephen Pichon, İstanbul'a bir protesto telgrafı çeker  Çünkü böylesi bir kamulaştırmanın Fransa'da önemli bir mali krize neden olmasından korkmaktadır  Tehdidin devamı halinde Fransız sermayesinin Osmanlı ekonomisinden çekileceği blöfü yapılır ve Reji olduğu gibi kalır   Reji Şirketi'nin bütün hak ve yükümlülükleri 1925'te devlete devredilir  İç piyasaya üretilen sigara, 1930'da devlet tekeline alınır  Tütün, Tuz ve Müskirat (alkollü içkiler) İnhisarlar İdareleri 1928'de kurulur ve 1932'de birleştirilerek İnhisarlar Umum Müdürlüğü adını alır  Tekel Genel Müdürlüğü'ne dönüşmesi ise 1946'yı bulur   Yabancı sigaralar 1986'dan itibaren Türkiye pazarında yerlilerle rekabet etmeye başlar  Dünya piyasasında büyük bir ağırlığı olan Türk tütünü yerine Virginia tütününün teşvik edilmesine çoktan başlanmıştır  Tekel Genel Müdürü olan Recai Dıblan, 1973'te tütün gibi stratejik bir üründe, üreticinin kaderini yabancı firmaların eline bırakmanın kapitülasyon anlamını taşıyacağını söylese de, 1980'lerin ortalarında ekonominin dışa açılması arzusu, bu tür duyarlılıkları çoktan silmiştir   Meclis'te Ocak 2002'de onaylanan `Tütün Yasası'yla yabancı şirketlerin Türkiye'de Virginia tütünü üretimi ve sigara imalatı alanına girmelerinin yolu açılıyor  Tekel'in özelleştirilmesi (bu şirketler tarafından satın alınması) durumunda Virginia tütünü üretimi desteklenecek, şark tütünü üreticisi ise alıcı bulamayacaktır    Neyse ki, sigaranın dumanıyla savrulup gidiyor her türden efkâr   | 
|   | 
|  | 
|  |