|  | Dinozorlar |  | 
|  08-17-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   DinozorlarTarih Öncesinin Efsane Canlıları Dinozorlar Dinozorlar hakkındaki yeni buluntular hayal gücümüzü zorluyor   Yitik bir dünya bugün yeniden canlandırılıyor: Bu, bazı örnekleri bir tır büyüklüğündeki dinozorların dünyası    Onlar, hayal gücümüzü her geçen gün daha fazla zorluyorlar  Üstelik, bu canlılara ilişkin bilgilerimize her saniye yenileri ekleniyor  Mevcut tabu ve klişeleri yıkarak     Örneğin, düne kadar bu hayvanların bir toplum ve aile yaşamları olmadığını düşünüyorduk  Oysa bugün, dişilerin fedakar birer anne, erkeklerin cömert birer baba oldukları ortaya çıkarıldı  Kısacası, yaklaşık 700 farklı cinsi sınıflandırılmış olmasına karşın, bu gizemli hayvanların dünyasını tanıma konusunda henüz ilk adımları atıyoruz  Gerçekten de, son yıllarda gerçekleştirilen bazı araştırmalar bunu açık biçimde gösteriyor  1996-1999 yılları arasında, Chicago Field Museum, Illinois, California ve Antananarivo Üniversitelerinin ortaklaşa düzenledikleri bir kazıda, Madagaskar'ın dağlık bölgelerinde, bugüne kadar hiç bilinmeyen ce dünyanın en eski dinozorları oldukları sanılan birtakım fosillere rastlandı  Oysa bu araştırmaya kadar, dünyanın en eski dinozor cinsi olarak, Arjantin'deki Ischigualasto Çukuru'nda bulunan "Herrerasaurus" ve "Eoraptor" cinsleri kabul ediliyordu  Bu cinslerin günümüzden 225 milyon yıl önce yaşadıkları saptanmıştı  Şimdi son bulgularla dinozorların geçmişi bu tarihten de geriye gidiyor  Dinozorlar, uzun yıllar "ürkütücü kertenkeleler", "canavarlar", hatta "ejderhalar" olarak adlandırıldı  Halk dilinde ve günlük yaşamda, korkunç yaratıklar olarak tanımlandı  Aslında bu nitelendirmeleri hak etmemişlerdi  Onların, bundan yaklaşık 200-250 milyon yıl önce yeryüzünde ortaya çıktıkları ve diğer canlılarla birlikte doğal çevreyi paylaştıkları artık biliniyor  Zaman içinde, farklı cinslere ayrıştılar, çeşitlendiler; ardından da yok oldular  Birdenbire yok oluşlarının nedeni, bugün hala tartışma konusu  Bilim dünyası dinozorlarla gerçek anlamda, 19  yüzyılın ortalarında yaşayan İngiliz doğabilmci Sir Richard Owen'ın çalışmalarıyla ilgilenmeye başladı  Owen bu hayvanları, 1841 yılında, Yunanca "deinos" (korkunç) ve "saurus" (kertenkele) anlamına gelen iki sözcüğün bileşiminden oluşmuş "dinozor" adıyla adlandırdı  Ancak dinozor fosillerine yönelik çalışmalar, 20  yüzyılın ikinci yarısında gerçekleştirildi  Nitekim, bu hayvanların 600 kadar çeşidinin yüzde 40'ı, 1970 yılından sonra bulundu  Bilimsel araştırmalar dinozorların tarih öncesi, dünyanın her kıtasında yaşadıklarını gösteriyor  Son olarak 1986 yılında Antarktika'da zırhlı ir "Ankylosaurus"a ait fosil ve bir "Drnithopood" iskeletinin bir bölümü ortaya çıkarıldı  Alaska'da elde edilen dinozor bulgularıyla birlikte, onların Kuzey Kutbu enlemlerinde de yaşadıkları kanıtlandı  Ne var ki, dinozorların büyük bir bölümü soğuk ve kış olan bu kutup bölgelerinde bütün bir yılı geçirdikleri söylenemez  Daha mantıklı bir açıklama, yaz aylarında düşmanları tarafından kovalanan otobur dinozorların bazılarının kuzeye, Batı Kanada'ya doğru giderek, taze yiecek aramış olmaları    Orta Asya'daki Gobi de dinozorlara ait pek çok kalıntı sağlayan bölgelerin başında geliyor  Buradaki ilk bulgulara, 1920 yılında ortaya çıkarılan "Protoceratops" cinsinden dinozorlara ait    Çinli ve Kanadalı fosil uzmanları, 4 yıl süren uzun kazılardan sonra birçok fosil bulgusina rastladılar  Tüm bu çalışmalar gösteriyor ki, dinozorlar en azından uzunca bir dönem gezegenimizin tüm kıtaların ayayılmış ve yeryüzünün mutlak hakimi olmuşlardı   Bir zaman aracına binelim ve bundan tam 200 milyon yıl öncesine bir yolculuğa çıkalım  Şimdi, jeologların "Triyas Dönemi" adı verdikleri çağın tam ortasında bulunuyoruz  Yeryüzü henüz tek bir dev kıta görünümünde  "Pangea" adı verilen bu kıtayı, yine tek ve dev bir okyanus, "Panthalassa" çevreliyor  Ana kıta henüz devasa bir çöl yapısında    Sadece okyanus kıyılarında tropikal ormanlar yer alıyor  İklim, sıcak ve kurak  Kutup bölgelerinde de buzullar oluşmamış  Çünkü, bu noktalarda sıcaklık ortalama 10 derece civarında    O günlerde, daha sonra dönemin tüm kıtalarını istila edecek dinozorlar evrimlerinin henüz başlangıç aşamasında     Fosil araştırmalarından çıkan bilim sonuçlara göre, o tarihlerde dinozorlar, mevcut hayvan coğrafyası içinde çok küçük bir yüzde oluşturuyorlar  O dönemde faunaya hakim olanlar, "Therapsida" takımından ve sürüngen-memeli olarak tanımlanıyor  Nedeni ise, özel kafatası yapıları  Bu hayvanlar daha sonra memelilerin içinde eriyip yok oldular   Ancak, o tarihlerde yeeryüzüne egemen olan hayvanlar, nemli iklim koşullarına mükemmel bir uyum gösteren amfibyumlar, yani iki yaşayışlılar  Nitekim, bu hayvanlar dinozorlardan önce de yaşıyorlardı  O günün bitki yapısı ve doğa koşulları, memelilerin varlıklarına sürdürmelerini zorlaştırıyordu  Gökyüzünde ise, ilk uçan sürüngenler belirmişti  Dinozorların, Triyas Dönemi'nin sonlarına doğru, yeryüzüne egemen olmaları için birakç milyon yıl gerekti  Peki ama onların diğer sürüngenlere oranla avantajları neydi? Birçok araştırmacıya göre, dinozorlara bu üstünlüğü ayak yapıları sağlıyordu  Öteki sürüngeler, kenarlara doğru yayılmış ayaklarla yürümek zorundaydılar  Bu da ciğerlerine yeteri kadar hava alıp vermelerini engelliyordu  Oysa dinozorlar, gövdenin altındaki düz ayakları sayesinde dik durabiliyorlardı  Böylece, hem koşup hem nefes alabiliyorlardı  Bunun sonucunda da, çok hızlı hareket edebiliyor ve uzun süre bu duruma dayanabiliyorlardı  Yine bu özellikleri nedeniyle, zamanla ön ayaklarını birer saldırı ve savunma silahına, hatta giderek kanatlara dönüştürdüler   Yaklaşık 160 milyon yıl önce, dinozorlar yerküre üstündeki en geniş hayvan topluluğuydu  Ancak, günümüzden 65 miloyn yıl önce, çok kısa bir sürede soyları tükendi  Dinozorların neden yok olduğu sorusunun yanıtı yıllarca arıştırıldı  Bütün olasılıkla, bu sorunun yanıtı hiçbir zaman tam olarak verilemeyecek  Şimdilik, 65 milyon yıl önce, Kretase Dönemi'nin sonlarında, iklimde meydana gelen kısa süreli, ancak şiddetli bir değişiklik, bu sorunun en mantıklı yanıtı gibi görünüyor  Bunun yanı sıra, hem doğal hem de uzay kaynaklı felaketler de öne sürülüyor    Uzay teorilerinden biri, "ölüm yıldızı" diye adlandırılan ve pek çok bilim adamının varlığına inanmadığı "Nemesis" yıldızı    Teoriye göre, her 26 milyon yılda bir binlerce yüzyıl süren bir kuyrukluyıldız yağmuru dünyayı etkisi altına alıyor  Bunlardan bazılarının atmosferde bıraktığı birikmiş parçalar, güneş ışınlarının önünü keserek dünyayı yıllarca karanlıkta bırakıyor  Gökyüzünün kararmasıyla düşen sıcaklık ise, pek çok hayvan ve bitkinin yok olmasına yol açıyor  Bir başka dünya dışı teori ise, Güneş'e yakın bir yıldızın belli aralıklarla yer değiştirerek kuyrukluyıldızları yörüngelerinden çıkardığı ve onları Dünya'ya doğru yönlendirdiği yolunda    Bazı bilim adamları ise, bu felaketleri "X" gezegeni olarak adlandırılan onuncu bir gezegenin varlığına bağlıyorlar  Öteki kanıtlar, yok oluşun doğal felaketlerden kaynaklandığını gösteriyor  Yaklaşık 65 milyon yıl önce meydana gelen en büyük volkanik patlamaların birinde, akışkan bazaltlar, Hindistan'ın Dekkan Yaylası'nı oluşturmuştu  Bu, belki de o zamanlarda dünyanının ikliminin değişmesinin nedeniydi  Bu değişiklik, dinozorları başka yönlerden de etkilemiş olabilirdi  Kuluçkadan çıkmamış "Sauropod" yumurtalarında, bol miktarda, az bulunan bir element olan selenyum tespit edilmişti  Selenyumun yer altından yüzeye çıkması, volkanik patlamalar sonucu oluyordu  Epeyce zehirleyici olan bu elementin yüksek miktarlarının, kuluçkadan sonra tavukların yumurtadan çıkmasını engellediği biliniyordu  Aynı etkinin dinozor yumurtaları için de geçerli olduğunu düşünmek, pek de uçuk bir düşünce değildi   Peki, neden dinozorlar öldü de kuşlar yaşamaya devam etti? Sadece bitki yiyenlerin yüksek dozda selenyum almış olabileceği fikri, olası bir açıklama  Çünkü, toz halinde selenyum yüklenen bitkileri yiyen dinozorların yumurtalarına zehirin geçmesi kaçınılmazdı  Otoburların soylarının böylece tükenmesi, etoburlara yiyecek bir şey bırakmayarak bu hayvanların da yok olmasına yol açtı  Dinozorların yok oluşunu açıklamaa çalışan teorilerden en popüler olanı, dinozor yumurtalarının, dinozor döneminin ilk yarısında ortaya çıkan küçük memeliler tarafından yendiğini iddia ediyordu  Dinozorlar, bu memelilerle başa çıkamamışlardı  Çünkü, sıcakkanlı olan bu hayvanlar çok hızlı hareket ediyor ve rahatlıkla saklanabiliyorlardı  Bu teori, az sayıda dinozor yumurtası bulunmasını da açıklıyordu  Ancak, 100 milyon yıl boyunca, memelilerle dinozorların nasıl bir arada yaşamaya devam ettikleri sorusuna bir yanıt getiremiyor   Bir başka düşünce de, dinozorların aptal ve kolay uyum sağlayamayan yaratıklar olduğu ile ilgili  Bu teoriye göre, dinozorlar git gide büyüyerek çevreye ayak uyduramayan yaratıklar haline gelmişler, gövdeleri büyürken beyinlerinin küçük kalması, onların uyum güçlüğü çekmelerine yol açmıştı  Örneğin, 30 tonluk bir "Brontosaurus"un beyni sadece 226,5 gram çekiyordu   1946 yılında bir paleontoloji uzmanı, büyük hayvanların küçük hayvanlar kadar sıcaklık yaymadıklarını, bu nedenle de küçük bir sıcaklık artışının 10 kiloluk bir erkek dinozorun testislerini fazlasıyla ısıtarak spermlerini öldürebileceğini öne sürmüştü  Dinozorların soylarının tükenmesindeki etken büyüklükleri değilse de, onların yeme alışkanlıklarıydı  Sadece bir tek çeşit bitki ile beslenen dinozorlar, belki de bu bitkilerin ortadan kalkmasıyla yok oldular  Belki de, seçebilme özelliklerinin var olmaması nedeniyle zehirli bitkileri yiyerek öldüler  Diğer bilim adamları, Kretase Dönemi'nin sonlarına doğru, deniz seviyesinin düşmesi sonucu iklimde meydana gelen yavaş değişmeleri, dinozorların soylarının tükenmesi için yeterli buluyorlar  Amerika'da yapılan araştırmalar, iklimin daha soğuk ve nemli hale geldiğini, ayrıca büyük dinozor topluluklarına yeterli yer kalmadığını da ortaya koyuyor  Tüm bu hipotezleri destekleyen pek çok kanıt var   Belki de Kretase Dönemi'nin sonlarında meydana gelen bir dizi felaket, dinozor türünün aniden ortadan kalkmasına katkıda bulunmuştu  65 milyon yıl öncesine ait bu sır perdesinin aralanması için yapılan araştırmalar arttıkça, o günlerde yaşananların gümüzü ne kadar etkilediği daha kolay anlaşılıyor   Dinozorların ordan kalkmasıyla, bu ürkütücü yaratıkların yanı sıra yaşamlarını belli belirsiz sürdüren memelilere de gün doğmuştu  Dinozorların boşalması, memelilerin git gide gelişerek çoğalmalarını, en son dinozorlardan 61 milyon yıl sonra da atalarımızın ortaya çıkmasını sağlamıştı  Ne var ki, sadece dinozorların yok olmasını açıklayan bu teoriler, o dönemlerde yaşayan diğer türlerin yok oluşlarına bir açıklık getirmiyor  Bu nedenle bilim adamları, düna dışından gelmiş etkilere daha sıcak bakıyorlar   Sinema tarihi boyunca yapımcıların en çok dikkatini çeken doğal yaratıkların başında dinozorlar geliyor desek, pek de yanılmış olmayız herhalde  Gerek görkemli ve korkunç görünümlü gövdeleri, gerek gizemli oyk oluşlarıyla vazgeçilmez senaryo malzemesi oldular hep Film yapımcıları, teknik yetersizliklerden dolayı başarısız kalan girişimleri nedeniyle kimi zaman küçük düştüler, kimi zaman iflas ettiler  Ta ki, Steven Spielberg'in Jurassic Parkı'na kadar Bilgisayarlı Görüntü Yaratma (CGA) tekniğiyle, yine Spielberg'e ait Industrial Light&Magic Laboratuvarlarında hazırlanan film, sinema efekti teknolojisinde yeni bir çığır açtı  Bu teknoloji daha sonra izleyiciyi The Lost World (Kayıp Dünya) ve Walt Disney Pictures'in dijital fotoğrafçılık ve özel efekt sihirbazlığını harmanlayarak "Dinasour" filmini buluşturdu   "Dinasour" filmindeki 12 ana karakter ile 30'u aşkın dinozor cinsi, tasarımcılar, animatörler ve yönetmenlerin hummalı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarıldı  Görsel bir şölenin sunulduğu "Dinasour" filmi dijital film teknolojisindeki en önemli adımlardan biri  Çünkü, bilgisayarla yaratılan görüntülerle doğa, ilk kez bu kadar gerçekçi bir üslupla birleştiriliyor ve izleyiciyi tarih öncesi çağlara götürüyor   resimleri | 
|   | 
|  | 
|  |