|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
hakkında, halkı, harem, osmanlıda |
![]() |
Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem Hakkında |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem HakkındaOsmanlı İmparatorluğu' nda Harem Osmanlı Devletinde harem’den söz edilince akla hemen Topkapı Sarayı gelmektedir ![]() ![]() ![]() Harem’den bazı dia çekimleri yapmak gayesiyle Harem Dairesine girdiğimizde, Padişahların eğlence ve hatta cariyelerle alemler yaptığı yer olarak bilinen Hünkâr Sofası denilen salonu ben diacılara anlatmaya çalıştım ve özellikle aile hayatı ve terbiye ile alakalı bazı âyetlerin ve hadislerin nasıl duvarlara nakşedildiğini anlattım ![]() ![]() ![]() Evvela, ister Topkapı Sarayı isterse Yıldız Sarayı olsun, Saray denilince, sadece Padişahların evleri ve aileleriyle beraber oturdukları kâşaneler ve köşkler akla gelmemelidir ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci olarak, Harem, girilmesi yasak olan yer manasınadır ![]() ![]() Aynı manadan hareketle, kadınların ikamet ettikleri ve yabancı erkeklerin girmesi yasak olan evlere de İslâm âleminde harem adı verildiği gibi, yabancı erkeklere haram olan kadınlara da harem adı verilmektedir ![]() ![]() İşte Osmanlı Padişahlarının hanımlarına da harem denildiği gibi, bunların yaşadığı mekânlara da Padişah Haremi veya Padişah Evi manasına Harem-i hümâyûn adı verilmişti ![]() ![]() Şunu önemle hatırlatalım ki, bilindiği üzere, Osmanlı harem’ini üçe ayırabiliriz: Birinci kısım, asıl harem kapısına kadar olan Hareme Medhal (Antre) kısmıdır ki, burada Dârüs-Sa’âde Ağası ve Harem Ağalarının emri altındaki erkek köleler istihdam olunmaktadır ![]() ![]() İkinci kısım, asıl harem’de yaşayan Kadın Efendilerin, Şehzade haremlerinin, padişahların ve Padişah ailesi mefhumu içine giren herkesin hizmetçisi durumunda olan cariyelerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü kısım, asıl harem’de yaşayan ve Padişah’ın ailesi kavramı altında toplanan Kadın Efendiler, valide sultânlar, şehzade haremleri ve kendileri ile karı-koca hayatı yaşanan cariyelerdir ![]() ![]() Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Devleti’nin Saray Teşkilatı, 2 ![]() ![]() Uluçay, Çağatay, Harem II, sh ![]() ![]() Pakalın, Tarih Deyimleri, c ![]() ![]() Kaynak: Prof ![]() ![]() Batılı bir kısım yazarların Harem’le ilgili kitapları hakkında neler söylenebilir? Batılı bir kısım yazarların Harem’le ilgili kitapları, erotik romanlar gibidir ve tamamen hayalî olan sahnelerle doludur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşin doğrusunu ve Batılı yazarların nasıl meseleyi çarpıttıklarını ise, 196O’lı yıllarda Harem’in restorasyonunda görev alan ve bir Fransız tarihçisi olan Robert Anhegger ile evli olan Mualla Anhegger’den dinlemek icabediyor: "Haremin Avrupalıların yüzyıllarca yazıp çizdiği ile hiç bir alakası olmadığını fark ettim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haremdekiler son derece iyi yetişmiş, terbiye edilmiş, zeki ve yetenekli kimseler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu nedenle de haremin, belirli dönemlerde politik iktidara el koymuş olması son derece doğal ![]() ![]() ![]() ![]() Bu cümleleri, Konunun Özeti diye takdim etmek bile mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Asıl üzüldüğümüz nokta ülkemizde yetişen Cumhuriyet dönemi yazarlarının da, belgelere dayalı bir ilmî araştırma yapmak yerine, bu yabancı yazarları aratmayacak şekilde ve onların yazdıklarını yahut çizdiklerini aynen taklid ederek yazılar kaleme almalarıdır189 ![]() Penzer, N ![]() ![]() ![]() Lady Montegu, Şark Mektupları, terc ![]() Withers, Robert, A Discription of the Grand Signoir Sereglio, London 1650, sh ![]() Uluçay, Harem II, sh ![]() Nokta Dergisi, 2 Nisan 1989 Kapak Yazısı, sh ![]() Mualla Anhegger, aynı zamanda Harem’le ilgili "Topkapı Sarayında Padişah Evi" adlı eserin de yazarıdır ![]() Uluçay, Harem’den Mektuplar, sh ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: Prof ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğu' nda Harem II ![]() Harem’e aitmiş gibi gösterilen çıplak resimlerin Osmanlı kadınlarına ait olduğu doğru mudur? Harem’le ilgili, bazı kitaplarda ve bazı dergilerde yayınlanan çıplak resimlerin de aslı esası mevcut değildir ve Batılı ressamların hayallerinin mahsûlüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuda bir uzmanın tesbitlerine kulak vermemiz ve harem ile alakalı gördüğümüz resimleri buna göre değerlendirmemiz gerekiyor: "Türkiye’yi ziyaret eden seyyahlardan çoğunun Türkçe’yi bilmemeleri, Hıristiyan oldukları için azınlıklarla düşüp kalkmaları ve onların verdikleri çok zaman hakikate uymayan malumatı en ufak tetkik süzgecinden geçirmeden kitaplarına kaydetmeleri, onları fahiş hatalar yapmaya sürüklemiştir ![]() ![]() Yine bu sebepledir ki, Topkapı Sarayı resim galerisinde mevcut olan Hurrem Sultân’ın muhtelif tablolarıyla kızı Mihrimah Sultân ve Gülnüş Sultân’a ait resimlerin otantik (güvenilir) olup olmadıkları üzerinde haklı olarak durup düşünmemiz icabetmez mi?" ![]() Cumhuriyet döneminde haremle ilgili olarak kaleme alınan kitaplarda yer alan veya kapaklarını teşkil eden gayr-i meşru resimlerin tamamı, batılı ressamların hayal ürünleridir ![]() ![]() 1989 yılında Amerika’da neşredilen ve Alev Lytle Croutier adlı hanımefendi tarafından kaleme alınan Harem The VVorld Behind the Veil adlı eserdeki çıplak resimlerin tamamına yakını da, Avrupalı ressamların veya seyyahların kendi hayâllerinden uydurdukları resimlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Padişahlarını bu uydurma resimlerle itham etmeye kalkışan Batılı yazarlar, kendi krallarının nasıl gayr-i meşru hayat yaşadığını çok iyi bilmekte ve Padişahları da kendi krallarına kıyaslamaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Croutier, Alev Lytle, Harem The VVorld Behind the Veil, New York 1989, sh ![]() Altındal, Meral, Osmanlı’da Kadın, İstanbul 1994, sh ![]() Osmanlı’da Harem, sh ![]() Uluçay, Harem’den Mektuplar, sh ![]() Harem II, Resim 25; Bu konuda, müşşahas bir misâl için bkz ![]() ![]() ![]() ![]() Nokta Dergisi, 2 Nisan 1989 Kapak Resmi; Tempo 10-16 1994 Kasım sayı 175; Bu dergideki resimlerin tamamına yakını uydurmadır ve Batılı yazarların kitaplarından alınmıştır ![]() Kaynak: Prof ![]() ![]() Saray’ daki Câriyeler’ in Hepsi Padişahların Hanımları mıydı? Yoksa Görevleri Nelerdi? Osmanlı Padişahları, Harem dâirelerinde istihdam ettikleri veya karı-koca hayatı yaşadıkları cariyelere şer’-i şerifin hükümlerini aynen tatbik etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O halde harem mektebinde yetişen cariyeleri iki gruba ayırmak icabedecektir: Birinci Grup, asıl haremin ve Padişah ile ailesinin hizmetlerini gören cariyeler grubudur ki, haremde sayıları bazan 400’e ve 500’e ulaşan cariyelerin %90’ını bunlar teşkil etmektedir ![]() ![]() Haremin ve Padişah ailesinin hizmetlerini ifa ile mükellef olan ve hizmetçi kadınlar statüsünde bulunan saray cariyelerini dört ayrı grubta toplamak mümkündür: 1-Acemiler ![]() 2-Câriyeler ![]() 3-Kalfalar (Şâkirdler) ![]() 4-Ustalar (Gedikli Cariyeler) ![]() Bu dört grub incelenince görülecektir ki, haremdeki cariyelerin % 9O’ı tamamen bugünkü kadın hizmetçi grubundadırlar ve bunlar aldıkları belli ücretler karşılığında harem’de hizmet etmektedirler ![]() ![]() ![]() İkinci Grup ise, Padişahın ailesi arasında yer alan gözdeler, ikballer ve ka-dınefendiler grubu idi Uluçay, Harem II, sh ![]() Kaynak: Prof ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğu' nda Harem III ![]() Harem’ deki Câriyeler Evlenebilirler miydi? Harem’deki cariyelerin evlenmeleri meselesini bunların statüsüne göre ayrı ayrı izah etmek gerekmektedir: Birinci Grup, Padişahların veya şehzadelerin has odalığı olan cariyelerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci Grup, hizmet cariyeleri, kalfalar ve ustalar ise, daha önce de kısaca değindiğimiz gibi, cariyelik süreleri olan 9 yılı doldurduktan sonra âzâd edilirler ve ellerine çırağ kâğıdı denilen bir belge verilerek saraydan ayrılmalarına müsaade edilirlerdi ![]() ![]() Her iki grup cariyelerden de haremden ayrılanlara, ayrıldıktan sonra da bakılmaktaydı ![]() ![]() ![]() Bu arada cariyeler, harem içinde işledikleri suçlardan dolayı, Kâhya Kadın tarafından cezalandırılmaktaydı ![]() ![]() Bir kısım Padişahlar tahta çıkar çıkmaz, sevmediği eski Padişahın hareme aldığı cariyeleri, nadir de olsa, haremden çıkardığı ve hatta bazan bu yüzden perişan hallerin yaşandığı, maalesef nakledilen hadiseler arasındadır ![]() ![]() İslâm Miras hukuku hükümlerine göre, cariyelerin mirasları yani Osmanlı belgelerindeki ifadesiyle muhallefâtı ve terekesi, ölmeden âzâd edilmiş olmadıkça, efendilerinindir ![]() BA, Cevdet Saray, nr ![]() Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, nr ![]() ![]() ![]() ![]() Uluçay, Harem II, sh ![]() Abdülaziz Bey, Osmanlı Âdet, Merasim ve Tabirleri (Âdât ve Merâsim-i Kadîme, Tabirât ve Muâmelât-ı Kavmiyye-i Osmâniyye), İstanbul 1995, sh ![]() ![]() ![]() Kaynak: Prof ![]() ![]() Gözdeler, Peykler ve Has Odalıklar Ne Demektir? Daha evvel de ifade ettiğimiz gibi, Padişahın sayıları genellikle dördü bulan ve aynı anda olmasa bile bütün hayatı boyunca bazan yediye ve sekize ulaşan Kadın Efendileri, ikballer arasından seçilirlerdi ![]() ![]() Genellikle kadınefendilerin kendileri arasından seçildiği ikballer ise, has odalık, peyk veya gözde adı ile anılan cariyeler arasından seçilirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Has odalıklar da peyk ve gözde adıyla ikiye ayrılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Padişahlarından Kadın Efendilerinin yanında ikballeri bulunanların sayısı yedi sekiz tanedir; ikballerinin yanında gözdeleri de bulunanların sayısı ise çok azdır; gözdelerinin yanında peykleri bulunanlar ise bir veya iki tanedir ![]() ![]() Bu arada şunu da belirtmeliyiz ki, başta Penzer olmak üzere, Batılı yazarlar, Padişahın ikbal ve Kadın Efendilerinin içlerinden tesbit edildiği has odalık cariyelerin teminini ve seçilişini, öylesine gayr-i meşru tarzlarda ve öylesine kötü şekillerde tavsif etmişlerdir ki, bunların verdikleri bilgilen, ne bir Osmanlı Tarihi ve ne de arşivlerdeki belgeler tasdik etmemektedir ![]() ![]() Penzer, The Harem, sh ![]() Uzunçarşılı, Saray Teşkilâtı, sh ![]() Altındal, Osmanlı’da Harem, sn ![]() ![]() Uluçay, Harem II, sh ![]() ![]() Öztuna, Devletler ve Hanedanlar, c ![]() ![]() ![]() Kaynak: Prof ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğu' nda Harem IV ![]() Harem’deki kadınlardan padişahlara veya devlet adamlarına; padişah ve devlet adamlarından da Harem’deki bazı kadınlara veya sultânlara aşk mektupları yazıldığı söyleniyor ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem Hakkında |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem HakkındaMeşru dairede olmak şartıyla insan, hanımını, çocuklarını, ******* babasını ve diğer insanları sevebilir ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Padişahları ve haremde yaşayan kadınlar da insandır ![]() ![]() ![]() ![]() Birincisi; Kanunî’nin Baş Kadını Hurrem Sultân’dan Kanunî Sultân Süleyman’a yazılan mektuplardan birisidir ![]() ![]() "Canımın Paresi Sa’âdetlü Sultânım Hazretlerine derûn-ı gönülden enva’-ı büsyâr can u dilden sad-hezârân hezâr bin dürlü hasret iştiyaklarıyla bin bin du’alar ve senalar edüb yüzümü hâk-i pay-i şerife sürüb mübarek dest-i şerifinizi pus ederim ![]() Benüm iki gözüm yoluna kurban olduğum devletlüm Padişahım, ümiddir ki, ben biçare cariyenizi kabul-ı müştak-ı azîm buyurula ![]() ![]() Benim iki gözüm devletlüm Padişahım, Bârî-i Te’alâ Hazretinden hâcetüm budur ki, Hazret-i Hak vücud-ı şerifini cem? hatalardan ve belâlardan saklayub hemîşe hakkın hıfz-ı emânında olub ömr-i Nuh süresiz inşaallah ![]() Benim Padişahım, benüm devletlüm, andan sonra Sultânım Cihangir Şah’ımın gözlerinden öperim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkincisi; Padişahlardan Kadın efendilerine veya ikballerine yazılan aşk mektuplarından bir örnek de, en çok aşk ve muhabbet ifadeleri kullanılan, aslında gizli arşivde saklanıldığı halde bu gün herkesin elinde bulunan Sultân I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Abdülhamid’in Ruh-şah’ına kul kurban olsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Maalesef bazı kaynaklarda, Padişahların hanımlarına olan sevgi ifadeleri çok görülerek mesela Abdülhamid Hân’ın aşk meftunu ve kadınların kölesi birisi olduğu söylenmeye çalışılıyor ![]() ![]() Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, nr ![]() ![]() Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, nr ![]() ![]() ![]() Uluçay, Osmanlı Sultânlarına Aşk Mektupları, İstanbul 1956, sh ![]() Uluçay, Osmanlı Saraylarında Harem Hayatının îç Yüzü, sh ![]() ![]() Altındal, Osmanlı’da Harem, sh ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: Prof ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğu' nda Harem V ![]() Padişahların Harem’in bahçesinde bulunan havuzlarda cariyeleri çırılçıplak soyduğu ve bunlara süt banyosu yaptırarak bununla eğlendiği iddia edilmektedir? Bunun hakkında ne dersiniz? Evvela şunu ifade edeyim ki, Padişahların kendi hanımlarıyla, sultân denilen kız çocuklarıyla, şehzadelerle ve de bunların haremleri ve cariyeleri ile, hususî günlerde meşru dairede sohbet etmek ve ailevî meseleleri görüşmek üzere, her aile gibi, bir araya geldikleri doğrudur ![]() ![]() ![]() İslâm Hukukunda hür bir kadın ile mahrem kadınlar ve cariyelerin avret mahallerinin farklı olması, fıkıh kitaplarında cariyelerin kol, ayak, yüz ve başlarına efendilerinin bakabilmesi şeklindeki hükmün yer alması, meseleyi bilmeyen çevreler tarafından akıl almaz şekilde tahrif edilmiştir ![]() İslâm hukukunda iki üç çeşit mahremiyet kavramının bulunduğunu, cariyelerin efendileri yanında sadece el, kol ve başlarını açarak dolaşabileceklerini, bunun da iş zaruretinden meydana geldiğini; çırılçıplak havuza girip oynamalarının asla caiz görülmediğini; çünkü bir cariyenin bu manada diğer cariyelere bakamadığını fıkıhtan öğreniyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Bu meselede en çok itham edilen Padişah III ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Damad, Mecma’ul-Enhür, c ![]() ![]() ![]() Uluçay, Osmanlı Saraylarında Harem Hayatının İç Yüzü, sh ![]() Altındal, Osmanlı’da Harem, sh ![]() ![]() Kaynak: Prof ![]() ![]() Efendilerin cariyelerin avret yerlerini görmeleri caiz midir? Caiz olduğunu iddia edenler, havuz safalarını da buna bağlamaktadırlar ![]() İslâm Hukuku kitaplarında mesele "Nazar" başlığı altında incelenmektedir ![]() ![]() ![]() İnsanları birbirinin vücutlarından görebilecekleri yerler açısından beş gruba ayırmak mümkündür: Birinci Grup; Erkekler, erkeklerin, namazda avret mahalli olarak açıklanan dizden yukarı ve göbekten aşağı kısımları dışında kalan yerlerine bakabilirler ![]() ![]() ![]() İkinci Grup; Kadınlar, kadınların, erkeğin erkeklerden bakabildiği yerlere bakabilmektedirler ![]() ![]() ![]() Üçüncü Grup; Bir erkek, kendi hanımının ve kendisiyle karı koca hayatı yaşadığı (istifrâş hakkı bulunan) cariyesinin bütün bedenine bakabilir ![]() ![]() Dördüncü Grup; Erkekler, kan, süt ve sıhrî hısımlık açısından mahremi bulunan anne, kız kardeş ve benzeri kadınların ve istifrâş hakkı başkalarına ait olan cariyelerin (yani sadece işçi statüsünde istihdam edilen cariyeler de dahil olmak üzere bütün cariyelerin) sadece yüzüne, başına (saçlar açık olarak), memeler görünmemek şartıyla göğsüne, diz altına ve kollarına bakabilirler ![]() ![]() ![]() Beşinci Grup; Erkekler, hür yabancı kadınların ise, sadece yüz ve ellerine bakabilirler ![]() ![]() Görüldüğü gibi, işçi statüsündeki cariyelerin hür kadınlardan farkı, onların mahrem kadınlar gibi kabul edilip yüzü ve ellerinin yanında başı, saçları, memeler açılmamak üzere göğsü, diz altı ve kollarının caiz görülmesidir ![]() ![]() ![]() Önemle ifade edelim ki, erkek kölenin kadın efendisiyle durumu, yabancı bir erkeğin yabancı bir kadınla olan durumu gibidir ve beşinci gruba ait hükümler geçerlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Doktorlardan başka hiç bir erkek hareme ayak basamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Damad, Mecma’ül-Enhür, c ![]() ![]() Haskefî, Dürr’ül-Münteka, c ![]() ![]() İbn-i Abidin, Redd’ül-Muhtâr, c ![]() ![]() D’Ohson, Ignatius Mouradgea, Tableau General de I’Empire Othoman, Paris 1790, c ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: Prof ![]() ![]() Harem’de ve Topkapı Sarayı’nın sofralarında altın ve gümüş kapların kullanıldığını duyuyoruz ![]() ![]() Evvela şunu izah etmeliyim ki, daha önceleri ben de böyle düşünüyor ve İslâm Hukuku Kitaplarındaki altın ve gümüş kap-kacak kullanımı yasağını gördükçe, kendi kendime kahr oluyordum ![]() ![]() Birincisi; İslâm Hukukunda saf gümüş ve altından olan kap ve kaçakların kullanılması yasaklanmıştır ![]() ![]() İkincisi; Topkapı Sarayında ve Harem’de bulunan altın ve gümüş eşyalar iki kısımdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Damad, Mecma’ül-Enhür, c ![]() İbn-i Âbidin, Redd’ül-Muhtâr, c ![]() ![]() Uluçay, Osmanlı Saraylarında Harem Hayatının İç Yüzü, sh ![]() ![]() Kaynak: Prof ![]() ![]() Osmanlı Haremindeki erkek personeli kısaca anlatır mısınız ve görevlerini açıklar mısınız? Osmanlı haremine alınan hadım erkek hizmetçiler (tavaşiler) iki gruba ayrılmaktaydı: Birincisi; Ak Hadımlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkincisi; Siyah Hadımlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yollarla Harem’e alınan zenci hadımlardan bir ocak kuruldu ve adına da ağalar ocağı dendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Harem’in Medhalinde görev yapan hadımağaları veya bir diğer adla harem ağalarının sayıları, Fâtih zamanında 20’yi, 1517 tarihinde 4O’ı, 1537 tarihinde 20’yi ve nihayet 100’ü geçmemesine rağmen, batılı kaynaklar, bu sayıyı 500, 600 ve hatta 800 olarak ifade etmişler ve karalamak istemişlerdir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem Hakkında |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem HakkındaKızlar Ağası Kızlar ağası, Harem ağası ya da Darüssaade ağası Osmanlı Devletinde haremden sorumlu olan yüksek düzeydeki görevliye verilen isimdi ![]() Kızlar ağası padişah ve sadrazamdan sonra Osmanlı Devletinin 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kızlar ağası her zaman siyah ırktan bir erkekti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadım edilmiş siyah kölelerin Osmanlı sarayında yaygın şekilde görev almalarının birçok nedeni vardı: Öncelikle kadınlarla cinsel ilişki kuramamaları sebebiyle haremde görev yapmalarında bir sakınca görülmüyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kızlar ağasının çocuk yaştaki bir Osmanlı şehzadesini sünnet törenine götürmesi (1720-1732) |
![]() |
![]() |
![]() |
Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem Hakkında |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem HakkındaPadişah Hanımları Osmanlı Tarihinin ve özellikle hanedanın en çok tartışılan konuları arasında padişahların aile hayatı gelmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oysa meseleyi ciddi ve ilmi bir tarzda ele alan yerli ve yabancı yazarlar ve tarihçiler haremin içe işleyişi ve sakinlerinin yaşantısına dair pek az bir bilginin mevcut olduğuna vakıftırlar ![]() ![]() ![]() Saltanatın babadan oğula geçtiği bir hanedanın her hükümdarı gibi Osmanlı padişahı için de önemli bir siyasi anlam yüklü olan aile hayatı asla bir cinsel zevk olarak düşünülemezdi ![]() ![]() İlk dönemde evlilikler Kuruluş döneminden II ![]() ![]() ![]() Ertuğrul Bey'in oğlu Osman Gazi'yi Şeyh Edebali'nin kızı Bala Hatun ile evlendirilmesinde muhakkak ki ahilerin desteğini de temin etmek maksadı da yatmaktaydı ![]() ![]() ![]() Bilecik tekfuru oğlunu, Yarhisar tekfurunun kızı ile evlendireceği zaman düğüne Osman Gazi'yi de davet etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Osman Gazi Holofira'yı oğlu Orhan'a nikahlayarak bir anlamda onun babasının topraklarına hakim olduğunu göstermiş oluyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Orhan Gazi'nin önce Bizans İmparatoru III ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() Yine Yıldırım Bayezid Kosova meydan muharebesinden sonra kendisine karşı ayaklanan Anadolu beylikleri üzerine yürüdüğünde, Aydınoğlu İsa Bey karşı duramayarak tabiiyetini arzetmişti ![]() ![]() Kosova savaşında (1389) Sırp kralı Lazar ölmüş ve yerine oğlu Lazaroviç geçmişti ![]() ![]() Osmanlılar doğuda kendilerine karşı en güçlü devletlerden olan Memluklerle aralarında tampon devlet konumundaki Karamanlılar ve Dulkadırlılar ile de evlilik yoluyla akrabalık kurmaya ve dostluklarını ilerletmeye çalışıyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı yazarlar II ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi Fatih Sultan Mehmed' e gelinceye kadar Osmanlı padişahları Bizans, Bulgar, Sırp krallarının ve Anadolu beylerinin kızları ile siyasi evlilikler kuruyorlardı ![]() ![]() Nitekim I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih'in Dulkadırlı Süleyman Bey'in kızı Sitti Hatun'un dışında kalan eşlerinden Gülbahar Hatun aslen Arnavut, Çiçek Hatun Sırp, Venedik veya Rum ve Helene ise Rum'dur ![]() ![]() II ![]() ![]() Yavuz Sultan Selim'in güzelliğiyle meşhur hanımı Hafsa Sultan'ı bazı tarihçiler Türk olarak gösterseler de aslen cariye olduğu vesikalardan anlaşılmaktadır ![]() İşte Fatih'le beraber cariyeler ile evlenme usulü genişlemiş II ![]() ![]() ![]() Niçin cariyelik sistemi Padişahların bu sistemdeki evliliklerinden İslamiyetin hükümlerine uyularak nikah yapılmamıştır ![]() ![]() Bazı tarihçiler nikah ile evlenmeyi kaldırmayı Yıldırım Bayezid'in Ankara'da Timur'a esir düşmesinden sonra, hanımı Despina'nın da galiplerin eline geçmesi sebebiyle alındığını kaydederler ![]() ![]() Gerek Timur gerekse Osmanlı, ciddi hiç bir tarihte bu tip haber mevcut değildir ![]() ![]() Ayrıca Osmanlıların bu sebeple cariyelerle evlendiği meselesi şuradan da yanlıştır ki, Yılıdırım'dan sonra Çelebi Mehmed Dulkadırlıoğlu Süli Bey'in kızı Emine Hatun'la II ![]() ![]() ![]() ![]() Oysa Osmanlıların Fatih'ten itibaren cariyelerle evlenme sistemine geçişte kendileri ve devletleri için yine pek çok faydaları vardır ![]() ![]() Öncelikle Fatih' gelindiğinde Balkanlardaki prenslik ve krallıklar yıkılmış hepsi devletin sınırları içerisine alınmışlardı ![]() ![]() ![]() Zaferden zafere koşan Osmanlı hükümdarları kendilerini artık dünyanın en büyük ve güçlü padişahları saydıklarından, başka hanedanlarla akrabalık yoluyla dostluk kurmaya çalışmışlardır ![]() ![]() Yine genelde çok evli bulunan Osmanlı padişahlarının her aldıkları kadın için yapacakları şatafatlı düğünler, yapılacak masraflar ve verilecek hediyeler düşünüldüğünde devşirme sistemiyle devletin ne büyük bir masraftan kurtulduğu açıkça görülmektedir ![]() Padişahların devşirme kadınlarla evlenmelerini tenkit eden bazı yazarlar ise, neden Türk ilim ve Devlet adamlarının kızlarını almadıklarını sorgularlar ![]() ![]() Devşirme usulüyle kız almanın bir faydası ise küçük yaşta saraya getirilen bu kızların tam bir saray kültürü ve terbiyesi içerisinde yetiştirilmiş ve padişaha layık bir eş haline getirilmiş bulunmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Devşirme sistemi ile padişah evlilikleri Saraya alınan cariyelerin büyük bölümü hizmet birimlerinde çalışırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Bunların dışındakiler ise padişah hiç bir bakımdan irtibatta bulunmadığı gibi belki kendilerini ne görür ne de tanırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hasekiliğe yükselen cariyeye samur kürk giydirilirdi ![]() ![]() ![]() Haremde cümle kapısı holünden Kızlarağası Dairesi ile Kalfalar koğuşu arasında devam eden yoldan sola dönülerek girilen geniş ve uzun hole Cariyeler ve Kadın efendiler Taşlığı denilirdi ![]() ![]() Daireler zemin katta giriş bölümü, merdiven aralığı ve güzel bir manzara kazandırabilmek için iki kat yüksekliğinde yapılmış birer Başodaya sahiptir ![]() ![]() ![]() Osmanlı padişahlarının ölümlerinden sonra onun çocuk doğurmamış yahut da erkek çocuk doğurmuş ve çocuğu vefat etmiş olan kadın ve hasekileri isterlerse devlet ricalinden biriyle evlendirilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genellikle evlendirilenler odalık ve ikballer olup padişahların asıl kadınlarından evlenenler pek az görülmüştür ![]() ![]() İktidardan düşen veya vefat eden padişahın kadınları harem dairesinden alınarak Eski Saray'a gönderilirlerdi ![]() ![]() Eski Saraydaki kadınlar genellikle kendilerini ibadete verirler, hayır ve hasenat işleriyle meşgul olurlardı ![]() Osmanlı padişahları içinde çok kadınla evlenenlere karşılık pek az eşi olanlar da görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem Hakkında |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem HakkındaHarem-i Hümayûn'un en itibarlı hanımı: Valide Sultan Osmanlılarda cülus merasiminden bir kaç gün sonra saray, yeni bir törene daha sahne olurdu ![]() ![]() ![]() Valide Alayı ismi verilen bu tören şu şekilde gerçekleşirdi ![]() Yeni padişah cülusundan bir kaç gün sonra validesinin Eski Saraydan Topkapı Sarayına naklini emrederdi ![]() ![]() Valide Alayı, Bayezid kolluğu (karakolu) önüne geldiği vakit yeniçeri ağası, şayet o seferde ise sekbanbaşı tarafından karşılanırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() El Öpme Bu şekil merasimlerle bâb-ı hümayundan saraya girilirdi ![]() ![]() Valide sultanın arabası has fırın kapısı önüne gelince padişah vakarlı bir şekilde yürüyerek gelir, validesini iki veya üç temenna ile selamlar ve annesinin sağ tarafdaki pencereden uzanan elini öperdi ![]() ![]() Valide Sultan'ın arabası orta kapıdan içeri girdikten sonra alay sona ererdi ![]() Valide sultan saraya gelişinin ertesi günü sadrazama bir hükümnâme ile kürk ve hançer gönderirdi ![]() Bu şekilde saraya yerleşen valide sultan haremin en itibarlı hanımıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanuni sonrası dönemde, haremi idare eden ilk valide sultan olan Nurbanu Sultan'a günlük 2000 akçelik bir maaş bağlanmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Genelde Osmanlı haremini anlatan Avrupa kaynaklı tasvirlerde valide sultandan hiç söz edilmeyip, padişah kadınları ön plana çıkarılmaktadır ![]() ![]() Harem-i hümayun konusunda arşiv belgelerine dayalı ciddi bir eser ortaya koyan Amerikalı tarihçi Lesli Peirce, bu durumu ; büyük ölçüde kendi kraliçelerinin karşılığını arayan ve dolayısıyla Osmanlı haremindeki en büyük güç ve statü sahibinin valide sultan olduğunu anlamaya hazır olmayan Avrupalı gözlemcilerin kültürel at gözlüklerine bağlanması gerekir diyerek açıklamaktadır ![]() Padişahlar ve Anneler Padişahların validelerine karşı son derece hürmetkar davranmaları onların saraydaki hüküm ve nüfuzlarını daha da arttırmıştır ![]() ![]() Cennet anaların ayağı altındadır; Ana babaya iyilik etmek nafile namaz, oruç ve hac faziletlerinden daha faziletlidir; Allahü Teâlâ'nın rızası ana va babanın rızasındadır vBulletin ![]() ![]() Nitekim Fatih Sultan Mahmed kendisini yetiştiren ve hristiyanlık dininde kalmaya devam eden üvey annesi Mara'ya geniş bağışlarda ve temliklerde bulunmuştur ![]() ![]() Kanuni Sultan Süleyman annesi Hafsa Sultanı çok sever, bir dediğini iki etmezdi ![]() ![]() III ![]() ![]() III ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun neticesi olarak valide sultanların saraydaki hüküm ve nüfuzları daha da artmıştır ![]() ![]() ![]() Valide Dairesi Otuz altı Osmanlı padişahından sadece yirmi üçünün annesi valide sultan ünvanını kullanmış, diğerleri oğulları tahta geçmeden vefat ettikleri için bu ünvanı alamamıştır ![]() Valide Sultanların kendilerine verilmiş paşmaklık denilen hasları vardır ![]() ![]() Validelerin kalabalık bir maiyyetleri vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haremde valide sultan dairesi padişaha ait mekanlardan sonra, en büyük ve en önemli mekândır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yatak odası kapısının yanında mermer üzerine yazılmış olan; Lâ ilâhe illallah Muhammedun Resûlullah Dem bedem saat besaat bâd ikbâlet fizûn Düşmenet çün şişe-i saat bemişe ser nigûn Bu ocağın dûd-i dâim sünbül izhâr eylesün Sahibine hazret-i Hak nârı gülzâr eylesün Açıklaması Allahü Teâlâ'dan başka ilah yoktur, Muhammed "aleyhisselam" O'nun Resûlüdür ![]() ![]() Anlamına gelen bir beyit yeralmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Yatak odasından mermer söveli ve demir şebekeli bir zar ile geçilen dua odası da benzer görünüşlüdür ![]() ![]() Ölen ya da tahttan indirilen padişahların anneleri, merindeki cariyeleri ile birlikte bu daireyi boşaltarak yeniden Eski Saray'a yerleşir ve kendilerini tamamen hayır işlerine verirlerdi ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem Hakkında |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem HakkındaPadişah Kızları: Sultanlar Sultan tabiri Osmanlı Padişahları' nın erkek evlatlarına, kızlarına, padişah validelerine hatta ailelerine kadar teşmil edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan doğar doğmaz ilk olarak Darüssaade Ağasına haber verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Doğum haberini alan Sadrazam ertesi gün divan azalarıyla saraya gelerek padişahı tebrik ederdi ![]() ![]() Beşik Alayı Sultanların doğumlarında bir takım merasimler tertip olunurdu ![]() ![]() Çocuk doğunca padişah validesinin evvelce hazırlatmış olduğu beşik, sırmalı püşide denilen örtüsü ve yorganıyla merasim ve alayla Eskisaray' dan Yenisaray' a nakl olunurdu ![]() Törene katılacak ağalara birgün öncesinden kethüda bey ve darüssaade ağası yazıcısı tarafından davetiyeler gönderilir, belirli saat de Eskisaray' da bulunmaları bildirilirdi ![]() Ertesi gün davetliler hazır olduklarında Teşrifatçı, törenin başlaması için işaretini verirdi ![]() ![]() ![]() Kahvecibaşılar kendilerine teslim edilen eşyaları sayıyla alırlar ve başlarının üzerlerine koyarlardı ![]() ![]() ![]() Orta kapıya kadar atlar üzerinde ilerleyen ağalar, burada attlarından inerek iki sıra halinde dizilerek haremin araba kapısı önüne kadar gelirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Doğumun altıncı gününde ise Sadrazamın beşik alayı töreni düzenlenirdi ![]() ![]() ![]() Sadrazam, sultan doğar doğmaz bir beşik, bir yorgan ve bir de beşik örtüsü yaptırır, hepsi de inciler, elmaslar, tırtıllar ve zümrütlerle donanırdı ![]() ![]() Ertesi gün belirlenen saat de Paşakapısı önünde, sadrazamın hazırlanan eşyaları Kethüda beye vermesiyle tören başlardı ![]() ![]() ![]() Başlara giyilen renkli kavuklar, sırtlardaki renkli kürkler ve kaftanlar, ayaklardaki sarı ve kırmızı çizmelerve yemeniler beşik alayını yürüyen bir çiçek bahçesi haline getirirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Valide beşik alayında olduğu gibi Divan yolundan geçilerek Bab-ı Hümayundan içeri girilir ve araba kapısı önünde alay sona ererdi ![]() ![]() ![]() Lohusanın yattığı oda Valida Sultan, Sultanlar, kadınefendiler, ikballer ve davetli kadınlarla dolup boşalırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Beşik takımı odanın ortasına gelince Valide Sultan üzerine bir avuç altın atar onu diğerleri takp ederlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Davetli kadınlar haremde üç gün misafir edilirler, cariyelerin de katılmasıyla çeşitli eğlenceler tertiplenir, hoşça vakitler geçirilirdi ![]() ![]() Sultanların Yetişmesi Sultanların doğumu ile birlikte bir daire ayrılır emrine dadı, sütnine, kalfa ve cariyeler verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Sultanlar beş veya altı yaşına girdiklerinde irade-i seniyye ile derse başlarlar ve kendileri için tayin edilen hocalardan ders alırlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultanların günümüze kadar ulaşan mektuplarından son derece düzgün ve edebi ifadeler kullandıklarını, kelime, cümle ve gramerhatalarının yok denecek kadar az olduklarını görmekteyiz ![]() Sultanlar erkeklerden kaçma çağına geldikelrinde başlarına yaşma örterler ve dışarıya çıktıklarında uygun elbiseler giyerlerdi ![]() Düğünleri İlk Osmanlı padişahları kızlarını, genellikle Anadolu beyleri veya onların oğullarına verdikleri gibi kendi maiyetlerinde ki beylere de verirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak osmanlılar Anadolu birliğini temin edince etrafta kızlarını verecek hanedan kalmadığından, sultanları vezirler, kaptan paşalar ve büyük devlet adamlarıyla evlendirmeye başladılar ![]() Padişahların kızlarını Anadolu beylerine vermesi gibi kendi devlet adamlarıyla da evlendirmeleri, duygusal yönden ziyade siyasi idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah kızını evlendirmek isteyince sadrazama bir hatt-ı humayun yazar ve damad olacak şahsın nişan takımlarını yollamasını emrederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultanların nikahları bazan Yeni Sarayda ve bazan da paşa kapısında kıyılırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan nikahından sonra hükümdar namınamerasimde bulunanlara kürk ve hil'atler giydirilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gelin olan sultanın alayı ya kendisinin bulunduğu Eski Saraydan veyahut Yeni Saraydan itibaren tertip edilirdi ![]() ![]() Gelin alayında sadrazam, vezirler, devlet erkanı ile düğün münasebetiyle sultanlara mahsus yaptırılan ve Nahl denilen balmumdan yapılmış düğün tezyinatı, alayın önünde giderdi ![]() Sultanın çeyizi, kocasının konağına gitmeden evvel sarayda teşhir edilirdi ![]() ![]() Sultan, kocasının konağına geldiği zaman orada zevci ile Kızlar ağası tarafından karşılanır ve koltuklarına girilerek harem dairesinin kapısına götürülürdü ![]() ![]() ![]() Yine bu sırada darüssaade ağası padişah namına damada bir samur kürk giydirir ve paşayı sultana takdim ettikten sonra çekilirdi ![]() ![]() Şayet damadın memuriyeti hariçte ise düğün için İstanbul' a çağırılır, konak döşer, sultanla evlenir ve sonra vazife ile İstanbul' da kalmazsa yine memuriyeti başına dönerdi ![]() ![]() Geçimleri Sultanların maiyyetlerinde padişahın emriyle tayin edilen kethüdaları vardı ![]() ![]() ![]() Sultanların hash veya paşmaklık ismi verilen dirlikleri vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem Hakkında |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem HakkındaHarem sözcüğü Arapça hrm (yasaklama) kökünden türetilmiştir ve sözcük anlamı olarak kutsal bir alanı tanımlasa da kullanım olarak; giriş ve çıkışın denetimli olarak yapıldığı, belirli kişilerin veya belli tür davranışların bulunmasının yasak olduğu bir yeri anlatır ![]() ![]() ![]() Fakat Batı'daki Doğu bilimcilerin haremden anladığı ile Müslüman ülkelerdeki harem anlayışı ve yaşayışı arasında ciddi farklılıklar vardır ![]() ![]() ![]() Harem Nedir? Harem lûgatte korunan, mukaddes ve muhterem yer anlamına gelir ![]() ![]() ![]() Osmanlı devlet teşkilâtında harem-i hümâyûn tabiri hem haremi hem de enderunu içine alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oysa son yıllarda harem üzerine yapılan yerli ve yabancı bilim adamlarının yaptıkları çalışmalar Osmanlı sarayının harem bölümünün padişahın evi ikametgâhı olmasının yanısıra dünyada eşi benzeri görülmeyen bir mektep hüviyetinde olduğunu gözler önüne sermektedir ![]() Harem-i Hümayun hakkında on yıllık yorucu bir mesai sonunda arşiv belgelerine dayalı bir doktora tezi hazırlayan Amerikalı uzman Leslie Peirce "Biz batılılar İslam toplumunda cinselliği saplantı haline getirmek gibi eski ama güçlü bir geleneğim mirasçılarıyız ![]() dedikten sonra haremin amaç ve teşkilatı hakkında verdiği bilgiler aleyhteki iddialara en güzel cevaptır ![]() "Hanedan ailesi üyeleri için harem bir ikametgâhtı ![]() ![]() ![]() ![]() Azat edilerek enderun mezunları veya diğer görevlilerle evlendirilen bu kadınların payına da kocalarının oluşturduğu erkek hanelerini (selamlık) tamamlayan haremler oluşturmak düşerdi ![]() Sultan hanesinin kurduğu teşkilat ve eğitim kalıbı bu köle evlilikleri vasıtasıyla çoğaltılarak Osmanlı yönetici sınıfının sosyal ve politik temelini oluşturuyordu ![]() ![]() ![]() Yine 17 ![]() ![]() "Sarayın, ikinci avluya girmelerine izin verilen yabancıların gidebildiği kadarını gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Henry Blunt, A Voyage into the Levant, 1638) ![]() "Kadınlar dairesine ilişkin bir bölümü buraya, okuyucuya bu daireyi iyi bilmenin imkânsızlığını anlatabilmek için dahil ediyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultanın aşk hayatının niteliği gizli tutulur ![]() ![]() ![]() (Jean-Baptiste Tavernier Nottvelle Relation de l'interieur du serrail de Grand Seigneur, 1675) ![]() "Kardeşim, Osmanlı imparatorlarının sarayı konusundaki merakını herkesten kolay giderebilirim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (François Petis de la Croix, Ett General de l'Empire Ottoman, 1695) ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem Hakkında |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Harem Halkı - Osmanlı'da Harem / Harem Halkı - Osmanlı'da Harem HakkındaHaremler hakkında bilinen yanlışlar National Geographic Türkiye, son sayısında yanlışları ve doğruları yazdı: Padişah beğendiği cariyenin önüne mendil atmaz, harem ağasına çağırttırırdı ![]() ![]() ![]() İSTANBUL - Günümüze değin, Harem denildiğinde akla cinsellik gelse de Osmanlı Harem’i aslında padişahın evi olmasının yanı sıra cariyelere okuma, yazma, musiki, raks, dikiş nakış, protokol adabı, hat, tezhip, süsleme sanatlarının öğretildiği bir eğitim ve devlet kurumuydu ![]() |
![]() |
![]() |
|