Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
paşazade, sami, sergüzeşt, sezai

Sami Paşazade Sezai - Sergüzeşt

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sami Paşazade Sezai - Sergüzeşt



KİTABIN ADI SERGÜZEŞT
KİTABIN YAZARI SAMİ PAŞAZADE SEZAİ
YAYIM EVİ VE ADRESİ BAŞBAKANLIK BASIMEVİ ANKARA
BASIM YILI 1984



KİTABIN KONUSU:
Evinden ayrılan küçük bir kızın başından gecen olaylar dramatize edilerek anlatılmıştır Kızın başından gecenler oldukça acıklıdır Uzun bir süre kölelik hayatı yaşamıştır

KİTABIN ÖZETİ:
Evinden ayrılıp bir gemi ile yurdundan uzaklaşan küçük kız, onun gibi başka bir esir kız ile birlikte neresi olduğunu bilmediği bir yere getirilmiştir Bu kızı bundan sonra birçok sürprizler beklemektedir
İlk olarak kız (henüz bir ismi yoktur), yaşlı fakat zengin bir kadını yanına ona hizmet etmesi amacıyla satılmıştır Küçük kız burada tam bir esaret hayatı yaşamaktadır Sürekli olarak buradan nasıl kurtulabileceğinin planlarını yapmaktadır Bu evin hanımının yanı sıra hanıma hizmet etmekte olan başka bir kadın da kıza baskı yapmaktadır Bu durum kızı yıpratmakta, zaten bir umudu olmayan yaşamdan onu iyice somutlamaktadır Bir gün kız bu evden kaçmayı iyece kafasına taktığı bir anda bir gece yarısı evden kaçar Çevreyi pek tanımadığı için saatlerce yürür fakat bir yerede yorgun bir şekilde yere yığılmaktan başka çaresi yoktur Yerde kaldığı bölgede bir evin bahçe kapısının önüdür
Sabah olunca evin hizmetlilerinden biri kızı farkeder ve onu içeri almak için yaşlı ev sahibine danışır Oda bunu çok olumlu bir şekilde karşılar ve hemen yardım etmek niyetiyle onu yanına alır İlk olarak karnı doyurulur, güzel bir uyku çektirirlir Daha sonra kız kendine gelince ona neler olup bittiği sorulur Oda analatır evin hanımı kızın yaşadıklarını duyunca çok üzülür ve ona yardım edeceğini söyler, kızdabuna çok sevinir Evin hanımı ona sahibinden izin alacağını ve artık kendi yanında kalacağını söyler Bunun için hanımı kızın kaçtığı eve gider Ve onu yanına almak istediğini söyler Fakat kadın bunu onur meselesi yaparak kabul etmez Bundan sonra kızda eski evine geridöner Bu olay kızı çok etkilemiştir Çünkü daha önce kaçtığı eve tekrar dönmüştür Gider gitmez yine hiç hoş olmayan durumlarla karşılaşmıştır
Günler böyle geçip giderken birgün Mustafa bey evin sahibi birkaç yıl önce işlediği bir hatadan dolayı bir çok borcu olmuştu ve bu borçları ödemek için karısıyla tartışırdı Birgün karısıyla beraber kızın satılmasına kara veridler
Kızın adı kaçtığı evde hanımın onu çok güzel bulması üzerine ‘dilber’ olarak koyulmuştu Bundan sonrada ona ‘dilber’ olarak seslenilmeye başlandı Dilber kendisi hakkında satılması kararının alınmasından sonra bir esirciye satıldı Ve Dilber’in bütün hayatı bu yönde değişti Dilber bundan sonra belli bir süre esir hayatı yaşamıştır Bu süre içinde bir çok kendisi gibi esir hayatı yaşamış olan kız arkadaşları olmuştur Onların hayatlarını dinledikçe aslında kendi hayatının okadarda kötü olmadığının farkına varmıştır Daha nice insanların kendisi gibi cefa çektiğini anlamıştır Buradaki bir çok kızın çeşitli meziyetleri vardır Bir tanesi çok iyi bir şekilde ud çalmaktadır bu yüzden çoğu yerden çağrılmaktadır Dilber’de onun gibi ud çalabilmeyi çok istemektedir
Dilber’e bir gün bir talip çıkmıştır, ve Dilber’de o eve gitmek zorunda kalmıştır zaten onun böyle bir şeyi isteyip istemediği pek önemli değildir, önemli olan bir kaç kişinin işinin görülmesidir
Dilber’in gittiği bu evde ona bir esir gibi değil, bir insan gibi yaklaşılması onu çok etkilemiştir Evde bir hanımefendi, onun kocası ve onların tek oğlu olan Celal bey bulunmaktadır Celal bey aynı zamanda bir ressamdır Yaptığı porrelerle ün kazanmıştır Dilber’i evde görünce o da çok şaşırmıştır Çünkü Dilber’i Cleopatra’ya benzetmişti Celal bey yalnız yaşadığı için kız arkadaşı ya da sevgilisi yoktur faKat Dilber’I gördüğü andan itibaren içinde bir kıvılcım oluşmuştur İlk zamanlarda Dilber’de buna bir karşılık doğmamış fakaat günler geçtikçe Dilber’de onaa karşı ilgi duymaya başlayacaktır Celalbey Dilber’I boş bulduğu zamanlarda odasına çağırıp onun resimlerini yapmaya başlamıştır Kimi zaman nü resimlerinide çalışır Dilber’in bebeksi vücudunu gördüğü zamanlarda daha önce hç yaşamadığı duyguları tadıyordu Ona her baktığında onun daha değişik bir güzelliğini yakalıyordu Günler geçtikçe Dilber zamanının büyük bir kısmını Celal beyin yanında geçirmeye başlar Böylelikle Celal beyin Dilber’e olan aaşkı da diğer ev halkı tarafından da öğrenilir Bu arada Celal bey açıkça aşkını Dilber’e de belli etmeye başlar Dilber bu olaya ilk önceleri çok şaşırır Çünkü böyle bir şeye asla imkan vermez Bunun nedeni de onun esir kız olmasıdır Daha ssonraları Dilber de Celaal beye karşılık vermeye başlar Günler geçtikçe onlar aşklarını bariz bir şekilde yaşarlar Evin baahçesinde yıldızları seyrederler, beraber gezerler Fakat bu durum Celal beyin annesini olddukça rahatsız eder ve buna akarşı bir önlem almak ister Bu beraberliği bitirmek için Dilberi Celal beyin evde olmadığı bir zamanda bir esirciye satar Tabii Dilber’in yapacak birşeyi yoktur Celal bey daha sonra eve döner ve ilk olarak Dilber’in nerede olduğunu sorar önce bunu öğrenemesede daha sonra öğrenir fakat onu bütün aramalrına rağmen bulamaz Bundan sonraki bütün hayatı boyunca oda Dilber’de mutlu olamaz
Bundan sonra ikiside hiç mutlu olmadığı gibi bu olay biçare dilberi intihara kadar sürükler bu yaptıklarına Celal bey’in aileside çok pişman olur ama yapabilecek bir şey yoktur




KİTABIN ANA FİKRİ:
Kitabın ana fikri evinden ayrılan bir insanın başına her zaman hertürlü kötülüğün gelebileceği bunlardan kurtulma yolununda sadece kendi elinde olduğu kimseden yardım alamayacağı tek başına kalacağı

KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitap çok ağır bir dille yazılma mıştır fakat ara ara anlaşılamayan sözcüklere rastlanabilir yinede kitap bize kölelik hayatından bahsettiği ve bilgilendirdiği için oldukça önemli bir kaynak niteliğindedir ve yararlanabilecek seviyededir Bence kitap herkes tarafından beğeniyle okunabilir Oldukça sürükleyicidir

YAZAR HAKKINDA KISA BİLGİ:
1860'ta İstanbul'da doğdu Devrin ileri gelen isimlerinden Sami Paşa'nın oğludur Özel öğrenim gördü 20 yaşına kadar resmi bir görev almayıp, edebiyat konusundaki bilgilerini artırmayı tercih etti
1880'de Evkaf Nezareti Mektubi Kalemi'ne memur oldu Babasının ölümünden sonra da Londra Elçiliği İkinci Kâtipliği'ne atanan Sezâi, orada kaldığı 4 yıl boyunca İngiliz ve Fransız Edebiyatlarını yakından izledi Elçilikteki görevinden İstifa ederek İstanbul'a döndüğünde İstişare Odası'na memur oldu 7 yıl süren bu ikinci dönem memuriyetinde (1885-1901) sanatını olgunlaştırdı
Sergüzeşt adlı romanı yüzünden göz hapsine alındığını düşünerek bundan kurtulmak için Paris'e gitti ve Meşrutiyet'in ilanına kadar da orada kaldı (1908) İstanbul'a döndüğünde Madrid Elçisi olarak görevlendirildi
Birinci Dünya Savaşı başlayınca Madrit'ten İsviçre'ye geçti, savaşın sonuna kadar burada kaldı Mütareke devrinde emekli olarak İstanbul'a döndü (1921) Son yıllarında kendisine, Büyük Millet Meclisi'nin kararıyla "Hidamat-ı vataniyye tertibinden" maaş bağlandı (1927) ve 26 Nisan 1936 tarihinde İstanbul'da öldü

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.