Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cumhuriyet, dönemi, haklar, kadına, siyasal, sosyal, tanınan

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar ...

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar ...



Cumhuriyetin ilânı sonrası gerçekleştirilen köklü değişiklikler arasında , Türk kadınına tanınan seçme ve seçilme hakkı önemli bir gelişme olarak yer alır Son yıllarda kadının toplumdaki yerine ilişkin dikkate değer çalışmalar yapılmakla beraber , özellikle kadınlara tanınan siyasal haklar ve bu hakların istenilen şekilde kullanılıp kullanılmadığı konusu, üzerinde durulmaya değer bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır Zira, söz konusu hakların üzerinden yetmiş yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, kadının siyasetteki yeri ile siyasal katılımdaki rolü ve etkinliği hala tartışılmaya devam etmektedir Bu tartışmaların odak noktasını ise, daha çok milletvekili seçilen kadınların sayıca azlığı meselesi oluşturmaktadır Oysa,1930’lardan günümüze kadar Meclis’e girmiş kadınların sayısal yetersizliği kadar, buradaki çalışmaları da incelenmesi gereken bir konudur
Bu araştırmada, ilk kadın milletvekilleri ve onların Meclis’teki çalışmaları incelenecektir Yalnız,konuya girmeden, Türk kadınının Cumhuriyet öncesindeki durumunun ve kazandığı hakların kısaca gözden geçirilmesinde yarar vardır Zira, Cumhuriyetle birlikte Türk kadınına tanınan siyasal hakların alt yapısını oluşturan gelişmeler Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayan ‘’ batılılaşma’’ hareketlerine kadar uzanır Özellikle,Tanzimat Dönemi (1839-1876) kadınların hakları konusunda ilk adımların atıldığı bir dönemdir
Bu dönemde ilk kez devlet eliyle kızların eğitim ve öğretimine yönelik çalışmalar yapıldı Sübyan okulları üstünde rüştiye, idadi ve sultani gibi ortaöğretim kurumlarına gitmeye hak kazanan kızlar, söz konusu kurumların öğretmen ihtiyacını karşılamak için açılan kız öğretmen okullarına (Darülmuallimat) da devam hakkına kavuştular(1870) Ebe ve Kız Sanayi Mektepleri gibi okulların da açılmasıyla hem kızların eğitim seviyesinin yükselmesi hem de başta öğretmenlik mesleği olmak üzere çalışma hayatına atılmalarına fırsat sağlanmış oluyordu Basındaki gelişmeler çerçevesinde fikir hayatında kadının durumu tartışılmaya başlandı ve ilk kez kadınlar lehine yayın yapan dergiler çıkarıldı
Tanzimat’la kadınlara tanınan bu fırsatlar Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)’ne gelindiğinde daha da genişledi Bunda dönemin getirdiği söz, yazı ve basın hürriyetinin tesiri çok oldu Daha önce elde ettikleri ortaöğretim hakkına ilave olarak 1915’te açılan İnas Darülfünunu ile yükseköğrenim hakkını kazanan kızlar, söz konusu hürriyet ortamında özellikle sosyal hayatta da faaliyette bulunmaya başladılar[1] Daha çok yardım dernekleri şeklinde de olsa bu dönemde ,kadın haklarını geliştirmek ve onların eğitimlerini yükseltmek gibi gayeler taşıyan çeşitli dernekçilik çalışmalarına rastlanır[2] Basındaki gelişmelerin artmasıyla fikir hayatında da yer alan kadınlar,çeşitli yayın faaliyetlerine giriştiler[3] Balkan Savaşları (1912-1913) ve özellikle I Dünya Savaşı (1914-1918)’nın getirdiği sıkıntı ve zorunluluklar - erkeklerin savaşa katılması vBulletin- sebeplerle başta devlet daireleri olmak üzere çalışma hayatının değişik kademelerinde görev aldılarDünya Savaşı ve Milli Mücadele döneminde gerek cephede gerekse cephe gerisinde erkeklerle beraber yurt savunmasına katılarak üzerlerine düşeni yaptıkları ve ülkenin işgalci güçlerden kurtarılması için gerekli faaliyetlerde bulundukları bilinen bir gerçektir
Cumhuriyete kadar Türk kadınının siyasal alanda pek bir hak talebine girmediği, ancak kendilerini yetiştirebilecekleri alanlarda yer alarak mücadelelerini sürdürdükleri görülürKadınların eğitim ve kültür seviyesinin yükselmesine paralel olarak gerek fikri ve sosyal alanlarda, gerekse çalışma hayatına atılmasıyla ekonomik alanda kendi haklarını savunabilecek konuma ve bilince ulaşmak için gösterdikleri çabalar sonucunda, siyasal alanda da yer alma istekleri belirmeye başladı Kısacası, bütün bu tecrübelerin Cumhuriyet döneminde tanınan haklara haklara zemin hazırladığı muhakkaktır Şimdi, siyasal hakların kazanılması için gösterilen gayretleri gözden geçirelim

Alıntı Yaparak Cevapla

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar ...

Eski 08-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar ...



I Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Tanınması

Milli Mücadele dönemindeki çalışmaları ile üzerine düşeni yapan Türk kadını, takdire şayan bir davranış sergilemişti Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) sonrası işgallere karşı protesto mitingleri ile tepkisini ortaya koyma, ordunun hizmetinde bulunma, mermi ve giyecek imal etme ve cepheye malzeme taşıma gibi faaliyetlerde bulunmuştu[4] Kadınların bu fedakarlıklarını takdir eden, Mustafa Kemal Paşa bu konudaki görüşlerini 21III1923 tarihinde Konya Kadınları ile yaptığı konuşmasında şu sözleri ile ifade etmiştir:[5]
“Bu son senelerin inkılâp hayatında hummalı fedakarlıklarla mamul mücadele hayatında, milleti ölümden kurtararak halâsa ve istiklâle götüren azm-ü faaliyet hayatında her ferdi milletin mesaisi, gayreti, himmeti fedakârlığı sebkeylemiştir Bu meyanda en ziyade tebcil ile yad ve daima şükran ile tekrar edilmek lâzım gelen bir himmet vardır ki, o da Anadolu kadınının ibraz etmiş olduğu çok ulvî, çok yüksek, çok kıymetli fedakârlıktır Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu köylü kadınının fevkinde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi halasa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim’ diyemez
Türkiye’de Anayasalı rejime geçildiği 1876’dan sonra 1877’de yapılan ilk seçimlere ve ondan sonrakilere kadınlar katılmamışlardı Yalnız, 1908 hareketinden sonra Anayasa’nın daha demokratikleşmesi ve hürriyetlerin daha genişletilmesi sonucu kadınların siyasal alana ilgi duymaya başladıkları görülmüştür[6] Ne var ki, bu konuda çeşitli sebeplerden dolayı pek kayda değer bir gelişme meydana gelmemişti Zira hem sıkıntılı dönemlerin yaşanması (Balkan ve I Dünya Savaşları) hem de kadının toplumdaki konumuna ilişkin eski anlayışın ağırlığını hissettirmesi yüzünden kadınlar siyasetin dışındaki -yukarıda bahsedilen- alanlarda faaliyetlerde bulunmuşlardı Söz konusu badirelerin atlatılması ile başlayan yeni dönemde kadınlar, artık aktif olarak siyasetle uğraşmak için harekete geçtilerDaha 1923 yılı Nisanında “İntihâb-ı Mebusan Kanunu”nun görüşülmesi esnasında kadına seçme hakkının verilmesi konusu gündeme gelerek çeşitli tartışmalara yol açmış, ne var ki, bu hakkın verilmesi kabul edilmemiştir[7] Aynı yılın Haziran ayında (16 Haziran 1923)Başkanlığını yazar Nezihe Muhittin’in(1889-1958) yaptığı “Kadınlar Halk Fırkası” kurularak, ilk siyasal oluşum meydana getirildi Fırka, siyasi bir görünümde olmakla beraber esas amacını, kadınların eğitim ve sosyal alanlardaki eksikliklerinin tamamlanarak cehaletin ortadan kaldırılması olarak açıklar Ancak ,Fırka’nın genel sekreteri Şükufe Nihal ise,’’Kadınlar Halk Fırkası’nın programı, şimdiye kadar her fırsatta izaha çalıştığımız gibi, kadının içtimai, iktisadi ve bilahare siyasi sahalarda haklarını inkışaflarını temin etmektir’’ sözleri ile nihai hedeflerinin siyasi hakları kazanmak olduğunu ifade eder[8] Kadınların bu girişimi siyasal haklara sahip olmamalarından dolayı başarısızlıkla sonuçlanır ve sözkonusu fırkaya resmi izin verilmez Bunun üzerine Cumhuriyet’in ilânı sonrasında ise, 7 Şubat 1924’te “Türk Kadınlar Birliği”ni kuran kadınlar, çalışmalarını bu yolla sürdürmeye başladılar Birliğin tüzüğünde amaçlarını: “ kadınların sosyal ve siyasal haklarını elde edecek olgunluğa eriştirilmesi” olarak belirleyerek konuya dikkatleri çektiler ve böylece isteklerinde ısrarlı olduklarını bir kere daha gösterdilerHatta 1927’de Birliğin tüzüğüne siyasal haklar sağlamayı amaçlayan bir maddeyi ekleyerek kabul ettirirler ve aynı yıl yapılacak seçimlere katılmaları için birlik içinde tartışırlar Konuyu basında da gündeme getirmelerine rağmen, Anayasa’da kadınların seçime katılmalarını sağlayacak hükmün olmaması gerekçelerinden dolayı istekleri gerçekleşmez [9]
Aynı konuda, 1926’da Türk Ocağı’nda bir konuşma yapan Süreyya Hulusi isimli hanım verdiği konferansta: “Türk kadını tarihte siyasial rol oynamıştırKadın kendi benliğini idrak ederİktisadi sahada haiz-i tesir olursa neden memleket işlerinde geri kalsın Herkes anadan vatan dersi alır da ne içün o vatanın idaresi ve mukadderatı mevzu-ubahs olduğu zamanda mahmul vaziyette bırakılırVatanda tüten ilk ocak eğer kadın parmağıyla tutuşmuşsa ve eğer vatan o ocakların müşterek bir ifadesi ise öyle zannediyorum ki vatan ve kadın yekdiğerinden ayrılmayan iki mefhum teşkil ederler” sözleri ile Türk kadınının seçme ve seçilme haklarının verilmesinin gerekliliğini vurguluyordu[10]
Bu ve benzeri pek çok girişimlerle siyasal hakların kazanılması için gösterilen gayretler Takrir-i Sükûn dönemini takib eden dönemde olumlu sonuçlarını verdi Bu konuda ilk adım 3 Nisan 1930’da kabul edilen Belediye Kanunu ile atıldı Bu kanuna göre kadınlar ilk kez Belediye seçimlerinde oy kullanma ve Belediye Meclislerine seçilme hakkını elde ettiler[11] 26 Ekim 1933’te ise 1924 tarihli Köy Kanunu’nun 20ve 25 Maddelerinde yapılan değişiklikle muhtar ve ihtiyar meclisi seçimlerinde oy kullanma ve seçilme hakkını elde eden kadınlar nihayet 5 aralık 1934’te dönemin Başbakanı İsmet İnönü ve 191 arkadaşının; 1924 Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun 10ve 11 Maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kanun teklifinin kabul edilmesiyle milletvekili -seçme ve seçilme hakkını kazandılar Kanun’da yapılan değişiklikle kadın, erkek her Türkün seçme yaşı 22, seçilme yaşı 30 olarak belirlendi[12]Böylece, kadın ile erkek arasındaki eşitsizlikten biri daha ortadan kalkmış oluyordu[13]
Siyasal haklar bakımından kadın ile erkeği aynı konuma getiren bu kanun ile Türkiye’nin daha demokratik bir görünüme kavuşması ve siyasal katılımın boyutlarının genişletilmesi gibi amaçların ağırlık taşıdığını söylemek mümkündür[14] Zira 1930’lar aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün de isteği doğrultusunda kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası ile Türkiye’de çok partililiğe geçişin yaşandığı bir dönemdir



Alıntı Yaparak Cevapla

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar ...

Eski 08-16-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar ...



IIIİlk Kadın MilletvekillerininVDönem(1935-39) TBMM’deki Çalışmaları


Milletvekili seçilen kadınların Meclis’teki çalışmalarının tesbit edilmesi,onların siyasal haklarını nasıl ve ne şekilde kullandıklarının ortaya konması açısından önemlidirBu tesbiti yapabilmek için ise,kadınların Meclis’teki çalışmalarına geçmeden, konuya ışık tutması açısından ;onların milletvekili seçilmeleri hakkındaki kanaatlerini,nasıl seçildiklerini ve daha da önemlisi milletvekili olarak kendilerini hangi konumda gördüklerini ortaya koymak yararlı olacaktır
Bu konudaki bilgileri daha önce kendileri ile görüşülerek yapılan bir araştırmadan ve dönemin basınından öğrenmek mümkündürBu araştırma Tekeli’ye aittirTekeli araştırmasında ,milletvekili seçilen kadınların bazısının ,kendi iradelerinden ziyade Atatürk’ün isteği ile bu hakkın kendilerine verildiğini ve yine onun tercihi ziyade Atatürk’ün isteği ile bu hakkın kendilerine verildiğini ve yine onun tercihi üzerine Meclis’e girdiklerini, bazılarının ise seçilmelerini sürpriz olarak karşıladıklarını ortaya çıkarmıştırAyrıca kadınların çoğunluğunun kendilerinr milletin temsilcileri olarak görürken,çok azının ise, kadınların temsilcileri olduklarını ifade ettiklerini vurgulamaktadır[22] Dönemin basın mensuplarının gözlemlerine göre ise, 1 Mart 1935’te çalışmalarına başlayan VDönem TBMM’ne katılan kadınların oldukça heyecanlı oldukları,Meclis’in arka sıralarına doğru oturdukları ve hepsinin gayet şık, başları açık, tayyörlü olarak geldikleri belirtilmektedir[23]
Böyle bir ortamda Meclis’e gelen kadınların ,buradaki çalışmalarının aynı heyecanla sürdüğünü söylemek abartılı olmaz Bu hallerini Meclis’te çeşitli vesilelerle yaptıkları konuşmalarının içeriğinden öğrenmek mümkündürBu duruma bir örnek olması açısından yeni Hükümet Programının 7 Mart’ta okunmasından sonra,program hakkındaki görüşlerini belirtmek maksadıyla söz alan Erzurum milletvekili Nakiye Elgün’ün konuşması verilebilir Elgün konuşmasında :’’Başbakanımız General İsmet İnönü’ye beyanı itimat eden arkadaşlar arasında bizim de bulunmamız ve bulunma onurunu bize vermiş olmanız itibariyle duyduğumuz heyecanı ifade için buraya gelmiş bulunuyorum(Alkışlar)Bugüne kadar Türk bütün olarak her sahada yan yana ,elele çalışmıştıFakat bugüne kadar Türk milletinin en yüksek, en onurlu bir mevkii olan burada ilk defa yer almış bir kadın saylav olmak itibariyle bunu verenlere karşı duyduğumuz hazzı ifade ederken yine bu büyük onurun içinde Türk Hükümetine itimat beyan eden arkadaşlar arasında bulunmak şerefinin bize verilmiş olmasından dolayı duyduğumuz sevinci ifade etmeye çalışırken belki söz bulamıyorumBize bu güzel günler ve güzel anları yaşatmış olan ta ilk gününden beri bize rehberlik eden Ulu Gazimiz Atatürk Hazretlerine büyük bir heyecan içinde olduğumdan memnu kelimeler kullanıyorumÇünkü şu anda dünyada belki pek nadir olarak hissedilebilecek heyecan duyanlardan biriyim’’[24] diyerek duygularını ifade etmiştirAynı duygu ve heyecanı İzmir Milletvekili Benal Arıman ile Seyhan Milletvekili Esma Nayman’da da görüyoruz Atatürk’ün ölümü üzerine Meclis’te yaptığı konuşmasında Arıman,Türk kadınlarına kazandırdığı haklardan dolayı Atatürk’e olan minnettarlık duygularını belirtirken[25] Nayman da’’ Atatürk yalnız Türk milletini değil, o milleti yetiştiren Türk anasının da şerefini kurtardıTürk kadınlığının ona minnettarlığı sonsuzdurlayık olduğu hakları Atatürk’ün büyük dehası ile kazanmış olan Türk kadını bütün milli görevlerini ifa için hazırdır’’[26]sözleri ile aynı görüşleri paylaşmıştır Bu örneklerden hareketle kadınların Meclis’teki çalışmaları gözden geçirilecek olursa, onların erkeklere oranla Meclis’e daha fazla devam ettikleri ,hemen bütün oturumları takip ettikleri ve en etkin olarak da bazı konularda söz aldıkları görülürDönemin Zabıt Cerideleri incelendiğinde dikkati çeken nokta, kadınların büyük bir çoğunluğunun ilgi alanlarına göre bir komisyonda (encümen) görev almalarıdırBazıları bu komisyonlarda katip üye olarak bulunmuşturKadınların görev aldığı komisyonlar şunlar: Hatı Çırpan Ziraat, Meliha Ulaş Arzuhal (katip üye), Fakihe Öymen Bütçe(katip üye), Sabiha Görkay ile Nakiye Elgün Dahiliye(katip üye), Esma Nayman İktisat, Seniha Hızal ile Türkan Başbuğ Maarif, Huriye Baha Öniz Maliye, Mebrure Gönenç Nafia, Fatma Memik Sıhhat ve İçtimai Muavenet, Ferruh Güpgüp ise Divan-ı Muhasebat komisyonlarında görev almışlardır[27]
Meclis’teki çalışmaları yakından takip eden kadınlar özellikle bütçe görüşmelerinde kanaatlerini belirten konuşmalar yaparlarBunlardan Ferruh Güpgüp ile Esma Nayman 1936 yılı ‘Muvazene-i Umumiye Kanunu’nun görüşülmesi esnasında[28] Meliha Ulaş 1937 yılı Maarif Vekaleti bütçesi ile ilgili olarak[29] , Mihri Bektaş Beden Terbiyesi Kanunu ile ilgili olarak birer konuşma yapmışlar[30] Ayrıca Erzurum Milletvekili Nakiye Elgün 1938 yılı Maarif Bütçesi görüşmeleri esnasında Samsun Milletvekili Seniha Hızal ise Hariciye Vekâleti bütçesi ile ilgili olarak görüşlerini bildirmişlerdir[31] Yine Ankara’da Tıp Fakültesinin kurulması hakkındaki kanun tasarısının görüşülmesi esnasında Huriye Öniz ile DrFatma Memik söz alarak görüşlerini belirten kadınlar arasındadır[32]
Kadınların Meclis’te yaptıkları konuşmaların içeriği incelendiğinde daha çok eğitim ve sağlık konularının ağırlık taşıdığı dikkati çeker Bu konulardaki önerileri, kızların eğitim seviyelerinin yükseltilmesi , sağlık sorunlarının halledilmesi ve özellikle küçük yaştaki çocukların sağlık, eğitim ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi doğrultusundadır Ele alınan VDönemde en fazla söz alan milletvekilleri arasında DrFatma Memik ile Nakiye Elgün yer alırBenal Arıman,Meliha Ulaş, Huriye Öniz, Esma Nayman, Türkan Baştuğ, Ferruh Güpgüp, Seniha Hızal, Mihri Bektaş ise bir veya birkaç konuşma yapmışlardır
Meclis’in yanısıra, bazı milletvekillerinin kendi seçim bölgelerindeki çalışmaları ve özellikle sahip oldukları meslekleriyle ilgili olarak etkinliklerde bulundukları bilinmektedir Örneğin, Dr Fatma Memik bir yandan seçim bölgesi olan Edirne’nin sorunlarıyla ilgilenirken, diğer yandan da Darülaceze ve Kızılay’ın Polikliniklerinde tıp mesleğinin uygulamalarını sürdürmeye devam ettiği belirtilir [33]
Özetlemek gerekirse, Tekeli’nin de belirttiği gibi bu kadınları “hiç soru sormayan, sorun çıkarmayan uslu kadınlar” olarak nitelendirmek mümkün ise de[34], bunda hem ilk kez böyle bir görevle karşı karşıya gelmeleri ,hem de dönemin muhalefetsiz siyasal yapısı gözönüne alınırsa, onlardan başka türlü bir davranış beklemenin zorluğu kendiliğinden ortaya çıkar



Alıntı Yaparak Cevapla

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar ...

Eski 08-16-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar ...



SONUÇ
Osmanlı döneminde başlayıp Cumhuriyet’le devam eden’’batılılaşma” hareketleri çerçevesinde gerçekleştirilen düzenlemelerle; bir taraftan toplumdaki kadın erkek eşitsizliği ortadan kaldırılmaya çalışılırken, diğer taraftan da kadının toplumda layık olduğu yere gelmesi için gayret sarfedildiBu maksatla Cumhuriyet öncesi yapılan düzenlemelere ilave olarak, bu dönemde çıkarılan 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim alanında, 1926 tarihli Medeni Kanun ile sosyal ve hukukî alanlarda ve nihayet 1930 ve 1934 tarihlerindeki düzenlemelerle siyasal alanda getirilen hakların temelinde de sözkonusu çabaların yattığı söylenebilir Zira, her iki dönemde de kadının konumu çağdaşlaşmanın ölçütü olarak görülmüştür Cumhuriyet’le kadınlara tanınan siyasal haklarda, yeni rejimle kabul edilen ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesinin etkisi tartışılmaz Hiç şüphesiz bu demokratikleşmenin de bir gereğiydi ve siyasal katılımın boyutlarını arttırması açısından da önemliydi Burada –iddia edilenin aksine-kadınların siyasal haklarını hiçbir çaba sarfetmeden aldıklarını söylemek sanırız doğru olmaz Batıdaki kadınların verdikleri mücadele örneğinde olmasa bile, Türk kadını siyasal hak talebini her fırsatta dile getirmiş ve sırası geldiğinde bu hakkını elde etmiştir Ancak bu haklarını yeterince kullanamadığı konusu tartışılabilir Bunda da ,toplumda yaygın bir kanaat olarak yerleşen siyasetin ‘erkek işi’ olması düşüncesi ile kadına yüklenen görevlerin daha çok ‘aile içi’ sorumluluklar çerçevesinde kalmasının etkileri fazladır
Kadınların aktif siyasette başarılı olabilmeleri ve siyasal haklarının göstermelik olarak varolmaması ya da bir süs, bir aksesuar olarak Meclis’te yer almamaları için, sözkonusu yaygın kanaatlerin değişmesi ve kadını siyasetten alıkoyan yasal engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir Bunun için de seçilenlerin tümünün bu doğrultuda çaba sarfetmelerinde yarar vardır

Alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar ...

Eski 08-16-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar ...



Osmanlı döneminde başlayıp Cumhuriyet’le devam eden’’batılılaşma” hareketleri çerçevesinde gerçekleştirilen düzenlemelerle; bir taraftan toplumdaki kadın erkek eşitsizliği ortadan kaldırılmaya çalışılırken, diğer taraftan da kadının toplumda layık olduğu yere gelmesi için gayret sarfedildiBu maksatla Cumhuriyet öncesi yapılan düzenlemelere ilave olarak, bu dönemde çıkarılan 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim alanında, 1926 tarihli Medeni Kanun ile sosyal ve hukukî alanlarda ve nihayet 1930 ve 1934 tarihlerindeki düzenlemelerle siyasal alanda getirilen hakların temelinde de sözkonusu çabaların yattığı söylenebilir Zira, her iki dönemde de kadının konumu çağdaşlaşmanın ölçütü olarak görülmüştür Cumhuriyet’le kadınlara tanınan siyasal haklarda, yeni rejimle kabul edilen ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesinin etkisi tartışılmaz Hiç şüphesiz bu demokratikleşmenin de bir gereğiydi ve siyasal katılımın boyutlarını arttırması açısından da önemliydi Burada –iddia edilenin aksine-kadınların siyasal haklarını hiçbir çaba sarfetmeden aldıklarını söylemek sanırız doğru olmaz Batıdaki kadınların verdikleri mücadele örneğinde olmasa bile, Türk kadını siyasal hak talebini her fırsatta dile getirmiş ve sırası geldiğinde bu hakkını elde etmiştir Ancak bu haklarını yeterince kullanamadığı konusu tartışılabilir Bunda da ,toplumda yaygın bir kanaat olarak yerleşen siyasetin ‘erkek işi’ olması düşüncesi ile kadına yüklenen görevlerin daha çok ‘aile içi’ sorumluluklar çerçevesinde kalmasının etkileri fazladır

Kadınların aktif siyasette başarılı olabilmeleri ve siyasal haklarının göstermelik olarak varolmaması ya da bir süs, bir aksesuar olarak Meclis’te yer almamaları için, sözkonusu yaygın kanaatlerin değişmesi ve kadını siyasetten alıkoyan yasal engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir Bunun için de seçilenlerin tümünün bu doğrultuda çaba sarfetmelerinde yarar vardır


Alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.