![]() |
Deyimler Sözlügü ( P ) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Deyimler Sözlügü ( P )Pabucu dama atılmak: Kendisinden üstün birinin çıkmasıyla gözden düşmek, değer ve itibarını kaybetmek ![]() ![]() Pabucunu ters giydirmek: Güç bir duruma düşürerek telâşlandırmak, bu telâşla kaçmasına sebep olmak ![]() ![]() Pabuç bırakmamak: Yılmamak, korkmayıp yapacağından vazgeçmemek ![]() ![]() Pabuç pahalı: Girişilen işin tehlikeli olduğunu anlatmak için kullanılır ![]() ![]() Paçaları sıvamak: Bir işi yapmak için hazırlanmak ![]() ![]() Paçası düşük: Giyimine, kılık kıyafetine pek dikkat etmeyen, sünepe ![]() Paçayı kaptırmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Paçavrasını çıkarmak: Çok hırpalamak, sağlam yerini koymamak, işe yaramaz bir duruma getirmek ![]() ![]() Paçayı kurtarmak: Bir ilişkiden veya önce girişip sonra pişman olduğu bir işten yakasını sıyırmak ![]() ![]() Paha biçilmez: Çok pahalı, kıymeti ölçülemeyecek kadar yüksek ![]() ![]() Pahalıya mal olmak: Kolay elde edilememek; para, özveri ve emek gerektirmek; zarara ve sıkıntıya yol açmak ![]() ![]() Palas pandıras: Acele olarak, hazırlanmaya zaman bulamadan ![]() ![]() Palavra atmak: Abartarak söylemek, yalan söylemek, olmayacak şeylerden söz etmek ![]() Paldır küldür: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pamuk ipliği ile bağlamak: Etkisi az sürecek, köksüz, geçici bir çözüm yolu bulmak ![]() Paniğe kapılmak: Çok korkmak, telâşa sürüklenmek ![]() ![]() Papara yemek: Çok azarlanmak ![]() ![]() Para babası: Çok zengin, parası bol olan ![]() Para canlısı: Parayı çok seven, paraya düşkün ![]() Para çekmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Para dökmek: Bir şey için çok para harcamak ![]() ![]() Para etmemek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Parasını sokağa atmak: Değeri olmayan bir işe ya da mala para vermek ![]() Para kesmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Para sızdırmak: Kandırarak, zorlayarak birinden para almak ![]() ![]() Para tutmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Paraya çevirmek: Bir malı verip yerine para almak ![]() ![]() Paraya kıymak: Gereken yerde para harcamaktan kaçınmamak ![]() Paraya para dememek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Para yapmak: Para kazanıp biriktirmek ![]() ![]() Para yedirmek: İşini yaptırmak için birilerine kanunsuz, hak etmedikleri parayı vermek; rüşvet vermek ![]() ![]() Para yemek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Parmağı ağzında kalmak: Çok şaşırmak, hayrete düşmek ![]() Parmağına dolamak: Bir konuyu her fırsatta, her yerde ele alıp konuşmak, o konu ile uğraşmak ![]() Parmağında oynatmak: Birine her istediğini yaptırmak, onu kukla gibi kullanmak ![]() ![]() Parmağını bile oynatmamak: Hiç tepki göstermemek, kayıtsız kalmak ![]() ![]() Parmak basmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Parmak hesabı: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Parmak ısırmak: Büyük şaşkınlık duymak, hayrete düşmek ![]() ![]() Parmak kadar (çocuk): Yaşça çok küçük, pek küçük (çocuk) ![]() Parmak kaldırmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Parmakla gösterilmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Parmaklarını yemek: Bir yemeğin çok lezzetli olduğunu anlatmak için kullanılır ![]() ![]() Parsayı başkası toplamak: Verilen emek karşılığını, emek veren değil, bir başkası almak ![]() Partiyi kaybetmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Pasaportunu vermek: Kovmak, işten atmak ![]() ![]() Pas geçmek: Üzerinde durmamak, caymak, vazgeçmek, aldırış etmemek ![]() Patırtı çıkarmak: Kavga, kargaşa, gürültü çıkarmak ![]() ![]() Patlak vermek: Gizlenen ya da hoş karşılanmayan bir durum aniden ortaya çıkmak ![]() ![]() Pay biçmek: Bir fikir elde edebilmek için, durumu bir şey ile kıyaslamak ![]() Payını almak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Paye vermek: Adam yerine koymak, değer vermek ![]() Payidar olmak: Kalmak, yok olmamak, yaşamak ![]() ![]() Perdesi yırtık: Ar damarı çatlamış, utanmaz, arlanmaz ![]() Pergelleri açmak: Uzun adımlarla yürümeye başlamak ![]() ![]() Pay çıkarmak: Bir olay ya da davranıştan tecrübe kazanmak, hisse kapmak, tutulacak yolu belirlemek ![]() Pes demek: Mağlubiyeti kabul etmek, başkasının üstünlüğüne boyun eğmek ![]() ![]() Pestil gibi olmak: Çok yorulmuş olmak; kımıldayamayacak kadar bitkin, güçsüz düşmek ![]() Pestilini çıkarmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peşini bırakmamak: Bir şeyi izlemekten vazgeçmemek ![]() Peşkeş çekmek: Kendisinin veya bir başkasının malını bir çıkar uğruna birisine uygunsuz olarak vermek ![]() ![]() Peyda olmak: Ortaya çıkmak, belirmek, oluşmak ![]() ![]() Pılıyı pırtıyı toplamak: Hemen bütün eşyalarını toplayarak bir yere gitmek üzere hazırlık yapmak ![]() ![]() Pire için yorgan yakmak: Önemsiz bir şey için kızıp daha büyük zarara yol açacak davranış içine girmek ![]() Pireyi deve yapmak: Küçük, basit bir olayı büyütüp mesele yapmak, aşırı abartmak ![]() Pisi pisine: Boş yere, boşuna ![]() ![]() Pis pis düşünmek: Karamsar, derin ve üzüntülü bir düşünceye dalmak ![]() ![]() Pis pis gülmek: Birinin düştüğü kötü duruma öç alır gibi, arsız arsız gülmek ![]() Pişkinliğe vurmak: Çıkarı için kötü bir davranışa veya söze aldırmamak ![]() Pişmiş aşa su katmak: Yoluna girmiş, bitmek üzere olan bir işi bozmak ya da aksatmak ![]() ![]() Pişmiş kelle gibi sırıtmak: Anlamsız, çirkin, yersiz, dişlerini göstererek gülmek ![]() ![]() Posasını çıkarmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Posta koymak: Birini korkutmak, gözdağı vermek, tehdit etmek ![]() ![]() Postayı kesmek: İlişkiyi kesmek, gidip gelişi sona erdirmek ![]() Post elden gitmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Post kavgası: Bir makamı, işi ya da iktidarı ele geçirme çekişmesi ![]() ![]() Postu kurtarmak: Can tehlikesini atlatmak, öldürülme tehlikesi olan yerden kaçıp kurtulmak ![]() ![]() Postu sermek: Kısa bir süre için gittiği yerde, saygısızca ve sorumsuzca uzun süre kalmak ![]() Pot kırmak: Gaf yapmak, farkında olmayarak karşısındakini kıracak, incitecek söz söylemek ![]() ![]() Pösteki saymak: İçinden çıkılması zor ve anlamsız bir işle uğraşmak ![]() ![]() Prangaya vurmak: Zincire vurmak, ayağına pranga bağlamak ![]() ![]() Puan almak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Puan tutturmak: Gereken sayıda puan kazanmak ![]() Punduna getirmek: Bir şeyi yapmak için uygun şartları elde etmek, fırsat kollamak ![]() ![]() Pupa yelken: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pusu kurmak: Birine saldırmak için, bir yere gizlenip beklemek ![]() ![]() Pusulayı şaşırmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pusuya düşmek: Pusu kuran kimsenin saldırı alanı içine girmek ![]() Put gibi: Kımıltısız, sessiz, anlamsız bir bakışla ![]() Put kesilmek: Sessiz, kımıltısız bir durumda kalmak ![]() Püf noktası: Bir işin en ince, en önemli yeri ![]() Püsküllü belâ: Kendisinden kurtulunması bir türlü mümkün olmayan, büyük sıkıntı, zarar veren kimse veya şey ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|