08-14-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Zafer Yolu Filmi
[/b] Macera
Süre: 141 dakika
Yönetmen: Gary Ross
Senaryo: Gary Ross (Laura Hillenbrandın aynı adlı kitabından)
Görüntü Yönetmeni: John Schwartzman
Müzik: Randy Newman
Yapımcılar: Kathleen Kennedy, Frank Marshall, Gary Ross, Jane Sindell
Oyuncular: Tobey Maguire, Jeff Bridges, Chris Cooper, Elizabeth Banks, Gary Stevens, William H Macy
Yapım: 2003 ABD
Dapıtımcı: UIP
Filmin Orijinal Sitesi
Filmin Fragmanı
Hayatınız mahvoldu diye tüm hayatı fırlatıp atamazsınız
Bu, bir ulusa esin kaynağı olan bir öyküdür  Gerçekleşmemenin eşiğinden dönen bir öykü  
Bu, tüm düşleri paramparça olan bir ülkenin öyküsüdür  Akla hayale bile gelmeyecek olanı başaran sıradan bir atın kimliğinden bir kahraman çıkaran ülkenin öyküsü  
Bu, üç kayıp insanın öyküsüdür Ruhu örselenmiş bir genç adam Johnny "Red" Pollard (Tobey Maguire); herşeyini kaybetmiş bir dolar milyoneri Charles Howard (dört kez Oscar adayı Jeff Bridges); gözlerden uzak düşmüş eski bir usta binici Tom Smith (Oscar ödüllü Chris Cooper)  Üçü birbirlerini buldular ve umudu hiç beklenmeyen bir yerde keşfettiler
Olasılık neredeyse sıfıra yakındı İmkansızı hayal etmişlerdi
Ve bu hayal, bir şekilde gerçek oldu
1937 kışında Amerikan tarihinin en felaketli dönemi kabul edilen ekonomik krizin yedinci yılı yaşanıyordu Ülke ekonomisinin tamamen çöktüğü bu krizde milyonlarca insan işini, servetini ve evini kaybetmişti Tüm gücünü, çalışmak isteyen herkesin mutlaka başaracağı şeklindeki Amerikan inancından alan bir ulus, gözle görülür bir şekilde yoksulluğa sürükleniyordu Atılganlığı ve cesaretiyle bilinen insanlar, artık çaresizlik ve korku içindeydi
Radyolarda ise "One Mans Family" adlı programın idealize edilmiş dünyası ve "The Lone Ranger"da anlatılan güven tazeleyici masallar çok tutulmuş ve hit olmuştu Kendilerini mağdur hisseden Amerikalılar, yokluk ve umutsuzluk ortamından doğan, sıradan insanların dünyasından gelen kahramanların cazibesine kapılmıştı Adeta patlama yapan gösteri sporlarında onu arıyorlardı Bahislerin yeniden yasal hale getirilerek serbest bırakılmasıyla atyarışlarının önü açıldı ve en hızlı büyüyen spor dalının safkan atlar arasında yapılan atyarışları olduğu görüldü
Özlemini çektiği kahramanlara halkın ulaşmasında teknolojik yeniliklerin de önemli katkısı oldu Kitap sayfalarında ısıtıla ısıtıla tekrar sunulan öykülere artık iyice alışan insanlar, sinema salonlarında filmlerden önce gösterilen ve dünya haberlerini görüntülü şekilde veren kısa haber filmlerindeki ilginç sahneler karşısında yepyeni heyecanlara kapıldılar O güne kadar haberleri bulanık fotoğraflar veya illüstrasyonlar eşliğinde gazetelerden izleyerek büyüyen halk, artık gelişmiş fotoğraf ekipmanlarıyla elde edilen soluk kesici görüntüleri sinema salonlarında izleyebiliyordu
Gücünü dramatik aksiyondan alan bir spor olan atyarışlarının yayını, anlatım tekniğine uygunluğu nedeniyle radyo için idealdi Bu yüzden kısa zamanda radyoların gözdesi oldu Dünyanın önde gelen atlarının ve jokeylerinin katıldığı Santa Anita handikap yarışları, ülke çapında en çok izlenen spor etkinliği haline geldi Bu yarışlar aynı zamanda radyolarda da yılın en önemli programıydı
1937 yılında bu yeni toplumsal ve teknolojik güçlerin hızlı bir şekilde tek noktada birleşmeye başladığı görüldü Modern çağda yepyeni şöhretlerin ortaya çıkması için şafak sökmek üzereydi Yeni şöhret üretme makinesi hazırda bekliyordu İhtiyaç duyulan tek şey bir özneydi
İşte tam o noktada Santa Anita handikap yarışında bir mucize gerçekleşti Atların dünyasının "Cinderella"sı olarak bilinen Seabiscuit, finiş çizgisini uçarcasına geçti Birisi deklanşöre bastı: Kahraman oradaydı ve bu kahramanın ismi Seabiscuitti
-- Laura Hillenbrand, Seabiscuit, Bir Amerikan Efsanesi
|
|
|