![]() |
Şanlıurfa El Sanatları Debbağlık |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şanlıurfa El Sanatları DebbağlıkŞanlıurfa EL SANATLARI DEBBAĞLIK Büyükbaş hayvancılığın yaygın olduğu Şanlıurfa'da, Debbağlık sanatının geçmişi çok eski¬lere dayanmaktadır ![]() ![]() Gön debbağlığı ve deri debbağlığı olmak üzere iki bölüme ayrılan bu zenaatın her bölümü ayrı debbağhânelerde ve ayrı ustalar tarafından icra edi¬lirdi ![]() ![]() ![]() I- GÖN DEBBAĞLIĞI Eski Et ve Balık Kurumu'nun batısındaki Aşağı Debbağhâne (Ahırvan) denilen yerde yapı¬lırdı ![]() ![]() Öküz, İnek ve Deve gibi büyükbaş hayvanların derilerinin işlenmesine "Gön Debbağlığı", bu sanatı yapanlara da "Göncü" denilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Gönün Hazırlanması: Debbağhane Çarşısı'nda iç kısmı kireçlenerek 24 saat yatırılan derinin yünleri kabaca yolunur ve Aşağı Debbağhane'ye gönderilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Deri tekrar kireç çukuruna yatırılır ![]() ![]() ![]() ![]() Sile havuzu boşaltılarak temizlenir ve sumak yaprağının karıştırıldığı su ile doldurulur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra boyama işlemine geçilir ![]() ![]() ![]() Günümüzde terkedilmiş olan Göncülük zena¬atının bilinen en eski ustaları Dede Osman Kutluay, Hasib Uygur, Hasan Uygur, Ali Çavuş, Mehmet Kutluay ve Ahmet Kutluay'dır ![]() II- DERİ DEBBAĞLIĞI Çakeri Camii'nin doğusunda yer alan ve günü¬müzde gecekondularla işgal edilmiş olan "Yukarı Debbağhâne" denilen yerde yapılırdı ![]() Koyun ve keçi gibi küçük baş hayvanların deri¬lerinin işlenmesine "Deri Debbağlığı", bunları işleyenlere de "Debbağ" denilmektedir ![]() ![]() Başlıca deri çeşitleri şunlardır: 1- Meşin: Koyun derisinden yapılır ve postal¬larda astar olarak kullanılır ![]() 2- Sahtiyan: Keçi derisinden yapılır ![]() 3- İnce Astar: Meşin ve sahtiyanın cildi bozuk olanlarıdır ![]() Derinin Hazırlanması: Bazı farklılıkları olsa bile, gönün hazırlanmasına benzer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezilmiş sumak yaprağı ve su karışımı ile dolu "Sile"ye yatırılır ![]() ![]() ![]() ![]() Su düşmesinden sonra deri, ezilmiş mazı koza¬lağı ve su karışımı ile dolu sileye yatırılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu aşamalardan sonra deri, masa şeklindeki tezgaha yatırılarak çeşitli renkte boyalarla el ile bo¬yanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bellur" aleti, göncülükte tavana asılı olarak kar¬şılıklı iki kişinin iple çekmesi, deri debbağlığında is, bir kişinin el ile sürmesi suretiyle kullanılmaktadır ![]() Günümüzde tamamen terkedilmiş bulunan deri debbağlığının bilinen en eski ustaları Ali Kafaf, Çulcu Mehmet, Dellal Hoca ve Ali Tahtabaşı'dır ![]() GÖN VE DERİ DEBBAĞLIĞINDA KULLANILAN TERİMLER-ALETLER Bellur: ıskefe'nin deri debbağlığında el ile kullanılan türü ![]() Dabbağ: Koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvan¬ların derilerini işleyen usta ![]() Demir: iki yanında tutacak ağaç sapları bulu¬nan, ortasında derideki fazla etleri kazımaya yara¬yan demir kısmı bulunan alet ![]() Göncü: Büyükbaş hayvanların derilerini işle¬yen usta ![]() Heyden: Kireç havuzu ![]() ıskefe: Sıpa üzerine atılan gönü parlatmaya ya¬rayan, iple tavana asılı olan ve karşılıklı iki kişi tara¬fından iple çekilen silindir şeklinde cam alet ![]() ![]() Meşin: ışlenmiş koyun derisi ![]() Sahtiyan: ışlenmiş keçi derisi ![]() Sakat: Köpek pisliği ![]() Sıpa: Birbirine çatılmış karşılıklı ikişer ayak ara¬sına atılan tahtadan meydana gelen ve üzerinde ka¬lın deri işlenen araç ![]() Su Düşmesi: Derinin asılarak suyunun süzdü¬rülmesi ![]() Sile: ıçersinde "Sakat" ve sumak yaprağı ile mazı kozalağı karışımı su bulunan havuz, çukur ![]() Vereçe: 20 cm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zaç Ruhu: Bir tür asit ![]() GÖNCÜ VE DEBBAĞ ESNAFI ARASINDAKİ DAYANIŞMA Her iki esnafın eski ustaları, 60-70 yıl önce "Esnaf Şıhı (Şeyhi)" denilen birinin başkanlığında, Ahilik teşkilatına dayalı bir teşkilat kurarak şöyle bir dayanışma içersine girmişlerdir: Ustalar, işledikleri bir deriyi her ay Esnaf Şıhı'na getirir, Esnaf Şıhı da bu derileri satarak paralarını biriktirirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu esnafın günümüzde yaşayan ustaları, çocukları, yaşlısı ve genci derneğin organizasyonu ile senede bir gün bir araya gelip, tanışıp kaynaşmak ve hoşça vakit geçirebilmek amacıyla Dede'nin Serinci (Sarnıcı), Kanlı Mağara gibi dağlardaki mesire yer¬lerine gitmektedirler ![]() Bu şekilde dağa gitme geleneği, Şanlıurfa'daki birçok esnaf tarafından günümüzde de sürdürül¬mektedir ![]() URFA FOLKLORUNDA DEBBAĞHÂNE Evinde huzuru olmayanlar, dükkânında işleri ters gidenler, kendilerine sihir yapıldığını hissedenler (bilhassa kadınlar) Cuma Selası sırasında Debbağhâne'ye giderek o gün sile çukurunda hangi su var ise ("Ahırvansuyu" denilen bu su, köpek pisliği, dövülmüş mazı kozalağı ya da dövülmüş sumak yaprağı karışımından oluşur) bir şişeye doldurur, daha sonra sile çukuru etrafında dönerek şu maniyi söylerler: Dağda darı harmanı ıçinde değirmeni Kırk yıllık cadıların Ahırvandır dermeni Daha sonra şişeye doldurulan su, "pislik pisliği giderir" düşüncesi ile içerisinde huzursuzluk olan, sihir yapılan evlere, işleri iyi gitmeyen dükkânların önlerine, köşelerine serpilir, böylece sihrin bozula¬cağına, kısmetin açılacağına inanılır ![]() |
![]() |
![]() |
|