|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
ait, atasozleri, atasozlerii, karaman, karamana |
![]() |
Karaman Atasozlerii - Karaman'a Ait Atasozleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Karaman Atasozlerii - Karaman'a Ait AtasozleriAbdala malûm olur Abdalın avrat boşadığı zaman Abdal evinde kaymak mı bulunur Abdestsize namaz dayanmaz Acele etsen de iş varacağına varır Acele işe şeytan karışır Acemi nalbant, gavur eşeğinde öğünür Acı acıyı, su sancıyı savar Açı ağlatma toku söyletme Açı ığratma toku söyletme Acıkan doymam sanır Acıyan eşek attan ileri gider Aç ayı oynamaz Aç bırakma hırsız olur, çok söyleme arsız olur Açın açı, çıplağın kabadayısı Açın gözü ekmek teknesinde olur Aç köpek fırın deler Açlığılan tokluğun arası yarım ekmek Açma kütüğü söyletme kötüyü Aç ne yemez tok ne demez Aç tavuk kendini buğday anbarında görür Açtırma kutuyu söyletme kötüyü Adam adama lazım olur Adamakla mal mı tükenir Adamın adı çıkacağına canı çıksın Adet yerini bulsun Adı çıktı dokuza inmez sekize Ahmak misafir ev sahibini ağırlar Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla Ağanın alnı terlemeyince ırgatın burnu kanamaz Ağır kazan geç kaynar Ağır ol da kâmil desinler Ağzına tat boğaza mihnet Ağızdan burun yakın, kardaştan karın yakın Ağzı açık ayran delisi Ağzımın suyu aktı Ağzından çıkanı kulağı işitmez Ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar Ağlayak da gözden mi olak Ağmansız güzel arayan yarsız kalır Ağrısız baş mezarada gerek Akçe bulsam çıkı yok, Akçesi ucuz olanın kendisi kıymetli olur Akıllı evladın var neylersin malı, akılsız evladın var yine neylersin malı Akılsıza söz kar etmez Akılsız başın cezasını ayaklar çeker Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış günü Akılsız köpeği yol kocatır Akıntıya kürek çeker Akrabanın ettiğini akrep etmez Akranı ile konuşmayanın sesi semadan gelir Akşam aşından bir gelin ölmüş Akşamın işini sabaha bırakma Akşamın hayrından sabahın şerri yeğdir Alabula soğan zarı gibi Alacağın bir iğne, çeliğin okkasını orantıya vurursun Alan satandan umar Al altını ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alçak eşeğe kim olsa biner Alçak yerde yatma sel alır, yüksekte yatma yel alır Aldı alısını dolandı çalısını Al elmaya taş atan çok olur Alemde bekâin insanda cefa yok Alemin ağzı torba değil ki büzesin Alet işler el öğünür Alem unutmuş, kalem unutmamış Alı al moru mor serdim Alığını almak, ğölüğünü solmak Alımı aldım, morumu soldurdum Alışmadık ![]() ![]() ![]() Alışmış kudurmuştan beterdir Allah abdala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir Allah bir kapıyı kaparsa bir kapıyı açar Allah herkesin kalbine göre verir Allah’ın ondurmadığını kul onduramaz Allah’ın parmağı yok ki gözüne soksun Allah ilmi dileyene, malı dilediğine verir Allah gardaşı gardaş, kısmetini ayrı yaratmış Allah oraspı avrat, puşt oğlan şerrinden emin eylesin Allah şaşırttığı kulu beygir gibi o ![]() ![]() ![]() ![]() Allah şaşırttı mı dayıya hal dedirtirmiş Allah’tan korkmaz kuldan utanmaz Allah’tan sağlık devletten aylık Allahümme ferden, kendini sakın kel ile körden Allah yolunu yolsuza çattırmasın Allı yelek, pullu yelek, gömlek yok, canfes neye gerek Alma ağacından uzak düşmez Alma ağacının altında büyümüş Analar taş yesin yarım yarım beş yesin Almadan vermek Allah’a mahsus Alma mazlum ahını çıkar aheste aheste Al ¤¤¤¤¤¤nun kızını, alma kızının kızını, sürer ebesinin izini Aslı ne nesli ne Altta kalmayı ayı bile sevmez Altın eşiğin gümüş eşiğe işi düşer Altın pas tutmaz Altın yere düşmeyile pul olmaz Alt yanı sakal üst yanı bıyık Al kaşağıyı gir ahıra, yağır olan gocunsun Amma da alaşalı ha Ana bir, bacı iki, gerisi çalı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anladı amma palan guskun koymadı Anan turp baban şalgam, sen içinde gülbe şeker Anan eğirip baban dokumadı ya Anamur ineği gibi Aptalı vali yapmışlar, önce babasını kesmiş Arz ehlinin kapısı daima örtük gerek Arsızın ar nesine, gömleği uzun yar nesine Arpa görmüş at gibi ne sırıtıyorsun Arpacı kumrusu gibi düşünür durur Ar namus tertemiz Armut piş ağzıma düş Armudun sapı vardır üzümün çöpü vardır Armudu sapı ile, üzümü çöpü ile, pekmezi küpü ile Armudun iyisini dağdaki ayı yer Arkadaşını söyle, seni söyliyeyim Ar insana, bar hayvana yakışır Arife tarif gerekmez Arife günü yalan söyliyenin, bayram günü yüzü kara çıkar Ârife bir işaret el verir Arı satmış, namusu tellala vermiş Arı bal alacak çiçeği bilir Ar gözden, kar yüzden anlaşılır Ar eden kar edemez Arap eli öpmekle dudak kararmaz Asıl varken vekil aranmaz Aslını saklayan haramzadedir Asıl azmaz bal kokmaz; kokarsa ayran kokar, çünkü aslı süttür Aşşık oynamaktan murat, ütmektir Aşşığım aşşık, üttüğüm oynamam Attan indi eşeğe bindi Atta karın, yiğitte burun At sineği gibi beygir tersiyle geçinir At ölür de itler bayram eder Atlıyı attan indirir At ile deri, yemek ile diri At ile avrat yiğidin bahtına Ateşle oyun olmaz At elin, torba emanet, bizim dahdahımız var At ilin, it ilin, bize ne Atın ölümü arpadan olsun At binicisine göre kişner Ata binmeden ayakları sallama Avradı tuz dedi mi ![]() ![]() ![]() Avradı er zaptetmez, ar zapteder Av köpeği gibi ne soluyorsun Avcı avında, yolcu yolunda gerek Ayranı yok içmeye, feraceyle gider s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayran içtik ayrı düştük Ayranım ekşi diyen olmaz Aylak sirke baldan tatlıdır Ayın onbeşi karanlık, onbeşi aydınlıktır Aydan almaz, günden solmaz Ayağa dokunmadık taş, başa gelmedik iş olmaz Ayağın sığmayacağı yere baş sokulmaz Aza nere gidersin demişler, çoğun yanına demiş Aza kanaat etmiyen çoğu bulamaz Azıcık aşım kuygusuz başım Az yaşa, uz yaşa, akıbet gelecek başa Az veren candan verir, çok veran maldan verir Az ye de bir çırak tut Baba hizmet, oğlum himmet Babamın öleceğini bilseydim acı soğana değişir de yerdim Babam bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım Baba mirası yanan mum gibidir Babası kahya olanın neden pervası olur Babası oğluna bağ bağışlamış da, oğlu bir salkım üzümü çok görmüş Babası ölen bey, anası ölen kadın olur Bacası eğri amma dumanı doğru olsun Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var Bacak kadar boyuyla türlü türlü haltlar karıştırır Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun Bağ dua değil çapa ister Bağı olmayan kişi, martaval yemek işi Bağlı aslana tavşan bile hücum eder Bağlı tavuğu bulamaz Bahçeciye tere satılmaz Bahil olan, zelil yaşar Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne de yaşta Bakan göze yasak olmaz Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur Bir çiçekle bahar gelmez Bak şu feleğin işine, ayıya kaval çaldırıyor Balcı ağlar,pekmezci ağlar,gatre incinin gözü çıksın Balcı kızı daha tatlı Bakkal ölenin borcunu diriye ödettirir Balcının bal tası, oduncunun paltası Bal döksen yalanır Bal bal demekle ağız tatlanmaz Balığı baştan avlamalı Balık baştan kokar Balı parmağı uzun olan yememiş de kısmeti olan yemiş Baltayı taşa vurdu Bal tutan parmağını yalar Bana bir kadın lazım oda bu gece lazım Battı balık yan gider Başa gelen başta kalmaz Başa gelen çekilir Başa gelmedik iş olmaz Başa gelmedik iş olmaz, ava gelmedik kuş olmaz Başar da başakçı ol Baş başa baş Şeriata bağlı Baş başa baş yasaya bağlı Başın başı, başın da başı var Baş büyük devlet, ayak büyük mihnet Başıma uymayan takke elin olsun Başım da bir bitmedik arpa kaldı Başında guguk öter Başındaki fese bak, girdiği kümese bak Başını acemi berbere teslim eden, cebinde pamuk eksik etmesin Başını sallayana, şapkasının parasını ben verdim sanır Baş kalkmadıkça ayak kımıldamaz Baş ol da ister eşek başı ol Baş sağlığı dünya varlığı Baş üstüne deme, ayak altına al da işimi gör Baz baz ilen baz ilen, kel tavuk kel horoz ilen Bedava sirke baldan tatlıdır Bedestanda mal kaybolmaz Beğendiğin dağın odununu kes Beğendiğin ne, beğenmediğin ne Bekara avrat boşamak kolaydır Bekar gözüyle kız alınmaz Bekle koca kız bahtın açılsın Bela dur geliyorum demez Belaya sabır gerekir Belli düşman gizli dosttan yeğdir Ben derim bayram haftası, o anlar mangal tahtası Ben hadımım derim, o oğlun kızın kaç der Benim için kültürab oldu Benim oğlan bina okur, döner döner bir daha okur Ben ölürsem sana eskim ile püsküm mü kalacak Benim sakalım tutuştu sen cigara yakmak istersin Ben senin karanlıkta göz kırptığını nerden bileyim Berber berbere benzer amma başım Allah’a emanet Beslemeden kadın olmaz, gül ağacından odun olmaz Bir kuruşla beş kapılı hamam yaptırır Beş kuruşluk fener o kadar yanar Beş parmağın beşi de bir değil Beş parmak düz değil Beş parmağın hangisini kessen acımaz Beşik arkası da gurbettir Bey almaz, paşa almaz, delikli taş yerde kalmaz Beydir amma cebi omuzunda Bey gelmediyse bedeli geldi Bey ile bostan ekenin hıyarı ![]() ![]() ![]() ![]() Beyinsiz kafaya söz kar etmez Beylerde zulüm olur da yalan olmaz Bey oğlunun katırı ne vurursa götürür Bıçak kınını kesmez Bıçak yarası iyi olur dil yarası iyi olmaz Bilmedin kolayını, bok ettin alayını Bilgisizlikten kurtulmuş amma eşeklikten kurtulamamış Bilmediği beş vakit namaz, bilir de yanına varmaz Bilen bilir bilmeyen aslı var sanır Bin dost az, bir düşman çok Binin yarısı beşyüz o da bizde yok Bin merak bir borç ödemez Bin nasihatten bir musibet evladır Bin tasa bir keseyi ödemez Bin yaddan bir bildik yeğdir Bir ağaçtan hem okluk hem de bokluk olur Bir ağızdan çıkan bir orduya duyulur Bir at dört nalın üstünde daima kişneyip durmaz Bir ayağı çukurda Biri eşikte biri beşikte Bir baltaya sap olamadı Bir çakımlık gav gibi Bir çıktı pir çıktı Bir çiçekle bahar gelmez Bir dalda kırk ceviz olmadan taş atmaz Bir darlığın bir bolluğu, bir bolluğun bir darlığı vardır Bir deli kuyuya taş atar bin akıllı çıkaramaz Bir demeden iki denmez Bir dirhem et bin ayıp örter Bir dost kırk yılda kazanılır Bir dostum pir postum Bir dostun bin düşman kadar kahrı olur Bir elini vicdanına bir elini cüzdanına Bir elin nesi var, iki elin sesi var Bir evde iki kız, biri çuvaldız biri yıldız Bir fesli bir saçlıyı besler Bir gül ile bahar gelmez Boyumca buldum huyumca bulamadım Bir işci bin başcı Bir kararda kalan bir Mevla Bir korkak bin orduyu bozar Bir koyundan iki deri çıkmaz Bir kötünün yedi mahalleye zararı dokunur Bir nalına vurur bir mıhına Bir mum al da derdine yan Bir sofrada dokuz ekmek yenilmez, dokuz sofrada dokuz ekmek yenilir Bir sahan kepek, bir tülü köpek fiatına aptallardan alınma Bir ye de bin şükret Biri yer biri bakar Kıyamet ondan kopar Bir yerim diyenden, bir de yemem diyenden kork Bir yüzü ipek bir yüzü köpek Bir şeyin önüne bakma sonuna bak Bitmeyen işin kırk yıl müsadesi var Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp geçelim Bizim tavuk bir yumurtu yumurtladı mı yedi mahalleye duyulur Biz ondan yoğurt umarız o bizden ayran umar Bülbülü altın kafese koymuşlar ille vatan ille vatan demiş Bülbülün çektiği dili belasıdır Büyük büyüklüğünü bilmezse küçük küçüklüğünü bilmez Büyük başın büyük belası olur Büyüklüğünü bilmeyen Allah’ını da bilmez Büyük hikmetler kısa sözlerde bulunur Büyüklük Allah’a yaraşır Büyük lokma ye büyük söyleme Bu ağız ile çok sakız çiğner Bu başa böyle traş Bu gün bulur bu gün yerim, yarına Allah kerim derim Bu gün dünya yarın ahret Bu günkü tavuk yarınki kazdan iyidir Buğday ekmeğin yoksa tatlı dilin de mi yok Bu işte kabak tadı verdi Bulamaçtan dönenin kaşığı kırılsın Buldukça bunar Buldukça bunsırar Bulduksıra bunar Buldun bir koyun yeyin da doyun ![]() Bulursa yer bulmazsa ağzını poyraza açar Bundan sonra at olup da kuyruk tutacak değilim ya Bundan sonra önü söğütlü değirmen sahibi olacak değilim ya Buna etme bulma dünyası derler Burnumu sıksan canım çıkacak Böyledir ahval-i alem, gah şad u gah ğam Böyle duanın böyle amini olur Böyle eyyam-ı ğamın böyle olur nevruzu Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek Borç yiyen kesesinden yer Borç yiğidin kamçısıdır Borç ödemekle yol yürümekle biter Borçlu ölmez benzi sararır Borç bini aştı Borç benim de tasası senin mi Boğaz yediğini istemez de göz gördüğünü ister Boğazı büyük olanın dostu olmaz Boklu tavuk çok yumurtlar Bol bol yiyen bel bel bakar Boyuna posuna bakma, huyuna ussuna bak Boynuz ararken kulaktan da olacak Boyacı küpü değil ki batırıp çıkarasın Bozulmuş bağa bekçi olmam Boza üstünde bina tutmaz Boşuna kavuk sallama Boş torba ile at tutulmaz Bostancıya kelek satar Boş ite menzil olmaz Boş gezmekten aylak işlemesi yeğdir Boş gezenin boş kalfası Boş çuval dik durmaz Boş boğazlık karın doyurmaz Boş boğazı ateşe atmışlar da odun yaş diye bağırmış Boşa koydum dolmadı, doluya koydum almadı Cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur Can boğazdan gelir Candan gördüğünü tanır, yandan gördüğünü tanımaz Canı cana ölçmüşler artanını kesmişler Can sefadan da usanır, cefadan da Cam ile oynama kestirirsin, çocuk ile sohbet etme küstürürsün Cami yıkılsa da mihrabı yerinde kalır Camiye lazımken mescide haram Cefayı çekmeyen sefa bulamaz Cemaat ne derse desin imam bildiğini okur Cennete gitse fidan kırar, cehenneme gitse kazan deler Cevahir çarşısında boncuk satılmaz Cinsi cinsine çeker Cumalığı tuttu Ç ------------------------------------------------- Çabuk parlayan çabuk söner Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider Çalmadan oynar kel güdük, ne davul ister ne düdük Çam sakızı çoban armağanı Çarığa bakma yüreğe bak Çatal kazık yere geçmez Çat okuna uğrayasıca Çıra dibine karanlık Çingen çalar kürt oynar Çingen çingene çatmayınca eleği boynuna geçmez Çingen evinde kaymak bulunmaz Çingenenin mahkemeye gidişi gibi Çirkin bürünür, güzel görünür Çoban güttüğü kadar, çırak tutuğu kadar alır Çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu Çobanın gönlü olsa tekeden süt çıkarır Çok gezenin ayağına tavuk pisliği bulaşır Çok gülen çok ağlar Çok mal göz çıkarmaz Çok mal haramsız olmaz, çok laf yalansız olmaz Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir Çoluk çocuk ile eyleme Pazar, arpa alır anbardan buğday yazar Çürüksüz koza olmaz Dadanmış kudurmuştan beterdir Dağ adamı, dağ adamı, hasta eder sağ adamı Dağ başında duman, insan başında güman eksik olmaz Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur Dağdan inme yörük, ne erik bilir ne koruk Dağdan taş yuvarlar gibi laf söyler Dağdan yayılır gölden sulanır Dağına göre kış olur Dağ kuşu dağda, bağ kuşu bağda yaraşır Dağlı gelir ovalıyı kovar Dalamazsın yüzemezsin ne ararsın deniz kenarında Dal bazlayan dala düşer, kel başlı yara düşer Damı çok olanın karı çok olur Dandin desen oynar Danışan dağ aşmış Davulu görür oynar, mihrabı görür ağlar Davulun sesi uzaktan hoş gelir Debbağ sevdiği deriyi yerden yere vurur Dede yediğini öde Değirmenciye hırsızlık ayıp değil, başka ayıbını ara Değirmenciye salgın salmışlar da oda müşteriye yükletmiş Değirmene kıtlık girmez Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan Değirmenin sesini işitiyoruz fakat onu göremiyoruz Deli deli akanı bura bura tıkarlar Deli deliden, imam ölüden hoşlanır, Deli duran söver akıllı fırsat bekler Delinin düşüncesine, tavuğun deşinmesine derman yetmez Delinin harmanı olmaz Deveye oyna demişler, dokuz kazan süt devirmiş Deveyi dizinden, pireyi gözünden vurur Deveyi hendekten atlatan bir tutam ottur Deveyi ıhtırıp golan dokumaya gider Deve yük çeker de köpek solur Devletin malı deniz yemeyen domuz Deyneği yiyenle sayan bir değil Dışardaki dost gelinceye kadar, içerdeki düşman çenemi bağlar Dışı güzel dağ elması Dışardan baktım türbe, içine girdim tövbe Allah tövbe Dışı lokum içi b ![]() ![]() ![]() ![]() Dibi görünmeyen kaptan su içme Dil bilmez dediği tutmaz Dilbere dildade, sofraya seccade aranmaz Dilden gelen elden gelse her yoksul bey olur Dilencinin torbası dolmaz Dileyen Leylasını da bulur Mevlasını da Dilinizin kemiği yok ki istediği gibi döner Dilim dilim, dilim dilim etti benim dilim Dilim, dilim senden çektiğim zulüm Dilim senden çektiğim zulüm Dilim seni dilim seni, dilim dilim dilem seni Dil kılınçtan keskindir Dil uzatılan yere el uzatılmaz Diken battığı yerden çıkar Dinleyen kendini dinler Dinsizin hakkından imansız gelir Dipsiz kiler boş anbar Dirlik olmayan yerde varlık olmaz Dişi arslan tek doğurur amma arslan doğurur Doğan anası olma da Turan anası ol Doğan ipi gibi uzatma Doğduğun yere bakma doyduğun yere bak Doğru bilmeyince eğri bilinmez Doğruluk minarede kalmış Doğruların Hak yardımcısıdır Doğru sarsılır amma yıkılmaz Delik büyük yama küçük Delisi olan delisinin kahrını çeker Deli öğüt tutmaz, kıl düğüm tutmaz Deliyle çıkma yola, ya sağa sapar ya sola Deme kış yaz, oku yaz Demir nemden insan gamdan çürür Demir tavında dövülür, güzel çağında sevilir Dene altunu mihenk taşında, insanı iş başında Deniz dalgasız kapı halkasız olmaz Denize düşen yılana sarılır Denizde balık ile pazarlık olmaz Denizden geçip de arkta boğulma Deniz suyu ne içilir ne geçilir Deniz yanında kuyu kazılmaz Deniz yanar mı? Belki Derdini söylemeyen derman bulamaz Derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen Derdi veren Allah, dermanı da verir Dert ağlatır, aşk söyletir Dert benim da tasası senin mi? Dert derdi açar Dert derdin halini sorar Dertli deliden çok sevilir Dertsiz bir kabak varmış onun da başını kesmişler Dertsiz kul olmaz Derviş dervişi tekkede, hacı hacıyı Mekke’de bulur Derviş Horasan’ı buldu sen hala tarikat ararsın Destiyi kıran da bir suyu getiren de Deve ahmak olduğundan kılavuzu eşektir Deveci ile dost olan kapısını yüksek açar Deve ile tepiş olmaz Deve ne kadar kıvrak yürürse de katarını gözetir Deve kadar büyümüşün, kulağı kadar haysiyetin yok Devenin yemediği ot başını ağrıtır Devesi olanın kapısı büyük olur Deveye binip de hendeğe sinme Deveye diken insana ![]() ![]() ![]() ![]() Doğru söz acıtır Dokuz ölç bir biç Domuzdan toklu doğmaz Donsuzun gönlünden bir top bez geçer Dostluk başka alışveriş başka Dostluk kantar ile, alış veriş miskal ile Dost yoluna post olmalı Dost yüzünden, düşman gözünden belli eder Döner taşım yok, öter kuşum yok Dört duvar sır örtüsü Dört onluktan tek kuruş iyidir Dört paralık adamın sekiz paralık keyfi olur Döşşek gitti kavga bitti Dudağım patlayayazdı Dudağının kanını emmek Dubara ile kazanılan helva ile yenilmez Dul karı sabunu ile hamama gidilmez Dut yemeğe dudak gerek Dut yemiş bülbül gibi ne susarsın Dudük elin yel Allah’ın istediğin kadar öttür Düğün aşı ile dost kazanır Düğün bizim oyna kızım Düğüncü düğünü uzatırsa döğünür Düğün evinde eğreti sorulmaz Düğün olur iki kişiye tasası düşer deli komşuya Düğünsüz olur, ölümsüz olmaz Dükkan kapısı Hak kapısı Dünya bir gemi, akıl yelkeni, fikir dümeni, kullan kendini, göreyim seni Dünyada dost gibi aziz, ihsan gibi leziz bir şey yoktur Dünya güzeli, dünya düzeni Dünya tazeden tazeye Düz ovada sivri bela Ecel geldi baş ağrısı bahane Eceli gelen köpek cami duvarına siyer Eden kendi kendine eder Eğri belasını, dileyen Mevlasını bulur Ehline ver yarıya ver Ekmeğe mama, ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ekmeği kana doğrayıp yiyor Ekmeksiz evden iyi El adamı var sever, er adamı sağ sever El ağzına bakan avradını tez boşar Ele geldi korkma, suya geldi kork El avuç oğalar Elden bulunan beyden bulunmaz Elden gelen ele gider Elden gelen güç gelir Elden gelen öyün olmaz, o da vaktinde gelmez El ele bir gün bulunur El eli bilir, merkep yolu bilir El el ile, değirmen yel ile El elin eğlencesi El elin işini türkü çağırarak yapar El elin nesine, gülerek gider yasına Ele verir talkını kendi yutar salkımı Elganem adam El için ağlayan gözünden olur Elif demeden fergaba çıkacağım sanır Elifi görse öğündüre sanır Eli hamur karnı aç Elifin hecesi var gündüzün gecesi var Eli hamur yoğurur, güzü kırık kovalar Eli işte gözü oynaşta El ile gelen düğün bayram Elim ermez gücüm yetmez Elin ayıbını sana söyleyen senin ayıbını da ele söyler Elin davulunu çalar Elin delisine bakma, evin delisine bak El içinde vasıyyet ettin, ölmemek olmaz Elinin hamuruyla er işine karışma Elin iyisinde, kötüsünde değil Elin iyisinden kendi kütümüz yeğdir Elin kazanıyla aş kaynamaz Elin keli ele kokmaz Elin keşanesinden bizim viranemiz yeğdir Elin köyünde horoz olmaktansa, kendi köyünde tavuk olmak yeğdir Elin ölüsü ele düğün gelir Elin sözü kayar gider, dostun sözü koyar gider Elin tavuğu ele kaz görünür El mi yavuz, bey mi yavuz? El yavuz Elti eltiyle iyi olsa, bohçası hamamda çekişir El üstünde gömlek eskimez El yahşi biz yaman, el buğday biz saman Emanetin canı cebinde olur Emek olmayınca yemek olmaz En akıllısı deli Bekir, o da duvarda bağlı yatır Er diye erik ağacına çıkacak Er ekmeği meydan ekmeği Erenlerin sağı solu belli olmaz Er getire, Hak yetire Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını Eri olanın harman kadar yeri olmaz Erkeğin malı meydanda Erkek koyun kasap dükkanında yaraşır Erkek vefakar, kadın cefakar olmalı Erken evlenen döl alır, erken yola çıkan yol alır Ersiz avrat yularsız at Er olan ekmeğini taştan çıkarır Esen rüzgardan nem kapar Eski çamlar bardak oldu Eskiye itibar olsa bit pazarına nur yağardı Eskiyi beğenmeyen yeniyi bulamaz Esmeyince gıpırdamaz Esnafa yemin yaraşmaz Eşeğine bakmaz Hasan Dağı’na oduna gider Eşek dururken yularını çalar Eşek hoşaftan ne anlar suyunu içer denesi kalır Eşek ölür semeri kalır, insan ölür namı kalır Eşkin at yemini kendi kazanır Et giren eve dert girmez Et kanlı yiğit canlı Et tırnaktan ayrılmaz Ettin bir hayır, tut bacağından ayır Etme bulursun, inleme ölürsün Ev alma komşu al Ev bizim, gov bizim, söyleşelim hanım kızım Evdeki hesap çarşıya uymaz Eve hırsız girdikten sonra kilit takar Evin küçüğü olacağına dağın domuzu ol Evlenemezsen yivlenirsin Evlenenle ev yapanın Allah yardımcısıdır F ------------------------------------------------- Fıkranın şaşkını beyaz giyer kış günü Fukaranın katırı, ne vurursan götürür G ------------------------------------------------- Gavur dinime dönsün Gavur parasıyla on para etmez Gelin atta, kısmeti yadda Gökgörmediğin bir oğlu olmuş, tutmuş bacağından ayırmış Gönder de beşyüz boş çuval olsun Gönül umduğu yere küser Gönülsüz aş ya karın ağrıtır ya baş Görümce gördaşı, gördüğün yerde vur taşı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Göz gördüğünü ister Güneş çarığı sıkar, çarık da ayağı Günsüz oğlak gibi Hacı sandığımızın haçı koltuğunun altından çıktı Haddini bilmek adettir Haddini bilmeyene, haddini bildirmek, öksüze gömlek giydirmek gibidir Hak dedin mi akan sular durur Hakimsiz, hekimsiz memlekette durma Hak’kı tanımayan halka baş eğmez Hak yapar pak yapar Hak yiyen çok yer Halâ berber Abid’e traş oluyor Halâ yoğurdu yumruğu ile yer Halep ordaysa arşın burda Halının tozu tükenmez, dilinin sözü tükenmez Halimi bilmeyen zalim Haline baksa da halı dokusa Haline bakmaz harim duvarı atlar Hamama gider kurnaya, düğüne gider, zurnaya aşık olur Hamamda türkü çağırması, gurbette öğünmesi kolay olur Hamam levhası gibi bir kadınlara bir erkeklere Ham söz, kalp akça sahibinindir Hamurdan artar da çamurdan artmaz Hancı tavuğu gibi yolcu tersiyle geçinir Hanım eli kaşık sapından incinir Hanım kırarsa kaza, hizmetçi kırarsa ceza Harca gittik borca geldik Harama hile karıştırma Haramın temeli olmaz Hareket olmayan yerde bereket olmaz Harmanda dirgeni yiyen sıpa, diğer yıla kadar acısını unutmaz Harman dökmek keçinin işi değil Harman el ile, düğün il ile Harman yakayım diyen ekine erişemez Hasım hasma mevlüt okutmaz Hasmına karşı duran gediğinde er olur Hasmın karınca ise de merdane bil Hasmın sitemini anlamamak hasma sitemdir Hasta hekimden derman aranmaz Hasta olmayan sağlığın kadrini bilmez Hastaya çorba mı sorarsın Hatıra bakan yere bakar Hatıra çok bakan yere bakar Hatır için her halt yenmez Hatır için kavuk sallama Hayatta dişin ile ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haydan gelen huya gider Hayır dile işine, hayır gelsin başına Haytanın biridir o Hayvanın alası dışında, insanın alası içinde Hayvan ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır Hazıra Hasan Dağı dayanmaz Horoz götürecek malı çok, gemi götürecek elvanı çok Horoz ölür gözü çöplükte kalır Horozun çok olduğu yerde sabah erken olur Helva şakırtısı değil, dayak şakırtısı bu Hem kel hem fodul Hem suçlu hem güçlü Her inişin bir yokuşu, her yokuşun bir inişi vardır Her koyun kendi bacağından asarlar Her tarakta bezi var Hesabı gördüm yüzüm ak çıktı Hesabın büyüdü küçüğü olmaz Hesapsız kasabın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hesapsız kasap, ya bıçak kırar ya masat Hırlayan köpeğin önüne varılmaz Hırsıza beylerin de borcu vardır Hırsızı kârıyla hesap ederler Hırsızı kediyi yabancının torbasına katarlar Hısım ile ye iç alış veriş etme Hızır eli öpeceğim diyeceğine kendi elini öp Hileden onaydı fare onardı Hileli Pazar dostluğu bozar Hileli öküzün harmanı olmaz Hocam güzel güzel okuyorsun fakat hasta ölüyor Hocanın dediğini tut da gittiği yoldan gitme Ho öküzüm ho, dönek başına varıncaya kadar Huy canın altındadır I ------------------------------------------------- Incığın aşına kurt düşer Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz İ ------------------------------------------------- İçi beni dışı seni yakar İğne ile kuyu kazmaya benzer İki cambaz bir ipte oynamaz İki çıplak bir hamama yaraşır İki dirhem bir çekirdek İki el bir baş içindir İki gönül bir olunca samanlık seyran olur İki iyiliksiz bir dünya İki kaptan bir gemiyi batırır İki karpuz bir koltuğa sığmaz İki kişi laf ederken sana halt etmesi düşer İkindi güneşinin feri olmaz, sözünde durmayan er olmaz İle karşı İmamın boğazında ye yazar İmamın evinde aş olmaz, ölünün gözünde yaş olmaz İmam yellerse cemaat s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmamın yuduğunu alırsın İnanma dayına ekmek al yanına İnce eğirip sık dokuma İnsan göre göre at süre süre öğrenir İnsanın eti yenmez derisi giyilmez İnsanın her zamanı bir olmaz İnsanın yere bakanından, suyun ağır akanından kork İnsanı yüzünden, öküzü boynuzundan tutarlar İnsan kendini beğenmezse çatlar ölür İnsan kıymetini insan, altın kıymetini sarraf bilir İnsan balı, bir dost için, bir de düşman için kazanır İnsan oğlu çiğ süt emmiştir İnsan oğluna iyilik yaranmaz İnsan oğlundan her şey umulur İpe un seriyor İp de koptuğu yerden ulanır İpliği pazara çıktı İpten terazinin boktan olur dirhemi İs yanına varan da is, mis yanına varan da mis kokar İşi olmayanın aşı olmaz İşkilli büzzük tingilder İşte gidiyorum şen olasın Halep şehri İşte haylulu geliyor İşten artmaz, dişten artar İş yaparken çiş yapar İt bok yemekle deniz murdar olmaz İt burnundan ulur İte dalanmadan çalıyı dolan İti an, eline taşı al İtin ayağını taştan mı sakınırsın İtin başında takke durmaz İt iti ısırmaz İt kuyruğuna buyurur, kuyruğu da ite İt takkeyi nitsin, tingilderse düşürür İt yatağında ekmek kırığı olmaz İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı İyilik yap denize at ![]() Kabı bul kazancı öyle kazan Kadı kalktı kaymakam oturdu Kanı kan ile yumazlar, su ile yurlar Kapıdaki köpek zabın gerek Karaman’ın okkası, çelebinin lokması Karanlıkta göz kırptığını nerden bileyim Karda yürür izini belli etmez Kargaya pisliğin deva demişler, gitmiş denize yapmış Karınca kararınca Karıncaya binmiş, deveyi kucağına almış Karnının doyacağını bilir de canavarın yiyeceğini bilmez Karnın doymazsa gözün doysun Kar zararın kardeşidir Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez Kedi ile çuvala girilmez Kedi uzanamadığı ciğere mundar der Kelin tırnağı olsa başını kaşır Kel keladır, kel başa beladır, vursan yarılır, vurmasan darılır Keloğlan ekin ekti yemeden başa kalktı Kendi başını tarayamayan gelin başı taramaya gider Kendi kendine gelin güvey olur Kılı kırk yarar Kır atın yanında eyleşen ya huyundan ya tüyünden Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla Kızını dövmeyen dizini döver Kimler kondu kimler göçtü Komşunun eşeği kuyruksuz sıpa doğurdu Korkunun ecele faydası yok Köpek dövüldüğü yere, insan kovulduğu yere çok gider Köpekten toklu olmaz Köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin Kör atın kör alıcısı olur Köşe başı dayağı çok yedim Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez Kuru söğütten düllü düdük M ------------------------------------------------- Mal buymuş mağribi gibi Malım sene vereyimde mi rezil olayım, vermiyeyimde mi? Verme de rezil ol Mâli hülya bir tohumdur ektim amma bitmedi, Şu züğürtlük başa bela kovdum amma gitmedi Metelik etmez Meyveli ağaca taş atan çok olur Misafir umduğunu değil bulduğunu yer Mollanın ekmeği olsa kendisi yer Möddümün otelinde aldı soluğu N ------------------------------------------------- Nalı gayarı yok Namaz bir günlük olsa ne güller kondururdum Ne kadar acele etsen de iş varacağına varır Ne kızı ver ne dünürü küstür Ne oldum delisi Nireleri öter Nisan yağar Mayıs öğünür O ------------------------------------------------- Odun alırsan meşeden, avrat alırsan Ayşeden, ev alırsan köşeden Oğlan babadan öğrenir sofra düzmeyi, kız anadan öğrenir sokak gezmeyi Oğlan dayıya, kız halaya benzer Oğlan yedi oyuna gitti, çoban yedi koyuna gitti Oğlan yetti, bıyığı bitti Oğlumu doğurdum amma gönlünü doğurmadım Oğlunu seven hocaya vermez, kızını seven kocaya vermez Oldu olacak kırıldı nacak Olmaz olmaz deme olmaz olmaz Oluk başında oynayan, çark evinde bulunur Ondan giricime On parmağında on kara Onu anan karı da bilir O ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O samanın altından çok sular geçti Osturma çul duyar, çuldan da il duyar Osturma, sıçma halatçı var Osturuklu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osturmadık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oturduğu ahır eskisi, söylediği İstanbul türküsü Otuz iki dişine keman çaldırır Oynayamayan gelin yerim dar der Oyun bozanlık etme Oyunda cıllıma O zaman anan kız idi Ö ------------------------------------------------- Ödünç yiyen kesesinden yer Öfke ile kalkan zararla oturur Öğdüğüm oğlan önüme yaptı Öğüt vereceğine para ver Öksüze acıyan çok olur da bir dilim ekmek veren bulunmaz Öksüz oğlan kendi keser kabuğunu Öksüzün yüzü küllü olur Öküz öldü ortakçılık ayrıldı Öküzümün alnı sakar, kendi aybını bana takar Ölecek ile olacağa çare bulunmaz Öldürmeyen Allah öldürmez Ölenle ölünmez Ölmüş eşek arar nalını sökmeye Ölmüş eşek kurttan korkmaz Ölüme sevinilmez Ölüm geldi baş ağrısı pahane Ölümü gören hastalığa mum olur Önce ar idi şimdi kar oldu Önce bol bol yiyen sonra bel bel bakar Önce taam sonra kelam Öyle kız kızarsın da pişsin Öz ağlamayınca göz ağlamaz P ------------------------------------------------- Para akıl öğretir, libas yürüyüş Para ile değil sıra ile Para ile imanın kimde olduğu bilinmez Para isteme benden buz gibi soğurum senden Para parayı kazanır Parasız dellal bağırmaz Para tükendi dükkan kapandı Paşanın arkasında da kılıç sallarlar Pazarlıksız iş, barışması güç Pederin bayraktar olduğunu anlatamadık Pek ofalakçı Pekmezi küpten kadını dipten Pek yürürsen deli gelin, uslu yürürsen densiz gelin derler Pilava gelince gım gım eder dişleri, işe gelince geri gider kaşları Pireyi yük edinmek istemez Püsüre iş göster, sana iş öğretsin Pire için yorgan yakar Pireyi deve yapar Pişmiş aşa soğuk su katılmaz Pişmişte cici var, pişmemişte böcü var Pişmiş kelle gibi sırıtma Pişirene pişirgeçlik, yapana yarım yufka Rahvan at kendini yorar Rezaletli kardan, güzellikle olan zarar yeğdir Rüzgar böyle eser, balta böyle keserse vay halimize Rüzgar esmeyince yaprak kımıldamaz Rüzgarlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu S ------------------------------------------------- Saadetsiz yaprak ığranmaz Sabaha kalan davadan korkma Sabahın sahibi var Sabır acıdır meyvesi tatlıdır Sabrın sonu selamet Sabır ile koruk, helva; dut yaprağı atlas olur Sabreden derviş muradına ermiş Saçın önüne döküldüğünde ak mı kara mı görürsün Saç sefadan, tırnak cefadan uzar Sadık dost akrabadan yeğdir Sağ baş yastık istemez Sağ olana her gün düğün bayram Sağır için gamet iki olmaz Sağır işitmez de yakıştırır Sağırın kulağı duymaz, ahmağın heryanı Sağırlar birbirini ağırlar Sağlık varlıktan yeğdir Sağmal ineğin biciği kesilmez Sağnak yağmur tez geçer Sahibi razı olur da tellalı razı olmaz Sakalım yok ki sözüm tutulsun Sakalına göre tarak vur Sakalını değirmende ağartmadı Saksağana pisliğin deva demişler, gitmiş denizin ortasına itmiş, kediye pisliğin deva demişler, ortalığa pislemiş Saman altından su yürütür Sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt Sarhoşa dokunma kendi kendine düşer Sarığının aklığına bakma, sabunu veresiye Sarımsağın sıkından seyreği yeğdir Sarıya al bağla, geç karşısına ağla Sap sararır saman kararır Sap yer saman ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Saygı sayana, terbiye alana göredir Sayılı gün tez geçer Saygısız kasap, ne bıçak kor ne masad Saza saz ile, söze söz ile mukabele gerekir Sebepsiz kuş uçmaz Serçe gibi arsız olma Sarhoşa mektup yazma ya okur ya okumaz Sel gibi geldi kum gibi kaldı Sel gider de kum kalır Selam verdim borçlu çıktım Selamet ararsan kenarda dur Sen bilirsin deyince akan sular durur Sen bir garip çingenesin nene gerek püsküllü saz Sen bir yana dünya bir yana Sen daha çok yorgan geversin Sen dede, ben dede, bu atı kim tımar ede Senden korkum yok, kedide görkem yok Senden yumurta alan sarısını bulamaz Sen doğru ol eğri belasını bulur Sen herkesi kör, alemi sersem mi sandın Senin derdin ayran, benim derdim Meryem Senin işin kalaycılık değil, ![]() ![]() ![]() Seni mezara, malını pazara Sen hod ben hod, deveye kim döksün ot Sen işi bırakmayınca iş seni bırakmaz Seni koru beni var iken, bulayım sana yok iken Sen kuluna ver Allah’ım, helal demez, haram demez yir Allah’ım Sen seni bil sen seni patlatırlar enseni Serçeden korkan darı ekmez Serçe gibi seker Serçenini gönlünden şahinlik geçer Seversen oğlunu sev, kız kendini sevdirir Sevilmeyenin selamı devre gelir Sev seni seveni yerle yeksan ise, sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultan ise Sıçan deliğine sığmamış da, bir de kuyruğuna kabak bağlamış Sıçan sidiğinin denize faydası olur Sıçanın geçtiğini aramam da yol olur kalır Sıkça varma dostuna kalksın ayak üstüne Sır söyleme dostuna, samam teper postuna Sırtımda yumurta sepeti yok ya Siğdi Vakkas okuna uğrayasıca Sinek pekmezciyi bulur Sinek pis değil amma mide bulandırır Sirkeyi küp düzer Sizde yiyip içelim, bizde gülelim geçelim Sofrada elini, mecliste dilini tut Sofrada soğan yemez, bulsa kabuğunu koymaz Sofranın hevengi olmaz Soğan kesmedim ki gözüm yaşarsın Soğan yemedim ki içim acısa Soğanın acısını, yiyen bilmez doğrayan bilir Soluğu biten zurnacı başı olsun Sonradan görmeyle alışveriş etme Sonradan görmüş, dininden dönmüş Sonradan imam olanın camiye sığmaz sesi, sonradan kadın olanın hamama sığmaz tası Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir Sormadıkları yerden haber verme Sora sora Mekke bulunur Soylu köpek adam ısırmaz Söyleme kele duyurur ele Söz ne kadar ucuz ise iş okadar pahalı Söz torbaya girmez Söz uşakta, bağ eşekte Sözün sermayesi tutulmaktır Sözü bil pişir, ağzını der devşir Su aka aka yolunu bulur Su başından bağlanır Su bulanmayınca durulmaz Su destisi su yolunda kırılır Su elin, çeşme elin, ya musluğu kimin Su geldi teyemmüm bozuldu Su herşeyi temizler de yüz karasını temizlemez Su küçüğün, sofra büyüğün Su susamışa verilir Suçu gelin etmişler, güveyi duran olmamış Sudan çıkmış sıpaya döndü Sulu kuyuya gider de susuz gelir Susuzluğundan yayılmaz Surata bakma, sırata bak Suya düşen yılana sarılır Suyun ağır akanından, insanın yere bakanından kork Suyu gölden, ekmeği elden Suyu kesilmiş değirmene döndü Sükut etmek gibi alemde nadana cevap olmaz Sümezelenip durma Sürme çekerken göz çıkarma Sütlü koyunu sürüden ayırmazlar Ş ------------------------------------------------- Şahin küçük amma avını ele vermez Şaire lazım olan bir sazla bir sözdür Şakayı şamataya çevirme Şapkası eğri amma imanı doğru Şapla şeker bir değildir Şaraptan bozma sirke keskin olur Şaşarım kedinin çamaşır yıkayışına Şaşı şaşı diyeceğine, kör de de kurtul Şaşkın ördek götün götün gider Şaşmaz kalkmaz bir Allah Şecaat kıyafetle değil Şehre gider, köy haberiyle gelir Şeyh elin öpmek istersen kendi elini öp Şeytan eniğini yitirse bulamaz Şeytan insanı aldatır da suyu vermez Şeytan kabağı ekenin, kabak başında patlar Şimden sonra Boz dağ’da kuyruk mu sallıyacağım Şimdiki hurmalar, yarın ![]() ![]() ![]() ![]() Şubatın arpası, Martın sıpası T ------------------------------------------------- Taam ile kelamın çoğundan sakın Tablacı başındakini satar Tahta çürük mıh tutmaz Tahsil-i kemalat, kem âlat ile olmaz Taktirde yazılan, tedbirle bozulmaz Talihi yaver olanın yar sarar yaresini Tanesiz aş olmaz, kaygısız baş olmaz Tanrı’dan korkan, kuldan utanmaz Tanrı’nın bildiğini kuldan niye saklamalı Tarlanın taşlısı, kızın kaşlısı Tarlayı koçan değil, saban zapteder Tartı var, terazi var, her şeyin bir vakti var Tasada duracağına, kesede dursun Taşa çıkan keçinin, dama çıkan oğlağı olur Taş atana ekmek at Taşıma suyla değirmen dönmez Taşkınlığın sonu şaşkınlıktır Taş ne kadar ıslanırsa, deli o kadar uslanır Taş ol da baş yar Tatlı at safra çıkarmaz Tat kızın dilinden anası anlar Tatlı söz dinletir, tatsızı da esnetir Tatlı söz yerden mal çıkarır Tatlıya yakışmaz soğan, dayısını beğenmez yeğen Tava delik tas delik, o da bir üstenbelik Tavşana kaç tazıya tut Tavşan dağa küsmüş de dağın haberi olmamış Tavşan dağda, suyu ocakta Tavuğun zekatı bir yumurta Tavuğun yem topladığı gibi Tavuğum güzel olsun da yumurtlamazsa yumurtlamasın Tavuk gibi gıdaklama Tay at oluncaya kadar, sahibi mevt olur Tazısız ava giden tavşansız eve döner Tazıya tavşanı tutturan etrafın hay huyudur Tazıyı çullu da bilirler, çulsuz da Tedbirde kusur eden takdirde bahane bulur Tek kanatla kuş uçmaz Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer Tembel bayam yemek ister, kabuğunu kaldırmaya üşenir Tenbele iş buyur da öğüt al Tencere dibin kara, seninki benimkinden kara Tencere kapağını bulmayınca kaynamaz Tencere yuvarlandı kapağını buldu Temsilde hata olmaz Tepme kapımı, teperler kapını Tıngır elek tıngır saç, elim hamur karnım aç Tilki bağlar, çakal söker Tilki baş keser, kurdun adı yavuz olur Tilki iki defa tuzağa düşmez Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider Tilkiyi tut, danayı güt Tiz reftar olanın payine damen dolaşır Tokludan sağ, köpeğe dök Tok ne bilir açın halinden, aç ne bilir tokun halinden Toku gönüllemek zor olur Topala uyan aksamaya mecbur olur Toz ekmek hakkı bilmeyen akıbet gözden çıkar Tozdan dumandan ferman okunmaz Tükürdüğünü yalama Türk ata binse bey olur Türk’ün aklı sonradan gelir, o da bir işe yaramaz Türk’ün bildiğini tilki bilmez Tüy güzelliği hamamdan eve, huy güzelliği Urum’dan Şam’a U ------------------------------------------------- Ucuzdur var bir illeti, pahalıdır var bir hikmeti Ucuz etin suyu kara olur Umut fakirin ekmeği Umut ile yaşayan açlığından ölür Unu eledik, eleği duvara astık Usta maymun kamçı istemez Ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur Uyuyan yılanın kuyruğuna bastı Ü ------------------------------------------------- Üç nal ile bir nal eksik Üşenenin oğlu kızı olmaz Üzümünü ye bağını sorma V ------------------------------------------------- Vardığın yer kör ise, gözünü kırp da bak Ver tekerini dostuna sen sürt arkadaş Y ------------------------------------------------- Yağar eser yolcunundur Yaha eme gomayasın e’mi Yangına körükle gider Yan yatan da yer bir ekmek çamura batan da Yaralı parmağa işemez Yarım elma gönül alma Yarın sen de imamını kayığına binersin Yavuz hırsız ev sahibini bastırır Yazın yaşa, kışın taşa oturulmaz Yemek olan aş, buğundan belli olur Yemeyenin malını bir yiyen bulunur Yeğnicek çalıyı yel kaldırır, ağır taş yerde kalır Yörük sırtından kurban keser Yumurtada tüy bitmez Yumurta ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüz verdik, astarını da ister Yidir beni öğüyüm seni Z ------------------------------------------------- Zahirenin anbarı sabanın ucundadır Zahmet çeken rahat bulur Zahmet noktası kalkınca rahmet olur Zahmetsizce bal yenmez Zalim ettiğini bulur Zarar ateşten gömlektir Zarardan korkan kar edemez Zararın neresinden dönersen kardır Zarar satılmaz Zar kırık tezgah bozuk Zaruret kapıdan girince, Şeriat bahçeden çıkar Zahirden şifa, kahpeden vefa olmaz Zekat çebici gibi titrek Zemheride yoğurt isteyen cebinde bir inek taşır Zemherinin kışından, zamanenin puştundan sakın Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovadan şaşırır Zengine dokun geç, uğursuzdan sakın geç Zenginin aybı, fukaranın hastalığı ortaya çıkmaz Zenginin gönlü oluncaya kadar fukaranın canı çıkar Zengin helvasını buldan pişirir, züğürt derman için pekmez bulamaz Zenginin malı züğürdün çenesini yorar Zenginin sermayesi kasasında, aliminki kafasında Zengin olacağına varsın fakir olsun da gönlü rahat olsun Zeytin ekmek, hazır yemek Zora beylerin borcu var Zora dağlar dayanmaz Zor ile köpek sürüye girmez Zorla güzellik olmaz Zorlunun hakkından Allah gelir Zor oyunu bozar Zulm ile yapılan çabuk yıkılır Zulm ile abadın ahiri berbad olur Zulm ile dünya harap olur Zulmün ömrü az olur Zulmün sürekesi olmaz Zurnacının karşısında limon yenmez Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına Züğürtleyen bezirgah eski defteri karıştırır Züğürtlük demirden leblebider yenilmez, ateşten gömlektir giyilmez Züğürt olup düşünmekten, uyuz olup kaşınmak YEGDIR |
![]() |
![]() |
|