Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > İç Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgi, eskişehir, hakkında

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Genel Bilgi


Sakarya Nehrinin yukarı kesiminde yer alan Eskişehir’in doğu ve kuzeyindeki doğal sınırını Sakarya Nehri oluşturmaktadır Eskişehir, Sakarya ve Porsuk Nehirlerinin suladıkları geniş düzlüklerle bunları çevreleyen dağlardan oluşur Porsuk Ovası; kuzeyden Bozdağ ve Sündiken Dağları, güneyden Sivrihisar Dağları ve Türkmen Dağı’nın doğu uzantılarıyla çevrilir Ova, Kütahya il sınırından Eskişehir il merkezine kadar oldukça eğimli, dar bir vadi şeklindedir Porsuk Çukurluğu olarak adlandırılan bu bölüm, il merkezine yaklaştıkça genişlemeye başlar Ovanın, Muttalip ve Sultandere köyleri arasında yaklaşık 13 km ye ulaşan genişliği, doğuda Çavlum Köyü yakınlarında daralır ve l kmye kadar iner Ovanın genişliği, bu yöredeki Sepetçi ve Fevziye Köyleri arasında 21 km ye ulaşır Daha sonra yeniden daralmaya başlar Ova, özellikle Refahiye Köyü’nden sonra dar bir vadiye dönüşür Porsuk Ovası’nın batı uzantısı, Sarısu Ovası olarak adlandırılan bir ovada noktalanır Sarısu Çayı’nın her iki yanında kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanır İnönü’nün kuzeyinden başlayan ova, doğu yönüne akışlıdır ve fazla eğimli değildir Sarısu Ovası’nın en geniş yeri İnönü ile İstasyon arasındadır Burada yaklaşık 4 km genişliğe ulaşır Doğuya gidildikçe yavaş yavaş daralır Sarısu Ovası, Okubalı yöresinde bir boğazı aştıktan sonra yeniden genişler Ova, Eskişehir il merkezi yakınlarındaki Karagözler Köyü’nün batısında Porsuk Ovası ile birleşir İlin güneybatısında yer alan Yukarı Sakarya Ovası, Porsuk Ovası’ndan sonra Eskişehir’in en geniş düzlüğüdür Yukarı Sakarya Ovası; kuzeyden Sivrihisar Dağları ve Türkmen Dağı’nın kuzey uzantıları, batıdan Türkmen Dağı’nın doğu uzantıları, güneyden ise Emirdağ ile çevrilidir Bu ovanın başlangıçta 14 km olan genişliği, Sivrihisar’ın kuzeyinde 4 km ye düşer Ovadaki en belirgin yükseltisi, Mahmudiye İlçesi’nin batısındaki Kırgız Dağı’dır (1301 m) Yukarı Sakarya Ovası’nın en geniş yeri Aksaklı ve Yukarı Kepen Köyleri arasındadır

İldeki yaylalık alanlar Türkmen Dağı’nın doğu uzantıları ile Bozdağ, Sündiken Dağları üzerinde bulunmaktadır Porsuk ve Sakarya Havzalarını birbirinden ayıran Sivrihisar Dağları üzerinde de yaylalar vardır

Sakarya ve Porsuk havzaları ile bu havzaları çevreleyen dağlardan oluşur Bu nedenle, il toprakları ana vadiler ve bu vadilerle birleşen çok sayıda küçük vadilerce parçalanmış durumdadır Havzanın sularını toplayan Sakarya Irmağı’nın aktığı vadi, Sakarya Vadisi adını alır Bu vadi, Sakarya Irmağı’nın ilk kaynak alanlarında, yani Türkmen Dağı kütlesinin doğu uzantıları üzerinde dar ve derindir Seyitgazi yöresinden sonra, vadi tabanı genişler ve doğuda Ankara il sınırına kadar uzanır Bu bölümde, vadinin geniş tabanı üzerinde Yukarı Sakarya Ovası yer alır Sakaya Vadisi, Ankara il sının yakınından kuzeye dön er ve Porsuk Çayı ile birleşir Vadinin bu kesimine Orta Sakarya Vadisi denir

Çifteler İlçesi sınırlarında Sakaryabaşı denilen yerden çıkan Sakarya Nehri Bardakçı Suyu ile, sonra Seydisu ve Sarısu ile birleşerek güneydoğuya doğru akar Çakmak Köyü yakınında Ankara - Eskişehir arasında il sınırını oluşturarak kuzeye yönelir daha sonra da Porsuk Çayı ile birleşir ve kuzeye doğru akar Sarıyer Barajı’ndan sonra akışı batıya döner Porsuk Çayı Murat Dağı’ndan ve Kütahya’dan gelen iki ayrı koldan oluşmuştur Bu çay ilin kuzeyinde Porsuk Çayı ismini alır Kunduzlar, Kargın Deresi, Ilıcasu, Mollaoğlu Deresi, Sarısu, Keskin-Muttalip dereleriyle birleşir, Pürtek Çayı’nı da içine alarak Sakarya Nehri’ne ulaşır Bu akarsular üzerinde Porsuk Barajı, Sarıyar Barajı, Musaözü Barajı, Gökçekaya Barajı, Dodurga Barajı bulunmaktadır İlin yüzölçümü 13652 km2 olup, toplam nüfusu 706009’dur

Kışlar sert ve süreklidir Yaz ayları ise gündüzleri sıcak, geceleri serindir Eskişehir İli’nde hakim olan kara iklimine karşın, Sarıcakaya Vadisi’nde Akdeniz İklimi özelliklerini gösteren "mikroklima" hakimdir

İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, sanayii ve madenciliğe dayalıdır Türkiye’nin önde gelen gelişmiş illerinden biri olan Eskişehir’in zengin bir tarımsal potansiyeli vardır Büyük ölçüde makineleşmiş olan tarımda modern yöntemler kullanılmaktadır Başlıca tarım ürünleri, buğday, arpa, şeker pancarı, patates, yulaf, soğan, ay çiçeği ve nohuttur Ayrıca Orta Sakarya Vadisinde susam ve pamuk yetiştirilmektedir Sarıcakaya ve Mihaliçcik ilçelerinde sebzecilik ve meyvecilik ileri düzeydedir Hayvancılık 1950’den sonra önem kazanmıştır Başta İstanbul olmak üzere tüketim merkezlerine canlı hayvan, et ve süt ürünleri, yumurta, deri, bal ihraç etmektedir Büyük baş hayvanlardan sığır, küçükbaş hayvanlardan koyun ve tiftik keçisi yetiştirilir

Lületaşı, asbest, magnezit, bor ve perlit işletilmektedir

1950’lerden sonra sanayi oldukça gelişmiştir İlde büyük devlet işletmelerinin yanı sıra yerel sermaye yatırımları ile gerçekleşmiş çok sayıda özel kuruluş bulunmaktadır Bunlar gıda, makine-imalat ve taş ile toprağa dayalı sanayilerdir Sanayi kuruluşlarının hepsi Eskişehir’de toplanmıştır

Eskişehir yöresinde yapılan kazılar, Kalkolitik Çağa kadar inen bir yerleşimi göstermektedir İl sınırları içerisinde Demircihöyük başta olmak üzere höyükler, Pesinius (Ballıkaya), Naceloea (Seyirgazi), Midas (Yazılıkaya), Iustinianopolis (Sivrikaya),Eodoxias (Gümüşkaya), Dorylaion (Şarhöyük) gibi antik kentler bulunmaktadır

Ö 3000-2000 arasındaki İlk Tunç Çağı ile İÖ 2000-1500 dönemindeki Orta Tunç Çağından kalan yerleşim alanları bulunmaktadır Bu dönemde, Asur tüccarlarının, yöre sınırlarına dek etkin oldukları bilinmektedir Burada yapılan kazılarda, Hitit İmparatorluğu dönemini de kapsayan Son Tunç Çağına ait (İÖ 1460-1200), az sayıda da olsa Hitit yerleşim merkezinin varlığı saptanmıştır Yazılıkaya’da yapılan kazılarda tespit edilen höyüklerin büyük bir kısmında Hitit Çağına ait kültür belgeleri bulunmuştur MÖ 1200 yıllarında, Anadolu’daki Hitit egemenliğine son vererek, geniş bir alana yayılan Frigler, Eskişehir Ovası, Sakarya Nehri kolları ile Ankara’nın doğu ve batı bölümlerini kapsayan, güçlü bir krallık kurmuşlardır Merkezi, Polatlı yakınındaki Gordion olan bu krallığın, güçlü bir siyasi yapısı olduğu görülmektedir Bu tarihlerde kurulan Pessinius (Ballıhisar), Midaeum (Karahöyük), Dorylaiun (Eskişehir-Şarhöyük), Yazılıkaya (Midas) şehri gibi Frig şehirleri de Eskişehir’in il sınırları içindedir Kral Midas, Frigya İmparatorluğu’nu kurmuş ancak bu imparatorluk kısa ömürlü olmuştur (MÖ 725-675) Asurlularla Urartular arasındaki toprak kavgaları Frigler’in bölgede kesin denetim kurmalarını sağlamış ancak, İÖ VIIIyüzyılda güçlenen Lydia’nın baskısı ve ardı kesilmeyen Asur akınları sonucunda güçsüzleşen Frigya egemenliği VIIyüzyılda Kimmerler tarafından yıkılmıştır Eskişehir yöresi, İÖ 676-546 arasında Lydia yönetimi altında kaldı Büyük İskender bölgeden geçerek Gordion Krallığını yıkmıştır Büyük İskender’in ölümünden sonra Gordion şehri yine büyük savaşlara sahne olmuştur Bunun nedeni, şehrin konumuyla ilintilidir Anadolu’yu kontrolleri altında tutmak isteyen pek çok komutan, ordularıyla birlikte Gordion şehrini istila etmeye çalışmıştır Galatlar, ardından da MÖ 189 yılının sonlarında Romalılar bu bölgeyi ele geçirmiştir Özellikle Romalılar, Gordion şehrini yeniden restore ederek, eski parlak günlerine dönmesini sağlamıştır Uzun bir süre basit bir köy olarak ayakta kalmayı başaran Gordion, sonunda muhteşem bir şehir haline gelmiştir

XIXyüzyılda birçok gezgin ve bilim adamı, bölgeye yaptıkları gezilerin ve araştırmaların sonucunda Eskişehir’in 3 km kuzeydoğusunda, Porsuk Çayı’nın kuzeyinde yer alan bugünkü adıyla Şarhöyük ören yerinin antik Dorylaion şehri olduğunu saptamışlardır Burada 1989 yılında itibaren Kültür Bakanlığı ve Anadolu Üniversitesi adına Prof, Dr A Muhibbe Darga başkanlığında bir ekip tarafından arkeolojik kazılar yapılmıştır Burada İlk Tunç Çağı’na inen bir yerleşmenin olduğu saptanmıştır

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra doğudan gelen Türkler, 1074 yılında Eskişehir’i almışlar, doğudan gelen Türk boylarını durdurmak isteyen Manuel Kommenos, bunda başarılı olamayınca batıya doğru çekilmek durumunda kalmıştır Alparslan ve I Kılıçarslan zamanında Eskişehir, Haçlı Orduları’nın geçiş yeri olmuştur Dorylaion - Şarhöyük, Bizans’ın Selçuklulara karşı korunmasında büyük rol oynamış ancak 1176’da Selçuklu Sultanı II Kılıçarslan’nın Bizans İmparatoru Manuel Komnenos’u mağlup etmesinden sonra, Selçukluların egemenliği altına girmiştir Bundan sonra uzun bir zaman yıkık ve terkedilmiş olan Dorylaion-Şarhöyük’ün yakınında, harabenin güneyinde yeni bir yerleşme kurulmuştur W M Ramsay’in bildirdiğine göre, büyük olasılıkla Dorylaion’un kalıntılarına Eskişehir ismi verilmiş ve bu isim günümüze kadar gelmiştir

Orhan Gazi döneminde ise bir süre Karamanoğullarının eline geçen Eskişehir, Sultan IMurat tarafından yeniden Osmanlı topraklarına katılmıştır XVIIyüzyılda yörede Celalî İsyanları olmuş ve bastırılmıştır XIXyüzyılda Hüdavendigâr (Bursa) vilayetinin Kütahya sancağına bağlı bir kaza merkezi olan Eskişehir’e, Kafkasya, Kırım, Romanya ve Bulgaristan’dan gelen göçmenler yerleştirilmiştir

IDünya Savaşı sonrasında buradaki demiryolu hattını denetlemek isteyen İngilizler Ocak 1919’da Eskişehir’i işgal etmişlerdir Ancak Kuvayı Milliye’nin baskısı ile Mart 1920’de bu işgale son vermişlerdir

İstanbul’u Anadolu’yu bağlayan demiryolu üzerindeki stratejik konumu, iç çalışmalardaki rolü, Anadolu’yu istila etmiş olan Yunan Ordusu’nun Orta Anadolu’ya geçişinin eşiğini oluşturması ve yeni devletin kuruluşuna katkılarıyla önem kazanmıştır Bundan sonra Yunanlılar tarafından işgal edilmiş ve bir süre Yunan ordularının karargâhı olmuştur (1921) 1921 yılında Eskişehir’e 40 km uzaklıktaki İnönü’de, Birinci ve İkinci İnönü Savaşları yapılmıştır Stratejik konumu bakımından önem taşıyan Eskişehir’in, Yunanlılar tarafından elde tutulması son derece önemliydi Bu yüzden Kurtuluş Savaşı’nın en önemlilerinden olan, Birinci İnönü, İkinci İnönü ve Kütahya-Eskişehir Savaşları, Eskişehir ’de gerçekleşmiştir Kurtuluş Savaşı’nın sonlarında Büyük Taarruzla birlikte 2 Eylül 1922’de bu işgale son verilmiştir Cumhuriyetin ilanından sonra 1925’te il merkezi olmuştur

yüzyıl), Alaeddin Camisi (1220), Kurşunlu Camisi ve Külliyesi (1525), Setit Battal Gazi Külliyesi (XIIIyüzyıl), Sivrihisar Ulu Camisi (1275), Sivrihisar Hazinedar Mescidi (XIIIyüzyıl), Sivrihisar Kılıç Mescit Camisi, Sivrihisar Mülk Köyü Türbeli Mescidi (XIIyüzyıl), Sivrihisar Gecek Ulu Camisi (1175), Sivrihisar Hamam Karahisar Camisi (XIIIyüzyıl), Mihalıçcık Yunus Emre Anıtı, Şeyh Edebali Türbesi (XIIIyüzyıl), Yunus Emre Türbesi, Seyit Gazi Eyvan Türbesi (XIIIyüzyıl), Üryan Baba Türbesi, Sucaeddin Veli Baba Horasani İlyas Türbesi (XVIyüzyıl), Himmet dede Kümbeti (1229), Alemşah Kümbeti (1327-1328), Hoca Yunus Kümbeti, Seyit Gazi Selçuklu Hamamı (XIIIyüzyıl), Sivrihisar Seyitler hamamı (1490), Sivrihisar Hamamkarahisar Hamamı (1175), Seyit Gazi Bardakçı Köyü Hamamı (XV-XVIyüzyıl), Seyit Gazi Kervansarayı, Sivrihisar Gecek Köyü Çeşmesi, Sivil mimari örneklerinden Yeşil Efendi evi bulunmaktadır Ayrıca Erler, Kıymet, Şengülcük, Yenice Kaplıcaları; Aslanlı Mabet, Doğanlı Kale, Gerdek kale Mağaraları; Seyit Gazi yakınında Büyük yayla, Çifteler İhsaniye Köyü yakınında Sakaryabaşı, Alpi bucağı yakınında Taycılar mesireleri bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Gezgin Gözüyle

uzaklıkta Han ilçesine bağlı olan Yazılıkaya Köyü bitişiğinde yer almaktadır Vadide Frig Krallığı, Lidya Krallığı ve Pers İmparatorluk döneminde üç ayrı yerleşme evresinin bulunduğuna ilişkin birçok temel ve yapı kalıntısına rastlanmıştır Diğer yandan, Midas Anıtı'nın çevresinde akropol üzerinde bir kentin varlığına ilişkiler bulgular saptanmıştır Kayalık bir platform üzerine kurulmuş ve Erken Tunç Çağlarında yerleşim görmüş olan Midas (Yazılıkaya) Friglerin dini merkezi olmuştur Antik şehirde Hitit kültürüne ait kendi stilleri ile yaptıkları kaya kabartmalarına rastlanmıştır Hititlerden sonra Frig kenti olarak gelişen Yazılıkaya'da Frig kültürüne ait kale duvarları, yerleşim yerleri, kaya kabartmaları, kaya anıtları, su sarnıçları, sunak yerleri, karlıklar, kaya mezarları, basamaklı anıtlar, nişler, antik yollar olmak üzere 33 adet eser bulunmaktadır Bunlar doğa koşullarından dolayı yıpranmış olsalar da günümüze ulaşabilmişlerdir Roma ve Bizans çağlarında Frig yapıtlarının çoğu dini amaçlarla tahrip edilmiş, yerlerine kaya barınakları ve kaya mezarları yapılmıştır Kaya yüzeyine bir tapınağın cephesi biçiminde işlenen Frig kaya anıtları, sembolü, kutsal hayvanı aslan olan Frig dini, tek tanrısı ana tanrıça Kybele'ye adanmıştır Vadinin ormanlık kısmında, Çukurca Köyü'nden Kümbet Köyü'ne kadar uzanan bölgede 25'e varan anıt, kült anıtları, açık hava ve doğa tapınakları, kale, mezar ve diğer eserler bulunmaktadır
Tapınak kenti olarak bilinen Pessinus Romalılar döneminde de kutsallığını ve önemini korumuştur Bugün kente ait stadyum, tiyatro, tapınak, su kanalı ve nekropola ait kalıntılar bulunmaktadır Antik kentte 1967 yılından beri arkeolojik kazılar yapılmaktadır Kazıdan çıkan eserler Ballıhisar'daki müzede sergilenmektedir
Doryleaum: Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarını yaşamış Höyük kentin kuzey bitişiğinde ve Muttalip Köyü'nün doğusunda yer almaktadır Höyüğe ve eteklerinde yer alan temel hafriyat sırasında çıkarılan Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarına ait eserler Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir
uzaklıkta, Karacaşehir Köyü'nün güneybatısında yer almaktadır Günümüzde, kentin müdafaa surları tamamen yıkılmış, yalnızca doğu ve batı girişindeki kulelerden küçük parçalar kalmıştır Kalenin içerisinde karargah binaları, sarnıç ve sokaklar, ev harabeleri görülmektedir Midas Anıtı: Yazılıkaya platformunun kuzeydoğu yamacında doğuya bakan cephede yer alan anıt bazılarınca Yazılıkaya, bazılarınca da Midas Anıtı olarak adlandırılmıştır Antik kent adını bu anıttan almıştır Kentin en önemli yapıtı olan anıt, Frig kaya anıtlarının en görkemlisi, bölgenin ve dünyanın en önemli eşsiz yapıtlarındandır Nasrettin Hoca'nın Evi: Dünya mizah edebiyatında önemli bir yer tutan fıkralara sahip Nasrettin Hoca 1208 yılında, Sivrihisar'ın Hortu Köyü'nde doğmuştur Eskişehir' in Sivrihisar İlçesi ve Hortu Köyü'nde her yıl Nasrettin Hoca'yı anma şenlikleri ve adına halk edebiyatı seminerleri düzenlenmektedir
Kurşunlu Cami:
Odunpazarı semtinde, Paşa Mahallesi’ ndedir Merdivenli kapıdan girildiğinde ortada şadırvan, sağ tarafta menzilhane, sol tarafta aşhane, karşıda cami görülür Bu cami, Veziri-sanî Mustafa Paşa tarafından 1525 yılında yaptırılmıştır Cami 1961-1962 yıllarında yenilenmiştir Caminin arkasındaki büyük kubbeli semahane, medrese odaları ve ön taraftaki sütunlu açık mekân, buranın bir Mevlevi tekkesi olduğunu kanıtlamaktadır

Seyyit Battal Gazi Külliyesi:
Bu külliye Seyyit Battal Gazi’ ye ithafen yaptırılmıştır (1207 - 1209)

Anadolu’nun Bizans İmparatorluğu egemenliği altında bulunduğu MS 700 yıllarında, İslamiyet henüz Anadolu içlerine yayılmamıştı İslamiyeti kabul etmiş olan Emeviler doğudan sık sık Bizans’a karşı Anadolu’ nun içlerine akın yaparak Anadolu’ yu ele geçirmek ve İslamiyeti yaymak istemişlerdir 720-740 yıllarında sıklaşan bu akınlardan birinde Seyyit Battal Gazi lakabı ile anılan bu efsaneleşmiş halk kahramanı, bugünkü Seyitgazi ilçesinin bulunduğu (antik adı Nakolea) Mesih Kalesi olarak bilinen bölgede 740 yılında şehit düşmüştür Bizans’a karşı yapılan savaşlarda büyük Alaattin Keykubat’ ın annesi Ümmühan Hatun tarafından türbe ve cami yaptırılmıştır Daha sonra Ümmühan Hatun için de burda iki katlı eyvan biçiminde bir türbe eklenmiştir Osmanlı Devleti’nin kuruluş ve gelişme dönemlerinde; onarım, yeniden yapım eklemelerle yapılan topluluk külliye halini almıştır Osmanlı Devleti döneminde vakıflaştırılmış Cumhuriyet Dönemi’ ne kadar dini eğitim, tören ve toplantıların yapıldığı medrese ve tekke olarak kullanılmıştır

Bugün mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olan ve 1954 yılına kadar harap bir durumda bulunan külliye, bu tarihte yapılan geniş bir restorasyon çalışması ve çevre düzenlemesi ile bugünkü durumuna getirilmiştir Yapılan ışıklandırma sistemi ile geceleri aydınlatılmakta, etkileyici görünümü, turistik ve dini amaçlı ziyaretçileri ile Seyitgazi ilçesine canlılık kazandırmaktadır


Şeyh Edebali Türbesi:
Şeyh Edebali, Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Beyin kayınpederidir Şeyh Edebali’ nin türbesi şehrin Odunpazarı semtindeki Odunpazarı mezarlığı’ nın içindedir Türbe, II Abdülhamit tarafından restore edilmiştir

Şeyh Şahabattin Türbesi:
İçinde iki sanduka bulunan ve yeni bir dikdörtgen yapı olan türbe, Kurşunlu Camiisi’ nin batısında yer almaktadır

Yunusemre Külliyesi ve Türbesi:
Eskişehir Mihalıcçık ilçesi Yunusemre beldesinde (Sarıköy) dir Eskişehir-Ankara demiryolu yakınından geçmektedir Yunusemre bu dünyada yaşayan insanları sevgiye, birlik ve beraberliğe çağıran bir hak aşığıdır Mezartaşının ön cephesinde yazılı olan "Gelin Tanış Olalım, İşi Kolay Kılalım, Sevelim Sevilelim, Bu Dünya Kimseye Kalmaz" sözlerinde Yunus Emre’nin yaşam felsefesi özetlenmektedir

Nasrettin Hoca’nın Evi:
Ünlü mizah ustası Nasrettin Hoca, 605 (1208-1209) yılında Sivrihisar’ın Hortu köyünde doğmuştur İlk bilgilerini köy imamı olan babasının yanında öğrenmiştir Daha sonra Akşehir’ e giderek Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim gibi devrin tanınmış alim ve ariflerinden bilgi öğrenmiş, nasip almıştır

Hocanın ayrıca Konya Medresesi’ nde okuduğu, Akşehir’ de, Sivrihisar’ da ders okutup imamlık ve hatiplik yaptığı sanılmaktadır Bundan başka hocaya ait olduğu ileri sürülen eski bir mezar taşı üzerindeki vefatı 683 (1284) dür Mezarı Konya ili Akşehir ilçesindedir

Nasrettin Hoca adı, zekası ve fıkralarıyla dünyaca tanınmış bir halk filozofudur Hoca’ nın hayat, tabiat ve cemiyet içindeki insanı, keskin görüşler ve zeki söyleyişlerle karikatürize eden nükteleri yalnız bir milleti değil, bütün insanlığı tatmin edecek değerde olduğundan bu Türk zekası başka milletler arasında da tanınmış ve sevilmiştir Türk halk zekası ise, bu nüktelerde kendi mizah dehasını bularak onları sevmiş, yaymış, bütünlemiş ve çoğalmıştır Nasrettin Hoca Fıkraları batı dillerine de çevrilmiştir Nasrettin Hoca İran, Mısır, Irak gibi ülkelerde, Kafkaslarda, Balkan ülkelerinde ve Avrupa ülkelerinde de tanınan ünlü bir mizah ustasıdır

Doğanlı Kale:
Bu kale, Seyitgazi ilçesinin Çukurca Köyü yakınındadır Kalenin üst kısmındaki kaya "doğan" a benzediğinden bu ismi almıştır Bir Frig eseri olan Doğanlı Kale’nin iç kısmına, Bizans ve Roma çağlarında, yeraltı geçitleri ve mezar ilave edilmiştirYapı, içindeki merdivenler ve odalarla delik deşik bir görünüm sergilemektedir

Gerdek Kaya Anıtı:
Çukurca Köyü’nün 500 m güneybatısında bulunan bir ’mezar anıtıdır Dor stili bir tapınak cephesi taklit edilerek oyulmuş bu mezar anıtında, içerlek iki kapı ile iki ölü odasına girilmektedir Cephesi doğuya bakan bu anıt, Yunan-Roma Çağı’nı anlatmaktadır Alınlığın üstündeki kaya çıkıntısı üzerinde, başsız bir aslan figürü de görülmektedir

Yazılıkaya (Midas Kenti):
Çiftelere 39 km uzaklıkta bulunan Yazılıkaya, binlerce yıl önce kayalık bir platform üzerine kurulmuştur 1315 metre yükseklikte, dikdörtgen şeklindeki, Frigya yaylası üzerinde bulunmaktadır Roma devrindeki yazarlar, bu bölgenin havasının sağlıklı ve toprağının bereketli olduğundan söz etmişlerdir Bardakçı Suyu da bu bölgeden geçmektedir Midas Anıtı, Frigya sanatının tipik bir örneğidir Bu anıt, bir mezar anıtı olmayıp, Frigya’da pek çok kaya anıtı örneğinde görüldüğü gibi, bir Kybele (Ana Tanrıça) heykeli koymak üzere yapılmıştır Anıtın üzerinde Frig yazıları olduğundan "YAZILIKAYA", yazılarda ise "MİDAS" adı geçtiğinden "MİDAS AMİTİ" denmiştir Kült anıttır Midas Anıtı’nın M Ö 550 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır Kaya üzerinde, bir tapınağın cephesi biçiminde işlenmiştir Cephesi doğuya bakmaktadır Anıtın en ilginç yönü, üzerinde henüz çözülememiş olan ve ilk kez 1839 yılında Ch Texiker tarafından yayınlanan, üç yazıtın bulunmasıdır

Birinci Yazıt:
Alınlığın üzerindeki kaya çıkıntısı üzerinde bulunan 11 m uzunluğunda ve 45 cm büyüklüğündeki harflerin yazılı olduğu bir yazıttır Frig dili ile ilintili "ATEŞ" ve "MİDAİ" sözcükleri belirgin olarak okunmaktadır Ateş, Frigliler’in bir tanrısıdır Midai, efsanelere göre Kral Midas’ın annesi ve ürünlerin koruyucusudurAynı zamanda, demirin keşfi de bu tanrıçayla ilgilidir Bu yüzden, bu anıt ile demir endüstrisi kökeni arasında bir bağlantı vardır

İkinci Yazıt:
Midas Anıtı’ nın iki ucunda dikdörtgen şeklindeki bir girintinin, dip duvar ve yan duvarı üzerinde, 45 cmlik harflerle işlenmiş bir yazıttır

Üçüncü Yazıt:
Kuzey taraftaki dikdörtgen dikmenin üzerinde, yukarıdan aşağı 25 cm büyüklüğündeki harflerle yazılmıştır Yazıtın başındaki "BABA" sözcüğü belirgin olarak okunmaktadır

Küçük Yazılıkaya:
Midas Anıtı’nın, 210 metre güneybatısında yukarıdan aşağıya işlenmeye, oyulmaya başlanmış; ancak alt kısmı işlenilmeden kalmış bir anıttır Midas Anıtı ile benzer yönleri vardır Üstte süslü bir alınlık, iki yanda geometrik motifler yine üstte yatay bir motifle birleşir Anıtın işlenmiş kısmı, 180 metredir Bu anıtın da Midas Anıtı gibi, dinsel törenlerde kullanılmak için yapılmaya başlanmış olduğu sanılmaktadır

Kümbet Asar Kalesi:
Kümbet Vadisi’ndeki bu kale, Frig Çağı’nın özelliklerini taşır Kayaya oyulmuş merdivenler, yeraltı geçitleri, kaya yüzlerine işlenmiş geometrik süslemeler, tipik Frig Kaya Kalesi’nin en güzel örneklerini oluşturmaktadır

Yapıldak Asar Kale:
Kümbet Vadisi’nin güneyinde, Yapıldak Köyü’nün kuzeybatısındadır

Ballık Kale:
Kümbet’in doğusun-dadır Tipik bir Frig yerleşim yeri ve gözetleme kalesi örneğidir

Keskaya:
Karacaalan Köyü’nün batısındadır 1953 yılında, taş blokları buradan Eskişehir’e taşınarak, Merkez Bankası’nın inşasında kullanılmıştır

Arezastis Anıt:
Midas Kenti’nin 1500 m kuzeyindeki bir kayanın içi oyularak yapılmış bir anıttır Bu anıtın alınlığının sağ üstündeki yazıtta, "Arezastis" sözcüğü okunabildiği için bu isim verilmiştir Anıt 7 m yükseklikteki dik bir yüzeyin üstündedir Bu anıtın, en ilginç yönü de Frig yazıtlarını çok iyi taşımasıdır Bu anıtın 674 yılından önce yapıldığı ve dinsel törenler için kullanıldığı sanılmaktadır

Bahşayiş Anıt:
Bahşayiş Köyü yakınındadır (Kümbet’in 7 km güneyinde) Motiflerle süslenmiştir Bu anıtın da diğerleri gibi dinî törenler için kullanıldığı varsayılmaktadır Anıtın arkasında, kayaya oyulmuş bir mezar odası bulunmaktadır

Salon Mezar:
Yazılıkaya kabartmasının batısında, kayaya oyulmuş bir Frig eserdir Kapısının üzerinde, karşılıklı iki aslan kabartması görülmektedir

Alemşah Kümbeti:
Sivrihisar’da bulunan bu kümbet, Selçuklular tarafından, 1321 yılında Melik Şah’ın kardeşi Sultan Şah adına yapılmıştır Çatısı, piramit tarzındadır Tarihî bir yapı olan bu kümbet, biri mescit, diğeri mezar olmak üzere iki katlıdır

Ulucami (Emineddin-i Mikail Camii):
Sivrihisar İlçesi’nde bulunan ve kervansaray olarak kullanılan bu eser, 1257 yılında E Mikail tarafından camiye çevrilmiştir En ilginç yönü, düz çatısını 67 adet ağaç sütunun taşımasıdır

Pessinus Şehri:
Sivrihisar ilçesinin 16 km güneyindeki Ballıhisar köyünde, "Tanrıça Kybele" adına, Frigyalı’lar tarafından kurulmuştur Helenizm Çağı’nda, bu bölgeye akın eden Galatlar’ın bir kabilesi olan Tolistoboglar, bu yöreye yerleşmişler ve Pessinus, başkentleri olmuştur Pessinus, Bergama Krallığı döneminde en parlak dönemini yaşamıştır Bergama Krallığı, eski Pessinus Tapınağı’nın yerine Grek stilinde bir mermer tapınak yaptırmış ve süslemiştir Bu tapınak, her yıl dini bayramlar sırasında kurulan panayıra, büyük bir canlılık getirmiştir Grek hakimiyetinde iken şehrin planlan yeniden düzeltilmiş, meclis binası, yolları, kanalı, çarşı ve tiyatrosu kurulmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Sözlü Tarih

Seyit Battal Gazi’ye ilişkin söylence

Seyiy Battal Gazi’nin babası Hüseyin Gazi bir gece düşünde Cafer adlı bir yiğit görürPehlivanlıkta Hamza,Heybette Ali,Adalette Ömer gibi olan Cafer Hızır’ın atını ,HzDavut’ın zırhını,HzÖmer’in süngüsünü taşımaktadırHüseyin gazi bu yiğidin kimliğini çok merak ederBir başka gece düşünde ,bu yiğidin onun oğlu olacağı ,Rum diyarını baştan sona müslüman edeceği müjdesi verilir
Hüseyin Gazi bir süre sonra doğan oğluna Cafer adını verirCafer çok küçükken babası bir savaşta ölürCafer büyür,yiğit bir delikanlı olurBir gün babasından kalanları isterbunları alabilmesi için "Kafirler ülkesini müslüman etmesi gerektiği "söylenir
Böylece Cafer su olur akar,yel olur eser,tek başına ordular kurar,gelip geçtiği her yerde adını duyurur,dinini yayarAdı Halk arasında Seyit Battal Gazi olarak anılırSeyitliği Peygamberin soyuna,Gaziliği savaşlardaki yiğitliğine ve aldığı sayısız yaraya,Battallığı görülmemiş gücüne ve heybetine dayanır
İnanışa göre Seyyit Battal Gazi Peygamberimizin isteği ve müjdesiyle Anadolu’ya gönderilmiştir
Bir gün Peygamber’in huzurunda Rum diyarının güzelliğinden söz edilirPeygamber’in hatırı Rum’a meylederO zaman Cebrail gelirTanrı Katı’ndan selam getirir ve İki yüzyıl sonra Cafer adında bir yiğidin Rum diyarını fethederek müslüman ülkesine katacağını müjdeler
Yine bir efsaneye göre Emevi ordusuyla Bizans ordusu Eskişehir Afyon Konya dolaylarında bir savaşa tutulur Seyit Battal Gazi’nin de aralarında bulunduğu Emevi ordusu zor durumda kalır ve çekilmeye başlarTekke Bayırı’nda Bizanslılar la karşılaşırlarYanlız durum gereği tüm askerlere Battal’ın askerilerin aralarında bulunduğu yayılması istenirSavaşırken bir asker "Medet Ya Seyit Battal Gazi"diye seslenirBunun üzerine Bizans ordusunda dağılma belirtileri başlarBir süre sonra toplanıp saldırıya geçerlerBattal Gazi yaralanır ve bir mağaraya doğru çekilmeye başlarBu sırada bir el ona yardım eder ve onu mağaraya sokar
Efsaneye göre bu bir kral kızı’dırBattal Gazi’ye vurgundurYaralanınca onu izler,mağarayı bulmasını sağlarBattal Gazi yere düşer onun bu durumuna çok üzülen kral kızı da orada üzüntüsünden üzerine kapanarak ölürMağaraya giren Bizanslılar onları bu halde görür Bizans Hükümdarı Battal’ın son isteğini sorarBattal tutsaklarca İslam dini gereğince toprağa verilmesini ister ve ölür
yıllar sonra Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubad’ın annesi rüyasında Batal’ı görür ve ona mezarını ziyaret etmesini ve oraya bir türbe (Mesihiye kalesi) yaptırmasını söylerBunun üzerine yollara düşerBu sırada Mesihiye’de koyunlarını otlatmakta olan Kutluca Çoban koyunlarının belli bir yere geldiklerinde toprağa basmak istemediklerini görür Bunları bir kaç gün izler ama hep aynı durum ortaya çıkarBir gece ağaç altında dinlenirken oraya nur indiğini görürGördüklerini Mesihiye Beyi’ne anlatır,o da orayı bir duvarla çevirir
Bu sırada Ümmühan Hatun’da Mesihiye Kalesine varmıştırÇevrede ziyaret yeri olup olmadığını araştırır Bey’de Kutluca Çoban’ın anlattıklarını,anlatırHatun Kutluca Çoban’ı bulur ve bir de onu dinlerEğer doğruysa aynı rüyayı görmesi için Tanrı’ya yakarırrüyayı görünce Türbeyi yapmaya karar verirSöylenceye göre Ümmühan Hatun tek Küpesini türbe yapımında gerekebilir diye demir bir kutu içinde direklerin biri altına gömdürür

Lüle Taşının bulunuşuna ilişkin söylence

Efsaneye göre Genç bir Çoban sürülerini yayarken yorulur ve bir ağacın altına otururGözüne bir delik ilişir ve ağzında ak taşla bir köstebek delikten çıkmaya çalışmaktadırBunun ne olduğunu merak eden çoban elini deliğe sokarİrice bir ak taş çıkarırElinde evirip çevirirken,çok güzel bir kıza dönüştüğünü görür,şaşırırDokununca kız yeniden deliğe girip kaybolurÇoban onu bulmak için derince bir kuyu kazarAk taşlardan başka bir şey bulamaz sonunda kuyuda ölür

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Cami ve Mescitleri


Alaettin Keykubat Camisi (Merkez)

Eskişehir Odun Pazarı’nda, Alaettin Parkı’nın içerisinde bulunan Alaettin Keykubat Camisini Selçuklu Sultanı I Alaettin Keykubat 1220 tarihinde yaptırmıştır Ancak caminin ve minaresinin yapımı ile ilgili farklı görüşler ileri sürülmüştür Caminin eski minaresinin yazıtında Kırşehir Valisi Emir Nuriddin Cibril bin Caca’nın yardımıyla yapıldığı yazılıdır

Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla cami orijinal konumunu kaybetmiştir İstiklal Savaşı sırasında Yunanlılar Eskişehir’den kaçarken şehri yakmışlar, şehirden pek az eser yanmaktan kurtulmuştur Alaettin Keykubat Camisi de bunlardan birisidir Cami l946-l951 yıllarında Eskişehir Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmıştır

Cami onarım öncesinde 2100x1700 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, kesme taş duvarlı bir yapı olup üzeri toprak damla örtülü idi Bugün caminin üzeri kiremit kaplı ahşap çatılıdır Caminin yanında sol tarafta bulunan minare kaidesi düzgün kesme taştan, gövdesi yuvarlak ve tuğladan, tek şerefelidir Gövdenin kaideye yakın yerinde üç silme kuşak bulunmaktadır


Kurşunlu Cami ve Külliyesi (Merkez)

Kubbesinin kurşunla kaplı olmasından ötürü de Kurşunlu Cami olarak tanınmıştır Cami üzerindeki kitabesinde Mimar Sinan’ın eseri olduğu yazılıdır Ancak Mimar Sinan’ın eserlerinin listesini veren Tuhfetü’l –Mimarin de külleyenin yalnızca kervansarayının ismi yazılıdır Caminin yanı sıra yapı topluluğu misafirhane,yemekhane, mutfak,kervansaray ve sıbyan mektebinden meydana gelmiştir Çeşitli dönemlerde onarım geçiren cami l966 yılında müzeye dönüştürülmüştür

Kesme taştan yapılmış olan cami tümüyle yıkılmış ve l961-l962 yılında yeniden yapılmıştır Osmanlı mimarisindeki tek kubbeli camiler plan düzenindedir Caminin önünde bulunan son cemaat yeri sivri kemerlerle birbirine bağlı altı mermer sütunun oluşturduğu beş bölümlüdür Bunların üzeri pandantifli beş küçük kubbe ile örtülüdür Kubbelerin içerisi kalem işleriyle bezenmiştir Son cemaat yerinin ortasındaki giriş kapısı hafifçe içeri çekilmiş, basık kemerlidir Kapının üzerinde caminin kitabesi yer almaktadır Girişin hemen üzerine ahşap ve sonradan yapılmış kadınlar mahfili yerleştirilmiştir

Kare planlı ibadet yeri,1490x1490 m ölçüsünde olup, tromplu merkezi ve sekizgen kasnak üzerine oturan bir kubbe ile örtülmüştür Kubbe ve tromplar kırmızı, mavi, sarı, siyah ve beyaz renklerde kalem işleriyle bezenmiştir Burada rumi ve palmet motifleri ve kıvrık dallar boş yer bırakmamacasına tüm yüzeyleri kaplamıştır Caminin içerisi alt sırada dikdörtgen çerçeveli ikişer, üst sırada da sivri kemerli alçı şebekeli birer, kubbe kasnağında da dört pencere ile aydınlatılmıştır

Mermer taklidindeki mihrap geç devir kalem işleriyle bezenmiştir Mihrabın köşelerinde birer Mevlevi sikkesine yer verilmiştir Caminin kuzeybatı köşesinde taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, beyaz mermerden tek şerefeli minaresi bulunmaktadır

Caminin doğusunda bulunan medrese, misafirhane ve yemekhane olması gereken bölümler art arda iki ayrı mekandan meydana gelmiştir Bunlardan birinin medreseden çok zaviye olması kuvvetle muhtemeldir Külliyenin güneydoğu köşesinde “L” şeklinde yerleştirilmiş olan zaviye, araziden ötürü camiye göre daha yüksek konumdadır Batı yönündeki girişi merdivenlidir Revakların üzeri meyilli ahşap bir çatı ile örtülmüştür Revakların arkasında dershane olduğu sanılan pandantifli bir kubbe ile örtülü ve revaka da geniş bir kemerle açılan bir mekan bulunmaktadır Burası doğu, güney ve batı duvarlarında birer pencere ile aydınlatılmıştır Revaktaki hücreler 215x265 m ölçüsünde olup üzerleri beşik tonozlarla örtülmüştür Hücrelerin her birisinde ocak, dolap ve güneye bakanlarında birer pencere bulunmaktadır Bu yapı günümüzde kullanılmamaktadır

Avlunun güneyindeki kapı ile batıdaki yemekhane arasındaki bölümün misafirhane olduğu sanılmaktadır Bu yapının önünde, iki yandan merdivenle çıkılan bir sundurma ve iki kenarı kapalı, üzeri çatılı bir revak bulunmaktadır Burada 520x520 m ölçüsünde dört oda bulunmaktadır Bu odaların da her birinde birer ocak ve bunun iki yanında da birer küçük dolap bulunmaktadır Günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğünün bir birimi olarak kullanılmaktadır

Mutfağın karşısında yemekhane olduğu sanılan bir mekan bulunmaktadır Avlunun batı kapısı yanındaki bir kapıdan içerisine girilen holde basık kemerli bir diğer kapı ile asıl yapıya girilmektedir Bu yapı 930xl930 m ölçüsünde dikdörtgen planlıdır Muntazam düzgün taştan olan bu yapının üzeri beşik tonozla örtülüdür Günümüzde Odun Pazarı Belediyesi Nikah Salonu olarak hizmet vermektedir

Yemekhanenin karşısında bulunan mutfak 880x880 m ölçüsünde dikdörtgen planlıdır Üzeri sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür Bu yapı da düzgün kesme taş, moloz taş ve tuğla kullanılarak yapılmıştır

Yapı topluluğunun kuzey yönünde kervansaray bulunmaktadır Kuzey cephesindeki basık kemerli bir kapıdan girilen kervansaray l820x3770 m ölçüsündedir İç mekandaki sekinin yanında on altı ocak bulunmaktadır Dışarıya mazgal pencerelerle açılan kervansaray kademeli bir arazide bulunduğundan ötürü yapı da buna uydurulmuştur Yapının ortasındaki altı adet kare ayak kemerlerle birbirine bağlanmış ve üzeri de beşik tonozlarla örtülmüştür
Günümüzde bu yapı kendi kaderine terk edilmiş, harap durumdadır

Caminin doğusunda yer alan sıbyan mektebinin önünde üç yöne doğru ikişer kemerle açılan bir revak bulunmaktadır Bunun arkasındaki basık kemerli bir kapıdan 550x550 m ölçüsünde kare bir mekana geçilmektedir Üzeri tromplu sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür Bu yapıda da moloz taş ve Bizans dönemine ait devşirme malzeme kullanılmıştır Bu yapı da kendi haline terk edilmiş olup günümüzde kullanılmamaktadır


Ulu Cami (Sivrihisar)

Eskişehir, Sivrihisar ilçesinde bulunan Ulu Cami Selçuklu Emiri Mikail bin Abdullah tarafından 1274- l275 yılında yaptırılmıştır Fatih Sultan Mehmet dönemi kadılarından, Sivrihisar Kadısı Hızır Bey de bu camiyi l440 yılında onarmıştır

Osmanlı mimarisindeki Ulu Cami plan tipinin bir uygulaması olan bu yapı, aynı zamanda günümüze ulaşan Orta Anadolu’nun en büyük ağaç direkli camilerinden birisidir Dikdörtgen planlı caminin iç mekanını, mihrap duvarına dik 67 ağaç direk altı sahna ayrılmıştır Bu direklerden dördü kendisine özgün olup üzeri kabartma motiflerle bezenmiştir Bu ağaç direkler üzerinde Bizans dönemine ait başlıklar da kullanılmıştır İbadet mekanının üzeri düz bir dam ile örtülmüştür Caminin kuzey yönündeki kapısı üzerinde l275 tarihli yapım kitabesi, doğu kapısında da l440 tarihli onarım kitabesi bulunmaktadır

Caminin mihrabı yuvarlak bir niş şeklinde olup, bezeme yönünden oldukça basittir Buna karşılık minberi Selçuklu sanatının ortaya koyduğu ağaç işçiliğinin güzel örneklerinden biridir Minber geçme tekniğinde, kabartma rumi ve palmet motifleriyle bezenmiştir Ayrıca üste bulunan köşk kısmında kareler içerisine alınmış birbirlerini kesen sekizgenlerden oluşan örgü motifleri Selçuklu sanatının tipik örnekleri olarak burada karşımıza çıkmaktadır Cami içerisinde aynı şekilde bezenmiş, ceviz ağacından oyma tekniği ile yapılmış dolap kapakları da bulunmaktadır Burada ismi yazılı olan Hasan bin Mehmet, caminin ağaç işlerini yapan usta olmalıdır

Cami yanındaki taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minare kaidesindeki kitabeden minarenin Hacı Habib bin Taymış tarafından 1412’de yapıldığı öğrenilmektedir

Caminin yanında bugün müftülük binasının olduğu yerde XIIIyüzyılda yapılmış bir medresenin olduğunu kaynaklardan öğrenilmektedir


Gecek Ulu Camisi (Sivrihisar)

Eskişehir, Sivrihisar ilçesi Geçek Köyü’ndeki Ulu Camiyi, giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre; Umur Bey’in oğlu Selçuk Bey 1175’de yaptırmıştır Cami yapılan onarım ve tamirler nedeniyle özeliğini kısmen de olsa yitirmiştir

Cami kare planlı olup üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür Caminin önünde yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış dört sütunun taşıdığı üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadırYuvarlak kemerli dikdörtgen söveli bir kapıdan girilen caminin içerisinde bezemeye rastlanmamaktadır Beş köşeli mihrap mukarnaslı sona ermektedir Orijinal minberi günümüze gelememiştir Bugünkü minber yakın tarihlerde Kılıç Mescitten getirilmiştir Caminin yanında taş kaideli yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır


Hoşkadem Camisi (Sivrihisar)

Eskişehir Sivrihisar ilçesinde bulunan Hoşkadem Camisini XIIIyüzyılın sonlarında Anadolu Selçuklularının Hazinedar Başısı Necibiddin Mustafa, eşi Hoşkadem Hatun için yaptırmıştır

Cami kare planlı olup üzeri on iki köşeli kasnağa oturan merkezi tuğla kubbe ile örtülmüştür Kubbe içeriden mukarnaslarla bezenmiştir Bu mukarnaslar aynı zamanda taşıyıcı bir görev üstlenmiştir Duvarları taş ve tuğladan yapılmıştır Burada bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla kullanılmıştır

Caminin içerisindeki yuvarlak niş şeklindeki mihrabı da mukarnaslıdır Camiye bitişik olan taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli tek şerefeli minare oldukça kalın bir görünümde olup bu minare Anadolu’da yapılmış ilk Selçuklu minare örneklerindendir


Kurşunlu Cami (Sivrihisar)

Eskişehir Sivrihisar ilçesinde bulunan Kurşunlu Camisini Hoca Osman oğlu Hoca İbrahim 1343 yılında küçük ölçüde bir mescit olarak yaptırmıştır Şeyh Baba Yusuf l492’de bu mescidi büyütmüştür

Cami kare planlı olup önünde dört yuvarlak sütunun taşıdığı üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır Bu bölümlerin üzeri küçük kubbelerle örtülüdür Caminin duvarları bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla ile örülmüştür Giriş kapısı sivri kemerlidir ve burada ahşap çift kapı bulunmaktadır Girişin üzerine caminin banisi ile yapım tarihini gösteren üç dizelik bir kitabe yerleştirilmiştir İbadet mekanın üzeri de kurşun kaplı bir kubbe ile örtülmüştür

Caminin yuvarlak niş şeklindeki, mukarnaslı mihrabı sütunlarla çevrelenmiştir Bu sütunlar zikzak şekillerde olup benzerlerinden ayrılmaktadır Caminin yanında taş kaide şeklinde yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır


Kılıç Mescit Camisi (Sivrihisar)

Eskişehir Sivrihisar ilçesinde bulunan Kılıç Mescidini Oğuzların Kılıç boyu yaptırmıştır Kitabesi günümüze gelememiş, arşiv kayıtlarında da bununla ilgili bir belgeye rastlanmamıştır

Günümüze harap bir halde geldiğinden mimari yapısı hakkında da bir bilgi edinilememiştir Yalnızca OrdProf Dr ASüheyl Ünver l972 yılında yaptığı incelemede mescidin içerisinin bezeli olduğundan söz etmiştir Minberi Sivrihisar Ulu Camisine götürülmüştür


Mülk Köyü Mescidi (Türbeli Mescit) (Sivrihisar)

Eskişehir Sivrihisar ilçesinde bulunan bu mescidi XIIyüzyılın ilk yarısında Sultan İzzeddin Keykavus’un Sancaktarı Aslanoğlu Doğan Bey yaptırmıştır

Mesçit dikdörtgen planlı olup iki ayrı bölümden meydana gelmiştir Mescidin önünde üzeri beşik tonozla örtülü bir son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yerinden kare planlı sekizgen külahlı ayrı bir bölümden ibadet mekanına geçilmektedir Buradaki altı kollu yıldızlar ve geometrik geçmelerin oluşturduğu bir firiz buradaki girişi çepeçevre kuşatmaktadır Selçuklu camilerinde bu tür bir geçişe rastlanılmamıştır Bu bakımdan mescidin bu tür girişi oldukça ilginçtir

İbadet mekanın üzeri düz örtü sistemindedir Mihrap mukarnaslı, oymalı ve kabartma motiflidir


Hamam Karahisar Camisi (Sivrihisar)

Eskişehir Sivrihisar Hamam Karahisar Köyü’nde bulunan camiyi XIIyüzyılın ortalarında Emir Seyfettin Kızıl yaptırmıştır

Cami kare planlı olup üzeri kubbe ile örtülmüştür Önünde son cemaat yeri bulunmaktadır Son cemaat yeri ile ibadet mekanını kubbeler ile tonozlar birlikte örtmektedir Bu yapı şekli Selçuklu yapıları için oldukça ilginç bir örtü sistemidir Kubbelerin dışında kalan bölümler beşik tonozlarla örtülüdür Kubbeler ile beşik tonozlar ibadet mekanını ortasında bütünleşmiş ve ortada tuğlalardan değişik bir motif meydana gelmiştir Halk arasındaki bir inanışı göre tepedeki bu motif kem gözlere karşı bir nazarlık anlamını gütmektedir

Caminin mihrabı yuvarlak bir niş şeklindedir Cami içerisinde sanat tarihi yönünden bir bezemeye rastlanmamaktadır


Seyit Battal Gazi Cami ve Külliyesi (Seyitgazi)



Yapı topluluğunun camisi kitabesinden öğrenildiğine göre; Kılıç Arslan oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında XIIIyüzyılın başında yapılmıştır Sultan II Bayezid zamanında da l511’de onarılmıştır

Caminin önündeki son cemaat yeri sivri kemerlerle birbirine bağlanmış yedi sütunun taşıdığı bir çatı ile örtülmüştür Son cemaat yerinden üç kubbeli ve üç bölümlü uzun bir giriş koridoruna onun ardından da kare planlı ve kubbeli ibadet yerine girilmektedir İbadet yerini örten kubbe on altı köşeli bir kasnak üzerine oturtulmuştur Kasnağın ilginç bir yapı şekli bulunmaktadır; kare kasnağın köşeleri kırılarak sekizgene oradan da on iki köşeli kasnağa geçilmektedir

Mihrap sivri kemerli bir niş şeklindedir Minber beyaz mermerden olup üzerinde bezeme elemanlarına rastlanmamaktadır Minare kare kaideli olup üzerine tuğladan yuvarlak gövdeli tek şerefelidir

Külliyenin ortasında dikdörtgen planlı medrese bulunmaktadır Medrese alışılagelenin dışında biraz çarpık olup üzeri kubbe, yanları da tonoz örtülüdür Bunun çevresindeki imaret ve hankah ile Bektaşi dergahı özelliklerini taşımaktadır Ayrıca türbedar odası ile Seyit Battal Gazi ile Ahmet ve Mehmet Beylerin türbeleri de burada bulunmaktadır

Külliyenin tümünde yapı malzemesi olarak taş, mermer, tuğla ve Bizans yapılarından toplanmış devşirme malzemeler kullanılmıştır


Bardakçı Köyü Camisi (Seyitgazi)

Eskişehir Seyitgazi ilçesi Bardakçı Köyü’nde bulunan caminin kitabesinde banisinin ismi bulunmamaktadır Buradaki kitabeden l336 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır

Dikdörtgen planlı caminin üst örtüsünü dokuz ağaç sütun taşımaktadır İbadet mekanını üzeri içten tavan, dıştan da toprak damla örtülmüştür Bu yapı sonraki yıllarda yıktırılmış ve yerine mimari yönden hiçbir özelliği olmayan bugünkü cami yapılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Medreseleri


Kurşunlu Medresesi (Merkez)

Bunlardan birinin medreseden çok zaviye olması kuvvetle muhtemeldir
Külliyenin güneydoğu köşesinde “L” şeklinde yerleştirilmiş olan zaviye, araziden ötürü camiye göre daha yüksek konumdadır Batı yönündeki girişi merdivenlidir Revakların üzeri meyilli ahşap bir çatı ile örtülmüştür Revakların arkasında dershane olduğu sanılan pandantifli bir kubbe ile örtülü ve revaka da geniş bir kemerle açılan bir mekan bulunmaktadır Burası doğu, güney ve batı duvarlarında birer pencere ile aydınlatılmıştır Revaktaki hücreler 215x265 m ölçüsünde olup üzerleri beşik tonozlarla örtülmüştür Hücrelerin her birisinde ocak, dolap ve güneye bakanlarında birer pencere bulunmaktadır Bu yapı günümüzde kullanılmamaktadır


Seyit Battal Gazi Medresesi (Seyitgazi)

Medrese alışılagelenin dışında biraz çarpık olup üzeri kubbe, yanları da tonoz örtülüdür Bunun çevresindeki imaret ve hankâh ile Bektaşi dergahı özelliklerini taşımaktadır Ayrıca türbedar odası ile Seyit Battal Gazi ile Ahmet ve Mehmet Beylerin türbeleri de burada bulunmaktadır

Külliyenin tümünde yapı malzemesi olarak taş, mermer, tuğla ve Bizans yapılarından toplanmış devşirme malzemeler kullanılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Kervansarayları


Kurşunlu Kervansarayı (Merkez)

Eskişehir, Yukarı Mahalle’nin Odun Pazarı kesiminde Kurşunlu yapı topluluğunun bir bölümünü kervansaray oluşturmaktadır Kurşunlu yapı topluluğunu, XVIyüzyılın ilkyarısında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mustafa Paşa yaptırmıştır

Yapı topluluğunun bir bölümünü oluşturan iki yapının kervansaray olduğu iddia edilmiştir Bazı araştırmacılar bunların kervansaray, bazıları dergah veya imaret olabileceği kanısındadırlar Kesme ve moloz taş ile tuğladan meydana gelen kervansaraylar günümüze oldukça harap bir durumda gelmişlerdir Bu yapılar dikdörtgen planlı ve beşik tonozludurlar


Seyit Battal Gazi Kervansarayı (Seyitgazi )

Eskişehir Seyitgazi ilçesinde bulunan bu kervansaray XVI yüzyılda yaptırılmıştır Kervansarayın kitabesi bulunmadığı gibi arşiv belgelerinde de onunla ilgili bir bilgiye rastlanamamıştır Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu kervansaraydan söz etmiştir

Kervansaray dikdörtgen planlı bir yapı olup moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Kalıntılarından ortada dikdörtgen revaklı bir avlu, bunun çevresinde de hücreler olduğu anlaşılmaktadır Kervansaray günümüze yıkık durumda gelebilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Türbe ve Kümbetleri


Şeyh Edebali Türbesi (Merkez)

Eskişehir’de Şeyh Edebali’nin Türbesi Yukarı Mahalle Mezarlığındadır Ancak Şeyh Edebali’nin Türbesi Bilecik’de bulunmaktadır Buradaki türbe gerçekte bir makamdır

Bu türbenin XIIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadırTürbe XIXyüzyılda onarılmıştır

Seyit Battal Gazi Türbesi (Seyitgazi)

Eskişehir, Seyitgazi ilçesinde bulunan Seyit battal Gazi Külliyesinin bir bölümünü oluşturan Seyit Battal Gazi Türbesi, Selçuklu Sultanı IAlaaddin Keykubat’ın annesi Ümmühan Hatun tarafından 1207-1208 yıllarında yaptırılmıştır

Türbe kesme taştan, iki katlıdır Kesme taştan kareye yakın planlı ve üzeri kubbe ile örtülüdür Türbe içerisinde Seyit Battal Gazi’nin mezarı bulunmaktadır Bunun yanı sıra Seyit Battal Gazi’nin Anadolu’da bir çok yerde makamı vardır



Eyvan Türbe (Seyitgazi)

Eskişehir Seyitgazi ilçesinde bulunan Eyvan Türbe XIIIyüzyılın ortalarında yapılan eyvan tipi türbelerin en eski örneklerinden birisidir Türbenin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır Bununla beraber Alaeddin Keykubat’ın annesi için yaptırıldığı söylenmektedir

Türbe kesme taştan yapılmış olup, altında mumyalık bölümü bulunmaktadır Mumyalığın yanındaki merdivenlerle üst kata çıkılmaktadır Sonraki yıllarda türbenin önüne bir dergah ile revaklı bir avlu eklenmiştir


Üryan Baba Türbesi (Seyitgazi)

Eskişehir Seyitgazi’ye 6 km uzaklıkta bulunan Üryan Baba Türbesi’nin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır Büyük olasılıkla Selçuklu dönemi Ahi dervişlerinden birisine aittir

Türbe kare planlı olup üzeri kubbe ile örtülmüştür Yapımında moloz taş ve yer yer de tuğla kullanılmıştır


Şücaeddin Veli Baba Horasani İlyas Türbesi (Seyitgazi)

Eskişehir Seyitgazi ilçesinde, Aslanbeyli Köyü’nde bulunan Şücaeddin Veli Baba Horasani İlyas Türbesi günümüze harap bir durumda gelmiştir

XVIyüzyılda moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Kare mekanlı türbenin üzeri kubbe ile örtülmüştür


Himmet Dede Türbesi (Seyitgazi)

Selçuklu kümbetleri şeklinde yapılan türbenin 1229’da yapıldığı bilinmektedir Ancak Himmet Dede’nin de kim olduğu bilinmemektedir Büyük olasılıkla Selçuklu dönemi ahilerinden birisidir

Türbe moloz taş ve tuğladan yapılmış olup yuvarlak gövdelidir Üzerini sekizgen konik bir külah örtmektedir Cephesinde herhangi bir bezemeye rastlanmamıştır







Alemşah Kümbeti (Sivrihisar)

Eskişehir Sivrihisar ilçesinde Ulu Caminin karşısında bulunan Alemşah Türbesini Melik Şah, kardeşi Sultan Şah için 1327-1328 yılında yaptırmıştır

Türbe iki katlı kare planlı bir yapı olup, kesme taştan yapılmıştır Yapımında yer yer tuğlalara da yer verilmiştir Türbenin alt katında mumyalık bölümü bulunmaktadır Mumyalığın kapı süslemelerinde Selçukluların çok sık kullandığı motiflere rastlanmaktadır Bu bölüm 13 mermer kesme bloktan yapılmış olup, her bölüm beş ayrı motifle bezenmiştir Burada balık, geçme yıldızlar, geometrik geçmeler , örgü ve çengel motifleri görülmektedir

Dıştan yuvarlak gövdeli türbenin üzeri içten kubbe, dıştan da piramidal bir külah ile örtülüdür


Hoca Yunus Kümbeti (Sivrihisar)

Eskişehir Sivrihisar ilçesinde Ankara kara yolu üzerinde bulunan kümbeti Hoca Yunus Paşa XIVyüzyılın başlarında yaptırmıştır

Türbe kare planlı moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Türbenin üstünü yüksek kasnaklı tuğladan bir kubbe örtmektedir Bezemesiz olan türbe çok harap bir durumdadır


Yunus Emre Türbesi (Mihalıççık)

Ancak Anadolu’da Karaman, Aksaray, Sıvas, Ünye, Erzurum, Bursa, Kula, Kütahya, Sandıklı ve Isparta’da Yunus Emre’ye ait makam ve türbeler bulunmaktadır Bunlardan hangisinin gerçekten Yunus Emre’ye ait olduğu çeşitli iddialara rağmen kesinlik kazanamamıştır

Mihalıççık’ı Yunanlıların işgali sırasında bu türbe yıkılmış ve 6 Mayıs l949’da açılarak ozanın bozulmamış cesedi mezarın 50 m uzağında yeni yapılan türbesine konulmuştur

Türbenin taşları Hacı Bektaş-ı Veli’nin Türbesinden ve çevresinden getirilen taşlarla yapılmıştır Türbe sekiz sütunun taşıdığı üzeri kubbe ile örtülü, açık bir mezardır Türbenin ortasında Yunus Emre’nin sandukası yerleştirilmiştir Türbenin yanında bir de çeşme bulunmakta olup üzerinde “Haktan inen şerbeti iç, içtik elhamdülillah” yazılıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Hamamları


Eskişehir’in özelliklerinin başında doğal olan sıcak su kültürü gelmektedir Nitekim gezgin ve coğrafyacı Paul Lucas “Eskişehir güzel çeşmelerle doludur Hepsinden sıcak sular akar Şehirde bu suların aktığı bir çok hamam vardır” diyerek şehrin yer altı su ve su kaynaklarının zenginliğinden söz etmiştir

Bugün Eskişehir ve çevresinin yaklaşık 3-5 m altında su kaynakları bulunmaktadır Bu nedenle de Eskişehir’de doğal sıcak su kaynağı olan hamam, kaplıca ve içmeler vardır Bunlar daha çok şehrin merkezinde “Sıcaksular” olarak isimlendirilen bölgede toplanmıştır

Selçuklu Hamamı (Mihalıççık)

Eskişehir, Mihalıççık ilçesinde, İki Çeşme Mahallesi’nde bulunan Selçuklu Hamamının kitabesi bulunmamaktadır Hamamın mimari yapısından, XIIIyüzyılın başında Alaettin Keykubad’ın annesi Ümmühan Hatun tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır

Hamam moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Selçuklu hamamları arasında değişik bir planı bulunmaktadır Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelen hamamın sıcaklığı sekizgen yıldız şeklinde bir plan göstermektedir Her yüzde yıldız şeklinde nişlere yer verilmiştir Üst örtü kubbelidir


Bardakçı Köyü Hamamı (Mıhalıççık)

Eskişehir, Mıhalıççık ilçesi Bardakçı Köyü’nde bulunan hamamın mimari yapısından Osmanlı döneminde, XIV-XVyüzyıllarda yapıldığı anlaşılmaktadır Kitabesi günümüze ulaşmadığından, kaynaklarda da ismine rastlanmadığından banisi ve yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir

Hamam dikdörtgen planlı olup soyunmalık, ılıklık ve sıcaklıktan meydana gelmiştir Halvet bölümü çifttir Hamamı oluşturan bölümlerin üzeri kubbelidir Hamam moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Günümüze yalnızca üç küçük kubbeli sıcaklık ve külhan bölümleri gelebilmiştir


Seyidler Hamamı (Sivrihisar)

Eskişehir, Sivrihisar ilçesinde bulunan bu hamamı Seyyid Nurettin’in kızı Seyyide Nuriye Hatun 1490’da yaptırmıştır

Hamam moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Plan olarak haç biçimli, dört eyvanlı köşe hücreli hamamlar gurubundandır Eyvanların üzerleri kasnaklı kubbeler ile örtülüdür Sonraki yıllarda hamamın önüne camekanlı bir bölüm ile bir de havuz eklenmiştir


Hamam Karahisar Hamamı (Sivrihisar)

Eskişehir, Sivrihisar ilçesi Hamam Karahisar Köyü’nde bulunan bu hamam Roma dönemine aittir Umur Bey tarafından ll75’de üst bölümü yenilenmiş, kadınlar ve erkekler bölümü olarak çifte hamam tarzında düzenlenmiştir Kadınlar ve erkekler bölümlerinin üzerleri kubbelerle örtülmüştür

Kesme ve moloz taş ile tuğladan yapılan hamam son yıllarda yenilenmiş ve eski özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir
Eskişehir hamamları arasıda Çifteler Hamamı, Sivrihisar’da kiliseden dönüştürüldüğü söylenen Sivrihisar Kumacık Hamamı, Seyidi Hamamı ve Küçük Hamam isimli hamamlar da bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Kaleleri


Seyitgazi Kalesi (Seyitgazi)

Eskişehir Seyitgazi ilçesindeki Seyitgazi Kalesi, volkanik bir kaya kütlesi üzerinde bulunmaktadır Kale Bizanslılar döneminde çevreyi kontrol altında tutmak için yapılmıştır Kalenin bunduğu yerin stratejik konumda oluşundan ötürü de Selçuklular, ardından da Osmanlılar buraya önem ermişlerdir Her iki dönemde de kale onarılmış ve bazı ilavelerle genişletilmiştir Osmanlı döneminde kale önemini yitirmiş ve XVyüzyıldan sonra da terkedilmiştir Bundan sonra harap olmuş ve yıkılmıştır Günümüze kalenin surlarına ait duvar kalıntıları dışında belirgin bir izi gelememiştir

Bizanslılar kalenin yapımında yakınındaki Antik Pessinus kentinin kalıntılarından yararlanmışlardır Kesme taş ve antik çağ mermer blokları ile örülen kale duvarlarında yer yer antik mimari parçalara da rastlanmaktadır Kalenin altı sur kapısı bulunuyorduGünümüze ulaşan sur duvarlarından muntazam bir işçilikle yapıldıkları anlaşılmaktadır Ayrıca kalenin içerisinde sarnıçlar, depolar ve tahıl ambarlarının kalıntıları ve duvarları gelebilmiştir


Sivrihisar Kalesi (Sivrihisar)

Eskişehir Sivrihisar ilçesinde Kral Yolu üzerinde bulunan ve bu yolu kontrol eden Sivrihisar Kalesi Bizanslılar tarafından yaptırılmıştır Kral yolu nedeniyle bu kalenin Bizans dönemi öncesinde bulunup bulunmadığı konusunda yeterli bir bilgimiz bulunmamaktadır Günümüze kalıntıları gelen kalenin yapımında Bizanslılar, Seyyitgazi Kalesinde olduğu gibi Antik Pessinus kentinin taşlarından yararlanmışlardır

Sivrihisar Kalesinin dışa açılan altı kapısı bulunuyordu Sur duvarlarında kesme taş, mermer parçaları ve moloz taşlardan yararlanılmıştır

Selçuklular ve bir süre de kuruluş yıllarında Osmanlılar tarafından kullanılan kale terkedilmiştirGünümüze sur duvar kalıntıları ile kale içerisindeki su sarnıçları, tahıl depoları ve yer altına yapılmış bazı mekanlar dışında pek fazla bir kalıntı gelememiştir


Doğanlı Kale (Seyitgazi)

Bu kalenin üst kısmındaki kaya parçası “doğan”a benzetildiğinden ötürü de Doğanlı Kale ismi ile tanınmıştır
Vadiye hakim olan bu kale yedi kattan oluşmuş, Roma ve Bizans döneminde buraya yer altı geçitleri ile mezarlar eklenmiştir Bu nedenle de bu kale aynı zamanda bir kaya mezarı olarak da kullanılmıştır Kale içerisinde katları birbirinden ayıran merdivenler ve kayaların oyulması ile meydana getirilen odalar bulunmaktadır


Frig Kaleleri (Sivrihisar)


Frig soylularının, yöneticilerinin ve askerlerin yaşadığı bu kalelerden pek az kalıntı günümüze gelebilmiştir Bunların başlıcaları Deveboynu Kalesi, Pişmiş Kale, Gökgöz Kalesi ve Akpara Kalesi’dir Bu kalelerde sarnıçlar, depolar ve ev kalıntılarına rastlanmıştır Aynı zamanda da bazıları mezar olarak kullanılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Sivil Mimari Örnekleri


Bunun yanı sıra Türkiye’nin pek çok yerinde olduğu gibi 1950’li yıllardan sonra yeni yapılanma süreci içerisinde Eskişehir’in eski Türk evleri de yerlerini anlamsız beton yığınlarına bırakmıştır Milli Eğitim Bakanlığı’nın o yıllarda eski eserleri korumakla yükümlü yasalar olmadığından evlerin kamulaştırılması ve sit alanı ilan edilmeyişinden ötürü de yıkım hız kazanmıştır Bununla beraber Eskişehir’de özellikle Odunpazarı semtinde eski Türk evlerinden örnekler eski mahalle ve sokaklarda günümüze kadar ulaşabilmiştir Bu evlerden günümüze gelen Cumhuriyet dönemi milletvekillerinden İbrahim Yeşilefendi’nin XIXyüzyılda yapılmış olan evidir Bunun yanı sıra Cumhuriyetin ilk yıllarında, IUlusal Mimarlık Döneminde yapılmış olan eski askerlik şubesi (Cumhuriyet Tarihi Müzesi), Mal Hatun İlkokulu, Eskişehir Hükümet Konağı, Eskişehir Gar Binası gibi yapılar da sivil mimari örnekleri arasındadır

Eskişehir Odunpazarı’ndaki Türk sivil mimari örneklerini yansıtan evler çoğunlukla karkas ve ahşap yapılar olup, bunlar dar ve çıkmaz sokaklar üzerinde birbirlerine bitişik olarak yapılmışlardır Dışarıya taşkın olan cumbaları, geniş kırma saçaklarıyla kendilerine özgü bir konumdadırlar Yöredeki evlerin bazıları bahçe içerisindedir Bunlardan bahçeler önde, konutlar ise daha geride bulunmaktadır

Üst katlar ev halkının yaşamını sürdürdüğü bölümlerdir Bunlarda dışa çıkıntılı olanlar da ön cephelerdeki pencerelerin yanı sıra iki tarafa da pencere yerleştirilmiş ve böylece yöreye özgün daha büyük ve daha önemli olan köşe odaları oluşturulmuştur Evlerin üst katları daha çok yatak odası olarak düzenlenmiş, bunların bazılarına gusülhaneler de eklenmiştir Oturma odalarının çevresi sedirler, dolaplar yerleştirilmiştir Bu evlerde ahşap işçilik de ağırlık kazanmıştır Özellikle evlerin geniş saçakları, kapıları, pencereleri, konsolları, tavanları ve dolapların da ağaç işçiliği özenle uygulanmıştır Ayrıca ahşap tavanlar ve dolap kapakları kalem işleri ile de bezenmiştir

Eskişehir Odunpazarı’ndaki zengin evlerinde harem ve selamlık olmak üzere iki ayrı bölümden yapılan örnekler de bulunmaktadır Bu evlerin yapımında moloz taş, ahşap, kerpiç, blok taş kullanılmış, genellikle çatılar oluklu kiremitlerle kaplanmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Çeşmeleri


Eskişehir’de sıcak su kaynaklarının çok olmasına rağmen, şehir içi çeşmelerinden örnekler hemen hemen yok denecek kadar azdır Bunların büyük çoğunluğu çeşitli yapılanmalar sırasında ortadan kalkmıştır Ayrıca Kurtuluş Savaşı sırasında da şehrin yakılması nedeniyle de çeşmelerden çoğu yok olmuştur


Gecek Köyü Çeşmesi (Sivrihisar)

Eskişehir Sivrihisar ilçesinin Geçek Köyü’nde 1175 yılında yapılmış olan Geçek Ulu Camisi’nin yanında çeşmesi de bulunmaktadır

Çeşme, büyük ölçüde kesme taştan yapılmıştır 2 m genişliğinde sivri kemerle çevrili olan çeşme nişinin içerisinde ayna taşı ve altında da yalak kısmı bulunmaktadır Çeşmenin arkasına da taştan su haznesi yerleştirilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Müzeleri


Eskişehir Arkeoloji Müzesi (Merkez)

Bu depoda çevredeki antik kentlerden ve rastlantı sonucu ortaya çıkan çeşitli mimari parçalar ve heykeller bir araya getirilmiştir Bundan sonra müze deposu Odunpazarı semtinde bulunan Kurşunlu Camisi külliyesinin bölümlerinden medrese odalarına depolanmış, büyük boy eserler de avluda teşhir edilmiştir Müzede eserlerin artması, çevrede yapılan kazılar sonunda bu mekan yeterli olmayınca Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü Akarbaşı Mahallesi, Irmak Sokak’ta yeni bir müzenin yapımına başlatmıştır Eskişehir Müze deposu müdürlük haline getirilerek yapımı tamamlanan yeni binada, teşhir ve tanzim çalışmaları da bitirildikten sonra l974 yılında ziyarete açılmıştır

Eskişehir Arkeoloji Müzesinde eserler Tabiat Tarihi, Tarih Öncesi Çağ Eserleri, Klasik Çağ Eserleri, Sikke ve Taş Eserleri Seksiyonlarından meydana gelmiştir

Müzenin Tabiat Tarihi Seksiyonunda Eskişehir ve çevresinden derlenen hayvan ve bitki fosilleri teşhir edilmektedir Bunlar arasında en eski bir file ait diş ve kemikleri bu bölümün en önemli eserleri arasındadır

Tarih Öncesi Çağ Eserleri Seksiyonunda Eskişehir çevresinde bulunmuş Tarih Öncesi Çağlara ait eserler bulunmaktadır Kalkolatik Çağdan (MÖ 5000) Hitit Çağına (MÖ 2000) tarihlenen pişmiş toprak kaplar, madeni eşyalar, taş idoller, bu bölümde sergilenmiştir Ayrıca Bronz Çağına ait mezar buluntuları, madeni kap kacaklar, iğne, balta, bıçak, hançer ve süs eşyalarından oluşan eserler de onları tamamlamaktadır Demirci Höyük ve Küçükhöyük mezarlığından, Kocakızlar Tümülüsünden, Ballıhisar Köyü Pessinus ve Badabat, Han yer altı yerleşimi kazılarından Tarih Öncesi Çağlarına ait çeşitli eserler de yine bu bölümde yer almıştır Karahöyük (Midaeum) Köyü’ndeki kurtarma kazısında bulunan onur yazıtı bölümün önemli eserleri arasındadır

Klasik Çağ Eserleri Seksiyonunda Hitit (MÖ 2000-l200) ve Frig Çağı’na (MÖ l200-200) ait olan pişmiş toprak testiler, tabaklar, figürinler, madeni baltalar, iğneler, taş kolyeler sergilenmiştir Helenistik Çağ’ın (MÖ 300-MS 20) keramikleri, koku şişeleri, kandiller, ve cam eserlere bu bölümde yer verilmiştir Ayrıca Roma Çağı’na ait pişmiş toprak eserler, keramikler, figürinler, madeni eserler, Bizans dönemi kilise eşyalarından oluşan haçlar, gümüş aplikler, altın aziz kolyeleri, kandiller bu bölümde yer almıştır

Müzenin sikke bölümünde ise Helenistik, Roma, Bizans ve İslâmi dönemlere ait çeşitli altın ve gümüş sikkelerden oluşan bir koleksiyon bulunmaktadır

Müzenin Taş Eserler Seksiyonunda Kybele ve Men başta olmak üzere diğer mitolojik tanrılara ait heykeller, Asklepios Heykeli, Roma ve Bizans Çağı heykelleri, heykelcikleri, adak taşları ,çeşitli büstler ve Dorylaeum (Şarhöyük)’da bulunmuş taban mozaikleri, Geç Roma Çağı taban mozaikleri teşhir edilmektedir

Müzenin Etnoğrafya Bölümünde de yöresel giysiler ile etnoğrafik malzemelere yer verilmiştir


Akarbaşı Mahallesi,Hasan Polatkan Bulvarı No86
Tel : (0222) 230 13 71
Faks: (0222) 230 17 49


İnönü Savaşları Müzesi (İnönü)

Eskişehir İnönü’de Kurtuluş Savaşı sırasında yapılan İnönü Savaşı’nda Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönü’nün Karargah Binası olarak kullandığı ev l987 yılında Kültür Bakanlığı’na devredilmiş ve İnönü Savaşları Müzesi olarak l Nisan 200l’de ziyarete açılmıştır

Müzede İnönü Savaşlarını içeren fotoğraflar, İnönü’nün ve diğer kumandanların vermiş oldukları cephe emirleri, Akşehir ll85 Sefer Malzeme Ana Depo Komutanlığınca verilen silahlar, İnönü Kaymakamlığı’nın savaş alanından topladığı silahlar ve askeri malzemeler sergilenmektedir Ayrıca İsmet İnönü’nün resmi üniformalarının kopyaları, Eskişehir Arkeoloji Müzesi Etnografya bölümünden getirilen yöresel etnoğrafik eserler de burada sergilenmektedir


İsmet Paşa Mahallesi Karargah Caddesi No:17 İnönü
Tel: (0222) 591 31 90


Seyit Gazi Müzesi (Seyitgazi)



Müzede sergilenen eserler arasında Roma Döneminde yapılmış, Herakles Heykeli, pişmiş toprak eserler, çeşitli yöredeki antik kentlere ait mimari parçalar, mermer heykelcikler, çeşitli sikke ve mühürler, ateşli ve kesici silahlar, sancak, kubbe alemleri, şamdanlar, gümüş takılar ile yöresel giysiler sergilenmektedir

Yapı topluluğunun avlusunda Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari parçalar, sütunlar, sütun başlıkları, adak taşları ile Selçuklu dönemine ait mezar taşları bulunmaktadır


Seyitgazi
Tel: (0222) 671 30 82


Yunus Emre Müzesi (Mihalıçcık)



XIIIyüzyılda Eskişehir’de bulunan Yunus Emre’nin mezarı Yunan işgali sırasında yıkılmış, l949 yılında yapılan bir çeşmenin arkasına taşınarak yeni bir mezar yapılmıştır Bu mezar XIII Yüzyıl Selçuklu mimarisi üslubunda yapılmış, rumi, palmet dekorlu mezar lahti birbirlerine kemerlerle bağlanmış, sekiz sütunlu etrafı açık anıt mezarın ortasına yerleştirilmiştir

Bu anıt mezarın bulunduğu yere l982’de bir kültür evi, cami ve şadırvan eklemiştir Aynı zamanda buraya Yunus Emre’nin bir de heykeli konulmuştur Kültür Evinde kurulan müzede ise Yunus Emre’yi tanıtan kitaplar, Yunus Emre’nin dörtlüklerini içeren levhalar sergilenmiştir Burada Yunus Emre’nin ilk mezarından arta kalan mimari parçalar ile bazı etnoğrafik eserler de bulunmaktadır



Cumhuriyet Tarihi Müzesi (Merkez)

Müzenin kuruluşundaki amaç Türkiye Cumhuriyetinin Kurtuluş Savaşı sonrasında kültürel, siyası, ekonomik, sosyal yapılanmasını belgelerle topluma yansıtılması, anlatılmasıdır

Müzede Atatürk’ün giysileri, masa saati, tabak, çatal, bıçak, kaşık, kahve fincanları, ağızlığı, tespihi, bastonu, kılıcı, kırbacı, tabancası sergilenmektedir Bunların yanı sıra Çanakkale ve Sakarya Savaşlarına, Kongrelere, İnönü Savaşlarına, Büyük Taarruza, Cumhuriyetin ilk yıllarına ait 131 fotoğraf, Atatürk’ün yaşamının çeşitli dönemlerine ait portreler de onları tamamlamaktadır Ayrıca Kurtuluş Savaşının özeti, devrimleri yansıtan bir resim ve Kurtuluş Savaşı ile Cumhuriyet Döneminde büyük hizmetleri olan Yavuz Kruvazörü, Muavenet-i Milliye, Nusret Mayın Gemisi, Alemdar Kurtarma Gemisi, Sütlüce Bandırma Vapuru ve Savarona gemilerinin maketleri de sergilenmektedir

Müzede Atatürk ile ilgili video kasetlerini ve Atatürk ile Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili konuları içeren bir de kitaplık bulunmaktadır


Paşa Mahallesi Lise CadNo11 Odunpazarı
Tel: (0222) 335 05 80
Faks: (0222) 335 05 80/4345


Yunus Emre Etnoğrafya Müzesi (Merkez)

Eskişehir Valililiği tarafından kurulan ve yönetilen Yunus Emre Müzesi Odunpazarı’nda, Neo-Klasik Döneme tarihlenen bir binada kurulmuştur

Müzede XIX yüzyıl yaşantısı gözler önüne serilmiş ve o döneme ait eşyalar bir araya getirilmeye çalışılmıştır Müzede hamam köşesi, çeyiz odası, mutfak eşyalar, kahve ile ilgili malzemeler, kahve tavası, soğutucu, değirmen cezveler , tepsiler, fincanlar, halı,kilim, cicim, zili sumak gibi düz yaygılar teşhir edilmektedir


Odunpazarı Orta Mahalle, İsa Çelebi Sokak, No 7
Tel ve faks; (0222) 233 76 16


Lüle Taşa Müzesi (Merkez)



Müzede lüle taşından yapılmış çeşitli objeler teşhir edilmektedir Bu arada lüle taşını işleyen ve yapımında kullanılan aletler de sergilenmektedir Yurtiçi ve yurtdışında açılan çeşitli sergilerde yer alan lüle taşı heykel yarışmasında yer alan eserler de müzede bulunmaktadır Ayrıca gümüş-savat işçiliği örnekleri de müzede sergilenmiştir


Yunus Emre Kültür Merkezi, 2 Eylül Caddesi
Tel-Faks : (0222) 233 77 57-233 05 82


TCDevlet Demiryolları Müzesi (Merkez)

Eskişehir’de Devlet Demiryolları Müzesi, İstasyon Caddesi’ndeki garda 1998 yılında ziyarete açılmıştır

Bu müzede demir yolculuğunun Osmanlı döneminden günümüze kadar gelişimi, demiryolu örnekleri, belgeler ve fotoğraflarla sergilenmiştir Müzedeki eserlerin başında XIXyüzyılda buharlı lokomotiflerin kullandıkları aydınlatma feneri, demiryolu bakımında kullanılan personelin taşınması için insan gücü ile hareket eden pompalı drezin, buharlı lokomotiflere su sağlayan tender, tenderin suyunu karşılayan su cenderesi, trenlerin hareketini yolculara duyuran kampana, XIXyüzyılda ray düzeltmek için kullanılan pehlivani, karton biletler, trenlerde yolcuların yer numarasını ve tarihini yazan bilet kompostörü, XIXyüzyıla makiniste hareket emrini ileten tren şefi borusu gelmektedir Ayrıca İstanbul-Edirne arasında 1856 yılında askeri amaçlı olarak kullanılan telgraf makinesi, iki istasyon arasındaki haberleşmeyi sağlayan XIXyüzyıl yapımı manyetolu telefon, manevralarda kullanılan işaret fenerleri, gemici feneri, karpit el lambası ve Osmanlı İmparatorluğu ile Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yapılan gar binalarının, istasyonların fotoğrafları da onları tamamlamaktadır


Havacılık Müzesi (Merkez)



Müzede, havacılık tarihini içeren çeşitli tip ve modellerde sivil ve savaş uçakları açık mekanda sergilenmektedir Müzenin kapalı mekanda ise pilot giysileri, rozetler, maket uçaklar ve uçak motorları yer almaktadır Kafeterya olarak düzenlenmiş bir uçakta ise müzeyi ziyaret edenlere çay, kahve ve hafif yiyecek hizmeti verilmektedir


Çağdaş Sanatlar Müzesi (Merkez)

Ulusal Mimarlık Dönemi yapılarından, döneminde Askeri Kışla ve Talimgah olarak kullanılan binada 2001 yılında Anadolu Üniversitesi tarafından restore edilerek ziyarete açılmıştır

Müzede Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde, zaman içerisinde toplanan 75 Türk ve 12 yabancı sanatçının eserleri sergilenmektedir Bu müze konusunda Türkiye'deki ilk ve tek müzedir


Pessinus Açık Hava Müzesi (Sivrihisar)



Eskişehir Valiliği’nin desteği, Fransız Arkeoloji Enstitüsü’nün ve Eskişehir Arkeoloji Müzesi’nin katkıları ile 1988 yılında bir Açık Hava Müzesi düzenlenmiştir Burada kazılar sonucu ortaya çıkarılan Pessinus antik kentinin mimari yapıları ile tek katlı küçük bir yapıda da küçük objeler sergilenmiştir

Osmanlı Evi Müzesi (Merkez)

yüzyıla ait, Cumhuriyet döneminde ilk kurulan meclisin milletvekillerinden Halil İbrahim Efendi’nin (Sipahioğlu) “Yeşilefendi Evi” ismi ile tanınan evi Osmanlı Evi Müzesi olarak düzenlenmiştir Bu ev aynı zamanda Atatürk’ün de konuk edilmesinden ötürü ayrı bir önem taşımaktadır

Yeşilefendi Evi’nin selamlık bölümü restore edilmiş ve 1984 yılında Kültür Bakanlığı tarafından müze olarak ziyarete açılmıştır

Bodrum ve zeminin üzerindeki üst kattan ibaret olan bu ev ağaç işçiliği ile dikkati çekmektedir Ayrıca cumbalı ve ocaklı olan başodasının süslemeleri de oldukça zengin bir görünümdedir Müze olarak düzenlendikten sonra evde yöresel etnoğrafik eserler sergilenmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Doğal Güzellikleri ve Mesire Yerleri


Eskişehir Mağaraları

Eskişehir’de Aslanlı Mabet, Doğanlı Kale ve Çifteler yakınında Yazılı Kaya’nın bulunduğu yerde Gerdek Kale Mağarası bulunmaktadır

Kalabak Şelalesi (Merkez)

Eskişehir il merkezine 42 km uzaklıkta, Kalabak Köyü yakınında Ormaniçi Dinlenme Yerinde bulunan Kalabak Şelalesinin çevresi karaçam, ardıç, çınar, akça ağaç, fındık, söğüt ağaçlarını kapsayan on hektar büyüklüğünde bir alandır Bu alan 1988 yılından itibaren mesire yeri olarak kullanılmaktadır

Musaözü Barajı (Merkez)

Eskişehir-Kütahya yolu üzerinde il merkezine 21 km uzaklıkta bulunan Musaözü Barajı DSİ sulama göletinin bulunduğu yer piknik alanı olarak kullanılmaktadır 1967 yılında kurulan 50 hektar genişliğindeki bu alan Karaçam, meşe, söğüt ve ardıç ağaçlarını kapsamaktadır Ayrıca gölette sazan, yayın balıkları ve kerevit avlanmakta, olta balıkçılığı yapılmaktadır

Şoförler Çeşmesi (Merkez)

Eskişehir il merkezine 17 km uzaklıkta, Bozdağlar yolunda bulunan Şoförler Çeşmesi, orman içi dinlenme yeri özelliğini taşımaktadır Aynı zamanda burası içme suyu ve doğal güzelliğiyle Eskişehirlilerin dinlenme ve mesire yerlerindendir

Karataş Orman içi Dinlenme Yeri (Merkez)

Eskişehir il merkezine 20 km uzaklıkta bulunan Karataş Ormaniçi Dinlenme Yeri Sarıcakaya yolu üzerindedir Meşe ağaçlarının oluşturduğu bu alan 1998 yılından bu yana mesire yeri olarak kullanılmaktadır

Orman Fidanlığı (Merkez)

Eskişehir il merkezine 7 km uzaklıktaki Orman Fidanlığı Karacaşehir Köyü’nün hemen yakınındadır Porsuk Çayı kenarında kavak ağaçları ile kaplı olan bu alan 1962 yılında tesis edilmiş olup, 12 hektar alanı kapsamaktadır Bu alanın güneyindeki yamacın üst kısımlarında Karacaşehir Kalesinin kalıntıları bulunmaktadır

Bademlik (Merkez)

Eskişehir Odunpazarı semtinin üst kısmında bulunan Bademlik Piknik Alanı, badem ağaçlarından kaplı olduğundan bu isimle anılmaktadır Eskişehir Ovasına hakim bir noktada bulunan bu alan, il merkezine yakınlığından ötürü de yoğun bir rağbet görmektedir

Hasırca (Merkez)

Eskişehir il merkezine 30 km uzaklıkta, Hasırca Çiftliği olarak bilinen bu alan Porsuk Çayı yakınındadır Çam ormanları ile kaplı olan bu alanda biri açık diğeri kapalı iki kaplıca bulunmakta olup, cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir Ayrıca burada Kızılay’ın Gençlik Kampı da bulunmaktadır

Çataçık Orman İçi Dinlenme Yeri (Mıhalıççık)

Eskişehir Mıhalıççık ilçesinde 1350 m yüksekliğindeki sarıçam ormanlarının bulunduğu yer, Geyik Üretme İstasyonlarından ötürü önem kazanmış ve mesire yeri olarak da kullanılmaktadır İl merkezine 85, Mıhalıççık ve Alpuluyla da 40 km uzaklıkta, Sündiken Dağları arasında bir yaylada yer alan Çatacık Ormaniçi Dinlenme Yeri aynı zamanda bol suları ve kullanım tesisleri ile de ilin önemli bir mesire yeridir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Kaplıca ve İçmeleri


Eskişehir ilinde bulunan Porsuk Çayı ve kolları sıcak ve soğuk yer altı suları ile birlikte yörede önemli bir termal ve içme potansiyelini meydana getirmiştir Özellikle sıcak su kaynakları il merkezini de kapsayarak Eskişehir’in tümüne yayılmıştır Bunlardan Günyüzü Çardak Kaplıcasının termal suları Türkiye’nin önde gelen öncelikli maden suları arasındadır Bunun yanı sıra Hasırca Termal kaynağı ve Sarılı Ilıca Termali Türkiye’de üçüncü derecede önem kazanmış yer altı kaynakları arasındadır

Eskişehir il merkezindeki Sıcaksular Bölgesinde, yüksek debili sıcak su kaynakları aynı zamanda fizyoterapi alanında da kullanılmaktadır Ne var ki Eskişehir’deki sıcak su kaynakları üzerinde yeterli sondaj ve araştırmaların yapıldığı da söylenemez Bu konudaki araştırmalar yoğunlaştırıldığında Kızılinler Köyü ve çevresinde olduğu gibi yeni kaynakların bulunması, bulunanların da daha yeterli konuma getirilmesi söz konusu olacaktır Özellikle Alpu, Mıhalıççık, İnönü, Çifteler ve Seyitgazi yörelerinde de faydalanılacak su kaynakları bulunmaktadır Kuşkusuz bu konudaki araştırmalar yoğunlaştırılırsa Eskişehir’in turizm ve fizyoterapi alanında da önemli bir merkez olacağı açıktır

Eskişehir’de günümüzde tanınan ılıca ve kaplıcaların başında il merkezinin kuzeyinde, yaklaşık 35 km uzaklıkta Bozdağlar içerisinde bulunan Sakarı Ilıcaları gelmektedir Bunun yanı sıra Porsuk Barajı’nın bulunduğu yerde, çam ormanları içerisinde Hasırca Ilıcası, Sivrihisar-Polatlı yolu üzerindeki Hamamkarahisar Kaplıcaları, Kızılinler Kaplıcaları, İnönü Kaplıca ve Ilıcaları, Mıhalıççık Yarıkçı Kaplıcası, Alpulu Uyuzhamam Kaplıcası, Sivrihisar Gümüşkonak Ilıcası, Seyitgazi Alpanoz Ilıcası, Çifteler İhsaniye Ilıcası bulunmaktadır

Bu ılıca ve kaplıcalar; sinir sistemi rahatsızlıklarına, romatizmaya, siyatik, nevralji, kadın hastalıkları, böbrek ve idrar yolu rahatsızlıklarına, metabolizma bozukluklarına, kalp, damar ve dolaşım bozukluklarına, deri, ağrılı hastalık ve ameliyat sonrası rahatsızlıklarına iyi gelmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eskişehir Hakkında Bilgi

Eski 08-13-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eskişehir Hakkında Bilgi



Eskişehir Saat Kulesi


Sivrihisar Saat Kulesi (Sivrihisar)

Eskişehir Sivrihisar ilçesinde şehre hakim kayalık bir tepe üzerinde bulunan Sivrihisar Saat Kulesini Kaymakam Mahmut Bey ile Belediye Reisi Yüzügüllü Hacı Mehmet Efendi tarafından l900 yılında yaptırılmıştır Doç Dr Hakkı Acun’dan öğrenildiğine göre; l902-l903 tarihli Ankara Salnamesinde Saat Kulesinin l316’da (l898) yapıldığı, saatinin de Avrupa’dan getirilmiştir

Saat Kulesi kare prizma gövdeli olup, l2 m yüksekliğindedir Kuleye arka taraftaki sekiz basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadırÜzerinde demir parmaklıklı bir de şerefesi bulunmaktadır Bunun üzeri kubbe ile örtülüdür Saat kadranı şehre hakim yere konulmuştur

Saat Kulesinin üzerine büyük boyda Atatürk resimleri ile bayrak levhası yerleştirilmiştir Bu nedenle de şehir tarafından kulenin görünümü gizlenmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.