Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eden, katarları, türkleri, yok, ölüm

Türkleri Yok Eden Ölüm Katarları

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkleri Yok Eden Ölüm Katarları




Türkleri yok eden ölüm katarları




Türkler'in uğradığı sürgün ve tehcirleri biliyor musunuz? Sibirya'ya sürülen kaç Türk'ün öldüğünü Ya ölüm katarlarını


''Göç göç oldu göçler yola dizildi, uyku geldi ela gözler süzüldü'' Rus işgalinden ve Ermeni mezaliminden canlarını, yavrularını kurtarmak için kaçan Erzurum halkının göç türküsü böyle başlar

Osmanlı Devleti'nin zayıflaması ile işgale uğrayan Kafkas ve Balkan coğrafyasında yaşayan Türk ve Müslüman halklar için de umutsuzluklar, göçler, ölümler, işgaller, ana vatanlardan kopuşlar, tehcirler de başlamış oldu Göç hikayeleri, göç türküleri ayrı dillerde söylense de duygular, hüzünler hep aynı noktaya işaret ediyordu Sürgün edilen, ana vatanlarından koparılan, hastalıklara yenik düşen, yollarda ölen, açlık ve sefaletle karşı karşıya kalan bu halkların acısı, ne yazık ki dünyanın gelişmiş ülkelerince bir türlü görülmedi

Tehcir edilen halkların sığınağı haline gelen Türkiye'yi, yıllardır Ermeni iddialarıyla karşı karşıya bırakan birçok gelişmiş ülke, ne yazık ki Kafkaslar ve Balkanlardan sürülen milyonlarca halkın yaşadığı acıları bir türlü görmek istemedi

AA muhabirinin Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Kafkas Vakfı ve Balkan Medeniyet Derneği yetkililerinden derlediği bilgilere göre, Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflamasıyla 19 yüzyıldan itibaren Kafkaslardan ve Balkanlardan Anadolu'ya göçler başladı

KAFKAS HALKININ BÜYÜK DRAMI

Rus Çarlığına bağlı askeri birliklerin 1859 yılında Kafkasya'ya girmesiyle bu coğrafyada göçler de beraberinde başladı Rus birliklerine karşı verilen savaşı kaybeden Kafkas halklarını büyük bir dram bekliyordu Çar'ın Kafkasya temsilcisi Grandük Mişel'in 1864 Ağustosunda Batı Kafkasyalılara, ''Bir ay zarfında Kafkasya terk edilmediği takdirde, bütün nüfus savaş esiri olarak Rusya'nın muhtelif mıntıkalarına sürülecektir'' şeklindeki fermanı, bölgedeki sürgünleri ve göçü tetikledi

YÜZDE 30'U YOLCULUĞUNU
TAMAMLAYAMADAN ÖLDÜ

Rus Çarlığının emriyle 1864 yılında 1 milyon 500 bin Kafkasyalı yurdundan oldu Tehcire zorlanan Kafkas halklarının birçoğu sürgün yolculuğunda açlık ve kötü koşullara yenik düşerek can verdi, binlercesi Karadeniz'in azgın dalgalarına dayanamayan gemilerin batmasıyla engin sularda boğuldu, yüzlercesi kalıcı hastalığa yakalandı

Karadeniz'deki Taman, Tuapse, Anapa, Soçi, Sohum, Poti ve Batum gibi limanlardan Rus, Osmanlı ve İngiliz gemilerine bindirilen muhacirler, Trabzon, Ordu, Samsun, Sinop, Varna, Köstence ve İstanbul'a getirildi Arşiv kayıtlarına göre, Kafkaslar'dan sürgün edilen insanların yüzde 30'una yakını, yolculuk tamamlanamadan öldü

ALMANLARLA İŞBİRLİĞİ YAPTINIZ DEDİLER
YİNE SÜRDÜLER

Kafkasya'da sürgünler 1864 yılıyla sınırlı kalmıyordu 1864 sürgünüyle dünyaya savrulan Kafkasyalılar, tekrar ana vatanlarında toparlanma fırsatı bulamadan bu sefer 1943 ve 1944 yıllarında SSCB lideri Josef Stalin'in emriyle geniş çaplı bir sürgüne maruz bırakıldı Bu sürgünde ise Kafkas halkları, asılsız bir şekilde II Dünya Savaşı'nda Almanlarla iş birliği yapmakla suçlanıyordu

KARAÇAY BALKARLARIN
SÜRGÜNÜNÜ BİLİYOR MUSUNUZ?

SSCB'ye bağlı Karaçay Özerk Bölgesi, 2 Kasım 1943'te Sovyet askerlerince kısa süre içinde boşaltıldı Emirlere uymayan Türk kökenli bu halk, anında infaz edildi Karaçay halkından 32 bin 929'u çocuk olmak üzere 63 bin kişi tıpkı diğer Kafkas halklarına yapıldığı gibi hayvan vagonlarına doldurularak Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan'ın iç bölgelerine gönderildi 8 Mart 1944'de ise Balkarlar, Karaçay halkının maruz kaldığı acı sürgünü yaşadı

ÇEÇEN VE İNGUŞLARIN
SİBİRYA SÜRGÜNÜ
Yanlarına sadece 20 kiloluk bagaj
almalarına izin verildi Dondurucu
soğuğa ölüme gönderildiler

Kızılordu'nun 23 Şubat 1944'te Kızılordu'nun 26 kuruluş yıldönümünü şenliklerine davet edilen Çeçen ve aynı etnik kökene sahip olan İnguşlar, apar topar ve binlerce insanın ölümü pahasına Sibirya'ya sürüldü

TÜM MALLARINA EL KONULDU
20 KİLOLUK BAGAJA İZİN VERİLDİ

Sürgüne gönderilen her aileye, yanlarına almak için ancak 20 kilogram bagaj izni verildi, insanların tüm mal varlıklarına ve hayvanlarına el konuldu

Felaketin en büyüğü ise sürgün yolculuğunda gerçekleşti Sürgün edilen insanların yüzde 20'si kötü hava koşulları ve açlıktan öldü Ölüm Çeçen ve İnguşlar'ın yakasını yerleştirildikleri yeni yerlerde de bırakmadı Gerek iklim gerek ağır çalışma koşulları ve bunlara bağlı salgın hastalıklar nedeniyle pek çok muhacir yaşamını yitirdi Çeçen ve İnguş halkının sürgündeki nüfus kaybının yüzde 38 oranında olduğu kaydediliyor

TOPRAKLARINA ANCAK
1957 YILINDA DÖNEBİLDİLER

Sovyetler Birliği Yüksek Şurası, 9 Ocak 1957 yılında aldığı karar ile 1944 yılında topyekun sürgün edilen Çeçen ve İnguşların ana vatanlarına dönmelerine izin verdi 7 Mart 1944 tarihinde lağvedilen ve toprakları çeşitli ülkelere paylaştırılan Çeçen-İnguş Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ise 1957 yılında yeniden kuruldu 1939 yılının resmi kayıtlarına göre 488 bin olan Çeçen-İnguşların nüfusu sürgünden sonra 200 bine kadar düştü 1959 yılında ise Çeçen-İnguş Cumhuriyeti'ndeki tüm İnguş ve Çeçenlerin sayısı 311 binden ibaretti

Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden Çeçenistan'da Rus birlikleriyle yerel direnişçiler arasında savaş başladı 1994-96 yılları arasında bir milyon civarında nüfusu olan Çeçenistan, bu savaşta yaklaşık 120 bin kurban verdi 1999-2001 yılları arasında yaşanan ikinci savaşta ise 100 bin Çeçen öldü, 30 bin Çeçen ise sakat kaldı

KIRIM TATARLARININ SÜRGÜNÜ
3 GÜNDE 220 BİN TATAR
ZORLA YURTLARINDAN KOPARILDI

Stalin döneminde sürgün sadece Kuzey Kafkasya ile sınırlı kalmadı Sürgün kararından en çok etkilenen bir diğer halk ise Kırım Tatarlarıydı 18 Mayıs 1944 gecesi başlayan sürgün furyası, 3 gün içinde 220 bin Kırım Tatarı'nın zorla yurtlarından koparılmasıyla sonuçlandı

Orta Asya'nın ücra köşelerine götürülmek üzere ölüm katarlarına bindirilen Kırım Tatarlarının yüzde 42'si zor koşullara dayanamayarak ya da yapılan baskılar sonucu yaşamını yitirdi Vatanlarına dönmek için çok yoğun bir mücadele veren Kırım Tatarları, hedeflerine ulaşmak için 1980'li yılları beklemek zorunda kaldı

Yıllar sonra terk ettiği topraklarına gelen insanları başka bir hazin tablo bekliyordu Kırım Tatarları yurtlarına döndükleri zaman evlerinin, iş yerlerinin ve topraklarının Ruslar ile Ukraynalılara dağıtıldığını gördü

AHISKALILARIN SÜRGÜNÜ

Gürcistan'ın Ahıska bölgesinde yaşayan ve ''Osmanlı Türkleri'' olarak da bilinen Ahıskalılar, 14 Kasım 1944 yılında tarihin en acı olaylarından birini yaşadı

Aradan geçen 65 yıla rağmen Ahıskalılar, halen yurtlarına dönemedi Anavatanlarından koparılan ve gittikleri yerde hayatta kalan Ahıskalıların torunları bugün Rusya Federasyonu, Özbekistan, Kazakistan, Türkiye, Ukrayna, Almanya, Fransa, İtalya ve ABD'de yaşamlarını sürdürüyor

BİR GECE YARISI
ÖLÜM KATARINA KATILDILAR

Stalin'in emriyle bir gece ansızın gelen haber üzerine doğup büyüdükleri vatanlarını zorla terk ettirilen Ahıska Türkleri, ''ölüm katarı'' olarak adlandırılan hayvan vagonlarına istiflenerek bir bilinmez yolculuğa çıktı Sibirya'ya ve Sovyetlerin iç bölgelerine gönderilen yaklaşık 250 bin Ahıska Türkünün birçoğu yolda hastalıktan, açlıktan yaşamını yitirdi Ayrı ayrı bölgelere dağıtılan Ahıska Türkleri yıllarca birbirinden haber alamadan yaşadı

Özbekistan'da sürgün hayatı yaşayan Ahıskalılar, 1989 yılında ikinci büyük sürgün daha yaşadı Fergana'da çıkan olaylarda yaklaşık 100 bin Ahıska Türkü ikinci vatan edindikleri Özbekistan'dan komşu ülkelere ve Rusya'nın Krasnodar bölgesi ile Ukrayna'ya göç etmek zorunda kaldı Türkiye'de bir süre önce çıkarılan yasa ile Ahıskalıların Türk vatandaşlığına geçişi kolaylaştırıldı

1944'de sürgün edilen Kafkas halklarından hiçbir şekilde yurtlarına dönüş yapamayanlar ise Ahıskalılar oldu Gürcistan, Avrupa Konseyi'ne kabul edilirken Ahıskalıların yeniden kendi vatanlarına yerleştirilmesi konusunda taahhüt altına girdi, ancak bugüne kadar verilen sözler yerine getirilmedi

KARABAĞ'IN ''KAÇGINLARI''

Ermenistan'ın Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesini 1992-94 yıllarında yaşanan savaşta işgaliyle başlayan süreçte en çok zarar gören, sivil halk oldu İşgale uğrayan topraklarından kaçan yaklaşık 1 milyon Azeri Türkü, halen zor koşullar altında Azerbaycan'ın çeşitli vilayetlerinde yaşamlarını sürdürüyor

RUMELİ TÜRKLERİNİN YAŞADIĞI
ZULÜM ZORLA TOPRAKLARINDAN
KOPUŞ HİKAYESİ

RUMELİ TÜRKLERİNİN YAŞADIĞI
ZULÜM

Üsküp, Kalkandelen, Manastır, Ohri, Selanik, Saraybosna, Prizren, Şumnu, Varna, Deliorman, Belgrad, Sancak Rumeli Türklerinin ''çil çil kubbeleriyle'' geride bırakıp gelmek zorunda kaldıkları şehirlerden sadece birkaçıydı Rumeli Türkleri, ayrı bir anı, ayrı bir acı, ayrı bir özlemle terk edilmeye zorlanmıştı ecdat yadigarı toprakları

Yaklaşık 500 yıl idaresi altında yaşadıkları Osmanlı'nın zayıflamasıyla birlikte bu bölgede yaşayan Türkler ve Müslüman halkları da zor günler bekliyordu 1912 yılında yapılan 1 Balkan Savaşı'nın kaybedilmesiyle de elden çıkan topraklardan milyonlarca Türk, Boşnak ve Arnavut, Anadolu'ya göç etmek zorunda bırakıldı Göç etme imkanı bulamayanlar ise kaldıkları coğrafyada çeşitli asimilasyonlara maruz kaldı

MİMARİ ESERLER BİLE YOK EDİLDİ

Göçlerin en acı yanı ise 500 yılı aşkın Osmanlı idaresinde kalan coğrafyadaki Türk şehir mimarisinin en güzel örnekleri olan eserlerin yok edilmesi oldu Osmanlı'nın 15 bin 787 mimari yapı inşa ettiği Balkanlar'da göçlerle birlikte bu tarihi eserler de sahipsiz kaldı Osmanlı'nın izlerini yok etme pahasına birçok tarihi cami, han, hamam yıkıldı, geri kalan bir çok tarihi eser ise aslından uzak görünümle restore edilip amacı dışında kullanıldı

BALKANLARDAN İLK GÖÇLER
SIRBİSTAN'DAN BAŞLADI

Balkanlardan Anadolu;ya göçün ilk dönemi, 1804 yılında Sırp isyanı ile başladı 1804'te isyan eden Sırpların şiddet hareketleri sırasında, Semendire'ye bağlı yerlerde Türklere karşı girişilen katliamdan kaçanlar, Rumeli ve Bosna-Hersek'e göç etti

1826'da yapılan Akkerman Antlaşması ile 150 bin Türk, Sırbistan'dan göç etmek zorunda kaldı 1867 yılında Sırpların zulmünden kaçan 150 bin civarında Boşnak da Türklerle birlikte Anadolu;ya göç etti Yine 1908-23 yılları arasında 300 bin, 1923–33 yılları arasında da 350 bin Türk Sırbistan'dan göç etti Göç edenlerin bir kısmı ise yollarda hastalık ve açlıktan öldü

YUNANİSTAN'DAN YAŞANAN GÖÇLER
RUM ÇETELERİNİN VAHŞETİ

Yunanistan'dan Türkiye'ye ilk göçler 1820 yılında Mora isyanından sonra başladı

Avrupa'dan gelen gönüllü askerlerle Rum çeteciler, Teselya ve Ege adaları ile Mora'da oturan Türk ve Müslüman halka zulmetmeye başladı ve 32 bin Müslüman Türkü öldürdü Rusya ile İngiltere arasında yapılan anlaşma ile 1826 yılında bağımsız Yunan devleti kuruldu ve Müslüman halkı Yunanistan'dan çıkarma kararı alındı Bu kararla birlikte Türkler yüzyıllarca yaşadıkları coğrafyadan sürgün edilmeye başlandı

Mora'nın ardından Girit'te de 1864 yılında Rumların sivil Türk halkına karşı katliamlara girişmesi üzerine, bu bölgeden Anadolu'ya ve İstanbul'a 60 bin kişi göç etti Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra da Yunanistan'daki Türklerden bir kısmı, Anadolu'ya kaçmak zorunda kaldı Kurtuluş Savaşı'nı takip eden Lozan Antlaşması hükümlerine göre yapılan mübadelede ise Türkiye'ye 1923-1933 yılları arasında 384 bin kişi geldi

Yunanistan'dan göçler, 1934-1960 arasında da devam etti Bu tarihlerde 23 bin 788 kişi Türkiye'ye geldi 1960-1970 arasında ise 20 bin kişi Yunanistan'dan Türkiye'ye yerleşti

BULGARİSTAN'DAN KAÇIŞ
30 BİN TÜRK'ÜN SÜRGÜNÜ

Rusların 1828'de Tuna'yı aşarak Edirne'ye kadar gelmesi ve Bulgarları Türklerin üzerine saldırtması sonucu 30 bin Türk, Anadolu'ya göç etti

1876'da Rusya, Almanya ve Avusturya tarafından Balkanlar bölündü Avusturya, Bosna-Hersek'i aldı, ayrıca Bulgarlar ve Sırplara, Rusya himayesinde bağımsızlık verildi Aynı yıl Bulgarlar, Türklere karşı şiddet hareketlerine girişti

Buradaki Türkleri korumakla görevli Türk ordusunun hareketi, Avrupa devletlerinin müdahalesiyle durduruldu Binlerce Türk, Edirne, İstanbul ve Anadolu'ya göç etti 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra yapılan Berlin Antlaşması ile Bulgaristan devletinin kurulması kabul edildi Bu durum, Bulgaristan'daki Türkler için kötü sonuçlar doğurdu

1876-1878 yılları arasında 200 bin Türk, Edirne ve civarına yerleşti Sonraki yıllarda ise 300 bin göçmen, Rumeli'den Anadolu'ya geçti Kuzey Bulgaristan'dan göç eden bir kısım Türk ise Rodoplar'da uğradıkları silahlı saldırılarda ağır kayıplar vererek Türkiye'ye gelebildi Bu tarihlerde Doğu ve Batı Trakya ile İstanbul'un her yeri göçmenlerle doldu Osmanlı bu göçmenlerin iskanı konusunda büyük zorluklar yaşadı

Arşivlerde, 1885-1923 yılları arasında Bulgaristan'dan Türkiye'ye 500 bin kişinin göç ettiği belirtiliyor 1923-1933 yılları arasında ise göç edenlerin sayısı 101 bin civarındadır Yine Bulgaristan'dan 1934-1960 arasında 272 bin 971 kişi, 1968-79 yılları arasında da Bulgaristan'dan Türkiye'ye 116 bin 521 kişi Türkiye'ye göç etti

Bulgaristan;dan son göç hareketi ise 1989 yılında Bulgar hükümeti tarafından burada yaşayan Türklerin Türkiye'ye göçe zorlanmaları ile başlatıldı Göçmenler kitleler halinde trenlerle Türk sınırına bırakıldı Böylece Türkiye, II Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da görülen en yoğun ve zorunlu göç akımını yaklaşık üç aylık bir süre içinde kabul etmek durumunda kaldı Bu dönemde 64 bin 295 aileye mensup 226 bin 863 kişi serbest göçmen olarak Türkiye'ye geldi Bu tarihten itibaren 1995 yılına kadar da aralıklı olarak gelen serbest göçmenlerin sayısı 73 bin 957 kişiye ulaştı Bütün bu göçlere rağmen bugün Bulgaristan'da halen 1 milyonun üstünde Türk bulunuyor

ROMANYA'DAN YAŞANAN GÖÇLER

Romanya toprakları, Osmanlı İmparatorluğu idaresindeyken, Besarabya ve Kırım'dan on binlerce Türk buraya yerleşti 1806-1812 Osmanlı-Rus savaşlarında, Rus ordularının Tuna'yı aşarak Şumnu'ya kadar ilerlemesi üzerine bu bölgede yaşayan Türkler göçe zorlandı Şumnu ve Dobruca civarından, 1812 yılından sonra 200 bin Türk, Anadolu'ya göç ederek başta Eskişehir olmak üzere çeşitli bölgelere yerleştirildi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşından sonra Besarabya'nın Rusların eline geçmesi Dobruca'nın ise Rumenlere bırakılması üzerine Türklerin göçü yeniden başladı O yıllarda Dobruca'dan 80 bin civarında Türk, yurtlarını terk ederek Anadolu'ya yerleşti 1923'ten sonra, Dobruca'dan yeni göçler başladı 1923-1933 arasında 33 bin 852 kişi göç etti 1934-1960 yılları arasında ise Romanya'dan göç edenlerin sayısı 87 bin 476'ya ulaştı

YUGOSLAVYA: Yugoslavya'dan Türkiye'ye Cumhuriyet döneminde toplam 77 bin 431 aileye mensup 305 bin 158 kişi göç ettiği, resmi kayıtlarda yer alıyor Yugoslavya idaresinin baskıları sonucu 1946-1968 ve 1971 yıllarını kapsayan göçlerde özellikle Üsküp, Prizren ve Sancak bölgesinde yaşayan Türk, Boşnak ve Arnavutlar, evlerini ve mallarını cüzi fiyatlara satarak Türkiye'ye gelmek zorunda bırakıldı








Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.