Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
korkudan, okuyunistemediğiniz, ölene

Korkudan Ölene Kadar Okuyun(İstemediğiniz Kadar)

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Korkudan Ölene Kadar Okuyun(İstemediğiniz Kadar)




artık korkunç hikayeler paylaşılmıyor dedim bu işe bir el atayım


Kanlı bir saatin hüznü [#4525]

Heyecanla sahibi olan ufak çocuğa doğru koştu Pufy Onun kendisini her çağırışına büyük bir heyecanla gitmek, göreviydi sanki Annesi, babası, kardeşi, arkadaşı her şeyiydi ufak çocuk onun için Bir kerecik sevse, sevinçten çıldırır, sırf kendini bir kez daha sevdirebilmek adına, her türlü cambazlığı yapmaya çalışırdı Yeter ki, sevsin

Ölmüş annesini hala emmeye çalışırken tanışmıştı sahibi olan ufak çocukla Süt gelmeyen memeleri zorlarken, arkasından yumuşacık iki minik el sarılmış, onun "annemden ayrılmam" diye feryatlarına kulak asmadan kucağına almıştı Gözlerine bakıp, "bundan sonra birlikteyiz ufaklık, isminde 'Pufy' olsun olur mu ?" demişti Minicik bir köpek, minicik bir çocuk Sevgi ve dostluğun başlangıcının adıydı Pufy Böyle başlamıştı yaşamın yeni tadı

Tombiş vücudunu minik ayakları zor taşır, ufak çocuğun arkasından koşarken çoğu zaman hemen yorulur, beni de bekle anlamında "Hev Hev" diye kendini ifade ederdi Ufaklıkta geri döner, Pufy'nin yanına oturur ve Pufy dinleninceye kadar onunla sohbet ederdi Birbirlerini hiç gözden kaybetmemeye çalışırlardı Pufy bir an onu gözden kaybetse bu korkunç dünyada kaybolacak zannederdi Henüz 2 aylıktı, yaşama dair her şeyi çocuktan öğreniyordu Oyun oynayalım diye attığı ufak ısırıklardan birinde, çocuğun ayağı kanayınca, çok utanmış, üzüntüsünden köşe bir yere gidip ağlamıştı Onlar iki kardeş gibiydiler Çimlerde alt alta, üst üste yuvarlanmaları, yemek yemek için olan yarışları, çeşmeye kim önce gidecek müsabakaları Hepsi hayatın öğrenimiydi Pufy için

Geceleri hava biraz serin olurdu Büyük büyük köpekler gelir, etrafta sinirli sinirli gezerlerdi Pufy her akşam kerpiç bir duvarın arkasında uykuya dalar, sabaha kadar uyanmazdı Kim bilir belki uyanırsa büyük köpeklerden biri onu yerdi ? Ya da karanlık onu boğardı Üstelik ufak çocukta yoktu Onu kim korurdu ?

Günler hızla geçiyor, her gün Pufy yeni bir şeyler öğreniyor, her gün ufak çocuğa daha çok bağlanıyordu Doğum tüyleri dökülmeye başlamış, kısa ve gri yeni tüyleri onu daha tombul ve güzel göstermeye başlamıştı Evet, yakışıklı bir delikanlı olacaktı Hatta kocaman olup, ufak çocuğu hep koruyacak, ona kimsenin zarar vermesine izin vermeyecekti Hele çimlere bastıkları için çocuğa bağıran kapıcıyı çoktan gözüne kestirmişti Büyüyünce ufak bir paça alacak, çocuğa bir daha bağırmaması gerektiğini anlatacaktı Sanırım insanlar iyi canlılardı Ufakları bile böylesine sevgi dolu ise, büyükler daha anlayışlı, daha koruyucu olmalıydı Evet, evet Yaşam çok güzeldi

"Haydi Pufy, saatimi getir" yine büyük bir heyecanla koştu Saati çimlerin içinden alıp, hızla geri çocuğa döndü Saati bırakınca, sevgi dolu ufak eller boynuna dolandı Ah, hep sevseydi keşke Yumuşacık ellerin ilettiği sevginin karşılığını o minik elleri yalamakla verdi Tekrar ayağa kalktı çocuk ve saati fırlattı "Haydi pufy, getir bebeğim" İşte yine saati getirecek ve yine sevilecekti Heyecanla koştu, saati ağzına aldı Kalbi küt küt çarpıyordu Dönmek için hamle yaptığında arkasında biri engel oldu Bacağıyla onu itelemişti Minicik başını kaldırıp, gözlerini yukarıya dikti Kocaman bir insan duruyordu "Acaba saati bu amcaya versem, oda beni sever mi" diye düşündü Adam elindeki küreği havaya kaldırdı, sanırım atıp getirmesini isteyecekti Ama o kürek çok büyüktü, getiremez di ki Beklediği olmadı Kürek büyük bir hızla başına indi

"Demek bahçeme pislersin ha!!!" acıdan ne söylediğini anlayamamıştı bu büyük insanın Öyle çok canı yanmıştı ki, avazı çıktığı kadar bağırmak istemiş, fakat ağzına dolan kırmızı sıvı sesinin çıkmasını engelleyerek, ufak bir mırıltı halini almıştı Kulakları duymaz oldu, gözleri kararmıştı Neden vurmuştu o amca ona ? Ufak çocuk nerdeydi ? Neden korumamıştı Pufy'sini Kürek bir kez daha kalkıp vücuduna indi Yine tarifsiz bir acı kapladı vücudunu Bir hüzün perdesi kapatmıştı gözlerini Artık hareket edemiyordu, küt küt atan kalbinden başka hiç bir yerini hissetmiyordu çünkü Minicik gözlerini kaldırıp ufaklığı aradı İlerde belli belirsiz bir gölge Evet oydu, kokusunu buradan bile almıştı Tıpkı oda kendisi gibi hareketsiz, korku dolu gözlerle bakıyordu Acaba ona da mı vurmuşlardı ? Neden donup kalmıştı ? Neden gelip kendisini bu canını yakan adamdan hala kurtarmıyordu Nedenler ile doldu beyni Saati hızlıca alıp gelemediği için mi böylesine acı bir ceza verilmişti ona ?

Kürek bir kez daha kalktı Pufy her şeyi anlamıştı Bir kaç saniye sonra, annesi gibi hareketsiz olacaktı Annesi gibi toprak olacak, gözleri güneşin doğuşunu hiç göremeyecek, yeni bir gün başlıyor sevincini, yüreğinde hiç hissedemeyecekti Bir daha kalkıp oynamayacak, kafasını küçük çocuğun kollarının arasına sokamayacaktı Her şeyden önemlisi, büyüyüp onu koruyamayacaktı Kılıçların kınına girerken çıkardıkları ses gibi bir ses çıktı boğazından Yaşamasına niçin izin verilmiyordu ? Soru işaretleriyle dolu minik gözlerini, ufaklığın gözlerine dikti Son yargılamasını yapmıştı, insanlar ufaldıkça sevgi doluyor, büyüdükçe kin ve nefrete dönüşüyorlardı

Kürek indi

Yaşam bitti

Pufy' den arda kalan, minicik ağzından bırakmadığı kanlı bir saatti



*****************


bir gece arkadaşlarla bizim evde toplandık cin çağıralım diye fakat ben inanmıyordum ve ne yazık ki sürekli cinlerle dalga geçiyordum bazen öyle laflar söylüyordum ki arkadaşlar beni uyarıyordu cini çagırdık ve aniden fincan hareket etmeye başladı herkes çok korkmuştu bense hala cinle dalga geçiyordum dalga geçerce sorular soruyordum ve ne olduysa ondan sonra oldu bana gerçek oldugunu kanıtla dedim arkadaşlarım çok kormuştu tam sesizlik olmuştu ki bi anda agzımda korkunç bi açcı hissettim ne oldugunu anlıyamamıştım bişey nefes almamı engelliyordu 1 dakikaya yakın öyle kaldım ağlıyordum yüzümün bazı yerleri yanıyordu çok korkmuştum dua etmek aklıma geldi ve fatiha suresini okumaya başladım bu seferde arkamdan bişeylerle vuruluyor gibiydi artık cinlerin olduguna inanmıştım hiçbişeyden korkmayan ben şimdi titriyordum kaçıcak yer arıyordum ben dua ettikce vuruyorlardı bu sırada gözlerim arkadaşlarımı aradı yardım istiyecektim fakat onlar bayılmıştı bi anda herşey bitti cinler gitti diye düşündüm arkadaşlarımı ayılttım fakat gitmemişlerdi sadece bekliyorlardı ben tekrar dua etmeye çalıştım duaya başladıgım anda mutfak dolaplarının zangırdadıgını duydum tabaklar yere düşüyordu sesler tekrar kesildi biz hala bişeyler olucak endişesiyle bekliyoduk fakat uyuyup kalmıştık sabah baktıgımda mutfakta hiçbir tabak kırılmamış yerlerinde duruyordu dolap kapakları bile kapalıydı halbuki salondan mutfaktan düşen tabakları çok rahat görebiliyorduk o gece ne olmuştu neden tabaklar kırılmış oldukları halde eski yerlerinde saglam duruyordu işte bunların tek bir nedeni vardı cinler arkadaşlar ister inanın ister inanmayın ama bu olay fazlasıyla dogru lütfen cinlerin varlıgını kabul edin ve kesinlikle onlarla dalga geçmeyin bu size arkadaş tavsiyesi

*******************


Bu olay Bursa'da olmuş 17 yaşında bi genç kız aniden ölmüş Aile perişan olmuş ama n'apsınlar, kızı defnetmişler tabii Aradan bi'kaç gün geçmiş Baba kızını rüyasında görmüş Kız sürekli titriyomuş ve "Çok üşüyorum baba Yalvarırım üstümü ört" diyomuş Adam sabah kalktığında rüya aklına gelince hüngür hüngür ağlamış "Gül gibi evladımı kaybettim Rüyama giricek tabii" diye düşünmüş Karısının üzülmemesi için de ona hiç bişey söylememiş Ama ertesi gece, sonraki gece, daha sonraki gece, hep aynı rüya: "Çok üşüyorum baba N'olur üstümü ört!" Baba bi gece yine aynı rüyayı görürken kan ter içinde uyanmış Dayanamamış, karısının, "Nereye bey bu saatte?" demesine aldırmadan sokağa fırlayıp soluğu mezarlıkta almış Kızının mezarına gelince ne görsün? Mezar açık ve bomboş! Adam ne yaptığını bilmez bi halde mezarlık bekçisinin kulübesine yönelmiş Allahım, o an gördüğüne yürek dayanmaz Bekçi resmen kıza tecavüz ediyomuş! Meğer bu aşşağılık herif her zaman, yeni gömülen ölülere belli bi süre bunu yaparmış

**********************
*Bu olay kütahyanın gediz ilcesinde olmustur*
Bir gün üniversiteli beş kız cin çağırmaya karar verirler çağırmak için hazırlıklar tamamdırSeans başlar cin gelirNeyse ertesi günlerde bu cin onlara musallat olur kızların gitmediği hoca kalmaz bir gün bi hoca tavsiyesiyle cini tekrar cağırrırlar kızlardan birini dolaba saklarlar cin'e kaç kisi oldumuzu bilemezsen pesimizi bırakacaksın derler (dolaptakiyle 5 kişidirler)cin 4 der kızlar sevinirler bilemedin bir arkadasımız dolapta derler cinin yanıtı:Arkadasınızı heba ettiniz pesinizi bırakmaycam der kızlar nasıl yani derler cin ölüler sayılmaz 4 kişisiniz kızlar dolabı actıklarında o kızın kafasız bedeniyle karsılasırlar cin ise hepsine iğrenç oyunlar düzenlemektedir hepside tımarhanede korkunc bir sekilde hayatlarını kaybederler

********************

Merhaba arkadaşlarBen 16 yaşındayken sanaayi mahallesinde oturuyordum bizim mahalle küçük ve kalabalıktı herkes birbirini tanırdı neyse, arkadaşlarla hergün olduğu gibi maç yapmak için anlaşmıştık maç bittikten 1-2 saat sonra samimi arkadaşlarımı eve davet ettim ve onlara birşeyler ikram ettimEvde kimse yoktu annemler eryaman daki teyzemlere ziyarete gitmişlerdi televizyon izliyorduk ve zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştık saat 23-24 gibiydi bayağı geç olmuştuAniden elektrikler kesildi saat geç olduğundan dolayı herkes evlerine gitmek için hazırlanmıştı ki; elektrikler geldi arkadaşlarıma bizde kalmalarını teklif ettim ve kabul ettilerCanımız çok sıkılıyordu ve o saattede televizyonda hiçbirşey yoktuAklıma 1 hafta önceki din dersi geldiHocamız "cin vardır" demiştiBende sıkıntıdan vakit geçirmek için arkadaşlara cin çağıralımmı diye sordumÇoğu saçmaladığımı söylediler ben çok ciddi olduğumu söyledim ve bana çağırmayı biliyormusun diye sordular bende bilmediğim halde bildiğimi belirttimNeyse,cin çağırmaya karar verdik ve masanın etrafına oturduk ışıkları söndürüp mumları yaktımEl ele tutuştuk ve aklıma geleni söylemeye başladım"Ey cin bizi duyuyorsan ses ver"dedimArkadaşlar kısık bir sesle gülüyordu mutfaktan metal sesine benzer bir sses gelmeye başladı herkes irkildi ve devam ettik "sesimi duyuyorsan işaret ver"dedim sanki biri bizi izliyormuş izlenimine kapıldım masada duran mumlardan biri söndü ve tekrar işaret vermesini istedim mum alevlendi ve aniden söndü gerçekten hepimiz çok korkmuştuk kikirdemelerin yerini ağlamaklı sesler aldı arkadaşlarıdan biri "korkuyorum"dedi ve seansı bırakmaya karar verdikCin i bir kere çağırmıştık nasıl göndereceğiz?Işıkları açtım televizyonu açtım aniden elektrikler kesildi mutfaktan hâlâ tıkırtılar geliyorduElektrikler geri geldi hepimiz kanepeye geçtik salondan telefon sesi geldi gittim telefona bakmaya tanımadığım biri annemin cep telefonundan beni arıyordu ve annemin, kardeşimin, babamın öldüğünü söylüyordu
ilk başta inanmadım "sen kimsin?" diye sordum bana"kaza yerinden arıyorum"dedi gözlerim den yaşlar süzülür gibi oldu içime serin sular boşaldı ve ayaklarım titremeye başladıArkamdan arkadaşlar gelerek ne olduğunu sordular bende "ailem ölmüş" dedim ve ağlamaya başladım telefonu adamın yüzüne kapamıştımTekrar telefon çaldı ve aynı numaradan arıyorlardı yine aynı adam kısık bir sesle "bir daha yüzüme kaparsan sende ölürsün dedi"ne yapacağımı şaşırmıştım ve tekrar telefonu yüzüne kapadım ardından hızla odama koştum kapıyı kilitledim arkadaşlarıma yalnız kalmak istediğimi söyledimElime Kur'an Kitabını aldım okumaya başladım Cin Suresini okudum ardından Euzübillah içim biraz rahat lamıştı ve içimden bir ses bir daha bilmediğim işe karşmamam gerektiğini söylediOdadan çıktım arkadaşlarım evde yoktu çok korktum ve kapı çalındı kapıyı açtığımda nefes alamamıştım çünkü;kapıdakiler annem, babam ve kardeşimdiO günden sonra birdaha tövbe ettim cin çağırma gibi saçmalıklarla uğraşmıyacağıma olayın etkisindeyim hâlâ ama arkadaşlarıma anlattığımda bana gülüyorlar bende olayın etkisini üzerimden atmaya çalışıyorum

*************************


Ben emirhan 14 yaşımdayım bursada yaşıyorum bu olay bu yıl yazlıktayken başıma geldi arkadaşlarımla geziyoruk bir ağacın altında dinlenmeye karar verdik ağaçta bir bez vardı üzerinde anlamadığımız şekiller vardıO bezde birçok düğüm vardı melih o düğümleri çözmeye çalıştı fakat başaramadı bir güç onu bunu yapmaktan alıkoyuyordu sanki sonra o bezle ilgilenmeyi bıraktık biraz konuştuk eğlendikSonra evlerimize döndük ertesi gün sitede bir çığlık duyduk bu çığlıkla uyandıkMelihin annesinin sesiydi bu hemen koştuk melih kanlar içinde yatakta yatıyordu özellikle elleri paramparça olmuştu polis geniş güvenlik önlemleri aldıÇünkü bu olay ilk değilmiş diğer siteden bir ablada bu şekilde bulunmuş çok korktuk ailelerimiz bizi dışarıya tek başımıza çıkarmadılar hep birlikte zar zor izin alıp dışarı çıktıkYine o ağacın yanına gittik çiğdemin gözü o beze takıldı buldum diye bağırdı melih ve o ablanın neden öldüğünü buldum o abla benim ablamın arkadaşıydı dedi onlarla gezintiye çıktık ve o bu bezi çözmeye çalıştı ve ertesi gün öldü melihin de başına aynı şey geldi önce inanmadık ama sonra inandıkErtesi gün yanımıza makas ve bıçak alıp gittik o bezi kestik ve ertesi gün hepimizin elleri kabarmıştı ve buna iyice inandık bunu yapanın kim olduğunu da bulduk bunu yapan kulübede yaşayan dedeydi bunu aynı bezi bağlamaya çalışırken yakaladık korkup kaçtı bir hafta sonra ölü bulundu şimdi o evi satıp başka bir yerden yazlık aldık ama o olaylar aklımdan çıkmıyor her gün kabuslarıma giriyor buna inanın lütfen birkaç arkadaşımız inanmadı ve gördükleri yüzünden delirdiler

Alıntı Yaparak Cevapla

Korkudan Ölene Kadar Okuyun(İstemediğiniz Kadar)

Eski 08-13-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Korkudan Ölene Kadar Okuyun(İstemediğiniz Kadar)




öncelikle merhaba ben tatil zamanlarında genellikle sabaha kadar uyumayan biriyim ve cinlere inanmazdım, ne zaman konusu açılsa dalga geçerdim 22 temmuz günü yine uyumuyordum ve internette dolaşıyordum nasıl olduğunu anlamadım ama açılır pencerelerden birinde cinlerle ilgili yazlılar vardı kapattım ve tekrar açıldı yine kapattım ve tekrar, virüs olabiliceğini düşünüp bilgisayarımı yeniden başlattım ama internete bağlandığımda hangi siteye girsem açılır pencere olarak aynı sayfa çıkıyordu merak ettim ve okudum orada cinlerle ilgili birçok şey yazıyodu ve sayfa her formatta açılıyodu çok şaşırdım çünkü bu milyonda bir görülecek bişey herneyse merakım dahada arttı ve sayfayı okumaya başladım nasıl cin çağırılır diye bi ikon vardı tıkladım ve orada adım adım yazıyodu sayfayı kaydettim ve yatağıma yatıp uyumaya çalıştım saat 3 ü geçiyodu ama uyuyamadım bişey beni dürtüyodu ve tekrar bilgisayarımı açtım kaydettiğim o sayfayı sildim sigara içmek için dolabının çekemecesini açtım sigaramın yanında bir kağıt vardı hemen açtım aman allahım o da ne az önce kaydedip sildiğim sayfa çok korktum ve hemen tekrar bilgisayarımı açtım yazıcını progr baktım o sayfa daha 22 saniye önce yazdırılmış printerimdan ama printerimin kartuşları yoktu çünkü o günün akşam üstü doldurtmak için ofsete bırakmıştım o kadar korktumki bilgisayarımın fişini çektim ama olay bundan sonra başlıyomuş kağıdı hızla tekrar okumaya başladım cin çağırma seansını anlatan yazının altında, çağırmasanda gelir diye yazıyodu ve bir anda odamın havası çok ağır oldu nerdeyse nefes alamıyodum, kapıya doğru yöneldim abimi uyandıracaktım ama kapı kilitliydi ve açılmıyordu nefes almam iyice zorlaştı ve eski türk filmlerindeki kötü adam gülümsemesi duydum öyle bir bağırıyorduki kulaklarım patlıyordu nerdeyse kapıyı iki-üç tekme atarak kırdım ve hemen çıktım tam karşımda lavabonun aynası vardı aman allhım o da ne! orda simsiyah bir adam vardı ve çok korkunçtu ve aynanın üzerinde bidaha dalgageçersen ölürsün yazıyodu öyle korkmuştumki bidaha dalga geçmeyeceğim diye yalvarırır tarzda bağırıyordum koşarak abimi uyandırım, olanları anlatırken bayılmışım beni birsüre sonra abim uyandırdı ve rüya gördüğümü söyledi ama rüya olmadığına eminim sabaha kadar uyumadım sabah olduğunda, bilgisayarımı açtım printerin programında o dosya kayıtlı değildi, olamazdı gözümle görmüştüm geri dönüşüm kutusuna baktım sildiğim dosya oarada yoktu hemen interneti açıp yazıyı okuduğum siteye girdim ama öyle bir adreste yoktu ve kağıtta en son biraktığım yerde yoktu sanki hiçbişey yaşanmamıştı tek geri kalan kırılan kapı olmuştu bu olayın etkisnde kurtulmak için psikoloğa gittim bana cin diye bişey olmadığını söyledi bende olduğunu ve dalga geçmemesini söyledim o anda doktorun odasının tavanında şu yazı belirdi aferin! bir aydan fazla oldu hala olayın etkisindeyim arkadaşlar siz siz olun sakın dalga geçmeyin ve inanmamazlık yapmayın bu olaya inanmayanlar kendileri bilir ama ben bidaha dalga geçersem öleceğime inanıyorum


*********************************


Benim adım eren55 yaşındayım size yıllar önce yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorumO zamanlarda ben 12,abim 20 yaşında idi2 katlı bir evde oturuyordukBu eve yeni taşınmıştıkÇanakkalede olan bu ev şirin bir evdi ama içimde kötü bir his vardıEve girmek istemiyordumAilem 4 kişi idi2 kardeştikAbimmin bir özelliği vardıKimseyle aynı odada yatmak istemezdi hep tek başına bir odada kalırdıNeyse eve taşındıkO gün gördüğüm rüya çok kötüydüNeye benzediğini göremediğim bir cisim bana yukarı kata çık diyorduNeden dedim ve rüyamdan uyandım ağlıyordumAnnem ve babam beni sakinleştirdiler2gün yine aynı rüyayı gördümYine çok korkmuştumBu arada abim arkadaşlarıyla geziye gitmiştiVe ben 1 hafta boyunca sürekli olarak bu rüyayı gördümÇok kötü oldum dudaklarımda uçuklar çıkmıştı bir sürüAnnem bu olaya dayanamdı ve beni hastaneye götürdüGeldiğimizde birşeyi değiştirmeyeceğine inanıyordumO gece yine aynı rüyayı gördümArtık canıma tak etmişti ağlayarak üst kata çıktımBir şey yoktu abimin odasına çıktımVe o an beynimden sıcak sular indiAbimin cansız bedenini gördüm 2 kişi abimin başında bıçakla vücudunu kesiyorlardıBu olamazdı abim hani geziye gitmişti olamaz!

meğersem o namussuz herifler abime 1 hafta boyunca işkence etmişlerVe bu gece onu öldürmüşlerdiGelelim bu duruma annem beni hastaneye götürdüğü sırda tam evden çıkarken 2 satanistin saldırısına uğradıkVe 1 hafta boyunca kesici maddelerle işkenceye uğramıştıkBen tam 2 yıl boyunca hastanede tedavi gördümVe bu olayın etkisinden hala kurtulamadım


**********************

7 YAŞINDAYDIMBir gece odamda tek başıma yatıyordumO zamanlar daha iki yaşında olan kardeşim geceleri arasıra yanıma geliyorduVe o gecelerden birini yaşıyordum yineYeşil kazağı ve kırmızı külotlu çorabıyla gece yarısı kardeşim yanıma gelmiş yatağımın başında durup bana bakıyorduBende yattığım yerde şöyle bir doğrulup kalktımKardeşimin suratına baktımSuratı aynı televizyonda karıncalanan görüntüleri andırıyorduGözleri burnu pek belli değildiHaif karıncalı ve buğulu görünüyordu suratıTuhaf birşeyler vardı yolunda gitmeyenSonra dokunmak üzere elimi kardeşimin suratına götürdümKardeşimse elini elimin içinden geçirerek ellimi geri ittiNe olduğunu anlayamadımEli elimin içinden geçmiş olmasına rağmen nasıl geri itebildi anlam veremedimSonra kardeşimin elinde dikkatimi çeken bir şey oldu parmeklarının arasında bağ doku vardıSonra ona "git yerine yat" dedimO da yanımdan ayrılarak balkona doğru gittiVe ben ona 3-4 defa "yerine yatmaya gitsene pelin"diye bağırdımO sırada benim bağırmamı duyan annem yatak odasından seslendi bana "pelin burda yatıyor sen niye bağırıyorsun"diyeŞok olmuştumKardeşim yerinde yatıyorsa yanıma gelen kimdi?Üstelik sabah kalktığımda kardeşim pijamalıydı kazaklı ve külotlu çoraplı değilBunu o zamanlar kime anlattıysam inanmadı hayal gördüğümü düşündülerŞimdi 18 yaşındayımVe o zamanlar bana gelen her neyse bu 18 yaşımda tekrar yanıma geldi

AnlatayımBen kardeşimle birlikte babannemde yatıyordum bir gece karşılıklı kanepelerdeSabaha karşıydıEvde loş bir karanlık vardıBirden uyandımGözlerimi yavaşça açtımki kardeşim başımda bekliyorAma bu sefer kardeşimin 13 yaşındaki hali duruyordu karşımdaHemen kardeşimin yattığı kanepeye baktımKardeşim yoktuAyak ucumda duruyorduÜstünde lacivert bol penye ve siyah bir eşortman altı vardıOna baktım "tuvaletin geldiyse git yap ben burdan sana bakıyorum"dedim(Babannemin evinde korkuyorduda tuvalete gitmeye beni uyandırıyordu bazen)Sonra arkasını döndü ve koşarak banyoya gitti kardeşimAma koşuşu bir tuhaftıBacakları içe doğru çarpık ve sağa sola genişçe yaylanarak koşmuştuTabi o öyle koşarken ben üç kere gözlerimi ovuşturdumBu gördüğüm gerçekmi diyeÇok şaşırdım çünküO banyoya girdikten sonra ben kardeşimin kanepesine baktım tekrarOsırada sanki kardeşimin üzerine sis bulutu çökmüştüBirden yavaşça o sis bulutu çözüldü ve ben kardeşimin kanepede uyuduğunu gördümÜstelik kardeşim gecelikliydiBu daha taze yeni olmuş bir olayHadi küçükken gördüğüm hayaldi bu damı hayalOn sene sonra tekrar çıktı karşımaÜstelik 18 yaşımda olduğum için aklım daha yerinde 7 yaşımdaki halime göreİnanın oluyor buna benzer olaylarVar böyle varlıklar çünkü bunu yaşayanlar var"Bilen çekmez çeken bilir"misali"Yaşayan bilir bilen yaşamaz


************************


Ben cok küçüktüm ve gecenin yarısı bir yaslı adam geldi ve bana bir mektup bıraktı tabi kimse bana inanmadi hatta mektupu bile bakmadılar küçük bir çocuğum ya oyun oynuyorum falan sandılar bende önemli degildir diye çöpe attım mektupu aradan yillar gecti ve bir gün bu mektupu bodrumda buldum ve bunun önce bir şaka falan olduğunu sandım çünkü mümkün degil boyle birseySeneler önce baska bir evde çöpe atmıstim bu mektupu tabi kimseye söyleyemedim belliydi kimsenin bana inanmayacagiÖnce aÇmadan tekrar çöpe attım ve olayi unutmaya çalıştım ama mümkün değil hep o adam rüyalarıma girdiAyrıca artık iş işten geçmisti atmıstım çöpü disarıHer gece o adam rüyama girdi 6 sene boyunca hicbir gece adam gibi uyuyamadim ve artik kafa yemek üzereyken birden mektubu masamın üstünde gördüm tüylerim diken dikendi titremeye basladım oracikta yere yıkılmak üzereydim ve içimden artık yeter şunun icine bakta kurtul falan diyordum ve sonunda açtım mektubu gözlerime inanamadim mektubun icinde cok garip bir not vardi notta lütfen kızımı ve tanıdıgın herkezi evden cıkar yazıyordu ve tarih ise 1999 gölcük depreminin oldugu tarihteydi


****************


Bir gece babam evi aradı ve bu gece gelemeyeceğini işinin cıktıgını ve bızım yatmamızı soyledıAnnem ve bende babamı beklemeden yatmaya karar verdıkBiz evin 2 katında yatarken asagıdan mutfaktan ılgınc sesler gelıyoduBen korktum ve hemen annemın yanına gıttım ve onu uyandırdımAnnem de sesleri duyunca hemen asagı ındıSesler kesılmıstıSeslerın kesıldıgını duyunca bende annemin yanına asagı ındım2 mizde koltukta uzanırken bırden sokak kapısı acıldıGelen babamdıFakat davranısları bır garıptıHicbir ifadesı yoktu yuzununAnnem hosgeldın dediSonrada hanı bu gece gelemeyecegını solemıstın dedıBabamdan cok yorgun oldugunu yatmak ıstedıgını bızımde yukarıya cıkıp yatmamızı soledıFakat bız annemle tv ızledıgımızden dolayı yukarı henuz cıkmamıstıkNedendır bılmıyorum ama 2mizde uyuya kalmısızSabah oldugunda yukarda kımse yoktuNe babamın esyaları ne de bır ızBır anda kapı acıldı ve babamı gordukAnnem ona nereye gıttın dıye sordugun da ıse cevap olarak ben daha ısten gelıyorum dun gece noldu dıye sorduAnnemle 2miz cok korktuk ve tuylerımız dıken dıken olmustuVe o an anladık kı dun gece gelen babam değıldı

Alıntı Yaparak Cevapla

Korkudan Ölene Kadar Okuyun(İstemediğiniz Kadar)

Eski 08-13-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Korkudan Ölene Kadar Okuyun(İstemediğiniz Kadar)




Alttaki yazı Kalp hastaları, Çocuklar ve Yaşlılar için değildir !!!


1999 Gölcük depreminden sonra ortalıkta bir sürü esrarengiz olaylar anlatılmakta Ne kadar doğru bu söylenenler bilinmez ama hayret edilmeyecek türden de değil bu anlatılanlar(Buradan 1999 Gölcük depreminde hayatını kaybeden insanlarımıza YÜCE MEVLAMDAN rahmet diliyorum)



OLAY-1=> O gece bayanın birisi doğum için eşiyle beraber bir taksiyle hastahaneye gidiyorlarmışTaksi tam Eyüp şehitliğinden geçerken doğum sancıları tutan bayan kafasını sağa sola çevirmeye başlamışİşte tam bu sırada bayanın gözü şehitliğe ilişmişBayan gördüğü manzara karşısında dona kalmışBütün şehitler kabirlerinden kalkmış elleri semada dua ediyorlarmış



OLAY-2=> Aynı saatlerde Eyüp Sultan Camisinin önünde taksicilik yapan bazı kişilerin anlattıklarıda insanı hayretler içerisinde bırakıyor

-Taksinin içerisinde oturmuş müşteri bekliyordumGözüm birden Cami'nin duvarına iliştiDuvarları nurdan varlıklar kaplamış tutuyorlardıMezarlıklarda yatanlar kalkmış hep beraber dua ediyorlardı



OLAY-3=> Enkazdan 4 gün donra çıkan bir çocuğa su ikram etmişlerÇocuk;

-Su ve yemek ihtiyacım yokYaşlı bir amca bana suda yemekte verdi



OLAY-4=> Denizden çok büyük bir ateş topu yükselmiş



OLAY-5=> O gece yıldızlar bir başkaymışÇoğu insanın anlattığı - sanki elimi uzatsam yıldızları tutacak gibiydim


Bu ve bunun gibi onlarca olay anlatıldıDediğim gibi bunlar ne kadar doğrudur bilinmez


************************


Korkmaya ihtiyacı vardı Yemeğini yemiş,

suyunu içmiş ve uyumuştu

Artık filmler yetmiyor, insan yiyen böcekler,

dinozorlar, vampirler, uzay yaratıkları

ve zombiler heyecanlandırmıyordu onu

Mısırını yerken perdeden pençeler fırlıyor,

gazozunu içerken kan fışkırıyordu

Zarar vermeyen korku, ne gÜzel korkuydu

İşte emniyet içinde koltuğunda oturuyordu

Birazdan film bitecek, sinema,

kalabalığı damperli bir kamyon gibi

caddeye boşaltacaktı Korkmak

için para ödüyordu sinemalara

Korkmaya ihtiyacı vardı



Yeni açılan bir lunaparktan sözetmişlerdi

Korku tüneli müthişmiş

Bayılanlar oluyormuş heyecandan

Abartıyorlardır, dedi kendi kendine

Seyrettiği filmlerdeki en korkunç

sahneler bile kılını kıpırdatmıyordu

Alışkanlığın elleri boğuyordu heyecanını

Yine de denemeye değerdi

Yemeğini yemiş, suyunu içmiş ve uyumuştu

Korkmaya ihtiyacı vardı



Lunapark rengarenk ışıklarıyla şehrin

ortasında devasa bir gecelambası

gibi yanıyordu Bir balerin kulak

zarlarını titreten müziğin eşliğinde

dansediyor, uçuşan eteklerinden

çığlıklar yükseliyordu Donuk gözleri

döndükçe kah bir palyaçoya,

kah çocuğunun elinden tutmuş bir

babaya, kah bir baloncuya değiyordu



Aynı müziği dinlemekten, aynı şekilde

dansetmekten bıkmış gibiydi

Yüzünde korkunç bir ifade vardı

Eteğindeki insanları silkelemek

havalara fırlatmak geçiyordu içinden

Ama kumanda odasındaki adam

izin vermiyordu ona Bir düğmeye

basınca hızlanıyor, bir düğmeye

basınca yavaşlıyordu Durması

için bir düğme yetiyordu



'Bu kez dinlemeyeceğim,' dedi balerin

'Yavaşla' düğmesine rağmen

dönüşünü hızlandırdı Kumanda

odasındaki adam şaşırmıştı

Balerin gittikçe hızlanıyordu

,çığlıklar birbirine karıştı 'Yavaşla'

düğmesi çalışmıyordu Operatör

bütün gücüyle basıyordu düğmeye

Balerin deli gibi eteklerini savuruyor,

imdat sesleri yükseliyordu



Korkmaya ihtiyacı olan adam,

bu işte bir tuhaflık olduğunu düşündü

Balerinin asit dolu gözleri üzerine

değince yandığını farketti Kendi

etrafında bir tur daha atar atmaz

gözünün içine bakmalı ve

'Hadi ama yeter!' diye azarlamalıydı onu



Birden kumanda odasındaki

'yavaşla' düğmesi Çalıştı

Balerin yavaşladı ve durdu

İnsanlar korku ve isyan içinde kumanda

odasına doğru yürürken, balerinin

dudaklarında hınzır bir gülümseme belirdi



Korkmaya ihtiyacı olan adam,

'Bu lunaparkta bir gariplik var,' dedi

Balerin 'Hadi ama yeter!' sözüyle

yavaşlamIş olabilir miydi? Tesadüftü elbette

Ya gülümseme 'Bu kadar

Çok korku filmi izlersen böyle olur,'

dedi kendi kendine



Korku tüneline doğru giderken

atlıkarınca çıktı karşısına ,çocuklar

atlara binebilmek için sıra bekliyordu

Siyah, beyaz, kırmızı, mavi,

yeşil, mor, rengarenk atlar yükselip

alçalarak dönüyorlardı Kalabalığın

arasına karışıp çocukları seyretmeye başladı



Neşeyle atların kafalarını sallıyorlar,

Çayırlarda dağlarda koşturuyorlardı

İnsanı yere atmayan at, ne güzel attı



,çocuklardan sadece biri gülmüyordu

Neredeyse ağlamak üzereydi

Dikkatle baktığında bir tek onun

atının başını sallamadığını gördü ,çocuk

başın iki yanındaki kulpları itmeye

Çalışıyor, ama at inatla kafasını sallamıyordu



Başını sallamayan atı incelemeliydi

Döndüğü için sadece önünden geçtiği

anlarda bunu yapabilirdi Anneler,

kendi Çocukları önlerinden geçtikçe

el sallıyorlardı işte onun atı da geliyordu

,çocuk hala başını sallamaya uğraşıyordu

Tam önünden geçerken atın başına

eliyle hafifçe vurup 'Aptal şey' dedi



At aniden başını çevirdi Garip bir ses

Çıkartarak elini ısırmaya çalıştı

Sonra dişlerini göstererek uzaklaştı

Adam 'Abarttın' dedi kendi kendine 'Abarttın'



O sırada bir palyaço yaklaştı yanına

Kocaman kırmızı burnu 'Gondolu gördün

mü, gel!' derken bir aşağı bir yukarı oynuyordu



Gondol şeklindeki bir salıncaktı bu

Kayığın uçları sırayla gökyüzünü yokluyordu

Her inişte yere bir parça karanlık indiriyor,

her yükselişte göğe bir parça çığlık taşıyordu

Palyaço 'Sen de bin!' dedi O, lunaparka

sadece korku tüneline girmek için gelmişti

Hesapta 'gondol' yoktu Palyaço

'Hadi!' diye ısrar etti

Kıramadı Gondol boşaldıktan sonra

ucunda kaptan heykeli bulunan tarafa yerleşti

Bakalım yanına kimler oturacaktı

Hayret! Hiç kimse gondola binmek

istemiyordu Aşağıda biriken

meraklı kalabalık, gondolun hareket

etmesini bekliyordu Tedirginlik

içinde 'Başka yolcu yok mu?'

diye sordu Palyaço 'Hayır!' dedi



Gondol hareket etmeye başladı

önce ağır ağır, sonra hızlı hızlı sallandı

Daha sonra uçarcasına gidip gelmeye başladı

Bir önceki seferde yolcular beraber çığlık

atarak heyecanlarını bölşüyorlardı

Korkuyu bile paylaşmak güzeldi

Oysa şimdi Palyaço aklından

geçenleri anlamış gibi elini havaya kaldırdı

Bunun Üzerine aşağıda biriken kalabalık

'Heey!' diye bağrıştılar

Artık kayığın her düşüşünde el kalkıyor,

aşağıdakiler hep birlikte çığlık atıyordu



O kadar hızlanmıştı ki bir an yerinden

fırlayacağını zannetti Elleriyle yapışmıştı

önündeki demire Başı dönüyor,

midesi bulanıyordu Palyaço elini

artık kaldırmıyor, kalabalıktan çıt çıkmıyordu

Ay ışığı gondolu ve yüzünü yalıyordu

Sarı bir yüzdü bu aniden sırtında bir

şey hissetti Sırtına dokunuluyordu

'Yok canım!' dedi 'Gondolda benden başka

kimse yok' Ancak arkadaki hareket Israrlıydı

Dürtükleme, neredeyse tekmeye dönüşecekti

Arkasına dönmeye cesaret edemiyordu



'Hey baksana buraya!' diye bir fısıltıyla ürperdi

kulağı ve vücudu birden buz kesti

Arkaya hala bakamıyordu 'Kimsin sen!'

dedi kendi kendine 'Kaptan!' dedi arkadaki

ses 'Gemimde ne işin var?'

Bütün cesaretini toplayarak arkaya döndü

Tahtadan bir kaptan heykeli

Hiçbir hareket yoktu 'İnmeliyim!'

diye bağırdı palyaçoya 'İndir beni!'

Palyaço elini kaldırdı Seyirciler son

kez 'Heey!' diye bağrdılar Gondol durdu

Fena halde dönüyordu başı

Hemen eve gitmeliydi Vakit geç olmuştu



Palyaço: 'Ya korku tüneli,' dedi

'Oraya girmeyecek misin?'

'Nereden biliyorsun?' diye sordu

Ürpererek 'Korku tüneli için geldiğimi

nereden biliyorsun!' Palyaço bu soruyu;

'Bildiğim bir şey yok Lunaparka gelen

herkes korku tünelini görmek

ister' diye cevapladI



***



RaylarIn Üzerinde yürüyen arabalar,

yolcusunu alır almaz hareket ediyor,

korku tünelinin kapısına Çarpıp içeri dalıyordu



Sonunda sırası gelmiş, arabası hızla

karanlığa karışmıştı Hiçbir şey görünmüyordu

YağlanmamIş tekerleklerin raylar

Üzerinde çIkardığı metalik ses sinir bozucuydu

,çok geçmeden sirenler çalmaya, çığlıklar

yankılanmaya başladıKendisinden

öncekilerin çığlıkları olmalıydı

Demek sürprizler yaklaşıyordu



Arabası tam bir virajı alıyordu ki

aniden yavaşladı Karşısına, ağzını açıp

kapayan ve pençesini sallayan bir ayı Çıktı

Kırmızı ışıkla yüzü aydınlatılmıştı ve garip

sesler çıkarıyordu Klasik korku tüneli numaraları,

diye düşündü çok geçmeden kervana

başka vahşi hayvanlar da katıldı Peşi

sıra mumyalar, başına balta, göğsüne

bıçak saplanmış adamlar, cadılar,

hortlaklar, cüzzamlılar sökün etti İskeletler

ona el sallarken, gülüyordu Aman ne korkunç!

Niye girmişti ki tünele? aniden boynuna sarkan

yılan dışında, hiçbir şeyden ürpermemişti



Araba hızlanmaya başladı Artık garip yaratıklar

çıkmıyordu karşısına Demek tünel yolculuğu bitiyordu

İşte kendinden önceki araba da tünelden Çıkıyordu

İçeriye sızan ışık çıkış kapısını aydınlatıyordu



Tam kapının önüne gelmişti ki araba aniden durdu

Elektrikler mi kesilmişti acaba? Hayır!

Araba geri geri gitmeye başladı Ne oluyordu?

Sistemde bir arıza mı vardı? Ya kendisinden

sonra tünele giren arabalarla Çarpışırsa! Belki onlar

da geri geri gidiyordur, diye düşünürken, araba daha

önce yanından geçtiği bir mağaranın içine dalıverdi

Korkunç bir hızla yokuş aşağI gidiyordu

Siren sesi kesilmişti Sadece tekerleklerin

gıcırtısı duyuluyordu Zifiri karanlıkta hiçbir

şey görünmüyordu



Gözlerini yumup tünelden Çıkıncaya kadar

açmamaya karar verdi Ancak şiddetli bir

gökgürültüsü, bu kararını bozmakta gecikmedi

Şimşekler Çakıyor, mağaranın duvarını yer

yer aydınlatıyordu Aydınlanan yerlere

fotoğraflar yapışıyor ve düşüyordu



Caddenin ortasında kan kaybediyordu adam

Görünürde ambülans yoktu Bir başka

adam tezgahta böbreğini satıyordu

Vitrin camlarIna gözler yapışmıştı Adama bak!

Evini yıkmasınlar diye elini doğruyordu

Ya mavi elbiseli kız, neden okula alınmıyordu?

Bir dede torunlarını boğuyor, bir Çocuk babasını

tokatlıyordu Beyaz, kanı ne çabuk sarıyordu!

İlanlar yapıştırılıyordu duvarlara Kasap Çengelleri

için kuzu aranıyordu Kapsama alanı

dışındaydı herkes Bütün tuşlardan aynı ses geliyordu



Sonunda fotoğraflar düştü, gökgürültüsü kesildi,

şimşekler söndü Karanlık hakim oldu mağaraya

Yine hiçbir şey görünmüyordu Araba hızla devam

ediyordu yoluna Ya bu ıslaklık?

Yağmur mu yağıyordu? Ellerine, başına,

yüzüne damlalar düşmeye başladI

Sık sık eliyle yüzünü siliyordu Araba uçuyor, rüzgarı

yüzündeki ıslaklığı soğutuyordu



VE DURDU



EVET ARABA DURDU!



Karşısındaki duvarda cılız bir ışık yandı

Aman Allah'Im! Bu nasıl bir adamdı?

Elleri, yüzü, her tarafı kan içindeydi

Kolunun biri kopmuş, gözleri oyulmuş,

kalbi sökülmüştü Hayır, bu bir oyun olamazdı

Kan kokusu duyuyordu Bu kadar doğal

bir maket olamazdı! Olabilir miydi yoksa?

Ona dokunmalıydI Korkudan kalbi yerinden fırlayacaktı

Dokunmalıydı ona Elini yaklaştırdı

Titriyordu Loş ışıkta duran adama dokundu

Kanın sıcaklığını neden duymuyordu?

Etin yumuşaklığını neden hissetmiyordu?

Soğuk, parlak bir yüzeydi dokunduğu

Biraz daha dikkatli baktı: AYNA!



AYNAYA DOKUNUYORDU

Alıntı Yaparak Cevapla

Korkudan Ölene Kadar Okuyun(İstemediğiniz Kadar)

Eski 08-13-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Korkudan Ölene Kadar Okuyun(İstemediğiniz Kadar)




Kasabanın doğusunda, karanlık, sisli ormanın içinde tiz bir çığlık yankılandı Bardaki erkekler dışarı çıkıp ormana doğru baktılar İçlerinden bazıları çığlığın geldiği yöne doğru koşmaya başladı Gençlikleri ve içtikleri bira bunu yapacak cesareti onlara vermişti Koyu karanlık, rutubetli, tekin olmayan gecede ıssız ormana daldılar Bir kadın yerde baygın yatıyordu Kadının niçin bayıldığı bir bakışta anlaşılıyordu Ormanda bir şey bulmuştu Kanlı bir ağaç gövdesinin önünde, yerde kımıltısız yatan bir şey Bu şeyi gördüklerinde, ormana koşarak gelen cesur erkeklerden biri kendinden geçip yere yığıldı İçlerinden bir tanesi elleriyle yüzünü örttü Bir diğeri bir ağaç gövdesine tutunup yere doğru eğildi ve zemini kaplayan ölü sonbahar yapraklarının üzerine kustu Hepsi dehşete düşmüştü Ne yapmaları gerektiğini bilemiyorlardı Gecenin içinde bir puhu kuşu birdenbire öttü ve hepsi korkuyla irkildi

Buldukları şey bir bebek cesediydi Vahşice öldürülmüştü Katil, yavrunun ölü bedenine hiç saygı göstermemişti Berbat etmişti ölüyü Sivri ağaç dalları ve diğer şeyler Ağacın gövdesinde bazı deri parçaları vardı

Kasaba halkı ertesi gün kasaba meydanında büyük bir toplantı düzenledi Bebeği öldüren bu zalim, bu gaddar, bu barbar katil derhal yakalanmalı ve işkenceler yapılarak, yakılarak öldürülmeliydi Fakat suçluyu nasıl bulacaklardı? Kimsenin bir fikri yoktu Şimdilik, her gece kasabanın çevresinde nöbet tutulması, araştırmayı yürütmek için başkanlığını hakimle rahibin birlikte yürüteceği bir komite kurulması ve kadınlarla çocukların belli bir saatten sonra tek başlarına sokağa çıkmalarının yasaklanmasında karar kılındı Belediye başkanı ateşli bir konuşma yaptı Kurbanın ailesi intikam istiyordu Bebeğin annesi üzüntüsünden hasta olmuş, yataklara düşmüştü Bebeğin babasının saçları bir gecede ağarmıştı Küçük oğlunun ölü, parçalanmış bedenini ayık kafayla görmüştü adam İntikam istiyordu Kan istiyordu

İkinci bebek ilkinin bulunduğu günden bir hafta sonra kayboldu Kaybolan, nalbantın iki aylık torunuydu Biri öğle vakti adamın evine girip çocuğu kaçırmıştı Küçük kızın annesi o sırada su almak için kuyunun başına gitmişti Döndüğünde beşik boştu

Çocuğun cesedini sekiz ayrı yerde buldular: Kilise, bir ahır, meyhanenin kapısının önü, belediye binasının önü ve orman Parçalar farklı günlerde bulundu Katil hergün bir parçayı kasabadaki belirli bir noktaya bırakıyordu İnsanlar korku ve paranoya içinde yaşamaya başlamışlardı Her an her yerde karşılarına zavallı bir küçüğün bedeninden arta kalan kanlı bir et parçası çıkabilirdi Çoğu bu yüzden korkunç kabuslar gördü

Artık bu gidişe bir son verilmesi gerekiyordu Anneler çocukları için korkmaya başlamışlardı İnsanlar diken üzerindeydi Geceleri sokaklar bomboş kalıyordu Meyhaneye bile yalnızca bir iki eski müdavim, bir iki ayyaş ve bir de 'hiçbir şeyden korkmayan' 'cesur' gençler geliyordu Fakat kasaba halkı korku ve tedirginlikten çok öfke ve nefret duyuyordu Katil ne yapıp edip bulunmalıydı

Bir cadı avı başladı

Katilin bir cadı olabileceği ihtimali zaten daha en başından beri gözönünde tutuluyordu Bunun resmiyet kazanması ve adının konmasıysa nöbetçilerin bazı ipuçları, şehrin dört bir yanına dağılmış bazı gizemli işaretler bulmasından sonra oldu

Önce bir ahırda esrarengiz bir çömlek bulundu Bu çömlek, içinde bazı bitkilerin dövülerek ezilmesinde kullanılmıştı Çömleği bulan nöbetçi onu kokladıktan sonra derin bir uykuya dalmıştı Doktorun ve rahibin adamı uyandırmak için harcadığı tüm çabalar boşa gitti Genç adam komadaydı

Ağaç dallarında esrarengiz ipler bulunmaya başlandı Hiç kimse bu ipleri çözmeye cesaret edemedi Kasabanın çevresinde, dört bir yanda ağaçlara bu ipler düğümlenmişti

Kasabadaki fare ve sıçan nüfusunda gözle görülür bir artış olmuştu Sıçanlar ürünü talan ediyor, eşyaları kemiriyor, hatta küçük hayvanları öldürüyorlardı Küçük hayvan ölülerine kasabanın her yerinde rastlanıyordu Bunların tümünün sıçanlar tarafından öldürülmediği de belliydi

Bir sabah bir belediye görevlisi işe gitmek için kasaba meydanından geçerken meydanın tam ortasındaki bir şey dikkatini çekti Yanına yaklaştığında bunun, birbiri ardına konulan taşlarla yere çizilmiş tuhaf bir şekil olduğunu gördü

En sonunda, ilk cesedin bulunuşundan tam iki hafta sonra küçük bir kız çocuğunun daha kaybolması bardağı taşıran son damla oldu Bu küçük kız hiçbir zaman bulunamayacaktı

Kasaba halkı o gece yine meydanda toplandı Çok sıkı önlemler alınması karara bağlandı İnsanlar çocuklarını asla yalnız bırakmayacaklardı Tüm evlerde arama yapılacaktı Şüphelenilen herkes gözaltına alınıp sorgulanacaktı Komiteye bu konuda geniş yetkiler tanındı Komitenin emrindeki askerlere karşı koyan herhangi biri zor kullanılarak yakalanacak, kaçmaya çalışan olursa emir beklemeden vurulacaktı

Bir gün sonra araştırmalar başladı Bütün evler didik didik aranıyor, genç erkekler ve kızlar sorguya çekiliyordu Şehrin saygın ailelerinden ve asillerden pek fazla gözaltına alınan olmadı Yalnızca genç olanları mahkeme salonunda sorguya götürüp, zararsız bir iki soru sorduktan sonra serbest bırakıyorlardı Hakimin, rahibin ve belediye başkanının evleri aranmadı bile Öte yandan, yoksul halkın arasından oldukça yaşlı olmalarına rağmen gözaltına alınanlar olmuştu Bunların başında da yabancılar geliyordu Kasaba halkından olmayanlar Yaşlı bir dilenci kadın Gece gündüz içen bir ayyaş İşsiz güçsüz bir adam Kasabanın delileri Kör bir çalgıcı

Sorguların başlamasından sekiz, ilk cesedin bulunmasından tam yirmi üç gün sonra katil bulundu Katil, bir avukatın evinde çalışan genç, sarışın bir hizmetçi kızdı Her şeyi itiraf etti Zaten uzunca bir süredir bu kızla ilgili pek çok söylenti dolaşıyordu Arkadaşları hizmetçi kızı uçarken gördüklerine yemin ediyorlardı Odasında esrarengiz kitaplar bulundu Bunların çoğu din dışı, müstehcen şeylerdi Bazı kitapların içinde büyü tarifi olduğunu sandıkları bazı tarifler de vardı

Genç cadı çocukları nasıl öldürdüğünü anlattı Kasabada görülen tüm tuhaf işaretlerden de o sorumluydu Ağaçlardaki düğümler, kasaba meydanındaki lanetli taşlar, küçük hayvan ölüleri, hepsi onun eseriydi

Neden böyle bir şey yaptığını sorduklarında yüzünde esrarlı bir gülümseme belirdi Cevap vermedi O an hakim kendini tutmasa bu genç kızı boğazlayıp öldürebilirdi

En şüpheci olanların bile bu kızı tanıyan diğer hizmetçi kızlardan herhangi biriyle konuştuktan sonra katilin o olduğuna dair en ufak bir şüphesi dahi kalmıyordu Bu yoksul ve dürüst kızlar onun bir cadı olduğuna ve onu uçarken, geceyi renklere bürüyüp havada yüzerken gördüklerine İncil'e ellerini basıp yemin ediyorlardı Gözlerinde korku dolu bir bakış vardı Doğruyu söyledikleri her hallerinden belliydi

Cadının odasında tuhaf bitkiler bulundu Bunlardan birini koklayan genç bir asker bayıldı Arkadaşlarının onu uyandırma girişimleri sonuçsuz kaldı Ahırda çömleği bulan genç nöbetçinin daldığı uykunun aynıydı bu! Bu kanıt, geride kalan son şüpheleri de sildi

Datura stramonium Cadının bahçesinde buldukları çiçeğin adı işte buydu Kızın kendi gibi güzel Zehirli, lanetli, gaddar!

Bu lanetli çiçeği bir meşaleyle tutuşturup yaktılar

Onu yetiştiren cadıyı da aynı son beklemekteydi!

O gün kasaba meydanı bir bayram yeri gibiydi Sonunda adalet yerini buluyordu Zavallı bebeklerin hain katili, bu zalim, bu adi şıllık, cehenneme gidecekti! İntikam günüydü bugün! Kardeşlerim Hallelujah!

Tek bir endişeleri vardı Tek bir korkuları Bu cadının bir büyü yapıp ellerinden kurtulması İplerini çözüverip, uçup gitmesi Hakkın yerini bulmaması Ve bu lanetin sürmesi Rahip cellatlara şöyle tembih etmişti: "Cadının gözlerine bakmayın Sizi büyüler ve siz de ona acımaya başlarsınız" "Sakın gözlerine bakmayın!"

Korktukları tek şey buydu

Olan da bu oldu!

Cadı, o gün onun idam edilişini seyretmek için toplanmış bulunan kalabalığın gözleri önünde uçup gitti ve gözden kayboldu:

Hizmetçi kızı

Yaktılar!

Küle döndü kız Bedeninden arta kalan kül, rüzgarla havaya savruldu Ve uçup gitti

Saatlerce süren işkencenin ardından, cellat meşaleyi yakmış ve saman yığınını ateşe vermişti Hizmetçi kız oracıkta çığlık çığlığa can verdi Halkın zafer nidaları ve haykırışlar alacakaranlığı doldurdu Sonunda bitmişti! Kurtulmuşlardı! O musibet, o illet şey, o cehennem kaçkını yaratık artık bir daha asla onları rahatsız edemeyecekti Masum bebeklerin kanına giremeyecekti Gitmişti

Hakimin ve askerlerin çevresini saran halk, delice onların lehine tezahüratlar yapıyor, onları alkışlıyor ve kutluyordu Fakat hakim ve mahkeme aslına bakılırsa öyle çok da büyük bir başarı göstermiş sayılmazdı Sonuçta üç küçük çocuk öldürülmüş ve iki genç asker de lanetli bir uykuya dalmıştı

Ayrıca hizmetçi kız da aslında masumdu!

Sorgulama sırasında her şeyi, işkenceye bir son versinler diye itiraf etmişti

O gün şehir meydanında genç ve masum bir kızı yaktılar!

Sonra da onun küllerinin doldurduğu havayı içlerine çekip "Adalet!" diye haykırdılar

Dünya'nın her yerinde

Yaptıkları hala budur


Not: Katil rahipti


**********************


İzmir'in oldukça işlek olan İnönü Caddesi'nde kaza eksik olmaz Fakat bu kazaların nedeni sürücülerin ve yayaların dikkatsizliği değilmiş 1960'larda yapılan bu cadde, bazı yerlerde mezarlığın üzerinden geçirilmiş

-----------------------------------------------------------

Çanakkale'de Jandarma Kampı'nın önünden İzmir'e giden yol, civardeki en çok trafik kazası olan yolmuş Bu yolda haftada en az bir kere kaza oluyormuş Kazalar genelde kampın önünde olurmuş Çünkü geceleri savaşta ölen askerlerin ruhları askeriyeyi ziyaret edermiş Bu görüntüden tırsan sürücüler direksiyon hakimiyetini kaybedermiş

**********************


Hikayeleri okuyunca biraz etkilendim birazda tebessüm ettim başıma gelen bu olayı kime anlatıysam yarısı inandı yarısıda olamaz öyle şey dedi yoru hakkı sisze ait tabii


2004'ün temmuz ayı günlerden cuma annem ve babam kütahya da ki abim yanına gitmişlerdi evde kimse yoktu ve haliyle aklıma bin bir türlü şeyler geliyodu sebze ve meyve toptancılığı yaptığımız için bursa ya çarşamba günü gitmiş cuma günü ise geri dönüyordum Başıma bir kaç kez karabasan geldiği için artık alışmıştım ne biliyim arabanın içinde bile bana geliyodu artık cuma günü eve geldiğimde saat 23":30 civarıydı yatağıma girip uyuma çalışırken birden olduğum yere sızdım ve derken o uyku esnasında kapı gıcırtısı geldi yattığım yerden kalkamadım ve sanırım bizimkiler geldi dedim

sonra mutfaktan tava tencere sesi geldi ve yattığım odanın kapısı yarım kapalıydı ve kapı birden yavaşca açıldı fakat benim üstümde bir ağırlık vardı ve bir türlü kalkamıyordum odaya girdi üzerimde ki örtüyü yavaşca kaldırdı ve bir diziyle üstüme bastırdı ve ağzımı kapamaya çalıştı o an aşırı bir korku ve telaş vardı bende ağzım san ki düğümlendi hiç birşey yapamıyordum ve allah'a dua etmeye başladım sonra kelime-i şahadet getirdim e üzerimden yavaşca kalktı o karabasan kalkar kalmaz bende ayaga kaltım iki elim öne doğru uzatıp yakalamaya çalıştım sonra evde ki telefonluğun altına doğru sıkıştırdım telefonluğun ayansından ayın ışığı yansıyordu birden kafamı kaldırıp aynaya baktım kendimi göremedim kafamı geriye çevirip baktım ve bedenim ilk yattığım şakilde duruyordu o an içime öyle bir krku ve heyecan sardı ki ne pacağımı şaşırmıştım

sonra bedenimin içine tekrar giridim Allah'a tekrar dua ettim karabasan geldi üzerimden sıyırmış olduğu örtüyü iki eliyle tutu havaya kadırıdı(kaldırıdğı esna da kolları ve bedeni uzadı nerdeyse tavana çarpacak duruma geldi)üstümü örttü ve geldiği gibi odanın kapısını yavaşca kapadı sonra tekrar mutfaktan yine tava tencere sesi geldi en son dış kapı sesi gırtısı geldi ve gitti

karabasan gider gitmez ben yattığım yataktan kalktım ve saate bahtım saat tam 00:30 u gösteriyodu afallamıştım oturdum 3 kulfü 1 fatiha okuyup yattım ama yatana kadar da en bi 2 saat geçti


not : bu olaya inanmayanların başına da aynı şekilde gelmiştir(ben modernica olarak 1 aydır inanmadım sırf başıma gelsin diye )


***************************


Adamın biri, bi cumartesi gecesi evine dönüyomuş Birden 15-16 yaşlarında sevimli bi kızın yolun kenarında otostop yaptığını görmüş Adamın da aynı yaşlarda iki kızı varmış Hemen arabayı kızın yanına yanaştırmış, "Gece yarısı böyle ıssız bir yerde n'apıyosunuz Allah aşkına? Bu saatte otostop mu yapılır?" demiş Kız, "Uzun hikaye Rica etsem beni evime götürür müsünüz? Buraya çok yakın Bu iyiliğinizi ömür boyu unutmam" diyerek arka koltuğa oturmuş Kızın üzerinde cicili bicili, hoş bi elbise varmış Evinin adresini vermiş Gerçekten de yakınmış ev Adam eve vardığında önünde durmuş, "İşte geldik küçük hanım" diyerek arka koltuğa dönmüş ama arkada hiç kimse yokmuş Gözlerine inanamamış tabii Hemen arabasından inip evin kapısını çalmış Beyaz saçlı, çok yorgun görünen yaşlı bi kadın açmış kapıyı Adam heyecanla, "Bana inanmayacaksınız ama yoldan küçük bi kız aldım Bana buranın adresini verdi ama tam geldiğimizde" Yaşlı kadın adamı susturmuş, "Biliyorum, biliyorum" demiş, "Sonra da ortadan kayboldu di'mi? Bu başımıza ilk defa gelmiyor Her cumartesi akşamı aynı şey olur" Meğer kız bir cumartesi gecesi diskodan dönerken trafik kazası geçirmiş ve oracıkta ölmüş Şimdi her cumartesi gecesi kazada öldüğü yerden otostop yapıp evine gelmek istiyomuş ama bunu bugüne kadar başaramamış Kadın bunları anlatırken adamın gözü piyanonun üzerindeki kızın fotoğrafına ilişmiş Evet, kız aynı kızmış ve üzerinde de aynı elbise varmış


******************************

Alıntı Yaparak Cevapla

Korkudan Ölene Kadar Okuyun(İstemediğiniz Kadar)

Eski 08-13-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Korkudan Ölene Kadar Okuyun(İstemediğiniz Kadar)




Genç bi kız ailesinin evde olmadığı bi akşam arkadaşlarını davet etmiş Kız kıza yemişler, içmişler, derken içlerinden biri "Hadi cin çağıralım" demiş Ev sahibi kız da hiç inanmazmış böyle şeylere ama arkadaşlarına ayıp olmasın diye kabul etmiş Harfler kesilmiş, fincan ortaya konmuş ve elele bir masanın etrafında daire olunup cin çağırma olayına girilmiş Cin gelmiş gelmesine ama bizim kız hala fincanı arkadaşlarının ittiğini düşünüyomuş Bi ara fincan hızlı hızlı harflere giderek şöyle demiş: "İçinizde bana inanmayan biri var Yarın saat 4'te o kişiyle tavla oynamaya geleceğim!" Kızlar feci tırsmışlar ama ev sahibi kız hala dalgasındaymış işin Saat çok geç olmadığı halde seans hemen bitirilmiş ve kızlar evlerine dağılmış


Bizimki zaten o tür şeylere hiç inanmadığından cin olayını ertesi sabah unutmuşmuş bile Öğlene doğru telefon çalmış Arayan, kızın çok sevdiği, çok iyi anlaştığı teyzesiymiş, "Bugün içimde bi sıkıntı var, evdeysen bi ara sana uğruycam Dertleşelim biraz" demiş Kız da sevinmiş teyzesini görecek diye, "Hemen gel, ben de seni çok özledim" demiş


Kız, teyzesini hakikaten dertli ve solgun görmüş Hoşbeş etmişler ama teyze hala dalgınmış Kız, "Teyzeciğim sen konuştukça daha kötü oldun, istersen başka bişey yapalım" demiş Teyzesi de "O zaman tavla oynayalım Ne zamandır seninle oynamadık Kafam dağılır biraz" demiş Kız tavlayı almaya giderken bi gece önceki olay aklına gelmiş, "Meğer benim teyzem cinmiş" deyip gülümsemiş


Kızla teyzesi güle oynaya tavla oynarken bi ara teyze tuvalete gitmek için kalkmış O içerdeyken telefon çalmış Arayan kızın babasıymış Adamcağız çok üzgün bi sesle konuşuyomuş: "Kızım teyzen öğlen bi trafik kazası geçirdi Durumu çok iyi değildi ama Allahtan ümit kesilmez deyip sana haber vermedik ama az önce teyzeni kaybettik, başımız sağolsun"


****************************


Sanırım 3 sene önceydi ve ben o gece kardeşimle birlikte uyuyordum annemde yan çekyatta yenı doğan kardeşimle uyuyordu gece yarısına doğru uyandım ama istemdışı ve karşımda bir hırsız duruyordu ama sizin bıldiginiz hırsız degildi bu elimde tabancayla çok pis gülüyordu bende hemen anneme doğru baktım annem uyanıktı ve kolundaki bileziklerle oynnuyordu bır yandanda kardeşimi sallıyordu ne olduysa o anda oldu ben birden yataga yapıstım ve boğuluyordum gözlerim açıktı ve altınları görüyordum ondan sonra ezan sesiyle derin bir soluk aldım ve kardeşimi uyandırdım kardeşime şöyle dedim'demin olanları gördünmü'oda yooo görmedim diye bana karşılık verdi ben yatağa tekrar yattığıımda pencereye baktığımda aynı surat bana gülümsüyordu


***************************************


Size birşey öneriyorumEğer içinizde bir endişe varsa Bismirrahirahmanirahim deyinÇünkü bir

Bismirrahirahmanirahim demek sizi binlerce şeyden korurÖrneğin:

O gün hava bulutluyduElektrikler kesilmişti ouldaÖğretmenimiz sevk almıştıDersimiz boştu

Bahçeye çıktıkŞimşekler çaktıYağmur yağdıBahçe su dolduHatta bazıları yüzdü bile

Öğleci idikSaat 4Şimdinin 5'i oluyorDolunay gözüküyorduŞimşekler ardarda çaktıEn yakın arkadaşım beni burada yalnız bırakmıştıŞimşekler çok uzunduTanrım diğer sınıflar geziye gitmiştiBi tek bizim sınıf vardı

KorkuyordumÜşüyordumAçtımİçeri girilmiyordu soğuktanToz toprak vardı her yanda

yere uzandım

Aniden belimin yanından bi şey geçtiönce anlamadım sonra anladım ki şimşekOkulun kapısına doğru gelmeye çalıştımMerdivendeyken Bismirrahirahmanirahim dedimkapıyı kapıya ayak atar atmaz bir patlama oldukulağımı kapattımbu ses korkunçtuzıplayıphatta uçup kapıdan sınıfın birine girdimSınıfın penceresinden kaçtımkoştumtamda otobüs gelmişti otobüse binmiştimüstüm sırılsıklamkalbim patlayacak gibi çarpıyorduAz kalsın otobüs devrilecekti Bismirrahirahmanirahim dedimbariyerlerden geri döndüTanrım eve varmıştımYemeği bitirdimhemde ir koca kazan dolusu dolmayı

annem yanına turşu biber filan koymuştuyanındada kola vardıkazanı bitirdim

Gidip uyudumcanım yatağım seni ne kadar özlemişim

Ertesi gün kahvaltı yaparken haberlerde birinin ölü 2 kişinin yaralı olduğunu izledim

Ölen kişi ise arkadaşımmışbeni terkedip okulun nöbetçiler için yaptırdığı klübedeymişklübe statik elektrik çektiği için şimşek çarpmış

diğer 2 arkadaşım ise komadaöğretmenimize dava filan açacaklarmış diyorlar

her zaman Bismirrahirahmanirahim deyin

Sizi binlerce şeyden korur!


****************************************


Bize ait olan evimiz büyük ve dedelerimizden kalmış eski bir evdi Atında yatır olduğundan bahsederlerdi ben küçükken fakat pek kulak asmamıştım Birgün ablam arkadasında kalmıştı ve bende internete rahatça girebilmenin tadını çıkarıyordum Biraz fazla takılmış olmalıyım ki internete, saat epey geç olmuştu ve bizimkiler de yatmıştı Bilgisayarı kapatıp ışığı söndürdm ve hemen yattım (ertesi gün pazartesiydi ve 6da kalkıp okula gidecektim) Eski, yenisi alınması gereken ranzanın üst katına çıktım ve gözlerimi kapatmadan bi süre bi bölgeye odaklanmıştım çünkü karşımdaki masada duran bilgisayarın arkasından ve çevresinden siyah bir toz bulutu yükseliyordu Telaşa vermedim ortalığı ve gözlerimi kapatmaya, uyumaya calıştım Fakat duramadım ve bikaç saniye sonra gözlerimi tekrar açtığımda onun buluttan daha somut bişey olduğunun farkına vardm ve gittikçe terliyordm Arkamı döndm ve gözlerimi kapattım(karşımda duvar vardı) Kendimi hiçbişeyin olmadığına inandırmaya çalışırken tekrar gözlerimi açtım vebu şeyin burnumun dibine kadar gelmiş olduğunu görünce üzerimdeki örtüyü başımdan aşağıya örttüm ve uyuyakaldm Bikaç saat sonra kendi kendime uyandığımda kafamı olanca hızıyla yastığa ve etrafa vuruyordm(zaten vurduğum için uyanmıştım) Kendimde değildim ve bilinçsizce bişeyler sayıkladığımı duyuyordmUyandıktan sonra bikaç saniye daha kafamı yastığa vurmaya devam ediyordm ve engel olamıyordm Bu geçtikten sonra saatlerce bilinçsizce ve kendime engel olamadan sayıkladım, bi ara anneme seslendiğimi duydum, sürekli bağırmaya devam ediyordm Sanki bişey beni boğuyor, sıkıyor ve üstüme geliyordu Uyanık olduğum halde bilinçsiz davranışlar yapıyordm, midem bulanıyor olduğum yerde dönüyor, yatağımdan çıkmak isteyip başaramıyordm çünkü bişey beni yerimde tutuyordu1-2 saat sonra biraz sakinlesdim ve saat 6 olacakki annem uyandırmaya gelip kapıyı açtığında ona boş gözlerle bakıp ona sakin bi sesle sesleniyordm Annemde anlayamamıştı ve bana ne olduğunu soruyordu bense ağlamaklı sesle hala ona sesleniyordum Yanıma geldiğinde birden yataktan fırladım ve tuvalete doğru koşup kusmaya başladım o kadar acı çektm ki sanki organlarım birden çıkacaktı içimden Bu olaydan sonra hiçbi rahatsızlığımın olmamasına rağmen 1 hafta yataktan çıkamadım, hiçbişey yiyemedm ve sürekli kusmaya devam etim 1 hafta boyunca yaklaşık 5 kilo verdm ve suyu dahi içemedim serumla beslendim, ne olduğunu ve neden olduğunu ise çözememiştim O günden sonra odada tek kalıp yatağa her çkışımda ya çıkarken bişey ayağımdan tutuor (çekince bırakıyor) yada bişeyle ranzayı sallıyordu Şu an o evden taşıdk fakat kimi neyin beklediği hiç bilinmez(1 haftada 5 kilo ha,geliyim o zaman sizin eve )


*****************************


Yıl 1994 temmuz ayı cumartesi akşamı Ben ve kardeşim o akşam yemek yiyorduk ve aniden zil çaldı, kapıyı annem açtıKapıda olan kişiler arkadaşlarımdı ve bizi aşağıya çağırıyorlardı saat 1000'na geliyordu sofradan kalkar kalkmaz aşağıya indik arkadaşlarımızla her gece korkunç hikayeler anlatırdık, (Gece dedim çünkü sabahlara kadar oturur hikayeler anlatır oyun oynardık) her kafadan bir hikaye çıkardı ortaya ama birbirimizi korkutmak için yarış yapardıkO akşam herkez hikayesini anlattıktan sonra oyun oynamaya karar verdik, o zamanlar 11 yaşındaydım ve saklanbaç oynamayı çok seviyordum Ebe saymaya başladığında herkes yerini almıştı ve bende, tabiki ben o anki olacak olaylardan haberdar değildim, kim bilirdiki şeytanı karşımda göreceğimi neyse konuya geçelim ben yerimde ebenin saymayı bitirmesini bekliyordum ebenin saydığı binanın yan tarafındaydım ebebin sayması bitmediği için sıkıntıya girmiştim o, an arkamı dönmemle dona kalmam bir olmuştu şimdi şeytanla karşıkarşıyaydım o herkesin bildiği gördüğü bir tipten değildi (tabii ki görenler için) 2 metre boyu,yumruğum kadar iri ve kıpkırmızı gözleri çatal biçiminde uzun asası 2 adet iri buynuzları ve üstünde siyah birşeyi vardı ama ayakları yoktu evet yanlış okumadınız ayakları yoktu adeta uçuyordu o, anda vücudum çözülü vermişti hemen bahçenin ortasındaki kuyunun arkasına saklanmıştım ebe ağladığımı duyunca hemen arkadaşlara haber verdi bu şeytanı yakın arkadaşımda görmüş ve oda çok korkmuştu (ismini vermeyeceğim) Ve bu olaylardan sonra her pisliğin yanında cinlerin olduğuna şaitlik ettim Ertesi sabah şeytanı gördüğüm yere geldik orada bulunan ev bomboştu evin içinde bir el vardı ve sanki el bizi seyrdiyordu önce inanmadık sonrada banyoda gördük ev zemin kattaydı banyonun penceresinden içeri yumurta kartonu attık ve karton geri geldi ve bu olay bi kaç defa gerçekleşti ne zaman oraya gitsek üst kattakilerin kızını yerde baygın buluyorduk ve bu olaydan sonra bişey farkettimki ne zaman korkunç hikayeler anlatsak ozaman kötü şeyler oluyordu ama anlatmayıda seviyorduk Bu yüzden siz siz olun sakın korkunç şeylerden bahsetmeyin eğer cinlerden bahsedecekseniz kötü varlıklar diye konuşun, bunu sakın unutmayın







devamını göremiyorsun şimdilik

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.