Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çocuk, sevgi

Çocuk Ve Sevgi

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuk Ve Sevgi





Sevgi bekler çocuklar
Anne bağırır;
"Çabuk ol servisi kaçıracaksın!"
Baba kükrer;
"Ne yatmasını biliyorsun, ne kalkmasını!"

Sabahları güneşin doğuşunu bilmez çocuk
Taze bir sabah, bayat bir günün devamıdır çok zaman
Her sabah adına yuva denen, adına kreş denen o yere
bırakılır Başkalarının annesinde, kendi annesinin
hasretini çeker günboyu Sabahın köründe
"benim annem ne zaman gelecek"
diye gözyaşları döker solgun yüzüne dizi dizi
Akşam ne uzundur Yuva nice gürültülü
Sevgilerini konuşurlar efkarlı saatlerde
"Benim babam beni çok seviyor"
"Hayır, benim babam beni daha çok seviyor"
"Hadi ordan, beni hem babam
hem annem daha çok seviyor"

Baskalarının babası kendi çocuklarını çok severse,
sanki kendi babalarının sevgisi azalacakmış gibi
kavga ederlerEn cok sevilen olmaktır tutkuları
Her pazartesi ne kadar sevildiklerinin
ıspatını yapmaya koyulurlar
"Benim babam beni hamburger yemeye götürdü"
"Biz hem hamburger yemeye gittik,
hem de Luna parka gittik"
"N`apalımBenim annem beni sinemaya götürdü
Aslan Kral filminde ağladık annemle birlikte"
"Kızlar ağlar zaten Ağlamanın neresi eğlenceli?"
"Biz babamla maç ettiğimiz zaman çok eğleniyoruz"
"Benim babam benimle değil,
arkadaşlarıyla maç etmeye gidiyor"
"Bak demek ki benim babam beni daha çok seviyor
Bi kere biz ikimiz, yani babamla ben, maç ediyoruz"

Pazartesileri hep böyle geçer
Herkes kendi babasının en sevgili baba olduğunu ıspat
etmeye çalışır Öteki çocuklar yeni sevgi ıspatlarını
ortaya koydukça içini bir ürperti kaplar Başkalarının
babası çocuklarını daha çok mu seviyordur acaba?
O reklam gelir aklına Kahrolası reklam
"Evinizi seviyorsunuz, arabanızı seviyorsunuz
Beni sevmiyor musunuz?"
inanmak üzeredir onu sevmediklerine
Arka koltuğa gazoz döktü diye ne çok bağırmıştı
babası Ama olsun, arkadaşlarına bunu
anlatmazsa eğer, babasının arabasını kendisinden
çok sevdigini nereden bilecekler
Keşke her pazartesi en sevilen evlat
oyununu oynamak zorunda kalmasaydı
Bunun için pazartesileri hep hasta numarası
yapması gerekiyordu Uyanamama numarası
En sevilen çocuk olmak yarışması,
bilseniz ne kadar zor diyebilse bir gün, her şey ne
kadar kolay olacak Oyunu değiştirebilirdi
Bu oyunun mağlubu olduğunu arkadaşları öğrenecek
diye her Pazartesi karanlık bir kuyu olmazdı o zaman
Herkesin annesinin ve babasının ne kadar iyi
anne baba olduğu, çünkü onlara ne çok pahalı oyuncak
aldıklarının konuşuldukları bir sırada,
"Beni anneannem çok sever" diye bağırıverdi
Sustu arkadaşları Söyleyebilecek bir şey bulamadılar
Akın boynunu büküp "Benim anneannem yok" dedi
Üzüldü o zaman Ama geri dönemezdi
"Benim anneannem beni çok sever
Masal anlatır bana Oyunlar oynarız
Yaramazlık yapınca "dayında böyleydi" der gülerek"

Arkadaşları ne kadar dinliyor diye sustu birden
Kendisine doğru yönelmiş meraklı bakışları keyifle
seyretti Ağızları açık "Ee sonra?" diyorlardı
"Sever beni Masal anlatır Hiç susturmaz beni
Ben konuştukça güler"Hay çocuk" der
"Sen beni güldürdün Allah'da seni güldürsün, der"
Herkes bir masal büyüsü ile dinlerken onu,
anneannesini öteki çocuklarla paylaştığını
düşünüp susuverdi Üsteledi arkadaşları
"Hadi anlatsana!" dedilerTop havuzuna doğru koşup
"Herkesin anneannesi kendine"
diye bağırdı Akın itiraz etti
Hiç olmazsa arkadaşının anneannesinde
tatmadığı bir duyguyu tadacağını düşünürken
ne diye oyunbozanlık yapıyordu
Kızdı "Herkesin babası kendisine demiyordun ama!"
Duymazlığa geldi Anneannesini hiç kimselerle yarıştırmak
istemiyordu, işte o kadar!

Akşam çabuk oldu
Bu oyunu kazanmıştı Muzaffer bir komutan edasında
dolaştı bütün günArtık annesine neden Pazartesileri
yuvaya gitmek istemediğini anlatabilirdi
Yorganın altına saklanmazdı bundan böyle
Her Pazartesi anneannesinden bir demet yapıp götürürdü
Kapıdan içeri girer girmez neşeyle bağırdı :
"Anne biliyormusun bugün yuvada ne oldu?"
"Görmüyor musun? Telefonla konuşuyorum"
Hiç kimsenin sevdiği şey birbirine benzemiyordu
Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu
Herşey erteleniyordu telefon ve araba söz konusu
olduğunda Bir de eve misafir gelecek oldumu kendisine
hiç yer kalmıyordu Nerelere gitsindi?
Annesi kapattı telefonu Mutfaktan tencere
kaşık sesleri geliyordu Koşarak yanına gitti
"Sana yardım edeyim mi?" dedi en sevimli halini takınarak
Annesi manalı manalı baktı
"Hayırdır Bir yaramazlık filan
Bak bir de seninle uğraşmayayım çok
yorgunum zaten"
Yorgunluk nasıl bir şeydi Bazen elinde oyuncağıyla
uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça
elinden alır "Nasıl yorulmuş yavrucak
Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni" diyerek
alnına bir öpücük konduruverirdi
Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer,
ne diye annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın
konuşuyordu?! "Annecigim yorulduğun zaman
gül kokulu uykulara dalarsın
Anneannem öyle söylüyor"
"Uykuya dalayım da gül kokuları kusur kalsın
Yorgunluktan ölüyorum"Bu kelimeden nefret ediyordu
YorgunumYorgun olduğumdanBöyle
yorgun yorgunken
"Anneciğim sen yorulma diye"
"Yemekte konuşuruz çocuğum Bankada işler yetişmedi
Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım
Hadi sen oyna biraz" "Hani siz yoruluyorsunuz ya"
"Eeee" "Ben de oynamaktan yoruluyorum"
"Ne yapayım?" "Bilmem"
Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler,
yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı
Işıklar söndü birden Annesi öfkeyle söylenmeye
başladı"Mum da yok" diye karıştırdı dolapları
Çocuk sırtüstü yatıp, anneannesinin
köyünü düşündü Gaz lambasının ışığında deli
tavşan masalını anlatışını Deli tavşanın duvardaki
aksini getirdi gözlerinin önüne Anneannesi
gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını
yukarı kaldırarak tavşan kafası yaptı "Bak deli tavşan"
diyerek parmaklarını oynattı Yoldan geçen arabaların
farları duvardaki tavşana yol açtıTavşan alabildiğine
hür dolaştı sağda solda Otlarla kuşlarla konuştu
Sonra yorgun düştüDuvardaki görüntü o minik avuçların
açılmasıyla kayboldu Kolu yavaşça kanepeden aşağı
sarktı Neden sonra ışıklar geldi Kadın çocuğun hiç
konuşmadığını aklı etti birden Kanepeye koştu
Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek
uykuya dalmıştı Masanın üstündeki dosyalara baktı
iğrenerek Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini
Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük
kondurdu Çocuk sanki bu öpücüğü bekliyormuşçasına,
"İşin bitince beni sever misin anne ?" dedi

Kadın, sevilmek için randevu alan cocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı


Yazarı Bilinmiyor



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.