Prof. Dr. Sinsi
|
Ertelenmiş Umutlarda Mutluluk Aradınız Mı??
Akreple yelkovan arasinda suren yaris artik ilgilendirmiyor beni Coktandir duvarlarimda takvim de eskitmedim  Zaman, en cok sahip oldugum; ancak, bir o kadar da sahiplenmekten nefret ettigim tek sermayem Dunyam, herkesin dunyasi kadar genis de degil Ben bu kucuk odayi bilirim, bu kucuk oda da beni Bir de, benimle birlikte bu garip mahkumiyeti paylasan muhabbet kusum 
Siz hic kuslarla konustunuz mu? Ben urkutmekten korkarak, pencereme konan, kucuk sercelerle konusurum Uzak yerlere, icimdeki hasreti gonderirim onlarla Aslinda, bilirim uzak yerlere gidecek dermanlari olmadigini  Ama; ya giderse diye de, icimdeki hasreti onlara anlatmadan edemem
Artik sercelerde konmaz oldu pencereme Simdileri muhabbet kusumla dertlesir oldum Vakitsiz kaybedince esini, ayni kaderi paylasir olduk Oyle mahzun boyun bukusu, oyle icli seslenisi var ki, bilirim beni anladigini Bir saksi begonyam vardi Yesil yapraklari arasinda pembe cicekler acardi Kuslara anlatamadiklarimi ona anlatirdim Bazen, pembe pembe gulumsedigi, bazen de, sari sari huzunlendigi olurdu O da vefasiz cikti Belki de dayanamadi anlattiklarima Bir sabah, kucuk saksisinda kurumus buldum Gercekten vefasizlik begonyada miydi, yoksa begonyayi kurutan kaderimde mi?
Sabahin ilk isIklarindan, gecenin koyu karanligina kadar, karsi evlerin ruhsuz duvarlarini seyrederim Bir de benim kadar yalnizlik ceken komsu bahcedeki elma agacini Butun dunya ayni noktada donar kalir Ruzgarlar da esmese, sadece silik bir tablodur seyrettigim Renklerin degismesi icin, mevsimlerin merhametine siginmis olmak ne aci Ve kucuk bir pencereden kucuk bir dunyayi yasamak  Kimi zaman uzak bir yerdeki kalabaliklarin anlasilmaz ugultulari dolar odamin yalnizligina Duvarlarimda, eskiden yankilanan kucuk kahkahalar ve sevda dolu sarkilar, yerlerini anlamini bilmedigim ugultulara birakir Koridorlardan cekilen ayak sesleri, parkeler uzerindeki sicakligi bile yaninda alip goturmustur coktan Esyalarin uzerlerine sinen mutlu dokunuslar, duvarlar arasinda buyuyen catlaklarda kaybolmustur
Siz hic kuslarla konustunuz mu? Geceler agir bir yuk gibi omuzlariniza coktugunde, yalnizligin girdabinda bogulmamak icin, bir kusun kanadina yazdiniz mi en icli sevda siirlerini? Kendi gozyaslarnizi, bir kupaya doldurup, yalnizligin can cekistiren acilarina inat, bir hayalin serefine kadeh kaldirdiniz mi? Yildizlarin bile goz kirpmaktan cekindigi, ayaz bir gecede, avuclarinizda gecmis yillardan kalma dost bir sicaklikta isindiniz mi? Siz hic yureginizde sevda tasidiniz mi?
Yagmurlar islatir camlarini penceremin Bir eski sarkida can bulur umutlarim Gecmisin tatli hatiralari islanir geceler boyu Ben, yagmuru hep pencerenin gerisinden seyrederim Icimde, kaldirimlarin islakliginda yansiyan ay isiltilari gulumser Bir sokak lambasinin altinda sarhos narasini dinlemek isterim Bir sokak kedisiyle dost olmak, bir garibin aksam yemeginden bir lokma tatmak isterim Yurtlari ellerinden zorla alinmis multeci cocuklarin musamba cadirlarinda ay isigi olmak isterim Boslukta kalan ellerim, manasiz savas meydanlarinda atilan mermileri yakalasin isterim Yakalasin da, cocuklar tatmasin yalnizligi isterim Siz hic icinizde umut tasidiniz mi?
Ben coktan yitirdim zamani Gecmis gunlerde kaybettiklerime aglamiyorum, gelecek gunlere de ulasacak hayallerim yok Zamansiz bir hayatin en ortalik yerindeyim Gozlerimde sekillere mana verecek isIk, dizlerimde beni tasiyacak guc kalmadi Bir pencere boyundaki dunyamda, bir muhabbet kusum var, bir de; icimde hic eksilmeyen sevdam
Siz yalnizligin vampir gibi ruhunuzdaki guzellikleri emmeye basladiginda icinizdeki sevdaya sigindiniz mi? Siz, hic kuslarla konustunuz mu? Mahzun boyun bukuslerinde, yarinlara uzanan bir umut arayip, sessiz cigliklarinda yalnizliginizi bogmaya calistiniz mi?
Geceler agir bir yorgan gibi sarar etrafinizi Sesler cekilir, sekiller silinir Duvarlara sinmis eski kahkahalar cinlar sofalarda Defalarca seyretmek zorunda birakildiginiz siyah beyaz bir filmi yeniden seyreder gibi gecmisinizi yeniden yasamaya baslarsiniz Gozyaslariniz bilmem kacinci kez islatir yastiginizi Sikica sarildiginiz yorganiniz, bir isirgan otu merhametsizliginde yakar bedeninizi Hickiriklariniz, yalnizliginizin koyu karanliginda bogulur Bir dostun sicacik elini arayan elleriniz, caresizlikle dokulur yanlariniza Sadece dualariniz kalir dudaginizda
Icinizde, hep gelecek yarinlara ertelediginiz umudunuz korelmeye basladiginda; varliginizin, kendinize bile yuk olmaya basladigini dusunursunuz En zorlu firtinalarda siginacak bir limaniniz olsun istersiniz O zaman; icinizde hic eksilmeyen sevdaniz sahiplenir sizi Siz, hic sevdanizi kuslara anlattiniz mi?
Gun dogumu saatlerde yeni umutlara acarsiniz gozlerinizi Ya bir postacinin hic alisIk olmadiginiz vuruslaridir beklediginiz, ya da; eski bir dostun, sokaktan gecerken soyle ayak ustu ugrama ihtimali Saatin, zamani her asindirdiginda, umudunuz, umutsuzca ertelenmeye baslar Kendi gonlunuzce, siralamaya basladiginiz ihtimallerin arkasina siginmaya calisirsiniz Unutulmus olma ihtimali hic gecmese de aklinizdan, icinizdeki garip urperti bedeninizi sarsar Sararmaya yuz tutmus mektuplarin solgun satirlarinda mutluluk ararsiniz Ikram etme hevesiyle hep elinizin altinda bulundurdugunuz sigaranin dumaninda huzur ararsiniz O en umutsuz aninizda kafesinde otmeye baslayan muhabbet kusu, umudun hic bitmemesi gerektigini fisildar Onun tatli sakimalarinda yeniden umut yuklenirsiniz Butun beklentileriniz, bilinmeyen bir zamana ertelenir
Siz, hic ertelenmis umutlarda mutluluk aradiniz mi?
Siz, hic kuslarla konustunuz mu ?
|